Sicilya Kuzeydoğu bölgesi

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi

Sicilya adasının kuzeydoğu bölümünde bulunan tarihi ve turistik özellik taşıyan şehir ve kasabalar şunlardır:

a. Etna dağı
b. Aeolian adaları
c. Messina
d. Catania
e. Taormina

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Messina

MESSİNA

Şehir: Sicilya adasının İtalya anakarasına en yakın bölümündedir ki, aradaki uzaklık yalnızca 3 km. dir. Bu arada, yani Messina ve ana karadaki “Calabria” arasında, düzenli olarak feribot seferleri yapılmaktadır.

Evet: şehrin tarihi süreci incelendiğinde, Yunanlılar tarafından kurulduğu görülür. Stratejik konumu nedeniyle, bir zamanlar, adanın önemli şehirlerinden biri olmuştur. Ancak: 1783 ve 1908 yıllarındaki depremler, II. Dünya Savaşı sırasındaki İtalya’nın en çok bombalanan şehri olması: buranın önemini azaltmıştır. Bu büyük felaketler sonucu yıkılan şehir, yeniden inşa edilmiştir. Bu yüzden, şehirde, tarihi eser bulunmamaktadır.

Şehir

Peloritani dağı eteklerinde kuruludur ve uzun bir sahil şeridine sahiptir. Liman ise: ekonomik, askeri ve turistik açıdan büyük önem taşır. Evet, şehir merkezi kısa sürede yürüyerek gezilebilecek konumdadır.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Taormina Train ride to

Taormina Train ride to

Bu tren yolculuğuna katılırsanız: kırlar, varoşlar ve denizi izleyerek, güzel bir yolculuk yapabilirsiniz.

Mount Etna Ziyareti

Etna: yazının en başında belirttiğim gibi, halen aktif bir volkandır.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi

GEZİLECEK YERLER

Via Vittorio Emanuelle II

Şehrin en önemli caddelerinden birisidir. Caddenin liman boyunca uzanan kısmında, çok sayıda anıtsal bina bulunur.
Caddenin liman girişinde, şehre gelenleri karşılayan, büyük tarihi heykel “Madonnina dei Porto” görülür.

Via Garibaldi

Emanuelle caddesinin hemen arka tarafından, ona paralel uzanır. Cadde: palmiyerle süslüdür. Caddenin üzerinde bulunan yapılar şunlardır: Palazzo Municipale (Belediye Sarayı), Satatua di Messina (Messina Heykeli), Teatro Vittorio Emanuelle (Tiyatro), Chiesa S.Govanni di Malta (kilise), Fountana Nettuno (tarihi çeşme), Museo Regionale (Bölge Müzesi).

Piazza del Duomo

Şehrin tarihi merkezidir.

Messina Katedrali

Katedral: ilk olarak: 1198 yılında yapılmış ve 1908 depremi ve 1943 yılı bombardımanında yıkılınca, yeniden inşa edilmiştir. Katedralin “Astrolojik Saat Kulesi”; 16’ncı yüzyılda , 90 metre yükseklikte iken, depremlerden zarar gördükten sonra 60 metreye indirilmiştir.
Katedralin önündeki “Piazza del Duomo” meydanında: saat tam 12.00’de bulunursanız, saat kulesindeki hareketli figürlerin horoz sesi ile biten hareketlerini izleyebilirsiniz. Gerçekten ilginç, buraya yolunuz düşerse, bunu kaçırmayın. Saat kulesi “II Campanile” olarak isimlendiriliyor. Kulenin sivri tepe ucunda: bir saat bulunuyor. Bu astronomik saat, 1933 yılında Strazburglu bir firma tarafından yerleştirilmiştir ve dünyanın en büyük saatidir.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Fontana d’Orione

Fontana d’Orione-Orion Havuzu

Piazza del Duamo meydanında bulunan bu havuz: 1547 yılında, Bernard Berenson tarafından yapılmıştır. Kendisi Floransalı ve Michelangelo’nun öğrencisidir. Evet, havuz tam katedralin karşısındadır. Depremlerden hasar görünce yenilenmiştir. Üzerinde, dört büyük nehri temsil eden çeşitli heykeller bulunmaktadır.

Piazza dei Catalani

Şehrin diğer bir tarihi meydanıdır.

Santissima Annunziata dei Catalani

12’nci yüzyıl yapısıdır, ancak 1908 depreminde hasar görünce yenilenmiş bir Norman kilisesidir. Kilise önündeki heykel, 1571 yılında, Osmanlılara karşı kazanılan Leponto Zaferini simgelemektedir.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Chiesa dei Catalani

Chiesa dei Catalani

Kilise: Neptün’e adanmış bir pagan tapınak kalıntıları üzerine, 1150 ve 1200 yılları arasında inşa edilmiştir. Kilise, uzun önce, Messina Senatosu tarafından, Katalan tüccarlar loncasına tahsis edilmiş ve bu yüzden, 16’ncı yüzyıldan sonra adının sonuna “Catalani” kelimesi eklenmiştir. Bu yüzden, kilisenin ana girişinin üstüne “Katalonya arması” eklenmiştir. 1908 yılındaki deprem sonrasında, deprem molozları, kilisenin çevresindeki bölüme yerleştirilmiş ve kilisenin zemininin bulunduğu yer ile olan yükseklik farkı ortadan kaldırılmıştır.

Piazza Carducci

Üniversite binaları buradadır. Üniversite: 1548 yılında kuruluş, 1679 yılında İspanyollar tarafından kapatılmış, 1927 yılında yeniden açılmıştır.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Catania

CATANİA

Şehir, adanın ikinci büyük şehridir. Etna dağı ile deniz arasında, yani “su” ile “ateş” arasında bulunur. Bu yüzden, tarihi süreç içinde, şehir sürekli olarak depremler ve Etna yanardağının patlamalarından oluşan, dokuz büyük doğal felakete maruz kalmıştır. Bunlardan, özellikle: 1169-1693 yılı depremleri ve 1669 Etna yanardağı patlaması, büyük hasarlara neden olmuştur.
Bunların doğal sonucu olarak, şehirdeki bütün tarihi binalar olumsuz etkilenmiş ve büyük kısmı tümüyle yıkılmıştır.
Evet: bu şehri yürüyerek gezebilirsiniz. Yürümek istemeyenler için, Piazza del Duomo meydanından kalkan turist otobüsleri tercih edilebilir.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Etna yanardağı

GEZİLECEK YERLER

Piazza Duomo

Şehrin tarihi merkezidir. Meydan: Barok tarzda yapılmış tarihi binalarla çevrilidir.
Catherdale Basilica-Duomo:
Meydanın en görkemli binasıdır. Katedral: 1073-1093 yılları arasında, Roma termal hamamı kalıntıları üzerine, şehrin koruyucu azizi “Sant Agata” için yapılmıştır. Roma termal hamamının kalıntılarının bir bölümü, sergilenmektedir. Katedral: 1693 yılındaki depremde büyük hasar görmüştür ve defalarca yenilenmiş ve genişletilmiştir. Yapı içinde: üç ünlü kişinin mezarı bulunmaktadır ki, bunların en ünlüsü, Catania doğumlu, ünlü müzisyen “Vincenzo Bellini” dir.

Palazzo Del Municipio

Bu eski saray, halen Şehir Meclisi olarak kullanılmaktadır. Yapının girişinde, şehrin korucu azizi olan “Sant’Agata” için, her yıl 3-5 ŞUBAT tarihlerinde yapılan festival için kullanılan tarihi arabalar sergilenmektedir.

Palazzo dei Chierici

Municipio sarayının hemen karşısındadır.

Porta Uzeda-Porta di Carlo V

Kapı: 1696 yılında yapılmıştır ve Etna caddesini, liman alanına bağlar.

Museo Diocesanno

Bir pasaj içindeki müzedir.

Fontana dell”Elefante

Meydanın ortasında, şehrin sembolü olan bu çeşme: 1737 yılında yapılmıştır. Özelliği: pagan ve Hıristiyan unsurları bir araya getirmiş olmasıdır. Heykellerle süslü kaide üzerinde, bazalttan yapılmış bir “fil” ve onun üzerinde, 61 metre yükseklikteki bir granit mısır obeliski bulunur. Obeliskin üstünde, dallar arasında dünya ve haç görülür.

Fontana dell’Amenano

Meydanda bulunan bu havuz ise 1867 yılında yapılmıştır ve yeraltından gelen “Amenano Nehri” suları ile beslenir. Havuzun üstünde bulunan heykeldeki genç: bu nehri simgelemektedir. Çeşmenin arkasında ve dar sokaklarda: her sabah renkli ve canlı bir Pazar olan “Perscheria” pazarı kurulur.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Castella Ursino

Castella Ursino

Çeşmenin arkasında bulunan Via Calogero caddesini takip ederseniz, Piazza Federico di Svevia meydanındaki bu kaleye ulaşırsınız. Kale: 1239-1250 yılları arasında yapılmış, 1500’lü yılların başında yeniden inşa edilmiştir. Kalenin dört tarafında: dört yuvarlak kule görülüyor. Üst katında ise, “Museo Civico” denilen bir müze vardır. Bu müzede, farklı dönemlere ait, üç özel koleksiyon sergileniyor.

Theatro Massimo V Bellini

Victoria Emanuelle II caddesinin kuzeyindeki Via Leonardi caddesi üzerinde bulunan Piazza Bellini meydanındadır. Ünlü müzisyen Vincenzo Bellini adını taşıyan bu tiyatro, 1890 yılında açılmıştır. Gerek dışı ve gerekse içi görülmeye değerdir.

Museo Bellini

Victoria Emanuelle II caddesinin sol yanına doğru yürüyüp, Piazza San Francesco D’assini meydanına vardığınızda, bu müzeyi görebilirsiniz.
Müze, 1930 yılında açılmıştır ve ünlü müzisyen Bellini’nin eşyaları sergilenmektedir.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Etna caddesi

Etna Caddesi

Şehrin en uzun ve en canlı caddesidir. Cadde: Duomo meydanından başlar ve kuzeyde Parco Gioeni’ye kadar uzanır. Açık havada, cadde üzerinde yürürken Etna dağını görmek mümkündür. Caddenin her iki yanı, tarihi binalar ve saraylarla doludur. Cadde, aynı zamanda şehrin alışveriş caddesidir. Ara sokaklarda, yüzlerce mağaza, dükkan ve pastane bulunur.

Villa Bellini

Caddedeki bu park: önceden soylu bir aileye ait iken, 1860 yılında şehir konseyi tarafından aileden satın alınarak halka açılmıştır. Park alanında, iki küçük meydan bulunur ve yüzlerce yıllık ağaçların arasında dolaşmak, büyük bir keyif verir. Park alanında, ayrıca şehrin ünlü kişilerinin büstleri, yürüyüş alanları ve çeşitli yapılar bulunmaktadır.

La Plaja

Catania şehri, oldukça uzun bir sahil şeridine sahiptir. Syracuse tarafında bulunan güney sahili “La Plaja” ismiyle anılır. Kumlu olan bu sahilde, çok sayıda plaj bulunmaktadır.

La Scogliera

Şehrin, Taormina bölgesine yakın, kuzey sahiline ise, La Scogliera ismi verilir. Burada: Etna dağı üzerinden akan lavlar üzerine kurulmuş oteller, villalar görülür. Bu sahildeki plajlar, kayalık ve taşlıktır.

Etna Via

Burası, şehir merkezindeki bir mesire yeridir. Burada: Catanialı aileler, çiftçiler, gençler ve guruplar, özellikle hafta sonlarında yoğunlaşırlar. Siz de burayı ziyaret ederek, bir kafede oturduğunuzda şehir yaşantısını gözlemleyebilirsiniz.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Etna dağı

Etna Dağı gezisi

Catania şehrini ziyaret ettiğinizde, Etna dağını görmek isterseniz: turizm ofislerinden bilgi alabilir ve seyahat acentaları’nın düzenlediği turlara katılabilirsiniz. Çünkü: gerek Sicilya ve gerekse Catania denilince, akla Etna yanardağı gelir. Etna, bu bölge için hem bir felaket, hem de bir verimli lav topraklarıyla zenginlik kaynağı olmuştur. Catania şehrinden, Etna yanardağına çıkan yol: son derece güzel manzaraya sahiptir. Yolun bir bölümünde ise, çok güzel evlerin bulunduğu küçük kasabalar görülür. Etna yanardağına çıktıktan sonra, bu küçük kasabalarda insanların nasıl korkmadan oturduklarına şaşacaksınız.

Evet: Etna dağının, ancak 1800 metre yüksekliğine kadar olan bölümüne araçlar ile çıkmak mümkün oluyor. Bu bölümde: dağdan akan sönmüş lavlarla karşılaşıyorsunuz. Bu simsiyah lavlar arasından fışkıran bitkileri gördüğünüzde ise şaşıracaksınız. Evet: volkanın çevresinde trekking yani yürüyüş yapabileceğiniz yerler olmasına rağmen, tirenle de yanardağ çevresini gezebilirsiniz. Trekking maliyeti olarak, kılavuzlu turlarda, kişi başına yaklaşık 55 Euro ödemek gerekir. Bu yürüyüş turu, hem eğlenceli, hem de güvenlidir. Tur boyunca, buhar ve kükürt kaplı bölgeleri görüyorsunuz. Tur, yaklaşık 5 saat sürüyor. Ancak bu yürüyüşe katılmak isterseniz uygun yürüyüş ayakkabıları ve ceketinizin bulunması gerekir.

Daha yukarı çıkabilmek için: feniküler veya arazi araçları kullanmak gerekiyor. Zaten, Etna dağını gezmek istiyorsanız, tam bir gününüzü buraya ayırmanız şart. Hatta: uygun hava koşullarını beklemek gerektiğini de unutmayın.

TAORMINA

Sicilya adasının en güzel Ortaçağ kasabalarından birisidir. Yalnızca 7000 nüfus barınan şehir, özellikle yaz ve kış dönemlerinde turistler nedeniyle yoğun kalabalıklaşır. Dolayısı ile, günümüzde halen Avrupa’nın en gözde tatil merkezlerinden birisidir.

Kasaba: Tauro dağının kayalık eteklerinde: denizden 200 metre yükseklikte kurulmuştur ve Etna dağı ile İon denizinin muhteşem manzarasına hakimdir.

Corco Umberto

Kasabanın merkezini oluşturur. Kuzeydeki “Port Messina” dan, güneydeki “Port Catania” bölgesine kadar uzanır. Trafiğe kapalı bu caddenin her iki kıyısında: 15’nci yüzyıldan kalma evler görülür. Bu evlerin ilk katlarında, küçük mağazalar, restoranlar ve kafeler görülür. Her biri büyük zevkle döşenmiş bu dükkanlarda, son derece lüks ve kaliteli mallar satılır. Yine bu cadde üzerinde, çok sayıda kilise bulunur. Caddenin ara sokaklarında ise; meyve ağaçlarıyla süslü villalar bulunur.

Piazza V. Emanuele Badia

Caddenin kuzeyinde: “Port Messina” yani “ Messina kapı” geçildikten sonra, bu meydana ulaşılır.

Palazzo Corvaja

Kuleli bu saray: 11’nci yüzyılda, Arap döneminde yapılmış, 14 ve 15’nci yüzyıllarda genişletilmiştir. Bir dönem Sicilya Parlamentosu olarak kullanılan yapı, günümüzde turizm bürosu ve Foklor Müzesi olarak kullanılmaktadır. Yapı: Arap, Norman, Gotik, Katalan ve Chiaromontena sanatının özelliklerini, hep bir arada barındırır.

Santa Caterina D’Alessandria

Sarayın hemen yanındaki bu kilise: buradaki eski bir mabet üzerine, 12 ile 13’ncü yüzyıllar arasında inşa edilmiştir. Kilisenin arka tarafından, 11’nci yüzyılda inşa edilmiş “Odeon” görülmektedir.

Teatro Greco

Corjava sarayının hemen karşısındaki sokaktan girerseniz, adanın ikinci büyük Grek-Roma tiyatrosu olan bu tiyatroya ulaşırsınız. Tiyatro, Helenistik dönemde, yani MÖ.3’ncü yüzyılda yapılmaya başlanmış, ancak Roma imparatorluğu döneminde tamamlanabilmiş ve gladyatör dövüşleri için kullanılmıştır. Yarım daire şeklindeki tiyatroda, günümüzde çeşitli müzik ve tiyatro gösterileri sunulmaktadır. Tiyatrosun özellikle, üst kısımlarına çıkarsanız, muhteşem bir manzara ile karşılaşırsınız.

Villa Communale Duca Colonna Di Cessaro

Hemen tiyatronun alt tarafındaki yamaçlarda bulunan bu park alanında: binlerce çeşit ağaç, bitki ve çiçek bulunur. Park: 19’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Piazza IX. April:

Corso Umberto caddesi üzerindedir. Bu meydanda, ünlü kafe ve barlar bulunmaktadır ki, bunlar arasında “Wünderbar” öne çıkar.

Torre Dell’Orologio

Meydandaki bu saat kulesi: 17’nci yüzyılda yapılmıştır.

Piazza del Duomo

Corso Umberto caddesi üzerindedir. Burada: Ortaçağ ve Rönesans dönemi izleri taşıyan mimari yapılar bulunmaktadır.

San Nicolo Katedrali

Meydanın bu en önemli eseri, 16’nci yüzyılda yapılmış ve daha sonra ilavelerle zenginleştirilmiştir.

Barok Çeşme:

Meydanın ortasında, 1638 yılında yapılmıştır. Çeşme: mitolojik figürlerle süslüdür ve en üstünde, kasabanın simgesi de olan heykel görülür.

Palazzo Dei Duchi Di Santo Stefano

Duomo Meydanı ile Porta Catania arasındadır. Yapı: Norman sanatının en güzel örneğidir. Ancak, Arap etkisinin had safhada hissedildiği bu saray: 13’ncü yüzyılda, İspanyol Dükü’nün konutu olarak inşa edilmiş ve günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiştir.

DİĞER GEZİLECEK YERLER

San Domenico Manastırı

Kasabanın en güzel yapılarından biridir ve günümüzde otel olarak kullanılmaktadır. Yapı: muhteşem manzarası, revaklı avlusu, güzel bahçeleri ve geniş ve şık iç alanlarıyla, ilgi çeker.

Castelmola

Kasabanın dışında, üst tarafta, İon denizinden, yaklaşık 530 metre yükseklikte, Ortaçağ kale kalıntılarının bulunduğu küçük bir köydür.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Aeolian/Lipari Island

AEOLİAN/LİPARİ ISLAND-ADALAR

Bu adalar: Tiren denizindeki volkanik adalar olarak bilinirler. Adalar: özellikle yaz aylarında popüler turizm mekanı haline gelirler ve yıllık 200.000 ziyaretçi çekerler. Adalar: 2000 yılında, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Hatta: Filicudi Cana adası, ada üzerinde bulunan doğal hayatın tehlikeye düşmesi nedeniyle, ziyarete kapatılmıştır. Evet: adalar, 200 yıldır patlama örnekleriyle doludur ve volkanoloji bilim dalına önemli örnekler sağlamışlardır.

Messine şehrinden, bu adalara ulaşmak için, 45 dakika ile, 1 saat 15 dakika arasında bir yolculuk yapmak gerekir. Ada mimarisi: yerel lav ve ponza taşından inşa edilmiştir ve ağırlıklı olarak beyaz badanalı evlerden oluşmaktadır. Yalnızca: Lipari ve Salina adalarında otomobil bulunmaktadır. Adalar arasındaki iletişim: feribotlar ve küçük teknelerle yapılır.

Adalardan en büyüğü: Lipari ve diğerleri ise: Vulcano, Salina, Stromboli, Filicudi, Alicudi, Panarea ve Basiluzzo’dur. Evet, bu ıssız adaların: volkanik kökenli siyah kumlu plajları, yanan kraterleri ve kayalık sahilleri ilgi çeker. Buradaki nakliye işlerinin birçoğu eşekler tarafından sağlanır.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Lipari  Island

LİPARİ ADASI

Adaların en büyüğüdür. Adada yerleşik nüfus az olmasına rağmen, özellikle yaz aylarında turist akını sonucu, nüfus iki hatta üç katına ulaşmaktadır. Ada üzerindeki küçük köyler arasındaki ulaşım için otobüs hizmeti bulunmaktadır. Ancak, adadaki ulaşımın en kolay yolu, scooter kiralamaktır.

Adanın tarihi geçmişinde: 1544 yılında, Barbaros Hayrettin komutasındaki bir Osmanlı donanmasının saldırısı ve sonucunda bütün ada halkının esir alındığı bilinmektedir. 1693 yılındaki büyük depremde ise adalarda yaşayan 140.000 kişi hayatını kaybeder. 1930-1940 yılları arasında ise, Lipari adası, siyasi tutukluların hapishanesi olarak kullanılmıştır.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Lipari Island

Evet, Lipari adası, Sicilya adasına 30 km. uzaklıktadır. Ada üzerinde bulunan volkan: halen aktiftir. Son patlamalar, MS.5’nci yüzyılda meydana gelmiş ve adanın Roma köyleri, volkanik küllerle kaplanmıştır. Bu volkanik patlamalar sonucunda: ada pomza ve obsidyen ile kaplıdır. Zaten: pomza madenciliği, adanın en büyük endüstrisi haline gelmiştir. Ancak, UNESCO tarafından, günümüzde bu madencilik faaliyetleri yasaklanmıştır. Ama yine de Pomza ocaklarının, dağlarda büyük bir ısırık almış gibi görüntü yaratması, günümüzde de ilginç görünümler ortaya sunmaktadır.

Adanın sahilleri: vahşi ve kayalıktır. Sahillerdeki büyük kaya kütleleri ve deniz, olağanüstü manzaralar oluştururlar. Plajlara: araba ile ulaşılamaz, sezonda limandan tekne ile ulaşılabilen plajlara, istenildiğinde yürüyerek de ulaşılmaktadır.

Ada üzerinde: ana şehir dışında, 4 köy bulunur. Bunlar: batıda: Quattropani, kuzeybatıda: Acquacalda, kuzey kıyısında Canneto ve doğu kıyısında Lipari.

Lipari Şehri

Adanın ana şehridir.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Lipari şehri
Akropolis

V Charles: 1556 yılında, antik Yunan surları üzerine, büyük surlar inşa ettirerek, güçlü bir kale oluşturmuştur. Duvarlar bugünde hala ayakta durmaktadır. Eski şehrin kalbidir.

Lipari Catherdal

Kont Roger tarafından inşa ettirilen katedral: Aeolian adaları koruyucu azizi San Bartolo’ya adanmıştır. Katedral: antik Norman binasına yeniden inşa edilmiştir. Katedralin içinde: St. Bartholonew’in gümüş bir heykeli ve 17’nci yüzyıldan kalma bir resmi görülür.

Piskoposlar Sarayı

Katedral ve müze evin sağ bölümünde bulunan yapı, 18’nci yüzyılda inşa edilmiştir ve zengin freskleriyle ilgi çeker.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Aeolian Arkeoloji Müzesi
Aeolian Arkeoloji Müzesi

Müze: adalardaki insanlık tarihinin geçmişinin izlerine ait objeleri bulundurmaktadır. Bunlar: Volkanoloji ve deniz geçmişini izah edecek şekilde Paleontoloji bölümü olarak ikiye ayrılır. Müze sergileri, Neolitik çağdan günümüze kadar olan 27 bölümden oluşur. Özellikle; “bothros” ve “Acropolis” bölgeleri üzerinde bulunan “Aeolus türbesinden gelene adak çukuru ilgi çekmektedir. Ayrıca: müzede, yine pişmiş bazı seramik heykeller görebilirsiniz. Müzenin bahçesinde ise: lav taşından oyulmuş ve Yunan-Roma mezarlarında ölülerin adlarını taşıyan tabutlar ve mezar stelleri görülür. Müzenin volkanoloji bölümünde: takımada jeolojisi, şaraplar ve yerel ürünlerin üretimi gibi bölgenin diğer doğal kaynakları tanıtılır.

Carasco

Burada, Sicilyalı soylu Marco del Bono tarafından, 1960 yılında bir site inşa edilmiş olup, adanın en iyi sitesidir. Havuzda değil de, denizde yüzmek isterseniz: bir uçurumun aşağısında bulunan iskeleye inerek, denize girebilirsiniz. Burada bulunan tüm odalar deniz manzaralıdır ve büyük teraslar ve havuz başında iyi bir restoran bulunmaktadır.

VULCANO ADASI

Tüm volkanların adı, bu adaya verilmiştir.
Bu ada: sürekli yanan volkanı, denizin ortasında köpüren suları, yukarıdaki sıcak çamur banyoları ile ilgi çekmektedir. Özellikle: sigara gibi tüten, ana krateri meşhurdur.
Ancak: adada bulunan küçük kasaba: dikkatsiz şekilde gelişmiştir. Vulcanello burnu üzerinde, lüks oteller bulunur.
Evet: bu adayı ziyaret ederseniz, kükürt kaplı olması nedeniyle, çürük yumurta kokusuna bir nebze olsun alışmanız gerekir. Bu kötü koku, iştahı da kapatıyor. Zaten: krater yolunda, volkanik gazların solunmasının tehlikeli olduğuna dair uyarı işaretleri bulunuyor. Bu işaretler, ada merkezindeki yerleşim yerinin, hemen 1 km. dışında başlamaktadır.
Eğer: adanın merkezindeki volkana tırmanmak isterseniz, rehberli turlara 3 euro ödemeniz ve uygun bir yürüyüş ayakkabınızın bulunması gerekir. Yürüyüş, yani tırmanış, 1 saatten az sürer.
Adadaki çamur banyoları ise: limana birkaç dakikalık yürüyüş mesafesindedir. Çocukların, çamur içinde oynamalarına izin verilmez.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Salina adası

SALİNA ADASI

Santa Marina Salina: şık butikleri, ana limanı ve gıda mağazaları ile ilgi çekmektedir. Ana caddede bulunan 19’ncu yüzyıl yapımı evlerin zemin katlarında, dükkan ve mağazalar bulunur.
Ada geçmişinde, bir göç olayı yaşanmıştır. Adada yapılan bağcılık sonucu, Malvasia şarabı üretilirken, filoksera nedeniyle, bağlarda bulunan üzümlerin yüzde 90’lık bölümü yok olunca: 1890 yılında, ada halkı tüm servetini kaybeder ve topluca Avustralya’ya göç ederler.

Takip eden süreçte, bölgede bağcılık ve şarap üreticiliği gelişmiştir. Yerel şarapların lezzetine bakarak satın alabileceğiniz yerler var.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Salina adası

Evet: Salina yeşil ve verimli toprakları, 400 farklı türden bitkileri ve ikiz volkanları ile tanınır ve bilinir. Ada üzerinde sürekli yerleşik 2500 kişi bulunur. İkiz volkanlar, 965 ve 860 metre yüksekliktedirler.

Adada iki tane müze bulunuyor. Bunlardan Göç Müzesinde: göç hikayesi ve Lingua Etnografya Müzesinde ise ada halkının yaşamına ait objeler sergilenmektedir.
Evet, bu adayı ziyaret ederseniz: taşlı plajlarda güneşlenebilir veya ünlü “Da Alfredo” barda zaman geçirebilirsiniz.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Salina adası

Adanın en yüksek tepesi olan “Fossa Felci” ye tırmanmak isterseniz: ilkbahar ve sonbahar ayları, en uygun zamandır. Çünkü: yazın çok sıcaklarda ve kışın ani fırtınalar çıkabilmektedir. Adanın güneyinde: siyah kumlu plajlar bulunuyor.

Sicilya Kuzeydoğu bölgesi Panarea adası

PANAREA ADASI

Özellikle, Ağustos ayında Panerea adası muhteşem güzel olmaktadır. Ama yüzmek istiyorsanız, muhtemelen ilkbahar ve sonbaharda gelmelisiniz. Bu dönemde en büyük güzellik, ada çevresinde yapılan tekne gezileridir. Oteller, genellikle oldukça pahalıdır. Bu nedenle, Avrupa’nın jet sosyetesi buraya gelmektedir. Özellikle “Hotel Raya” adanın en muhteşem lüks oteli olarak bilinir. Düşük sezonda ise, burası tamamen ıssızlaşır ve güzel yürüyüşler ve eşsiz yüzme olanakları sağlar.
Zammara koyu: altın kumlu plajı ile bilinir. Buraya ulaşmak için, 40 dakikalık bir yürüyüş yapmak gerekir. Cala Junca köyünün diğer tarafında ise, 20 dakikalık bir yürüyüş ile, kükürt lekeli ve buhar çıkan kayalıkları görebilirsiniz.

Sicilya Güneydoğu bölgesi

Sicilya Güneydoğu bölgesi

Sicilya adasının güneydoğu bölümünde, turistik özellik taşıyan yerleşimler şunlardır:

a. Ragusa
b. Syracuse
c. Noto

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa

RAGUSA-RAUSA

Şehir: MÖ.2000 yıllarında ilk yerleşimi görmüşken, 1693 depreminden sonra: Barok mimari stil kullanılarak yapılan yeni binalarla yeniden inşa edilmiştir. Bunun ardından ise, çevresindeki 7 belde ile birlikte, 2002 yılında, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek, koruma altına alınmıştır. Evet: burayı ziyaret ederseniz söylediğim gibi, UNESCO tarafından koruma altına alınmış, muhteşem mimari yapıları görebilirsiniz.

Evet: ilginç bir şehirdir. Çünkü: dağların yamaçlarına, yüksek tepelere kurulmuştur. Dolambaçlı sokaklardan, merdivenlerden, dar yollardan ilerleyerek şehir gezilebilir ve söylediğim gibi bu geziniz sırasında, Ortaçağ döneminden kalma, Barok, Gotik ve Rönesans dönemi izlerini taşıyan mimari yapılar görebilirsiniz.

Bunun dışında, buraya giderseniz, muhteşem bir manzara da sizi bekliyor. Ama yürümeyi sevmiyorum diyorsanız, Ragusa şehrinde, turistik bir tren var. Bu tren: Ragusa Ibla çevresini dolaşıyor. Şehir girişindeki otoparkta başlayan tur, şehir merkezindeki birçok tarihi-turistik yeri gezerek dolaşır. Yürümeyi sevmeyenler için uygun olabilir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa

Şehir

adanın güneyinde “Monti İblei” dağlarının güney eteklerinde iki derin vadi arasında bulunan bir geniş tepe üzerinde yerleşmiştir ve 2 kısımdan oluşmaktadır.

1. Ragusa Superiore-Yukarı Ragusa
2. Ragusa İbla.

Şehrin rakımı ise: 385-635 metre arasında değişmektedir. Bu yüzden, İtalya ülkesinde, en yüksek rakımlı beşinci şehirdir. Denizden uzaklık ise, 20 km. dir. Şehirde, tarım ve turizm yanında, sanayi de bulunur. Bu yüzden, Ragusa, Sicilya adasının diğer şehirlerine nazaran daha zengindir. Sanayi yanında, Akdeniz’in en güzel mavisini burada bulmak mümkündür. Zaten: Ragusalılar, deniz kıyısını yasalarla koruma altına almışlar ve deniz kıyısında konut yapımına izin vermemişlerdir.

Şehrin diğer bir coğrafi özelliği: Avrupa kıtasının burada bittiği ve Afrika kıtasının başladığı nokta olmasıdır.

Şehirde: lezzetli “ricotto” şarapları üretilmektedir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa Superiore

RAGUSA SUPERİORE

Bölgenin en önemli anıtı: katedraldir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa Battista Katedrali

Battista Katedrali

Bu bölgenin en muhteşem anıtıdır. Buradaki ilk kilise: Ortaçağ kale duvarları altında, batı kesimde yapılmıştır. Ancak, 1693 depreminde yıkılınca, 1718-1778 yılları arasında bu yapı inşa edilmiştir. Yapının cephesi: üç portalı, oymaları ve tipik cephesiyle, Sicilya Barok tarzını simgelemektedir. Yapının kubbesi: 1783 yılında yapılmıştır ve 20’nci yüzyıla kadar bakır levhalar ile kaplıdır. Yan şapel ise, 19’ncu yüzyıl yapısıdır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa İbla

 

Sicilya Güneydoğu bölgesi Ragusa İbla

RAGUSA İBLA

Burası: diğer bölgeye nazaran daha yüksek bir tepe üzerinde, eski Ortaçağ döneminden kalma plana göre restore edilmiş, eski “Patro” mahallesi bölgesinde, 18’nci yüzyılda yeniden kurulmuş bir bölgedir.
Burada: Barok mimari stilin etkin olduğu, birkaç saray ve kilise bulunmaktadır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi

Ragusa Superiore ve Ragusa Ibla arasında: bunları birbirine bağlayan dar bir sokakta bulunan “Santa Maria” kilisesi ilgi çekmektedir. Bu kilisenin orijinal Gotik şeklindeki yarısı: 1693 yılındaki depremde zarar görür ve bunun üzerine zarar gören bölüm, Barok tarzında yeniden yapılır. Yani, kilise yapısının bir kısmı Barok, diğer kısmı Gotik mimari özellik taşımaktadır. Kilisenin şapelinde ise Rönesans etkisi görülür ve içinde ise, 18’nci yüzyıl Sicilyalı ressamların resimleri görülür.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Syracusa

SYRACUSE-SİRACUSA

Burası, küçük bir sahil şehridir ve MÖ.8’nci yüzyılda, Yunan kavimleri tarafından kurulmuştur. Bir ara, Sicilya adasının başkentliğini yapmış, adanın bütün dönemlerine ve medeniyetlerine şahitlik yapmıştır. Bu nedenle, bu şehirde, her döneme ve kültüre ait tarihi eserlere rastlanır.

Özellikle: şehrin Yunan kökenli tarihi, kültürü, amfileri, mimarisi ve büyük matematikçi ve mühendis Arşimet’in burada doğmuş olması ilgi çekmektedir. Hatta: Yunanlı Cicero: burayı “Yunan şehirlerinin en güzel yerlerinden biri olarak” nitelendirir. Ancak: ada, Roma ve Bizans imparatorluğunun eline geçince, şehrin önemi yavaş yavaş azalır ve Palermo şehri, Sicilya Krallığının en önemli şehri haline gelir.

Şehir: adanın güneydoğu köşesinde, Syracuse körfezi ve İyon denizi kıyısındadır. 125.000 kişilik bir nüfus bulunmaktadır.

Şehirde, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınan yapı: “Pantalica Nekropolü”dür.

Pantalica

Pantalica: Syracuse’nin 33 km. kuzeydoğusundadır.

Nekropol

Necropol, Pantalica nehri vadilerindedir ve Sicilya’ya MÖ.5000 yıllarında gelenler tarafından yapılmıştır. Nekropol: kanyonlarla çevrili bir plato üzerindedir. Anapo vadisi boyunca uzanan antik yol boyunca, 10 km. lik mesafe geçmek gerekir.
Pantalica nekropol bölgesinde, taş ocaklarında kayaya oyulmuş 5000 den fazla mezar bulunmuştur. Bu mezarların çoğu: Bizans dönemine aittir ve MÖ.7 ile MS.13’ncü yüzyıllar arasındaki döneme aittir. Nekropol: kazılmış ve çıkarılan nesneler Syracuse Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Bunlar arasında: iskelet kalıntıları, seramik ve Bizans dönemine ait metal ve altından oluşan bir hazine bulunmaktadır.

Tapınak

Burası, Bizans döneminde bir kilise, Arap döneminde ise cami olarak kullanılmış dini bir yapıdır.

Acradina

Burası, bir zamanlar Syracusa şehrinin merkezi olarak kullanılmıştır.
Günümüzde modern bir görünüme sahip bu bölgede çeşitli tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Ancak, tarihi eserlerin birçoğu apartmanların altında kalmıştır. Kazılarda bulunan binlerce parça eser ise, üç bölüm halinde “Arkeoloji Müzesinde” sergilenmektedir.
Bugün, burada merkez otobüs terminali bulunmaktadır. Ayrıca: “Piazza Marconi” denilen bir meydan vardır ve şehirlilerin buluşma yeridir. Piazza Marconi meydanının sağındaki demiryolu hattı geçildikten sonra ise, batıya doğru yürürseniz, bu kez “Romano” olarak bilinen bölgedeki MÖ.1’nci yüzyıla ait Roma sitesine ulaşırsınız. Burada: dikmeli sütunlarla çevrili küçük bir tiyatro bulunur. Oditoryumun büyük bölümü de sahne arkasında, yüksek bir kaide üzerinde bir sunak olarak kalmıştır.

Epipolai

Burası, Syracuse antik kendinin kuzeyindeki en büyük ilçe olmasına rağmen, günümüzde tamamen ıssızdır ve kalker bir plato üzerinde, üçgen şeklindedir. Bu plato üzerinden ikmal yolu geçtiğinden, MÖ.400 yılında, Dionysos I tarafından, burası tahkim edilmiş ve 6 km. lik bir sur duvarı yaptırılmıştır. Kayıtlara göre, duvarın yapımında 60.000 kişi çalışmıştır.

Eurialo kalesi

1.5 hektarlık alana yayılan kale, Yunanlılar zamanından kalan en büyük tahkimat olarak dikkati çeker. Kalenin duvarları, MÖ.402-397 yılları arasında, Dionysios döneminde yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda, kale, MÖ.3’ncü yüzyıla kadar, askeri gereksinimleri karşılamak için yenilenmiştir. MÖ.213-212 yıllarında, Siracusa şehri Romalılar tarafından kuşatıldığında, dev aynanın güneşi yansıtarak düşman filosunun yelkenlerini ateşe vermesi için Arşimet burada çalışmalar yapmıştır.

Antiquarium

Kalenin girişinde, batı bölümünde: kayalara kazılmış üç mezar bulunuyor. Onların arkasında ise, beş büyük kule tarafından korunan ana kale bulunur. Doğu kesimindeki Bizans duvarlarının arkasında ise, birkaç su kuyusu görülür. Ayrıca: birliklerin düşman tarafından tespit edilmeden geçebilmeleri için yer altı geçitleri vardır.
Buradan: Syracusa ve Porto Grande Limanlarının muhteşem görüntüsünü izlemek mümkündür.

Megara Iblea

Burası: antik “Megara Hyblaea” şehridir ve günümüzde Syracuse şehrinde Mgara-Giannalena istasyonunun 10 km. kuzeyinde, Siracusa’nın ise 21 km. kuzeyindedir.
Megara: Sicilya adasının en eski Dorian kolonilerinden birisidir. Atina yakınlarındaki Megara bölgesinden gelen göçmenler tarafından kurulmuştur. MÖ.350 yılında buraya yerleşim başlamıştır. MÖ.214 yılında, Romalı Marcellus’un bölgeyi ele geçirmesinin ardından, yerleşim sona ermiştir.
Antik şehir: 1872-1889 yıllarında Fransız arkeologlar tarafından kazılmıştır. Buradaki kazılarda elde edilen objeler: Antiqurium’da sergilenmektedir. Bunların başlıcası: iki bebek emziren bereket tanrıçası heykelidir.
Günümüzde burada: bir çevre duvarı, iki antik tapınak, rıhtım tesisatı ve iki Nekropol bulunur.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Syracusa Old Town

OLD TOWN

Şehrin bu eski bölümünde: çekici balkonlar, dar ve dolambaçlı sokaklar ve eski evler, saraylar bulunur.

Piazza Pancali

Ponte Nuovo geçişi, buraya ulaşmayı sağlar.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Syracusa Temple of Apollon

Temple of Apollon

Burası: 1938-1943 yılları arasında kazılmıştır. Tapınak: MÖ.570 yılında yapılmış, eski Dorik stilindedir. Oluşturucunun belirttiğine göre: Apollona ithaf edilmiştir. Daha sonraki yıllarda ise, Bizans kilisesi, İslam camisi, Norman Kilisesi ve İspanyol kışlası olarak kullanılmıştır.
İlk yapıldığı dönemden ise: yalnızca cella duvarının bazı kısımları ve bazı sütunlar kalmıştır.

Piazza Archimede

Meydanın güneyinde: 18’nci yüzyılda yapılan Palazzo Gargallo, 15’nci yüzyılda yapılan Palazzo dell’Orologio, 15’nci yüzyıldan kalma Palazzo Lanza-Bucceri ve 1928 yılında yapılan Palazzo del Banco di Sicilia bulunmaktadır. Montana Via’nın kuzeyindeki saray ise, 1398 yılından kalmadır.

Dom Santa Maria dele Colonne

Burada bulunan binalar, 17 ve 18’nci yüzyıllardan kalmadır. Bunlar arasında dikkati çekenler: 1618-1751 yılları arasında yapılan Piskoposluk sarayı, 1695-1703 yılları arasında yapılan Santa Lucai alla Badia kilisesi, 1788 yılında restore edilen Palazzo Beneventano del Bosco ve 1633 yılında yapılan Palazzo del Senato bulunmaktadır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Syracusa Katedrali

Syracuse Katedrali

MÖ.9’ncu yüzyılda yapılan katedral: eski tarihli bir “Siculi Tapınağı” ve MÖ.480 yılında yapılan “Athena Tapınağı” üzerine MS.640 yılında Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir. 480 yılındaki tapınak, Kartacalılara karşı yapılan savaşta kazanılan zafer anısına yapılmıştır. MS.7’nci yüzyılda, Bakire Athena için yapılan bu tapınak, Meryem Ana’ya adanmış bir kilise haline getirilir. Böylece orta nef kaldırılır ve bütün bina tersine edilir. Eski doğu girişi kapatılır, batı tarafından giriş yapılır.

Arap döneminde cami, Norman döneminde kilise olmuş, sonra yenilenmiş ve eklemeler ile günümüze kadar gelmiştir. 1693 yılındaki depremden sonra, canlı bir Barok cephe ve mükemmel açık sütunlu bir revak inşa edilir. 1927 yılındaki restorasyonda ise, yeni eklemeler yapılır. Ancak: bu restorasyonda: 1517 yılında yapılan ahşap tavan, 12’nci yüzyıl Norman dönemi yapımı yedi küçük bronz aslan tarafından desteklenen yazı, 1659 yılı yapımı yüksek sunak ve 1653 yılı yapımı kutsal şapel muhafaza edilir.
Katedralin sağındaki şapel: St. Lucia’ya adanmıştır. Burada bulunan ve 1204 yılında Venedik’ten getirilen kutsal emanetler, yakın zaman öncesinde Venedik-San Geremia kilisesine geri götürülmüştür.

Fonte Arethusa

Syracuse Katedral meydanında, papirus sazlarla çevrili ve denize yakın bir gölet bulunmaktadır. Evet, Syracuse şehri ve çevresinde, Mısır’a özgü bir bitki türü olarak bilinen “papirüs” yetiştirilmektedir. Avrupa’nın en büyük papirüs alanı, şehirdeki bu bölgede Cianne nehri çevresindedir. Bu bitki, bir zamanlar, Mısır Firavunu Prolemy II tarafından buraya gönderilmiş ve kağıt yapımında kullanılmıştır. Günümüzde de şehirde bir “Papirüs Müzesi” bulunmaktadır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Syracusa Castello Maniace

Castello Maniace

Adanın en uç noktasında, güney uçtadır.
Kale: 1239 yılında yapılmış ve daha sonraki süreçte ise yenilenmiş ve değiştirilmiştir. Kalenin bulunduğu alanda, daha önce, tanrıça Hera için yapılan bir tapınak, onun üzerinde ise, özel bir konutun ve daha sonra ise Bizanslıların yaptığı duvarların bulunduğu söylenir.
Kalenin bulunduğu bölgedeki ara sokaklardan, adanın diğer sahiline çıkmak mümkündür. Sahilde uzanan cadde üzerinde yürürseniz, Porto Piccolo denilen limana ulaşırsınız. Kalenin mermer giriş kapısı civarındaki iki antik bronz koç kaybolmuş olup, bunların bir benzeri Palermo Arkeoloji Müzesindedir.

Foro İtalico

Burası ziyaretçiler için güzel bir yürüyüş yeridir ve ağaçların altında piknik yapılabilmektedir. Burada, şehir surlarının kalıntıları görülebilir.

Porta Marina

Syracuse şehrinin kuzeyindedir ve 15’nci yüzyılda yapılmıştır. Burada, bir de 1501 yılı yapımı, Santa Maria dei Miracoli kilisesi bulunuyor.

Palazzo Bellomo

Capodieci Via boyunca yürüdüğünüzde, buraya ulaşmak mümkündür. Burada, önemli bir bina bulunur ve zemindeki orijinal bina, 1250 yılı yapımıdır. Üst katta: 15’nci yüzyıl Katalan etkileri görülen, ince sütunlar ile üçlü pencereler bulunur. İç avlu, açık bir salon düzeni, açık bir merdiven bulunur.

Galleria Regionale

Palazzo Bellmo meydanındaki bu galeride: heykeller, resim ve el sanatları ile antik eserler sergilenmektedir. Zemin katta: 16’ncı yüzyıldan kalan heykeller görülür. Üst katta ise, 18’nci yüzyıldan gelen önemli eserler bulunur.

PİAZZA SANTA LUCİA

Burası; ağaçlar ve yeşilliklerle çevrili bir meydandır. Söylenenlere göre: St Lucia, hasta annesi ile beraber 17’nci yüzyılda, Syracuse koruyucu azizinin türbesine ziyarete gider ve annesinin iyileşmesi için dua eder. Bu ziyaret yeri olan sekizgen türbe, 17’nci yüzyılda yapılmıştır. Onun kuzey ucunda, aynı adı taşıyan kilise görülür. Günümüzde, türbe ziyaret edilebilmektedir ve hatta her yıl 13 ARALIK günü kutlamalar yapılır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Piazza Santa Lucai

Santa Lucia

Burası, 12’nci yüzyılda inşa edilmiş bir bazilikadır. 6’ncı yüzyılda St Lucia burada öldürülmüş ve bunun anısına buraya bir kilise inşa edilmiştir, ancak bazilika, bu kilisenin üzerine yapılmıştır. Eski kiliseden günümüze, batı uçtaki gotik bina kalıntıları kalmıştır.

Piazza Vittoria

Piazza Santa Lucia kuzeybatısında, geniş arkeolojik kazı alanı ve Piazza Vittoria bulunmaktadır. Burada, yani arkeolojik kazı alanında çıkarılan, Demeter adak hediyeleri, günümüzde, Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Piazza Santa Lusia Santuario della Madonna dele Lacrime

Santuario della Madonna dele Lacrime

Arkeoloji Müzesinin kuzeyindedir. 76 metre yükseklikte olması amaçlanmıştır. 1953 yılında dikilen bu alçıdan heykel, Enrico Castiglioni tarafından yapılmıştır. Alçı heykelin, birkaç kez ağladığı söyleniyor.

Cyane-Zeus Tapınağı

Sicilya Güneydoğu bölgesi

Cyane

Şehir merkezinin 7 km güneybatısındadır ve tekneyle veya araçla gidilebilir. Burada: her yıl, eski Syracusans Persephone ve Cyane onuruna, bahar şenlikleri düzenlenir. Çünkü: efsaneye göre: Bahar perisi Cyane: Demeterin kızı Persophonenin, Hades tarafından kaçırılmasına engel olur ve yer altı Tanrısı tarafından bir yay haline getirilir.
Evet, burası aynı zamanda “Ciane” nehrinin kaynağıdır. Burada, vahşi papirüs yatakları bulunur.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Zeus Tapınağı

Zeus Tapınağı

Zeus Tapınağı: Ciane nehrinin hemen güneyindedir.
Buradaki Zeus Tapınağı: MÖ.560 yılında inşa edilmiştir. Syracuse şehrindeki Apollon Tapınağına benzer. Tapınak: MÖ.480 yılında, Kartacalılar üzerinde kazanılan zaferin anısına, Olympieion Zeus için, bir şükran hediyesi olarak yaptırılmıştır.

Villa Landolina

Syracuse şehrinde kıyıda bulunmaktadır. Park alanı: MÖ.735 yılında, şehirdeki korunaklı liman alanında Yunanlılar tarafından kurulmuştur.
Bu park alanı içinde bulunanlar:

Museo Archeologico Regionale Paolo Orsi

Müze: Villa Teocrito parkı içindedir. Giriş ücretlidir, yetişkin 4 Euro.
Palermo şehrindekinden sonra adada bulunan ikinci en önemli arkeoloji müzesidir. Müzenin koleksiyonlarında: erken Hıristiyanlık ve Bizans dönemi eserleri bulunur. Müzenin üst katında: Yunan, Roma ve Erken Hıristiyanlık dönemi objeleri sergileniyor. Buranın en önemli eserleri: Augustus ve Adelphia lahitleridir.
Müze binası: Franco Minnisi tarafından tasarlanmış olup, tuğla ve cam yapıdır. 1988 yılında ziyarete açılmıştır.

İngiliz Mezarlığı

Çevre duvarının arkasında, müze girişinin önündeki patika çıkıldığında, mezarlık görülür.
Burada: Napolyon’a karşı yapılan savaşta ölen İngiliz denizci askerleri bulunmaktadır. Ayrıca: yine burada, 1835 yılında Kont Landolina’nın konuğu iken ölen August Von Platen adını taşıyan bir Alman şairin mezarı ve bir büstü bulunmaktadır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Arethusa kaynağı

Arethusa kaynağı

Parkın güneyinde, yarımada üzerinde tatlı su kaynağıdır. Zaten, bölgenin ilk yerleşimcilerinin burayı tercih etmesinin en büyük sebebinin, bu tatlı su kaynağı olduğu söylenir. Su kaynağının çevresinde, vahşi Papirus bitkileri görülür.

Arkeoloji Alanı

Bu arkeoloji alanı: parkın hemen yakınında, MÖ.360-315 yılları arasında inşa edilmiştir.

 

Catacombe San Giovanni Evangelista

Burası: Roma döneminde ilk Hıristiyanların gömüldüğü, yer altı galerileriyle birbirine bağlanmış, yüzlerce odadan oluşan bir mezar alanıdır. Bunlar: Acradina kenar boşlukları boyunca, Neopolis içine yerleştirilmişlerdir.

Santuario Madonna dele Lacrime

Parkın hemen karşısında, şehrin her yerinden görülen konumda bulunan bu kilise: koni şeklinde ilginç bir tasarıma sahiptir. 1953 yılında Meryem Ananın Heykelinin gözünden aktığı söylenen yaşların anısına; 1966-1994 yılları arasında burada inşa edilmiştir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Roma Gymnasium

Roma Gymnasium

Muhtemelen MS.1’nci yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Bu anıtsal kompleks, çeşitli yapılardan oluşur. Sunak önünde tapınak kalıntıları ve bir tiyatro görülür.

NEOPOLİS BÖLGESİ

Burası da önemli tarihi eserlerle doludur. Burada: tarihi eserleri sit alanı içine almak için bir park oluşturulmuştur.

Parco Archeologica della Neopolis

1955 yılında oluşturulan park alanına ulaşmak için, hafif meyilli olan “Viale Paradiso” caddesini takip etmeniz gerekir. Parka girince, bilet gişesinden sonra: iki yolla karşılaşıyorsunuz. Aşağıya giden yolu takip ettiğinizde: bir bölgeye ulaşıyorsunuz.

Latomie del Paradiso

Burada: taş ocakları bulunuyor. Bu bölgedeki taş ocaklarından çıkarılan taşlar, yüzyıllar boyunca şehirdeki tarihi eserlerin yapımında kullanılmıştır. Ayrıca: yine bu bölgede bulunan karanlık ve nemli mağaralar, bazı tarihi dönemlerde hapishane olarak kullanılmışlardır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Orecchio di Dioniso

Orecchio di Dioniso

Bu mağara: en ilgi çekici mağaradır. Mağaranın girişi, 66 metre uzunluğunda, 23 metre yüksekliğinde, bir kulak şeklindedir. Söylenenlere göre: Şarap tanrısı Dionysos: mağaranın muhteşem akustiği sayesinde, mahkumların tüm konuşmalarını duymuş ve ona göre hareket etmiştir. Evet, burası şehirdeki binalar için taş sağlanan bir taş ocağı olarak uzun yıllar kullanılmıştır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Teatro Greco

Teatro Greco

Park alanı içinde, gişenin bulunduğu yere geri dönüp, yukarı giden yolu izlerseniz, buraya ulaşırsınız. Burası, Yunan tiyatro sanatının en önemli örneklerinden birisidir. Sicilya’da en büyük tiyatro binasıdır. 15.000 seyirci kapasitelidir.
MÖ.5’nci yüzyılda yapılmıştır. Romalılar döneminde, burada gladyatör dövüşleri düzenlenmiştir. Günümüzde ise, yaz akşamlarında burada klasik müzik konserleri düzenlenmektedir. Tiyatronun üst tarafındaki terasta ise: mağara içinde küçük bir şelale ve onun sularının biriktiği bir havuz görülür. Terasın diğer yanı ise mezar alanıdır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Amfiteatro Romano

Anfiteatro Romano

Burası park alanı dışındadır. Kendi türünün en büyük örneklerinden birisidir. MS.3’ncü yüzyılda yapılmıştır. Taş işçiliğinin önemli eserlerinden olan bu tiyatro, Romalılar tarafından yapılmış ve gladyatör dövüşlerinde kullanılmıştır. Tiyatronun hemen yan tarafında ise: yine ünlü muhteşem bir yer vardır.

Hieron II

Burası: tiyatronun yan tarafında 400-450 boğanın aynı anda kurban edilebildiği bir altar yani sunaktır. MÖ.225 yılında inşa edilmiştir.

NECROPOLİS GROTTİCELLE

Neopolis Arkeoloji Parkının kuzeyindeki bölgedir.

Archimede Mezarı kalıntıları

Bu mezarın, ünlü bilim adamı “Archimed” e ait olup olmadığı kesin değildir. Ancak: mezarın, onun ölümünden 200 yıl sonra Romalılar tarafından yapıldığı söylenir. Çünkü: Archimet: Syracuse şehrinde doğmuş, burada yaşamış ve suyun kaldırma kuvvetini bulan bilim adamı olarak tarihe geçmiştir.
Roma kuşatması sırasında yaptığı mekanik düzenekle, Romalıları güç durumda bırakmış ve söylenenlere göre, aynaları kullanarak, Roma donanmasını yakmıştır. Ancak, Archimet: MÖ.212 yılında, şehrin Romalılar tarafından teslim alınması sırasında, bir Romalı asker tarafından öldürülmüştür. Ünlü bilim adamının anısına, şehrin çeşitli yerlerine onun adı verilmiş ve adı yaşatılmaya çalışılmıştır.

Castello Maniace

Burun tarafındaki kale: 1232-1240 yılları arasında İmparator Frederick II döneminde inşa edilmiştir. Günümüzde, kale halka açıktır ve turistler tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.

ORTGİA ADASI

Şehrin en güzel bölgesi ve tarih yüklü küçük bir adadır.
Şehrin iki limanı olan “Porto Piccolo” ve “Porto Grande” yi birbirinden ayırır. Bu iki liman, bir kanalla birbirine bağlanır. Ada, anakaraya ise, köprülerle bağlanır.
Adada, birçok tarihi eser bulunur ve bir anlamda, açık hava müzesi gibidir. Köprülerden geçince, karşınıza çıkacak ilk yer “Piazza Pancali” meydanıdır.
Meydan: kuşlar, köprüler, kayıklar ve tarihi binalarla doludur.

Meydanı geçtikten sonra ise: bu kez “Tempio di Apollo” yani “Apollo Tapınağı” kalıntılarını göreceksiniz. Tapınak: MÖ.6’ncı yüzyılda yapılmış ve Avrupa kıtasının en eski Dor tapınağıdır. Zaman içinde çeşitli değişimler geçirmiş olmasına rağmen, tarihi süreç içinde, bazilika, cami, kilise ve askeri depo olarak kullanılmıştır.

Tapınağın önündeki “Corso Matteotti Caddesi”nden yürürseniz, Piazza Archimede meydanına ulaşırsınız. Bu meydan ve çevresi, çok sayıda tarihi yapı barındırmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar şunlardır: Palazzo Montalto, Palazzo Lanza, Chiesa del Collegia dei Gesuiti.
Meydanın ortasında ise: Tanrıça Diana Heykeli ile süslenmiş bir havuz bulunmaktadır ki, bunun adı “Fontana di Artemide” dir.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Piazza dei Duomo

Piazza dei Duomo

Havuzun sağ tarafındaki sokaklara girip, biraz yürürseniz, bu meydana ulaşırsınız. Burası, adanın en güzel yerlerinden birisidir. Meydan: eski bir “Acropol” üzerine inşa edilmiştir. Meydanda, başka katedral olmak üzere, barok kiliseler ve saraylar görülür. Bunlar arasında, halen şehir Meclisi olarak kullanılan “Palazzo Vermexio” ilgi çeker. Bu güzel meydanda: kafe veya restoranlardan birinde güzel bir mola vermenizi öneririm. Ancak, meydanın en ilgi çeken yapısı katedraldir.

ŞEHİRDE GEZİLECEK DİGER YERLER

San Giovanni

Bu kilise: başlangıçta erken Hıristiyanlık döneminde inşa edilmiş, 12’nci yüzyılda Normanlar tarafından restore edilmiş, 1693 depreminden sonra ise harabe olarak kalmıştır. Kilisenin ayakta olan bölümü, 14’ncü yüzyıla ait portal duvarıdır.

San Marziano Crypt

İlk Hıristiyan toplumunda, ilk şehit olan San Marziano adına yaptırılmıştır. Başlangıçta burası bir Roma mezar tonozu idi. İon sütun kaidesi hala görülmektedir. Daha sonraki dönemde ise, eski bir kilise oldu. Crypt’nun doğu kesiminde: efsaneye göre, Havari Pavlus yani St Marcian’a ait dua sunağı bulunmaktadır.

San Giovanni Catacombs

Burası Crypt bitişiğinde, 6’ncı yüzyıldan kalma geniş bir yer altı mezarlığıdır. Bu alanlardan birinde, arkeologlar, MS. 340 yılından kalma bir lahit bulurlar ve lahit halen Syracuse Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Papirüs Müzesi

Syracuse Papirüs Müzesi: 1989 yılında ziyarete açılmıştır. Müzenin üç odasında: papirüs ve papirüsten yapılmış tekne gibi orijinal malzemeler, fotoğraflar, faks ve video filmleri, eski zamanlarda günlük makaleler için kullanılan papirüsler ve yazı malzemesinin nasıl sağlandığı gösterilmektedir. Burada, papirüs üzerine yapılan boyalı resimler satışa sunulmaktadır.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Noto Nutu

NOTO-NOTU

Burası, Syracuse şehrine bağlı bir kasabadır. Syracuse şehrinin, 32 km. güneybatısındadır. Kasabanın erken yerleşimcilerinin izlerinin bir kısmı, kayaya oyulmuş üç mağarada bulunmuş olup, kalan izlerin şehrin altında bulunduğu düşünülmektedir.

Şehir: 1693 yılındaki depremde büyük hasar görmüş ve eski merkezin yaklaşık 10 km. uzağında yeniden inşa edilmiştir. Yapılarda ana yapı malzemesi olarak sıkıştırılmış kireçtaşı kullanılmıştır. Kireçtaşı: güneş ışınlarını emer ve yumuşak altın sarısı bir renge dönüşür. Bu durum, özellikle günbatımında, muhteşem güzel görüntüler ortaya çıkarır. Tüm binalarda, Barok tarzı hakimdir ve her biri büyüleyici tasarımı ile benzersizdir. Mimarlar, neredeyse kendi özgünlüğünü ziyaretçiye sunmaktadırlar.

Kasabanın muhteşem güzel Barok mimari tarzdaki binaları zamanla hafifçe çökmektedir. Bu güzel binalar: UNESCO tarafından: 2010 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Evet, şehrin en güzel yapıları, 18’nci yüzyıl Sicilya Barok tarzını yansıtırlar.

Evet, şehrin ana caddesi “Corso Vittorio Emanuele”dir. Ayrıca: üç tane meydan bulunur. Bu şehri ziyaret ederseniz, muhteşem güzel mimari harikaları ve katedral yapısını görebilirsiniz. UNESCO tarafından koruma altına alınmış bu yapıların: ilginç oldukları kesin.

Sicilya Güneydoğu bölgesi Cattedrale di Noto

Cattedrale di Noto-Noto Katedrali

UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.
Katedral: Corso Vittorio Emmanuele üzerindedir. Yapı: 18’nci yüzyıl başlarında yapılmaya başlanmış ve 1776 yılında tamamlanmıştır.
Kubbesi, 1990 depremi sonrasında düzeltilmeyen bir yapısal hata nedeniyle, 13 Mart 1996 yılında çökmüştür ve daha sonra yeniden restore edilmiş ve 2007 yılında ziyarete açılmıştır. Dış yüzey: sarı kireçtaşından, Sicilya Barok tarzında yapılmıştır. Katedralin önündeki sütunlar üzerinde, dört aziz heykeli bulunur. Sol yanda bulunan kulenin üzerinde, çan bulunur. Sağ yandaki kule üzerinde ise, saat bulunur. Daha önceki çökme nedeniyle, iç dekorasyon, yalnızca beyaz boyanarak yapılmıştır. Temel özellikleri ve mobilyaları ise, 2011 yılında takdis edilmiştir.

Sicilya Genel

Sicilya Genel

Sicilya denilince: çoğu insanın aklına küçük bir ada ve Mafya gelmektedir. Ama, inanın bu ada: tarihi ve turistik birçok özellik taşıyor. Öncelikle: adanın antik dönem ve Ortaçağdan kalma, muhteşem bir tarihi-kültürel yapısı var. Yani, bu adada: antik dönem Grek ve Roma dönemine ait muhteşem kalıntıları görebilirsiniz. Öte yandan: ada, Etna yanardağı ile, ziyaretçilerine başka hiçbir yerde yaşanamayacak bir heyecan yaşatıyor. Son olarak: özellikle adalar olmak üzere, adanın güney kıyılarında muhteşem koylar, plajlar ve deniz varlığını unutmamak gerekir. Bence, zaman ayırın ve Sicilya’ya gidin, inanın güzel  zaman geçireceksiniz.

Ben: Sicilya hakkındaki gezi notlarımı: beş bölüm halinde topladım ve sizlere aktarıyorum. Bunların başında: Palermo şehri geliyor. Palermo şehrini anlattığım bölümün ardından, adayı dört bölüme ayırdım ve bu bölümlerde, tarihi ve turistik özellikleri olan şehir ve kasabaları, yazılarımda sizlere anlatıyorum. Sizler: Sicilya adasını ziyaret edeceğiniz zaman, bu notların okuyup, ilginizi çeken yerleri, bir harita üzerinde işaretleyebilir ve daha sonra, oralara gitmek için, adadaki zamanınıza göre bir gezi planı-rotası yapabilirsiniz.

Evet, Sicilya Akdeniz’in en büyük adasıdır. İtalya ana karası ile arasında, Messina boğazı bulunmaktadır.

Sicilya: 25.808 km. karelik yüzölçümü ile, Akdeniz’in en büyük adasıdır. Nüfusu, yaklaşık 5 milyon civarındadır ki, bu nüfus yoğunluğu ile Akdeniz’in en kalabalık adasıdır. Aynı zamanda, İtalya’nın en büyük bölgesidir.

Ada: genellikle dağlıktır, yani burada ova ve plato gibi düzlükler çok azdır.

Adanın doğusundaki Etna yanardağı, 3323 metre yüksekliktedir ve Avrupa’nın en yüksek aktif yanardağıdır.

Adanın çevresinde: “Aeolian, Ustica, Egadi, Pantelleria, Pelagie adaları bulunur. Pelagie adalarının en büyüğü olarak bilinen “Lampedusa” aynı zamanda Avrupa kıtasının en güney ucunu oluşturur. Bu ada: Kuzey Afrika’da Tunus ülkesine 112 km ve Sicilya adasına ise 200 km. uzaklıktadır.

Adanın çevresini saran Akdeniz: bölgelere göre değişik isimlerle bilinir. Bazı yerlerde “Tiren denizi” dediğimde şaşırmamak adına bunları açıklamakta yarar var. Adanın Messina boğazı tarafına “İon denizi” deniliyor. Palermo tarafında “Tiren denizi”, Agrigento tarafına “Sicilya denizi” deniliyor. Ama, bunların hepsi temelde “Akdeniz” dir.

Sicilya Genel

TARİHİ

Sicilya, Akdeniz’in ortasındaki kritik konumu nedeniyle, uzun bir tarihi geçmişe sahiptir ve bu tarihi geçmiş sürecinde, farklı tarihlerde farklı devletler tarafından istila edilmiştir. Bu yüzden, ada, farklı kültürlerin izlerini taşır. Adanın ilk yerleşimcileri ise: Akdeniz’in diğer yerlerinden geldiği düşünülen “Sicani Uygarlığı” dır. Daha sonra, MÖ.8’nci yüzyılda: Fenikeliler, Kartacalılar ve Grekler tarafından ele geçirilmiş ve MÖ.244 yılında, Sicilya adasının tümü Roma egemenliğine girmiştir. Daha sonra takip eden 600 yıl boyunca, adada, Romalılar hüküm sürerler.
Evet, Roma imparatorluğunun çöküşünden sonra: adada, Bizans egemenliği görülür ve Bizanslıların zayıflamasının ardından, bu kez, Araplar Sicilya’yı ele geçirirler. MS. 966 yılında, tüm ada, Arap egemenliğine girer ve Palermo şehri, dünyanın önemli şehirlerinden biri haline gelir.
Takip eden süreçte, bu kez Normanlar adayı istila ederek ele geçirirler. 19’ncu yüzyılın sonlarında, adada, güçlü bir monarşi yönetimi görülür. Daha sonra ise “Norman Hauteville” hanedanı ortadan kalkar ve yerine “Hobenstaufen” hanedanı yönetimi ele geçirir. Ancak, hanedan ile Papalık arasındaki anlaşmazlık nedeniyle, 1281 yılında, bu kez Fransızlar adayı ele geçirirler. Ancak, gerek Fransız yönetimi ve gerekse ağır vergiler nedeniyle, ada halkı, 1282 yılında isyan ederler. Bu durumdan yararlanan “Aragon kralı” bu kez adayı ele geçirir ve1409 yılına kadar, Aragon hanedanı adayı yönetir. 1479 yılına gelindiğinde, bu kez İspanyollar adayı işgal ederler.
1860 yılına gelindiğinde ise, ada: “Garibaldi” tarafından işgal edilir ve “İtalya Birliği” ne katılır. Ancak, Sicilyalılar, buna tepki gösterirler. 1866 yılında, adada, İtalya’ya karşı çıkan ayaklanma, zorlukla bastırılır. Bu tür ayaklanmaların devam etmesi üzerine, bölgeye ağır ekonomik ve siyasi baskılar uygulanır. Sonucunda ise, adadan dışarıya büyük göç yaşanır.
1894 yılında merkezi hükümetin baskıları şiddetlenince, bu kez, radikal yönetime tepki olarak, adada organize suç örgütleri yani “Mafya” gelişir. 1943 yılında, II. Dünya savaşında, müttefik güçler, adaya çıkarma yaparlar ve bu hareket, yerel Mafya örgütü tarafından da desteklenir.
1948 yılına gelindiğinde: İtalya Anayasası ile, adaya, kısmı özerklik tanınır. Yani, ada, bölgesel bir parlamento tarafından yönetilmektedir. İdari yapı bakımından: 9 şehre bölünmüştür.

Bunlar

1. Palermo
2. Messina
3. Catania
4. Syracuse
5. Ragusa
6. Agrigento
7. Caltanissetta
8. Enna
9. Trapani

Sicilya, tarih boyunca çok sayıda doğal afet ile karşılaşmıştır. Messina bölgesinde 1693 ve1908 yıllarında iki büyük deprem olmuştur. 1669 yılında ise Etna yanardağı patlamış ve Catania bölgesi büyük zarar görmüştür. Etna yanardağı, takip eden yıllarda: 1923-1971-2001-2003 yıllarında tekrar faaliyete geçerek patlamıştır.

Sicilya Genel
Sicilya Genel

TURİZM

Ada: dil, doğa, kültür ve mimari stiller bakımından birbirine yakın olsa da, 4 bölgeye ayrılarak incelenmektedir.
Bunlar:

1. Kuzeybatı

Burada: arkeolojik açıdan önemli şehir ve kasabalar bulunur.
a. Palermo
b. Segesta
c. Solunto
d. Mozai
e. Erice ( bu ortaçağ kasabası, özellikle görülmeye değerdir.)
f. Marsala (burası şaraplarıyla ünlüdür)
g. Trapani
h. Ustica
i. Egadi adaları

2. Kuzeydoğu

a. Etna dağı
b. Aeolian adaları
c. Messina
d. Catania (mutlaka görülmelidir)
e. Taormina (mutlaka görülmelidir)

3. Güneybatı

a. Agrigento: Burada, Yunan dönemine ait muhteşem tapınaklar bulunan “Tapınaklar vadisi” bulunmaktadır.
b. Sciaccio
c. Piazza Armerina (burada Roma dönemine ait muhteşem bir villa bulunmaktadır.)
d. Caltanissetta
e. Enna
f. Pantelleria
g. Pelagie adaları

4. Güneydoğu

a. Ragusa
b. Noto
c. Syracuse

Sicilya denilince ilk akla gelen, adanın iç kısmında bulunan “Etna Yanardağı” dır. 3325 metre yükseklikteki Etna yanardağı: adanın doğu kısmında, Messina ve Catania şehirlerine yakın, Avrupa kıtasının aktif ve en yüksek yanardağıdır. Yükseklik denilince, bu dağın yüksekliğinin sürekli değiştiğini söylemek gerek. Çünkü: 1866 yılındaki son püskürmeden önceki yüksekliği, günümüzden 22 metre daha fazla imiş. Dağın taban çevresi: 140 km. varır.

Sicilya denilince elbette önce “Etna” yanardağı geliyor, ama hemen ardından “Mafya” akla geliyor. İlk mafya ailesi, Sicilya adasında kurulmuş ve Mafya ismi, Sicilya kökenlidir. Mafyanın adada en meşhur olduğu yer ise “Corleona” kasabasıdır.

Evet, Sicilya adasına gidecekseniz, Paskalya haftasını tercih etmemenizi öneririm. Hani, Paskalya döneminde, malum buralara ülkemizden ucuz turlar düzenleniyor ama unutmamak gerekir ki, bu dini hafta boyunca Sicilya’da hayat duruyor. Zaten, bölgenin bir diğer özelliği de, her gün saat: 13.00-16.00 arasında “siesta” geleneğinin bulunmasıdır, yani bu saatler arasında uyuyorlar, her yer kapalı, hayat duruyor.

Küçük şirin adaları bulunuyor. Bunlar

a. Eolie-Lipari
b. Ustica
c. Egadi
d. Pantelleria
e. Pelagie

Sicilya Genel

ULAŞIM

Adadaki havaalanları, yalnızca “Palermo” ve “Catania” şehirlerinde bulunur. Yaz aylarında: Palermo ve Genova ile Livorno ve Napoli arasında ise, feribot seferleri bulunmaktadır. Messina-Napoli arasında, feribot seferleri, adaya ulaşımın en etkin yoludur. Bunun dışında, adalıların birçoğu özellikle meskun mahallerde skoter kullanıyorlar ki, bazı yerlerde ulaşım için eşek kullanıldığını da görmek mümkündür.

Sicilya Genel

İKLİM

Sicilya adasında Akdeniz iklimi görülür. Buna bağlı olarak, en sıcak dönem Temmuz-Ağustos aylarıdır. Kasım-Aralık-Ocak ve Şubat aylarında ise, Avrupa’nın diğer bölgelerine nazaran daha ılıman yani yağmurlu bir iklim görülür. Dolayısı ile, burayı ziyaret etmek isterseniz, bence Temmuz-Ağustos ayları dışında gidin ve rahatlıkla gezebilirsiniz. Hatta: en güzel zaman derseniz, Eylül-Ekim aylarını önerebilirim. Ancak: elbette adanın gideceğiniz bölgesine göre, iklimde az da olsa farklılıklar görülebilecektir. Örneğin: adanın iç kesimlerinde deniz seviyesinden yüksek yerlerde, kıyılardaki gibi ılıman Akdeniz iklimi beklemek olmaz, buralar aşırı soğuk olmasa da, yağmurlara karşı tedbirli olmak gerekir.

DİL

Dil denilince, Sicilya’da İtalyanca konuşuluyor ama lehçeleri bir gariptir. Yani, İtalyanca bilenler bile bu lehçeyi konuşmakta zorluk çekerler. Bunun dışında, Sicilyalıların büyük çoğunluğunun tek kelime İngilizce bilmediklerini de söylemeliyim. Ama ada insanı gerçekten çok yardımseverdir ve beden dilini kullanarak, kolaylıkla anlaşabilirsiniz.
Evet, gerçekten Sicilyalılar, hani Mafya filmlerinde görüldüğü gibi asık suratlı insanlar değiller, gayet cana yakın ve yardımseverler.

Sicilya Genel

GÜVENLİK VE İNSANLAR

Sicilya, her ne kadar Mafya’nın ana yurdu denilse de, ada, İtalya’nın diğer birçok şehrine nazaran daha güvenlidir. Ancak, yine de tedbirli olmakta yarar vardır.
Sicilya insanı: İtalya’nın diğer birçok bölgesinden farklı olarak daha cana yakın ve yardımseverdir.

Sicilya denilince, haritalara baktığınızda görünce belki dikkatinizi çekecektir: İtalya ülkesi, çizme gibi Akdeniz’e uzanır ve bu çizme gibi görüntü, hemen önündeki bir olguyu, yani Sicilya adasını “tekmelemek” ister gibi durur. İlginç olsa da, hadi bir bakın haritaya, bu söylediğime inanacaksınız.

Takım elbiseli, bıyıklı, esmer tenli, delikanlı erkeklerin şehri. Bunları görünce, hani bir de Mafya olayını bilince, ister istemez insanın içine bir ürperti geliyor ama gerçekte turist olarak bu adayı ziyaret ettiğinizde böyle bir korkuya kapılmanıza gerek yok. Çünkü: Sicilya insanı, samimi, cana yakın ve sevecendir. Bir anlamda, bu insanları ülkemizdeki Anadolu insanına benzetmek te mümkündür. Çok farklılar ve insani yönleri ağır basıyor. Ama, bu insanlar asla İtalyan’ım demezler ve “Sicilyalıyım” demeyi tercih ederler. Öte yandan, özellikle Kuzey İtalya’da yaşayanlar da Sicilyalıları, İtalyan olarak kabul etmezler.

Sicilya Genel

YEME-İÇME

Evet, Sicilya adası tamamen turistik özellikler taşıyor ve yeme-içme çok pahalıdır. Yani, bir dilim pizzaya Roma şehrinde 7.5 Euro ödeyince şaşırmıştım ama burada, küçük bir pizza için 17 Euro ödemek gerekiyor. Bir kola içmeye kalkarsanız, Roma şehrinde, 2.5 Euro olan kola, burada 10 Euro kadar ücretle sunuluyor. Dikkat etmelisiniz, bir yere gittiğinizde menüye bakmadan bir şeyler yiyip içmemenizi öneririm.
Bunun dışında: adada, muhteşem bir deniz ürünleri yemek kültürü var. Deniz yosunu, deniz kestanesi ve daha birçok deniz ürünü ve mahsulünü yiyecek hale getirip yiyorlar ve turistlere de ikram ediyorlar. Bunun dışında ise: ada halkı domuz ve at eti tüketiyor. Ama, at eti, restoranlarda değil, yalnızca evlerde tüketiliyor.
Adada yerel lezzetlerden tatmak isterseniz “caponata” denilen bir tür patlıcanlı yemek düşünebilirsiniz. Ayrıca: “rocotto” peynirleri çok lezzetlidir. Bu peynirden bir tür tatlı da yapıyorlar ki, mutlaka deneyin derim.
İçecek olarak ise: bu adada her türlü meyvenin likörü yapılıyor, tercihinize göre bunları da deneyebilirsiniz.

Evet, tarihi geçmişinde, adanın, farklı kültürlerin etkisinde kalması: mutfağının da gelişmesine neden olmuştur. Yani, Sicilya mutfağı çok zengin ve lezzetlidir. Hatta: bize uygun olarak “ekmek” buranın vazgeçilmez gıdasıdır. Birbirinden farklı ve lezzette, çok çeşitli ekmekler bulabilirsiniz. Yine, makarna birçok çeşitte ve lezzette yapılır. Hatta, makarna düşünürseniz, deniz ürünleri ile zenginleştirilmiş makarna denemelisiniz. (mürekkep balığı ile yapılan “pasta al nero di sepia” deneyin)
Arap mutfağından gelen “pirinç” de burada etkindir. Pirinç, çeşitli yiyeceklerde sıkça kullanılır. Et olarak ise: oğlak ve kuzu eti kullanılır. Balık bol ve ucuzdur. Özellikle “Sardalya” balığı, buranın en tercih edilen deniz ürünüdür.

Sicilya Genel

İÇKİ

Adada, şarap kaliteli ve ucuzdur. Her restoran, cafe ve barda, kaliteli ev şarapları bulmak mümkündür. Ayrıca: yine adaya özgü likörler lezzetlidir. Özellikle: bademli, limonlu ve farklı meyvelerin özü ile yapılan likörleri mutlaka tatmalısınız. Bunların arasında, mutlaka deneyin diyeceğim, limon aromalı “lemonçello” likörüdür. Hatta: bunu hediyelik olarak satın alabilirsiniz. Ama, Sicilya adasına gelip te Marsala şarabı almasanız, sanırım büyük eksiklik olur. Marsala şarabı dünyaca meşhur olması ile önem kazanıyor.

Sicilya Genel

ALIŞVERİŞ

Adada, adaya özgü bir şeyler satın almak isterseniz, özellikle “Palermo” şehrinde birçok alternatif bulabilirsiniz. Sicilya’da, buraya has bir hediyelik eşya var ve bunun adı “trinacrea” dır. Bu: 3 bacaklı ve Medusa’ya benzerdir. Bunun dışında: canlı renklerle süslenmiş seramik süs eşyaları, lav taşından yapılmış eşyalar, adanın simgesi olan ve sarı-kırmızı renklerin kullanıldığı at arabaları ve el arabaları minyatürleri olabilir. Ayrıca: tahtadan yapılmış kuklalar da ilginizi çekebilir. Sicilya adasının birçok yerinde, seramik eşyalar da önem kazanıyor ve hediyelik olarak tercih ediliyorlar. Son bir not, adadan iyi bir hediyelik eşya olarak Marsala şarabı veya limon likörü satın alabilirsiniz.