İngiltere Londra Yemek kültürü; Şehrin en iyi restoranlarında masa bulmak, bazen haftalarca sıra beklemek gerekiyor. Ancak: yine de, şehirde yemek yiyebileceğiniz birçok yer var. Afrika’dan Vietnam’a kadar, dünyanın her yerinden yiyecek servisi yapılıyor.
Domuz eti: her yerde bulunur ve hazır yiyeceklerin içinde, diğer etlerle birlikte karışık olarak da bulunabilir. Bu nedenle, hazır yiyecekleri yemeden önce, içindekiler yazısını okumanızda yarar var.
Geleneksel İngiliz yemekleri: özde, fırınlanmış etler, patates ve haşlanmış sebzeden oluşmaktadır. Pazar günleri, İngilizler, geleneksel olarak bunları yerler. Yani: et ya da tavukla birlikte, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış patates ve genellikle içinde havucunda bulunduğu haşlanmış sebzelerle birlikte servis yapılır.
Tatlı olarak ise: Yorkshire pudingi sunulur. Bu bir tatlı değildir, yemeğin bir parçasıdır ve genellikle, et suyunda servis edilir.
İngilizlere özgü, bir diğer geleneksel tat ise: balık ve patates kızartmasıdır.
Genellikle, restoranların menülerinde bulunur ve çoğunlukla “Fish and Chips” dükkanlarından, paketlenerek alınması yaygındır. Bu yemek: morina ya da mezgit balığın, özel unlu bir sosa batırılıp, derin yağda kızartılması ile yapılır.
Bu yemeğe; geleneksel olarak, patates kızartması ve bezelye eşlik eder. Bu dükkanlarda: burger, kebap ve Çin yemekleri de bulmak mümkün.
Pub ve restoran menülerinin diğer geleneksel lezzetleri ise: börek çeşitleridir.
İki ana börek çeşidi vardır. Bir çeşidi: ya etli ya da etsiz yapılır. En çok sevilenin içinde: et, patates, peynir ve soğan bulunur. Meşhur Cornish böreğinin, yarım ay şeklinde, özel bir şekli vardır. İçinde ise: domuz ve çeşitli sebzeler konularak servis yapılır.
Börekler, genellikle ya yalnız başına ya da patates ve sebzeyle beraber, ana yemek olarak yenir. İkinci çeşidinde ise, hamur ya da yufka yoktur ve örnek olarak: Shepherds (çoban) böreği ya da balık böreğini saymak mümkün. Bu yemeğin içinde: eğer, Shepherds böreği ise, kıyma, diğerinde balık bulunur ve her iki çeşidin üstünde ise, patates püresi var.
Dünya başkentlerinden biri olarak sayılan şehir, bu özelliği nedeniyle, birçok ulustan insanı barındırıyor. Yani: bu şehirde, İngiliz yemeği beklerseniz, yanılırsınız. Bu şehirde: uluslar arası mutfaklar, her köşe başında karşınıza çıkabilecektir.
Çin, İtalyan, Amerikan, Meksika mutfaklarından, Hint, Kore ve Japon mutfaklarına kadar, geniş bir yelpaze, damak tadınıza göre sizin tercihinize kalıyor.
İlla ki, Türk lokantası diyenler için, birkaç öneri: Great Titcfield St. Üzerindeki: Efes, Greet Portland St. üzerindeki Efes2 ve Covent Garden üzerindeki: Sarastro ve Stepherd Market üzerindeki: Sofra.
YEMEK SAATLERİ
Kahvaltı, genellikle: 08.00-10.30 arasında, öğle yemeği: saat: 14.30’a kadar servis ediliyor. Öğleden sonra çayı: saat: 15.00-17.00 arasında içilir. Akşam yemeği ise: saat: 19.00’dan sonra 23.00’e kadar sürüyor.
Şehirde oturan yerli halk, akşam yemeğini, saat: 20.00’ye kadar alıyor.
Her şeye rağmen, Soho ve Covent Gardon’da, 24 saat hizmet veren yerler bulunmaktadır.
KAHVALTI
İngiliz kahvaltısı: koca bir tabakta: yumurta, domuz eti, sosis, domates, fasulye, tost ve bazen de mantar. Bu kahvaltı türü, bazen ağır kaçabiliyor. Hatta, geleneksel işletmelerin kahvaltı menüsünde: füme ringa balığı ve lapa da bulunabilir.
Bunu: oteller ve kafelerde, gün boyu bulmanız mümkün. Bunun dışında: sosis ve domuz pastırması yeniliyor.
ÖĞLE YEMEĞİ
Bir pub tercih ettiyseniz: köylü usulü yemeği tercih edebilirsiniz. Bu yemek: ekmek, peynir (veya domuz budu veya sosis), salata ve turşudan oluşur.
Ekmek, fırından yeni çıkmışsa ve peynir de Cheddar veya Stilton çiftliklerinin, kaliteli ürünlerindense, bu yemek çok lezzetli olacaktır. Ancak, ne yazık ki, çoğu pub da standart pek yüksek değildir.
Balık ve kızarmış patates satan yerlerde: morina, pisibalığı ve mezgit gibi çeşitler, una bulanıp kızartılarak servis edilir.
ÖĞLEDEN SONRA ÇAYI
Londra’yı ziyaret eden birçok kişi: özel bir fırsatta: Victoria tarzı, akşamüstü çayı içmek istemektedirler. Bu imkanı: The Ritz ve Claridge hotellerinde bulabilirsiniz. Fakat; fiyatları yüksek.
Büyük ve geleneksel bir otel, öğleden sonra çayı içmek için en iyi yerdir. Ama, biraz önce de söylediğim gibi fiyatlar uçuk.
Çayın yanında, incecik dilimlenmiş sandviçler (yumurtalı, füme ton balıklı, salatalıklı veya domatesli), kuru pastalar veya keklerden oluşan leziz bir seçki servis edilir.
Sütlü çay sipariş ederseniz, kuru pastalarınız kremalı ve reçelli gelecektir. Çay seçenekleri, çok çeşitlidir.
Dumanlı bir aromaya sahip Lapsang Souchong veya kokulu Earl Grey, Assam, Darjecling ve diğer çaylardan birini tercih edebilirsiniz.
AKŞAM YEMEĞİ
Başlangıçlar: geleneksel iştah açıcı yiyecekler şunlardır: İskoç usulü füme som balığı, Colchester istiridyeleri, tereyağında baharatlarla kızartılıp toprak kaplarda bekletilmiş karides, taşra usulü, tavuklu ya da domuz ciğerli pane.
Ana yemekler: İngiltere’nin klasik yemeği: fırında biftek, yanında da üzeri kabuk tutacak şekilde pişirilmiş Yorkshire pudding’tir.
Keskin bir nane sosuyla servis edilen, fırında kuzu budu ile elma soslu domuz eti de sevilen yemekler arasındadır. Fırında et yemekleri, çoğunlukla Pazar günleri geleneksel İngiliz restoranlarında, otellerde ve bazı publarda servis edilir.
Bu tip yemekler, diğer zamanlarda, yemek için en iyi yer: Simpson’s-in-the-Strand’dır.
Tatlılar: Geleneksel İngiliz tatlıları, hafif olanlardan (kremayla karıştırılmış meyve püresi olan fruit fool veya sütlü ve şaraplı syllabud) ağır, koyu kıvamlı reçelle yapılan sarmaya veya pekmezli tatlıya kadar, değişiklik gösterir.
Süslenerek servis edilen meyveli tartlar ve hamurlu tatlılar, geleneksel favorilerdir. Beyaz şaraplı, meyveli pandispanyayı denemenizi tavsiye ederim.
Peynir: Zengin çeşitli İngiliz peynirlerini mutlaka tatmanızı öneririm. Mavi küflü Stilton, çedar, turuncu-kırmızı, keskin bir peynir olan doble Glouncester, yumuşak ve beyaz Galler peyniri Caerphilly. Peynir: genellikle, özel bir bisküvi ile (kraker) yenir.
Geleneksel içecek denildiğinde ise, herkesin aklına hemen çay gelir. Evet, İngilizlerin geleneksel içeceği: çay. Restoranlarda ve kafelerde, pek çok çeşit çay servisi yapılır.
Çay, genellikle şekerli ve sütlü olarak içilir ve böyle içmeyi tercih etmediğiniz takdirde, servisi yapan garsona mutlaka söylemeniz gerekir.
İkindi çayı, yani beş çayı, genellikle saat: 15.00 ile 18.00 arasında içilir. İkindi çayından sonra: som balıklı ve salatalıklı, ince sandviç ve daha sonra üzerine reçel ve krema sürülmüş, kurabiye yenir. Popüler içeceklerden bir diğeri de, kahvedir. Çeşitli tatlılarla birlikte, taze kahve içmeniz mümkün.
Alkollü içkiler ise:
Bar ya da pub’larda bulunur. Publar: İngilizlerin, sosyal yaşantılarının kalbi gibidir. Bütün ülkede, gelenekselden moderne, çeşitli stillerde birçok pub bulunur. Çoğunun yemek servisi de bulunur. Alkollü içeceklerin yanında, çay, kahve ve diğer içeceklerde servis edilir.
Atmosfer genellikle, çok rahattır. Çoğu pub: değişik bira çeşitleri, şarap ve diğer alkollü içkileri sunarlar. Pubların açık olduğu saatler denetlenir ve genellikle öğle saatlerinde açılırlar ve gece 23.00’de kapanırlar.
Hafta sonları, en yoğun oldukları zaman olduğu için, bu süre biraz daha uzar. Çoğu pubda, sigara içilmeyen bölüm bulunmaktadır.
Biraz önce söylediğim gibi, Pub bölümleri, saat 23.00 de kapanıyor. Daha sonra ise, Underground kulüplerde eğlenceye devam etmek mümkün. Meydanlarda, sokak gösterileri de düzenleniyor.
Bu arada:
Elbette şehirde publar da, bolca bira içildiğini söylememek olmaz. Ancak, başınıza garson geldiğinde “beer” diye seslendiğinizde, garson bunu yeterli bulmaz, “What kind of beer” karşılığını alacağınız kesin.
Ancak: şehirdeki publarda, bira istediğinizde, karşınıza bir bira menüsü çıkabiliyor. Şöyle ki, ben bunlardan, birkaç tanesi hakkında söz etmek istiyorum.
Siyah Bira: kaynatılırken içine ayrıca kahve gibi kavrulmuş, siyah malt konularak elde edilen bir bira türüdür.
Ale Birası: Orta alkollü, daha koyu renklidir.
Arpa: yüksek sıcakta kavrulur ve mayalandırılır. Şerbetçioğlu daha geç eklenir. Belçika Biraları: Çimlenmiş buğday, yulaf ve kara buğdaydan yapılır. Çok ekşi, sert ve acımsı bir tadı vardır.