Manisa Alaşehir

Manisa Alaşehir

Ala-şehir. Güzel yer. Çekirdeksiz üzüm denilince, buranın dışındakiler önemsiz.

Manisa Alaşehir

ULAŞIM

Uşak-İzmir karayolundan, yalnızca 21 km. güneyde kalıyor. Daha güneye inildiğinde ise, Denizli-Aydın-İzmir karayolu bulunuyor. Ama, Alaşehir, her iki karayolunun da dışında bulunuyor. Denizli bölgesinden çıkıp, Manisa ve daha kuzeye gitmek istediğinizde, Alaşehir’den geçmeniz gerekiyor.

TARİH

İlçenin: MÖ.150-138 yılları arasında, Bergama kralının kardeşi, II. Attalos Philadelphos tarafından kurulduğu bilinmektedir. Ancak, kurulduğu yıllardaki yerleşim yerinin adı: Phıladelphıa. Yani: “Kardeş severlik”.

Bergama krallığının bitişinden sonraki dönemde de, yani Romalılar döneminde de, Philadelphia şehri, Anadolu’daki en önemli merkezlerden biri olmuştur. Şehir, Romalılar döneminde daha da gelişmiştir. MS.40 yıllarında ise, Hıristiyanlık kabul edilir. Ancak: Hıristiyanlığın teşkilatlanıp, yayılma çalışmalarının sürdürüldüğü, ilk yedi kentten biri olarak öne çıkar.

Takip eden dönemde, yani Bizans döneminde: şehir, önemli bir askeri üs olur. Bu yüzden, birçok saldırıya maruz kalır. Ancak, şehri çevreleyen sağlam surlar, savunmada önemli bir etken olur.

Evet, şehirde, özellikle Roma ve Bizans döneminden kalma, birçok eser olmasına rağmen: bölgenin birinci derece deprem kuşağı olması nedeniyle, kalıntıların çoğu, zamanla yıkılmış ve toprak altında kalmıştır.

Alaşehir: 1389 yılında, Yıldırım Beyazıt tarafından, Osmanlılar tarafından ele geçirilir. O tarihlerde, Sultan Yıldırım Beyazıt: yüksek bir tepeden şehre bakarak ne “Ala şehir” diyerek, ilçenin Türkçe isim babalığını yapmıştır.

Bir başka söylentiye göre ise

Şehrin etrafını çevreleyen surlarda kullanılan taşların; siyah ve beyaz renkte olması, dolayısı ile surların ala bir görünüme bürünmesi üzerine şehre bu isim verilmiştir.

Ayrıca: buranın, Hıristiyanlık dininde büyük önemi olduğu ortaya çıkmış. Şöyle ki, St. John kilisesi, bu topraklarda kurulmuş. İncil’de, ilçenin adı geçiyor.

Alaşehir’in son olarak en büyük özelliği ise, tarihi süreç içinde, yakın geçmişte, Kurtuluş Savaşında, Yunan işgaline karşı direnişin merkezi olarak öne çıkmış olmasıdır. Milli Mücadelenin ilk organize ve bölgesel toplantısı, Alaşehir’de yapılmıştır. Söylenenlere göre: Çerkez Ethem: direniş için gönülsüz davranan halkı yıldırmak ve asker toplamak için, ceza evinden suçluları çıkartıp, İstasyon caddesindeki ağaçlara astırmış.

TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE ALAŞEHİR

Birinci öykü: Osmanlının ilk gelişim dönemlerinde: Anadolu’ya bakıldığında, tüm Batı Anadolu Osmanlıların eline geçmesine rağmen, Philadelphia  (Alaşehir) şehri, son Bizans şehri olarak, yaklaşık 100 yıl, bu özelliğini korur yani Osmanlıya karşı koyar.

Derken Yıldırım Beyazıt sahneye çıkar ve bu anormalliği kaldırmaya karar verir. Orduyu toplar ve şehrin üstüne yürür. Ancak: yapılan antlaşma gereğince, Yıldırım Beyazıt’ın ordusunda, yardımcı kuvvetler bulunmaktadır.

Yalnız, bunlar Bizanslıdır. Başlarında ise, daha sonra II. Manuel olarak tahta çıkacak olan, Bizans taht varisi Manuel bulunmaktadır. Evet, Anadolu’daki son Bizans şehri, yine Bizanslıların yardımı ile ele geçirilir.

İkinci Öykü: tarih Eylül 1922. Büyük taarruzda, cephenin hemen ucunda bulundukları için kurtulan, 2 Yunan Tümeni, bir bozgun halinde, İzmir istikametinde geri çekilmektedir. Bu askerler, kendilerine katılan diğer Yunan askerleriyle birlikte, herhangi bir komuta kontrolü olmadan, İzmir’e doğru kaçmaktadırlar.

Ancak: bu disiplinsiz sürü, geçtiği her yeri yakıp-yıkmakta, Türk ve Müslüman nüfusu öldürmektedirler. Bu durum, sadece, Türk süvarilerinin hızla hareket ederek, bunları engellemesine bağlıdır.

Çoğu yörede, bu durum gerçekleşir ve insanlarımız telef olmaktan kurtulurlar. Ancak: Alaşehir’e ilerleyen Türk Süvari Tümeni, şehir dışında bir çatışmaya girmek zorunda kalınca, bu mezalimi engelleyemez. Birkaç saat sonra, Alaşehir’e giren Türk birlik komutanını raporu şöyledir: “ Müslüman ahali, camilere doldurularak öldürülmüş, tüm şehir tamamen yıkılmıştır”

Zaten günümüzde, şehrin eski kısmı olan Toptepe ve 5 Eylül İlköğretim okulu çevresinde bulunan evlerin bahçelerindeki toprak zemini birazcık kazarsanız ya da mevcut evler yıkılıp, yerine yeni bir ev yapmak için temel kazarsanız; toprak altından, Yunan işgalinden kalma, yanık kiremit ve topraklar karşılaşırsınız.

Manisa Alaşehir

GENEL

İlçe, İç Ege bölgesindedir. Akdeniz ikliminden, karasal iklime geçiş yerindedir. Genel olarak: yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçer. Yazın gölgede hava sıcaklığının 40 derecelere kadar çıktığı görülür. Bu durumda, bütün Alaşehir yerlileri, bağ-bahçelerine kaçarlar. Yağışların büyük bölümü ise, kışın düşer. İlçe merkezinin denizden yüksekliği; 189 metredir.

Türkiye’nin en verimli ovası buradadır. Gediz nehrinin bir kolu olan “Alaşehir çayı” ova içinde akar. Ovanın, verimli topraklara sahip olması nedeniyle, başlıca yetiştirilen ürünler: çekirdeksiz üzüm, pamuk, tütün, tahıllar ve meyve.

Yani: muz, fındık ve çay haricinde, her türlü ürün, bu verimli topraklarda yetiştirilmektedir. Özellikle: yurdumuzun çekirdeksiz kuru üzüm ambarı denebilir. Maden suyu açısından da özel bir önemi vardır. Ülkemizde en fazla içilen maden sularından “Sarıkız” maden suyu, Alaşehir’den sağlanmaktadır.

Ayrıca: Bahadır köyünde: dünyada bir eşi daha olmayan ve “Ebe Karaçam” olarak isimlendirilen bir ağaç yetişiyor. Bu ağaç: dipten dallanan ve küre biçiminde yükselen yapısı nedeniyle ilginç. Park ve bahçelerde, dekoratif ağaç olarak kullanılıyor. Ancak: sayılacak kadar az miktarda var ve bu yüzden Orman Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır.

İlçe için acı bir hatıra, 28 Mart 1969 yılında yaşanmıştır. 6.5 büyüklüğündeki deprem sonucu, burada 49 kişi ölmüş, 4651 konut yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

Her ne kadar doğrudur veya yanlıştır bilmiyorum, ama bir söylenti var.

Şöyle ki: gravitesi 31-37 düzeyinde olan, yani Arap petrolü seviyesinde olan ve 10 milyon varil kapasitelik bir rezervin, İlçenin altında bulunduğu tahmin ediliyormuş.

Son olarak: Alaşehir denilince, askeri birlik de akla gelir. Burada: Ulaştırma sınıfı, yani sürücü adayı asker adayları, acemi eğitimi görüyorlar. İzmir Gaziemir’e bağlı olarak, burada bir tabur düzeyinde birlik var. Özellikle, biraz önce de söylediğim gibi, askeriyenin sürücü yani şoförleri burada yetiştiriliyor. Asker kabul günleri ve dağıtım günlerinde ve yemin tören günlerinde; İlçede, hareketlilik görülüyor.

Denilir ki, 12 Eylül yaratıcısı, Sayın Evren, Alaşehirli olması nedeniyle, bu birliği buraya kurdurmuş. Malum, askeriye bulunduğu yerde, bulunduğu yerin ekonomisini büyük girdiler, getiriler sağlıyor. Ama sonuçta önemli olan şu ki, askerlik hizmetini yapan bir kısım Türk erkeği, belki de burada yani Alaşehir’de, bu yüzden bir süre yaşamıştır. Her şeye rağmen, buranın yazın çok çok sıcak olması, burayı askerlik yapmak için çok cazip bir yer olmaktan çıkarıyor.

Manisa Alaşehir

NE YENİR

Alaşehir, birbirinden güzel yemeklerin yapıldığı bir yer. Özellikle: burada yapılan ekmek: mutlaka tatmanızı öneriyorum. Ayrıca: kuru üzümü ve yaprak sarmasını denemelisiniz. Yaprak sarmasını: özellikle Alaşehir yaprağı ile denemelisiniz.

Çünkü: bu yapraklar, bağlardan büyük bir özenle toplanıyor. Yine de: kesikli pide yemenizi önerebilirim. Bunu yemek için, otogar yani şehirler arası otobüs durağının hemen karşısındaki pideciyi deneyebilirsiniz. Yemeden geçmeyin.

Son olarak: Alaşehir kapaması yemeğini önereceğim. Muhteşem bir lezzet. Ha, tüm bunları veya bir kısmını yediniz, ya sonra: evet, üzerine bir maden suyu içmeyi unutmamak gerek.

ALAŞEHİR EKMEĞİ

Alaşehir’de ekmek: tepside pişirilir. 60 cm. genişliğinde yapılan ev ekmeği: meşe odunu ile fırında pişirilir. Makarnalık sarı buğday unundan yapılan ekmeğe: katkı maddesi olarak: yalnızca: tuz ve C vitamini katılıyor. Son yıllarda: soya fasulyesi de ilave edilmeye başlanmış.

NE SATIN ALINIR

Kurutulmuş çekirdeksiz üzümler: renk renk, çeşit çeşit paketler halinde satışa sunuluyor. Gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için hediyelik olarak satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

SURLAR

İlçenin dört bir yanını saran surlar: günümüzde özelliklerini hemen hemen kaybetmiş durumdadırlar. Bu surların kalınlığı: 2.5 metre ve yükseklikleri 8 metredir. Uzunlukları ise: 8 km. civarındadır.

Surların yapımında: siyah taş parçaları ve horasan harcı kullanılmıştır. Surların 4 kapısı bulunmaktadır. Bunlar: Kiremişti, Kirmastı, Elhizar ve Dombay kapı.

SARIKIZ HEYKELİ

Bulvar caddesinin sonunda, omzundaki küpten su akan, Sarıkız heykeli bulunuyor. Sarıkız efsanesi, aslında Edremit körfezinde yaygın olmasına rağmen, burada da Sarıkız kültürü var. Bu kültür: Sarıkız isminin bir çok etkinliğe verilmesini sağlamış.

YILDIRIM BEYAZIT CAMİSİ

1400 yıllarında, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Ancak, günümüzde orijinal özelliğinden eser kalmamıştır. Çünkü, Alaşehir’in Yunanlılar tarafından işgalinde, cami yıkılmış ve daha sonra eski şekliyle onarılmıştır. Kuzeybatıda bulunan minaresinin kaidesi özelliğini korumaktadır.

TOPTEPE

Alaşehir’in üzerinde kurulu olduğu, antik Philadelphia kentinin Akropolü durumundadır. Düzlükte: tapınak kalıntıları, kuzey eteklerinde ise erken Roma dönemi tiyatro kalıntıları, Bizans döneminde yapılmış olan surlar, doğu kapısı ve MS. 6.yüzyıla ait St. Jean Kilisesi en önemli eserlerdir.

Tiyatrodaki kazı çalışmalarında, skenenin (sahne binasının) büyük bir bölümü ile, caveanın (oturma sıraları) çok az bir bölümü, gün ışığına çıkarılmıştır. 2.yüzyılda yapıldığı düşünülen tapınaktan ise, yalnızca, temel ve bazı mermer bloklar, günümüze kadar ulaşmıştır.

Kazılarda ortaya çıkarılan bir başka yapı ise: Bizans surlarına ait olan ve “Doğu Kapısı” olarak adlandırılan bir giriş kapısıdır. Birisi yarım daire, diğeri dikdörtgen planlı iki kule ile korunmuş olan kapı, Türk akınları sırasında örülerek kapatılmış ve bu tarihten sonra da kullanılmamıştır.

Manisa Alaşehir Filadelfiya Kilisesi,St John Kilisesi, Aziz Yuhanne kilisesi

FİLADELFİYA KİLİSESİ. ST.JOHN KİLİSESİ (AZİZ YUHANNA KİLİSESİ)

İncil’de adı geçen ve kendilerine mesajlar yollanan 7 kilise: Hıristiyanlığın ilk kiliseleri olarak kabul edilir. Söz konusu 7 kilise, Anadolu toprakları üzerinde kurulmuştur.

Hz. İsa: havari Yuhanna’ya görünür ve 7 kiliseye ulaştırılmak üzere, kendisine mesajlar verir. İncil’de ismi geçen bu 7 kilise: Efes, İzmir, Bergama, Akhisar, Sardes, Alaşehir ve Goncalı’da bulunmaktadır.

Himaye-i Eftal Mahallesinde, bir evin arkasında bulunan duvar kalıntısından oluşan bu kilise: Roma döneminde: MS.40 yıllarında, Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile birlikte, Pavlus’un müritlerini topladığı bir yer olmuştur.

Yani, Hıristiyanlığın ilk yıllarında, burada zengin bir Yahudi topluluğunun yaşadığı sanılıyor. Kilisenin isminin anlamı ise “Kardeşçe Sevgi” ve “Açık kapı” anlamına gelmektedir.

Manisa Alaşehir Filadelfiya Kilisesi

Burada yapılan kiliseden, günümüze yalnızca, moloz taş ve tuğladan örülmüş duvar ve temel kalıntıları ile kilise yapısındaki ayaklardan, üç tanesi sağlam durumda gelmiştir. Bu payelerin 5 metre yüksekliğinde bulunan freskleri zamanla korunmadığından, bugün zorlukla görülebilmektedir.

Payelerin yüksekliği, kalınlığı ve kemerlere bağlanışı:

Yapıldığı dönemlerdeki görkeminin ifadesidir. Yapıldığı dönemde, 1600 m.karelik alanda, toplam 6 payesinin bulunduğu sanılmaktadır. Bu altı paye, yaklaşık 11 metre olan, iki büyük kubbeyi taşıyordu.

Korunmuş payelerin yüksekliği 4 metreyi bulmaktadır. Defalarca tadilata uğramış yapının kuzeydoğu ve güneydoğu payeleri, yaklaşık 40 metre karelik; kuzeybatı payesi ise 30 metre karelik bir alan oluşturmaktadır.

Payelerin alt tarafı: Spolien karakterli, büyük taş bloklarla kaplanmış, içleri ise harç ve moloz taşlarla doldurulmuştur. Payelerin üzerinde: tonoz kemer ve pandantif olarak yapılmış tuğla blok oturmaktadır.

Her iki bölüm, dışarıya doğru çıkıntılı mermer silme ile ayrılmıştır. Kuzeydoğu yönde görülen, Hıristiyanlık çağına ait freskler ise, muhtemelen 11.yüzyıldan sonra yapılmış olmalıdır.

Bu tarihi anıtın, daha iyi ve daha doğru bir şekilde tanıtımını sağlamak ve bilim dünyasına, doğru ölçülerle sunmak üzere, kilise alanında, 1989 yılından bu yana, kazı çalışmaları yapılmaktadır.

Yapılan çalışmalarda, toprak seviyesinden itibaren, üst kısmı yıkılmış olan güney batı payesinin, toprak seviyesi altında kalan bölümünde, bazı fresk kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.

Ayrıca: payenin güneyinde, diğer paye ile irtibatlı olan 1 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğinde bir destek duvarının bulunduğu görülmüştür.

Ayrıca: kilisenin, kısmen yıkılmadan kalmış kuzey doğu payesinin, kuzey tarafında yapılan kazı çalışmalarında; karışık bir yapılanma ortaya çıkarılmıştır. Mevcut yapı karmaşası, pek anlaşılmamakla birlikte, burada bir vaftizhane bulunduğu muhtemeldir.

Mevcut payeler, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Günümüzde, burası koruma altına alınmış ve park olarak düzenlenmiştir.

KURŞUNLU HAN

Önceleri kervansaray olarak yapılmıştır. 1548-1553 yılları arasında, Semiz Ali Paşa veya Gedik Ali Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. 3 katlı olarak inşa edilmiştir. Günümüzde, yalnızca zemin katın dehlizleri kalmıştır. Bugün, işyeri olarak kullanılmaktadır.

Manisa Alaşehir Halk Kütüphanesi

HALK KÜTÜPHANESİ

1500’lü yıllardan kalma halk kütüphanesi binası, işgal döneminde, Yunanlılar tarafından yakılmıştır. Yapı: 1954 yılında elden geçirilmiştir.

SARIKIZ ILICASI

İlçe merkezinin güneydoğusunda, Sarıkız Maden Suyu yakınlarındadır. Suyun sıcaklığı 26 derecedir. Romatizma, cilt hastalıkları ve zihin ve beden yorgunluklarına iyi geldiği söylenmektedir. Kaplıca bölgesinde, günübirlik kullanıma yönelik 4 havuz ve bir gazino bulunmaktadır. Başkaca, konaklama tesisi bulunmuyor.

Balıkesir Edremit

Balıkesir Edremit

Edremit, deniz  kıyısından içerde kalması ile, turizmden ilçe merkezi olarak herhangi bir pay alamamış. Burada daha çok, Akçay öncelikli olmak üzere, Altınoluk ve Güre beldeleri öne çıkıyor. Edremit merkezde ise, ben yarım gün kaldım ve şehir merkezinde, büyük bir çay bahçesi bulunduğunu hatırlıyorum. Burada: birkaç saat kalmıştım. Bunun  dışında: ilçe merkezinden hatırladığım başkaca bir turizm etkinliği yok.

Balıkesir Edremit

ULAŞIM

İlçe, Çanakkale-İzmir karayolu üzerindedir.  Edremit-İzmir arası uzaklık: 200 km. Edremit-Çanakkale arasındaki uzaklık: 135 km. dir. Edremit’ten, yaklaşık 7 km. uzaklıkta, İzmir karayolu kıyısında, Körfez Havaalanı bulunmaktadır.

Edremit-Balıkesir arası uzaklık: 86 km. Edremit-Burhaniye arası uzaklık: 9 km. Edremit-Gömeç arası uzaklık: 25 km. Edremit-Havran arası uzaklık: 9 km.

Balıkesir Edremit

TARİHİ

Edremit, tarihi süreç içinde: “Adramut, Adramyttion, Landramytti, Edremittin” gibi isimlerle anılmıştır. Özellikle: Lidya kralı Krezüs tarafından, bölge ele geçirildiğinde, kralın kardeşi Adremis tarafından, yörede büyük imar faaliyetlerine girişilir. Kent: süslenir ve onun adını yani “Adremis” adını alır.

MÖ.548 yılında Persler, 422 yılında Deloluslar, 334 yılında İskender, 132 yılında Romalılar hakimiyeti ele geçirirler. Buradaki tersanelerde yapılan büyük gemiler: denizlerde, etkin mücadelelere katılırlar.

1099 yılında, Bizans imparatoru Aleksi Kommen, bölgeyi ele geçirir. Daha sonra ise, Türk akıncıları, burada egemen olurlar. Türk akıncıların komutanı Yusuf Sinan: şehri ele geçirir ve burada bir hamam ve cami yaptırır. Osmanlı döneminde ise, daha önce söylediğim gibi, bu yörede yine muhteşem gemiler yapılmaya devam edilir. Bu gemilerin yapımında kullanılan keresteler ise, Kazdağları’ndan temin edilir.

Midilli adasının alınmasıyla, Edremit körfezi kıyılarında, birçok denizci yetişir. Takip eden süreçteki Yunan işgali, 1922 yılında bitirilir.

Balıkesir Edremit

GENEL

İlçe merkezi, Edremit körfezinden yani deniz kıyısından, 8 km. içeride kurulmuştur. İlçenin iskelesi, Akçay beldesinde olup, ilçe merkezine 9 km. uzaklıktadır. İlçe merkezi, denizden 16 metre yüksektedir.

İlçe ekonomisinin temelini: zeytin ve zeytinyağı oluşturmaktadır.

İlçede, Beypınar bölgesinde, dünyada çok ender görülen: Kazdağı Köknar ağaçları yetişmektedir. Zaten: Kaz dağları Milli Parkı, Altınoluk ve Akçay gibi yöreler: ilçenin ekonomisinin tamamen turizme yönelmesine neden olmuştur.

Bölgede, jeotermal enerji kullanılmaktadır. İlçe merkezindeki birçok ev, jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır

İlçede, Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Kışlar, ılık ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer.

Balıkesir Edremit Sarıkız

SARIKIZ

Söylenenlere göre, Sarıkız türbesi, Kazdağının zirvesi olan Sarıkız tepesindedir. Bu türbe: Türkmenler tarafından kutsal kabul edilir ve her yıl Ağustos ayı içinde, türbe ziyaret edilerek, törenler düzenlenir.

Balıkesir Edremit

TURİZM

İlçe: turizm potansiyeli açısından zengindir. Her ne kadar ilçe merkezi, denizden içeri de kalsa da, ilçenin deniz kıyısındaki beldeleri, yoğun turist çeker. Bunlar: kaplıca, av, dağ ve iklim turizmi için ziyaretçilerine güzel imkanlar sunuyorlar.

Örneğin: Güre Belediyesi: Termal Turizm Bölgesi olarak öne çıkmaktadır. Kaz dağları: doğal güzellikleriyle, Altınoluk yöresi muhteşem güzel havası ve Akçay yöresi, turistik özellikleriyle, deniziyle öne çıkmaktadır. Burada: Altınoluk, Güre ve Akçay hakkında bilgi vermiyorum. Çünkü: bu beldeleri, yine bu sitede, kendi isimleri altında, gayet ayrıntılı olarak bulup okuyabilir ve bilgi sahibi olabilirsiniz.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Yörede, yöreye has lezzetler şunlardır: keşkek, etli nohut, mantı ve höşmerim tatlısı. Ama, özellikle, tarihi Cumhuriyet Lokantasına mutlaka uğrayın.

Balıkesir Edremit

NE SATIN ALINIR

İlçe merkezinde, zeytin, zeytinyağı, sabun gibi maddelerin satıldığı çok sayıda dükkan ve mağaza bulunuyor. Ayrıca: Cumhuriyet meydanından, Kurşuncu camisine kadar uzanan yolda kurulan pazarda: Yörükler tarafından: kelle peyniri, çizik zeytin, hindiba, turp otu ve ceviz gibi tamamen doğal ürünler satılıyor.

Balıkesir Edremit

GEZİLECEK YERLER

Balıkesir Edremit Kazdağı Milli Parkı

KAZDAĞI MİLLİ PARKI

Milli park: Çanakkale iline, 123 km. ve Balıkesir iline ise, 92 km. uzaklıktadır. Homeros İlyada Destanında: Kaz dağı için: “Bol pınarlı, vahşi hayvanlar anası” diye söz etmektedir. Evet, kaz dağının her yerinden “kaynaklar” çıkmaktadır. Edremit, Akçay ve Altınoluk yörelerinin buz gibi suları, Kazdağının eriyen kar sularıdır.

Ayrıca: Kaz dağlarından gelen bol oksijenli orman havası: özellikle Altınoluk Şahinderesi boğazı çevresinde, muhteşem bir oksijen yoğunluğuna sebep olmaktadır. Bunun sonucunda, burası, dünya üzerinde oksijen yoğunluğu en fazla olan, üç yerden biridir. Zeus, Truva savaşını Kaz dağı üzerinden izlemiştir. Antik çağlardaki adı İda dağıdır. Ayrıca: Kaz Dağları, mitolojiye göre, üç tanrıça arasında geçen, ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yerdir.

1993 yılında düzenlenen Milli parkın, bitki zenginliği ve doğal peyzaj değerleri sunulan vadilerde, günübirlik safari turları düzenleniyor. Dört çeker araçlarla düzenlenen bu turlar: doğal güzellikler içinde yaşanılan, harika bir yolculuk ile devam ediyor. Mutlaka katılmalısınız. Hatta, Milli park alanındaki yetkililerin göstereceği, kontrollü bölgelerde, çadır ve karavan ile konaklamak bile mümkün.

Milli Park’a rehberle birlikte ve Milli Parklar Mühendisliğinden izin alınarak girilmektedir.

Balıkesir Edremit Kurşunlu Camisi-Hekimzade Yusuf Sinan Camisi

KURŞUNLU CAMİSİ-HEKİMZADE YUSUF SİNAN CAMİSİ

İlçe merkezinde, Kurşunlu caddesindedir. Edremit bölgesinin sayılı simalarından, Yusuf bin Habib için yaptırılmıştır. Kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Ancak, 15.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbelidir. Ancak, bu kubbe normal kubbelerden geniştir. Kesme taştan yapılmıştır. Kare kaide üzerinde, minaresi yuvarlak gövdelidir.

Balıkesir Edremit Ayşe Sıdıka Erke Etnoğrafya Müzesi

AYŞE SIDIKA ERKE ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Müze, Edremit Belediyesi tarafından kurulmuştur. Müzede bulunanlar: Kuvay-i Milliye odası, geleneksel Türk ev eşyaları, el yapımı eserler ve eski silahlar sergilenmektedir. Zemin katta: Kuvay-i Milliye odası ve geniş bir salon, üst katta ise, 5 oda ve sofa bulunuyor. Odalarda: 18. ve 19.yüzyıl dönemlerine ait, Edremit ev yaşamına ait eşyalar ve günlük giysiler, günlük yaşamı yansıtan objeler sergileniyor.

YUNUS EMRE PARKI

İlçe girişindedir. Burada: çay bahçeleri, süs havuzu ve çiçekler, güzel bir görüntü oluşturmaktadır. 1946 yılında, Edremit Belediye Başkanı Faruk Serpil tarafından yaptırılmış ve uzun süre, Faruk Serpil Parkı olarak anılmıştır. Ülkenin ilk havuzlu şehir parkıdır. 1994 yılından sonra ise, Yunus Emre parkı olarak anılmaya başlanmıştır. 1999-2004 yılları arasında, park yeniden, Faruk Serpil Parkı olarak anılmış ve daha sonra yeniden Yunus Emre Parkı olmuştur.

Biraz önce söylediğim gibi, bu isim tezatını boş verin, güzel bir park ve zaman ayırıp mutlaka gidin. Parkta, birçok bitki ve çiçek türü bulunuyor. Ayrıca, balıklı bir havuzu var. Tüm bunlar, buranın muhteşem güzel olmasını sağlamış.

HANLAR MEVKİİ

İlçe merkezinden, 25 km. uzaklıkta, Kalkım yolu üzerindedir. Burada; yaz aylarında, gayet güzel piknik yapmak mümkündür. Piknik yeri. Çok temiz ve serin havası var. Çevrede: lokantalar ve çay bahçeleri de bulunuyor. Yöre halkı tarafından çok tercih edilen bir yer olarak öne çıkıyor.

Balıkesir Edremit Pınarbaşı Piknik Alanı

PINARBAŞI PİKNİK ALANI

Güre köyü sınırları içindedir. Orman Müdürlüğü tarafından işletilen piknik alanında, bol ağaç bulunmakta olup, özellikle yaz aylarında serinliği ile öne çıkmaktadır. Bölgede: ağaç masalar bulunuyor. Ayrıca: alabalık yetiştirilen bir de çiftlik var.

ANTANDROS

Pelasgoslar tarafından kurulan şehir, ilçe merkezinin batısındaki Altınoluk beldesinin 4 km batısındadır. Kazdağı’nın güneyinde ve Edremit körfezinin kuzeyindeki bir tepenin üzerinde kurulu şehrin tarihi MÖ 1000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Şehir: bir kale ve mezarlık ile çevrilidir. Artemis kaplıcalarının bulunduğu Astya köyü (Ilıca) da buradadır. Şehir, Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olmuştur.

Balıkesir tanıtım yazısı.

Burhaniye tanıtım yazısı.

Gömeç tanıtım yazısı.

Havran tanıtım yazısı.

Altınoluk tanıtım yazısı.

Akçay tanıtım yazısı.