İsrail Kudüs Tarih

İsrail Kudüs Tarih

 

Şehir, tarihi süreç içinde, 2 kez yok edildi ve 23 kez ise işgal edildi.
Şehirdeki ilk yerleşimcilerin: MÖ.4000 yılında burada bulundukları tahmin edilmektedir. Şehrin ismi ilk kez: Mısır-El Arma bölgesinde bulunan bir çivi yazılı “Akatca” tablette görülmektedir.

İbraniler döneminde, şehrin ismi “Jebus” olarak kullanılmıştır. Şehir, çöl kıyısında, bir pınarla sulanan ve doğal yapısı nedeniyle savunmaya çok elverişlidir. İlk kez: kral Davut tarafından, MÖ.1000 yılında, bölge ele geçirilince, burada “Yebusiler” yaşamaktadırlar.

Ancak: şehir, kral Davut tarafından bölgede yaşayan 12 İsrail kabilesi için başkent olarak seçilmiştir. MÖ.970-930 yılları arasındaki dönemde ise, Davut’un oğlu kral Süleyman, şehirde hakimiyet kurar.

MÖ.960 yılında, şehirde, ilk tapınak ( günümüzde “Büyük Tapınak” olarak bilinen) kurulur. Ölümünün ardından ise: İsrail ve Yahuda, ayrı krallıklara dönüşür ve Yahuda krallığının başkenti “Kudüs” olur.

MÖ.720-700 yılları arasındaki dönemde: bölgenin kuzeyinde, Asurlular büyük bir güç haline gelirler ve bu bölgede bulunan İsrail kabilelerinin büyük bölümü, Yahuda krallığının içlerine doğru göçerler ve başkent Kudüs’ün nüfusu hızla artar.

Ancak yine aynı dönende, İsrail’in “On kabile” si kaybolur ve tarih sahnesinden silinir. Günümüzde, “DNA” testleriyle, bu kayıt 10 Yahudi kabilesi üyeleri aranmaktadır.

MÖ.586 yılına gelindiğinde, Babil kralı Nebukadnezar: Kudüs şehrindeki: kutsal Ahit sandığının içinde bulunduğu Süleyman Tapınağını yıkar, hazineleri yağmalar ve bölgedeki Yahudileri “Babil” şehrine sürgüne gönderir. Bu sürgün olayı: Yahudilerin ulusal kimlik kazanmasındaki ilk adım olarak önem kazanır.

MÖ.538 yılında ise, Babil topraklarını ele geçiren, Pers imparatoru Büyük Kiros; bölgedeki Yahudileri serbest bırakır ve Kudüs şehrinde, ikinci bir tapınak inşa etmelerine izin verir. Tapınak, MÖ.516 yılında tamamlanır.

MÖ.332 yılında: Büyük İskender, birçok yeri olduğu gibi, Kudüs şehrini de hakimiyeti altına alır. MÖ.332 yılında ölümünün ardından ise, General Ptolemaios, şehri, kendi Mısır krallığı topraklarına katar. MÖ.198-165 yılları arasında ise, Suriyeli Selevkoslar: şehri ele geçirirler.

MÖ.167-140 yılları arasında: Yahudiler, bölgeyi işgal eden Selevkoslara karşı isyan ederler ve MÖ.164 yılında, şehirdeki tapınak yeniden kutsanır. MÖ.140-62 yılları arasında ise: şehirde, Hasmoniler olarak isimlendirilen kral ve rahiplerin hüküm sürdüğü görülür.

Ancak: bunlar, kendi aralarındaki bir anlaşmazlığı çözmek için, MÖ.62 yılında, Romalı Pompeius’u şehre davet ederler, Pompeius bu fırsatı kaçırmaz ve şehri işgal eder.

MÖ.40-3 yılları arasında: şehirde, Roma yönetimi tarafından atanan Kral Herod’un hakimiyeti görülür. Kral: MÖ.10 yılında, büyük tapınağı restore ettirir ve genişlettirir.

MÖ.3 ve MS.30 yılları arasında ise, şehir tarihinde yine önemli bir olay: Nasıralı İsa’nın yaşamı gündeme gelir.

MS.70 yılında: bir Yahudi ayaklanmasını bastıran Roma askeri güçleri, şehri ve büyük tapınağı yıkarlar. Bölgede yaşayan Yahudilerden sağ kalanların büyük kısmı, sürgün edilir.

MS.135 yılında ise, çevrede bulunan Yahudiler, ikinci kez ayaklanır, ayaklanma Romalılar tarafından bastırılır ve daha sonra Yahudilerin Kudüs şehrine girişi yasaklanır. Yine bu dönemde, şehir yeniden inşa edilir “aelia capitolina” ismi verilir ve bir Roma vilayeti olur.

MS.313 yılına gelindiğinde: Roma imparatoru Konstantinus, Hıristiyanlığı kabul edince, şehir, takip eden 300 yıllık süreçte, Bizans’ın bir parçası olarak; Hıristiyanlar tarafından bir haç yeri olarak ziyaret edilir.

Çünkü: yine bu dönemin başında, Aziz Helena: Kudüs şehrine gider ve Hz. İsa’nın gerildiği çarmıhın parçalarını bulur. MS.335 yılında: İsa’nın çarmıha gerilişi, defni ve dirilişini simgeleyen “Kutsal Kabir Kilisesi” açılır.

MS.638 yılında: şehir Müslümanlar tarafından ele geçirilir. Halife Ömer: fazla bir direnişle karşılaşmadan, Bizanslılardan şehri teslim alır.

Ancak, Yahudi ve Hıristiyanların, şehirde yaşamalarına izin verir. MS.691 yılında “Kubbet-ül Sahra” ve MS.715 yılında “Mescid-i Aksa” açılır.

15 Temmuz 1099 tarihinde, şehir, haçlıların eline geçer. Bu dönemde şehirdeki Müslüman ve Yahudi nüfusu tamamen olmasa da büyük ölçüde yok edilir. “Kubbet-ül Sahra”; kiliseye dönüştürülür. “Mescid-i Aksa” ise haçlı şövalyelerin karargahı haline gelir.

“Davud” kulesinde savunma yapan, şehirdeki son Müslümanlardan vali İftiharüddevle ve adamları: canlı kalmaları şartı ile burayı haçlılara teslim ederler, bunun dışında, şehirde hiç Müslüman kalmamıştır ve hepsi haçlılar tarafından öldürülmüştür.

Hatta: şehirde yaşayan Yahudilerden, Sinegog’a sığınanlar, yine haçlılar tarafından canlı canlı yakılarak yok edilmişlerdir.

1187 yılında, şehir “Selahattin Eyyübi” tarafından, haçlılardan teslim alınır. Şehirde, Hıristiyanların ve Yahudilerin yaşamasına da izin verilir.

1260 yılında: Mısırlı Müslüman hanedanı Memlüklüler: şehri, yeni binalarla yeniden inşa ederler.

1516 yılında: Filistin ve Kudüs şehri yöresi: 400 yıl sürecek Osmanlı hakimiyeti altına girer. Yavuz Sultan Selim, şehri ve bölgeyi ele geçirir.

1538 yılında: Kanuni Sultan Süleyman tarafından, şehri çevreleyen surlar ve kapılar yaptırılmıştır.

Günümüzde, bu surlar: Eski Şehri: dört parçaya bölmekte ve bu parçalarda: Ermeniler, Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar, ayrı ayrı bölgelerde yaşamaktadırlar. Ayrıca: yine Kanuni tarafından “Kubbet-ül Sahra” ve “Harem-i Şerif” yenilenir.

1885 yılında: Yahudi düşmanlığının sonunun gelmeyeceğini düşünen “Theodore Herzl”: Yahudi devleti kurmak amacıyla, Siyonizmi, dinden, siyasi boyuta taşımıştır.

1897 yılında, ilk Siyonist kongre: İsviçre-Basel şehrinde toplanır ve Filistin bölgesinde toprak satın almak üzere, bir BANKA kurulur.

Hatta: Herzl: Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’ten: Filistin bölgesinde toprak istemiş, karşılığında ise Osmanlının borçlarını ödemeyi teklif etmiştir.

Ama: Sultan II Abdülhamit: “Kanla alınan topraklar, ancak kanla verilir” diyerek, tarihe muhteşem bir not düşmüştür.

1917 yılına gelindiğinde: I. Dünya savaşı sırasında, İngiliz birlikleri, Kudüs şehrini Osmanlılardan alırlar. 1922 yılında, Milletler Cemiyeti, Filistin bölgesinin yönetimini, bölgedeki İngiliz idaresine bırakır.

Ama, İngilizler, savaş öncesinde, Kudüs şehri ve bölgedeki kutsal toprakları, Yahudilere verme sözü vermiştir.

Yahudiler ise, buna karşılık, görevlerini yerine getirirler ve hatta Çanakkale savaşlarına, 800 kişilik bir Yahudi ulaştırma askeri gücü gönderirler. Ayrıca, yine Yahudi ajanlar, Ortadoğu bölgesinde ajanlık faaliyetleri sürdürmüşlerdir.

Tüm bu hareketlenmeler: 1917 yılında imzalanan “Balfour” deklerasyonu ile imza altına alınmıştır. Ancak: takip eden süreçte, özellikle Kudüs şehrinde, Yahudi “Haganah” gibi örgütler, gerek Araplara ve gerekse İngilizlere karşı direniş gösterirler.

Hatta: yine aynı yıl, Kudüs şehrinde, İngilizler tarafından karargah olarak kullanılan King David Otelinin dinamitlenmesi eyleminin: tarihte ilk modern terör eylemi olduğuna inanılmaktadır.

1947 yılında: Birleşmiş Milletler Cemiyeti: Filistin bölgesinde, ayrı ayrı Yahudi ve Arap devletleri kurulmasına karar verir. Kudüs şehrini ise, Birleşmiş Milletler gözetiminde, tarafsız bir bölge olarak kabul eder.

1948 yılında, İsrail, bağımsızlığını ilan eder. Bunun üzerine, bölgedeki Arap güçleri, saldırıya geçerler ve savaş, 1949 yılında yapılan ateşkes ile biter ve Batı Kudüs İsrail’e, eski şehir ise Ürdün’e verilir.

Bu savaş sırasında, Filistin’deki “Der Yasin” köyünde, büyük bir katliam yaşanır ve 90 kadar Arap, İsrail güçleri tarafından öldürülür ve köy, haritadan silinir.

1967 yılına gelindiğinde, İsrail “6 gün savaşları” sonunda, Kudüs şehrindeki, eski şehir bölümünü de ele geçirir. İsrail toprakları, bölgede iki katına çıkmıştır. Ağlama duvarının kontrolü, İsrail’e geçmiştir.

Takip eden süreçte, yine bölgede ilginç gelişmeler yaşanır. Bir çok Yahudi organizasyonu: Kudüs şehri ve çevresindeki Müslümanların evlerini ve arazilerini, çok büyük paralar ödeyerek satın almaya çalışırlar ve Kudüs şehrinin tamamen Yahudi toprağı olması amaçlanır.

Buna karşılık, bazı Filistin güçleri de anti propaganda yapmalarına rağmen, tam olarak başarılı olamamışlar ve Kudüs şehrindeki birçok Müslüman Arap arazi ve evleri, Yahudiler tarafından büyük paralar ödeyerek satın alınmıştır.

Hatta: bu satın alınan yerler arasında, Yunan Ortodoks kilisesine ait İmperial Otel’de bulunmaktadır.

1981 yılına gelindiğinde ise, eski Kudüs şehri: 1981 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Şehrin modern yani yeni bölgesi ise: eski şehir sınırlarını aşarak büyümüştür.

İstanbul Esenler

İstanbul Esenler

Yöredeki ilk yerleşim, Bizans döneminde Rumlar tarafından kurulan Litros (günümüzdeki Esenler) ve Avas (günümüzdeki Atışalanı) köyleridir. Bu köylerde yaşayanlar, çeşitli tarım ürünleri yetiştiriyorlardı.

Bu köylerin etnik yapısı, Lozan Antlaşması ve arkasından gelen mübadele dönemi sonucu değişti. Burada yaşayan Rumlar, Yunanistan’a göç etti ve Doğu Makedonya’dan gelen Türkler, bu köylere yerleştirildi. 1937-1940 yılları arasında ise, bu köylerin isimleri değiştirildi ve günümüzdeki isimleri verildi. 1994 tarihinde ilçede Belediye teşkilatı kurulmuştur.

İstanbul Esenler

Esenler ilçesinde toplam 16 mahalle bulunmaktadır.

Günümüzde Esenler 2 bölgeden oluşmaktadır. Bunlar:

1-Esenler

2-Atışalanı.

 

ORUÇREİS MAHALLESİ

İstanbul Esenler Tekstil Kent

TEKSTİL KENT

Tekstilkent caddesindedir. Şehir merkezine sadece 16 km uzaklıktadır.

Burada kurulu bulunan Tekstilkent Kooperatifi: tekstil toptan ticareti ve küçük üretim birimlerinin bulunduğu Sultanhamam ve Osmanbey gibi yerlerdeki altyapı yetersizliğinin çözümü ve tekstil sektörünün modern mekanlara kavuşması için 1986 yılında kurulmuştur.

İstanbul Esenler Tekstil Kent

Tekstilkent kurulan alan ise, 1991 yılında hazineden satın alınmıştır. Alana kurulacak yapıların temelin 1993 yılında atılmış ve çeşitli büyüklükteki işyerlerinin bulunduğu 40 blok tamamlanarak hizmete girmiştir. Ayrıca 5 yıldızlı bir otel ve 5 katlı otopark blokları yapılacaktır. Plazalarla birlikte işyeri sayısı 4297 dir.

 

İstanbul Esenler Havaalanı Mahallesi

HAVAALANI MAHALLESİ

Bir zamanlar derme, çatma ve çürük binalar bulunan bölge, son dönemde kentsel dönüşüm adı altında yıkılan bu tür binaların yerine yapılan yüksek betondan kulelerle dolmuştur. Bu kulelerin her biri yüzlerce daire barındırmaktadır.  

İstanbul Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi

ESENLER KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTALIKLARI HASTANESİ

Taşocağı Sokaktadır. Hastane 2011 tarihinde temeli atılmış ve 2014 tarihinde hizmete açılmıştır. 3 blok halinde ve 6 katlıdır. 120 yataklıdır. Hastanenin B bloğu, daha önce “Abbate” isimli bir tekstil fabrikası iken, kamulaştırılıp tadilat yapılarak günümüzdeki şekli verilmiştir. A ve C bloklar ise yeni inşa edilmiştir.

İstanbul Esenler Bölge Parkı

ESENLER BÖLGE PARKI

Gümrük Sokaktadır. Park alanı yaklaşık 50 dönümlük bir arazide kuruludur. Park alanında: yürüyüş yolları, fitness aletleri, voleybol, basketbol ve mini futbol sahaları, fıskiyeli havuz, piknik alanları, oyun parkları ve kafeterya bulunmaktadır. Ayrıca lunapark vardır. Burası, akşam saatlerinde yürüyüş yapılabilen bir park alanıdır. Ancak özellikle hafta sonlarında yoğun mangal dumanı bölgeyi kaplamaktadır. Bu aradan: Bölge parkı çevresinde bulunan uyumsuz binaların dış cepheleri: kaplamaları ve giydirme teknikleriyle revizyondan geçirilmiştir.

İstanbul Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi

ESENLER ANA ÇOCUK SAĞLIĞI VE AİLE PLANLAMA MERKEZİ

Köyiçi Caddesi Güleç Sokaktadır.

Avas Kilisesi

Kilise, 1831 yılında inşa edilmiş ve Meryem Ana’ya adanmıştır. 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı döneminde gümüş sıkıntısı nedeniyle, kilise cemaati “kilise parası” denen bir tür kağıt para birimi ortaya sürmüştür. Cumhuriyetin ardından, mübadele nedeniyle Avas köyde Hıristiyan nüfus kalmaz ve kilise terk edilir, kullanılmaz. 1940’lı yıllarda bir süre cephanelik olarak kullanılan kilise binası, daha sonra köyde cami olmadığından mescit olarak kullanılmıştır. 1950’lı yıllarda ise kilise tamamen yıkılmış ve geriden kalan taşları ise yine bir söylentiye göre Atışalanı camisinin duvarlarında kullanılmıştır.

Avas Rum Okulu

Eskiden Avas kilisesinin yanında, Avas Rum Okulu bulunuyormuş. Bazı kaynaklara göre, köy okulu 1820 yılında kurulmuş ve bölgenin en kaliteli eğitim veren okullarından birisi olmuştur. Çünkü bu okul sadece Avas köyündeki çocuklara değil, çevreden gelen çocuklara da eğitim veriyordu. 1873 yılında köydeki bu okulun varlığı ve görevli bir öğretmen ve 40 öğrencinin varlığından söz edilmektedir. Ancak 1884 yılından itibaren Avas köyünün itibarlı durumu bitmiştir. Çünkü yörede yaşayanlar kilise ile birlikte okulun masraflarını da ödemekte sıkıntı yaşıyorlardı. 1894 yılındaki depremde okul zarar görmüş, sonra onarılmıştır.

Gelelim günümüze, söylenenlere göre, günümüzdeki Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezinin bulunduğu yerde, eskiden Avas kilisesi ve Avas Rum Okulu bulunuyormuş.

 

AVAS KEMERİ

Bu kemer: eski kayıtlarda “Avasköy kemeri” ve “Yılanlıkemer” diye geçmektedir. Mimar Sinan tarafından yapılan sert kalker taşları ile yapılmış bu kemer üzerindeki künklerden: Süleymaniye ve Beylik sularını taşıyan künkler bulunur. Kemerin yapısındaki zerafet ve uygulanan teknik oldukça güzeldir. Kemerde: gözlerin açıklıkları 10.30 metredir. Kemer üzerindeki künklerin çapları ise 21 cm. dir.

İstanbul Esenler Atış alanı çeşmesi

ATIŞALANI ÇEŞMESİ

Günümüzde Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Eğitim Merkezinin karşısındadır. Çeşme Osmanlı döneminde kesme taş kaplama olarak yapılmıştır. 1995 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Günümüzde çeşmenin musluğu yoktur ve suyu akmamaktadır.

 

İstanbul Esenler Birlik Mahallesi

BİRLİK MAHALLESİ

TEM E-5 bağlantı yolu mahallenin tam ortasından geçmektedir. Esenler Belediye Başkanlığı bu mahallededir.

İstanbul Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi

ESENLER MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ

Bahçelievler caddesindedir. Hastane: modern mimari yapısı, merkezi konumu ve ileri tıp teknolojisi ile güçlü sağlık kadrosu, ayakta ve yataklı her türlü tıbbı hizmeti vermektedir.

İstanbul Esenler Özel Ensar Hastanesi

ÖZEL ENSAR HASTANESİ

Atışalanı Caddesindedir.

İstanbul Esenler Hacı Lütfiye Gürses Bilim Parkı

HACI LÜTFİYE GÜRSES BİLİM PARKI

Akseki caddesinde Deprem Parkının içindedir. Burada, yaklaşık 8 bin metre karelik kapalı alanda, her yıl 7 bin civarında 9-15 yaş arası öğrenciye eğitim verilmektedir. Parkın açık bölümünde: ses iletimi, büyük güneş paneli, dalga hareketleri, değişken sarkaç, Pisagor teoremi, bir arabanın çalışma prensibi ve çeşitli bitkilerden oluşan botanik parkı bulunmaktadır. Botanik bahçesinde: birçok bitkinin yetiştirilmesi için gerekli altyapı ve mekan sağlanmıştır. Böylece öğrencilerin bitkileri incelemesi ve büyüme evrelerini takip etmesi sağlanmaktadır. Park alanında ayrıca: öğrenciler satranç, tekvando, ebru gibi sportif ve sanatsal eğitimler de almaktadırlar. Çeşitli kültürel geziler düzenlenmektedir.

İstanbul Esenler Taş Camii

TAŞ CAMİ

Cami, bir hayırsever tarafından bağışlanan araziye yaptırılmıştır.

Ancak bu caminin mimarisinde çeşitli özellikler bulunuyor. Banların başında: camide kolon ve kiriş bulunmaması gelmektedir. Cami: kurşunlu, kenetli ve zıvanalı sistemle yapılmıştır. Caminin yapımında 170 ton kurşun kullanılmış bunun 50 tonu kubbe yapımında harcanmıştır. İnşaatta demir ve beton bulunmuyor. Camide kullanılan ve “İstanbul Taşı” olarak bilinen taşlar, Hadımköy’den getirilmiştir. Bu taşlar: 2000-2500 yıl kadar dayanabilmektedir. Caminin iki tane minaresi vardır. Bu minareler, kubbenin her iki yanındadır. Minarelerin çevresinde de daha küçük üç kubbe bulunmaktadır. Camide aynı anda 500 kişi ibadet edebilmektedir.

İstanbul Esenler İBB Barış Manço Halk ve Çocuk Kütüphanesi

İBB ESENLER BARIŞ MANÇO HALK VE ÇOCUK KÜTÜPHANESİ

857’nci Sokaktadır. 1999 yılında açılan kütüphanenin koleksiyonunda: 21 bin civarında kitap bulunmaktadır. Ayrıca 25 dergi aboneliği vardır. Üye olanlar, kütüphaneden ücretsiz kitap alabilmektedirler.

 

YAVUZ SELİM MAHALLESİ

İlçenin girişi konumundaki mahalle, toplu taşıma sistemi açısından uygun konumdadır. Tekerlekli toplu taşıma sistemi ve Metro’ya yakınlığı nedeniyle tercih edilmektedir.

 

MENDERES MAHALLESİ

İstanbul Esenler Adnan Büyükdeniz Dijital Kütüphanesi

ADNAN BÜYÜKDENİZ DİJİTAL KÜTÜPHANESİ

Ömer Seyfettin Caddesindedir. 2009 yılında hizmete girmiştir.

Arkeolojik kazı sonucunda bir kilise kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde kütüphane olarak kullanılan bu bina Litros köyünün kilisesiydi. Esenlerde, Rumlardan kalan tek kilise kalıntısı burasıdır. 19’ncu yüzyıl başında yapılan bu kilise “Aziz Georgios” a adanmıştır. Özellikle 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı sırasında, yörede yaşayan köylüler kilisenin giderlerini karşılamada zorluk çekmişlerdir. Meydana gelen para sıkıntısını gidermek için kilise cemaati tarafından “kilise parası” denilen bir para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın üzerinde “Aziz Georgios Kilisesi” nin sembolleri bulunuyordu.

Zaman içinde kilise terk edilmiştir, yapı bir süre duvarları örülerek konut olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise, eklentiler tamamen yıkılmış, orta alan boşaltılmış, kapı ve pencereler tuğla ve biriket ile örülerek bir süre sinema salonu olarak kullanılmıştır. Daha sonra yine terk edilmiş ve 2000 yılına kadar Belediye Garajı olmuştur. Aynı dönemde, sokakta yaşayan evsizler de kilise binasını mesken edinmişlerdir.

1999 yılında kilise kalıntısı, tescil edilerek koruma altına alınmıştır. 2005 yılında Esenler Belediyesi tarafından tadilat yapılmak üzere, kilise kalıntısının rölöve projesi koruma kuruluna sunulmuştur.

Tarihi bina restore edilerek, Ekim 2010 tarihinde: 2 katlı toplam 475 metre karelik kütüphane kurulmuştur. Birçok yayınevi ile anlaşan kütüphane, yeni çıkan birçok kitabı anında dijital ortamda okuyucusuyla buluşturmaktadır.

Ziyaretçiler tarafından: 1’nci katta 10 ve 2’nci katta 20 olmak üzere toplam 30 bilgisayar kullanılmaktadır. Bir kitaba, aynı anda 30 kullanıcı ulaşabilmektedir.

Bu dijital kütüphane: “Go Green Innovation Award” yani “Çevre Dostu Teknoloji Ödülü” almıştır. Ödülü veren kurum, Amerika’nın önde gelen bilgisayar yazılım firmasıdır.

Kütüphanenin koleksiyonunda günümüzde 5500 Türkçe e-kitap bulunmaktadır.

Son bir not kütüphaneye ismi verilen Adnan Büyükdeniz kimdir? Kendisi Albaraka Türk Bankası genel müdürüdür. Katılım bankacılığının Türkiye’deki gelişiminde önemli katkıları olmuştur.

 

MENDERES ÇEŞMESİ (LİTROS AYAZMASI)

1983 yılında yarısı toprak altında olan ve yıkılma tehlikesi geçiren çeşme, yapılan araştırmalar sonucunda 1984 tarihinde Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Çeşme: günümüzde hemen yanında bulunan kütüphane (eski Aya Yorgi kilisesi) binası ile birlikte, bulundukları meydanın karakteristik özelliklerini yansıtan eserdir. Çeşme kesme taştan yapılmıştır. Tek yüzlü bir çeşmedir. Çeşmenin ön kısmında bulunan doğal taş aynası oldukça yıpranmıştır. Taş aynanın oturduğu tekne de yok olmuştur. Günümüzde çeşmenin suyu akmamaktadır ve musluğu yoktur.

 

MİMAR SİNAN MAHALLESİ

İstanbul Esenler İstanbul Alışveriş Merkezi

İSTANBUL ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Davutpaşa Caddesindedir. 1984 yılında şahıs firması olarak “İstanbul Halı” olarak ticaret hayatına başlayan firma, değişen vizyonu ile 1987 yılında parakende mağazacılık sektörüne girmiştir. Günümüzde: yaklaşık 80 bin çeşit ürün satılmaktadır. En büyük özelliklerinden birisi de, müşterilerine nakit veya kredi kartlı satış yanında, hiç peşinatsız, kredi kartsız ve sözleşmeli ödeme seçeneği sunmasıdır.

 

NENE HATUN MAHALLESİ

 

NENE HATUN ÇEŞMESİ

Aziziye Caddesindedir. Kitabesi yoktur, bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmez. 1999 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Çeşmenin yüksekliği 267 cm, boyu ise 412 cm. dir. Dikdörtgen şeklindedir. Tek yüzlüdür. Küfeki taşından yapılmış, yalak kısmı ise mermerdir. Günümüzde çeşmenin suyu akmamaktadır. Zaten musluğu da yoktur.

 

İstanbul Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi

ÇİFTEHAVUZLAR MAHALLESİ

Çiftehavuzlar Mahallesi, Esenler ilçesinin en eski yerleşim alanlarındandır. Burada yoğun olarak bahçeli, tek, iki ve üç katlı konutlar yoğundur. Çünkü yoğun göç alması nedeniyle bölge çeşitli mahallelere bölünmüştür.

 İstanbul Büyükçekmece gezi yazım için Büyükçekmece

Mardin Yeşilli

Mardin Yeşilli

Yeşilli-Mardin arası uzaklık: 12 km. Yeşilli-Diyarbakır arası uzaklık: 102 km. Yeşilli-Şanlıurfa arası uzaklık: 197 km. Yeşilli-Batman arası uzaklık: 138 km.

GENEL:

İlçe, yeşil bir vadinin içinde mesire yerleriyle ünlüdür. Bahçe kültürü son derece gelişmiş olan ilçede yeşillikler içinde kasırlara rastlamak mümkündür. İlçe yemyeşil bir vadi içinde, mesire yerleriyle öne çıkar. Bahçe kültürü son derece gelişmiştir. Yeşilli denince akla kiraz gelir, çünkü burada oldukça bol kiraz bulunur.

Mardin Yeşilli

GEZİLECEK YERLER

Mardin Yeşilli

 

MOR YAKUP VE MOR KURYAKOS KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Bülbül köyündedir. Köy: il merkezine 10 km ve ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır.

Köy: bağlar ve sulak bahçelerle çevrilidir.

Köyün bir diğer özelliği ise El-Nıhman kalesinin eteklerinde kurulu olmasıdır.

Kalenin sarp kayalıklarında 4 ve 5’nci yüzyıldan kalma, rahiplerin inzivaya çekildikleri kayadan oyulmuş mabetlerin olduğu söylenir. Bunların bir kısmı, bir tek kişinin kalabileceği tarzda küçük yerlerdir.

Eskiden beri Süryani yerleşim alanı olan köyde, 1998 yılında 10 Süryani aile bulunmakta, köyde 5 kilise vardır. Bu kiliselerin yapılış tarihleri kesin olarak bilinmemektedir.

Mor Yakup Kilisesinin kapısında, Süryanice bir yazıtta MS 1856 yılında inşa edildiği yazmaktadır.

Mardin

 Mardin Nusaybin gezi yazımı okumak için Nusaybin