Bulgaristan Razgrad; Şehir merkezi, Tuna nehrinin 80 km güneyindedir. Tuna ovasında, Beli Lom nehri boyunca yer almaktadır. Bu topraklar, Traklar döneminden beri iskan edilmiştir.
Deliorman bölgesinin başkentidir. Bulgaristan ülkesinde Türk nüfusun en yoğun olduğu yerdir. (Nüfusun yüzde 27’si Türk’tür.)
Tarihi açıdan oldukça zengindir. Şehir: Antik Roma kenti Abritus’un kalıntılarının üzerine kurulmuştur.
Şehrin iklimi yazları sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk geçer.
Razgrad şehri, Bulgaristan ülkesinde ilaç endüstrisinin merkezidir. Önde gelen ilaç şirketi “Balkanpharma-Razgrad” dır.
Osmanlı döneminde şehrin adı “Hezargrad” dır.
Şehir, Osmanlı dönemi sonrasında pehlivan güreşçileriyle tanınmıştır. Bunlar arasında öne çıkanlar: Koca Yusuf, Ahmet Kara, Kurtdereli Mehmet, Osman Durali’dir.
ULAŞIM
Orta Avrupa’yı Karadeniz bölgesine bağlayan önemli ulaşım yolları buradan geçer. Razgrad ile Sofya arasındaki uzaklık 355 km dir. Razgrad ile Varna arasındaki uzaklık 136 km dir. Ruse şehri Razgrad şehrine 65 km uzaklıktadır. Şumnu şehri ise 50 km dir.
INTERNATİONAL JOGHURT FAİR-YOĞURT FESTİVALİ
Şehirde her yıl Temmuz ayında 3 gün süreli uluslararası Yoğurt Festivali düzenlenmektedir.
Festival Etnografya Müzesinde yapılır. Arka arkaya 11 kere düzenlenen fuar, geleneksel ve sembolik Bulgar ürününü üreten ve dağıtan firmaların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Ayrıca ev yapımı yoğurt ve içerik olarak yoğurtla yapılan yemekler için bir yarışma yapılıyor.
En iyi ev yapımı yoğurt yarışmasında en ünlü yoğurt: Getzovo köyünün yaşlı kadınları tarafından yapılmış yoğurtlardır. Bunlar kalınlığı ve kalitesiyle tercih edilir. Kasesi aşağı çevrildiğinde yoğurt yere düşmez.
Ayrıca: “Make Tarator Not Terror” yarışması çerçevesinde: salatalık ve sarımsak doğranmış karışım üzerine yoğurt dökülüyor.
El sanatları sergisine ülkenin dört bir yanından yaklaşık 100 zanaatkar katılıyor. Halk gösterileri ve geçit törenlerine: İtalya, Sırbistan, Türkiye, Rusya, Almanya, Moldova, Endonezya, Tayvan ve Meksika gurupları katılıyorlar. Bulgar halk guruplarının tarafından, her akşam elle boyanmış geleneksel Bulgar vagonlarıyla geçit törenleri ve konserler düzenleniyor.
Evet, şehir “Kapantsi” el yapımı sihirli yoğurdu tatmaya ve geleneksel halk geleneklerini yaşamak amacıyla her yıl yüzlerce konuk tarafından ziyaret ediliyor.
NATİONAL ROCK FİESTA-ULUSLARARASI ROCK FESTİVALİ
Her yıl Eylül ayında şehirde Bulgaristan ülkesinin her yerinden gelen gurupların yer aldığı Ulusal Rock Festivali düzenlenmektedir.
GEZİLECEK YERLER
OLD QUARTER OF VAROSHA-VAROŞA MAHALLESİ
Razgrad şehri yakınında Kızıl Meydan bölgesindedir.
Şehirde ilk Türk yerleşim yeridir. Başlangıçta, mahallede gayrimüslimler yani Yahudi ve Ermeniler yaşıyorlardı. Bunlar buradan kovulunca: 19’ncu yüzyılda mahalle tamamen Bulgarların yaşadığı bir yere dönüştü.
19’ncu yüzyıl Rönesans tarzı geleneksel otantik ve restore edilmiş evlerden oluşmaktadır.
Günümüzde evlerde: küçük ve şirin bir meyhane ve restoranlar ile müzeler bulunmaktadır. Bu müzedel: Etnografya Müzesi, Ev müze, Stanka ve Nikola İkonomovi, Dimitar ve Nenov Evi müzeleridir. Aziz Nicholas kilisesi de buradadır.
RUS KAHRAMANLARI ANIT MEZARI-MAUSOLEUM-OSSUARY OF THE RUSSİAN HEROES
Şehrin merkezindedir. Razgrad şehrinin özgürlüğü için ölen Rus Kahramanlarına aittir. 1880 yılında ziyarete açılmıştır.
SAVAŞ KURBANLARI ANITI-MONUMENT TO THE VİCTİMS OF THE WARS
1’nci Dünya Savaşının bitiminden sonra savaşlarda ölenlerin hatırasını saklamak için yapılmıştır. Önce gazete “Razgradsko Slovo” tarafından bir inisiyatif komitesi kurulmuş ve fonlar toplanmış, ancak bazı politik nedenlerle herhangi bir işlem yapılamamıştır.
Ancak 1990’lı yılların başlarına kadar böyle bir anıt yapılamamıştır. 1990’lı yılların başlarında ise yapılan anıt, 5 Mayıs 1995 törenle açılmıştır. Anıt: kemer fikriyle yaratılmıştır. Vesselin Kraeshnikov ve heykeltıraş Lyubomir Dobrev tarafından yapılmıştır. Sırp-Bulgar, 1’nci Dünya Savaşı ve 2’nci Dünya savaşında ölen Razgrad vatandaşlarının isimleri yazılıdır.
Anıtta: bir at üzerinde Aziz George görülür.
SAAT KULESİ
Şehrin tam merkezinde, yeni tiyatro binasının yanındadır. Şehrin sembolüdür. Saat kulesi küçük bahçeler ve tarihi binalarla çevrilidir.
1864 yılında Todor Tondchev tarafından yapılan kule Tanzimat dönemi karakteristik özelliklerini taşır. Daha önce burada bulunan bir çan kulesinin yerine yapıldığı tahmin edilmektedir.
Kule: kemer şeklindeki kornişleri ve kubbe çatısı ile, Bulgaristan ülkesindeki diğer kulelerden farklıdır. Bu unsurlar, kilise mimarisine benzemektedir.
Kule, 3 bölümden oluşmaktadır. Alt ve orta bölümler taş bloklardan yapılmıştır. Üst kısmı, ahşaptır. Kubbe çatılı, sekiz yüzlü yapıya sahiptir. Kulenin toplam yüksekliği 26 metredir. Duvar kalınlığı ise 1 metredir.
Kulenin çanı: muhtemelen 1731 yılında Macaristan’dan getirilmiş ve eski kulede de kullanılmıştır. Eski saat mekanizması: 1970’li yıllardan kalmadır ve günümüzde Razgrad Tarih Müzesinde saklanmaktadır.
İBRAHİM PASHA MOSQUE-İBRAHİM PAŞA CAMİİ
Razgrad şehir merkezindedir.
1530 yılında yapılmıştır. İstanbul hariç, Balkanların 3’ncü büyük camisidir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa tarafından 1523-1536 yılları arasında Bulgar ustalara yaptırılmıştır.
Ancak, 1536 yılında ölümünün ardından inşaat durur. Cami, 1616 yılında Mahmud Paşa tarafından tamamlanır.
Caminin daha önce burada bulunan (büyük olasılıkla kilise-manastır gibi) bir dikdörtgen yapının üzerine yapıldığı anlaşılmıştır.
17’nci yüzyılda bu bölgeden geçen Evliya Çelebi, Seyahatname notlarında cami hakkında şunları yazar “cami, sağlamlık ve ihtişam açısından ancak Kostantinopolis şehrindeki Rüstem Paşa camiiyle karşılaştırılabilir.”
Caminin çatısı kurşunla kaplıdır. Girişin üzerinde mermer bir levhada anma yazısı vardır. Bu yazıda yazılı olanlar şunlardır “Oğullar, işte iyi inşa edilmiş kutsal cami. İbrahim Paşa”
1944 yılında Sosyalist dönemin başlangıcında yıkılmaya terk edilmiştir. Daha sonraki süreçte: 1971 yılından 1989 yılına kadar aralıksız olarak caminin restorasyon işlemleri sürdürülmüştür. Ancak sonunda fon eksikliği nedeniyle restorasyon işlemleri tamamen durdurulmuştur.
Bina kilitlenir ve neredeyse terk edilir. Yapı iskeleti, caminin içinde bırakılır. Ardından Razgard şehrinin gençleri tarafından cami tahrip edildi. Camları ve minberi kırıldı.
2018 yılında Bulgar yetkililer, caminin restorasyonu Türk yetkililer tarafından yapılması ve açılmasına izin verdiler.
Günümüzde cami, UNESCO tarafından Dünya Kültür Listesi’ne dahil edilmiştir.
Son bir not: cami hakkındaki bir efsaneye göre: İbrahim Paşa, cami inşaatının bitiminden sonra, usta inşaatçıların öldürülmesini emretmiş ve böylece cami eşsiz güzellikte kalabilecekti.
LATE-ANTİQUE TOWN OF ABRİTUS
Abritus arkeolojik koruma alanı: Razgrad şehrinin 2 km doğusunda, Rusçuk-Varna ana yolunun yakınındadır. Rezerv 1000 dönümlük bir alana yayılmıştır ve Roma kenti Arbitus’un kalıntılarını korumayı amaçlamıştır.
Abritus kenti, bilinmeyen MÖ 5-4’ncü yüzyıllardan kalma bir Trak yerleşimi üzerine kurulmuştur.
Şehrin kalıntılarında: Trakya kralı Seuthes III’ün (MÖ 330-300) birkaç bronz sikkesi ve çanak çömlekleri bulunmuştur.
Ayrıca yine bölgede diğer hükümdarlardan eserler ve Herkül’ün kurbanlık sunağı bulunmuştur.
Yüzyıllar sonra Romalılar, Trakya yerleşimi kalıntıları üzerine, stratejik müstahkem şehir Abritus’u MS 1’nci yüzyıl sonlarında inşa ettiler.
İlk olarak burası bir Roma askeri kampı olarak kuruldu ve sonra büyüdü. Bölgedeki Roma eyaletinin en büyükşehir merkezlerinden birisi haline geldi.
251 yılında Gotların istilası sırasında, Romalılar burada feci bir yenilgiye uğradılar ve İmparator Trajan Decius ve oğlu Herennium Etruscus: Abritus şehrinin 15 km kuzeybatısındaki Beli Lom nehri vadisinde yapılan Abritus savaşında öldüler. Arbitus savaşı: bir Roma imparatorunun barbarlarla yapılan bir savaşta öldüğü ilk olaydır.
4’ncü yüzyılın başında, şehir İmparator Konstantin tarafından nehrin güney yakasındaki kasaba yeniden inşa edilmiştir.
Şehrin alanı devasa bir kale duvarıyla çevrildi. Bu sur duvarının kalındığı 3 metre ve yüksekliği 12 metreydi. 4 kapısı ve 35 koruma kulesi vardı.
Ancak bu surlar: 376-378 yılları arasında Gotlar, 447 yılında Hunlar ve 480’lerde Gotlar tarafından yapılan saldırılar sonucunda yeniden yıkıldı. Her seferde yeniden inşa edildi.
5-6’ncı yüzyıllarda: Abritus, eyaletteki en büyük şehirlerden biriydi ve bir Piskoposun koltuğuydu.
Daha iyi güvenlik sağlamak için: kapılar 527-565 yılları arasında Justinian tarafından daraltıldı. Ancak şehir, 586 yılında Avarlar tarafından tahrip edildi.
Daha sonra, 10’ncu yüzyıla kadar var olan bir Bulgar Ortaçağ yerleşimi Prens Svyatoslav (968-981) tarafından inşa edildi.
11’nci yüzyılda, Abritus harabeleri üzerindeki Ortaçağ yerleşimi tamamen yıkıldı.
13’ncü yüzyılda: bu sefer, Bulgar yerleşimi olan Hrazgard görülür.
Gelelim bölgedeki kazılara:
Bölgedeki ilk kazılar: 1887 yılında Ananie Yavashov tarafından yapıldı. 1953 yılından itibaren ise düzenli kazılar başlatıldı.
Kazılar sırasında, müstahkem bir duvar, kuleler, kapılar ve 2’nci yüzyıldan kalma bir Roma taş lahdinin bir kısmı ile ticari bir bölüm, büyük bir konut binası keşfedilmiştir. Kalenin devasa duvarlarında geç Roma imparatorluğundan kalma tahıllar için büyük depolama tesisleri bulunmuştur.
Batı kapısından yaklaşık 10 metre güneyde: hem doğu hem de batı duvarları boyunca 13 burç ve tahıl deposu kazılmıştır. Bu tahıl deposu (Horreum): MS 4 ile 6’ncı yüzyıllar arasında kullanılmıştır. Dikdörtgen planlıdır, 56 x 20 metre boyutlarındadır.
Kazılardaki en önemli buluntu: mükemmel bir şekilde korunmuş, 835 sikkeden oluşan, Geç antik dönem altın hazinesidir. Bunlar 5’nci yüzyıldan kalmadır. Doğu sur duvarlarının hemen içinde bulunmuştur. Muhtemelen Gotların işgali sırasında buraya 487 yılında gizlenmiş olmalıdır.
Burayı ziyaret ederseniz:
Yüksek rütbeli bir devlet hakiminin ikametgahı olan, 3200 metre karelik bir kompleksin kalıntılarını görebilirsiniz. Bu kalıntılar: dikdörtgen bir iç avlu ve bir binadan oluşur. Güney cephesi, ana girişin iki yanında bulunan 6 dükkan vardır. İç avlunun dört yanında Roma-İon sütunları görülür. Büyük çiftlik binalarının kalıntıları, kompleksin doğu ve batı kısımlarında bulunur. Bina, tüm kasabanın yıkıldığı 6’ncı yüzyıl sonuna adar kullanılmıştır.
ARBİTUS MUSEUM
Rezervin topraklarında kurulmuştur.
İlçe merkezinin doğusundadır.
Razgrad Tarih Müzesinin bir parçasıdır.
Müzenin sergisi: insan toplumunun gelişimini takip eden 5 bölüme ayrılmıştır.
Arbitus kalıntılarında bulunan Bulgaristan ülkesinin 5’nci yüzyıldan kalma en büyük altın sikke hazinesi (835 madeni para) resimleri müzede görülebilir. Yine müzede 10’ncu yüzyıldan kalma küçük bir hazine sergileniyor.
Park Bölümü
Rezervin topraklarında yapılan kazılar sırasında keşfedilen büyük arkeolojik buluntular: bir açık hava müzesinde bulunmaktadır. Abritus Park bölümü: çoğu Roma dönemine tarihlenen 70 anıtı korumaktadır.
Burada ziyaretçiler: Herkül’e adanmış ve İmparator Septimus Severus dönemine kadar uzanan kurbanlık sunak gibi pagan kültürüyle ilgili eserleri görebilirler. Çeşitli eski Yunanca ve Latince yazıtlar, yüzyıllar boyunca Arbitus’ta yaşayan halkların çeşitliğini kanıtlamaktadır. Romalılar, Bulgarlar ve Türkler.
18 ve 19’ncu yüzyıllardan kalma kitabeler ve yapı yazıtları da ziyaretçilerin ilgisini çeker. Bunlar: Hıristiyan ve İslam geleneklerinden gelir. Hatta Ermeni kökenli olanlar da vardır.
HOUSE MUSEUM DİMİTAR NENOV
Varosh Mahallesindedir.
Ünlü Bulgar besteci ve piyanist Dimitar Nenov: 1902 yılında Razgrad şehrinde doğmuştur. 20’nci yüzyılın ilk yarısından itibaren, Bulgar Klasik müziğinin önde gelen isimlerinden birisi olmuştur.
Parlak bir piyanist, besteci ve mimar, kendisinden sonra gelen besteciler nesli için çok önemli bir figürdür. 1950’lerin ve 1960’ların Bulgar avangardını oluşturan da besteciler gurubundadır.
Doğduğu ev, 1992 yılında müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmıştır.
Müzede: sanatçıya ait yayınlar, orijinal eserlerinin korunmuş tek kaydı ve hayatına ait fotoğraflar bulunmaktadır. Özellikle ilk dersini aldığı piyano ilgi çeker.
Ayrıca, müzede farklı oda konserlerinin, sergilerin ve toplantıların düzenlendiği küçük bir konser salonu da bulunmaktadır.
REGİONAL MUSEUM OF HİSTORY
Aprilsko Vazstanie adresindedir.
Razgrad bölgesinde: tarihi alandaki faaliyetler akademisyen Anani Ivanov Yaashov tarafından başlatılmıştır.
1887 yılında şehrin batı kesiminde Abritus kalesinde ilk kazı yapılmıştır.
Ardından yerel yüksekokul olan binada, müze koleksiyonu toplanmaya başlamıştır.
Daha sonra 1922 yılında Razgrad ve bölgede antik eserleri bulmayı, depolamayı ve incelemeyi amaçlayan Razgrad Arkeoloji Derneğini kurdu.
Bunlar: Razgrad Bölgesel Tarih Müzesinin temelidir. Günümüzde, Bölgesel Tarih Müzesi: kalıcı ve geçici sergilerle sergilenen 53 binden fazla kültürel anıtı bünyesinde barındırıyor ve tanıtıyor. Arkeolojik ve Etnografik sergilerin yanı sıra iki ev müzesi (Stanka ve Nikola İkonomovi ve Dimitar Nenov) vardır. Ayrıca: arkeolojik rezerv “Abritus” bulunmaktadır.
Günümüzde müzede bulunan bölümler şunlardır.
Arkeoloji
Etnografya
Bulgaristan Tarihi
15-19’ncu yüzyıllar arası,
Modern ve Çağdaş Tarih.
Müzeye bağlı olan kurumlar şunlardır.
1-Abritus Müzes.
2-Geç Antik kent Abritus
3-Stanka ve Nikola İkonomovi
4-Dimitar Nenov Müzesi
FOUNTAİN MOMİNA TAP-KIZIN ÇEŞMESİ
Burası bir çeşmedir. Heykelde, üzerinde antika giysiler olan bir genç kadın, kolunda bir hydria yani su kabı tutmaktadır. Heykel, 19’ncu yüzyıl sonlarında yurt dışından ithal edilen dökme demirden yapılmıştır.
TEMPLE ST NİCHOLAS MİRACLE WORKER
Varoşa Mahallesindedir.
1860 yılında Stancho Russenetsa tarafından yapılmıştır. Yapıldığı tarihte Kuzeydoğu Bulgaristan ülkesindeki en heybetli Hıristiyan tapınaklarından birisi olmuştur.
Bunun bulunduğu yerde eski bir kilise vardır. Eski kilise Osmanlı döneminde yapıldığı için yüksekliği çok az ve toprağa gömülüydü.
Kilise, başlangıçta 3 nefli ve kubbesiz yapılmıştır. Ancak 1903 yılında yeniden yapılırken bir çan kulesi ve merkez kubbe eklenmiştir. Yapının en ilgi çeken yerleri: 1862 yılından kalma güzel oymalarıdır. Bu güzel oymalar: Gencho Kanev tarafından yapılmıştır. Ayrıca: Zachary Tsanyuv ve oğlu tarafından yapılan 8 büyük ikon bulunur. Duvar resimleri, 1933-1934 yıllarından kalmadır.
HOUSE MUSEUM STANKA AND NİKOLA İKONOMOVİ
Varosh Mahallesindedir.
Stanka Nikolitsa: ilk Bulgar şairi ve tercümanıdır. İlk Bulgar şairlerindendi ve şiir yayınlayan ilk Bulgar kadın oldu. Yazar Dimitar Obradovic’in eserlerini Bulgarcaya tercüme etmiştir. 18’nci yüzyıl sonlarında, sadece eğitimli insanlar tarafından değil, aynı zamanda eğitimsiz köylüler ve çobanlar tarafından da anlaşılacak olan yerel dil ile yazacağını duyurdu. Ancak Obradovic’in dili Slavo-Sırpça bir karışımdır, ancak bir yerel dil değildir.
Stanka Nikolitsa’nın kocası Nikola İkonomovi’dir. Çift: 1852 yılında evlendi. Nikola: 1874 yılında rahip oldu. Bulgaristan ülkesinde tarımla ilgili ilk kitabı yazdı.
Evet: Razgart şehrindeki ev müzesi: Stanka ve Nikola Ikonomov: Bölgesel Tarih Müzesinin bir parçası olarak 17 Nisan 1980 tarihinde açıldı. Fotoğraflardan, belgelerden ve aile yaşamlarının unsurlarının restorasyonundan oluşan bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
Razgrad şehrinde her 5 yılda bir düzenlenen “Bulgar Kadınının Şiir Ufukları” edebiyat festivali, Stanka Spaso-Elenina’ya adanmıştır.
Müzede: İlk odada: fotoğraflar, portreler, resimler ve her ikisinin yani Stanka ve Nikola’nın yaşamını ve çalışmalarını yansıdan belgeler bulunur.
İkinci odada: Nikola İkonomovi’nin günlük yaşamından objeler ve kişisel eşyaları sergileniyor. Son odada ise, rüzgarlı odaların ortamı restore edilmiştir.
ETHNOGRAPHİC MUSEUM RAZGRAD
Varoş Mahallesindedir.
Müzede yerel bir etnik gurubun (Kapantsi) geleneksel kültürü temsil edilmektedir.
Bu kültüre ait nesnelerin bulunduğu bir koleksiyon sergileniyor. Ayrıca: kutlamalar, olaylar, doğurganlık ve mutluluk hakkındaki farklı inançlar, geleneklerin örnekleri vardır.
SVESHTARİ
Köy: Küçük Byuven yerleşim yerinin yakınlarındadır. Ortaçağ başlarından kalmadır. Kazılmış ve kısmen kazılmış bölgede: konutlar ve etkileyici yapılardan oluşan bir topluluk vardır. Bu alanda kazılar halen devam etmektedir.
7 Kasım 2012 tarihinde Büyük Seveshtari Höyüğünde yapılan kurtarma kazısında bir hazine bulunmuştur.
Höyüğün tepesinde, 8 metre derinlikte: 50 x 50 cm ölçülerindeki bur kutu bulunmuştur.
Kutunun içinde bulunanlar:
1 Taç: aslan gövdeli, dişi baş ve gövdeli, aslan ve panter alayına önderlik eden fantastik yaratıklara sahiptir.
Ayrıca: 4 sarmal bilezik ve bir altın yüzük bulunmuştur. Altın yüzükte kabartma Eros tasvir edilir.
Kutuda ayrıca: bir zamanlar bir at parçasını, at şeklinde alın parçasını, Athena’nın kafalı yuvarlak apliklerini, diğer kadın figürlerini, bitki motiflerini süsleyen 200’den fazla aplikasyon seti bulunmuştur.
Telkari süslemeli ince aplikler veya emaye: yüzlerce küçük yuvarlak ve silindir boncuklar, altın iplikler, altından dokunmuş bir kumaştan sağ kalmıştır.
Bu kutu: muhtemelen höyüğün yığılmasında ölen kişiye eşlik eden bir hediye olarak gömülmüştür. 2013 yılındaki kazılarda: höyükte bulunan mezarda kimin gömülü olduğu hakkında, daha fazla bilgiye ulaşılmıştır.
1’nci olasılık: Makedonya Kral Philip II’in, MÖ 339 yılında Skythians’a karşı yaptığı seferde, müttefiki olarak bilinen Getic Hükümdarı Kotela’dır.
DEMİR BABA TEKKESİ
Sveshtari köyü yakınlarındadır.
Türbenin muhtemelen MÖ 4’ncü yüzyıldan kalma eski bir Trakya kutsal alanı olan yerde, 16’ncı yüzyılda inşa edildiği düşünülür. Çünkü türbe çevresinde, bir kült kompleks ortaya çıkmıştır. Bu komplekse: daha sonra yıkılan bir cami, ahşap bir imaret dahildir.
Sboryanono tarihi ve arkeolojik rezervinin bir parçasıdır ve Bulgaristan’ın 100 turistik yerinden biridir.
Türbede: 16’ncı yüzyılda yaşamış Demir Baba’nın yattığına inanılıyor. Türbe: yerel kumtaşından yapılmış, yedigen bir yapıdır. Altta dikdörtgen bir oda bulunur ve 11 metre yüksekliğinde, yarım küre şeklinde bir kubbe ile örtülüdür.
Demir Baba’nın mezarı: altıgen iç mekanın ortasındadır. Tuğla ve ahşaptan inşa edilen lahit: 3.74 metre uzunluğundadır ve başı güneybatıya bakacak şekilde konumlandırılmıştır. Lahit genellikle, tamamen hediyelerle kaplıdır.
Evet, günümüze kadar ayakta kalan konut binasında: Demir Baba’nın hikayesi anlatılıyor.
Türbe hem Hıristiyanlar ve hem de Müslümanlar tarafından ibadet edilen bir dini anıttır. Mezarın kubbesinde 1927 yılına kadar hem Hıristiyan haçı ve hem de Müslüman hilali vardı.
Demir Baba Tekkesi, 1970 yılında yerel öneme sahip bir kültür anıtı ilan edilmiştir. 1991-1994 yılları arasında ise yenilenmiştir. Çürüyen ahşap zemin yenisiyle değiştirilmiştir. Binanın iç dekoratif unsurları, yeniden düzenlenmiştir.
THRACİAN TOMB OF
Sveshtari köyü yakınlarındaki mezar alanıdır. Buranın tanıtımıyla ilgili yazım için.
Thracian Tomb Of tanıtım ve gezilecek yerleri yazım için.