Osmaniye Sumbas

Osmaniye Sumbas

İlçe içinden geçen “Sumbas” çayının ismiyle anılıyor. Bir de, “Fellah” kelimesinin çıktığı bir yer olarak, burası öne çıkıyor. Yol boyunca, kaktüs ağaçları göreceksiniz.

Osmaniye Sumbas

ULAŞIM

Sumbas ilçesi ve Kadirli ilçesi arasındaki uzaklık: 12 km.dir. Osmaniye il merkezine, Kadirli ilçesi üzerinden ulaşım mümkündür. Sumbas ile Osmaniye il merkezi arasındaki uzaklık: 60 km.dir. Sumbas ilçesinin, Adana il merkezine uzaklığı ise: 30 km.dir.

Osmaniye Sumbas

TARİH

Sumbas bölgesi: konumu itibarıyla öne çıkmaktadır. Kapadokya Kilikya geçidinin, yukarı ovadaki ilk duraklarından biridir. Birçok egemenlik, burada üstünlük kurma mücadelesi içine girmiştir. Anadolu’da bulunan birçok uygarlığın izlerine rastlanılmaktadır.

Hititler: MÖ. 1750 yıllarında, Kayseri üzerinden Kilikya’ya inerler. Hitit kralı Tuthalis, Anavarza ve Sumbas bölgelerini ele geçirerek, doğuya yönelir. MÖ. 1750-1190 yılları arasında, bölge Hitit hakimiyeti altında kalır. MÖ. 860 yılında ise, Asurlar egemenliği ele geçirirler.

Kilikyalılar, MÖ.612 yılında, Anavarza’yı, kendilerine başkent yaparlar ve 200 yıl, bu süreç devam eder. MÖ.401 yıllarında, Persler, Kilikya krallığını kendilerine bağlarlar. Ancak: MÖ.333 yılında, Büyük İskender’e yenilince, bölgeyi terk ederler.

MÖ. 100 yıllarında, bölge Romalılar tarafından ele geçirilir. Dana sonraki süreçte: Abbasiler, 750 yılında, burada olan büyük depremin yıkıntılarını tamir ederek, Horasan’dan getirttikleri çiftçi ve mücahit Türkleri buraya yerleştirirler.

Zaten, yöre “Sumbas” ismini, Horasanlı Türklerden almıştır. Çünkü: Sumbas, bir Horasan nehri olan ve Hazar denizine  dökülen Atrek nehrinin bir koludur.

Kutalmışoğlu Süleyman Bey: 1082 yılında, Sumbas ve çevresini topraklarına katar. 1178 yılında, Selçuklular yörede egemen olurlar. Bu egemenlik, 1243 yılındaki Kösedağ savaşına kadar devam eder.

1350 yılında, Dulkadirli Karacay Bey, yörede egemenliği ele geçirir. 1522 yılında ise, Osmanlılar yöredeki egemenliği ele geçirirler.

Evet, tüm tarihi süreç ilerler ve 1992 yılında, yöredeki iki önemli köy birleşerek Belediye teşkilatını kurarlar. Belediye ismi olarak “Sumbas” ismini alırlar. 1996 yılında ise, yöre ilçe statüsüne kavuşur.

 

GENEL

Çukurova’nın kuzeydoğusunda, Orta Torosların güneyindedir. İlçede, Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yüksek kesimler: çam ve meşe ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplıdır. İlçenin ekonomisi: tarım, hayvancılık ve dokumacılığa dayanır.

FELLAH

Osmanlı döneminde, Mısır ülkesinden, Çukurova bölgesine çalışmak üzere, Arap kökenli işçiler getirilir. Bunlar, yerli halka, yani Çukurova yöresinde yaşayanlara çiftçiliği öğretsinler diye, bunların yaşadığı köyler kurulur.

Yörede, çiftçi anlamına gelen “Fellah” ismi, bunlara takılmıştır. Ancak, bu işçiler, yerli aşiretlerin baskıları sonucu, zamanla buralardaki köyleri ve yerleşim yerlerini terk etmişler ve Adana şehrine göçmüşlerdir.

Ancak, onların yaşadıkları bir yerleşim yeri “Araplı” köyü, nahiye olarak günümüzde halen faal.

Osmaniye Sumbas

GEZİLECEK YERLER

Osmaniye Sumbas Kalkan Kalesi

KALKAN KALESİ

İlçenin Esenli-Bağdaş yolunun 15 km. dedir. Kalenin aşağısında: Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari yapı kalıntıları görülmektedir. Roma dönemine ait kuyu, sütun parçaları ve yapı malzemeleri, çevreye dağılmış durumdadır.

Kale ise, bu bölümde, aşağıdan görülmeyen ve çıkılması zor bir kayalık üzerinde yapılmıştır. Sur kalıntısı: yaklaşık 50 metredir.

Ayrıca, kale içinde: 6×6 metre boyutlarında bir yapı kalıntısı görülüyor. Kalenin üzerinde bulunduğu kayalıktan: doğu ve batı geçitleri rahatlıkla görülmektedir.

Osmaniye Sumbas Merkez Camii

MERKEZ CAMİİ

İlçe merkezine bağlı, Karaömerli köyünde, tarihi bir camidir. Caminin, 1900’lü yılların başında yaptırıldığı tahmin ediliyor. 1930 yılında ise, çatısı tamir ettirilmiştir.

2007 yılından sonra, yeniden restorasyon çalışmaları yapılan caminin, tamiratı tamamlandıktan sonra, yeniden ibadete açılacakmış.

Osmaniye Sumbas Çem Kalesi

 

ÇEM KALESİ

Armağanlı köyündedir. İlçe merkezine, 5 km. uzaklıktadır. Yüksek kayalıklar üzerine kurulmuştur. Tepenin batı ve doğu cepheleri, çok dik ve ulaşılması imkansız şekilde, sarptır. Kaleye giriş: kuzeybatı yönündeki burcun solundan, üstü kemerli kapıdandır.

Giriş kapısının sol tarafında, taşa oyularak yapılmış ve oldukça yıpranmış bir kitabe var. Ayrıca: kapının hemen sağ yanında, daire içine oyulmuş, bir de “haç” motifi var. Ortaçağdan kalma olduğu sanılıyor.

Osmaniye Sumbas Kar Deresi Köprüsü-Taş Köprü

KARDERESİ (TAŞ KÖPRÜ) KÖPRÜSÜ

İlçenin kuzeybatısındaki, Kar deresi üzerindedir. Kitabesi bulunmadığından, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, yapının mimari özellikleri incelendiğinde, Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.

Yapım zamanı olarak ise, muhtemelen: 16-17.yüzyıl arası düşünülmektedir. Köprü: iri taşlardan yapılmıştır. Tek ve yuvarlak gözlüdür.

Çeşitli dönemlerde onarılmış olmasına rağmen, günümüzde, orijinal mimari özelliklerini kaybetmiştir. Burada: çok güzel bir alabalık tesisi var. Buralardan yolunuz geçerse, bu alabalık tesisine uğramayı ve alabalık yemeyi sakın ihmal etmeyin.

BAĞDAŞ YAYLASI

İlçe merkezine, 57 km. uzaklıktadır. Stabilize bir yolla ulaşılmaktadır, bu nedenle ulaşım biraz problemli.

Yaylanın etrafı: çam, ardıç, köknar ve sedir ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplıdır.

Alt yapı hizmetleri nispeten yeterlidir. Elektrik, kır kahvesi, bakkal ve bir kısım yayla evi var. Burada, çadırlı kamp kurmak mümkündür.

HİNDAPLI HÖYÜK

İlçe merkezine bağlı Reşadiye köyünde 66 metre rakımda konumludur. Üzerinde tarım yapılan son derece yayvan formlu bir höyüktür. Höyükte yapılan araştırmalarda: son Kalkolitik ve İlk Tunç çağı, MÖ 2 binler ve Demir çağına ait çanak çömlek parçalarının yanı sıra çok sayıda yeşil sırlı seramik kırığı bulunmuştur.

KIZILÖMERLİ HÖYÜĞÜ

İlçe merkezine bağlı Kızılömerli köyü merkezinde 69 metre rakımda bulunan Kızılömerli höyüğünün eski ismi “Frengili höyük” tür. Höyük üzerinde halen kullanılan ve içinde eski Türk mezarları da bulunan bir mezarlık vardır. Höyükte yapılan araştırmalarda: İlk Tunç ve Demir çağlarına ait çanak çömlek parçaları toplanmıştır.

MUSTAFALI HÖYÜĞÜ

İlçe merkezine bağlı Küçükçınar köyünde 78 metre rakımda konumlu olan Mustafalı Höyüğü konik formunu korumaktadır. Eteklerinde tarım yapılan höyükten Son Kalkolitik, ilk Tunç, Orta Tunç çağları, Demir Çağı ve Roma dönemi gibi çeşitli dönemlere ait çok sayıda ve nitelikli pişmiş toprak kap kırıkları bulunmuştur.

NARLI HÖYÜK

İlçe merkezine bağlı Kızılömerli köyünün 1 km batısında, 54 metre rakımda bulunur. Höyük yayvan formdadır ve çok fazla tesfiye görmüştür. Höyükte bulunan taş aletlerin ve çanak çömlek parçalarının en eski örnekleri Kalkolitik çağa aittir. Höyükte ayrıca Tunç çağına, Demir çağına, Hellenistik ve Roma devirlerine ait pişmiş toprak kap parçaları da görülür.

GAVURKÖY NEKROPOLÜ

İlçe merkezine bağlı Alibeyli köyü Gavurköy mevkiinde bulunan Gavurköy Nekropolünde diğer nekropollerde olduğu gibi trapez ağızlı kaya mezarı ve yuvarlak ağızlı kuyu mezarları vardır. Ayrıca, mezar taşlarının yerleştirildiği oyuklar da bulunur.

SAMAİLHÖYÜK

İlçe merkezine bağlı Alibey köyünde, Gavurköy nekropolünün kuş uçuşu 500 metre güneyindedir. Kadirbey-Sumbas ilçesi sınırında, ovanın bitip arazinin yükselmeye başladığı noktada yükselen bir tepedir.

Hiç çanak çömlek kırığı bulunmayan tepenin üzerinde yöre halkının kuyu mezar olarak tanımladığı yuvarlak çukurlar ile özenle işlenmiş blok taşlarla örülü büyücek bir su havuzunu andıran, kare formunda bir başka çukur vardır.

Buranın bir nekropolden öte tepenin hemen arkasında, kuzeyinde kalan Gavurköy nekropolü ile bağlantılı bir Açıkhava kutsal alanı olduğu düşünülmektedir.