La Rambla caddesinin hemen batısındaki bölgedir. Şehrin; antik dönemdeki yani Roma dönemindeki merkezi burasıdır. Barcino isimli şehir burada kurulmuştur. Eski şehir (Ciutat Vella) diye de anılıyor.
1000 yıldır yerleşim yeri olarak kullanılıyor. Labirent gibi sokaklardan oluşan bir bölgedir. Roma şehrinin: antik taşları, sütunları, duvarlarda ve şehrin özgün temaları olan yeraltı geçitlerinde görülebiliyor.
Burayı, Romalılar: Mont Teper olarak adlandırmışlar ve üzerine Augustus Ceesar adına bir tapınak inşa etmişler. 4’ncü yüzyılda da, yerleşim merkezini korumak için, çevresine 1.5 km. uzunluğunda bir duvar örmüşler.
Bu tepe: Barri Gotic semtinin de, merkezi konumunda. Burada: ortaçağ sarayları, manastırlar ve kiliseler yoğun olarak bulunuyor. Bu semti gezmeye başlama noktamız: katedral.
PLAÇA DE SUE
Her Perşembe günü, 15’nci yüzyıldan kalma dev katedralin dibinde bulunan Plaça de la Sue’de: açık havada bit pazarı düzenlenir.
Bu pazarda: antika mücevherler, sevimli eski bebekler ve basılı reklam öğeleri satılır. Pazarın kalitesi pek yüksek olmasa da malların içinde kalitelileri bulunabilir.
Bölge çok popülerdir. Barselona şehri ziyaretçilerinin çoğu tarafından ziyaret edilen ve ayrıca turistlerden gelir uman sanatçılar tarafından ziyaret edilen bir yerdir. Ancak burada çantanıza ve kameranıza ve kişisel eşyalarınıza iyi sahip olmanızı öneririm, çünkü çok sayıda hırsız vardır.
Özellikle Katedrale bakan küçük restorandaki masalarda çok sayıda hırsızlık olduğu, cüzdanların çalındığına tanık olunmuştur.
SANTA CREU İ SANTA EULALİA KATEDRALİ
Kilisenin resmi ismi “Kutsal Haç ve Aziz Eulalia Katedrali” dir. Bölgenin merkezinde. 6’ncı yüzyıldan itibaren, sürekli olarak dini yapılandırmaların merkezi olmuştur. Romalılar günümüzde Katedralin bulunduğu, hafif yüksek Pla de la Seu’da bir tapınak inşa etmişlerdir.
Bina 12’nci yüzyılda inşa edilmeye başlanmış ve 1913 yılında hala bitirilememiştir. Yapının finansmanı: Ortaçağ loncalarından yapılan bağışlarla karşılanmıştır.
Katedrale maddi yardımda bulunmuş olan ayakkabıcılar, terziler ve diğer esnaf localarının amblemleri yerlere işlenmiştir. Yapının yapıldığı yerde, daha önce 4’ncü yüzyıldan kalma erken bir Hıristiyan bazilikası bulunuyordu. Bu bazilika, El Mansur birlikleri tarafından yıkılmıştır. Bundan geriye sadece vaftizhane kalmıştır.
Katedral, Barselona şehrinin koruyucu azizi olan Şehit Santa Eulalia’ya adanmıştır. Roma döneminin sonlarında kendisi işkenceyle öldürülmüştür. Cesedi ana sunağın altına gömülüdür. Santa Eulalia her yıl 12 Şubat tarihinde anılır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Katedralin yapımı yaklaşık 6 asır sürmüştür. Sadece detayları ve süslemeleri, yaklaşık 150 yıl sürmüştür. Ana cephe ve kule: ilk planlarının ardından ve neo-Gotik tarzı takip ederek, 1890 yılı civarında tamamlanmıştır.
Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Haç planlıdır. Güzel vitray pencereler iç alanı ışıkla doldurur. Basit sekizgen kulelerle çelişen bir görünüm yansıtıyor. Çünkü; yukarıda belirttiğim gibi, daha önce de söylediğim gibi, yapımı çok uzun sürmüş ve değişik mimari tarzlardan etkilenmiştir.
Katedralin en eski kapısı: San Ivo’dur. Nefin (orta mekanda, sütunlarla ayrılan bölüm) ortasında, süslemeli kuleler var.
KATEDRALİN İÇİ
Hemen belirtmem gerekir ki, eğer katedrale girmek istiyorsanız üstünüzde uygun kıyafet bulunmalıdır. Omuzlar ve dizler kapalı olmalıdır.
Katedralin içine girdikten sonra: 1517 yılında Alman İmparatoru V Charles’in ziyareti sırasında “Altın Post” üyelerini bir araya getirecek olan 25 yan şapel, 14’ncü yüzyıldan kalma muhteşem manastır ve koro yerleri şaşırtıcı güzelliktedir.
Koro sıralarının arkasındaki frizde: Avrupalı kral ve prenslerin, hanedan armaları var. Sunağın altındaki merdivenler, şehrin iki koruyucusu azizlerden biri olan ve 4’ncü yüzyılda şehit edilen; Santa Eulalian’ın mezarına iner. Mahzende: tapınağın adandığı Barselona şehrinin koruyucu azizlerinden Santa Eulalia’nın kalıntıları ve lahdi bulunur.
Sunağın arkasındaki şapellerde yer alan, Katalan gotik altar panolarını mutlaka görün. İsa’nın göğe yükselişini simgeleyen, dokuz parçalı bir panodur. 15’nci yüzyılda, Sant Salvador şapeli için, Bernat Martorell tarafından yapılmıştır.
MANASTIR
Manastır 14-15’nci yüzyıllarda inşa edilmiştir. Manastırın ortasında: portakal ağacı, manolya ve palmiye ağaçlarıyla güzel bir bahçe ve ortasında büyüleyici bir çeşme bulunur. Manastırda ayrıca kazlar bulunmaktadır. 13 beyaz kazın, Eulalia’nın şehitliğini yaşadığı çağını simgelediği söylenir.
Bu doğru olabilir, ancak bu kaz yetiştiriciliği geleneğinin varlığı kazların çok pratik bir özelliğinden kaynaklanıyor. Sağır edici gürültüleri, istenmeyen davetsiz misafirlere ve hırsızlara karşı iyi bir engeldi. Manastır, özellikle sıcak yaz günlerinde serinlik yaratır.
KATEDRALİN ÇATISI
Katedralin çatısına asansörle ulaşılmaktadır. Çatıdan: Barselona şehri manzarası, iki çan kulesi ve yüzyıllar önce inşaatçıların görebildiği gibi sadece oradan görülebilen bazı mimari unsurları görmek mümkündür.
CAPELLE DE SANTA LLUCİ
Şapelin duvarlarında asılı zırhlı bir haçlı şövalyesi anıtı vardır.
KATEDRAL MÜZESİ
Katedralin eski bölümü ilginç bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Manastırdan buraya ulaşılır. Bu Gotik oda, günümüzde artık ibadet konusu olmayan, en değerli parçaları ve sanat eserlerini sergilemektedir.
Müzede SAnta Eulalia’yı temsil eden çok değerli iki heykel ve aynı derecede değerli bir saf altın canavar bulunmaktadır. Bu canavar, konağın sunulduğu ayinsel bir gösteridir. Sala Capitular da güzel sanat resimlerine hayran kalınır. 2007 yılından itibaren, Sant Sever bölümü de halka açılmıştır. Bu bölümde: barok ve çağdaş sanat sergileri düzenleniyor.
MUSEU DİOCESA-GAUDİ SERGİ MERKEZİ
Müze: 4’ncü yüzyıldan kalma kule ve Roma duvarını bir araya getirir. 1435 yılında yapılan Rönesans tarzındaki müze binasına, 1546 yılında eklentiler yapılmıştır.
Müzede: resimler, heykeller, kuyum ürünleri, seramikler ve çeşitli dini giysiler dahil olmak üzere 3 binden fazla objeden oluşan sanatsal bir koleksiyon bulunmaktadır.
Koleksiyondaki eserler: Roma dönemi ve Ortaçağ döneminden başlayıp 21’nci yüzyıla kadar uzanan dönemi kapsamaktadır.
PASSEJANT AMB GAUDİ
Müzede ayrıca: Antoni Gaudi’nin orijinal belge koleksiyonunun sergilendiği “Passejant amb Gaudi” sergisine ev sahipliği yapmaktadır. Sergi: Gaudi hakkında, yüzyıllık uluslararası araştırma sonuçlarını sergilemektedir. Sergide: ev işleri ve orjinal çalışma yöntemleri görülebilir.
CALLE AVİNYO’DA VİNTAGE ALIŞVERİŞ
Bu ünlü alışveriş caddesi: Plaça Catalunya ve ünlü Katedral arasındadır. Burada: büyük mağazalara ve ünlü İspanyol markaları olan Zara, Mango ve H&m gibi uluslararası markaların ürünlerini satan yerleri bulabilirsiniz. Ancak daha yerel ve biraz daha özel bir şeyler arıyorsanız, Carrer de Ferran’dan ayrılan bir ara sokak olan Carrer Avinyo’ya gitmelisiniz.
Burası bir ara sokaktır ve limana kadar iner. Caddenin tamamı orijinal kıyafetler, mücevherler ve ev aksesuarları satan küçük butiklerle doludur. Şirin butiklerin yanı sıra American Apparel ve Adidas Store de buradadır.
ELS QUATRE GATS
Carrer de Montsio’dadır.
Paris şehrindeki Le Chat Noir adlı bir bardan esinlenilmiştir. 1897 yılında bu barda, garson olarak çalışan üç sanatçı, Barselona’daki kafeyi açarlar. Kısa süre sonra Els Quatre Gats, kentin en önemli modernizm merkezlerinden biri haline gelir.
Pablo Picasso, Antoni Gaudi ve diğer sanatçılar, mimarlar ve müzisyenler, çalışırken burada bir şeyler içmeyi severlerdi. 1900 yılında Picasso, bu büyüleyici kafede, birinci ve ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yaptı.
Borlar nedeniyle, işletme sahibi 1903 yılında Els Quatre Gats’ı kapatmak zorunda kaldı. Ancak 1989 yılında yeniden açıldı ve o zamandan beri inanılmaz bir tarihe sahip inanılmaz popüler bir yer oldu.
PLAÇE DE SANT LU
Bu meydan, 16’ncı yüzyılda, Tinell’in arka tarafının Aziz Lu’ya adanmış Katedralinin yan portalının önünde bir alan açmak için yıkıldığı zaman oluşturulmuştur.
Meydan 1578 yılında tamamlanmıştır. Rönesans pencereli cepheler görülür. Ayrıca, 15’nci yüzyıl sonlarından itibaren kullanılan Kraliyet Sarayından var olan Engizisyon arması vardır. 18’nci yüzyılda Santa Clara rahibeleri eski Sarayın bir bölümünü işgal ettiler, bir zemin eklediler ve pencereleri balkonlarla değiştirdiler.
Müze: 1944 yılından itibaren inşa edilmeye başlamış ve bu sırada meydan kazılmıştır. Ancak, 1955 yılında tekrar asfaltlanmıştır. O yıllarda basit bir kapıdan Tinell’e çıkan merdivenler günümüzde hala vardır.
FREDERİC MARES MUSEUM
Müze, Katedralin yanındadır. İspanyol Engizisyonuna dayanan bir Saray olan Palau Reial Major’ın bir bölümünde bulunmaktadır.
Frederic Mares: ünlü bir İspanyol heykeltıraş, tarihçi ve öğretmendi ve aynı zamanda koleksiyonerdi. Uzun ömrü boyunca biriktirdiği heykel, sanat ve gündelik nesnelerden oluşan dev bir koleksiyon toplamıştır.
Müze iki büyük bölüme ayrılmıştır.
Heykel Koleksiyonu
Müzenin bu bölümü: İspanya’da 12’nci yüzyıldan 19’ncu yüzyıla kadar İspanyol heykelinin en önemli koleksiyonunu içerir.Roma öncesi dönemlerden, 19’ncu yüzyıla kadar, İspanyol devletinden Ortaçağ’a ait sanat eserleri sergileniyor. Özellikle; Rönesans ve Kastilya Barok heykelleri görülmelidir. İspanyol heykel okullarının birçoğunun örnekleri bulunmaktadır.
KOLEKSİYONERLER DOLABI
Koleksiyoncu Dolabı
15’nci Yüzyıldan 19’ncu yüzyıla kadar kullanılan günlük yaşama ait bir dizi el sanatı ürünü sergilenmektedir. Tütün pipoları, oyuncak bebekler, bastonlar, cep saatleri, deniz kabuğu ile kaplanmış vazolar, anahtarlar ve daha fazlası, bu büyüleyici mekanın duvarlarını kaplıyor.
Kadınsı Oda
Frederic Mares Müzesinin en güzel bölümlerindendir. Romantik dönemin, kadınsı dünyasının mükemmel ifadesi burada görülebilir. Koleksiyonda sergilenen objeler arasında: yelpazeler, taraklar, mücevherler, giysiler ve diğer moda bileşenleri bulunmaktadır.
Eğlence Hall
Burada: oyuncaklar ve benzeri, antik dönemlerin eğlence ve cazibe objeleri sergilenmektedir.
SİGARA İÇİLEN ODA
Bu bölümde: çok çeşitli borular sergileniyor.
PLAÇA DE SANT JAUME
Burası: Barselona şehrinin en önemli meydanlarından birisidir. Plaça de la Generalitat olarak da bilinir.
Çoğunlukla hafta sonlarında, bu geniş meydanda sergilenen bazı geleneksel Katalan geleneklerini de görebilirsiniz. (Örneğin: Sardana’da geleneksel Katalan dansı yapan bir gurup insanı veya insan kuleleri inşa eden Castellers’ı yapan insanları görebilirsiniz.)
Burası eski Juderia caddesidir. Yani bölge Romalılar zamanında bile önemli bir yerdi.
Şehrin Gotik Mahallesinin kalbinde, küçük sokaklardan oluşan ve eski Sinagogun bir kısmı hala korunmaktadır.
23 Nisan Ulusal Kutsal Jordi gününde, Plaça de Sant Jaume, koşuşturmanın, güllerin ve kitap stantlarının merkezidir. Sadece pazar günleri halka açık olan Palau de la Generalitat (Eyalet Hükümeti Sarayı) bugün de açılır.
1931 yılında Cumhuriyet, Plaça de Sant Jaume’de ilan edildi. 1977yılında eski başkan Taradellas, iade edilen Katalan özerklik haklarının bir işareti olarak sürgünden döndüğünü yine burada duyurdu.
Plaça Sant Jaume’de resmi etkinlikler için birçok festival düzenlenmektedir. Burada: Sardana, Catellers tarafından buraya dikilen insan kuleleriyle dans edilir.
Burada iki tane bina vardır.
1-Casa de la Ciutat. (Belediye Binası)
2-Palau de la Generalitat. (Katalan Hükümetinin Sarayıdır.)
Bu yüzden, burası Barselona şehrinin siyasi kalbi olarak kabul edilir. Her iki bina da karşılıklı durur. Pazar günü sabahları, Belediye Binası, kapılarını ziyaretçilere açar ve bu görkemli binanın içine bir göz atabilirsiniz.
AJUNTAMENT DE BARCELONA-BELEDİYE BİNASI
Generalitat’ın karşısındadır. Belediye Başkanıyla birlikte Belediye Binasının koltuğudur. Bu bina Gotik tarzda inşa edilmiştir. Bu cephelerden bazıları, hala orijinal cephelerinde, ana cephe de 1847 yılında yeniden inşa edilen Klasik tarzdadır.
14’ncü yüzyılda Pere Llobet tarafından inşa edilmiş ve 1372 yılından bu yana, Barselona Belediye Binası olarak kullanılıyor.
Zemin katta, Turizm Danışma Bürosu vardır. Antik Roma döneminde, burası kentin siyasi toplantı ve tartışma yeri olan Forum idi. Günümüzde de benzer işlevi sürdürmektedir. Çünkü: Barselona şehrindeki ini ana siyasi yapı olan Barselona Kent Konseyi ve Generalitat de Catalunya Sarayı’nın merkezi buradadır.
BELEDİYE BİNASI LOBİ VE GOTİK MERDİVENLERİ
Burası: Gargallo, llimona, Navarro Subirachs, Mares, Miro ve Calara’nın heykellerinin bulunduğu otantik bir sanat galerisidir.
SANTS JUSTİ PASTOR KİLİSESİ
Yapının arkasında, Sants Justi Pastor kilisesi vardır. Bu kilise: küçük ve sevimli bir meydandadır. Şehrin en eski kiliselerinden biri olduğu söylenmektedir. Söylentiye göre: 10’ncu yüzyıldan kalma bir geleneğe göre: bu kilisenin sunağının önünde vasiyet edilen her şey: Barselona Mahkemelerinde geçerli sayılıyormuş.
PALAU DE LA GENERALİTAT
Katalonya Özerk Hükümetinin Sarayıdır. 1532 yılında yapılan binanın cephesi neoklasiktir. Genelde ise, binanın içinde: saf Gotik, gösterişli Gotik, Rönesans ve Barok unsurlar vardır. 15’nci yüzyılda inşa edilmiş balkonda Sant Jordi heykeli vardır.
Bu çeşitlilik: binanın inşaatının: 15’nci yüzyıl başından 17’nci yüzyıl ortalarına kadar sürmesi nedeniyle olmuştur. Yapının 1’nci katında güzel bir şapel bulunmaktadır. Bu şapelin, Marc Safont tarafından inşa edilmiş merdivenleri ilgi çeker.
Yapının çan kulesi, 1976 yılında inşa edilmiştir ve 49 tane çanı vardır. Bu çanlar, her gün öğlen 12 ve öğleden sonra saat 6’da çalar ve benzersiz bir konser sesi duyulur.
CARRER DE SANTA LLUCİA
CASA DE L’ARDİACA-ROMA DUVARLARI VE SU KEMERLERİ
Roma duvarı: Plaça Nova’ya bağlıdır.
İlkel Roma duvarının diğer tarafında, arkeolojik kalıntılar görülebilen Casa del Arcediano evinin girişi vardır.
Bu Ortaçağ eseri, 1924 yılında kültürel miras ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Mimar Domenech Montaner: Rönesans portalına heykeltıraş Alfons Juyol’un eseri olan: bir kaplumbağa ve üç kırlangıç benzeri bir mermer posta kutusu eklemiştir.
Roma surları, zemin kattaki binanın içinde görülebilir.
Archdeacon evinin avlusunda: 19’ncu yüzyılın sonlarında bir palmiye ağacı dikilmiştir. Yanına ise Corpus Christi gününde (Paskalya Pazarından 60 gün sonraki geleneksel ou com balla (dans eden yumurta) kutlanır.) Bu nedenle, çeşme çiçekler ve meyvelerle süslenir ve su jeti altına bir yumurta bırakılır.
Yumurta düşmeyecek, ancak su ile dönüyor, kıvrılıyor ve dans ediyor. Gelenek, sadece Casa de I’Ardiaca da değil, aynı zamanda Barselona şehrinin diğer kiliselerinde veya yapılarında, dehlizlerde ve Barselona Katedrali ve Barselona Athenaeum’da olduğu gibi veranda ve çeşme de kutlanır.
Casa de I’Ardiaca
Bu ev: 1921 yılından bu yana, Barselona Belediye Tarihi Arşivinin Merkezidir.
Üzerinde durduğu duvarlar, Barselona’nın en eski Roma duvarının bir parçasıdır. Burada bulunan bir merdiven: Romeo ve Juliet tarzından bir balkon olan üst terasa çıkar. Merkezde revaklı bir avlu bulunur.
Bu duvar: şehrin giriş kapısından başlayan, su kemerinin kopyasının bir parçasıdır.
PLAÇA DE MANUEL RİBE
MUSEU D’HİSTORİA DE BARSELONA-EL CALL (MUHBA)
Yahudi Mahallesindeki bu merkezde: bölgede yapılan arkeolojik kazılarda bulunan, 13 ve 14’ncü yüzyıla ait günlük kullanıma ait nesneler sergileniyor. Bunlar arasında öne çıkanlar: “Khanukiyyes” dir. Bu: Katalan topraklarında üretilmiş, İbranice karakterli bir kasedir. Ayrıca: İbranice yazıtlı iki mezar taşı görülebilir. Bunların üzerinde, 15’nci yüzyıldan kalma sahneler vardır.
1’nci Katta
Salomo ben Adret de Barcelona (1235-1310) “Ortodoksluğun Zaferi” sergisi vardır. Burada: Barselona Yahudi Çağrısının: Ortaçağ Yahudiliği için taşıdığı uluslararası önem ortaya konulmaktadır.
Bunun haricinde: Merkez, ziyaretçilere: Yahudi Mahallesinde rehberli turlar düzenlemektedir. Bu turlarda: Katalan-Yahudi mutfağı tadımı, Yahudi hikaye seansları ve tesis bünyesinde düzenlenen yaz merkezi çeşitli aktiviteleri bulunmaktadır.
PLAÇA DEL REİ
Doğrudan La Rambla caddesinin yanındadır ve bu yüzden bulunması çok kolaydır.
Evet burası Barselona şehrinde en ünlü meydanlardan biridir ve Kraliyet Meydanı olarak isimlendirilir.
Plaça del Rei’nin anıtsal kompleksi: şehrin Ortaçağ geçmişini en iyi örnekleyen Gotik köşedir. Meydanın bir tarafında Kral Marti gözetleme kulesi ve arka planda yükselen Palau Reial Major binası görülür. Meydanın çevresinde: barlar ve palmiye ağaçları vardır ve ortada güzel bir çeşme görülür.
Meydanda: Jamboree, Sidecar ve Karma gibi bazı ünlü gece kulüpleri vardır. Sanatçı, aktivist ve ressam Jose Perez Ocana’nın adını taşıyan çok hoş ve dikkat çekici bir bar “Ocana” da buradadır. Sanatçı Ocana: sık sık Rambla ve Plaça Reial çevresinde performans sergiledi.
Makyaj yapmayı ve kadın kıyafetleri giymeyi sevdiği için çok dikkat çekiciydi. “Bana travesti olup olmadığımı soruyorlar. Ben travesti değilim, ben bir tiyatroyum ve sahnem Rambla…” demiştir.
Bu sokakta; pek çok pastane var. Burada: Museum Historia de la Ciutat’ı ( Şehir Tarihi Müzesi) göreceksiniz.
PALAU REİAL MAJOR BİNASI
Binanın tarihi 11’nci yüzyıla kadar uzanmaktadır. Ancak mevcut görünümü, 13’ncü yüzyılda yapılan tadilatlar aittir. Bu yüzden binada Gotik baskın stildir. Palau Reial Major binasının en sembolik ve güzel odası: Salo del Tinell’dir. Burası arka arkaya yarım daire biçimli kemerler halinde düzenlenmiştir.
MUSEUM D’HİSTORİA DE BARCELONA-MUHBA
Müze kompleksinde: meydanın altında bulunan arkeolojik kalıntı, Casa Padellas ve Palau Comtal bulunmaktadır.
Müzenin içinde sergilenen koleksiyonda ise: ağırlıklı olarak kazılardan elde edilen nesneler sergilenmektedir. Bunlar: seramik, cam, kuyum, mermer ve taş heykeller, mimari öğeler, madeni paralar ve benzerleridir.
Bu objelerin dönemleri: Neolitik dönemden başlayıp, Ortaçağ sonlarına kadar değişmektedir.
Roma büstleri koleksiyonun çoğunluğu, Roma surlarında yapılan kazılarda ele geçirilmiştir.
Roma ve İbranice: seramikler (tabaklar, kaseler, testiler, çanaklar, sürahiler ve diğerleri) ve kuyum objeleri bulunur.
Arkeolojik kazılar dışında çeşitli objeler de sergilenmektedir.
CASA PADELLAS
20’nci yüzyılın başlarında Gotik Saray buraya transfer edilmiştir. Her taşı, tek tek taşınarak, bugün bulunduğu yere getirilmiştir. Daha önce bulunduğu yerde yapılan kazılarda, binanın temelinde Roma duvarlarının çevrelediği dükkanları da içine alan bir Roma şehri kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, tekstil sanayiinde kullanılan boya fıçıları ve şarap yapımına işaret eden bulgulara da rastlanılmıştır.
PALAU COMTAL
11’nci yüzyıldan kalma yapı, Katalon ve Aragon krallarının ikametgahıdır.
Plaza del Rey Anıtsal Kompleksi
Meydanda, 4000 metre karelik bir arkeolojik toprak altı hazineleri, Roma kolonisinin tarihi kalıntılarını ve antik Barcino’nun piskoposluk merkezini yakından görme şansı yaratır.
Museu Frederıc Mares:
Katedralin yan tarafında. Bahçesi çok güzel. Şehirdeki heykellerin yaratıcılarından olan Frederıc Mares; özgün sanat eserlerinden oluşan koleksiyonunu, Barselona’ya miras bırakmış.
Müzenin alt katları: İber adak heykelcikleri, limoges mineleri ve dini heykellerle dolu. Burada, ayrıca: Portekizlilerden kalma öküz boyundurukları, demir anahtarlar, eski dikiş makinaları, bastonlar, kurmalı oyuncaklar vb. gibi objeler görülebilir.
PLAÇA SANT JUST
SAİNT JUST TAPINAĞI-AZİZLER KİLİSESİ
MS 801 yılında, Kral Lluis el Piados tarafından, Frankish’in yeniden fetih edilmesinden sonra, Barselona şehrinin yeniden inşa edilmesine başlandı. O dönemde, şehrin merkezinde Saints Just isimli bir tapınak kuruldu.
Ancak o tapınaktan günümüze hiçbir kalıntı kalmadı. Onun yerine, 1342 yılında, buraya Gotik tarzda bir bina inşa edildi ve günümüzdeki bina bu binadır.
Barselona şehrindeki en eski kiliselerden biri olduğu söyleniyor.
Yapının sekizgen kulesi, 15’nci yüzyıldan kalmadır. Cephe, neo-Gotik tarzda restore edilmiştir. İç mekan: huzurlu ve çekicilik doludur. Tek nefli ve çokgen apsisli yapı, son derece sadedir.
Sant Feliu la Santa Creu Şapelinde: 19’ncu yüzyıldan kalma, büyük bir neoklasik sunak bulunur.
Üst pencerelerin vitrayları, yapının içini renklendiriyor.
FİVALLER ÇEŞMESİ
Yapının dışında, meydandadır. Gotik tarzdadır.
PLAÇA DEL Pİ
Meydandaki en önemli nokta, şüphesiz ki büyük ve güzel Gotik kilise Santa Maria del Pi’dir. Kilisenin sol tarafında, hafta s onlarında yerel sanatçıların resimlerini sattıkları küçük bir sanat pazarı bulunmaktadır. Her ayın, birinci ve üçüncü Cuma ve Cumartesi günleri, meydanda kilisenin önünde güzel bir esnaf gıda pazarı düzenlenir.
Sadece birkaç tezgah vardır. Ancak geleneksel Katalan sipesiyallerini ve peynir, çikolata, nuga, bal, şarap ve daha fazlası gibi diğer el yapımı ürünleri denemek için kesinlikle görülmeye değerdir.
Buralarda gezerken inanın zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Ara sokaklardaki barlar, dışarıda ağaçların altına masalarını koyarlar, gezginler ve gençler buralarda otururlar. Siz de buralarda küçük dinlenme molaları verebilirsiniz.
Place del Pi meydanında, kuzeye doğru uzanan sokak (Cerrer Petritxol) boyunca uzanan sanat galerileri ve geleneksel granjalar sıralanıyor. Dikkat granja denince, sakın pas geçmeyin, burada sıcak çikolata içip hamur işlerinin tadına bakmalısınız.
SANTA MARİA DEL Pİ BAZİLİKASI
Pi ve Sant Josep Oriol pitoreks meydanları arasında, Placa del Pi meydanındadır. “Pi”, çam ağacı anlamına geliyor. Eskiden, belki hatırlayanlarınız olabilir, ülkemizde de beğenerek kullandığımız bir parfüm vardı, ismi “Pi”, tamamen çam ağacı kokusudur.
Burada, yani Barri Gotic bölgesinde, daha önce bir çam ormanı varmış ve eskiden yetişen çam türünün anısına, günümüzde sadece ön cephede, küçük bir çam ağacı yaşatılmaktadır.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Kilisenin mevcut binası, 1319-1391 yılları arasında inşa edilmiştir. Ön cephe: renkli alçıyla desen kazıma tekniğiyle bezenmiştir. Heykelle bezeme pahalı olduğundan bir dönem bu tür bezeme yaygın olarak binaların süslenmesinde tercih edilmiş ve kullanılmıştır.
NEF
Nef: payandalar arasında açık yan şapellerle çevrilidir.
GÜL VE VİTRAY PENCERELER
Kilisenin vitray pencerelerinden 4 tanesi: en iyi Katalan barok cam üreticilerinden olan Josep Ravella’nın tarafından, Katalan Barok sanatının mükemmel ressamı Antoni Viladomat ile işbirliği yapılarak üretilmiştir.
Gül pencere: Katalonya’daki en büyük gül penceredir. Josep Maria Jujol tarafından düzenlenmiştir ve 14’ncü yüzyıldan kalma orijinalin tam bir kopyasıdır.
ÇAN KULESİ
Kilisenin çan kulesi, uzun ve sekizgendir. Çan kulesinde 6 tane çan bulunur. Bunlardan en büyüğü “Antonia” isimli çandır.
GÜNÜMÜZ
Kilisede, sık sık düğün merasimleri yapılıyor.