İspanyol merdivenleri olarak tanınan, İspanyol mahallesindeki bu bölüm: aşk çeşmesinden, yürüyerek 10 dakika uzaklıktadır.
Bir zamanlar: Vatikan Fransızların koruması altında burada varlığını sürdürürken: dünyanın birçok yerinde, Katolikler, hacı olmak üzere, günler süren yolculukların ardından buraya gelirlermiş. Yine aynı dönemde: bu bölgede İspanyollar tarafından bir mahalle kurulur ve Vatikan için gelen hacılara; bu mahallede bulunan evlerin odaları kiralanmaya başlanır. Zamanla; yine mahalleye “İspanyol elçiliği” kurulur ve mahalle: İspanyol mahallesi olarak bilinip anılmaya başlanır. Hatta: bu meydanın, Roma şehrinin tam ortası, yani İstanbul-Taksim meydanı pozisyonunda bulunduğu söylenir. Gerek Romalılar ve gerekse şehir dışından gelenler, burada buluşur, oturur, zaman geçirirler, yani bu meydan bir anlamda, şehrin biraz önce de söylediğim gibi tam merkezidir.
Evet; meydanın hemen yukarısında bir kilise var ve merdivenler bir anlamda: meydanın o kilise ile bağlantısının sağlanması için yapılmıştır. Yoksa: merdivenlerin herhangi bir mimari özelliği ve güzelliği yok. 138 basamaklı merdivenler, 1723 yılında yapılmıştır. Yapıldığı dönemde: Avrupa’nın en uzun merdiveniymiş. Zaten İspanyol merdivenleri denildiğine bakmayın, merdivenleri yapan bir İtalyan sanatçıdır. Hatta: merdivenleri, Fransızların finanse ettiği söyleniyor, yani “İspanyol Merdivenleri” ismi, yalnızca meydandan buraya yansımıştır.
Merdivenlerin hemen başlangıç yerinde
Bir havuz ve Obelis (dikili taş) var. Bir de, önemli bir anıt “Meryem Ananın göğe yükselişi” anıtı var. Uzunca bir sütun direk üzerine, bronz Meryem ana heykeli konulmuş ve her yıl: 4 ARALIK tarihinde: burada, Meryem Ananın göğe yükselişi törenleri yapılıyor ki, bu törenlere: İspanya’dan üst düzey insanlar ve Papa katılıyormuş. Törenden sonra: Meryem Ana heykelinin koluna, meydana getirilen bir vinç yardımı ile taze çiçekli bir çelenk asılıyormuş ve bu çelenk bir yıl boyunca orada kalıyormuş. (baktığınızda, bir çelenk olduğunu görebilirsiniz) Bilindiği üzere: Meryem Ana heykelleri: Avrupa’da özellikle 1300’lü yıllarda, vebadan kurtuluş için bolca yaptırılmıştır. Düşünün, bir “Papa” çıkıyor ve şöyle saçmalıyor “tüm kedilerin öldürülmesi” emrini veriyor ve bunun üzerine Avrupa’da bütün kediler öldürülüyor ve tabii ardından: fare nüfusu artıyor ve veba hızla yayılarak, Avrupa’da her girdiği yerde: nüfusun yarısını (bu yarının da yarısı kadın, yarısı erkek olmak üzere) öldürüyor, inanılır gibi değil ama bu bir gerçek. Evet: bu Meryem Ana anıtı da, İspanyol hükümeti tarafından yaptırılıp, buraya dikilmiştir.
Anıt yanında bir havuz var.
Havuz, ünlü sanatçı “Bernini” tarafından yapılmıştır ve İncil’de geçen bir sahne canlandırılmaktadır. (Tekne batıyor, içinde İsa’nın havarisi St. Pol var, denizin üzerinde yürüyerek kıyıya çıkıyor gibi)
Evet, meydanda birde Obilis yani Mısır dikilitaşı var. Ancak: bu taş, orijinal değil. Taşın bulunduğu yerden: doğruca ileri bakarsanız, sokağın bittiği yerde, yine bir Obelis göreceksiniz ki, o orijinaldir.
Meydan ile ilgili son bir not: merdivenlerin önünde, sola dönen sokak, (Via Condotti) dünyanın en pahalı sokağı olarak biliniyor. Çünkü: bütün ünlü markaların satıldığı yerler, butikler, bu sokakta sıralanmıştır ki, mutlaka gezmenizi öneririm.
Meydanın bir özelliğinden söz etmeden geçmek istemiyorum. Burası: Roma şehrinde: hırsızlık ve yankesiciliğin en yaygın olduğu bir yer olarak biliniyor. Kesinlikle: buradaki kalabalık içinde, çanta-cüzdan-kamera gibi eşyalarınıza aşırı özen gösterirseniz, sonradan üzülmezsiniz.
İyi geziler.