Tunceli Mazgirt

Tunceli Mazgirt

Mazgirt, Tunceli arasındaki uzaklık: 67 km.

TARİHİ

Yörede yaşayanlar tarafından ilçenin ismi “Mezingirt” olarak kullanılır. MÖ 9’ncu yüzyılda bölgede Urartular hakimiyet kurarlar. Urartu dilinde “Gert” kelimesi “Şehir” demektir. “Mezingirt” kelimesinin anlamı ise “Büyük Şehir” demektir.

1473 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından, yöre Osmanlı topraklarına katılır. 1520 yılında Mazgirt, Sancak olur. Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı ile, Muhammed Bey, Mazgirt Sancak beyliğine atanır. Bir yıl bölgeyi yönettikten sonra vefat eder.

GENEL

Yerleşim yeri, Munzur dağlarının uzantısı olan Kert dağları üzerinde, Mazgirt kalesi eteklerinde kurulmuştur. Yörenin toprakları: güneyden kuzeye doğru yükselir. Rakımı ortalama 1400 metredir. İlçenin güneyindeki topraklar ise, baraj gölü kıyısında olması nedeniyle tarıma elverişlidir.

GEZİLECEK YERLER

Tunceli Mazgirt Kalesi

MAZGİRT KALESİ

İlçe merkezinin kuzeyinde, hakim bir tepe üstündedir. Tepe üzerindeki kale, kireçtaşı bloğundan oluşan bir düzlüktedir. Kale, bu düzlüğün ortasında, bir kaya bloğuna dayanan ve 5/ metre kadar yüksekliği sahip üst kale ile biter.

Kale duvarlarında bulunan yazıta göre: MÖ 8’nci yüzyılda Urartu kralı II Rusas tarafından yaptırılmıştır. Kaleye girmek için, bir mağara yolu kullanılır. Mağaranın önünde 40 basamaklı bir merdiven bulunur.

Bu mağara günümüzde “Dilek Mağarası” olarak kullanılır. Bu mağara, dilek amacıyla ziyaretçiler tarafından içine atılan taşlarla doludur. Halk arasındaki inanışa göre, bir taş mağara atılmadan önce dilek tutulur ve taş mağarada kalırsa dileğin gerçekleşeceğine inanılır.

Günümüzde kale surlarının büyük kısmı yıkılmış olmasına rağmen, bir kısmı hala ayaktadır. Kalede: oyma taşlardan yapılmış evler, sulama kanalları, havuz, tüneller ve yel değirmenleri kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin üst kısmında ise, Urartular dönemine ait bazı yapılar, orijinal olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Surlarla çevrili kalenin üst kısmında: köşk şeklinde bir yapı ve yel değirmeni görülür.

BAĞIN KAPLICALARI

Saklı cennet olarak lanse edilen burası, İlçe merkezine bağlı 65 km uzaklıktaki Dedebağ köyünde Peri suyu kenarındadır. Burada Peri suyu önemli çünkü, seyir terasında oturduğunuzda Peri suyuna inen ceylanları görebilirsiniz. Ayrıca yine Peri suyunda sazan balığı tutulabiliyor.

Tek kaynaktan çıkan kaplıca suyunun sıcaklığı 35 derecedir. Su: kalsiyum sülfatlı, sodyum sülfatlı ve klorür bikarbonatlıdır. Banyo uygulamaları şeklinde yararlanılır. Kaplıcada 4 tane yüzme havuzu bulunuyor. İki tane havuz bay ve bayan olmak üzere kapalıdır.

Peri suyu kenarında yetişkin ve çocuk havuzları bulunuyor. Bu havuzlarda, şifalı doğal kükürtlü sular vardır. Suların iyi geldiği söylenen hastalıklar şunlardır: romatizmal hastalıklar, kırık ve çıkık sekelleri, kadın hastalıklarıdır.

Kaplıca bölgesinde oldukça güzel tek katlı bir konaklama tesisi bulunuyor. Tesis 30 yatak kapasitelidir. Ayrıca bir lokanta ve çay bahçesi vardır.

Son bir not, Bağın kaplıcaları her ne kadar Tunceli Mazgirt ilçesine bağlı olsa da Elazığ Karakoçan ilçesinden buraya ulaşım mümkündür.

BAĞIN KALESİ

İlçe merkezine bağlı Dedebağ köyünün yakınlarında Peri suyunun kenarında bulunan bu kalenin, Urartu döneminde Kral Menuas tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Yüksekçe bir tepede bulunan kale, aşağıdan yukarıya bakıldığında küçük bir duvar izlenimi vermektedir.

Kale, Mazgirt ilçesinden 20 ve Elazığ Karakoçan ilçesinden ise 12 km uzaklıktadır. Kaleye uzunca bir tırmanıştan sonra çıkılmaktadır. Kaleye ait kitabe, günümüzde Elazığ Harput Müzesinde sergilenmektedir.

Kalenin giriş kapısı, Peri suyuna bakan yamaçtadır. Kaleye merdivenle çıkılıyor. Kalenin içinde kayalara oyularak yapılmış büyük bir oda vardır. Ancak bu oda ve diğer birçok yer günümüzde toprak dolmuş durumdadır. Ayrıca yine kale içinde çok sayıda kaya oyuğu şeklinde gıda mahzeni ve tünel merdiven vardır.

Bu merdivenler, yer yer yok olduğundan, işlevleri tam olarak anlaşılmamıştır. Ancak kale üzerinden, kalenin yamacında bulunduğu nehre kadar indiği tahmin edilmektedir. Günümüzde kalenin surları büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Çünkü kalenin surlarının taşları, köylüler tarafından alınarak kale dibinde yapılan evlerin yapımında kullanılmıştır. Define avcıları kalenin birçok noktasını kazarak tahrip etmişlerdir.

KALE KÖYÜ KARAKALE

İlçe merkezinin doğusunda, ilçe merkezine 20 km uzaklıkta Kale köyündeki kale, bir tepe üzerindedir. Kale kayalara oyularak inşa edilmiştir. Kalenin giriş kapısı üzerinde kitabesi vardır. Kitabesine göre, kale MÖ 9’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Kale, başkenti Van havzasında olan Orta Demir Çağ uygarlığı olan Urartuların (MÖ 858-639) kuzey uçtaki yerleşimlerinden birisi olması açısından önemlidir. Van merkezde bulunan “kral mezarı” örneklerini yansıtan mezarların bu merkezde de yapılmış olması burayı oldukça önemli hale getirir.

Mezarlardan en büyüğünün girişinde II Rusa (MÖ 685-639) dönemine ait mezar yazıtı vardır. Mezar, Urartu kaya mezarları içerisinde farklı özellikler de yansıtması açısından önemlidir. Mezarın ön odasının giriş tavanında yapılan oyuntular, ahşap hatıl izlenimi vermektedir.

Mezarın son derece ince işçilikle yapılmış olması ve mezarın kendisi Tunceli’nin Urartular döneminde çok önemli bir yer olduğunu ifade etmektedir.

Kaleye bir merdivenle çıkılmaktadır. Ancak bu merdivenin büyük bölümü günümüze aşınarak ulaşmıştır. Kalenin giriş kapısının yanında çivi yazıtları bulunmaktadır. Ayrıca kalenin içinde büyük bir su sarnıcı vardır.

Diğer benzeri kalelerde olduğu gibi, bu kalede de kalenin üzerinde bulunduğu kayanın tabanına doğru, büyük bölümü taş ve toprakla dolmuş, 30-40 metre uzunluğunda, bir dehliz vardır.

Kalede yapılan kaçak kazılar sonucu açılan çukurlardan, kalede kare biçimli mekanların bulunduğu tahmin edilmektedir. Kale, 2001 yılında 1’nci Derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

GÖKTEPE HÖYÜĞÜ

Tunceli-Elazığ kara yolu üzerinde Gökçetepe Köyünün yaklaşık 500 metre güneyindedir.

Nehrin yol açtığı tahribatla birlikte, muhtemelen 300 x 250 met boyutlarında, 15 metre yüksekliktedir. Yani, büyükçe bir höyüktür. Höyükte, kaçak kazıların yarattığı yoğun tahribat nedeniyle mevcut kesitlerden anlaşıldığına göre, höyük zamanında yoğun bir iskana sahiptir.

Yüzeyden toplanan boyalı seramik parçaları, iyi pişirilmiş ince cidarlı amorf seramikler, meyvelik olarak tanımlanan iç bükey seramik parçaları ve obsidyenler, Tunç çağına, kaba yapılı, dışa taştın dudaklı, az pişmiş, yoğun katkılı olan seramik parçaları ise Demir çağı ve sonrasına aittir. Höyüğe toprak bir yolla ulaşılmaktadır. Höyükte, günümüze kadar herhangi bir araştırma yapılmadığından, ayrıntılı bilgi yoktur.

ELTİ HATUN CAMİİ

İlçe merkezindedir.

Caminin kitabesi, taç kapısı üzerindedir. Ancak bu kitabe günümüzde okunamayacak şekilde tahrip olmuştur. Ancak kitabede okunduğu kadarı ile, cami 1252 yılında, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Elti Hatun adına yaptırılmıştır.

Caminin kuzey cephesine bitişik derin bir niş içindeki çeşme üzerinde de bir kitabe bulunmaktadır. Camide, son cemaat yerinin kuzey duvarında bulunan çeşmenin üstündeki yazıda “Elti Hatun adına, 1252 yılında yaptırıldığı” yazılıdır.  

Evet caminin tümü, kesme taştan yapılmıştır. Girişi doğu cephesindendir. Caminin yanında, taş kaide üstünde yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minare bulunmaktadır. Caminin içinde ise: Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın annesi ve küçük kardeşi Elti Hatun’un türbesi vardır.

ELTİ HATUN TÜRBESİ

İlçe merkezinde caminin içinde bulunan ve 14’ncü yüzyıla ait bu türbe, Ermeni bir mimar tarafından yapılmıştır. Türbenin içinde 3 tane mezar vardır. Bunlardan ikisi büyük, bir tanesi küçüktür. Mezarlardan bir tanesi Elti Hatuna, diğeri Uzun Hasan’ın annesine ve küçük olanı ise Uzun Hasan’ın yeğenine aittir.

Evet türbe ile ilgili yörede anlatılan bir efsane var. Efsane şöyledir.” Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Elti Hatun, hastalanır. Artık öleceği düşünülen kadın, kardeşi Uzun Hasan’a “Ben yılandan çok korkarım.

Eğer ölürsem tabutumu yere gömme. Bana bir kümbet yapıp taburumu orada astır.” Der. Hükümdar Uzun Hasan, kız kardeşi öldükten sonra isteğini yerine getirip Elti Hatun Türbesini yaptırır ve içerisine uzunca bir zincir asarak kardeşinin tabutunu havada kalacak şekilde bu zincire asar.

Evet efsane böyle, ancak devamı da var. “Ertesi günü kız kardeşinin mezarını ziyaret eden Uzun Hasan, kapıyı açar açmaz tabuta sarılı büyük bir yılan görür ve irkilerek geri kaçar. “Mukadderata boyun eğmek lazımdır.” Diyerek havada asılı duran tabutu zincirden indirtir ve toprağa defnettirir.” Evet efsane bu kadar.

Türbe günümüzde yöre halkı tarafından ziyaret ediliyor, burada mumlar yakılıyor, dilekler dileniyor. Bu arada, efsanede geçen zincir, hala kümbetin tavanında, aşağı ucunda dört halkası ile asılı sarkık durmaktadır. Mezar da zincirin tam altında, kümbetin ortasındadır. Türbe, sekizgen şeklinde yapılmıştır.  

Tunceli Pülümür hakkındaki gezi yazım için  Pülümür

İngiltere Liverpool Rope Walks

İngiltere Liverpool Rope Walks

Burası: Liverpool şehrinin bağımsız bir mahallesidir ve Liverpool City Centre bölgesinin kalbinde yer almaktadır.

Şehirde: sanat, müzik ve kültürün kalbi olarak tanımlanır. Tarihi süreç içinde: her sokak köşesinde bulunan binaların mutlaka anlatılacak hikayeleri bulunmaktadır ve bu nedenle bölge günümüzde, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Bölge: 1715 yılında, dünyanın ilk ticari kapalı dock alanı olarak kullanılmış ve buradaki yapılar özellikle halat yapımını sağlamışlardır. Dolayısı ile, bölgede: zengin toprak sahipleri tarafından, tüccar evleri ve depolar yapılmıştır.

1785 yılında: bugünkü sokak planları yani Dock aşağısında birbirine paralel uzanan dar ve uzun sokaklar oluşturuldu. 1800 yılında: Duke Street boyunda ve rıhtımda: koşuşturmalar, ara sokaklarda mal getirip götürmeye dayalı canlı bir hayat yaşanıyordu.

Tütün, kahve, şeker ve pamuk çuvalları, sokaklarda, yüksek bir vinç ile depolara istifleniyordu. Modaya uygun giyinmiş kadınlar: zengin tüccar kocaları tarafından Batı Hint Adaları ve Afrika’dan eve getirdikleri hediyeler ve maceralarının hikayelerini dinliyorlardı.

Victoria dönemine gelindiğinde ise: buradaki apartmanlar ve evlerin sayısı artmış ve yeni ticari yerler yani baharat, buğday, mısır ve kereste depoları ve fabrikaları kurulmuştur.

Daha sonra: yine bölgede Liverpool şehrinin ilk halk kütüphanesi ve Müzesi ve kültürel yenilikler yapılarak RopeWalks bölgesinin büyümesi sağlanmıştır. 1860 yıllarında, bu bölge, şehrin en zengin bölgesidir.

Daha önceki süreçlerde: halat yapımında kullanılan, büyük ve 19. yüzyıl yapımı binalar: günümüzde kahve dükkanları, butik mağazaları, şık oteller haline dönüştürülmüştür.
Ayrıca: St Lukes gibi, bombalanmış kilise olarak bilinen dini yapı da, bölgede ilgi çekmektedir.

Evet: Arnavut kaldırımlı sokakları ile, bu bölge: Liverpool şehrinin çok sayıda girişimci ve yetenekli tüccarlarını barındıran evlere sahiptir.

Bölgenin en büyük özelliğinden birisi de: şehirdeki “Chinatown” denilen yerin burada bulunmasıdır.

 

Alışveriş

Burada, Bold sokak: ilginç butikler ve 1950 yılı yapımı amiral gemisi mağazası ile alışverişin kalbidir. Mağaza sahiplerinin birinin şöyle bir sözü olduğu söylenir “Bold caddesi üzerinde bulamadığınız herhangi bir şeye, muhtemelen gerek yoktur”

Yani, burada her şeyi bulup satın alabilirsiniz. Liverpool Merkez İstasyonu ve St Lukes kilisesi arasındaki bu caddede; ısmarlama elbise yapan terziler, ilginç resimler, benzersiz dövmeler yapan yerler bulabilirsiniz. İkonik binaların gölgesinde alışveriş yapmak için ideal bu bölgeyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

 

Sanat ve Kültür

Caddenin üst kısmında: “Out Bombed Kilise” olarak da bilinen “Aziz Luke Kilisesi” bulunur. Bu harap bina: açık havada düzenlenen müzik ve sergiler gibi özel etkinliklerinde: eşsiz bir mekan atrium sağlamaktadır.

 

Gece Hayatı ve Konser Meydanı

Her gün, karanlık çökerken RopeWalks bölgesinde büyük bir şekilde renkler değişir. Serin kahve dükkanları, ilginç kafe ve gündüz bağımsız alışveriş merkezleri: gece saatlerinde uluslar arası eğlence merkezi haline dönüşür. Hatta: bir hafta sonunda burada 100.000 kişi ziyaretçinin bulunduğu söyleniyor. Gece burada neler yapabilirsiniz?

Ünlü “Seel” caddesinde yürüyebilirsiniz.

Liverpool şehrinin en muhteşem restoran ve barlarından birinde: zaman geçirebilirsiniz. Best Bar, Best Restaurant ve Kübalı İspanyol ve Latin ezgilerinin bir karışımı olan müziklerin sunulduğu yerler: Birleşik Krallığın en iyi mekan ödüllerini kazanmış yerlerdir.

Konser Meydanı

Fleet Street, Wood Street ve Seel Street bitişiğindedir. Liverpool şehrindeki gerçek partiler, burada yapılır. Zaten: Konser Meydanı, Liverpool şehrinin geceleri en işlek alanı olarak bilinir. Meydanın her tarafında, küçük Arnavut kaldırımı olan sokaklarda: barlar, publar ve kulüpler bulunur.

Smiffys Fantezi Elbise

Merseyside Bold street adresindedir.
Kırmızı boyalı bu dükkanda: gençler ve çocuklar için değişik kıyafetler satılıyor. Mağaza 2005 yılında açılmıştır ve parlak ve canlı iki katlı dükkanda: süslü elbiseler ve aksesuarlar satılıyor.

Ama, bunlar o kadar zengin ki, 1000 çeşit ürün bulunduğu söyleniyor. Evet: özellikle çocukların ilgisini çeken bir yer veya çocuklarınıza hediye giysi satın almak için ziyaret edebilirsiniz.

 

Matta’s International Foods-Uluslar arası Gıdalar

Bold caddesi üzerinde bulunan bu mekanda: her türlü uluslar arası gıda ürünleri satılmaktadır.

 

Utility

Merseyside Bold Street üzerinde, Smiffy’s mağazasının hemen karşısındadır.
Burası; 2011 yılında yapılan oylamada, Birleşik Krallığın en iyi küçük dükkanı olarak seçilmiştir. Kasım 1999 tarihinde, ilk mağazası açılmıştır.

Son birkaç yıl içinde ise, Bold caddesi üzerinde, iki büyük mağaza açılarak özgün mağazaları genişletilmiştir. Büyük mağazada: çağdaş mobilya, aydınlatma ve tüm önde gelen İtalyan üreticilerin yanı sıra diğer birçok ev aksesuarı bulabilirsiniz.

Yine Bold caddesindeki öbür mağazada ise: tebrik kartları, mücevherler, saat, sağlıkla ilgili öğeler, hediyelik eşyalar satılmaktadır.

 

Rennies Gallery

Merseyside Bold Street adresindedir.
Bu sanat galerisi: 1965 yılında Ronald Rennie ve James Rennie tarafından açılmıştır ve burada yağlı boya tablolar satılmaya başlanmıştır. Evet: günümüzde, bunların torunları olan Duncan ve Steven: Liverpool şehrinde, Bold Street’deki bu merkez ofis dışında, birkaç mağaza daha açmışlar ve çerçeveli yağlı boya tablo satışını sürdürmektedirler. Aynı zamanda: sanat ve zanaat malzemelerinin parakende satışını da yapıyorlar.

 

Radiant House

Burası: ilk Beatles konserinin yeri olarak bilinir.

 

News From Nowhere

Burası bağımsız ve radikal toplum kitapçı dükkanıdır. Şehir ziyaretçilerinden kitap ve müzik cd meraklılarının burayı mutlaka ziyaret etmelerini öneririm.

İngiltere Liverpool Rope Walks Luke Kilisesi

St Luke Kilisesi

Leece caddesinde bulunan bu yapı: Bombalanmış kilise olarak bilinir. Berry caddesinin köşesinde, yangından tahrip olmuştur. Diğer hasarlı binaların aksine tamir veya yenileme yapılmamış ve günümüzde, savaşta hayatını kaybedenler için bir anıt olarak durmaktadır.

İngiltere Liverpool Rope Walks CHİNA CİTY

İngiltere Liverpool Rope Walks CHİNA CİTY

 

CHİNA CİTY

Çin-Şanghay ve Liverpool rıhtımları üzerinden, Çin ve İngiltere arasındaki ticari bağlantılar, iki uluslar arası şehirlerin kaynaşması sonucu: burada tarihi süreç içinde, büyük bir Çinli topluluğun kurulması sağlanmıştır.

“Dostluk Arch” olarak bilinen bu oluşum: Liverpool ve Şanghay şehirleri arasındaki güçlü bağlantı anlamına gelir. İlk ticaret gemisi: 1834 yılında Çin’den direkt olarak Liverpool şehrine gelmiştir.

Daha sonra: Holt Ocean vapur şirketi tarafından işletilen vapurlar: Liverpool şehrinde bir şube kurulması sonucunda: 1866 yılından sonra yoğun olarak buraya Çinli göçmenleri taşımıştır.
I. Dünya Savaşı başladığında: burada 6000 Çinli denizci bulunduğu ve 1940 yılına gelindiğinde ise, bu sayının 20.000 olduğu söyleniyor.

Yani: şehre denizci olarak gelip yerleşin Çinlilerin nesillerden bu yana gelen torunları, burada “Çin Şehri” denilen bölümde yaşamaktadırlar.

Rope Walks ve Hope Street bölümlerine yakın bu mahallenin girişindeki kapı kemeri: Çin ülkesi dışında bulunan en büyük sokak giriş kapısı olarak dikkati çeker.

Günümüzde ise; Çin topluluğunun bu üyeleri: artık Chinatown’da kendi iş çıkarlarının sınırlı kalması nedeniyle, gün geçtikçe Merseysid’e doğru yayılmışlardır.1970’lerde: Nelson Street, Berry Caddesi, Dure Street ve Yukarı Pitt Street içine RopeWalks boyunca yerleşim genişlemiştir.

Günümüzde burada: Çin ve pan-Asya tipi restoranlar, Çin süpermarketleri ve çağdaş sanat merkezleri bulunmaktadır.

Ayrıca: birçok Çinli kültür ve toplum gurupları da burada bulunuyorlar.

Burayı ziyaret ederseniz: özellikle fotoğraf meraklıları için ilginç fotoğraflar çekme şansı oluyor. Ayrıca: yine burada: çeşitli kültürel etkinlikler düzenleniyor ki, bunlardan en ünlüleri: Çin yeni yılı kutlamalarıdır.

 

HOPE STREET

Bu bölümde: Hope caddesi boyunca “Liverpool Metropolitan Katedrali” uzanır. Burada bulunan diğer tesisler: Liverpool Philharmonic Hall, Birlik Tiyatrosu, Everyman Tiyatrosu.

İngiltere Liverpool Rope Walks LİVERPOOL PHİLHARMONİC HALL

 

LİVERPOOL PHİLHARMONİC HALL

Hope Street üzerindedir.
Liverpool Philharmonic: İngiltere’nin en ileriye dönük müzik kuruluşlarından birisidir. Burada: 1930’larda inşa edilen Art Deco konser salonu: 1790 koltuk kapasitelidir. Daha küçük olan üst kattaki “Rodewald Suite” denilen yerde: kabare tarzı oyunlar sahnelenir.

Burada konserler veren orkestra: İngiltere’nin en eski profesyonel senfoni orkestrasıdır ve 1840 yılından bu yana, Liverpool şehrinin kültürel hayatının merkezi olmuştur.

 

UNİTY THEATRE

Hode caddesi üzerindedir.

 

EVERYMAN THEATRE

Hope caddesinin sonundadır.

Edirne Lalapaşa

Edirne Lalapaşa


Buranın en büyük özelliği: kuzey ve batı bölümlerinde, Bulgaristan sınırı bulunmasıdır. Bu sınırın uzunluğu 55 km. civarındadır. Bunun yanında, Lalapaşa denildiğinde, benim ilk aklıma gelen, burada bir tarih hazinesi rolü üstlenen dolmenlerdir.

Yani, bu mezar yapıları, dünya üzerinde, yalnızca Kars şehrinde ve bir de burada görülmüş olmaları nedeniyle önem kazanmaktadır.
Bunun nedenini anlamak mümkün değil, çünkü Kars ile Lalapaşa arasındaki uzaklık malum.

İnanılmaz bir durum. Tarih meraklıları, Lalapaşa ilçesinde, bu dolmenler ve Tümülüsleri mutlaka görmelidirler.

Edirne Lalapaşa

ULAŞIM

Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli kara yolu, ilçe sınırları içinden geçmektedir.
Lalapaşa ilçesinin, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine uzaklığı: 27 km. dir.

Edirne Lalapaşa

TARİH

Tarihi süreç değerlendirildiğinde, yörede, çok eski dönemlerden bu yana yerleşim bulunduğu görülür. Ancak, 1361 yılında, Sultan I. Murat’ın komutanlarından Lala Şahin Paşa: yöreyi ele geçirir ve Osmanlı topraklarına katar. Bölge, Lala Şahin Paşa’ya “has” olarak verilir ve bunun üzerine, yerleşim yerine, kendisinin ismi verilir. Osmanlı döneminde, yörede, Mimar Sinan’ın bir kısım eserine rastlamak mümkündür.
1945 yılına gelindiğinde ise, yörenin, İlçe olduğu görülür.

Edirne Lalapaşa

GENEL

Yörenin büyüklüğü: 536 km. kare olup, deniz seviyesinden yükseklik: 72 metredir.
İlçe arazisi genellikle düzlüktür. Ancak, sınır kesimleri engebelidir. Bu bölümde, tepelerin üst kısımlarında, granit bölümler görülmektedir.
Yörede, birçok dere bulunmaktadır ve bunlar, Tunca nehrine dökülmektedirler.
İlçenin iklimi: tipik karasal iklim özellikleri göstermektedir.

AVCILIK

Lalapaşa yöresinde yaşayan insanlar, avcılığa aşırı meraklıdırlar. Özellikle: Hacılar, Vaysal, Hacıdanişment, Kalkansoğüt ve Çallıdere gibi ormanlık alanlarda, gerek yöre insanı ve gerekse çevreden gelenler tarafından kara avcılığı yapılmaktadır.

Edirne Lalapaşa

GEZİLECEK YERLER

MUHİDDİN BABA TÜRBESİ

Anadolu Yörük Türklerinden Muhiddin Baba: buraya gelerek yerleşmiş ve 1513 yılında vefat edince, yine burada bulunan türbesine gömülmüştür.

Edirne Lalapaşa Dolmen
Edirne Lalapaşa Dolmen

    

 

DOLMEN

Bunlara: Lalapaşa Kapaklısı ismi de verilmektedir.
Dolmenler: tarih öncesi yapılar olarak bilinir ve ülkemizde, yalnızca Kars şehri ve bu bölgede görülmektedirler. Dolmen kelimesi “keltçe” dir ve “Tolmen” anlamına gelmektedir.
Yapıldıkları dönem olarak: MÖ.2000’li yıllar düşünülüyor. Yani: ilk demir çağında, Kuzey Balkanlardan, Trakya’ya göç eden bir topluluğu ait mezar anıtlarıdır.
Bunlar: bir mezar odası ve bunun çevresini kaplayan dikey taşlardan oluşmaktadır. Ama, bu dikey taşlar, 2-3 metre uzunluğunda ve tonlarca ağırlıktadır ve bağlayıcı harç kullanılmadan üst üste bindirilmek suretiyle yapılmışlardır.

Lalapaşa bölgesinde bulunan Dolmen: ilçe merkezindeki bir Tümülüs içine gömülmüştür (ama bu Tümülüsler, zamanla kendilerini koruyamamışlar ve yok olmuşlardır) ve özellikle mezar odası ve dışa açılan koridoru görülmeye değerdir. Bu dolmenlerde yapılan kazılarda: madeni takılar, gözyaşı şişeleri gibi mezar hediyeleri bulunmuştur ve Edirne Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedirler.

Bunun dışında: Hacıdanişment ve Kalkansöğüt köyü Kapaklı mevkiinde, çok sayıda dolmen bulunmaktadır. Bunların hepsi güneye bakar ve kabataştan bloklar şeklinde yapılmışlardır. Genellikle, açık bir giriş, koridor ve birbirini takip eden, kapalı iki mekandan oluşmaktadırlar. Halk arasında: kapaklı kapa veya Perikızı gibi isimlerle bilinmektedirler.

Özellikle: Büyünlü köyüne gitmenizi öneririm. Bu yöredeki 6 dolmenden, 4 tanesi bir arada, ikisi ise, bunların doğusundadır. Dört dolmenin bulunduğu bölüm: 14 metrelik bir dairesel tümsek şeklinde yükselmektedir.
Dolmenler hakkında, son birkaç söylentiden söz etmek istiyorum.

Şöyle ki: Dolmenlerin içindeki radyoaktif değerler ile dışındaki radyoaktif değerler birbirinden farklıdır. Dolmenlere yaklaştığınızda, yanınızda pusula varsa, manyetik değerden yani kuzeyden saptığını görebilirsiniz. Bir diğer söylentiye göre: Dolmenler, ölümü yaklaşmış kabile bilgelerinin mezarları olarak yapılırmış ve bilgeler bu odalara kapatılır ve dış dünya ile ilişkisi kesilen can: öbür dünyaya seyahat yapabilecek hale gelirmiş. Böylece: bir süre sonra, beden ölür ama can baki kalır diye inanırlarmış.

Böylece: mezara bırakılan bilgin: istediği zaman bu dünyada veya başka dünyalarda özgürce gezer, bilgi toplar ve bu bilgileri, dolmenleri ziyaret edenlere, gelip soru soranlara telepati yolu ile veya ziyaretçinin kabul edebileceği bir şekilde başka birinin ağzından aktarabilirlermiş. Evet, bunlar elbette söylenti, gerçeklik payı en azından günümüz için kanıtlanmış değil, ama pusulanın manyetik kuzeyinin sapması olayı gerçektir.

Son bir not: dolmenlerin içinde araştırma yapıldığında, yalnızca bir kısmında insan kemiği görülmüştür. Yani, bunların tamamen bir mezar anıtı olduklarını söylemek te pek mümkün değildir.

Edirne Lalapaşa Menhirler

MENHİRLER

Bunlar: dik olarak yerleştirilmiş, tek blok taşlardır. Bu blok taşlar, kaba taşlardan yontularak yapılmış ve işlenmiştir.
Lalapaşa bölgesinde, menhir görmek isterseniz: Hacıdanişment köyüne gitmelisiniz. Köyün 4 km. uzağında, Domrucalı köy mezarlığında, birçok menhir görebilirsiniz. Özellikle, Kırıkköy mevkiinde, günümüze kadar ayakta kalabilmiş ve 2 metreden fazla yüksekliği olan 15-16 civarında menhir görülmektedir.
Gelelim, menhirler hakkında söylenenlere.

Bunların: bir çoğunun mezar taşı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, büyüklükleri nedeniyle, canlıymış gibi, halk masallarına da konu olurlar. Ayrıca, toprak sınırını belirtmek için de kullanıldıkları düşünülür. Ancak, bunlar hakkında en inanılan durum: dini semboller yani ilkel idoller olduklarıdır.
Özellikle, Avrupa’da, Hıristiyan din adamları, halkın bu menhirlere tapmasını önlemek için: büyük mücadeleler vermişler, birçok mehhir ve dolmeni parçalamışlar, bu konuda başarılı olamayınca, bu menhirler üzerine kutsal semboller ve işaretler oyarak, bunları Hıristiyanlığın içine çekmeye çalışmışlardır.
Son bir not: ben bu menhir taşlarını gördüğümde, Van gölü kıyısındaki Ahlat ilçemizdeki Selçuklu Mezarlığı ve bu mezarlıktaki, bu tür, uzunlamasına 3 metre civarındaki mezar taşlarını düşündüm, inanın her ikisini de görmüş olsaydınız, kesinlikle benim gibi düşünürdünüz. Malazgirt savaşından önce, Türklerin gelerek yerleştikleri ve yaklaşık 200 yıl yaşadıkları Ahlat bölgesinde, mezarlık alanında, bu tür mezar taşları, yani uzunlamasına dikilen mezar taşlarını görebilirsiniz.

TÜMÜLÜSLER

Bir mezar odasının üzerine, taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepeciklerdir. Özellikle, ülkemizde, Trakya bölgesinde 2-3 bin civarında Tümülüs bulunduğu bilinmektedir. Bu yörede ise, Edirne-Lalapaşa arasındaki kara yolu üzerinde, Hıdırağa köyü yakınlarında ve Küçük Döllük köyü girişinde, birer tane, gayet yüksek Tümülüs görülmektedir. Ayrıca: yine bu yörede, Lalapaşa-Ortakçı köyü yolu üzerinde, dokuz tepeler mevkiinde, 9 tane Tümülüs görebilirsiniz.
2006 yılında, Çölekakpınar köyü yakınında bulunan Tümülüslerin birinde, resmi arkeoloji kazısı yapılmış ve içinde bir mezar odası ile mezar hediyeleri kalıntıları çıkarılmıştır ve halen Edirne Müzesinde sergilenmektedir.

Edirne tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.