Zonguldak Alaplı

 

Zonguldak Alaplı

Özellikle, burada düzenlenen “güreş şenlikleri”, çok ilgi çekmektedir. Zonguldak ilinin dünyaya açılan penceresidir.

Ama, burada herhangi bir tarihi ören yeri yok. Sadece yayla turizmi gelişmiştir. Eğer, tabiat harikası yaylaları görmek isterseniz, Alaplı’ya zaman ayırın.

Zonguldak Alaplı

ULAŞIM

Düzce ve Batıdan yöreye gelenleri ilk karşılayan, Zonguldak ilçesidir. İlçeye ulaşım, sadece devlet kara yolundan sağlanmaktadır. Ereğli ilçesi Gülüç beldesinden sonra, karayolu takip edildiğinde, önce Alaplı ve sonra da Akçakoca’ya ulaşılıyor. Akçakoca’ya kadar uzanan kara yolu, tamamen deniz kıyısından devam ediyor.

Alaplı-Akçakoca arası uzaklık; 22 km. Alaplı-Ereğli arası uzaklık: 12 km. Alaplı-Düzce arası uzaklık: 47 km. Akçakoca Alaplı arasındaki kara yolunda birçok tünel vardır.

Zonguldak Alaplı

TARİH

İlk çağdaki adı: Cales. İlçe içinde bulunan tarihi izler, genellikle “Cenevizlilere aittir. Cenevizliler tarafından, ilçeye verilen isim: Somakol yani Son maden kolları. Çünkü: orman içinde, demir madeni damarları bulunmaktaydı.

Yazılı kaynaklara göre, buranın tarihi süreç içindeki ilk yerleşimcileri: Henetlerdir. Daha sonra: Btinyalılar, Frikyalılar, Persler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar, yörede hakimiyet kurmuşlardır.

1326 yılında Orhan Bey tarafından, Osmanlı egemenliğine alınmıştır. Takip eden dönemde: Osmanlı Deniz Donanmasının gemileri, Alaplı’da bulunan “Orhan Dağ”ları  ve yakın çevreden elde edilen odunlardan yapılmıştır. Zamanla burada yerleşik Müslümanlar yanında, bir kısım Rum ve Ermeni de yaşamıştır. Rumlar: Alaplıya, “Samakol” ismini vermişlerdir.

Zonguldak Alaplı

GENEL

Alaplı ilçesinin en büyük özelliği Ereğli’ye yakın olmasıdır. Ayrıca, Alaplı ilçe girişinde bir yazı ilgimi çekti. Gece ışıklandırılan bu yazı: “BU ŞEHİR BİR BAŞKA” yazıyor. Ama: “Başka” kelimesi içindeki “Aşk” bölümü değişik renkle ışıklandırılıyor.

İlçe, Alaplı ırmağının denize döküldüğü yerde kurulmuştur. Yani ilçe merkezinde ırmak geçiyor, köprüden geçilerek yola devam ediyoruz. Alaplı’nın bence en özel yanı: Ereğli ve Alaplı arasındaki muhteşem plajlardır. Arabanızı yolun kıyısına çekin ve bu plajlardan yararlanın, çünkü herkes öyle yapıyor.

Evet, Alaplı’yı anlatmayı sürdürelim. Irmağın denize döküldüğü bu düzlükte: tahıl yetiştirilmektedir. İlaveten, fındık ve ceviz de görülür. Temel geçim kaynağı: fındıktır. Deniz kıyısında olunca, elbette balıkçılık ta vardır. Diğer endüstriyel faaliyet alanları ise: sandal, tekne ve gemi yapımıdır. Topraklarının büyük bölümü, ormanlarla kaplıdır. Dağlık ve engebeli olan arazi, iç kısımlara doğru yükselir, sahile doğru ise alçalır.

İlçede, Karadeniz iklimi hüküm sürer. Yazları serin, kışları ılık geçer. Bol yağış düşer.

Alaplı insanı, çok yakında bulunan Karadeniz Ereğli ile, çok iç içe. Alışveriş yapmak için dahi, oraya gidiyorlar.

 

NE YENİR.NE İÇİLİR

Burada: un çorbası, yaprak sarma, Bayram Tiridi ve cevizli dolma önerebilirim. Ayrıca: mancar ekmeği. Son olarak, mısır unundan yapılan “malay” yemeğini de önerebilir.

Zonguldak Alaplı

NE SATIN ALINIR

Fındık ve fındık ürünleri satın alabilirsiniz.

 

GEZİLECEK YERLERİ

Zonguldak Alaplı

KOCAMAN VE BELEDİYE PLAJLARI

Yaz süresinde, yöre halkı buraya adeta hücum ediyor. Yeterli tesis var. Konaklama açısından, pansiyonlar bulunuyor. Kocaman bölgesinde, özellikle: alabalık tesisinde, alabalık yemenizi öneririm. Bu arada, son yıl yani 2010 yılı yazında, buradan alınan deniz suyu örneklerinin kirli çıktığını belirtmem gerek.

Zonguldak Alaplı Bölüklü Yayla

BÖLÜKLÜ YAYLA

İlçe merkezine 42 km. uzaklıktadır. Rakım 1100 metredir. Yol toprak yani stabilize yani biraz sıkıntılıdır. Yaklaşık 1  saatte ulaşılıyor. Yaylada: Molabey köyünde, mancarlı ekmek satın almayı unutmamanızı öneriyorum. Yayla, muhteşem güzel. Her yanda çiçekler var. Öte yandan ağaçlar ve bir dere. Bu yaylanın devamında, yani daha yukarısında, Bacaklı yaylası var.

Zonguldak Alaplı Gümeli ve Bacaklı Yaylaları

GÜMELİ VE BACAKLI YAYLALARI

Gümeli Belediyesi bölgesindedir. Güzel bir yer, buralardan geçerseniz, mutlaka uğramalısınız. Burada: piknik yapmak mümkün. Daha sonra ise, Bacaklı yaylasında yürüyüş yapabilirsiniz. Hatta, Bacaklı yaylasında, 1600 metrelik zirveye kadar uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bu yaylada, özellikle “Porsuk ağacı” nı mutlaka görmelisiniz. Doğu Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından verilen bilgiye göre: ağacın çevresi 8 metre. Yaşının ise 1000 civarında olduğu düşünülüyor. Kendinizi, tamamen bir orman denizinde hissedeceksiniz.

Zonguldak Kilimli hakkındaki gezi yazım için Kilimli

Yozgat Saraykent

Yozgat Saraykent

Saraykent, bağlı bulunduğu Yozgat il merkezine 71 km uzaklıktadır. Saraykent, Sorgun arası uzaklık: 24 km. Saraykent, Akdağmadeni arası uzaklık: 38 km. Saraykent, Yıldızeli arası uzaklık: 111 km.

TARİHİ

İlçenin eski ismi “Karamağara” dır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle, Türk boylarından Süleyman Paşazade Efendi ve kardeşi Sırrı Bey, Saraykent sınırları içerisinde kalan Saraya-Avlular mevkiine gelerek burada çadır kurup hayvanlarını otlatmışlardır.

Türk boyları, Saraykent-Kadışehri yolunun 5’nci kilometresinde bulunan ve ilçenin daha önce Karamağara adını aldığı mağaraları görmüşler ve kışı bu mağaralarda geçirmişlerdir. İlkbahar gelip havalar ısınınca, sürülerini güneye doğru otlatırken, günümüzde ilçenin bulunduğu yere gelmişler ve ilçenin Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesinin hemen kuzeyinde bulunan Yılanlı Tepenin eteklerine yerleşmişlerdir.

Yılanlı Tepe mağaralarının içi geniş olduğundan, kendilerini ve sürülerini dış etkenlerden koruyup burada birkaç yıl kalmışlardır. İlk olarak, ilçenin kuzeyindeki Büyük Cami ve Mareşal Fevzi Çakmak mahallelerinin bulunduğu yere yerleşerek ilçenin temellerini atmışlardır.

Tapu kayıtlarına göre: bölge köyleri Çepni Karahisar Behremşah’a bağlıdır. Karahisar Behremşah, 1839 yılında ilçe olur. Akdağmağdeni, bu ilçeye bağlı bir bucak ve Karamağara ise yine bu ilçeye bağlı bir köy olur. Akdağmağdeni, 1860 yılında ilçe olunca, Karamağara’da bu ilçeye bağlı bir bucak olur. 1876 yılında ilçe merkezi bir süre Karamağara’ya nakledilmiş, sonra yine Akdağmağdeni’ne alınmıştır.

1941 yılında burada büyük bir deprem olmuş ve çok sayıda kişi hayatını kaybetmiş, yerleşim yerinin tamamına yakını yıkılmıştır. Zamanın Cumhurbaşkanı, İsmet İnönü, bizzat Karamağara’ya gelerek köy halkının yaralarının sarılmasını sağlamıştır.

1970 yılında, burada yine bir doğal afet, sel yaşanmış, 5 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda hayvan telef olmuştur. Bu sel felaketinden sonra, İş ve İşçi Bulma Kurumu, yurt dışına gönderilecek işçilerin seçiminde, Karamağaralı olanlara öncelik vermiş, çok sayıda kişi, yurt dışına işçi olarak çalışmaya gitmiştir. 1972 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur.

1975 yılında ise Karamağara ismi “Saraykent” olarak değiştirilmiştir. 1990 yılında Yozgat iline bağlı bir ilçe olmuştur.

Yozgat Saraykent

GENEL

İlçe bağlı bulunduğu Yozgat il topraklarının doğusundadır. İlçe, genellikle dağlık ve dalgalı bir arazi yapısına sahiptir. İlçe merkezinin kuzeyinde Kaletepe ve Yılanboynu tepesi bulunur. Bölgenin en büyük özelliği, tarihi süreçte görüldüğü üzere, fay hattı üstünde bulunmasıdır. Öte yandan, bu konumu, zengin termal kaynaklarını da barındırmasına sebep olmuştur.

Şifa kaynağı olarak kullanılan bu kaynaklardan, son yıllarda seracılık faaliyetlerinde de yararlanılmaktadır. İlçenin rakımı 1140 metredir. Bölgede tipik karasal iklim görülür. Buna bağlı olarak yazları sıcak, kışları ise soğuk ve sert geçer. İlçede yaygın bitki örtüsü bozkırdır.

İlçede çok sayıda mağara vardır. En önemli akarsuyu, ilçe merkezinden geçen ve Çekerek ırmağının önemli kollarından biri olan “Sarayözü” dür. İlçenin en önemli ekonomik kaynakları tarım ve hayvancılıktır.

Ancak arazi genellikle dağlık olduğundan tarım ikinci planda kalır. İlçede, geçmişte yaşanan deprem ve sel felaketleri nedeniyle, halkın büyük bölümü, yurt dışına işçi olarak çalışmak üzere göç etmiştir. Bu nedenle, günümüzde ilçede yaşayanların en büyük gelir kaynaklarından birisi de yurt dışından gönderilen dövizlerdir.

Yozgat Saraykent

GEZİLECEK YERLER

SARAYKENT KALINTILARI

İlçe merkezinin 7 km kuzeyinde Saray mahallesindedir. Romalılardan kalan bu kalıntılardan han ve hamam seçilmektedir. Hatta, hanın yapımında, su yerine süt kullanıldığı rivayet edilmektedir. Bunlara bakıldığında, bölgenin Roma döneminde önemli bir yerleşim yeri olduğu düşünülür. 1908 yılına kadar han ve hamamda işletme sürmüş, daha sonra sel felaketi altında kalan hamam özelliğini kaybetmiş, han ise tarihi özelliğini korumuştur.

ÇİNÇİNLİ SULTAN HANI VE SARAYKENT KAPLICASI

İlçe merkezine bağlı Saray Mahallesindedir.

Kaplıcalar mevkiinde bulunan tarihi Çinçinli Sultan Hanı, çok harap bir halde günümüze ulaşmıştır. Hanın hemen yanında: tarihi Roma hamamı kalıntıları vardır. Hanın kitabesi yoktur. Ancak, muhtemelen Valide Sultan Melike Mah-Peri Hatun tarafından, 1239-1240 yılları arasında yaptırılmıştır.

Han iki kısımdan oluşur. (Kapalı ve Açık kısım) Kuzey ve doğuya yönelik, moloz taş üzeri kesme taş kaplamadır. Üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. İç bölüm, mekanlarından hiçbir iz kalmamıştır. Günümüzde, aynı mevki de kaplıca ve 80 yatak kapasiteli bir otel vardır.

Bu kaplıcanın suyu: sodyum klorür, sodyum bikarbonat ve kalsiyum sülfatlı sular gurubuna girer. Ayrıca: metaslikiat asidi içerir. Sıcaklığı 70-74 derece arasında değişir. Debisi saniyede 10-14 litredir. Kaplıca suyunun iyi geldiği söylenen hastalıklar: romatizmal hastalıklar, kadın hastalıkları, nevvrit, polinevrit, kırık-çıkık tedavileridir. Kaplıca, kış aylarında birkaç ay kapalı kalmaktadır.

Yozgat Saraykent Yılanboynu Tepesi

YILANBOYNU TEPESİ

İlçe merkezinde Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesindedir.

Tepeye ulaşım, yeni açılan stabilize yol ile sağlanır. Yerleşim yeri: yaklaşık 250 metre çapındadır. Doğal kayalık tepelerin dik yamaçlarından başlar, eteklere kadar iner.

Yozgat Saraykent Yılanboynu Tepesi

Batı, güneyi ve tepe kısmı, kaçak kazılarla oldukça tahrip edilmiştir. Yüzeyde yapılan incelemeler sonucunda: yoğun seramik kalıntıları bulunmuş olup, bunlara bakarak burada bulunduğu bilinen yerleşimin Erken ve Orta Tunç devri, Demir devri (Frig çağı) ve Roma dönemlerinde iskan edildiği düşünülmektedir.

Yozgat Saraykent Taşlık höyük

TAŞLIK HÖYÜK

İlçe merkezine bağlı Doğankent Kasabasının kuzeyinde, yaklaşık 1 km uzaklıktadır.

Dedefakılı köyünün solunda ve yoldan 100 metre içeride bulunan höyük, düz bir arazi üzerinde yükseliyor. Höyük, Dedefakılı köyü ile Doğankent kasabasının sınırları ortasındadır. Höyüğün üst ve yamaçlarında büyük kayalar bulunduğundan, höyüğe “Taşlı Höyük” denir. Ovale yakın bir şekilde yapılmaktadır. Boyutları 50 x 60 metredir. Yükseklik: 7-8 metredir. Üzeri hafifçe sivrilmektedir. Höyüğün yüzeyinden toplanan seramik parçaları, Roma dönemine işaret eder.

Yozgat Saraykent Çekerek Su hanı ve köprüsü

ÇEKEREK SU HANI VE KÖPRÜSÜ

Yozgat-Kadışehri yolu üzerinde, Kesikköprü-Örencik köylerinin kesiştiği noktada, yolun sağında bulunan bu han, Çekerek suyu yanındadır. İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır.

Han: Valide Sultan Melike Mahperi Hatun tarafından 1239-1240 yılları arasında yaptırılmıştır. Han, konum olarak Osmanlı imparatorluğuna ait bir ticaret yolu üzerindedir. Han kalıntısı: kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Moloz taş ve kireç harcından, yığma olarak yapılmıştır.

Üst örtü sistemi, beşik tonozludur. Yapı, iki birimden oluşur. Kuzey kısmı: daha geniştir. Kuzey-güney yanlarda ise, doğu-batı doğrultusunda taşlarla örtülü mekanlar bulunmaktadır. Güney kanadında: kuzey-güney doğrultusunda uzunlamasına tonozla örtülmüş üç mekan vardır.

Yapı oldukça harap durumdadır. Han kalıntısının yaklaşık 35 metre kuzeyinde, bir köprü kalıntısı vardır. Bu köprü kalıntısı: moloz taştan kireç harcı ile yığma olarak, düzgün kesme taştan taş kaplama olarak yapılmıştır. Tek gözlüdür.

Kemeri ve gövdesi tamamen yıkılmıştır. Güneyinde, hana doğru uzanan bir yol kalıntısı görülür. Köprünün ilk olarak ortası göçtüğünden, köye “Kesikköprü” ismi verilmiştir. Köyün eski ismi ise “Hanözü” köyüdür.

 

DİVANLI KÖYÜ MAĞARALARI

İlçe merkezine bağlı Divanlı mahallesinin 1 km güneybatısındadır.

Volkanik bir arazide, kayalıklardan oluşan bir alan ve bu alanda kayalara oyulmuş mekanlar bulunur. Mağaralar kayalara oyulduğu gibi, taştan oyma merdivenlerle inilen mağaralar da bulunmaktadır. Bu mağaraların Bizans dönemine ait olduğu bilinmektedir. Aynı alan içinde, iki Tümülüs bulunmaktadır. Bu Tümülüsler oldukça fazla tahrip edilmiştir.

Yozgat Saraykent Türkmen Mezarlığı

TÜRKMEN MEZARLIĞI

İlçe merkezinin 700 metre güneyinde, Sarayözü-Saraykent yolunun doğusunda, yola yaklaşık 60 metre uzaklıktadır.

İşlenmiş mezar taşları, dikdörtgen şeklinde, koyun başını andırır kabartmalı, çizgi bezeme şeklinde, çiçek motifli, ok-yay şeklini andırır işaretlerden oluşur. Taşların bir kısmı ayakta, bir kısmı ise yatık durumdadır. Mezar taşlarındaki şekil ve bezemelerden yola çıkılarak mezarlığın Anadolu’ya ilk gelen Türk-İslam boylarına ait olabileceği düşünülmektedir.

 Yozgat Sorgun hakkındaki gezi yazım için  Sorgun

Yozgat Çayıralan

Yozgat Çayıralan

Yozgat ili ilçeleri arasında merkeze en uzak olan ilçedir. Çayıralan, Yozgat arası uzaklık: 110 kilometredir. Çayıralan, Sarıkaya arası uzaklık: 35 km. Çayıralan, Çandır arası uzaklık:  14 km. Çayıralan, Boğazlıyan arası uzaklık: 44 km.

Yozgat Çayıralan

TARİHİ

Çayıralan, Osmanlı döneminde Akdağ nahiyesi olarak anılır. Tarihi Çerkeş Bey’e uzanır. Çerkeş Bey: ilçeyi yazlık yaylalığı olarak kullanmıştır. İlçeyi ilk kuranlar: Türkmen yörükleridir. 1934-1935 yılları arasında yapılan araştırmalarda, Çayıralan yöresinde çıkan “Hitit Kraliçesi mezarı” burada Hititler tarafından bir ön karakol kurulduğu ve yerleşim bulunduğunu belirtir.

Oğuzların Gülhan kolu olan Dulkadiroğulları, önce Maraş-Elbistan yöresine daha sonra bu bölgeye gelerek yerleşirler. Bozok asıllı bu obalar nedeniyle, yöre “Bozok” ismini almıştır. 12-14’ncü yüzyıllar arasında Bozok’un merkezi Akdağ yani günümüzdeki adı ile Çayıralan olmuştur. 1520’lerde bölgede Osmanlı hakimiyeti görülür.

1876 yılında Boğazlıyan ve Akdağmağdeni, ilçe olunca, Çayıralan, Boğazlıyan ilçesine bağlı Çayırşehir adı ile bir nahiye olur. 1892-1936 yılları arasında, Boğazlıyan ilçe idaresi, Uzunlu’da ikamet ettiği için, Çayıralan’da Uzunlu’ya bağlıdır. 1948 yılında ise Çayıralan ilçe olur ve Yozgat iline bağlanır.

Yozgat Çayıralan

GENEL

İlçenin en önemli özelliği, Türkiye’nin tam orta noktasında bulunmasıdır. İlçe arazisi genellikle dağlıktır. Rakımı 1500 metredir. İlçenin bir yanında Akdağ ormanları ve diğer yanında ise Akdağlar bulunur. Engebeli arazi vadilerle parçalanmıştır, yer yer dalgalı düzlükler görülür. En önemli akarsu “Çayıralan özü” dür.

Yahyasaray ve İğdecik baraj göletleri, sulama amacıyla kullanılır. Yörede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer. Akdağlar, ilçe merkezini sert rüzgarlardan korur. Bitki örtüsü bozkırlardan oluşur. Dağlık alanlarda ise, yağışlar nedeniyle ormanlar yoğundur.

İlçede yaşayanların ekonomik etkinliği: tarım, hayvancılık, arıcılık, fidancılık ve orman ürünleri imalatıdır. İlçe halkının büyük kısmı: Avrupa ülkelerinde işçi olarak bulunmaktadır. Bunlardan ülkeye kesin dönüş yapanlar ve Çayıralanlı olup memuriyet yapıp ardından emekli olanlar, ilçeye gelerek yerleşmektedirler.

ÇAYIRALAN KÜLTÜR VE BAL FESTİVALİ

Her yıl Ağustos ayı başında 2 gün süreli yapılır. Çayıralan Kaynarpınar Çakmak Çetin Mesire alanında kutlanır. Festivalde, yağlı güreşler ve konserler düzenleniyor.

Yozgat Çayıralan Arabaşı

NE YENİR

Çayıralan yöresini yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, ilk önerim “Arabaşı” olacaktır. Diğer önerim ise “Galaboru” dur. Gilaboru çalı şeklinde bodur bir ağaçtır ve kırmızı salkım şeklindeki meyveleri sonbaharda toplanır, su içinde salamura yapılır, bir ay sonra yenmeye hazırdır.

Yozgat Çayıralan

GEZİLECEK YERLER

Yozgat Çayıralan Kümbet, Çerkez Bey Türbesi

KÜMBET, ÇERKEZ BEY TÜRBESİ

Selçuklulardan kalmadır. İlk yapıldığında: bir medrese, mezarlık ve bahçesinde kümbet bulunmaktadır. Ancak bu yapı topluluğundan günümüze sadece kümbet gelmiştir. Medresenin yerine ise bir cami inşa edilmiştir. Caminin ismi, Selçuklu camisi iken, Aşağı Cami olarak değiştirilmiştir.

Yozgat Çayıralan Kümbet Çerkez Bey Türbesi

Türbe

Türbe: 1557-1558 yılları arasında Kırşehir Sancak Beyi olan Çerkez Bey’e aittir. Çerkez Bey’in, 16’ncı yüzyılın ikinci yarısında, burada Tımar sahibi olduğu ve çiftliği bulunduğu bilinmektedir. Türbe: Kümbetli cami olarak bilinen caminin güneydoğusunda ve aynı avlu içindedir. Türbe: kare kaide üzerinde, sekizgen planlıdır. İçten kubbeli, dıştan sivri külahlıdır.

Tamamı düzgün kesme taştan yapılmıştır. Mezar odası ve gövde üzerinde, farklı renkte taşlar kullanılarak güzel bir görüntü oluşturulmuştur. Eyvanın doğu duvarında bulunan kitabeye göre, 1587-1588 yılları arasında yapılmıştır. Kümbetin kuzeyinde: eyvan şeklinde olan sivri kemerli ve beşik tonozlu girişi vardır.

İki yan tarafında: birer taş merdivenli sanduka katının önündeki podyuma çıkılır. Podyum iki kademelidir. Buradan profilli ve kemerli girişi olan mezar odasına inilir. Mezar odası: kare planlıdır. Üzeri aynalı tonoz örtülüdür ve üç mazgal pencere ile aydınlatılır. Kümbet: 2005 yılında tescil edilerek Koruma altına alınmıştır.

Yozgat Çayıralan Dikilitaş Tümülüsü

DİKİLİTAŞ TÜMÜLÜSÜ-TURLUHAN KÖYÜ (ESKİKÖY)

İlçe merkezinin 2.5 km doğusunda bulunan Yassı höyük üzerinde bulunan Tuğul Han (Çayırşehir), günümüzde “Çayıralan” isminin alınmasında etkili olmuştur. Evet, gerilere gidelim: Turluhan köyü: Osmanlı arşiv belgelerinde, 1556 yılında, Bozok Livası Akdağ nahiyesinin köyü olarak görülür.

Kayıtlara göre, köyün ismi “Göbek Pınarı” ve “Turluhan” köyüdür. Köyde yaşayan Hamza’nın babası Turluhan (Tuğlu Han), Göbek Pınarı olan köy için ikinci bir isim olmuştur. Osmanlı döneminde, Turluhan köyü, günümüzdeki “Dikilitaş” mevkindedir.

Köy, daha sonra, orman olan günümüzdeki yerine taşınmıştır. İshaklı höyük (Dikilitaş Tümülüsü) ün tepe noktasında, geçmiş yıllarda yapıldığı anlaşılan bir kaçak kazı çukuru vardır. Tümülüsün çapı 15 metredir ve çevresinde meşe ağaçları bulunur.

Yozgat Sorgun gezi yazısı hakkındaki yazım için Sorgun