Özbekistan Buhara

Özbekistan Buhara

Buhara şehrinin birçok yüzü bulunmaktadır ve bu nedenle şehre değişik isimler verilmiştir. Bunlar “Kutsal Buhara”, “Akil Buhara”, “Mübarek Buhara” dır ama en doğru isim “Noble Buhara”dır.

Şehrin ismi: Buhara olmadan önce “Vikhara” dır ve bunun kelime anlamı “Budist Manastırı” dır. “Buhara” isminin kökeni ise “Bukhar” demektir ve bunun kelime anlamı, büyücüler dilinde “bilgi kaynağı” demektir. Bukhar aynı zamanda, putlar için kullanılan bir depo anlamında kullanılır.

Şehri ziyaret ettiğinizde: eski sokakları, mimarisi, uzun boylu minareleri ve asırlık anıtları hemen göze çarpacaktır. Bilim adamları tarafından incelenen bu sayısız ortaçağ eserleri nedeniyle, şehrin üzerinde antik bir atmosfer yükselir.

Arkeologlar tarafından, toprak zemin yaklaşık 20 metre kadar kazılmış ve bu bölümde: çeşitli konutlar, kamu binaları ve sur kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda şehrin ilk olarak 2500 yıl önce kurulduğu da ortaya çıkmıştır.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Antik dönemlerde: Buhara çeşitli dinlerin merkezi olmuştur. Zerdüştler, müşrikler, Hıristiyanlar ve Budistler burada yaşamışlardır. Ancak 19. yüzyılın sonunda, şehir Müslüman dünyasının önemli bir kültürel ve dini merkezi haline gelmiştir.

O dönemden günümüze, birçok cami, mezar ve medrese kalmıştır. Genel olarak 4000 üzerindeki bu anıtlar, Buhara şehrini, Orta Asya’da tam bir açık hava müzesi haline getirmiştir.

Şehir: Orta Asya’daki en romantik geçmişe sahip şehirlerden birisidir. MÖ.500 yılında kurulan şehir, zamanla Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş, Cengiz Han burayı ele geçirip yakıp yıktıktan sonra, Timur burayı yeniden imar etmiştir.

Aslında: Cengiz Han ordusu ile birlikte şehri kuşatınca, şehir halkı: hayatlarının bağışlanması ve şehrin yok edilmemesi karşılığında bir anlaşma yaparak, şehri Cengiz Han’a teslim etmiştir. Ancak Cengiz Han: bunu kabul etmesine rağmen, şehri teslim alınca sanatçıları ve genç kızları ve genç erkekleri ayırıp, herkesi öldürtmüş ve şehri ateşe verdirtmiştir.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Şehre hayran kalan ünlü gezgin “Marco Polo” nun yazıtları, burayı İpek Yolu’nun entelektüel ve kültürel bir merkezi haline getirmiştir. Öte yandan: buradan dünyanın büyük tarihçileri, bilim adamları, yazarları ve düşünürleri yetişmiştir.

Tasavvuf anlayışı, Anadolu’ya kadar etkili olan Ahmet Yesevi burada yetişen ünlü kişilerin başında gelir. Buharalı mutasavvıflar arasında Bahaeddin Nakşibendi de bulunmaktadır.

19. yüzyılda Rusya ve İngiltere arasındaki “Büyük Oyun” sırasında iki İngiliz subayı olan Stoddart ve Connoly burada bulunan Erk Hisarı’nın önünde infaz edilmiştir.

Şehirdeki en eski anıtların başında: şehrin kapısı vardır. Orta Asya döneminden kalma kalenin bir duvar kalıntısı, savunma sisteminin eşsiz anıtı olarak görülmektedir. Bu duvar kalıntısı, sonsuz savaşlar sırasında, şehrin savunması için amaçlanan zapt edilmez istihkam inşasını göstermektedir.

Şehrin kapısı: duvarın dış tarafından yanmış tuğla ile yapılmıştır. Mevcut duvarın uzunluğu 11 metreye ulaşmaktadır. Bu duvarların ilk olarak Arap Naip Takhirid zamanında yapıldığı bilinmektedir. Şehir gelişip büyüdükçe, ortaçağ döneminde yapılan duvarlar arttırılmıştır.

Sonrasında 12.yüzyıla kadar yıpranan bu duvarlar, Karahanlı hükümdarı Arslan han zamanında (1102-1130) takviye edilmiştir. Takip eden süreçte 1207-1208 yılları arasında restore edilen duvarlar, 1220 yılında Cengiz Han orduları tarafından Moğol istilasında yeniden yıkılmıştır.

1540-1549 yılları arasında Abdal-Aziz Han döneminde duvarlar şehrin banliyöleriyle çevrilmiştir. Günümüzde, şehrin güneybatı kısmında, rekreasyon parkında bu ortaçağ surlarının bir kısmını görmek mümkündür.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Evet: Buhara Orta Asya’nın en kutsal şehirlerinden birisi ve aynı zamanda Orta Asya Türk kültürünün merkezidir. Öte yandan Özbekistan ülkesinin beşinci büyük şehridir.

Tarihi İpek yolu üzerinde özel bir yere gitmek düşünürseniz, burası mutlaka gidilmesi gereken bir yer olarak öne çıkar. Kalan Minar ve mavi kubbelerin arasından, bu şaşırtıcı şehri izlemek gerçekten çok otantiktir.

Şehrin dolambaçlı ve topraklı sokakları hem içme hem temizlik amaçlarıyla kullanılan su kaynaklarının çevresine inşa edilmiştir. Bu havuzlar sağlıksız oldukları için Sovyetler döneminde doldurulmuşlardır.

Dut ağaçlarıyla çevrili, içinde bir hankah ve medreseler olan Leb-i Havuz hala durmaktadır. Yakınlarda, Orta Asya’daki yüksek İslami eğitimin merkezi olan 14.yüzyıldan kalma Kukeldaş Medresesi bulunmaktadır.

Kahverengilerin ve mavilerin şehri olan Buhara, göz alıcı pazarları, muhteşem çini mozaikleriyle insanın bambaşka bir ortamı yaşamasını sağlar. Tarihteki yerinin sağlam olduğunu bilen şehir, çok rahat bir havaya sahiptir.

Buhara şehrinde 269.000 kişi yaşamaktadır. Şehir Özbekistan ülkesindeki 12 şehirden birisidir ve ülkenin güneyindedir.

Şehrin tarihi merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Buna göre: İpek Yolu üzerinde bulunan şehir, 2000 yıldan daha eskidir.

Kent dokusu büyük ölçüde sağlam kalmıştır. Orta Asya’da, bir ortaçağ kenti olarak eksiksiz örnektir. Özellikle: 10. yüzyıl Müslüman mimarisinin başyapıtı olan İsmail Samani mezarı ve çok sayıda 17.yüzyıl medresesi ilgi çekmektedir.

Burayı ziyaret etmek için en uygun dönem: Mart-Nisan ve Eylül-Ekim ayları arasındaki dönemdir. Buraya ulaşmak için İstanbul-Taşkent arasında havayolu ve Taşkent-Buhara arasında yerel havayolu kullanmak gerekir.

İstanbul-Taşkent arasındaki uçuş, yaklaşık 4 saat 20 dakika sürmektedir. Buhara şehrine trenle gitmek isterseniz, Semerkant-Buhara arasındaki tren yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor.

Buhara tren istasyonu, şehir merkezine 12 km uzaklıktadır. Bunun sebebi: o zamandaki Buhara Emirinin politikasıdır. 1889 yılında tren hattı kurulduğunda, medeniyetle arasındaki bağların en aza indirgenmesi amacıyla tren hattı şehre bu kadar uzak kurdurulmuştur. Çünkü o dönemde, şehir bir yandan “Yasak Şehir” yani “en kapalı toplum” olarak bilinmektedir.

Yüzyıllar boyunca şehre hiçbir yabancı girememiştir. Çünkü Buhara Emirlerinin 17.yüzyıldan itibaren dünya ile ilişkilerini kestikleri söyleniyor. Gizlice girmeyi başaranlar ise, çok iyi Türkçe ve Farsça bilip, molla kılığında bölgeyi ziyaret eden seyyahlardır. Bölgeyi ziyaret eden seyyahlardan birçoğunun öldürüldüğü söyleniyor.

İpek Yolu aracılığı ile buradan geçen Müslüman tüccarlar haricinde kimse buraya giremiyormuş. Öte yandan, Buhara Emirliğinin bu kadar dış dünyadan izole olmasının en büyük nedenlerinden birisi de, coğrafi konumdur. Buhara şehrinin kuzey, batı ve güney bölümü bozkırlar ve çöllerle çevrilidir.

Doğuda ise dağlar bulunur. Buraya gelecek ordular, çölü geçme yollarını ve su kaynaklarını bilmedikleri takdirde, buraya ulaşmaları mümkün değildir. Bu nedenle de, ister seyyah, ister gezgin, ister elçi kim olursa olsun, bu bilgileri dışarı çıkarmamaları için öldürülmüşlerdir.

Hatta: şehri bir Rus sefir geldiğinde, onun bu bilgilere sızmasını engellemek için şehrin en uzak yerlerinde konaklattıkları söylenmektedir. Şehrin bu döneme ait anıları arasında idam edilerek öldürülen iki İngiliz dikkat çekmektedir.

İngiltere kraliçesi Victoria’nın temsilcisi olarak buraya gelen Teğmen Stocdart: yanında getirdiği hediyeleri Hindistan valisi adına Emire takdim edince, Emir Nasrullah Han, bunu kendisine hakaret sayar ve kendisini hapsettirir. Daha sonra onu kurtarmak için gelen İngiliz elçi de hapsedilir ve ardından ikisi de idam edilerek öldürülür.

Buhara ismiyle bilinen ünlü İran halı deseninin şehirle bir ilgisi yoktur. Gezginler ilk olarak buradaki Pazar yerinde bu halıları görmüş ve halıların burada yapıldığını düşünmüşler ve bu isim verilmiştir.

 

Şehrin popüler kafe ve restoranları

Buhara şehrinin yerel lezzetleri arasında öne çıkanlar: Buhara pilavı, baracha (soğan ile haşlanmış kuzu eti yemeği), Buhara somsa (etli domates dolması) dır. Bu ana yemekler yanında mayonez ile tatlandırılmış sebze salataları öne çıkar.

Ayrıca: şehirde Avrupa mutfağı yemekleri, diyet salata ve vajeteryan yemekleri ve restoran ve kafelerde İngilizce bilen personel bulmak mümkündür.

Kamp

M.İkbol str adresindedir. Her gün saat 10.00-23.00 arasında açıktır. Kamp isimli restoran: açık bahçe, iki salon, odalar ve çocuk odasından oluşan büyük bir komplekstir. Burada Özbek, Avrupa ve Uygur yemek kültürü tadılabilir. Özellikle: Uygur tarzı kızarmış sığır eti, çeşitli çorbalar ve tatlılar önerilir.

Bela İtalia

B.Nakshbandi str adresindedir. Burası ölçülü İtalyan tasarımı ile dikkati çeker. Şehrin eski ve yeni parçaları arasında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve doğu mutfak kültürü tadılabilir. Özellikle: pizza, spagetti, Arap et yemeği ve Gürcü et yemeği önerilir.

Minzifa

Khujarushnoy str adresindedir. Burası Lyabi-Khauz yakınlarında, eski şehrin merkezindedir. İki hol ve bir terastan oluşmaktadır. Burada: Özbek, Avrupa ve vejateryan yemekleri bulunmaktadır. En popüler yemek ise pilavdır.

Rüsten-aka Ulusal Evi

Sarofon str adresindedir. Buhara şehrinin eski kesiminde yer almaktadır.
Burada: Özbek, Avrupa ve Vejeteryan tarzı yemekler sunulmaktadır. Popüler yemekler: dolma, mısır çorbası, elmalı turtadır.

Dolon

Khakhikat str adresindedir. Şehrin eski kısmında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve Özbek yemekleri sunulmaktadır. Popüler yemek: shashlik ve shourpadır.

Doston Evi

K.Kalon str adresindedir. Burası ulusal geleneklere göre pişmiş Özbek yemekleri tatmak için şehirdeki en uygun mekandır. Burada Özbek yemek kültürü sunulur. Popüler yemekler: Buhara pilavı, shourpa, köfte çorbası, dolma, haşlanmış sebze salataları, somsa’

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

ŞEHİR MERKEZİNDE GEZİLECEK YERLER:

Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch
Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch

 

Buhara Kalesi-Arch

Ark kalesi, Buhara hanları tarafından konut olarak kullanılmıştır. Son kazılara göre: 4. yüzyılda yapıldığı görülür. 20 metre yükseklikte suni bir tepe oluşturulmuştur. Yani duvar yükseklikleri 18 metreye ulaşır.

Üst tabakalar, en son Bokharan Emiri döneminde inşa edilmiştir. Yapının ahşap kısmı ise, 1920 yılındaki genel yangın sırasında yanarak yok olmuştur. Ark içinde: Emirin konaklama odası, polis bölümü, ahırlar, giysi, halı, mutfak eşyaları, hazine, tophane, hapishane, kuyum ve diğer atölyeler ve cami görülebilir.

İlk olarak ise, Ark’ın devasa kapıları ilginizi çekecektir. Kapılar; iki katlı kule ile portal, kemer açıklığı ve üstünde kafesli mimari galeri görülür. Arkada da galeri ile çevrili bir müzik odası bulunur. Yan tarafta, mahkumların atıldığı nemli zindan bulunur.

Buhara Emirinin taht odası, tören ve festivaller için ayrılan oda: güneydeki girişin hemen ardındadır. Burası ahşap sütunlar üzerine tuğla döşeli olarak inşa edilmiştir. Uzun eksen bahçede, Emir tahtı bulunur. Bu mermer taht: mermer sütunlar üzerinde, boyalı, ahşap gölgelik altında, 1669 yılı Nuratian ustaları tarafından yapılmıştır.

Evet burası Buhara’nın en eski anıt gemisidir ve şehrin saldırı ve kuşatmaları sırasında kullanılmıştır. Ancak: tarih boyunca buraya gelen gerek Rus ve gerekse İngiliz elçiler dahi buranın cezalarından etkilenmişlerdir.

Böyle olunca, Rus Kızıl Ordusu şehri ele geçirince Emirin bu sarayını neredeyse tamamen yok olacak şekilde bombalamıştır. Emir bunun üzerine Afganistan’a kaçar ve burada Buhara Halk Cumhuriyeti kurulur ve zamanla Özbekistan ülkesinin bir parçası haline gelir.

 

Djami Camii

Arch içine girişten önce, saray camisini görebilirsiniz. Djami camisi: 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Son onarımı ise, 1919-1920 yılları arasında, ünlü Özbek usta Shirin Muradov tarafından yapılmıştır.

Özbekistan Buhara Buhara Tren İstasyonu

Buhara Tren İstasyonu

Trans-Hazar demiryolu Orta Asya’ya inşa edildiğinde, buraya da 19. yüzyılda bu tren istasyonu yapılmıştır. İlk olarak 1888 yılında Kağan köyü yakınlarına yapılan tren istasyonu, ardından şehir genişletilince ve demiryolu standart geniş demiryolu olarak değiştirilince, buraya bu istasyon inşa edilmiştir.

Buhara demiryolları, eski Buhara Emirliği dönemindeki devrim ve Sovyet iktidarının kurulması sırasında önemli rol oynamıştır.

Günümüzde, biraz önce söylediğim gibi Buhara şehrinde iki tren istasyonu vardır. Tüm trenler Kagan istasyonuna ulaşır. Buhara-2 istasyonu yalnızca yük taşımacılığı için kullanılır. Şehre uzaklığı yaklaşık 15 km olduğu için, Buhara-1 tren istasyonu ile şehir arasında taksi kullanmak gerekir.

 

Devlet Mimarlık Sanat Müzesi

Afrosiab str adresindedir. Çarşamba hariç hergün açıktır ve saat: 09.00-16.00 arasında ziyaret edilebilir.
Buhara Devlet Mimarlık Sanat Müzesi: Ark kalesindedir ve 1922 yılında kurulmuştur.

Müzede: Özbek halkının entelektüel mirasına ait 100.000 öğe bulunmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar: altın nakış, bakır, ganch oyma, mimari dekor, sikkeler, ev eşyaları, grafik eserler, resim, heykel, eski haritalar, kitaplar ve tarihi değeri olan diğer belgelerdir.

Özbekistan Buhara Samanids Mozolesi

Samanids Mozolesi

Maveraünnehir Halifeliği yerel hanedanının yöneticilerinden Sanctuary ailesine aittir ve Orta Asya mimarisinin bir incisi gibidir. Bu anıt, Arap fethinden sonra Orta Asya mimarisinin gelişim döneminin önemli bir başlangıcıdır.

Türbe: Samani hanedanının mimari stilini belirtecek şekilde, yarım kule ile örtülü bir küp bina şeklindedir.

Küp: istikrarı sembolize eder ve kubbe ise dünya için bir simgedir. (gök kubbe benzerliği) Böylece bina evrenin bir sembolüne dönüşür. Güneş ve gezegenlerin sembolleri: figürlü duvar içinde, türbenin girişindeki kemerler üzerinde dairesel diskler şeklindedir.

Evet bu Samani Türbesi: Orta Asya mimarisinin bir başyapıtı olarak kabul edilir. Yapıda, mimari ve sanatsal tasarımlar birlik içindedir.

Özbekistan Buhara Chasma-i Ayup

Chasma-i Ayup

Yüzyıllar öncesinde, Orta Asya’da azizler tarafından ziyaret edilen birçok yer bulunmaktadır. Bunlardan birisi de: Saint Eyüp kaynağı olarak tercüme edilen: Chashma-Ayub denilen burasıdır.

Bir efsaneye göre: bir peygamber bu toprakları ziyaret ettiğinde, çölde su sıkıntısı çeken insanlara yardım etmeye karar verir. Onun sopası ile vurduğu yerden, kristal berraklığında su kaynağı ortaya çıkar. İnsanlar bu suyun şifalı olduğuna inanmaktadırlar.

Zamanla kaynağın üzerine bir türbe inşa edilir. Türbe, dikdörtgen prizma şeklindedir. Farklı bir kubbe ile taçlandırılmıştır. Su kaynağı ve ana bina üzerinde konik bir kap bulunur yani özel çift kubbe görülür.

Bu yapının: 14-19. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir. Yapı: Khanaka döneminde, burayı ziyaret edenler için yapılmış bir konut ve yemekhane tesisi olarak kullanılmıştır. Aynı alanda “Kosh-Medresesi” de bulunur.

Buradaki ilk medrese: Modar-ı Khon: Abdullakhan II tarafından, annesi için inşa ettirilmiştir. Üzerindeki çini kitabeye göre yapılış tarihi: 1566-1567 yıllarıdır. Bir portaldan girilen binanın giriş kısmında: avlu çevresinde öğrenciler ve eğitmenler için yapılmış toplantı odaları ve bir cami görülmektedir.

Buradaki ikinci medrese ise “Abdallakh Han” medresesidir. 1588-1590 yılları arasında inşa edilmiştir. Orta Asya mimarisinin seçkin eserlerinden birisidir.

Yapıda alışılmış kompozisyonlar dışında çizgiler, simetrik devre düzenleri görülmektedir. Avlunun orta ekseni boyunca iki sıra penceresi olan geniş bir salon bulunur.

Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler
Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Tacik diline göre “Chor-Minor” dört minare demektir. Burası, Buhara şehrinin sıra dışı anıtlarından birisidir. Ancak Buhara mimarisinden farklıdır. Hint etkisi ağırlıklıdır.
Açık alanda, sağ tarafta “Lyabi-Khauz” arkasında yer almaktadır.

Chor Minor: 4 minare ile çevrilidir. Kare şeklindeki medrese binasının üstü mavi kubbe ile taçlandırılmıştır, köşelerinde ise birbirinden farklı dekorlardaki dört küçük minare bulunur. Bu dört minaresin her biri farklı şekle sahiptir.

Kulelerin dekor elemanları, dünyanın dört dinin felsefi anlayışını yansıtmaktadır. Çünkü, minareler üzerindeki bazı unsurlarda bulunan haç Hıristiyanlık, balık ve Budist dua görülmektedir.

Medrese binası önünde, küçük bir lavabo ve veranda bulunur.

Evet; medrese zengin Türkmen halife Niyazkul zamanında yapılan ve günümüze iyi korunarak gelmiş bir yapıdır. Medresesinin yapım tarihi olarak 1807 görülmektedir. Günümüzde burada hediyelik eşya satan bir dükkan bulunuyor. Yukarı çıkmak isterseniz ücret ödemek gerekiyor.

Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble

 

Hoca-Gaukushon Ensemble

Burası şehrin en büyük komplekslerinden birisidir ve içinde cami, minare ve medrese bulunmaktadır. Geçmişte, burası şehrin en büyük ticaret meydanlarından birisidir. Kelime anlamı boğaların öldürülmesidir.

Çünkü, burada geçmişte bir mezbaha bulunmaktadır.
16.yüzyılda buradaki meydana: büyük bir medrese ve büyük minareli cami inşa edilmiştir. Gerek cami ve gerekse diğer yapıların parası ise, Djuibar Şeyhi Hoca Saad tarafından verilmiştir.

Özbekistan Buhara

Fayzabad Khanqah-Tekke

Ünlü tasavvufçu Malvono Poyand-Mukhammad Fayzobodi tarafından 1598-1599 yılları arasında yaptırılmıştır ve kendisi 1601 yılında ölmüştür. Yapılış amacı, günlük namaz ve Cuma namazı için bir cami olmasıdır. Ayrıca sufi ayinleri ve dervişlerin geçici ikametgahı içinde kullanılması düşünülmüştür.

3 katlı yapıda: saray gibi büyük ve yüksek ışıklı bir salon bulunur. Bütün mimaride: arıtma, zarafet ve asalet hakimdir. Merkezi salonda: kubbe ve kemerli galeriler aracılığı ile iki kanat bulunur. Mekke yönünü gösteren Mihrad Behind, dervişlerin ikametgahı için yapılan khudjras (hücreler) kanatlardadır. İç kubbe: etkileyici kartonpiyerlerle süslüdür.

 

Fayzulla Khodjaev Müzesi

Tukay str adresindedir. Pazar günü hariç her gün açıktır ve saat: 09.00-17.00 arasında gezilebilir.
Fayzulla Khodjaev: 20. yüzyıl başlarında siyasi arenada en çarpıcı kişilerden birisiydi. Kendisi siyasi bir figür, bir sanat hamisi, eşit haklar ve demokrasi için savaşçı liderdi.

Zengin bir tüccar ailesinin oğlu olarak doğdu ve uzun bir süre Rusya’da okudu, çünkü babası ona laik eğitim vermek istiyordu. 1913 yılında Buhara şehrindeki evine geri döndüğünde, Buhara Cadidistlere katıldı. (bu bir partidir) Bunlar: insanların yaşamını iyileştirmeyi amaçlayan anayasa ve reformların benimsenmesi için bir gösteri düzenlediler.

Gösteride genç Bukharans kaçmak zorunda kaldı. Orta Asya: SSCB bünyesine girdiğinde Fayzullah Khodjaev, bölgesel yönetime katıldı ama büyük baskılar altında 1937 yılında idam edilerek öldürüldü.

Ancak, Buhara’da insanlar Fayzulla Khodjaev’i sevmektedirler ve ailesinin evi kendi adına bir müze haline getirildi. Müze ev: Buhara mahallesinde Goziyon denilen yerdedir. Soyluluğun temsilcileri ve zengin tüccarlar bir zamanlar burada yaşamıştır.

Müzenin odaları lüks ve zarif bir ayırt edici özellik göstermektedir. Tüm odalar ustaca ahşap oyma ve ganch ile dekore edilmiştir. Bir zamanlar Khojaev ailesine ait bütün sofra günümüze kadar gelmiştir. Evin altında yer altı tünel ağı bulunmaktadır. Bunlar tehlike durumunda khanın hoşnutsuzluğunu gizlemek için inşa edilmiştir.

Günümüzde müze ziyarete açıktır. Müzede sofra setleri, doğu mobilyaları ve 19.yüzyılda Bukharans yaşamının diğer niteliklerine ait nesneler sergilenmektedir. Ayrıca müze ziyaretçileri, Fayzulla Khodjaev’in biyografisini ve 1938 yılında ölene kadar onun faaliyetlerini öğrenebilirler.

Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble
Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble

 

Poi-Kalyan Esamble

Bunun kelime anlamı “Büyük kaide” demektir. Esamble 4 anıttan oluşmaktadır. Kalyan camisi, Miri-Arap Medresesinin cepheleri birbirine karşıdır. Aralarında ise Kalyan minaresi bulunur. Miri-Arap medresesinin güneyinde küçük Amir-Allimkhan medresesi vardır.

Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi
Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi

 

Kalyan-Kollon Minaresi

İslam’ın başlangıcından itibaren camiler üç tür olarak tasarlanmıştır. Bunlar: kırsal camiler, günlük camiler ve Cuma camileridir. 13. yüzyılda inşa edilen Djuma camisi hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ancak, tahminlere göre, galerilerle çevrili geniş bir avlusu olduğu düşünülmektedir. Ancak 1127 yılında inşa edilen büyük minare bilinmektedir.

Onun muhteşem ve kusursuz görüntüsü, Buhara şehri manzarasında görenleri hayrete düşürecek düzeydedir. Normalde her caminin kendi minaresi olmasına rağmen, bu ana minare Djuma camisi yakınında yer almaktadır. Çünkü minarenin tepesinden, müezzinin sesi, müminleri namaza çağırmaktadır.

Buhara şehrinin bu en görkemli yapısı, Ortaçağ Buharalı tarihçi yazar Muhammed Narshakki’ye göre 12. yüzyılın ilk dönemlerinde Buhara hükümdarı Arslanhan tarafından yaptırılmıştır. Minare inşa edildiği 12.yüzyılda, Orta Asya’nın en yüksek minaresiymiş. Ancak, sitede bir minare inşa ettirmek için yapılan ilk girişim başarısız olmuş, şehrin altındaki birçok kültürel katmanlara ve yumuşak zemine dikkat edilmemesi nedeniyle, minare cami üzerine çökmüştür.

Yerine daha dayanıklısı 1127-1129 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu 45.6 metre yükseklikteki minare: mühendislik ve mimari harikası olarak kusursuz bir örnek kabul edilir. Pişmiş tuğla ve onun üstünde kalın tabandan, daralarak yükselen yekpare dairesel bir kule şeklindedir.

Turkuaz çinili yazıtta “Arslan Han” ismi okunmaktadır. Yukarıya doğru daralan yuvarlak gövde şeklindeki tuğla kule, karakteristik bir minaredir ve alt çapı 9 metre, üst çapı 6 metredir.
Minare, kuşatma ve savaş zamanlarında aynı zamanda bir gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır.

İlk yapıldığında yukarısında kubbeli başka bir bölüm olduğu düşünülmesine rağmen, günümüzde üst bölüm sadece koni şeklinde görülür. Minarenin gövdesi tuğladan yapılmış ve dar süs dizeleriyle çevrilmiştir. Bunlar düz ya da çapraz olarak, bir satranç tahtası gibi düzenlenmiştir.

Korniş üzerinde yazıtlı bir mukarnas gider. Friz, o zamanlar Buhara mimari dekorlarında yaygın olarak kullanılan mavi sır ile kaplıdır. Gövde ortasının çevresinde bir yıkık yazıt görülür. Bu 1920 yılında Mikhail Frunze komutasındaki askerler tarafından Buhara şehrinin alınması sırasındaki bombardımanda oluşmuştur.

1923 yılındaki restorasyon sırasında, burası, geometrik mozaiklerle süslenmiştir. 1976 yılındaki depremden sonra, korniş kısmı çökmüş ve eski fotoğrafları değerlendirilerek, 1980 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Son bir not: küçük bir ücret ödeyerek minareye çıkmak mümkündür. Minareye çıkarsanız: bir zamanlar Buhara Emirinin yaşadığı ve Arck olarak adlandırılan kalenin harabe halini net şekilde görebilirsiniz.

Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii

 

Kalyan Camii

Arkeolojik araştırmalara göre, burada Arap komutanı Kutebbiye Bin Müslüm tarafından 713 yılında, bir pagan tapınağı yerine şehrin ilk Cuma camisi yapılmıştır.

Cuma camisi yapıldıktan sonra minare yapımına geçilmiş, ancak yukarıda da sözünü ettiğim gibi minare caminin üzerine yıkılmış ve camiyi tahrip etmiştir. Bunun üzerine 1121 yılında Karahanlılar tarafından buraya yeniden bir cami yapılmış, ancak bu da Moğol istilası sırasında tahrip edilmiştir.

Günümüzde görülen cami ise, 15. yüzyılda yapılmıştır. Arkeolojik araştırmalar da günümüzdeki caminin altında iki cami kalıntısını göstermektedir. 20. yüzyıl başlarında Buharalı usta Shirin Muradov, caminin onarım çalışmalarına katılmıştır. Evet, camiye giriş ücretli, ancak Türk ve Müslüman olduğunuzu öğrenince ücret almıyorlar.

Caminin boyutları 80 x 130 metredir. Bunun düzeni, geleneksel uzun boylu ve büyük dikdörtgen avluludur. Günümüzde Buhara şehri manzarasına hakim olan bu yapı, 1514 yılında tamamlanmıştır. Caminin dekorunda öncelikle sırlı çini kullanılmıştır ve bunlar ağırlıklı olarak ana cephe ve mihrap üzerine yoğunlaşmıştır.

Cephede, yapılan arkeolojik araştırmalarda bir önceki cephenin fayans ve mozaiklerle süslendiğini ortaya koymuştur. Cami Semerkant’taki “Bibi Hanım Camisi” ile aynı ölçektedir.
Cami 12.000 kişi kapasitelidir.

Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi
Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi

 

Miri Arap Medresesi

Burası 16. yüzyıldan kalma ve Buhara şehrinin mimari anıtlarından birisidir. Yemen kökenli (atalarının Yemenden geldiği söylenir) Şeyh Abdullah Yamani’ye atfedilir. Kendisi Sheybanıdlerin manevi lideridir. Ubeydullah han (1512-1539) medresenin yapımı için bağışta bulunmuştur.

Dikdörtgen bahçesi 288 kubbe oluşturan galerilerle çevrilidir. Onlar 208 sütun üzerinde yükselir. Avlunun üzerinde mozaik bir tambur üzerinde mavi büyük kubbe yükselir. Kolon minare medresenin güneybatısındadır.

Birkaç kez restore edilmiş yapının mimarisi ve dekoru muhteşemdir. Medresenin hemen yanındaki Amir-Alimkhan medresesi ise 19.yüzyılda inşa edilmiştir.

Yapı 1924 yılına kadar şehir kütüphanesi olarak kullanılmış ve 1945 yılından itibaren dini medrese olarak faaliyetini sürdürmektedir. 1997 yılında Buhara şehrinin 2500 yıl dönümü arifesinde, ana cephe, çatı ve kubbeler tamamen yenilenmiştir.

Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii
Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii

 

Magoki-Attori Camii

Şehir merkezindeki bu cami, kentsel caminin bir örneğidir. Cami; İslamiyet öncesi pagan “Moh” tapınağı yerine inşa edilmiştir. Ancak, arkeolojik kazılarda, tapınağın üzerinde Samaniler döneminde yapılan bir de kubbeli cami kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.

Ancak 12.yüzyılda zemin seviyesi yükseltilmiş ve ana cephe çok az hasar ile yeniden tasarlanmıştır. 16.yüzyıla gelindiğinde ise, alttaki kültür tabakaları ve yumuşak zemin nedeniyle cami toprağın derinliklerine batar gibi olmuş ve onun cephesi 1930 yılında yürütülen kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Caminin dış cephesi asimetriktir. Sağa dikdörtgen şeritler ile saçaklı bir gömme tonoz ve bir portal vardır. Mimari dekor, geometrik şekiller ve oyma terra-cotta taşıyan bitki desenli fayanslar ile kapalı tuğladan oluşturulmuştur.

Evet burası Karahanlılar döneminde yapılmış, Orta Asya mimarisinin mükemmel örneklerinden birisidir.

Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi

 

Kosh Medresesi

“Kosh” çifte anlamına gelir. Çünkü burada “Modari-han” ve “Abdullah-han” medreseleri bulunmaktadır, yani iki bina vardır. Binalar, dar sokak tarafında birbirlerine karşı karşıya dururlar. Girişin üzerinde çini resimlerle yapılış tarihi olarak 1517 yazılıdır.

Modari-han medresesi 974 ya da 1566 yılında inşa edilmiştir. Medresenin ana cephesi muhteşemdir. Abdullah-han medresesi ise, 1558 veya 1590 yıllarında inşa edilmiştir.
Her iki medrese de olağanüstü Orta Asya mimari eseridir. Abdullah-han medresesi, gök ışık olarak bilinen ve 12 taraflı ışıklı tanbur kubbe ve bahçe ve geniş salonla ortaya çıkar. Salon iki katmanlıdır.

Özbekistan Buhara Kukeldash Medresesi

Kukeldash Medresesi

Kukeldash medresesi: batı ve kuzeyde Khanaka ve Nodir Divan-Begi ve doğuda: Architectual ensemble Lyabi-Khauz gibi üç büyük anıtsal binalar ile oluşturulmuştur. Güneydeki kare bir meydan bulunur.
Lyabi Khauz topluluğunun şehirde 16. yüzyıldan kalma ilk yapısıdır. Medresenin boyutları 80 x 60 metredir. Şehirdeki en büyük medresedir. Burada 320 den fazla öğrenci yaşamış ve okumuş, 130 öğretim elemanı bulunmuştur. Bu durum Abdullah-han liderliğin altındaki devletin gücünü temsil etmektedir.
İki katlı binanın, girişi yarı saydam, yeşil oniks zarif sütunlarla süslenmiştir. İç dekorasyonda, beyaz kullanılmıştır.

Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble
Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble

 

Lyabi-Khauz Ensemble

Lyabi-Khauz kelimesi “rezervuar” anlamına gelir. Bölgede anlatılan bir efsaneye göre: Nadir Divan-Begi: yalnız bir kadının evi olarak inşa edilmiştir. Kadın, güçlü vezire evin altına bir su kanalı inşa ettirmesini söyledi ve bu su kanalları yapıldı.

Nadir Divan-Begi medresesi: 1619-1620 yılları arasında yapılmış, merkezi kubbe salonlu büyük bir binadır. Bina önce bir kervansaray olarak inşa edilmiştir. Daha sonra ise medrese olarak kullanılmıştır.

Khauz kanalları: dikdörtgen şeklinde, batı-doğu yönünde 36 ve 46 metre uzanan kanallardır. Kıyıları sarı kireçtaşı bloklarla yapılmıştır.

Burada: Nasreddin hocanın bir heykeli görülüyor, Özbekler onun Özbek olduğunu iddia ediyorlar. Havuz kıyısında lokantalar bulunuyor. Buralarda masalar yerden 30 cm yükseklikte ve yerdeki minderlere oturuluyor.

Burada Özbek pilavı yemenizi öneririm.

Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi
Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi

 

Nadir Divan-begi Medresesi

Burası: Lyabi-hauz mimari kompleksinin bir parçasıdır. Medrese binası kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmemesine rağmen, vezir Nadir tarafından isimlendirilmiştir. Vezir Nadir, 1611-1642 yılları arasında, Buhara şehrinde hüküm süren Ashtarkhanid hanedanı hükümdarı İmamkuli-Han; emrinde çalışmış güçlü temsilcilerden biridir.

Bu hükümdarlar ve vezirler, sürekli savaşlarla meşgul olmalarına rağmen aynı zamanda şehir planlamasına da zaman ayırdılar.

Nadir Divan-begi medresesi, Orta Asya’nın tüm Müslüman anıtları içinde en tipik tarzda dekore edilenidir. Dekorasyonda İslamda pek alışık olunmayan şekilde, kuşlar, hayvanlar ve insan imgeleri ve güneş kullanılmıştır. Efsanevi kuşlar ile, mutluluk betimlenmiştir.
İkinci katta: yaşam için odalar bulunur.

Ana girişte, genişletilmiş forum dikkati çeker. Medreseye yakın bir havuz da inşa edilmiştir. Bu yapay rezervuar, daha sonra “Lyabi Hauz” olarak isimlendirilir ve Buhara şehrinin en bilinen yerlerinden biri haline gelir.

Şehir merkezindeki bu dikdörtgen havuz: 46 x 36 metre ebatlarındadır ve asırlık çınar ağaçlarının gölgesindedir. Kıyıları sarımsı kalker masif bloklarla yapılmış ve su basmanları taşlarla dekore edilmiştir.

Eski dönemde, burada Pazar kuruluyormuş. Günümüzde bu havuz kenarında, Buhara yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz lokantalar bulunuyor.

Özbekistan Buhara Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din al-Bokharzi (1190-1261) sufi düzeni tesis eden Nadjmid ad-Din Kubro’nun takipçisidir. Kendisi: ünlü bir şair ve ilahiyatçı olduktan sonra “dünyanın şeyhi” unvanını almıştır. Ölümünden sonra mezarı üzerine, bu Boharzi anıtı dikilmiştir.

Ama burada aynı zamanda derviş ayinleri de düzenlenmiştir. Kendisinin takipçilerinden Buyan Kuli Han: Boharzi mezar yerinde ters gömülmüştür. Daha sonra onun kabri üzerine de türbe inşa edilmiştir.

Türbe: olağanüstü basitlik ve mimari fikir berraklığı, şekillerin ihtişamı ve ölçeğiyle dikkat çekiyor. Türbenin içinde hiç dekorasyon yoktur ve ancak muhteşem süslemeler dikkati çeker. Evet bu mezar yeri, ortaçağ ahşap oyma sanatı açısından tam bir başyapıttır.

Özbekistan Buhara Seramik Müzesi
Özbekistan Buhara Seramik Müzesi

 

Seramik Müzesi

Gijduvan str adresindedir.
Çömlekçilik Orta Asya halklarının temel el sanatlarından birisidir. Özbekistan topraklarında, seramik antik çağlardan beri büyük popülerlik kazanmıştır. Birçok Orta Asya ülkesi içinde beceri ürünü seramik güzel parçalar yaratılmaktadır.

Özellikle Özbekistan ülkesinde ise seramik her bölgenin kültürünü yansıtan, pek çok öykü, resim ve diğer pek çok şey tasvir edilmektedir.

Buhara ve Semerkant gibi şehirlerde seramik ünlüdür. Çünkü büyük ustalar bu şehirlerde yaşamışlardır. En önemli seramikler Gijduvan seramik okulu sanatçılarına aittir. Çünkü Gijduan seramik okulunun derin kökleri vardır.

Beceri nesilden nesile, babadan oğla geçer. Gijduan ustalarının eserleri, çömlekçi atölyelerinde değil, Seramik Gijduan Müzesinde görülebilir. Müze, modern ustaların geniş bir koleksiyonunu sergilemektedir. Onlar zengin renkler ve süslemelerle betimlenmiştir. Gijduan seramik okulu: geometrik desenler ile ayırt edilebilir. Yeşil ve mavi renkler dekorasyonda hakimdir.

 

Registan Meydanı

Ark’ın batı bölümünde, Arap döneminde Registan meydanı inşa edilmiştir. Burada 13.yüzyıldan itibaren çeşitli idari binalar ve saraylar bulunmuştur. 16.yüzyılda ise ticari mekanlar yer almıştır. Bu ticari mekanlarda pamuklu kumaşlar satılmış, ayrıca: et, tahıl, fantezi mal, kağıt, mürekkep, sığır, karpuz, kavun, ahşap mutfak eşyaları ve diğer şeylerin satışı sürdürülmüştür.
Registan meydanında günümüze ulaşan tek anıt 18. yüzyıl yapımı Bolo-Khauz’dur.

 

Bolo-Khauz Kompleksi

Burası: Registan Meydanında tek korunmuş anıttır. Emirin kalesi (Arch) bu anıtın karşısında bulunur. Bu karmaşık kompleks: Cuma camisi ve minaresinden oluşur. Kompleksin en eski kısmı “Bolo-Khauz” olarak isimlendirilen gölettir.

Burası günümüze ulaşmış, Buhara şehrindeki çeşitli göletlerden birisidir. Geçmişte bu rezervuarlar, şehir halkı için su kaynağı olarak kullanılmıştır. Ancak ne yazık ki, aynı zamanda birçok hastalık kaynağı olmuştur. Bu nedenle, göletlerin çoğu kapatılmıştır.

Bolo-Khauz Camii: Emir’in eşi emriyle 1712 yılında inşa edilmiştir. Diğer bir efsaneye göre ise: Emir Shakhmurat (1785-1800) tarafından, eşinin ölümü üzerine sevgi ifadesi olarak inşa edilmiştir.

Yapı: rafine bir sütun üzerinde, ahşap tavan, geleneksel varenda, bol kartonpiyer ile dekore ve çiçek-geometrik süs desenleri ile süslüdür. Kısa minare: Buharalı ünlü usta Shirin Muradov tarafından 1917 yılında inşa edilmiştir.

Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi

 

Samaniler Türbesi

Buhara şehrindeki tüm ortaçağ yapıları arasında, Samaniler türbesi özel bir yer işgal etmektedir. Bu dünyaca ünlü mimari yapı: 9. yüzyılın bitiminde inşa edilmiştir. Yapılış amacı ise: İsmail Samani’nin: babasının ölümü ardından bir aile mezarlığı olarak yapılmış olmasıdır.

Daha sonra: İsmail Samani’nin kendisi ve torunu da buraya gömülmüştür. Aslında: İslam geleneklerine göre, Müslümanların mezarları üzerine herhangi bir heykel ve anıt dikmek günah olmasına rağmen, buradaki kakmalı kriptler ilginçtir.

Samaniler türbesi, düz bir tasarım dehası olarak gösterilmektedir. Buradaki kompozisyonda: cephe ve iç bölümler dengeli olarak tasarlanmıştır. Tepede yarı küresel kubbe bulunur. Bütün cepheler aynı ve köşelerde üç çeyrek kubbeli sütunlar bulunur.

Evet: bu bina küçük boyutlarda yeni bir mimari tarzı ortaya çıkarırken, öte yandan İslam mimarisi ile de bağlantı kurmaktadır.

Özbekistan Buhara Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

19.yüzyılda Buhara emiri Nasrullah Han: kendisi için yeni bir konut inşa etmeye karar verdi. Ancak yaz dönemi sıcaklarından kurtulmak için havadar bir yer seçti ve mimarlar eski bir yönteme başvurarak yani giydirilmiş sistemle bu inşaatı yaptılar.

Ancak, Buhara şehrinin banliyölerinde yapılan bu şık saray günümüzde hayatta değildir.

Takip eden süreçte: Buhara emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han: yeni bir saray yapımını başlattı. Hatta efsaneye göre, emir bu yeni sarayı eşi Sıtora için yaptırmıştır. Birkaç yıl süren inşaat çalışmaları sonucunda, görülmemiş güzellikle bir yapı ortaya çıktı.

Rusya’da eğitilmiş olan Buharalı mimarlar, doğu ve batı tarzlarını başarıyla birleştirerek güzel bir yapı ortaya çıkardılar. Bir süre sonra emirin karısı öldü ve onun adı saraya verildi ve bu isim günümüze kadar korundu.

Ancak ne yazık ki, Sitorai Mokhi-Khosa isimli bu sarayda, ilk sarayın kaderini paylaşmış ve imha edilmiştir.

Kaybolmamış Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı: Buhara’nın son emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han’ın emriyle 1912-1918 yılları arasında yapılmıştır. İnşaat iki Rus mühendis Margulis ve Kakovitch ile birlikte zamanın en iyi Buhaharı ustaları tarafından yürütülmüştür.

Saray: ana bina ve birkaç resepsiyon salonu ve emir için özel odalardan oluşmaktadır. Ünlü usta Shirin Muradov tarafından dekore edilen “White Hall” özellikle dikkat çekmektedir. Burada duvarlar aynalarla kaplanarak dekore edilmiştir.

Çünkü bu sarayda aynalar fazlaca kullanılmıştır ve orada bir yansıma oluşur. Özellikle Venedik ve Japon aynaları kullanılmıştır. Saray, ayrıca çay salonu, küçük minare ve misafirhane içerir. Sarayın her bölümünün kendi hikayesi ve efsanesi bulunmaktadır.

1927 yılında Buhara Emirliğinin yıkılmasından kısa süre sonra, saray müze haline dönüştürülmüştür ve bugün burası “Sanat ve El Sanatları Müzesi”ni barındırmaktadır.

Müzenin sergilerinde: 19-20.yüzyıllara ait mobilyalar, takılar ve Buharalı ustaların el sanatları, 14-20. yüzyıl Rus ve Japon porselenleri görülmektedir.

Özbekistan Buhara Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesinin ismi geçen: bir bronz kapı plakası üzerinde bulunan yazıt, 1417 yılında bulunmuştur. Yazıtta: burayı yapan usta olarak “İsmail İbn Tahir İbn Makhmud Ispfargoni ismi geçmektedir. Bu usta: İran’da Timur tarafından yakalanmış ve Semerkant’ta Gur-Emir kompleksini yapmış ustalardan birinin torunudur.

Burası: şehirde Ulugbek tarafından inşa edilmiş ilk medresedir. Bu nispeten küçük olmasına rağmen büyük forumları ile dikkat çeker. Giriş holü, kubbe salonları, cami ve kare bahçe ilgi çekmektedir.

Özbekistan Buhara Abdulaziz-Khan Medresesi

Abdulaziz-Khan Medresesi

1651 yılında, Abdulaziz-han İbn Nadr-Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Ön cephesinden bakıldığında ilk anda Ulugbek medresesine benzer. Ama bu medresenin boyutları (50 x 67 metre) ondan daha büyüktür. Özellikle iç dekorasyonu muhteşem güzeldir.

Mimar: peyzajı düzenlerken tuhaf ağaçlar arasında hafif pavyonlar, stilize bulutlar ve su akışını içeren beyaz zemin üzerine mavi çini porselen tarzında duvar resimleri kullanmıştır. Caminin bu güzelliğini sağlayanlar ise, son derece gelişmiş ve farklı sanat okullarının temsilcileridir.

Özbekistan Buhara İsmail Samani Türbesi

İsmail Samani Türbesi

Burası, dünya mimarisinin seçkin örneklerinden birisidir. Yazılı kaynaklara göre: türbe Samani hanedanı (10.yüzyıl) zamanında bir aile mezarlığı olarak 902-907 yılları arasında yaptırılmıştır. Hatta, yapının, babasının mezarı üzerine oğlu İsmail Samani tarafından yaptırıldığı bilinir ve kendisi de daha sonra buraya gömülmüştür. Yapının giriş kapısı, doğu tarafındadır.

Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi
Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi

 

Mirzo Ulugbek Medresesi

Mirzo Ulugbek emriyle üç medrese inşa ettirildiği bilinmektedir. Gijduvan 1422 yılında tamamlanmış, Semerkand ve Buhara’da ise 1420 yılında tamamlanmıştır. Bunların hepsi bazı benzerlikler gösterir, ancak cephe planı, büyüklük ve tasarım değişmektedir.

Karmaşık cami, yaklaşık 120 yıl Buhara Ubeydullah-Han’ın hükümdarı döneminde (1539-1550) yenilenmiştir. Daha sonra kompleks kapsamlı onarım çalışmalarından geçirilmiş ve Buhara Abdullah-han (1583-1598) döneminde yeniden yapılmıştır.

Burası yapılan üç medreseden en erken döneme ait olanıdır. Mirzo Ulugbek tarafından (1394-1449) yaptırılmıştır. Medresesin 1417 yılında tamamlandığı düşünülmektedir. Ulugbek, tarihçi Abdurazzak Samarkandi’ye göre, Buhara gezisi sırasında, Kasım 1419 yılında burayı ziyaret etmiştir. 1586 yılında medresenin onarıldığı yazılıdır.

Ancak, renk ve kaliteli orijinal dekoru farklılık gösterir ve duvar kaplamalarının çoğunun zamanla yıprandığı ve yok olduğu görülür. 19. yüzyıl sonlarında 20.yüzyıl başlarında, pencere çerçeveleri Usto Ahmed tarafından boyanmış ve hafif onarım yapılmıştır.

1994 yılındaki onarımda ise, ilk galeriler ve ikinci katlar, avlu ve avlunun çevresindeki bölümler restore edilmiş, ana portal önündeki zemin yüzeyi düzenlenmiştir.

Özbekistan Buhara

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

 

Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

Buhara şehir merkezine 5 km uzaklıkta, dut ağaçlarının gölgesinde bölgenin en sıra dışı yerlerinden birisidir. Chor Bekir nekropol’e ayrıca “ölüler şehri” de denilmektedir. Burada ilk mezarlar: bin yıl önce ortaya çıkarılmıştır. Ama günümüzde binlerce kişi tarafından ziyaret edilen bu mekandaki binalar: 16. yüzyılda inşa edilmiştir.

Buhara Samani hanedanı döneminde: 10. yüzyılda Peygamber soyundan gelen Djuybar Seyit ve ailesinin burada yaşadığı söyleniyor ve öldüğünde kendisi de bu mezarlığa gömülmüştür. 1560 yılında Shaybanid hanedanı hükümdarı Abdullakhan II: burada bir cami ve medrese yapılmasını emretti.

Aynı yıl bu komplek tamamlandı ve hocası Djuybar Seyit için bir hediye oldu. 1593 yılında Muhammed İslam olarak isimlendirilen Djuybar Seyit’in oğlu Khodja Bekir Sadi öldüğünde: yine burada babasının yanına gömüldü. Takip eden süreçte, yine önemli aile üyeleri, burada toprağa verildi.

Evet: Chor-Bekir Nekropolü içinde yapılan “Khazira” güzel dekore edilmiş tek bir girişten girilen, duvarlarla çevrili avluda bulunan bir mezar yapısıdır. Buraya tuğla duvarları olan uzun bir koridordan ulaşılır.

Kadınlar da dahil tüm hanedan üyeleri, burada toprağa verilmiştir.
Günümüzde Chor-Bekr toprakları: 30 mimari yapıyı barındırmaktadır. Burada başta söğüt ve meyve olmak üzere birçok ağaç dikilmiştir.

Chor-Bekir: gerçekten sıra dışı ve gizemli bir yerdir. Burayı ziyaret ederseniz, insan hayatının faniliği düşüncesi sizde hakim olacak ve ölüler dünyasını hissedeceksiniz.

Özbekistan Buhara Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Hoca Bakhouddin Nakşibendi anıt kompleksi: Müslümanlar için kutsal kabul edilen yerlerden birisidir. 16.yüzyılın büyük ilahiyatçısı, sufi Nakşibendi tarikatı kurucusu memleketi olan ve şehir merkezine 12 km uzaklıktaki köyü Kasri Orifon’da gömülmüştür. Bu mezar yerinde, öncesinde bir pagan tapınağı olduğu söyleniyor.

Nakşibende: aynı zamanda Amir Temur’un manevi öğretmenidir. Kendisinin 32 kez Mekke’ye hacca gittiği söylenir. İnsanları mütevazi olmaya çağırır ve lüksü kabul etmez. Onun felsefesinin başlıca ilkesine göre “işte eller, Tanrı ile kalp” dir.

Kompleksin ana binasında cami, minare ve küçük medrese bulunur. Batıda ayrı bir avluda, Nakşibendi’nin gömülü olduğu büyük mezarlık vardır. Annesi ve öğretmeni de, çok uzakta olmayan mezarlarda gömülüdürler.

Saint Bakhouddin Nakşibende türbesi: Orta Asya’da bir hac yeri olarak kutsal kabul edilmiştir ve farklı Müslüman ülkelerden gelen inananlar tarafından ziyaret edilir. Komplekste bir de tasavvuf hakkında kitap ve yazılı kaynaklar bulunan müze vardır.

 

Bahouddin Naqshband Memorial Kompleksi

Burası şehir merkezinin kuzeydoğusundaki bir sufi köyünün yakınlarındaki mezar kompleksidir. Yapı 500 yıl boyunca şekillendirilmiştir ama onun erken tarihi, kim tarafından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. İlk binalar muhtemelen, buranın yakınlarındaki sufi ölümü üzerine ortaya çıkmaya başlamıştır.

Ardından buraya müritleri, takipçileri ve Nakşibendi tarikatı üyeleri gömülmüştür ve kompleksin en prestijli bölümü “Dakhma-yi Şahan” ortaya çıkmıştır. Shaybanid Abdulaziz-han (1540-1550) emriyle, buraya 16.yüzyılda ilaveler yapılmış, kuzeybatı köşeye khanaka inşa ettirilmiştir.

Karmaşık yapılaşma, sonraki yüzyılda da sürdürülmüştür. Sovyet döneminde, burası hac yeri olarak kullanılmıştır. Şu anda, kompleks aktif olarak hala hac yeri olarak kullanılmaktadır. Büyük restorasyon çalışmaları: 1993-2003-2010 yıllarında sürdürülmüştür.

Evet, burası Nakşibende tarikatı üyeleri tarafından kutsal kabul edilmektedir. Çünkü: Burhaneddin Muhammed Buhari (1318-1389) bir Nakşibendi şeyhi olarak 14. yüzyılda Orta Asya’da tasavvufun en büyük temsilcisi olarak bilinmektedir.

Bahauddin mimari kompleksinin popüler mistik müzesi ziyarete açıktır. Ayrıca, tasavvuf çalışmaları için burada bir merkez bulunur.

Özbekistan Buhara Chashma-İl Eyüp

Chashma-İl Eyüp

Şehir merkezinin kuzeybatı banliyölerindeki Müslüman mezarı/türbesidir. Arkeolojik çalışmalar ve mimari özellikler incelendiğinde, buranın 1383 yılında inşasına başlandığı ve Shaybanid Abdallah-han II döneminde (1583-1598) tamamlandığı anlaşılmaktadır.

16.yüzyılda inşa edilen kırk günlük inziva odası bulunur. Hemen yanındaki kutsal kuyunun tatlı suyu içilir. Yerel efsaneye göre: su içildiğinde deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Kompleks zamanla büyük bir mezarlığa dönüşmüştür.

Eyüp hayali mezarı üzerinde bir Kur-an suresi bulunur. Evet burası günümüzde Buhara şehrinin en saygın yerlerinden birisidir. Tüm Orta Asya’dan buraya gelen insanlar: Eyyüpün mezarı çevresinde yuvarlak tavaf yaparlar ve pirinç taneleri, buğday sapları, fesleğen atarlar. Yani, burası ibadet ve ayin yeridir.

Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre
Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre

 

Jeyran Ecocentre

1997 yılında nadir ve nesli tehlike altındaki hayvanların türlerinin korunması ve ıslahı için kurulmuştur. Yetiştirme merkezi: Kızıl kum çölünün güney batısında, Buhara şehir merkezine 42 km uzaklıkta, korunan doğal alan statüsündedir.

Burası, nadir tırnaklı memelilerin en etkili yetiştirme merkezlerinden birisi olarak tanınır. Nesli tükenmekte olan Asya yaban eşeği ve Przewalski atı da buranın koruma altındaki canlıları arasındadır.

Ayrıca yine Özbekistan kökenli yaygın ve nadir hayvan ve bitki türleri de burada bulunur. Burada: 29 tür memeli, 260 tür kuş, 21 tür sürüngen, 15 tür omurgasız hayvan bulunmaktadır.

Evet: buraya düzenlenen gezilere katılırsanız, burada nadir görülen hayvanları görebilir, bazı hayvanları bizzat besleyebilirsiniz. Ama özellikle, çöl yakınındaki bu merkeze, günün sabah saatlerinde gitmenizi öneririm, çünkü aşırı sıcak oluyor.

Özbekistan Buhara Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Buhara şehir merkezinin yaklaşık 50 km kuzeyindedir.
Yapının 1180 veya 1220 yılında ölen, ünlü sufi şeyhi, Orta Asya tasavvuf bağımsız okulun kurucusu Abdalkhalik ibn Al-Gijduvani’nin mezarının üstüne yapıldığı bilinmektedir.

Yazılı geleneğe göre, Abdalkhalik kendi okulunu kurdu ve ardından ünlü mistik Ebu Yakub Yusuf el-Ahmet Yesevi (1048-1140) ile çalıştı ve mistik okul daha sonraki dönemlerde “Khodjagan” denilen ve Nakshband (1318-1389) tarafından bilinen Bahaeddin Muhammed tarafından kabul edildi.

Al-Gijduvoni Müslümanlık şeriat gereksinimleriyle ilgili yaklaşık 60 düzenlemede bulunmuştur.
Bölgedeki Müslümanlar arasında, bu mezar son derece popülerdir.

Özbekistan Buhara Seyyid Amir Kulal Shrine

Seyyid Amir Kulal Shrine

Şehir merkezinin 25 km kuzeyinde Suhar köyündedir. Burası bir sufi okulu olarak kullanılmıştır ve ünlü bilim adamı-mistik Amir Kulal ve halefleri tarafından kullanılmıştır. Amir Kulal Bahaeddin: Nakşbendi olan birçok öğrenci yetiştirmiştir.

Ardından, Sovyet döneminde burası terk edilmiş ve 19. yüzyıl başlarında cami tamamen yıkılmıştır. Ancak, kendisinin bazı takipçilerinin girişimleriyle bağımsızlığın ilk yıllarında yeniden inşa edilmiştir. Ancak kendisinin mezar yeri net olarak tespit edilememiştir.

Ancak 2008 yılında yapılan çalışmalar sonucu mezar yeri tespit edilmiş ve bilginin mezarı üzerine, çift kubbeli türbe inşa edilmiştir. Ana mezar odası kufi yazılarla süslenmiş ve duvarlar yazılarla dekore edilmiştir.

Burada bunun yanında, ziyaretçiler için tesisler, cami, sekizgen bir gölet ve 10.5 metre yüksekliğinde bir minare bulunur. Bahçe cilalı tuğla ve mermer merdiven ile bölünmüştür. Kapıların ahşap yaprakları, Buharalı ustalar tarafından oyulmuştur.

Malezya Kedah

Malezya Kedah

 

Butterworth bölgesinden kuzeye, Kedah eyaletine doğru giden yol Malezya ülkesinin en büyük pirinç bölgesidir ve Kedah Sultanlığı olarak bilinir. Kedah kelime anlamı “barış ve huzur” demektir.

Otoyol Lembah Bujang denilen vadiden geçerken, yolun iki yanı da uçsuz bucaksız bir yeşillik denizi ile kaplanır.

 

Bölgenin tarihi geçmişi incelendiğinde: vadideki en eski yerleşimin, muhtemelen 5. yüzyılda Hint krallığı Langkasu döneminden kalmadır. Hintli tüccarlar, bölgeyi Çinlilerle birlikte bir antrepo olarak kullanmışlardır.

Ayrıca, yine bölgede Budacı tapınak kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Halen, Kedah Eyaletinin zirvesi olarak nitelendirilen Gunung Jerai denilen yerde,  yamaçlarda arkeolojik çalışmalar sürdürülmektedir. Burası:1200 metre yüksekliktedir ve Kedah Eyaletinin en yüksek noktasıdır.

Malezya Kedah

Otoyol üzerinde ilerlerken “Sungei Teroi Forest Recreation Park” görülebilir. Bu park alanını geçtiğinizde ise, Candi Bukit Batu denilen Oyma Taş Tepe Tapınağını bulabilirsiniz. Tapınar “Meerbok” denilen yerdedir. Günümüzde bu dini yapı: Güney Hindistan kökenli Pallava hanedanı tarafından, MÖ.7.yüzyılda inşa edilen on tapınaktan birisidir.

Malezya Kedah

Meerbok denilen yerdeki “Arkeoloji Müzesi”: küçük kutular, işlenmiş altın ve gümüş ürünler, seramikler ve şiva sembolleri ile dikkati çeker.

Malezya Kedah

Kedah Eyaletinde gezilecek yerler şunlardır

Alor Star

Burası eyaletin merkezidir ve burada: tarihsel yerleşim bölgesi, eski binalar, müzeler ve saraylar bulunur.

Sungai Petani

Bu büyük şehirde

Cinta Sayang, Pasar Malam ve su tema parkı gezilebilir.

Bujang Vadisi

Burası Surgai Petani yakınlarındadır.

Pulau Langkawi

Bunlar 99 egzotik ve tropikal adadır.

Tropikal Orman Parkı

Langkawi ve Kedahın birçok yerini kaplamaktadır.

Malezya Kedah
Malezya Kedah

 

ALOR SETAR ŞEHRİ

Kedah Eyaletinin başşehri “Alor Setar” dır. Bu şehir: ülkenin Tayland sınırından önceki son durak olarak bilinir. Tayland sınırına 43 km uzaklıktadır. Şehir Kuala Lumpur şehrine250 km ve Sungai Petani şehrine 60 km uzaklıktadır.

Malezya yarımadasında, batı kıyısındaki büyük şehirlerden birisidir. Burada: devlet daireleri, kraliyet sarayları, birçok miras bina, müzeler ve kültür merkezleri bulunur.

Şehrin tarihi: özellikle Siyamlıların sebep oldukları istilalar ve yenilgilerle doludur. Şehrin merkezindeki geleneksel padang yani meydanda ise: Kraliyet Kedah anıtı bulunur ve 1912 yılında inşa edilen Masjid Zahir meydanın batısını süslemektedir.

Bu yapı: magribi mimarisinin güzel bir örneğidir ve yapı özellikle geceleri küçük lambalarla aydınlatıldığında görkemlidir.

 

Muzium Di-Raja

Bu 18.yüzyıl yapısı bina, Sultanın sarayı olarak yapılmış ve daha sonra müzeye dönüştürülmüştür. Burada: kraliyet tahtları ve gelin odası dahil çeşitli bölümler ziyarete açıktır.

Balai Besar

Şehirde caminin hemen yanındaki “Balai Besar”: kraliyet ailesi için 1898 yılında Siyam mimari tarzında saraya komşu olarak inşa edilmiştir. Kota Saray Sarayı kompleksinin arkasında, bir kabul salonu olarak kullanılması için 1735 yılında yapılmıştır.

Yapının: çatısı,  döşemeleri ve sütunları ahşaptandır. İlk bina: 1770 yılında Selengor Bugist tarafından tahrip edilmiştir. Günümüzde görülen yapı 1898 yılı yapımıdır. Tay mimarisi özellikleri taşımaktadır. Bu büyük salon, günümüzde de kraliyet ve devlet törenleri için kullanılmaktadır.

Malezya Kedah Mescidi Zahir

Mescidi Zahir

Yolun hemen karşısında, yukarıda sözünü ettiğim cami görülür. Bu devlet camisi, etkileyici bir kubbesi ile Magribi tarzında yapılmıştır. 1912 yılında açılmıştır ve ülkenin en güzel camilerinden birisidir.

Balai Nobat

Masjid Zahir yapısının karşısındaki “Balai Nobat” kulesi (halka açık değildir) sekizgendir ve burada kraliyet enstrümanları olan davullar, çanlar ve flütler saklanır. Kraliyet orkestrası Nobat, kraliyet törenlerinde faaliyet icra eder.

Kraliyet törenleri: doğum, düğün ve cenaze gibi törenlerdir. Bu durumun yüzyıllar öncesine dayandığı ve Hindu kökenli olduğu düşünülüyor.

Kule 3 katlıdır ve18 metre yüksekliktedir. Genişlik ise 4 metredir. Ahşap kullanılarak 1735 yılında yapılmıştır.

Yapımında ahşap ve çinko kullanılmıştır. Günümüzde görülen betonarme kule ise, 1906 yılında inşa edilmiştir.

 

Istana Kuning-Sarı Saray

Malaya’nın ilk Başbakanı Tunku Abdul Rahman Putra: 8 Şubat 1903 tarihinde burada doğmuştur. Ailede 45 çocuk bulunmasına rağmen, Tunku, bunların arasından öne çıkıyordu.

Kendisi 1957 yılında Başbakan ilan edildi ve İngiltere’den kazanılan bağımsızlık nedeniyle, Malezya halkı tarafından “Malezya’nın Babası” olarak ilan edildi. Kendisi 1970 yılına kadar Başbakan olarak kaldı ve 87 yaşında iken 1991 yılında öldü. Sarı Saray günümüzde kraliyet müzesi olarak kullanılmaktadır.

 

Menara Alor Star

165.5 metre yükseklikteki bu kule: Malezya ülkesinin ikinci en yüksek iletişim kulesidir. Kulenin tepesinde bir restoran bulunmaktadır.

 

Muzium Diraja Kedah-Kedah Kraliyet Müzesi

Şehir merkezinin yaklaşık 15 dakika uzaklığında 1736 yılında yapılan “State Museum” eski Siyam hükümdarlığına vergi olarak gönderilen “Bunga Mas” ve “Bunga Perak” koleksiyonlarını (gerçek altın ve gümüşten yapılan çiçekler) barındırmaktadır ve buralara yolunuz düşerse, bu koleksiyonu mutlaka görünüz.

Müzenin bulunduğu yapı: 1735 yılında Alor Setar şehrinin kurucusu Sultan Jiwa Zainal tarafından yaptırılmıştır. Ancak 1770 ve 1821 yıllarında çeşitli yıkımlar geçirmiştir. Günümüzde görülen beton bina: Wan Hacer İsmail zamanında yapılmıştır ve bu nedenle Mak Wan Besar Sarayı olarak bilinir. 1983 yılında ise, saray müze olarak kullanılmaya başlanır.

Malezya Kedah Pekan Rabu Bazaar

Pekan Rabu Bazaar

Burası eyaletin en ünlü çarşısıdır. Kelime anlamı “Çarşamba Pazarı”  dır. Ama, çarşı genellikle gece yarısı açılır ve sabaha kadar açık kalır. Hafta boyunca açıktır. Burada: giyim, Asya ve yerel el sanatları ve tipik Kedah gıda maddeleri satılır.

 

Kedah River

Alor Star şehrinden, tarihsel manzaraları izlemek için bu nehir yolculuğuna yapmanızı öneririm. Mescidi Zahir yakınlarındaki iskeleden tekneye binebilirsiniz.

Kuala Kedah İskelesi

Yine şehir yakınlarındaki (12 km uzaklıktadır) “Kuala Kedah İskelesi”: Langkawi (bölgenin en güzel adasıdır) feribotlarının hareket noktasıdır. Burada: 18.yüzyıl yapımı bir kalenin kalıntılarını ve Malezya’nın en güzel deniz ürünlerinin sunulduğu restoranları görebilirsiniz.

Burada: erken Malay dönemine ait, denizden gelecek saldırıları önlemek için yapılan kalenin kalıntıları görülebilir. Kale 1771 yılında inşa edilmiştir ve son olarak ticaret yollarının güvenliği için bir Siyam filosunun saldırısına maruz kalmıştır. Kale günümüzde, şaşırtıcı şekilde iyi korunmuştur. Yalnızca nehir ağzına bakan duvarlar çökmüş ve surlar üzerinde hala bazı top kalıntıları bulunmaktadır.

 

SUNGAİ PETANİ ŞEHRİ

Kedah eyaletinin ikinci büyük şehridir. 1970 li yıllarda küçük bir şehir iken, 1980-1990 lı yıllarda şehir hızla büyümüştür. Günümüzde, şehir Malezya’nın ikinci, en hızlı büyüyen şehridir. Malay dilinde şehrin kelime anlamı “Çiftçi nehri” demektir. Çünkü: bölgede iki paralel nehir bulunmaktadır.

1920 yılında burada kauçuk sanayi bulunuyordu. 1980 yılında kauçuk fiyatları düşünce, devlet burayı sanayi merkezi olarak seçti. Özellikle elektronik ürünler üretilmeye başlandı. Bunun üzerine, nüfus hızla büyüdü.

 

Carnivall-Su ve  Toprak Temalı Park

2006 yılında açılmıştır. Özellikle 140 metrelik açık su kaydırağı ilgi çekmektedir. Bunun dışında: oyun alanı, günlük gösteriler ve oyunlar düzenlenmektedir.

 

Sungai Petani Saat Kulesi

1920 yılında inşa edilmiştir. Şehir merkezinde, Jalan İbrahim denilen yerdedir. İngiltere Kralı V. George saltanatını anmak için yapılmıştır.

 

Taman Jubilee Perak

Park 1983 yılında açılmıştır. Şehir merkezinin kenarındadır. Yerel halk tarafından son derece popüler olarak kullanılmaktadır.

 

Pasar Tani

Şehir merkezindeki bu Pazar yeri: her Pazar, Pazartesi ve Perşembe günleri kurulur. Sabah saat 07.30 gibi açılır ve öğleye doğru kapanır.

Burada taze balık ve yerel ürünler satılır. Özellikle, Rambutan, langsat, Chiku ve muz gibi ucuz yerel tropikal meyveleri bulabilirsiniz.

 

 

BUJANG VALLEY

Bujang vadisi: Sungai Petani yakınlarındadır.

Bu arkeolojik alanda: MS.4. yüzyılda bölgeye egemen olan eski bir Hindu-Budist krallığı bulunuyordu. Bu yüzden burada 50 üzerinde Hindu ve Budist tapınak sitesi bulunmaktadır.

Bu sitelerde: çömlek kırıkları, Hindu simgeler, taş heykeller, yazıtlı taş tabletler, metal aletler, seramik kaplar, süs eşyaları, boncuk ve yarı değerli taşlar bulunmuştur ve bunlar Lembag Bujang arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.

Kedah Eyaletinde gezilecek diğer yerler

Malezya Kedah Bukit Hijau

Bukit Hijau

Gunung Inas Virgin Forest Reserve bölgesinin merkezindedir. Bu eğlenceli orman inanılmaz flora ve fauna çeşitliliği gösterir.  Özellikle: ünlü yedi katmanlı ve kristal berraklığında suyu bulunan şelale görülmeye değerdir. Bu şelalenin aktığı yerde yüzülebiliyor.

Malezya Kedah Pedu Lake

Pedu Lake

Burası, çeltik ekimi yapan çiftçilerin su ihtiyacı için bir baraj şeklinde oluşturulmuştur. Buraya yolunuz düşerse özellikle bal tatmanızı öneririm, çünkü muhteşem bir bal bulunuyor.

 

Seri Perigi

Burası bir orman içi dinlenme yeridir ve Alor Setar şehrine35 km uzaklıktadır. Yerel halk burayı piknik yapmak için tercih ederler ve burada muhteşem bir şelale bulunur. Jelale, ünlü Jerai dağından gelen derelerle beslenmektedir ve böylece soğuk su, özellikle sıcak yaz aylarında serinletici olarak yüzmek isteyenler tarafından tercih edilir.

 

Sungai Sedim

Burası rafting yapılabilen17 km uzunluğunda hızlı akan bir nehirdir. Buraya ulaşmak için Kulim ilçesinde Kampung Lindungan Raja ile Alor Setar yaklaşık 2 km uzaklıktadır. Burada orman içi yürüyüş te  yapılabilmektedir.

 

Langkawi Adası

Burası, ilgi çekici deniz adacık gurubudur.

Malezya Kedah Su Altı Dünyası
Malezya Kedah Su Altı Dünyası

 

Su Altı Dünyası

Yaklaşık 6 dönümlük alana yayılmış burası adanın en tanınmış yeridir. Pantai Cenang güney ucunda, Zon duty-free alışveriş merkezi yanındadır. Malezya’nın en büyük akvaryumudur.

Burada 200 den fazla farklı balık türü bulunur. Özellikle dünyanın en büyük tatlı su balığı ilgi çekmektedir. İsmi “Araipamas” olan balık: hemen girişte, kapı önündeki bir akvaryumdadır.

Burada ayrıca: Tropik yağmur ormanları, Ilıman ve Antartika olmak üzere 3 bölüm bulunur. Siyah ayaklı penguenler buranın en sevimli üyeleridir.

Bunların bulunduğu Alt-Antartika bölümü en çok ziyaretçi çeken yerdir. Akvaryumda: ayrıca bir kafeterya ve 3 boyutlu film izlenen bir tiyatro bulunur. Son olarak: köpekbalıkları, dev vatozlar ve yeşil kaplumbağaların bulunduğu sualtı tünelini gezebilirsiniz.

 

G.Kore Seul Gangnam-gu

G.Kore Seul Gangnam-gu

Gangham, Han nehrinin güney kıyısındadır.

Burada high-end alışveriş mağazaları, restoranlar, eşsiz kafeler ve eğlence merkezleri bulunmaktadır.

Bongeunsa tapınağı ve Daechi Moonlight Rainbow çeşmesi ile birlikte, Gangnam Seul şehrinde en iyi yerlerden birisi olarak kabul edilir.

G.Kore Seul Gangnam-gu

 

Burada Bulunanlar

1.Apgujeong
2.Cheongdam
3.Garosu-gil
4.Gargnam istasyonu
5.Samseong istasyonu
6.Gangnam

G.Kore Seul Gangnam-gu
G.Kore Seul Gangnam-gu

 

Apgujeong-dong

Han nehrinin güneyindeki bu mekan, şehrin en zengin semti olmasına rağmen, aynı zamanda moda merkezidir. Burada en kaliteli yerli ve ithal ürünleri bulup satın almak mümkündür. Burası daha çok gençleri çekmektedir.

Mimari tasırım “Galleria Department Store” cephesinin parlayan ışıkları ile aydınlatılmış olduğundan, özellikle geceleri burası görülmeye değer hale gelir.

Evet, burası lüks mağazalar, mağazalar, butikler, kafeler ve restoranlarla doludur. Restoranlar: Kore, Tayland ve Japon yemek kültürlerini sunarlar.

Özellikle “Rodeo caddesi” ilgi çekmektedir. Burası ismini “Beverly Hill” moda caddesi “Rodeo Drive” dan alır. Rodeo caddesinin başlangıcı: Galleria Department Store karşısındandır. Caddenin girişi özel bir kemerle işaretlenir.

Buradaki dükkanlarda son derece uygun mallar bulup satın alabilirsiniz. Bir t-şört için 10.000 won da etiket olabilir, 100.000 wonluk etikette olabilir. Rodeo caddesinde alışverişin her türlü güzelliğini yaşamak mümkündür.

Son dönemlerde “Cineplus” ve “Nanta Theater” gibi yerlerin bu bölgeye taşınmasıyla bölge aynı zamanda gençler için bir kültür bölgesi haline gelmiştir.
Eğer şanslı iseniz ve tanıyorsanız, burada mutlaka Koreli bir ünlü ile karşılaşabilirsiniz.

Bu cadde üzerinde dikkati çeken birkaç yerden söz etmek istiyorum:

 

Nori Pazar

Nori Pazar: Koreli modacıların ve modellerin kendi ürünlerini satmak için kurdukları bir pazardır. Özellikle genç ve şık kadınlar için popülerdir.

 

Vanessa Bruno

Apgujeong yılında, Vanessa Bruno, bu markanın ürünlerinin satıldığı bir yer olarak önem kazanmaktadır. Her yıl Şubat ve Haziran ayında, bu mağazada % 50-70 civarında büyük indirimli satışlar oluyor.

 

Mui Mui Cafe

Cinecity tarafındaki sokakta bir yemek yeridir. Birinci katta bir kafe bulunmaktadır. İkinci katta ise teras dikkati çeker. Her kat: farklı kavramlar ve yiyecek özelliklerine ayrılmıştır. Birinci katta: risotti ve ikinci katta bibimbap, soju ve diğer çeşitli Kore geleneksel yemekleri önerilir.

 

Dessertree

Apgujeong mahallesinde karanlık bir sokakta yer almaktadır ve onun müşterileri çoğunlukla kadındır. Burası kadın müşterileri için inanılmaz tatlı deneyimi sunan küçük ama popüler bir kafedir.

Buranın sahibi: Paris şehrinde mutfak sanatlarını inceledikten sonra, Seul şehrinde otantik çikolatalar, kremler ve hamur işleri yapmaya karar vermiş ve burayı açmıştır.

Burada bir set menü istediğinizde 24.000 won ödemek gerekiyor ama inanılmaz lezzetleri tatma şansı bulacaksınız. Hatta şeflerin yani tatlıları yapanların bunları nasıl hazırladıklarını izlemek istiyorsanız (bence izleyin) bar kısmında bir yere oturmanızı öneririm.

 

Friday Restoran

Burası Cuma günleri: bir kafe, lounge ve sinema bütünüdür. Ekranda, her ay yeni bir sergi bulunur. Burada genellikle İtalyan yemekleri sunulur.

G.Kore Seul Gangnam-gu Cheongdam
G.Kore Seul Gangnam-gu Cheongdam

 

Cheongdam

Cheongdam-dong Moda caddesidir. Galleria Department Store Cheongdam istasyonu kesiştiği sokak: lüks marka mağazalar ile kaplı ve özel moda bölgesi “Cheongdam-dong Moda Sokağı” olarak belirlenmiştir.

Kore ülkesinde “Champs Elysee” caddesi üzerindeki high-end mağazalarına benzemektedir. Bunlar arasında bulunanlar: Louis Vuitton, Prada, Cartier ve Burberry. Evet klasik ve çağdaş stilde dünyanın en lüks markalarının ürünlerini burada bulmak mümkündür. Ayrıca “high-end” saç salonları ve güzellik merkezleri de buradadır.

Burada: SM, JYP ve CUBE gibi birçok eğlence şirketi bulunmaktadır. Bu yüzden: mahalledeki kafeler, restoranlar ve butikleri dolaşırken, Korenin pop idollerini görmek mümkündür. Ayrıca, yine buradaki kafe ve mağazalardan, sevdiğiniz sanatçıların albümlerini alabilirsiniz.

 

Horim Sanat Merkezi

Burada 10.000 den fazla Koreli: seramik, resim ve metal sanat eserleri bulunmaktadır. Bu yüzden burası sanatseverler tarafından yoğun olarak tercih edilir.

 

CGV Cheongdam Cine City

Burası: eşsiz özellikleri ile olağanüstü sinema deneyimi ve uzman tiyatro vaat eden, Seul şehrinin en iyi sinemasıdır.

Bar bölümünde fantastik patlamış mısır bulabilirsiniz. Burada: her koltuk: cep telefonları, huysuz bebekler ve diğer gürültüleri iptal etmek ve filmin ses kalitesini yükseltmek için mükemmel kulaklıklarla donatılmıştır.

Koltuklar oldukça büyüktür ve maksimum konfor sağlamak için geriye yaslanmaktadır. Biletler 10.000 won civarındadır.

Evet burada bir film izledikten sonra: Cheongdam-dong’u keşfetmek için bir kafe tercih edebilirsiniz.

 

Garosu-gil

Burada ağaçlıklı sokaklar vardır. Zaten buranın kelime anlamı “ağaçlıklı sokak” demektir. Ancak “Garosu-gil” şehrin ortasında güzel bir mesire yeri olmaktan öte: hem Koreliler ve hem de yabancı turistler tarafından gayet iyi bilinen, eşsiz kültür ve sanat merkezidir.

Gangnam bölgesinin merkezinde, Seul iş merkezinin güneydoğusunda, yaklaşık 1 kilometre boyunca uzanan ve ginkgo ağaçları ile süslenmiş bu cadde: şehrin ana alışveriş alanlarından birisi olarak kabul edilir. Garosu-gil; baharda muhteşem bir görüntü yaratırlar.

Burada: 1980’lerden kalma galeriler ve 1990’lardan kalma küçük dükkanlar bulunur. Son on yılda ise: modern iç tasarımları olan mağaza sayısında artış görülmektedir. 2000’lerin başında: tasarımcılar, sanatçılar ve stilistler tarafından işletilen mağaza sayısı artmıştır.

Açık stüdyolar, atölyeler, kafeler, restoranlar, barlar, moda mağazaları ve dükkan dizisi ile, burası şık bir şehir manzarası yaratmaktadır. Gangnam bölgesinin diğer sokaklarının fantezi ve modern olduğu söyleniyorsa da, Garosu-gi eski ve yeninin büyüleyici ikilemini bir arada sunmaktadır. Burada modern kent yaşamının serinlik ve sıcaklığı bir aradadır.

Bazı kişiler Garosu-gi’i: New York’a, bazıları ise Avrupa sokaklarına benzetirler. Garosu-gil yürümek isterseniz, yolunuz üzerinde mutlaka bir fincan çay içebileceğiniz büyüleyici yerle karşılaşacaksınız. Siz sadece çevrenize iyi bakınız.

 

Nonna

Burası bir İtalyan restoranıdır. Nonna İtalyanca Büyükanne anlamına gelir. Seul şehrinin en iyi İtalyan restoranlarından birisidir.

Turtle Cork

Burada üst katta şarap ve şampanya içilir. Birinci katta ise samimi bir restoran bulunur. Dekor olarak boş şarap şişeleri kullanılmıştır.

G.Kore Seul Gangnam-gu Gargnam istasyonu
G.Kore Seul Gangnam-gu Gargnam istasyonu

 

Gargnam istasyonu

Burası Seul şehrinin en işlek alanıdır. Şehirde gerçek enerji ve heyecan, bu istasyon çevresindeki alandadır. Modern Kore gerçeklerini görmek için en uygun yer burasıdır. Şehrin güneydoğusundadır. Burada bulunan “Gangnam Main Street”, dünyanın en pahalı alışveriş caddeleri arasında, ilk 10 sırada bulunmaktadır.

Tüm alan: yoğun restoranlar, kafeler, barlar, kulüpler, butikler, hızlı moda mağazaları ve sinemalar ile doludur. Yani burası tam bir ticaret ve eğlence bölgesidir.

Evet, istasyon: Seul şehrinin en işlek metro istasyonudur. İki metro hattı ve otobüsler arasındaki transferler burada yapılır. Yine “Samsung Global Headquarters” ve diğer birkaç etkileyici bina, buradadır.

Yerin altındaki metro istasyonunda da birçok alışveriş dükkanı bulunmaktadır. Ayrıca yine bu bölgede: Kore’nin en meşhur özel okulları bulunmaktadır. Bu yüzden, burada yürüyen ve ders kitaplarını taşıyan veya kafelerde oturan öğrenciler görülür.

Burada: sokaklarda birçok insan göreceksiniz. Ancak bu sel gibi akan genç insanların alışveriş yanında sosyalleşme için burayı tercih ettikleri de söylenmektedir. Ana cadde: Gangnam Bulvarı: birkaç sokakla kesilir.

Caddenin her iki tarafında da 12.4 metre yükseklikte uzun boylu medya direkleri görülür ve bunlar dünyanın en gelişmiş dijital tabela sistemleridir. Çünkü, burası Seul hükümeti için dijital test laboratuvarı olarak belirlenmiştir.

Bu dijital tabelalarda: wifi noktalarında hareket eden insanların fotoğraflarını görebilir, oyun oynayabilir, trafik hakkında bilgi alabilir ve haberleri okuyabilir ve hatta haritalara bakabilirsiniz.

 

Samseong-dong istasyonu

Buranın en büyük özelliği “Asya kıtasının” en büyük yer altı alışveriş merkezini bulundurmasıdır.

COEX Alışveriş Merkezi

Burası, Asya’daki en büyük yeraltı alışveriş merkezidir ve Seul Gangnam-gu bölgesinde Samseong-dong denilen yerde “Kore Dünya Ticaret Merkezi” bodrum katında bulunmaktadır. Toplam büyüklüğü 85 bin metre karedir.

Her ne kadar yeraltında olsa da, insanları psikolojik olarak pek etkilemiyor. Çünkü alanın cilalı yüzeyleri, sayısız ışıkları yansıtıyor ve alçak tavanları hissetmiyorsunuz.

Devasa alışveriş merkezi: kuzeyde Bongeunsa tapınağı ve güneyde Samseong istasyonuna kadar uzanır. Ana rota boyunca: 16 restoran (Kore, Çin, Japon ve Batı tarzında), konser ve performansların sergilendiği bir yer ve food court bulunur.

Bandi ve Luni isimli kitapçılarda: bol miktarda kitap bulup satın alabiliriniz. Kore tarihi hakkında İngilizce kitaplarda satılmaktadır.

Ayrıca Hyundai Department Store tarafından işletilen “Gangnam Alışveriş Merkezi” nde; eğlence, spor ve giyim üzerine uluslar arası markaların satıldığı yerler dikkati çekmektedir. Megabox Cineplex filmleri: 16 salonda gösterilmektedir.

Coex Akvaryum denilen yerde su tüneli bulunur ve Kimchi Müzesi de bölgenin ilgi çeken yerlerinin başında gelmektedir.

Burada yaklaşık 3 ton suda, 650 türden 40.000 canlı bulunuyor. Bunlar arasında bulunanlar: tropik balıklar, köpekbalıkları, yarasalar, kertenkeleler, su samuru, penguenler, sincap maymunları sayılabilir.

Burada özellikle, ülkenin nehir kıyısı ekosistemlerinde, pirinç tarlalarında suda yaşayan minik balık ilgi çekmektedir. Balıkların ziyaretçilere sunulma şekilleri de ilginçtir. Özellikle bir arp içinde ve hatta bir tuvalet klozeti içinde balıklar sunuluyor. Amaç ne derseniz: amaç balıkları sevimli yapmakmış.

Yemek yerlerinde ise en sevilen Kore yemeklerini tatmak mümkündür.

 

Kongre Merkezi

Burası Coex kompleksinin sadece bir parçasıdır. 1979 yılında bitirilmiştir. Sergi merkezi olarak kullanılıyor iken günümüzde oteller, ofis kuleleri, bir mağaza ve bir kumarhane bulunmaktadır. Kuşkusuz kompleksin en prestijli bölümü, son yıllarda burada düzenlenen önemli olaylardır. (G-20 zirvesi gibi) Burada ayrıca ana binaya bitişik, cam duvarlı bir yapı da müzikaller sergilenen bir tiyatro da bulunur.

G.Kore Seul Gangnam-gu Bongeun Tapınağı
G.Kore Seul Gangnam-gu Bongeun Tapınağı

 

Bongeun Tapınağı

Coex’in kuzey tarafında karşıdadır. Kongre merkezinin dışında, ulusal bayrakların ilerisinde, soldadır. Tapınak 794 yılında Yeonhoe tarafından kurulmuş ve 1562 yılında bugünkü yerine taşınmıştır. Joseon hanedanlığı döneminde, Budist mezhep üyelerinin tapınağı olarak kullanılmıştır. Takip eden süreçte, Kore savaşında 1939 yılında tapınak yangın sonucu hasar gördü ve restore edilerek günümüzde ulusal hazine olarak koruma altına alınmıştır.

 

Gangnam-gu İstasyonu

Gangnam metro istasyonu alanı: Han nehrinin güneyindeki alandadır. Coğrafi konumu nedeniyle: kişiler için sosyal toplantılar ve buluşma için en uygun yer olarak kabul edilmektedir.

Bu nedenle: genellikle hafta sonlarında akşamları aşırı kalabalıktır.
Burada toplanan ziyaretçiler: rahatlıkla moda merkezleri, sinemalar ve kitapçılara ulaşabilmektedirler.

 

BU BÖLGEDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

G.Kore Seul Gangnam-gu Yıldızlı Road Walking
G.Kore Seul Gangnam-gu Yıldızlı Road Walking

 

Yıldızlı Road Walking

Evet, bu plazada: bir zamanlar: Audrey Hepburn, Beatles, İsabel Chungking gibi ünlüler yürümüştür. Güney Hangang Nehrinin zengin semtinde dünyanın diğer bazı şehirlerinde olduğu üzere, önemli yıldız ve ünlülerin izleri yerdeki karolara işlenmiştir.

G.Kore Seul Gangnam-gu Kore Kültür Evi-KOUS
G.Kore Seul Gangnam-gu Kore Kültür Evi-KOUS

 

Kore Kültür Evi-KOUS

Kore Kültürel Miras Vakfı tarafından işletilmektedir. Burada geleneksel performansların görülebileceği bir sanat performans tiyatrosu da vardır.

Eğitim Enstitüsünde ise geleneksel el sanatları imkanları bulunmaktadır. Kore’de ikamet eden turistler ve yabancılar burada geleneksel Kore kültürü programlarının tadını çıkarmaktadırlar.

Sanat performansı tiyatrosunun birinci katında 163 koltuk kapasiteli bir salon bulunur.