Tekirdağ Saray

Tekirdağ Saray

İlçenin en büyük özelliği: eski Edirne-İstanbul karayolu üzerinde bulunmasıdır. Bu konumu nedeniyle, tarihi süreç içinde, uzun süre önemini korumuş ve buna bağlı olarak gelişmiştir.

Tekirdağ Saray

ULAŞIM

Saray-Tekirdağ arasındaki uzaklık: 78 km. Saray-İstanbul arasındaki uzaklık: 120 km. Saray-Çerkezköy arasındaki uzaklık: 19 km. Saray-Çatalca arasındaki uzaklık: 75 km. Saray-Vize arasındaki uzaklık: 18 km.

TARİHİ

Tarih boyunca, Tekirdağ yöresinde hakim olan uluslar, Saray bölgesinde de egemen olmuşlardır. İlk yerleşikler ise, Traklar’dır. MÖ.4000-2000 yılları arasında, Anadolu’dan gelerek, Trakya bölgesine yerleşmişlerdir. Tarihi sürecin devamında, Pers kralı Keykavus, MÖ.525 yılında, birliklerini, komutanı Bakak Soyhan komutasında bölgeye gönderir.

Bakak Soyhan, ordusu ile birlikte, Saray yöresinde, Bahçeköy civarına yerleşir. Yerleştikleri köy yakınlarında, Sunolar isimli bir kasaba inşa ettirir. Ayrıca: oğlu Mirza Demirhan için, Istranca dağlarının eteklerinde, bir saray yaptırır. İlçenin adının, bu Saray’dan geldiği düşünülmektedir.

Evet, takip eden tarihi süreçte: MÖ.514-513 yıllarında ise, Pers kralı Dareus, Tuna nehrinin kuzeyine kadar ilerler.

MÖ.168 yılında, Romalılar bölgeyi işgal ederler ve böylece, bölgedeki Trak egemenliği sona erer. Traklar, yaşanan göçler sonucu asimile olarak, tarih sahnesinden çekilirler.

Bölgede bulunan “Büyük Yoncalı” tümülüsü, Traklar zamanından günümüze gelmiştir. Tümülüs: ölülerin gömüldüğü bir anıt mezardır.

1357 yılında, Süleyman Paşa komutasındaki Türk güçleri, Trakya bölgesinin büyük bölümünü ele geçirirler. Ancak, bölgenin tümünün fethi, 1365-1368 yılları arasında, Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa zamanında tamamlanır.

Fatih Sultan Mehmet döneminde ise, Saray, Edirne-İstanbul arasındaki yolda bulunması nedeniyle önem kazanır. Yerleşim alanı: 1527 yılında, Ayaz Mehmet Paşa tarafından, bugünkü yerine taşınır ve Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri olan bu şahıs: kendisine vakıf olarak bağlanan ilçe topraklarında: cami, medrese, külliye ve hamam yaptırır.

Yörenin tarihi geçmişindeki en önemli özelliklerinden biri de: Kırım Hanlarının, ikinci yurtlarının olmasıdır. Kırım Hanlığından çeşitli nedenlerle uzaklaştırılan yani sürgün edilenler: Saray ve çevresindeki köy ve çiftliklere yerleştirilmişlerdir. Bunlardan, burada ölenler ise: Ayas Paşa Camisi avlusuna gömülmüşlerdir.

Evet, Yunan işgali, Saray’da, toplam 2 yıl 3 ay sürer. Yunanlılar, yerli halka büyük vahşet uygulamış ve birçok insanı öldürmüşler, birçoğunu ise sürgüne göndermişlerdir. 1922 yılında, bölgedeki Yunan işgali sona erdirilir.

Tekirdağ Saray

GENEL

Saray, Tekirdağ’ın Karadeniz kıyısındaki tek ilçesidir. İlçe merkezinin güney ve batı bölümleri, düz, Karadeniz’e doğru uzanan bölümleri ise, dağlık ve ormanlıktır. Bu ormanlarda: meşe, gürgen ve karaçam hakimdir. Özellikle: karaçam, sadece burada görülmektedir.

Trakya’nın en büyük nehri olan “Ergene” Saray’dan doğmaktadır. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği: 140 metredir.

Bölgedeki hakim iklim şartları: karasal iklim özellikleri görülür. Kışlar, genellikle soğuk ve yağışlı, yaz ayları ise sıcak ve kuraktır.

Ekonomik etkinlikler değerlendirildiğinde: Saray ilçesinin, Çorlu ve Çerkezköy gibi, yoğun endüstrileşmiş bölgelere komşu olması, endüstrinin burada gelişmesini engellemiştir.

NE SATIN ALINIR

Saray yöresinden: Trakya’nın çeşitli yerlerinden ve Bulgaristan’dan getirilen: çeşitli mallar ve özellikle şarap bulup satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Tekirdağ Saray Ayaz Paşa Camii

AYAZ PAŞA CAMİ

İlçe merkezindedir. 1539 yılında, Sadrazam Ayaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Küçük bir yapıdır. Ana mekan, kubbeyle örtülüdür. Minare tek şerefelidir.

Caminin avlusunda: Kırım Hanlarının mezarları var.

GÜNEŞLİ/GÜNEŞKAYA 

İlçe merkezinin 2 km. batısındadır. Eski bir yerleşim yeridir. Burada, çok sayıda tarihi eser bulunmuştur. Bu buluntuların: MÖ.5000-3000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Tekirdağ Saray Laladere Mesire Yeri

LALADERE MESİRE YERİ

İlçe merkezine bağlı, Güngörmez köyünde, Saray-Kıyıköy karayolu üzerindedir. İlçe merkezine, 13 km. uzaklıktadır. Ormanlık bölge, özellikle yaz aylarında ilgi çekmektedir.

Burada: çocuk parkı, spor alanı, restoran ve büfe bulunmaktadır. Piknik yapmak için çok güzel bir yer. Ağaç masa ve sandalyeler, oturma yerleri de bulunuyor.

Tekirdağ Saray Çamlıköy-Kastro Ormaniçi Dinlenme Tesisleri

ÇAMLIKÖY (KASTRO) ORMANİÇİ DİNLENME TESİSLERİ

Karadeniz kıyısındadır. Kıyıköy istikametinde gidilirken, bir süre sonra, yoldan sapılır ve 8 km. lik toprak bir yolla ulaşılır. İlçe merkezine, toplamda: 32 km. uzaklıktadır. 1988 yılında, Milli Park bölgesi olarak ilan edilmiştir.

Burada: Karadeniz kıyısında, doğal bir plaj bulunmaktadır. Bahçeköy deresi, buradaki koydan, Karadeniz’e  dökülüyor. Kumsal uzunluğu: 2.5 km. dir.

Burası: Trakya bölgesinin, karaçam ormanlarıyla kaplı tek yöresidir. Yani: mavi ve yeşil, burada birleşiyor.

Ayrıca, nesli tükenmekte olan Akdeniz Foku, buralarda yaşamaktadır ki, bu durum, buraların temizliğinin en büyük göstergesidir.

Tekirdağ Saray Bahçeköy-Kayınlı dere-Sultansuyu Balaban Alabalık Çiftliği

BAHÇEKÖY-KAYINLI DERE-SULTANSUYU BALABAN ALABALIK ÇİFTLİĞİ

İlçe merkezine 14 km. uzaklıktadır. Laladere piknik alanına ise, 3 km. uzaklıktadır. Burası: tamamen ormanlık bir alandır. Bu ormanlık alanda, alabalıkların yetiştirildiği havuzlar var. Ayrıca, bir de restoran bulunuyor. Ayrıca, açık alanda, piknik masaları ve sandalyeler bulunuyor.

Van Saray

Van Saray

Saray, Van arası uzaklık: 75 km. Saray, Özalp arası uzaklık: 39 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, 1869 yılında ilk kurulduğunda “Mahmudiye” ismini almıştır. 1915 yılımda bölge Ruslar tarafından işgal edilmiş, ancak Ruslar bölgede az bir süre kalmışlar ve bölgeyi Ermenilere terk etmişlerdir. Ermeniler bölgede kaldıkları sürede vahşice katliamlarda bulunmuşlardır.

Ancak 2 Nisan 1918 tarihinde Türk ordusu Van’a girince bölgeden kaçmışlardır. 3 Nisan 1918 tarihinde Türk kuvvetleri, Saray ilçesine girerek bölgeyi Ermenilerden tamamen temizlemişlerdir. 1932 yılında ise, yerleşim yerinin ismi “Kazım Paşa” olmuştur. Çünkü ilçeyi düşman işgalinden kurtaran Van Tümen Komutanı ismi Kazım Özalp’dir. 1986 yılında Belediye kurulur ve 1990 yılında ilçe olur.

GENEL

İlçenin en büyük özelliği İran ülkesiyle sınırı olmasıdır. Kapıköy sınır kapısı bu ilçededir. Diğer büyük bir özelliği ise, 2100 metrelik ortalama rakımı ile, Türkiye’deki en yüksek ilçedir. Yerleşim merkezi, Saray ovasının yukarı kısmına kurulmuştur.

İlçe genelinde geniş düzlükler bulunur. İlçenin doğu bölümünde bulunan dağlar, İran ile sınırı oluşturur. Yörede sadece Kotur çayı bulunur, bu çay ilçe sınırlarından geçerek İran tarafına ulaşır. Yörede karasal iklim hakimdir. Kışlar sert ve uzun geçer. Yazları az yağışlı ve çok sıcaktır. Dağlar genel olarak ağaçsızdır. Topraklar bozkır görüntüsü verir.

GEZİLECEK YERLER

Van Saray Yeşilalıç Kalesi-Açık Hava Tapınağı

YEŞİLALIÇ KALESİ, AÇIK HAVA TAPINAĞI

İlçe merkezine bağlı Yeşilalıç (eski ismi: Pagan) köyünün 1 km kadar güneyindedir. Köy ilçe merkezine 36 km uzaklıktadır.

Urartu döneminde yapılmış ve günümüze ulaşmıştır. Burada kale ve kutsal alan vardır. Kale: kuzey-güney doğrultusunda 60-70 metre, doğu-batı yönünde ise 20 metre uzunluğundadır. Bu kutsal alanı korumak için yapıldığı düşünülen bir karakol kalesidir.

Kalede ağır tahribat ve yangın izleri görülmektedir. Kalede: Urartu kalelerinin en büyük özelliği olan şarap, zehire gibi maddeleri saklamak için yapılan tamamen doğal kayaya oyulmuş depoların bulunmasıdır.

Kutsal alan kalenin 100 metre kadar doğusundadır. Burası bir açık hava tapınağı şeklinde tanzim edilmiştir. Aynı zamanda bir anıttır. Tapınak, tarihsel olarak büyük bir öneme sahiptir. Urartu Kralı Menua zamanında, özellikle bu bölgeyi takip eden Van’dan buraya gelen Büyük ve Küçük Karakol kaleleriyle dizayn edilmiş bu yol güzergahında ibadet yapılabilecek bir yer olarak düzenleniyor.

Burası tapınma yeri olarak kullanılıyor. Aynı zamanda tanrıların veya öbür dünyanın geçiş kapısı formunda yapılıyor. Burada: yapılan tapınakta, ibadette hangi tanrı için ne kadar kurban kesileceğini anlatan ve devamında bu yapıyı yapan kralın neden yaptığını anlatan yazıt var. Hatta sonunda da buraya kim zarar verirse onun için bir beddua var.

Elbette günümüzde bu çivi yazılı yazıtın altında buraya gelenler tarafından kazınarak çizilmiş isimler ve saçma sapan birçok yazı var. Bunlar sanırım çivi yazısını okuyamadıkları için Kral Menua’nın buraya zarar verenler hakkındaki bedduasının ve lanetinin farkında değiller. Neyse, umarım bu yazıyı okuyan ziyaretçiler, buraya giderse, bu bedduadan korkar ve herhangi bir zarar vermezler, isimlerini buraya kazımazlar.

Evet devam edelim. Bu tapınma alanı yol güzergahında olduğu için herkesin uğrak yeridir.

Tapınakta yaklaşık olarak 5 metre yüksekliğe sahip olan ve üzerinde Urartulara ait yazıların yer aldığı kaya kapısı bulunur. Bu kapı kutsal kabul edildiği için çok fazla tahrip edilmemiştir. Ancak bu muhteşem kapı üzerinde, çok sayıda ziyaretçinin kazınmış ismi var.

İnanılmaz bir rezillik. Bu kayaya kazınarak yazılan bu yazılar kolay ama bunların temizlenmesi mümkün değil, hatta ve hatta buraya giderseniz göreceksiniz, dinamit patlatmışlar, kapının ardında birşeyler bulunduğunu düşünerek dinamit patlatmışlar, siyah izlerden bu anlaşılıyor.

Peki niye bu kapı: Urartular, tanrı ve tanrıçaların yılın belirli zamanlarında bu kapıdan geçiş yaptıklarına inanırlar, tapınaklarına bu tür kayalara oyulmuş kapılar yaparlarmış.

Urartular döneminde inşa edilen Yeşilalıç Kalesinin çevresinde bulunar sarnıçlar ile yakınındaki bir mağaranın duvarlarında bulunan kaya resimleri de ilgi çekicidir.

ZAMBAK KANALI

İlçe merkezine bağlı Yeşilalıç köyünün 1 km güneydoğusundadır. Zambak kanalı, Urartu su mühendislerinin muhteşem bir eseridir.

Kanal: Pagan çayından alınmıştır. Pagan çayı, arazide derin ve geniş bir vadide akar. Zambak boğazı kayalığı ise, bölgede bulunan iki karakol kalesini birbirinden ayırır.

Kanal: MÖ 7’nci yüzyıla tarihlenir.

İki Urartu kalesi olan Yukarı Yeşilalıç ile Aşağı Yeşilalıç Kalesini birbirinden ayıran kanal, Köyüstü Göletine kadar toprağın altından geçer. Kanal oldukça derin açılmıştır. Kanalın genişliği 4 metredir. Derinliği ise 50-80 cm arasında değişir.

Ancak gerçek derinliğinin 1 ile 1.5 metre arasında olduğu tahmin edilmektedir. Uzunluğu yaklaşık 900 metredir. Kayalıklar içine yapılan kanal define avcıları tarafından tahrip edildiğinden, günümüzde çalışmamaktadır.

Kanalın Urartu su mühendisliğinin başarılı bir çalışması olduğu vurgulanır.

Van hakkındaki gezi yazım için Van