Yozgat

Yozgat

Son yıllarda, büyük kalkınma hamleleri olmuş, yeni yapılar yapılmış. Ankara’nın çok yakınında, Ankara’nın yıllarca hiçbir nimetinden yararlanamamış, günümüzde ise, bunun sıkıntıları hızla giderilmeye çalışılıyor.

Yozgat

ULAŞIM

Yozgat, Ankara-Sivas kara yolu, yani E-88 kara yolu üzerindedir. Kırıkkale, Ankara, Sivas, Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Çorum, Çankırı, Tokat illeri ile doğrudan kara yolu bağlantısı vardır.

Yozgat-Amasya arasındaki uzaklık: 188 km. Yozgat-Sivas arasındaki uzaklık: 225 km. Yozgat-Çorum arasındaki uzaklık: 104 km. Yozgat-Tokat arasındaki uzaklık: 207 km. Yozgat—Kırıkkale arasındaki uzaklık: 142 km. Yozgat-Kırşehir arasındaki uzaklık: 112 km. Yozgat-Kayseri arasındaki uzaklık: 197 km. Yozgat-Nevşehir arasındaki uzaklık: 202 km.

Yozgat

TARİHİ

Şehir merkezine yakın yerlerde ve ilçelerde yapılan araştırmalarda: MÖ.3000 yıllarından itibaren, bölgede yerleşim bulunduğunu ifade eden eserler ortaya çıkarılmıştır. Merkeze bağlı: Büyüknefes, Damsasan ve Gündoğdu köylerinde, bu yerleşim kalıntıları görülmektedir.

Bölgede, en büyük medeniyetin ise, Hititler tarafından kurulduğu anlaşılmıştır. MÖ.2000-1500 yılları arasında bu bölgede kurulan Hitit Medeniyeti: başkentini, Hattuşaş bölgesinde kurarak, bölgenin tarih sahnesinde yerini almasını sağlamıştır.

Takip eden dönemlerde, buralarda: sırasıyla Frigler, Kimmerler, Persler ve Makedonyalılar görülür. Daha sonra ise: Galatlar görülüyor, Anadolu’yu istila eden göçebe kabilelerden olan “Galat”lar, burayı bir “Ata yurdu” gibi kabullenmiş ve yerleşmişlerdir.

MÖ.85 yılında, Romalılar Galatların hakimiyetine son vermiş, MS.395 yılında imparatorluk ikiye bölününce, bölge Bizans egemenliğine geçmiştir.

Takip eden dönemde: 1071 Malazgirt Savaşından sonra, Türkler hızla Anadolu’da yayılmaya başlarlar. Bu dönemde, Bozok bölgesi, önemli kervan ve ticaret yollarının geçtiği bir yer olarak öne çıkar. 12.yüzyıldan itibaren, Selçuklular, bölgede görülmeye başlarlar ve 1175 yılında, Selçuklular bölgeyi tamamen ele geçirirler.

1529-1530 yıllarında, Yozgat, küçük bir köy olarak görülmektedir. Bölgede birçok oymak yaşamış ve bugün Yozgat’ın yerli halkının büyük bölümü, bu oymakların neslinden gelmektedir. Zaten, bölgede, oymak adlarını taşıyan birçok köy ve kasaba, hala bu isimleriyle anılmaktadırlar.

1408 yılında,

Osmanlılar bölgedeki hakimiyeti ele geçirirler. Yavuz Sultan Selim döneminde: Yozgat ve çevresinde “Celal” adlı bir Türkmen tarafından isyan çıkarılır, isyan bastırılır ama Yozgat ve yöresi, bu isyandan büyük zarar görür. 17.yüzyılda: devlet tarafından bölgeye yerleştirilen, Türkmen oymaklarından, Çapanoğulları, büyük güç kazanırlar.

Çapanoğullarından Ahmet Ağa, 1741 yılında, bölge mütessellimliğine getirilir. 1755 yılında, İstanbul’da çıkan et sıkıntısı üzerine, bölgeden, İstanbul’a koyun gönderince, merkezi yönetim tarafından, Bozok Sancağı, Ahmet Ağa’ya, mülk olarak verilir ve bundan sonra, Yozgat ve çevresinin tartışmasız hakimi olurlar.

Ancak, bu hakimiyet, Ahmet Ağa’nın bölge ve bölge halkı üzerindeki usulsüz uygulamalarını bitirmez ve 1765 yılında idam edilir. 1772 yılında, Çapanoğulları, bölgede yine etkin olmaya başlarlar. 1842-1846 yılları arasında, Çapanoğullarından Mehmet Celalettin Paşa: Yozgat ve Kayseri kaymakamlığına atanır. 1849 yılında ise, güçlerinin doruk noktasına ulaşırlar.

Tarihi süreç içinde, Kurtuluş Savaşı dönemine gelinir. Bu dönemde, şehir herhangi bir işgal altında kalmaz, ama bir isyan nedeniyle, mahalli kurtuluş mücadelesi veren birlikleri çok zor durumda bırakır.

Milli Mücadeleyi desteklemek üzere kurulan, Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti, Yozgat Şubesinde: Müftü Hulusu Efendi ve Çapanoğlu Edip ve Celal Beyler arasındaki husumet, Milli Mücadelenin yazgısını etkileyecek ölçüde sonuçlar doğuran Çapanoğlu İsyanının nedenlerinden biri olur.

Aslında Yozgat yöresinde başlamış olmasına rağmen, daha sonra bu isyan hareketi Çapanoğulları ailesi içine çekilmiş ve Çapanoğlu isyanı olarak anılmıştır.

Halbuki,

Bu geniş ailenin yalnızca bir kısmı isyana iştirak etmiştir. İsyan; 14 Mayıs 1920 tarihinde, Yıldızeli-Kaman köyünde toplantı yapanlar tarafından, Ankara Hükümetine karşı isyan ilan ettiklerini açıklamalarıyla başlar. Yıldızeli’ndeki olaylar, gün geçtikçe büyür. İsyanların önlenmesinde, büyük zorluklar çekilir.

Çapanoğulları: 13 Haziran günü Sorgun’u ve 14 Haziran günü Yozgat şehrini ele geçirirler. 16 Haziran’da Alaca ele geçirilir. Ancak, Çerkez Ethem tarafından isyan bastırılır ve isyana katılanlar cezalandırılır. Çerkez Ethem, isyancıların toplandığını duyunca, 25 Haziran 1920 günü Alaca ilçesini ele geçirir. Daha sonra, Arapseyfi bölgesinde toplanan tüm asiler, yine Çerkez Ethem kuvvetleri tarafından, imha edilirler.

Şehir: 25 Haziran 1927 tarihinden sonra, Yozgat adını alır. Daha önce, Bozok ismi kullanılmıştır. Niye, Bozok? Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenlerin, bu bölgeye akını sonucu, bölge “Bozok” olarak anılmaya başlanır.

Peki, Yozgat ismi nerden gelir? Söylenenlere göre: Yozgat bölgesi, Saray köyünden itibaren, aşağıdan-yukarıya doğru, kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişinden ve rakımının yüksekliğinden dolayı, önceleri buraya “Yüzkat” denilmiş, zamanla bu isim “Yozgat” olarak söylenegelmiştir.

 

GENEL

İl’in jeolojik yapısında dikkat çeken en önemli özellik: yer altı sularının fazla oluşudur. Yeryüzü şekilleri bakımından ise, sade bir yapıya sahiptir. İl topraklarının büyük bölümünü: platolar kaplar. Bunların başında ise, Bozok platosu gelmektedir.

İklim özellikleri değerlendirildiğinde: burada, yarı kurak, karasal iklimin hakim olduğu görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Yaz ile kış, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüksektir.

Yozgat, Türkiye genelinde, nüfusunun yarısından fazlasının kırsal alanlarda yaşadığı, nadir illerden biridir.

Yozgat’ta, turizm denilince: şehir, Ankara’ya çok yakın ve Ankara yöresinden, bütün doğu istikametinde ilerleyen yolların en çok kullanılanı. Yani: bu şehirden, mutlaka bir şekilde geçiliyor. Ama: şehrin turizm yönü elbette çok yoğun değil.

Yani: Arkeoloji Müzesi bulunmayan bir şehir, turizm yönünden ne olabilir? Çamlık Milli Parkı, Saat kulesi, Etnografya Müzesi. Yerli ve yabancı turist, bir yere gidip para bırakmadan önce, oranın önemini keşfetmeye çalışıyor.

Yani: “oraya gidersem orada ne görebilirim, ilginç ne olabilir “gibi. Umarım Yozgat şehrinin bu özellikleri konusunda yetkililer tarafından çalışma yapılır ve şehrin turizm yönünü öne çıkaracak çalışmalar yapılır.

 

YOZGAT SÜRMELİSİ EFSANESİ

1700’lü yıllarda, Bozok yaylasında otlayan sürülerin bir kısmını, Sürmeli Bey adında bir Türkmen yörüğü otlatırmış. Bu ozan: elinde kavalı, sırtında sazı, Yozgat-Akdağmağdeni arasındaki bölgedeki ormanlarda sürülerini dolaştırırmış.

Bazen bir çam dibinde, bazen bir derenin kıyısında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürmüş. O sevgili ki: güzelliği Bozok yaylasına yayılmış bir dilbermiş. Ancak, babası bir Türkmen beyidir ve çok serttir.

Sürmeli Bey: ailesini gönderir ve kızı babasından istetir. Ama, kızın babası, kızını bir çobana vermek istemez. Araya girenlere rağmen, bu düşüncesinden vazgeçmez.

Sürmeli Bey, buna çok üzülür. Sürüsünü bırakır ve sazını eline alarak, Beşçamlar mevkiinde, kendine bir dergah kurar. Aşkını, yanık türküleriyle, dağlara-ağaçlara anlatmaya başlar. Otağına ve obasına küser, alır başını gider, Akdağlara kadar giden çamların arasında, onu bir daha gören olmaz. Ondan geriye; içli sazına söylettiği nameler ve dertli kavalının nameleri kalır. O gün, bu gündür: Sürmeli Beyin türküleri, bu yörede, dillerde yankılanır.

BOZOK ÜNİVERSİTESİ

2006 yılında kurulmuştur. Üniversiteye bağlı: Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Tıp Fakültesi ve Eğitim Fakültesi var.

2009-2010 eğitim yılı döneminde: üniversitenin öğrenci kapasitesi, 7200 kişi olmuştur. Ayrıca: 290 öğretim elemanı ve 160 idari personel görev yapmaktadır.

Yozgat Testi Kebabı

NE YENİR.NE İÇİLİR

Bu yöreye has yemeklerin başında: Testi kebabı, ayva basması, çörek, bazlama, katmer gelir. Özellikle: testi kebabı ve elbette “Arapaşı” Özellikle: arabaşı, hazırlanışı ve yenilişi ile büyük ilginçlik gösterir. Ben burada kaldığım, dört yıllık süre zarfında, arabaşını yiyemedim, daha doğrusu yutamadım. Ama, bu lezzetin, öyle bir çorbası var ki, inanamazsınız, bunun çorbasını büyük bir keyifle defalarca yemiştim.

İsterseniz, kısaca bilgi vereyim. Arabaşı yemeği: un ile bir tepsi üzerine hazırlanan bir yemek ve ayrıca: tavuk veya hindi etinden hazırlanan çorbası ile tamamlanıyor. Tepside hazırlanan hamur, parçalar halinde kaşıkla alınıyor, çorbada ıslatıldıktan sonra, yutularak tadılıyor.

Ağızda çiğnenmemesi gerekiyor, ama bu yutma işi, ya maharet ya da alışkanlık gerektiriyor. Bir kaşık büyüklüğünde hamur parçasının bir lokmada yutulması, alışkanlık gerektiren bir olay.

Testi kebabı ise, duymuşsunuzdur, bir testinin içinde, et ve çeşitli sebzelerle hazırlanan ve daha sonra testinin kapak bölümünün hamurla kapatılması, kuzinelerde pişirilmesi ve daha sonra, testinin ağız kısmının yani kapalı kısmının kırılarak, kebap bölümünün bir kaba dökülmesi ile yeniliyor.

Yozgat Arabaşı

Her ikisi de muhteşem lezzetler. Yozgat yöresine gidenler için, mutlaka tadılmasını önereceğim lezzetler. Arabaşı belki yapılışı ve yenilişi itibarıyla ilginizi çekmeyebilir ama testi kebabını mutlaka denemelisiniz.

Yozgat

GEZİLECEK YERLERİ

Yozgat Saat Kulesi

YOZGAT SAAT KULESİ

1897 yılında, Belediye Başkanı Ahmet Tevfik-i Zade tarafından, Yozgatlı Şakir Usta’ya yaptırılmıştır.

Kulenin kaidesi, kare prizma şeklindedir. En üst kısmı: şerefe gibi, bir terasla çevrilidir. En tepe kısmında ise, çan şeklinde bir külah bulunmaktadır. Saatin çanı: 250 kg. ağırlığındadır. Her yarım ve tam saatlerde, çalışmaktadır. Kuleye çıkış için, kuzeyde, yuvarlak bir kemerli kapı bulunmaktadır. Kulenin her katında ise, yuvarlak kemerli bir pencere bulunuyor.

Yozgat Çapanoğlu Camii

ÇAPANOĞLU CAMİSİ

1779 yılında, Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır. 1794 yılında ise, Süleyman Bey tarafından, bu yapının önüne, benzer planda, ikinci bir mekan ekletilmiştir. Daha sonra ise, en dışa küçük bir giriş revakı eklenmiş.

Arka arkaya dizilmiş yapılar, yakın zamana kadar, Osmanlı döneminin resim sanatına özgü örneklerle bezemeliymiş. Ancak, yapılan onarımlar sırasında, resimlerin çoğu yok olmuş.

Mahvilin ikinci katında, yan kubbede: yeşil mavi ve sarı renklerin kullanıldığı, çeşitli çiçek, yaprak ve meyve resimleri var.

Evet, bu cami, iki bölümden oluşuyor ve Yozgat’ın en büyük camisi, hemen önünde de bir şadırvan görülüyor.

Yozgat Çamlık Milli Parkı

ÇAMLIK MİLLİ PARKI

İl merkezinin, 2 km. güneyindedir. İl merkezine, 2 kilometrelik asfalt bir yolla bağlanır. Ülkemizin ilk milli parkıdır. 1958 yılında, Milli Park haline getirilmiştir. Deniz seviyesinden yüksekliği: 1300 metredir.

Burada yapılan araştırmaya göre: yaklaşık 300 yıl önce, bölgede bulunan “karaçam ormanları” bilinçsizlik sonucu ortadan kalkmış ve bir daha da yetişmemiştir.

Bu karaçamlardan, bir kısmı halen milli park bölgesinde bulunuyor ve dünya üzerinde yalnızca Kafkasya ve Yozgat çamlığında bulunmalarıyla önem kazanıyorlar.

Başka yerde yok. Diğer çam türleri: 100 yaşını geçtikten sonra, büyüme ve tohum verme özelliklerini kaybetmesine rağmen, Kafkas karaçamı, 300-500 yıl arasında yaşama, büyüme ve tohum verme yeteneğine sahipmiş. Çamlıkta: 3 yıldızlı bir de otel bulunuyor.

Bunların dışında, çamlık içinde: 9 tane, 400-500 yıllık anıt ağaçlar var. Ayrıca, burası bir doğal hayvanat bahçesi konumunda.

Günümüzde, burada: akbaba, küçük atmaca, şahin, tavşan, saksağan, kurt, kaplumbağa gibi bir sürü hayvan çeşidini görmek mümkün. Çamlık içinde, bir de gölet var. Bu gölette: sazan ve turna gibi balıklar yaşıyor.

Yozgat Çamlık Milli Parkı

Çamlık içinde, birçok çeşme de bulunuyor. Kaymak donduran, kum döken gibi ilginç isimleri olan çeşmeler, bu isimlerine uygun suları ile öne çıkıyorlar. Kaymak  donduran çeşmesi: ismini, çevresindeki kar kuyularından almış.

Buz makinalarının, soğutucuların olmadığı dönemlerde, seyyar dondurmacılar ve pastane sahipleri, bu çeşmenin çevresinde kar kuyuları açarlar ve dondurma kaplarını, bu kuyuların çevresine koyarak, dondurmanın erimesini önlerlermiş.

Evet, Yozgat yöresinde yaşayanlar için, burası büyük bir imkan. Bende, defalarca Yozgat Çamlığına çıktım. Yolu, pek fazla sıkıntılı olmasa da, yine de, viraj ve inişli-çıkışlı. Ama, burada özellikle, yol üzerinde bulunan üç çeşmeden söz etmek istiyorum.

Bunlar: soğuk su çeşmesi, böbrek taşı döken su çeşmesi ve kekik kokulu su bulunan çeşme. Yozgatlılar, bu çeşmelerden bidon bidon su alırlar, sizde mutlaka bu sulardan tatmalısınız.

En tepeye çıktığınızda, biraz önce sözünü ettiğim otel veya belediye restoranında, mutlaka testi kebabını tatmalısınız.

BÜYÜKNEFES (TAVİUM-TAVİON) ANTİK KENTİ

Yozgat-Haydarbeyli köyü yolu üzerindedir. Galatların bir kolu olan, Trokmilerin başkenti olarak kullanılmıştır. Asur ticaret kolonileri döneminde, şehrin önemi ortaya çıkmıştır.

Erken Bizans döneminde, kent, şaşalı dönemini yaşarken, geç Bizans döneminde terk edilmiştir.

Halen burada kazı çalışmaları yapılıyor. Kentin büyük kale ve küçük kale olarak isimlendirilen bölgesinde, yaklaşık 3000 kişilik bir anfitiyatro ortaya çıkarılmış.

Son zamanlarda ortaya atılan söylentilere göre: günümüzdeki Almanların atalarının buradan göç ettikleri söyleniyor. Bu söylenti, yapılacak çalışmalar sonucu ne kadar doğrulanabilirse, buranın turizm kapasitesinin en üst düzeye çıkacağı tahmin ediliyor.

Yozgat Çeşka Yeraltı Şehri

ÇEŞKA YER ALTI ŞEHRİ

Kirazlı mevkiindedir. Yani, il merkezinin 3 km. kuzeydoğusundadır. Yüksekçe bir tepeye kurulmuştur. Yer altı şehrinin, üç girişi var. Ancak, bu giriş kapıları, günümüz öncesinde dolmuştur. Kuzeydeki tek giriş kapısından: alçak ve dar bir galeri ile, bir odaya ve odadan yine galeri ile, çevrede bulunan diğer odalara ve bir salona geçiliyor.

Salona açılan diğer galerinin toprak dolu olduğu görülüyor. Yıkıntılar arasında ve tepenin alt eteklerinde, tek renkli Roma ve Bizans dönemi seramik parçaları görebiliyorsunuz.

Yozgat Nizamoğlu Evi-Etnografya Müzesi

NİZAMOĞLU EVİ (ETNOĞRAFYA MÜZESİ) 

İl merkezinde, İstanbulluoğlu mahallesinde bulunmaktadır.

1985 yılında ziyarete açılan müzede, bugün itibarıyla 990’ı teşhirde olmak üzere, toplam: 4000 civarında eser bulunmaktadır. Pazartesi hariç, diğer günlerde, saat: 08.30-17.30 arasında ziyarete açıktır.

Müzenin bulunduğu yapı ise: 1871 yılında yapılmıştır. Doğu yüzü, sokağa bakmaktadır. Taban ve duvar ahşaptır. Zemin kattaki mekanlar: depo, mutfak ve hizmet odaları olarak kullanılmaktadır.

Üst katta: bir sofa var, onun iki yanında ise simetrik yerleştirilmiş odalar var. Buralarda, yöreye özgü Etnografik eserler sergileniyor. Müzeye ait bahçe içinde, bir de idari bina bulunuyor.

Sergi salonlarında sergilenen eserler, şu şekilde gruplanmaktadır.

Yazma Eserler Salonu: Salonda bulunan en önemli eser: Çapanoğlu Büyük Camisine hediye olarak yaptırılan sancaktır. Bundan başka, yine bir sancak ve el yazması panolar ve mermer yazıtlar da sergilenmektedir.

Üst Kat Hol: Yozgat’ın eski Belediye Başkanlarından, Salim Korkmaz tarafından hibe edilen Aynalı Körük olarak isimlendirilen, yörede meşhur at arabası sergileniyor. Eyvan kısmında ise, yok olmuş, sivil mimari örneklerine ait süslemeli ahşap kapı ve yüklük kapıları ile, camilerden getirilen şamdanlar sergileniyor.

Mutfak: Konağın üst kat mutfağında, vitrinler içinde Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait porselen, seramik, bakır ve ahşap mutfak eşyaları sergileniyor.

İslami Eserler Salonu: Burada, bir Kabe Örtüsü Parçası, tekke eşyalarının ve alem, şamdan gibi bronz eşyaların teşhir edildiği vitrinler var.

Silahlar Salonu: 18.ve 19.yüzyılda kullanılmış; çakmaklı tüfek, el yapımı Karadağ tabancalar, kılıçlar ve çeşitli harp malzemeleri sergileniyor.

Gelin Odası: Pirinç bir karyola, dikiş makinası, beşikler, ahşap sandıklar, kilim ve el işleri ile, 19.yüzyıla ait bir gelin odası, bu salonda sergileniyor.

Yozgat Arkeoloji Müzesi-Karslıoğlu Konağı

ARKEOLOJİ MÜZESİ (KARSLIOĞLU KONAĞI)

Eski Yozgat-Sungurlu yolu (günümüzdeki Hattuşaş yolu) üzerinde, C. Ali Efendi Camisinin yanındadır.

Yozgat yöresinde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan eserler, burada sergileniyor. Konak; 1883 yılında inşa edilmiştir. Konak, 1929-1936 yılları arasında, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Karslıoğlu tarafından satın alınarak uzun süre kullanıldığı için “Karslıoğlu Konağı” olarak anılıyor.

Bina; 1979 yılında, Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmış ve restore edilerek 1990 yılında, Arkeoloji Müzesi deposu olarak kullanılmaktadır. Yakın bir gelecekte, arkeoloji müzesi olarak hizmete gireceğini duydum.

Dikdörtgen planlı yapı, iki katlıdır. Kesme taş  duvarlar, ahşap karkas taşıyıcı sistem arasına,  taş dolgu ile örülmüş ve sıva yapılmış. Kapı, yüklük ve tavanlarda: yörenin en güzel oyma işçiliğini görebilirsiniz. Binaya giriş, güneydeki sundurmadan sağlanır.

Birinci kata: beş basamaklı, taş merdivenle çıkılıyor. Oda kapıları üzerinde haç şekilleri görülüyor. Bu nedenle yapının eskiden Rumlara ait olduğu anlaşılıyor.

Atatürk, 3 Şubat 1934 tarihinde Yozgat’a geldiğinde,

Burada kalmıştır ve daha sonra, yapı uzun süre Vali Konağı olarak kullanılmıştır. Her ne kadar, yazının başlık satırında, Arkeoloji Müzesi cümlesini kullanmış olsam da, bugün burası müze olarak kullanılmıyor. Çünkü: Yozgat Müzesi Müdürlüğü tarafından, bir takım gerekçeler öne sürülerek, buranın Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmasından vazgeçilmiş.

Bu yapı da, İl Özel İdaresine tahsis edilmiş. Peki, Arkeoloji Müzesi nerede diye düşündünüz elbette, bilmiyorum. Bilgi veren de yok, müze de yok. Kesin olan tek şey, bu konağın müze olmasından tamamen vazgeçilmiş olması.

Yozgat’ta bir arkeoloji müzesi yapılması için, 2005 yılında, yaklaşık 4400 metrekare büyüklüğünde bir arsa tahsisi sağlanmışsa da, henüz bir çalışma gerçekleşmemiştir.

Bölge gerçekten tarihi kalıntılar açısından muhteşem zengin. Ama sanırım arkeoloji bilinci bölgede tam olarak yerleştirilememiş. Benim bulunduğum dönemde: Yozgat Valiliği bahçesinde bir mermer aslan heykeli vardı, ama ilginç olan heykelin tam bel bölümünde bulunan kazma izleriydi.

Bu heykeli, tarlasında tesadüf eseri bulan vatandaşımız, bunu kırıp bahçe  duvarında taş olarak kullanmayı düşünmüş, ancak her türlü çabasına rağmen kıramamış. Tarih bilincimiz sanırım bu, eğer buluntu altın, gümüş ise, değerli, taş ise, değersiz.

Yozgat Karabıyık Köprüsü

KARABIYIK KÖPRÜSÜ

Yozgat-Şefaatli kara yolu üzerinde, yolun 38. kilometrededir. Köprü: Yavuz Sultan Selim tarafından, Mısır seferine giderken, 1516 yılında yaptırılmıştır.

Ayaklar üzerinde oturan, üç sivri kemer, iki alçak mahmuzlu, 60 cm. yüksekliğinde korkuluk duvarları olan, uçlarda ve ortada baba taşları olan bir köprü.

Kesme beyaz taşlardan yapılmış. Boyu: 54 metre, eni, 4.5 metredir. Köprü günümüzde iki durumdadır.

Yozgat Sorgun hakkındaki gezi yazım için Sorgun

Diyarbakır Dicle

Diyarbakır Dicle


Ana yol güzergahında bulunmaması nedeniyle, kısmen sosyal ve kültürel faaliyetlerden uzak kalmış, ülkemizin bir yöresidir.

ULAŞIM

Dicle ilçesinin Diyarbakır il merkezine olan uzaklığı, 90 km. dir. Ergani üzerinden geçilerek ulaşılır.

TARİHİ

Yörenin tarihine ait ilk bilgiler, 1515 yılına aittir ve bu dönemde, yörenin yerli beylerce idare edildiği görülür. 1951 tarihinde ise, Diyarbakır iline bağlı “Eğil” ilçesinin isminin “Dicle” olarak değiştirildiği görülür.

Diyarbakır Dicle

GENEL

Maden ve Dicle nehirleri arasındaki bir yerleşim yeridir ve denizden yüksekliği: 970 metredir. Yerleşim yeri, 1’nci derece deprem kuşağında olması ile önem kazanır.
İlçe topraklarının, yaklaşık yüzde 30’luk bölümü tarıma elverişli, kalan kısım ise çayır-mera şeklinde ve tarıma elverişsizdir. Yer yer bağcılık yaygındır.

GEZİLECEK YERLER

KRAL KIZI TAŞI

İlçe merkezinin 8 km batısında, Diyarbakır kara yolu üzerindedir. Ancak, kral kızı taşının yanına çıkmak mümkün değildir ve yalnızca, uzaktan görülebilir.

Zaten uzaktan bakıldığında, burası, bir evi andırır. Kayanın doğu yanında bir obelisk, biraz daha aşağı bölümünde ise, tek pencereli bir taş mezar bulunmaktadır.

Ayrıca, yine yakınlarda, bir Ermeni kilisesi yıkıntıları görülmektedir.

Söylentilere göre: “bir zamanlar, bölgede egemen olan kral, kızına bir çoban aşık olması üzerine, kızını, buraya hapseder.

Ancak, bir süre sonra: kızın hapsedildiği yerin penceresinden, iki güvercin uçup gider ve bunun üzerine, yapıya giren muhafızlar, kızın, artık orada olmadığını görürler.

YUKARI CAMİ

Burası, ilçe merkezindedir. Yörenin en eski camisidir, ancak: 1925 yılında, yörede başlayan ve sıkıntılar yaratan Şeyh Sait isyanının başlangıç yeridir.

Diyarbakır şehir merkezi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

İspanya San Sebastian

 

 

İspanya San Sebastian

 

ŞEHİRDEKİ ÇAĞDAŞ YAPILAR

KURSAAL CONGRESS CENTRE AND AUDİTORİUM

Denize bakan burası: günümüzde kongre ve kültür faaliyetlerinin yürütülmesi için tasarlanmış ve yapılmış bir modern projedir. Yapı mimar Rafael Moneo tarafından tasarlanmış ve 1999 yılında hizmete açılmıştır.

Tasarım: doğal ve yapay uyumu vurgulamaktadır. Saydam cam küpler: iki karadaki kayalar olarak tasarlanmıştır. Kavramsal, estetik, teknik ve yapıcı yenilik özellikleri gösteren proje: Avrupa’da verilen en önemli çağdaş mimarlık ödülü “Mies van der Rohe” ye layık görülmüştür.

Burada: yılda 300’den fazla etkinlik düzenlenmekte ve bunlara 600.000’den fazla kişi katılmaktadır. Oditoryum 1800 kişi kapasitelidir. Kongre merkezi ise, 10575 kişi kapasitelidir. İspanya’nın en büyük film festivali, burada düzenlenmektedir.

Evet: Avrupa’nın en önemli kavramsal, estetik, teknik ve yapıcı yenilik özellikleri taşıyan bu yapısını mutlaka görmenizi öneririm.

İspanya San Sebastian İesu Kilisesi

 

İESU KİLİSESİ

Kilise: çağdaş İspanyol mimarisinin en seçkin temsilcilerinden biri olarak kabul edilen mimar Rafael Moneo tarafından tasarlanmıştır.
Kilisenin yanında: Bellek parkı ilgi çeker.

BELLEK PARK-MEMORY PARK

Burası: canlı şiddet, terör ve savaşın tüm kurbanları anısına yapılmış ve 2010 yılında açılmıştır. Park alanında: meditasyon ve insan hakları barış ve özgürlük anlamını yansıtmak için beyaz çiçekler bulunan bir alan vardır.

 

BASQUE CULİNARY CENTRE

Basque Culinary Center: 2009 yılında tasarlanmış ve 2011 yılında tamamlanmıştır ve bir tepenin üzerinde “Miramon Teknoloji Parkı” alanında bulunmaktadır. Kelime olarak, aynı zamanda üst düzey bilgi ve nitelikli profesyonellerin eğitimi anlamına gelmektedir.

Gelecekte: yerel mutfağın sürekliliğini güvence altına almak için bir merkez olarak kurulmuştur. Doğrudan ve d olaylı olarak, gastronomi ile ilgili profesyoneller arasında araştırma ve bilgi transferi ve mutfağın geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Vaumm stüdyosu tarafından tasarlanan bina: derslik, laboratuvarlar ve restoranlar bulundurur. İç mekanın düzenlemesi, tepe yamacında çevreyle uyumlu olarak yapılmıştır. Yapıya: kuzeydoğu yönünden yaklaşırsanız, plakalar üst üste yığılmış gibi görünür. Bunlar, halk arasında “salata kaseleri” diye betimlenir.

 

JUNTAS GENERALES DE GIPUZKOA

Miramon Teknoloji Parkındaki bu mekan: 3 katlı küp şeklindedir ve 3600 metre karelik alanı kaplar. Yapıda: şeffaf ve buzlu çörten çelik ve cam parçaları ilgi çeker. Açık olan iç mekan, açıklık duygusu vermesi yanında, çift cam cephe ve metal kafes ile korunmaktadır.

Bask bölgesindeki parlamento ve yasama organları toplantıları, bir zamanlar burada düzenlenmiştir. İlk dönem yani 1400-1870 yılları arasındaki toplantılar San Salvador de Guetaria kilisesinde düzenlenmiştir. 1979 yılından sonra ise, burada düzenlenmiştir.

 

MUSİKENE-PROJE

Burası “Bask” ülkesinin müzik yüksek okuludur. 2001-2002 öğretim yılında, Bask hükümeti tarafından, üst düzey müzik eğitimi verilmesi için açılmıştır. Öğrencilerden para alınmamakta, okulun giderleri genellikle Bask hükümeti ve diğer bazı firmalar tarafından finanse edilmektedir.

Okul: Eylül 2001 tarihinde kurulduğundan bu yana “Donostia-San Sebastian Miramar Sarayı” denilen yerde faaliyetlerini sürdürmektedir. Ancak: yakında, San Sebastian UPV-EHU Üniversitesinin karşısında, Plaza Europa denilen yerdeki kendi binasına taşınacaktır.

İspanya San Sebastian Bella Epoque Bölgesi

BELLE EPOQUE BÖLGESİ

Burası: mükemmel gastronomi merkezidir. Ayrıca: “San Sebastian Uluslar arası Film Festivali” ve “Caz Festivali” gibi etkinlikler, şehrin bu bölümünde düzenlenir. Yani, burada şehrin önemli kültürel mimari yapıları bulunur.

Özellikle bu bölgedeki Miramar Sarayı ilgi çeker. Miramar Sarayı: 19. Yüzyıl sonlarında, kraliçe Maria Cristina tarafından yazlık saray olarak yaptırılmıştır ve halen burada Müzik Okulu bulunur.

Tabii kraliçenin bulunduğu dönemlerde, buraya birçok ünlü gelmiş ve 1887 yılında San Sebastian Casinosu yapılmıştır. Daha sonra ise, birçok oteller, saraylar ve villalar inşa edilmiştir. 1914 yılı civarında: Mata Hari, Troçki, Maurice Ravel, Romanones ve Pastora Imperio gibi ziyaretçiler burayı ziyaret edince, şehir, Avrupa’nın kozmopolit şehirlerinden biri haline gelmiştir.

Evet, bu bölgedeki binalar şunlardır: “Diputacion Foral de Guipuzcoa” ve “Area Romantica” nehir boyundaki alanda, bölgenin en dikkat çeken yapılarıdır. Area Romantica: açıkça, Paris Opera binasından esinlenilerek yapılmıştır.

Ayrıca: “Catedral del Buen Pastor”, postane, kültür merkezi “Koldo Mitxelena” ve eski Casino bulunmaktadır. Ayrıca: müze binası “San Telmo” ilgi çeker. “Santa Mariai” ve “Parroquia de San Vicente” kiliseleri görülebilir.

Nehir ağzında “Victoria Eugenia” tiyatrosu ve “Otel Maria Cristina” bulunur. Bunlar: her yıl film festivali konuklarını ağırlarlar. Nehrin kuzey tarafında, Fransız tarzı villalar bulunur. Buradaki “Puenta de Maria Cristina” köprüsü popülerdir.

Körfezin sonunda: “Playa de Ondarreta” plajı ve hemen yanında sanatçı Eduardo Chillida tarafından yapılan heykellerle dolu “Peine del Viento” bulunur. Bunun batı tarafında, kraliyet sarayı “Palacio de Miramar” bulunur.

Saray ve bahçeleri, günümüzde halkın ziyaretine açıktır. Buradan körfezin manzarası muhteşem izlenir. Son olarak: Monte Igueldo dağında bulunan eğlence parkı da gezilebilir.

 

PLAJLAR

Şehirdeki “Concha” körfezi, Avrupa’nın en iyi plajlarına sahiptir.

Playa de la Concha

San Sebastian şehrinin en iyi bilinen ve en şık plajıdır. Burada, bölgenin sembolik yapılarından bazıları bulunur. Özellikle, sağlık tesisi “La Perla”, eski kraliyet hamamı “Casa Real de Banos” ve Kraliyet Denizcilik Kulubü “Real Club Nautico” görülebilir. Hemen yakınındaki “Miramar Sarayı” plaja özel bir ambiyans vermektedir.

Evet, burası şehirde en çok ziyaret edilen ve en çok fotoğraf çekilen yerdir. Onun manzarası ve ince kumları mükemmeldir. Keyifli şehir manzarası eşliğinde, plaj bölümü yaklaşık 1 km boyunca uzanmaktadır.

 

Ondarreta Plajı

Miramar Sarayı ve Monte Igueldo arasında yer almaktadır. Şehrin üç plajından en küçük olan burası, ayrıca mesire yeri olarak kullanılan bahçeleri kapsamaktadır. Plaj bölgesinde, özellikle voleybol, plaj tenisi ve plaj futbolu karşılaşmaları yapılır.

Rüzgarlı günlerde, sörf yapanlar da burayı tercih ederler. Evet, bu 500 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğindeki plajın hemen önündeki adada “Santa Clara” plajı bulunur.

Beach Adası-Isla Cristina

“Isla Santa Clara” adası, San Sebastian şehrinin dördüncü plajına ev sahipliği yapmaktadır. Bu küçük plajda 30 metreye kadar ulaşan gel-git yaşanmaktadır. Bu yüzden, her ne kadar tekneyle ulaşmak mümkün ise de, gel-git zamanlarını takip etmek ve buna göre adayı ziyaret etmek şarttır.

 

Zurriola Plajı

Burası denize açıktır. Bu nedenle, burada güçlü dalgalar vardır. Zaten burası sörfçüler tarafından kullanılmaktadır. Burada çok sayıda sörf dersi veren yerler ve yine plaj sporları etkinlikleri vardır.

 

AREA ROMANTİCA-ZONA ROMANTICA

Şehrin bu büyüleyici bölümü: şehir merkezinin güney bölgesindedir. Alan Romantica olarak bilinen özel Loyola Sokak; aynı zamanda mimarisi ve sokak lambaları ile ünlüdür ve adı gibi burası romantik bir alandır. Öte yandan, yine burası: şehrin en iyi alışveriş yerlerinden birisidir ve moda mağazaları, Paris şehrini anımsatmaktadır. Geceleri de, burada canlı yerel eğlence barları görülebilir.

İspanya San Sebastian Palacio Miramar

 

PALACİO MİRAMAR

Burası 1887 yılında kraliyet ailesinin yazları geçirmesi için bir konak olarak yapılmıştır. Bina: doğrudan ve etkileyici “Santa Clara Island” manzarasına sahiptir. Yapı İngiliz mimar Seldon Wornum tarafından 1888 yılında tasarlanmış ve tuğla ve kumtaşı ile inşa edilmiştir.

Yapı: bir bodrum ve üç katlıdır. Ön süslemelerde, Tudor dönemi kemer ilgi çeker. Yapının içinde: White Room, Müzik odası, Petit Salon, Kütüphane ve yemek bölümü bulunmaktadır. 2007 yılında binanın kulesi restore edilmiştir.

Onun bahçeleri: usta bahçıvan Pieerre Ducasse tarafından düzenlenmiştir. Günümüzde burası “Bask Yaz Kursları Üniversitesi” tarafından kullanılmaktadır. Aynı zamanda, Müzik Yüksek Okulu da buradadır. Film festivali sırasında, burada partiler düzenleniyor.

İspanya San Sebastian Santa Maria Church

 

SANTA MARİA CHURCH

Şehirde, Monte Urgull güney kanadında bulunmaktadır. Şehrin en eski kısmının tam merkezindedir. Şehrin en çok ziyaret edilen mimari yapılarının başında gelmektedir. Yapı, eski bir Roma dönemi kilisesi üzerine inşa edilmiş ve 1750 yılında yapılmıştır ve şehrin en eski kilisesi olarak bilinir.

Mimari özelliklerine gelince: yarım daire apsis ve geride kuzey kesim üzerinde yerleşmiştir. Dikdörtgen planlıdır. Kilise, iki kule ile çevrilidir. Merkezi kubbe 27 metre yüksekliktedir.

 

PARRAQUİA DE SAN VİCENTE KİLİSESİ

Bu kilise: şehrin en eski ayakta kalarak günümüze ulaşan anıtlarından birisidir. Günümüze kadar, birçok kez tahrip olmasına rağmen onarılmıştır. Kilisenin inşaatı: 15. Yüzyıl sonuna tarihlenmektedir. Gotik tarzda inşa edilmiştir.

1619 yılında yapıya barok giriş eklenmiştir. Koro bölümü 1784 ve merdiven kulesi 1856 yılı yapımıdır, büyük gül pencereler ise 1929 yılına tarihlenir. Kilise, etkileyici görünümü kurtulması için restore edilmiştir. Günümüzde, burada sık sık konserler düzenlenmektedir.

İspanya San Sebastian Ayuntamiento-San Sebastian Casino

 

AYUNTAMIENTO-SAN SEBASTİAN CASİNO

“La Concha Bay” bölgesinde “Aldrdi Eder Bahçeleri” karşısında bulunan burası: şehirdeki kumar yasağının bulunduğu 1897 ile kapatıldığı 1924 yılı arasındaki dönemde: şehrin “Gran Casino” su olarak bulunmuştur.

Yapının bu tarihteki açılışına: Avusturya kraliçesi Maria Christina katılmıştır. Buranın: rulet masaları ve dans salonunun bulunduğu “Genel Salonu”: Belle Epoque döneminde politikacılar, yazarlar ve sanatçılar için bir eğlence mekanıymış.

Ancak: 1924 yılında kumar yasaklanınca: Casino kapatılmıştır. 1928 yılında yapı: Turizm Merkezi olarak kullanılmış ve ardından Hotel Maria Christina, buraya taşınarak faaliyete başlamıştır. 1945 yılında ise, yapılan modifiye çalışmalarının ardından, şehir konseyi burada çalışmaya başlamıştır.

O tarihe kadar kullanılan Belediye Binası ise, Belediye Kütüphanesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 20 Ocak 1974 tarihinde: şehrin “Kent Konseyi” buraya taşındı. Yani, burası bir anlamda City Centre’dir.

İspanya San Sebastian Teatro Victoria Eugenia

 

TEATRO VICTORİA EUGENIA

Şehrin en ikonik binalarından birisi olan burası, şehrin merkezinde, 2012 yılında “100” yılını kutlayan bir yapıdır. Yani, 1912 yılında açılmıştır. Kumtaşı binanın ön cephesinde, 1912 yılında mimar Francisco de Urcola tarafından oluşturulan Rönesans formları motifleri ilgi çeker.

Ön cephede: Dor sütunları üzerinde: opera, trajedi, komedi ve dramı temsil eden heykeller bulunur. İç bölümde ise: kırmızı kadife koltuklar, balkonlar ve ayrıntılı avizelerle aydınlatılan freskler bulunan tavan ilgi çekmektedir. Burada “Uluslar arası Film Festivali” düzenlenmektedir. Yapı 2007 yılında yenilenmiş ve görsel-işitsel teknolojilerle donatılmıştır.

İspanya San Sebastian La Perla Centro Talaso Sports-SPA Merkezi

 

LA PERLA CENTRO TALASO SPORTS-SPA MERKEZİ

“La Concha Plajı” bölgesinde bulunan burası 20. Yüzyılın başında Kraliçe Maria Cristina tarafından, San Sebastian kraliyet yazlık sarayı olarak kullanılmıştır. 1912 yılında, burada aristokrat ihtiyaçlarını karşılamak için tahta bir kaplıca inşa edilmiştir.

1994 yılında bu SPA alanı yeniden tanzim edilmiş ve günümüzdeki görünümü ortala çıkmıştır. Günümüzde, burası: Avrupa’da benzersiz bir tedavi merkezidir ve tedavide deniz suyu kullanılmaktadır.

İspanya San Sebastian Hotel Maria Cristina

HOTEL MARİA CRİSTİNA

Urumea nehri kenarındaki otelin tasarımı: Madrit ve Paris şehirlerindeki “Ritz” otellerini de tasarlayan mimar Charles Mewes tarafından yapılmıştır. Deniz manzaralı otel, Belle Epoque döneminde aristokratların buluşma mekanıymış.

Aslında ilk yapıldığında “L” şeklinde olan bina, 1950’li yıllarda ekstra bir kanat eklenmesiyle bugün görülen “U” şekline kavuşmuştur.

Sivil savaş ve savaş sonrası dönemlerde: burası “Uluslar arası Film Festivali” ile gündeme gelmiştir. O zamandan beri, şehri ziyaret eden film yıldızları burada kalmışlardır.

Çünkü, burası aynı zamanda, festivalin düzenlendiği “Victoria Eugenia” tiyatrosuna da yakındır ve aradaki yola “kırmızı halı” döşenir. 2012 yılında otelin içi, ikonik cephe korunarak tamamen yenilenmiştir.

İspanya San Sebastian İdelgo Fenikilür Demiryolu İstasyonu

IDELGO FENİKÜLER DEMİRYOLU İSTASYONU

İstasyonun özellikle cephesi ilgi çeker. Yüz yıldan daha eski bir geçmişi olan füniküler demiryolu, Ondarreta Beach ile Monte Igeldo arasındaki ulaşımı 3 dakikaya indirmektedir.

İspanya San Sebastian Diputacion Foral De Gipuskoa

DIPUTACION FORAL DE GIPUZKOA

İl Meclis Binası: mimar Jose de Goicoa tarafından 1878 yılında tasarlanmıştır. Ancak, yapı aynı yıl bir yangında tamamen yok olmuştur. Ancak, bu yangında binanın cephesi kurtulmuş ve 1885 yılında inşaat tamamlanmıştır. Ateşten kurtulan bölümler ile birlikte, proje tam olarak 1890 yılında tamamlanmıştır.
Yapının cephesinde Gupuzkoa ve birkaç ünlü kişinin büstleri bulunmaktadır.

 

 

KOLDO MİTXELENA KÜTÜPHANESİ

1900 yılında açılan bu bina: okul ev olarak inşa edilmiştir. Daha sonradan Üniversite olmuş ve 1993 yılında ise, cepheler hariç tamamen yenilenerek “Koldo Mitxelena Kültür Merkezi” ne dönüştürülmüştür.

İspanya San Sebastian Maria Cristina Köprüsü

MARİA CRİSTİNA KÖPRÜSÜ

1893 yılında, ilk olarak ahşap olarak yapılan bu köprü: Estacion d el Norte tren istasyonu, arena ve voledrum yanından şehir merkezine doğrudan erişimi sağlamak için inşa edilmiştir.

Günümüzde görülen köprü ise, San Sebastian gününde 20 Ocak 1905 tarihinde açılmıştır. Köprü yüksekliği 18 metredir. Üzerinde dört etkileyici dikilitaş ve iki köşede heykeller gurubu bulunur.

İspanya San Sebastian Old Quarter

OLD QUARTER-LO VİEJO-PARTE VİEJA

“Parte Vieja” olarak bilinen şehrin en eski mahallesi: “Monte Urull” dibinde durmaktadır. Şehrin en çekici parçasıdır. Burada: zengin bir mirasa sahip tarihi binaların çokluğu dikkat çeker. Bir zamanlar, burası surlarla çevriliymiş ve surlar 1863 yılında yıkılmıştır.

Ancak, şehir surlarının içinde kalan bölüm, işgalci Napolyon askerleri tarafından ve 31 Ağustos 1913 tarihinde de Portekiz askerleri tarafından imha edilmiştir.

Ardından, özellikle Franco’nun diktatörlüğünün bitişinin ardından, burası yerel halk ve turistler tarafından popüler olarak kullanılan bir alan haline gelmiştir.

Liman ve çevresindeki alanda bulunan özel dükkanlar, restoranlar, Tapas barlar ve sokak satıcıları burayı canlı hale getirmektedir. Buranın her köşesinde ve sokakta: pintxos geniş bir yelpazesi sunulmaktadır.

Ayrıca, yine bu bölgede, uygun fiyatlı konaklama tesisleri/hosteller bulunmaktadır. Özellikle: 2Mercado de la Bretxa” popüler geleneksel Pazar ve alışveriş yeridir.

Old Town bölgesinin merkezinde: bir meydan bulunmaktadır.

İspanya San Sebastian Palaza De La Constitucion

PLAZA DE LA CONSTİTUCİON

Meydan: yıkıcı 1813 yangınından sonra, mimar Ugartemendia tarafından 1817 yılında inşa edilmiştir. Meydana bakan evlerin pencerelerinde numaralar göreceksiniz. Bu rakamlar, eskiden kullanılan boğa güreşi izlemek için numaralandırılmış bölümleri belirtmektedir.

Yani, eskiden boğa güreşleri burada yapılıyormuş. Daha büyük bir arena yapılınca burası artık arena olarak kullanılmamaya başlamıştır. Ancak, yine de evlerin pencereleri üzerindeki numaralar tarihin bir parçası olarak muhafaza edilmiştir.

Günümüzde, burada bazı dükkanlar ve yanı sıra bazı teraslı barlar bulunur. Ama bu meydanın en belirgin yapısı, “San Sebastian City Hall” binasıdır.

Günümüzde bu meydanda: önemli yerel festivaller düzenlenmektedir. Bunlar arasında öne çıkanlar: 20 Ocak tarihinde düzenlenen “San Sebastian Günü” ve 21 Aralık tarihinde düzenlenen “Aziz Thomas Günü” festivalleridir.

Ayrıca, yine bu meydanın en büyük özelliği: geniş balkonlu ve çekici binaların bulunmasıdır.

İspanya San Sebastian San Sebastian Günü Kutlamaları

San Sebastian Günü Kutlamaları

Her yıl 20 Ocak tarihinde: San Sebastian gününde geçit töreni düzenlenir. Kutlamalar 19 Ocak günü gece yarısı, saat 24.00 de Palaza de la Constitucion meydanında bayrak çekimi ile başlar ve 24 saat devam eder. Kutlama, ilk olarak 1836 yılında karnavalın bir parçası olarak başlamıştır.

Şehrin sokaklarında, davul çalan tören toplulukları geçit yaparlar. Onlar: bir asker topluluğu gibi aynı üniformayı giyerler. Bu üniformalar, kurtuluş savaşmış askerlerin üniformalarına benzetilmiştir. Katılımcı sayısı arttıkça, farklı üniformalar da görülmeye başlamıştır.

Evet, bu şehri 20 Ocak günü ziyaret ederseniz: şehir sokaklarında mutlaka bir “Tamborrada” denilen bando topluluğuna rastlayacaksınız.

Ellerinde bayraklar ve su taşıyıcıları ile bu topluluk 20-50 arasında davul ve 50-100 varille geçit töreni yaparlar ve kendi ezgileri ve dansları ile şehir sokaklarını hareketlendirirler.

20 Ocak gecesi, şehir yerlilerinin duygusal gözyaşları eşliğinde bayrak indirilir ve hareketlilik, bir sonraki yıl festivaline kadar biter.

İspanya San Sebastian Aziz Thomas Günü

Aziz Thomas Günü

Bu kutlamalar, her yıl 21 Aralık tarihinde yapılır. Kutlamalarda şehir muazzam bir ülke pazarına dönüşür. Tezgahlarda çoğunlukla yerel çiftçilerin ürettiği gıda ve el sanatı mallar satılır. Bunlar arasında öne çıkanlar: peynir, bal, sosis, elma şarabı ve kek başı çekmektedir.

Kutlamaların temelindeki gelenek: çiftçilerin, arazi sahiplerine yıllık kira bedeli ödemek üzere kasaba merkezine gelmeleriyle 19. Yüzyıl ortalarında başlamıştır.

Bu şekilde merkeze gelenler, yanlarında getirdikleri ürünleri satmaya başlamışlardır. Bu pazarı kurulduğu yer, zamanla “Plaza de la Constitucion” ismini almıştır.

Evet, şehrin “Old Town” bölümünü tanımaya devam ediyoruz. Buradaki etkinliklerin bir diğer bölümü de: özellikle yerli halk ve turistler tarafından ilgi çeken, bu bölgede bulunan bar ve restoranlardır. Burada: özellikle “Txakoli şarabı” ve “pintxo” içmek popülerdir.

Txakolu Şarabı

Bu meyveli beyaz şarap: Getaria ve Zarautz kıyı kasabalarında üretilen üzümlerden yapılmaktadır. Alkol oranı: 9.5-11.5 arasındadır. Bu şarap: cam içinde, tatların serbest kalması için, buzdolabı dışında, serin bir yerde servis yapılarak içilir.

Bu şekilde içildiğinde: narenciye bitki ve çiçek aromaları hissedilir. Rengi ise, soluk sarı renklidir. Bu şarap, başlangıçta söylenenlere göre ilk olarak 16. Yüzyılda üretilmiştir.

Mükemmel olgunluk ve şeker/asit oranı için: özellikle üzümler Eylül ayı sonları ve Ekim ayı başında hasat edilir. Deniz ürünleriyle mükemmel gitmektedir. Bunu beyaz ton balığı ile denemenizi öneririm.

İspanya San Sebastian Pintxos

Pintxos

Şehrin yerel yemek kültürünün en büyük hazinelerinin başında gelir. Bunun temelinde: her türlü gıda maddesinin, baget ekmek dilimleri arasında sunulmasıdır. Bunları bir arada tutmak için bir kokteyl sopası kullanılır. Öne çıkan lezzetler: bir zeytin, biber, karidesli çeşitleridir.

İspanya San Sebastian San Vicente Kilisesi

 

SAN VİCENTE KİLİSESİ

Şehrin en eski kilisesidir. Gotik tarzda yapılan kilise, 16. Yüzyıl ilk yarısına tarihlenmektedir. Çok ince Romaneks yapısı ilgi çeker. Vitray pencereleri ve 1868 yılı yapımı Fransız org görülmelidir. Cephede ise, sanatçı Jorge Oteiza tarafından yapılan “Pieta” heykeli popülerdir.

 

SANTA MARİA BASİLİCA

Calle Mayor sonundadır. 18. yüzyıldan kalma etkileyici bir barok çalışmadır. Burası şehrin koruyucu azizine adanmıştır, özellikle barok cephesi ilgi çeker. Yapı, burada daha önce bulunan bir kilise temelleri üzerine 1743-1774 yılları arasında yapılmıştır. Özgün bir Romanesk kilisesidir.

İspanya San Sebastian Museo San Telmo

MUSEO SAN TELMO

Bask toplum ve vatandaşlık müzesi: 16. Yüzyıl yapımı bir Dominik manastır binasındadır ve burada, yerel sanat eserlerinden oluşan çok geniş bir koleksiyon sergilenmektedir. Bina 20. Yüzyılda Katalan sanatçı Jose Maria Sert tarafından restore edilerek müze haline getirilmiştir.

Burada: El Greco, Rubens, Ribera ve Goya resimleri görebilirsiniz. Bölgenin en popüler turistik yerlerinden birisidir. Yapı 2011 yılında genişletilmiştir. Giriş ücretsizdir.

DOWNTOWN BÖLGESİ

Burası şehrin ortasındadır ve alana hakim Catedral del Buen Pastor ve çevresindeki yapılar ile yoğun ve canlı bir yer olarak gündeme gelir. Parte Vieja ve Amara arasındaki alandadır. Palaza de Bilbao yakın olan birçok alanda, şehrin en iyi alışveriş caddelerinden bazıları bulunmaktadır.

İspanya San Sebastian Cathedral Del Buen Pastor

CATEDRAL DEL BUEN PASTOR

Yapı: Ensanche de Amara bölgesindedir. Basklı mimar Manuel de Echave eseridir. Kilise: 1915 metre karelik bir alanı kapsamaktadır. 1953 yılında katedral olarak ilan edilmiştir. Ama, 1897 yılında açılmıştır.

Yapının mimari özellikleri: simetrik, dikdörtgen kat planlı, üç nefli, transepti ve papaz bölümü Latin haçı şeklinde çapraz oluşumludur.

Monte İgueldo ocaklarında yapılan kumtaşından inşa edilmiştir. İçinde çok geniş crypt vardır. Juan Bautista Lazaro tarafından yapılan vitray pencereler ilgi çeker.

Bunlarda: canavarlar, pinnacles gibi unsurlar dekorasyonda kullanılmıştır. Giriş ücretsizdir. Güzel mimarisi nedeniyle görülmeye değerdir.

ŞEHİRDEKİ DİĞER MÜZELER

İspanya San Sebastian Akvaryum

AKVARYUM

Şehirdeki Akvaryum: Avrupa’nın en önemli oşinografik müzelerinden birisidir. Burada “Nemo” isimli filmin ünlü balığının numuneleri bulunmaktadır. 360 derecelik, akrilik tünelde: köpekbalıkları ve diğer büyük balıkları izleyerek yürüyüş yapmak mümkündür.

İspanya San Sebastian Eureka Müzesi

EUREKA.ZIENTZIA MUSEOA

Burası bir tür bilim müzesidir. Burada eğlenmek ve öğrenmek bir arada yürütülmektedir. Müzede, 169 üzerinde modeller bulunan daimi bir sergi vardır. Ayrıca, canlı ve beş duyu hakkında bilgiler verilir. 300 metre karelik bölümde, özellikle çocuklar için mükemmel oyun alanları bulunmaktadır. Bir de planetarium bölümü bulunuyor.

İspanya San Sebastian Cristobal Balenciaga Müzesi

CRİSTOBAL BALENCİAGA MÜZESİ

Getaria’da bir tepe üzerinde duran müze; kariyerinin ilk yıllarında Balenciaga Belçika Kraliçesi Fabiola tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır.

İspanya San Sebastian Museo Deniz

MUSEO DENİZ

Deniz Müzesi, Bask ve San Sebastian insanları tarafından deniz sırlarını öğrenmek için düzenlenmiştir. Limanın merkezinde bulunan müze: Bask ve deniz tarihi taşımaktadır.

ŞEHİRDEKİ KONAKLAR VE KALELER

 

PALACIO DEL DUQUE DE MANDAS

Cristina Enea Park alanında bulunan bina: 1890 yılında yapılmıştır ve “Fundacion Cristina Enea” tarafından kullanılmaktadır. Yapı: Jose de Osinalde eseridir.

Zemin kat: Fundacion Cristine Enea tarafından işgal edilmiştir. Ön kapıdan girildiğinde, bir resepsiyon alanı ve büyük ahşap merdiven görülür.

İkinci katta: sergi alanı olarak kullanılan Mandas dükü ofis odaları vardır. Ayrıca: eski bir şapeli, ana binaya bağlayan bir galeri, geçici sergiler için kullanılmaktadır. Ziyaretçiler için bir dinlenme alanı da mevcuttur.

İspanya San Sebastian Palacio De Aliete

PALACIO DE AİETE

1878 yılında neo-klasik tarzda yapılan bina, Fransız mimar Adolfo Ombrecht tarafından tasarlanmıştır. Burası: uzun yıllar boyunca kraliyet ve asalet üyeleri tarafından konut olarak kullanılmıştır. Birinci katta: yatak odası ve ofisler bulunmakta olup “Barış ve İnsan Hakları Evi” olarak kullanılmaktadır. İkinci katta ve tavan üzerinde: eski memurlar ve hizmetliler tarafından kullanılan yerler vardır ve buralar “Kültür Merkezi Atölyeleri” olarak kullanılmaktadır.

İspanya San Sebastian Castillo De La Mota

CASTILLO DE LA MOTA

San Sebastian merkezinde, doğal bir alandadır ve muhteşem deniz ve şehir manzarası bulunmaktadır.
La Motta kalesi: antik yolları ve surları ile: uzun tarih boyunca acı savaşlara şahit olmuş ve eski görkemini hale korumaktadır. Kale yapısı: ilk olarak Navarre kralı zamanında inşa edilmiştir. Surların dört köşesinde: birer kule bulunur ve bunlar 1150 yılı civarında yapılmıştır.

KÖPRÜLER

İspanya San Sebastian Zurriola Köprüsü

ZURRİOLA KÖPRÜSÜ

Urumea nehrinin ağzına yakın yerdeki bu köprü 1921 yılında yapılmış, 1972 yılında yıkılarak yenisi yapılmıştır. Günümüzde “Kursaal Kongre Merkezi” köprüsü olarak da bilinir. Köprü “Artdeco” tarzında Victor Arana tarafından tasarlanmıştır. Özellikle muhteşem lambaları dikkat çeker.

İspanya San Sebastian Santa Catalina Köprüsü

SANTA CATALINA KÖPRÜSÜ

Şehirde yapılan ilk ahşap köprü olarak dikkat çeker. Stratejik konumu nedeniyle, uzun yıllar çeşitli vesilelerle yenilerek günümüze kadar gelmiştir. Juan Alday tarafından tasarlanan ve 1926 yılında yapılan köprünün bu günkü yapısında özellikle lambalar ilgi çeker.

İspanya San Sebastian Mundaiz Köprüsü

MUNDAIZ KÖPRÜSÜ

1999 yılında açılan köprü, nehir destekli olmayan şehrin ilk köprüsüdür. Yeniden kentleşme döneminde, ulusal demiryolu şirketinin katkısı ile inşa edilmiştir.

İspanya San Sebastian Lahendakari Aguirre Köprüsü

LEHENDAKARİ AGUIRRE KÖPRÜSÜ

Bu köprüde, nehir yatağında destek olmadan inşa edilmiştir. Onun son derece yenilikçi tasarımı ilgi çeker. İkiz kemerler, köprünün zemini üzerinde yükselir.