Pekin şehrinden, Çin seddine giden yol üzerindedir. Pekin şehir merkezine, 50 km. uzaklıkta, kuzeydedir. Giriş ücretlidir. Önceki yıllarda, burası kötü korunmuş ve pek çok mezar harap edilmiştir. Sadece, 1950’li yıllarda, 3 mezar restore edilmiştir.
Burada, Ming hanedanı imparatorlarının mezarları bulunmaktadır. Başlangıç ise: 1407 yılında, Ming hanedanı imparatoru Yonglo tarafından: rüzgarı ve suyu bol olan bir yer bulunması emri üzerine gerçekleşir ve takip eden tarihi süreçte, hanedana mensup 3 imparator hariç, diğerleri buraya gömülür.
Bölgede, 13 mezar var. Hemen girişte ise, yaklaşık 400 yıldır ayakta duran, mermer bir yapı var. Ortadaki kemer bölümü: her imparatorun cenazesi mezara taşınırken kullanılmıştır. Devamında ise, 36 taş savaşçı asker heykeli tarafından korunan “Kutsal Yol (Shendao)” geliyor.
Bu heykellerin: bir kısmında, yüksek konumlu siviller ve askerler ile, diğer bir kısmında ise, fil-aslan-tek boynuzlu at-ejderha gibi gerçek ve mitolojik hayvanlar; birlikte betimlenmiştir.
Bölgedeki en büyük mezarlar: Chang Ling ve Zhao Ling’e aittir ve ziyarete açıktır. Mezarların inşası, yaklaşık altı yıl sürmüştür. Bu mezarlar bölümünde: günümüzde, yer altı geçitlerini ve mağaraları ziyaret edebilirsiniz. İmparator Zhu Di’nin mezarının yapımı ise, tam 18 yıl sürmüştür. Söylenenlere göre: imparator, canlı canlı gömülen 16 cariyesiyle birlikte, burada yatmaktadır.
Alanda ayrıca, bir de ahşap saray yapısı var. İsmi: Kutsal Emanetler Sarayı (Lingendian) Bu yapıda bulunan, süslü tavanı destekleyen yaldızlı sütunun; buraya 5 yıllık bir sürede taşınan dev bir ağaç oyularak yapılmıştır.
1573-1621 yılları arasında hüküm süren imparator Wanli’nin mezarı Dingling ise: yerin 90 basamak altındadır. Buranın yapımında: 30 bin işçi, yaklaşık 7 yıl boyunca çalışmışlardır. Bu yapı: burada, kazı sonucu ortaya çıkarılan tek mezardır. Bu mezar bölümü ziyaret edilebiliyor. Mezar alanında göreceğiniz, ahşap sandukaların da bulunduğu hazineler, 1950 yılında yapılan kazıda bulunanların orijinal kopyalarıdır.
Evet, burada başka kazı yapılamıyor. Çünkü, yeraltındaki mezarlarda yatan imparator ve imparatoriçeler rahatsız edilmek istenmiyormuş.
DOĞU QİNG MEZARLARI (DONG QİNGLİNG)
Şehir merkezinin doğusunda, şehir merkezine 120 km. uzaklıkta: Malan vadisindedir. Ancak: Ming mezarlarına göre, daha az kalabalık ve daha güzeldir. Yani, şehirde fazla zamanınız yoksa, Ming mezarları yerine, burayı gezmeyi tercih etmenizi öneririm.
Burada: Qing hanedanına ait, 15 mezar bulunmaktadır. Ünlü imparatoriçe Cixi’nin mezarı da burada bulunmaktadır. Genel toplamda, burada: 5 imparator, 15 imparatoriçe ve 136 cariyenin mezarları bulunmaktadır. Ancak, en muhteşem olanı, Mançuryalı imparator Qianlong ve Kangxi’nin mezarlarıdır. Ayrıca, imparatoriçe Cixi’nin gösterişli ama garip mezarı da görülmeye değerdir.
İmparator Kangxi’nin mezarı: kendisinin, 2 imparatoriçenin ve 3 cariyenin ortak mezarıdır. 54 metre derinliğe ulaşır. 327 metrekare alanı kapsar. Bu mezarın diğer önemli bir yönü de: duvarları ve tavanlarının tümü, tamamen Budizm ile ilgili taş oymalarla kaplı olmasıdır. Budist metinler, mezarı süslemektedir.
CHENGDE (JEHOL)
Pekin şehir merkezinin, hemen kuzeydoğusundadır.
Burada, en ilgi çekici bölüm: İmparatorluk bahçesidir. Bahçe: doğa harikası alanlara kurulmuş eski tapınaklarla birlikte, yaklaşık 10 km. uzunluğunda bir duvarla çevrilidir. Aynı zamanda, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Buradaki ilk yapılaşmaya: 1703 yılında, İmparator Kangxi zamanında başlanmıştır. Bu yapılaşmada, buraya ikinci bir yazlık saray yaptırılmıştır. Daha sonra ise, diğer imparatorlar, sıcaktan kaçmak için, yine buraya, köşkler-bahçeler-göller-av alanları yaptırırlar.
Ancak, ilk yaptırılan yazlık saray, yani “Bishushanzhuang” (türkçe anlamı: yaz sıcağından kaçış köşkü): deniz seviyesinden 350 metre yüksekte olması nedeniyle, uzun yıllar, hanedan ailesinin yaz sıcaklarından kaçmak için kullandıkları bir yer olmuştur.
Lizheng kapısını kullanmanız gerekmektedir. Kapının her iki yanındaki mermer aslan heykelleri, buranın koruyucusudur. Bahçe içinde bulunan saray ve diğer yapılar, günümüzde müzeye dönüştürülmüştür.
Bu müze alanlarında sergilenenler arasında: porselenler, yeşimler, ok ve yaylar, eski tüfekler ve imparatorların Pekin şehrinden buraya gelirken kullandıkları tahtırevanlar bulunuyor.
Saray arazisinde: birbirine bağlı göller, ormanlar, kazıklı yollar, kemerli köprüler, süslü pavyonlar gibi yerler var. Hemen göl kıyısında: Sis ve Yağmur Kulesi (Yanyulou) bulunuyor. Bu yapı 2 katlıdır. Eski Çin resimlerini anımsatan sisli manzarasıyla, o dönemlerde, imparatorların tercih ettikleri bir yermiş. Göllerde ise: sırıkla çekilen sallar ve kürekle gezilen sandallar ile geziyorlarmış.
Saray ve bahçeleri çevreleyen, 10 km. uzunluğundaki duvarın dışında ise, çeşitli tapınaklar var. Bunlar:
Sekiz Dış Tapınağı: 1713-1779 yılları arasında yapılmıştır. Egzotik çatısı ile dikkat çekmektedir. Tibetliler, Kazaklar ve diğer kuzey halklarının onuruna yaptırılmıştır.
Sumeru Tepesi Uzun Yaşam ve Mutluluk Tapınağı (Xumifushoumiao) : Burası, Lama’nın Tibet’teki ikametgahı örnek alınarak yapılmıştır. Mimarisi: Çin Han ve Tibet tarzındadır. Yaldızlı çatısı ile dikkat çekmektedir. Çevresi, yüksek kırmızı duvarlarla çevrilmiştir.
Küçük Potala Tapınağı (Putuozongchengmiao): Burası, Tibet’te bulunan, Potala Sarayının küçük bir kopyasıdır.
Puning Tapınağı (Puning Si): Bölgedeki tapınakların en önemlisidir. Çin-Tibet mimari tarzı kullanılarak yapılmıştır. Burada, mutlaka görmenizi önereceğim obje: 22 cm. uzunluğunda, Merhamet Tanrıçası Guanyin heykeli. Bu heykel, beş çeşit ağaçtan oyularak yapılmış ve altınla kaplanmıştır.
Bu şehri gezmek, bayağı yorucu oluyor. Çünkü: müzeler, saraylar, tapınaklar, anıtlar, caddeler, mağazalar o kadar çok ki. Bu şehirde Ortaçağ kültürü ve günümüz kültürünü bir arada görebilirsiniz. Çin ülkesinin dört büyük antik şehrinden biridir.
Pekin Uluslar arası havaalanı: şehir merkezinin 32 km. kuzeydoğusundadır. 2009 yılı verilerine göre, havaalanı, Asya kıtasının en işlek havaalanıdır. Dünya sıralamasında ise, dünyanın en işlek ikinci havaalanı olarak önem kazanmaktadır. Conte Nast Traveler dergisinin okuyunca anketlerine göre, 2009 yılında Pekin Uluslar arası havaalanı, dünyanın en iyi havaalanı olarak seçilmiştir. Havaalanında, üç tane terminal bulunmaktadır. Özellikle, 3 Numaralı Terminal, muhteşem büyük, eğer bu terminalden ulaşım sağlayacaksanız, en az 45 dakika önce terminalde bulunmanız şarttır.
GENEL
Şehir merkezi: 14 banliyö ve iki kırsal ilçeden oluşmaktadır. Nüfus: yaklaşık 13 milyon civarındadır. Ancak, bu nüfus, şehirde büyük bir alana yayılmıştır. Bu nüfus yoğunluğu: “hutong” denilen dar sokaklardaki “siheyuan” denilen, bir yada iki katlı ve geleneksel avlulu evlerde yaşamaktadırlar. Ancak: eski kentin bu otantik sokaklarından çıktığınız gibi, yeni konut projelerinin, alışveriş merkezlerinin, ofislerin bulunduğu modern kent bölümlerini görebiliyorsunuz.
Özellikle: 2008 yılında yapılan Pekin Olimpiyatları, şehirde yeni yolların yapılması, metro ağının genişletilmesi ve yeşil sahaların arttırılması gibi etkinliklerin yaratılmasında önem kazanmıştır.
Şehirde, elbette sokağa çıktığınızda, en dikkatinizi çekecek olan şey: trafik. Otobüsler, kamyonlar ve binlerce bisiklet ve işlerine gitmeye çalışan milyonlarca Çinli. Şehrin düz bir alanda kurulu olması büyük bir nimet. Çünkü, aksi halde, bisiklet kullanmak sanırım tam ızdırap olurdu.
Şehirde bulunmanız gereken tarih ile ilgili olarak, sıcaklıklardan söz etmek istiyorum. Şöyle ki, ortalama en yüksek sıcaklıklar: Ocak: 2, Şubat:5, Mart: 12, Nisan: 20, Mayıs: 27, Haziran: 30, Temmuz: 31, Ağustos: 29, Eylül: 26, Ekim: 19, Kasım: 10, Aralık: 4. En çok yağmur yağan aylar, sırasıyla: Temmuz-Ağustos-Haziran-Eylül-Mayıs-Nisan aylarıdır.
Şehir hakkında ayrıntılı bilgi vermeye başlamadan önce, bu şehrin tarihi geçmişinde çok önemli bir spor olayı daha var. 2008 yılı Olimpiyat Oyunları, Pekin şehrinde düzenlenmiştir. Bu etkinlikler öncesinde, 350.000 seyirci kapasiteli, Bejing National Stadyumu yapılmıştır.
Şehir içindeki toplu ulaşım araçlarının en yaygını metrodur. 1971 yılında iki hatlı olarak açılan metro, 2002 yılında 14 hat olarak hizmete devam etmektedir. Line 1 ve Batong hattı: doğu-batı yönünde, şehri boylu boyunca geçiyor. Line 4 ve 5 hatları ise, kuzey-güney doğrultusunda şehri boydan boya geçmektedir. Metro ulaşım ücretleri, seyahat başına, 2 Yuan’dır. Şehirde, toplu ulaşım için, ilaveten 700 otobüs bulunduğu söyleniyor. Taksi ise, şehirde bolca bulunuyor. Ama, kayıt dışı taksiler de çok var.
TARİHİ SÜREÇ
Pekin insanına ait olduğu düşünülen kafatası: 1920 yıllarında, Pekin yakınlarında, Zhoukoudian yakınlarında bir mağarada bulunmuştur. Bu küçük beyinli kafatasına sahip insanın ise, günümüzden yaklaşık yarım milyon yıl önce yaşadığı düşünülmektedir. Bu kazı alanında, kafatası dışındaki kemiklerin aranmasına devam edilmektedir.
Eski Pekin bölgesinde yapılan kazılarda: kentin tarihinin 20.000 yıl öncesine kadar gittiği bilinmektedir. Yöredeki ilk yerleşim: Jichenk adıyla, MÖ.5-3. yüz yılarda görülür. Ancak, yoğun yerleşim: MS.10.yüzyılda, Liao hanedanı zamanında görülür. Bu dönemde şehrin adı: Yanjing.
12.yüzyıla gelindiğinde ise, bölgede ilk imparatorluk sarayı inşa edilir. Dünyaca ünlü, Marco Polo Köprüsü olarak bilinen “Lugou köprüsü” de o dönemden kalmadır.
13.yüzyıla gelindiğinde, Cengiz Han, kendi yıkıp-yok eder. Daha sonra ise, Dadu ismiyle, yeniden kurar. Qing hanedanı günlerinde, Pekin daha da zenginleşir. Şehirde yeni saraylar, güzel yeşil alanlar, bahçeler kurulur. 1800-1900 yılları arasında ise, şehir yine, dış güçler tarafından büyük tahribata uğratılır. 1949 yılına gelindiğinde ise, bu kez Çin Halk Cumhuriyetinin başkenti olarak, yeniden düzenlenir.
GEZİLECEK YERLER
Günümüzden 700 yıl öncesi dönemde yapılmış, şehrin planı bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Bu plana göre, şehir 4 kentten oluşmaktadır.
Bunlardan: 3 tanesi: kent merkezinde, iç içe geçmiş, dikdörtgen biçiminde merkezler var. 4. kent ise: güneyde, dış şehir olarak biliniyor. Bu şehirleri koruyan surların büyük bölümü yıkılarak günümüze gelmemiştir. Ancak, merkezdeki “Yasak Şehir” hala orijinal surlarının arkasında duruyor. Bu haliyle de şehri ziyaret edenlerin büyük ilgisini çekiyor.
TİANANMEN MEYDANI
Meydan, şehrin tam ortasındadır. Kelime anlamı: Cennet kapısı demektir. İsim: Çince de, cennet-barış-kapı karakterlerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Yani, Dünyada Barış Yapma Kapısı olarak isimlendirilmektedir.
Dünyanın en büyük kent meydanı olarak önem kazanıyor. Yaklaşık 40 hektarlık bir yer kaplıyor. Meydan ilk olarak, 1651 yılında kare olarak tasarlanmış ve inşa edilmiştir. 1950 yılında, meydan 1 milyon kişiyi alacak şekilde genişletilmiştir. Bu genişletme sırasında, çevredeki bir çok bina ve yapı yıkılmıştır.
Günümüzde,
Meydan aynı anda 500.000 kişiyi alabilecek kapasitededir. Özellikle, 4 Haziran 1989 yılında, burada yapılan protesto gösterileri, bu meydanın isminin bütün dünya tarafından bilinmesini sağlamıştır.
Yani, uçsuz-bucaksız bir görünüm veriyor. Bu büyük alanda: mimari olarak pek bir özellik yok. Çünkü, komünist dönemde yapılmış. Ancak, günümüzde burada rengarenk uçurtmalar görebilirsiniz. Moskova şehrindeki Kızıl Meydan gibi, burası da Çin ülkesinin ve Pekin şehrinin, dünya üzerinde en bilinen yerlerinden biridir.
Çünkü: 1989 yılındaki öğrenci olaylarında, burada toplanan yaklaşık 1 milyon insan ve Çin ordusunun bunlara müdahalesi görüntüleri, televizyonlar aracılığı ile, tüm dünyaya yayılmıştı. Kültür Devrimi yıllarında ise, Çin kızıl ordusu, bu meydanda görkemli geçit törenleri düzenlemiştir.
Meydanın kuzeyinde, her gün: sabah ve akşam saatlerinde, Çin bayrağının göndere çekilmesi ve indirilmesi töreni yapılmaktadır. Bu tören saati, güneşin doğuş ve batışına göre her gün değişmektedir ve yüzlerce kişi tarafından izlenmektedir.
Evet, Tiananmen meydanının tarih sahnesinde öne çıkan özelliklerinden söz ettikten sonra: gelelim meydandaki gezintimiZE:
Meydanın güney ucunda bir yapı var.
Burası, Moskova-Kızıl Meydanda bulunan Lenin mezarının benzeri gibi, ancak daha büyük yapılmış, Başkan Mao Zedong Anıt Mezarı.
MAO ZEDONG ANIT MEZARI-MAO ZHUXİ JİNİANTANG
Mao, kurucusu olduğu Çin Halk Cumhuriyetini, yaklaşık 27 yıl yönetmiş ve 1927 yılında ölümü üzerine, kendisinin mumyalanmış bedeni, burada bulundurulmaktadır.
Burayı ziyaret etmek mümkün. Hatta, Lenin mezarından ayrı olarak, ziyaretçilerin mozolenin yanında, birkaç dakika kalmalarına bile izin veriliyor. Anıt mezarın hemen dışında ise: üzerinde Mao resimleri olan, tişörtler, fincanlar, kupalar, rozetler, çakmaklar gibi, birçok objenin satıldığı yerler var.
Meydan gezimize devam ediyoruz. Buradan, kuzeye yönelin.
HALK KAHRAMANLARI ANITI
Bu anıt: 1958 yılında yapılmıştır. Dikilitaş şeklindeki anıt, granitten yapılmıştır. 38 metre yüksekliktedir. 1989 yılındaki demokrasi hareketlerinde, anıtın bulunduğu burası, halk hareketlerinin merkezi olmuştur.
Meydanın batı yönünde, bir saray ve ulusal tiyatro binası var.
Burada: 1958-1959 yılları arasında, devrimin onuncu yıl dönümü anısına, on büyük bina dikilmiştir.
BÜYÜK HALK SARAYI-RENMİN DAHUİTANG
1959 yılında yapılmıştır. Ulusal halk meclisinin toplantı yeridir. Saray: rehberli turlarla gezilebiliyor. Ama, çok orijinalitesi yok.
BÜYÜK ÇİN ULUSAL TİYATROSU
Büyük halk sarayının hemen arkasındadır. Titanyum ve camdan yapılmış dev kubbesiyle dikkati çekiyor. 2007 yılında yapılmıştır.
Meydanın doğusu yönünde ilerliyoruz.
ÇİN ULUSAL MÜZESİ-ZHONGGUO GUOJİA BOWUGUAN
Buranın bünyesinde iki müze var. Giriş ücretlidir. Buranın en büyük sıkıntısı: sergilenen objeler, hep Çince yazılarla anlatılmış.
Yapı: 65.000 metrekarelik bir alanda bulunmaktadır. Ön uzunluğu: 313 metre ve 149 metre genişliğinde, 40 metre yüksekliğindedir. Ön merkezinde, 11 kare sütun görülmektedir. Müze: 2011 yılında yeniden düzenlenmiş ve 28 yeni sergi salonu yapılmıştır. Müze koleksiyonlarında, 1 milyondan fazla eser bulunmaktadır. Bunlar arasında, çok değerli ve nadir, çin tarihi eserleri sergilenmektedir.
Çin Tarih Müzesi (Zhongguo Lishi Bowuguan)
Burada: tarih öncesi dönemden kalan fosillerden, çömleklere ve bronzlara kadar, yaklaşık 10 bin civarında obje sergileniyor.
Çin Devrim Müzesi (Zhongguo Geming Bowuguan)
Burada: Komünist devrime ait, resimler, fotoğraflar ve belgeler sergileniyor.
Meydandan çıkmadan önce: meydanın yanında bulunan, eski İmparatorluk eczanesini ziyaret etmeyi sakın unutmayın. Buradan: Çin geleneksel hekimliği hakkında bilgiler alabilir ve birçok hastalık için bitkisel ilaçlardan satın alabilirsiniz.
Tiananmen meydanından çıkacağız. Kuzey bölümde: Chang’an Bulvarı üzerinde: Yasak Şehre giden yola açılan kapı var. Kapının üzerinde: Başkan Mao’nun ünlü portresi var ve “Göksel Huzur Kapısı” olarak biliniyor.
GÖKSEL HUZUR KAPISI
Burada, 15. nci yüzyılda yapılmış orijinal bir kapı bulunuyormuş. Ancak, günümüzde, 1651 yılından kalma taş duvarın üzerinde: 2 katlı, geniş bir ahşap yapı ve önünde: Tiananmen meydanındaki geçit törenlerinin izlenebilmesi için yapılmış bir platform görülüyor. Günümüzde, bu platformun bulunduğu yer gezilebiliyor. Güzel bir seyir yeri, mutlaka zaman ayırın.
Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana, burada Mao Zedong’un 1.5 ton ağırlığındaki portresi asılıdır. Her yıl, 1 Ekim gününde, bu portre yenisiyle değiştirilmektedir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim küçük bir not: 1989 yılında, 3 kişi, Mao’nu bu resmine yumurtalı saldırı düzenlediklerinde yakalanırlar ve tam 17 yıl cezaevinde tutulduktan sonra serbest bırakılırlar. Yani, bu portreye, tarihi süreç içinde çeşitli saldırılar oluyor ama Çinli yetkililer, bu saldırılara çok büyük cezalar vererek karşı koymaya çalışıyorlar.
YASAK ŞEHİR (GU GONG)
Buranın ortak İngilizce adı: Yasak Şehir. Çince adı: Zijin Cheng yani Mor Yasak Şehir. Günümüzdeki ismi ise: Gugong, yani: Eski Saray anlamına geliyor.
Burası: yaklaşık 70 hektarlık bir alan üzerinde kurulu ve bir çok saray, avlu ve bahçeyi barındıran bir yerdir. Burayı, kesinlikle yürüyerek gezebilirsiniz. Aslında, Çin ülkesinde birçok yeri yürüyerek gezmek mümkün olmasa da (çok büyük bir alana yayılması nedeniyle) Yasak şehri mutlaka yürüyerek adım adım gezmelisiniz.
Evet, Yasak Şehir, girilmesi ücretli bir yer. Gezilecek saatler sınırlı ve yaz ve kış dönemlerinde ziyaret saatleri değişiyor.
Gelelim, Yasak Şehri anlatmaya: Burası: uzun yıllar boyunca yani yaklaşık 500 yıl boyunca, sıradan insanlara yani halka kapalı tutulduğu için, Yasak Şehir olarak biliniyor. Ama, bu bölge aynı zamanda, girmenin yasak olduğu kadar çıkmanın da yasak olduğu bir yer olarak önem kazanıyor. Yani, imparatorun izni olmadan, buraya giriş-çıkış yasakmış.
Dünyanın en büyük saray kompleksi olarak öne çıkmaktadır.
Ölçüleri: kuzeyden-güneye: 753 metre ve batıdan-doğuya ise: 961 metrelik bir dikdörtgen şeklindedir. Şehrin tam merkezinde olacak şekilde planlanmıştır. Zamanla ise, duvarlarla çevrili alan içine alınmıştır. Buranın güneyinde ise, şehir yerleşimi gelişmiştir. Günümüzde de burası, şehir yerleşimin merkezini oluşturmaktadır.
Sarayda: 9999 oda bulunuyor. Bu rakam önemli, çünkü uğurlu sayıldığı için, oda sayısı bu rakamda bırakılmıştır. Büyüklüğü, günümüzde bile görenleri şaşırtacak boyutlardadır. Bir de yapının, 1406-1421 yılları arasında inşa edildiğini düşünürseniz, büyüklüğün önemi ortaya çıkıyor. Yapının 15 yıl süren inşaatında, 1 milyondan fazla işçinin çalıştığı söyleniyor. Kullanılan malzemeler ise: güneybatı bölgesindeki ormanlardan elde edilen ahşap malzemeler ve Pekin şehri yakınlarındaki ocaklardan elde edilen mermerlerdir. Büyük salonların zeminleri “altın tuğla” ile döşelidir.
Yasak şehirde en göze batan renk: sarı. Çünkü: sarı, imparatorluk rengidir. Hemen hemen tüm çatılar, sarı renkli çini kaplıdır. Konutlar ise, yeşil çinilerle süslenmiştir. Bina çatılarının eğimli sırtları, özellikle imparatorluk ejderhası heykelcikleriyle süslenmiştir. Heykelcik sayısı, binanın durumunu gösterir ve küçük bir binada 3-5 civarında olur. İmparatorluk sarayının çatısında ise, 10 heykel bulunmaktadır. Depolama alanları, saray kompleksinin ön tarafına yerleştirilir ve arka bölümler, yaşam alanları olarak düzenlenirdi.
Yaklaşık 700 yıl boyunca, burada, 24 imparator ve ailesi ve onların kalabalık maiyeti yaşamıştır. Özellikle: 1420 ile 1644 yılları arasında, Ming hanedanı, tamamen burada yaşamıştır. 1860 yılında ise, bu kez: İngiliz-Fransız askeri güçleri, Yasak şehri işgal ederler. Son Çin imparatoru Puyi: 1911 yılında ülkeden atılınca, burası kullanım dışı kalmıştır. 1912 yılında, buranın kullanımı, İmparatorluk soyundan alınarak, kamuya devredilmiştir. 1987 yılında çevrilen ve ülkemizde de gösterilen “Son İmparator” filmi, Yasak Şehirde çekilen ilk uzun metrajlı film olması nedeniyle önem taşımaktadır.
1987 yılında ise, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak, 2007 tarihinde, Starbucks burada bir kafe açmıştır ve tartışmalar sonucu kapatılmıştır.
Yasak şehirde gezinti
Yasak Şehre: Tiananmen meydanındaki Göksel Saflık Kapısından geçilerek gireceksiniz. Ancak, girişten önce sizi uzun bir yürüyüş bekliyor.
Burada: Ouanmen (Dik kapı) var. Bunu geçince, çevresi yüksek duvarlar ve hendeklerle çevrili Yasak Şehir bölgesine giriyorsunuz. Bu duvarların yüksekliği; 7.9 metredir. Duvarların genişliği, tabanda: 8.62 metredir. Üste doğru sivrilerek yükselmektedir. Bu duvarlar, savunma amaçlı olduğu kadar, iç bölümde bulunan sarayların istinat duvarları olarak da kullanılmıştır. Duvarların önünde ise, 52 metre genişliğinde bir hendek bulunmaktadır. Hendek derinliği: 6 metredir.
Buranın ana kapısı: hemen karşınızda. Kapı denilince, Yasak Şehir çevresindeki toplam kapı sayısının 5 olduğunu söylemeliyim.
MERİDYEN KAPISI (WUMEN)
Burası: 15. yüzyılda yapılmıştır. Yasak şehrin ana giriş kapısı burasıdır. Önceki yıllarda: soldaki geçidi resmi görevliler, sağdaki geçidi ise hanedan mensupları kullanırlarmış. Kapının uç tarafında, iki çıkıntılı kanat görülmektedir.
Kapıdan geçtikten sonra, Yasak şehir içinde, ikinci bir kapı, karşınıza çıkıyor.
BÜYÜK UYUM KAPISI (TAİHEMEN)
1420 yılında yapılmıştır. Bu kapının her iki yanında, muhafız olarak yerleştirilen, bir çift, bronz aslan heykeli göreceksiniz.
Bu kapıdan geçtikten sonra: bu kez karşınıza: antik dönemde yapılmış, Çin mimarisinin en büyük eserlerinin ortaya konulduğu, 3 büyük saray ve avlu çıkıyor. Burada, üç rakamı önemli çünkü, üç Buda’yı ve Taocu, üç saflığı simgeliyor. Evet, üç büyük saray dedim, şimdi bu saraylar hakkında bilgi vereceğim.
BÜYÜK UYUM SARAYI (TAİHEDİAN)
3 büyük saraydan ilk sıradakidir. İmparatorluk tahtı sarayı olarak da bilinir. Yasak şehirdeki, en büyük yapı olarak öne çıkmaktadır. Burada: Çin, ahşap mimarisinin en güzel örneklerini görmek mümkündür.
Çin antik döneminde, ülkede bu saraydan daha yüksek yapı yapılması yasaklanmış ve bu nedenle, uzun yıllar, bu saray, ülkenin en yüksek yapısı olarak önemini korumuştur. Tabii bunları söyleyince, sarayın yüksekliğini merak ettiniz. Evet, sarayın yüksekliği, çatıdaki süslemeler de dikkate alındığında, 38 metre olduğu görülüyor.
Sarayın içinde: Ejderha tahtı görülüyor. İmparator bu tahtta otururmuş. Tahtın çevresi: güç ve uzun yaşam sembolleriyle süslenmiştir. İmparator bu tahtta: çevresindeki hizmetkarlar topluluğu ve yoğun tütsü kokuları içinde otururmuş. Ziyaretçileri ise: çan sesleri eşliğinde, imparatorun önünde, 9 kez secde ederlermiş. Yeni yılı karşılama ve tahta çıkma törenleri, hep burada yapılmış.
Büyük Uyum Sarayından çıktıktan hemen sonra, başka bir saray var.
ORTA UYUM SARAYI (ZHONGHEDİAN)
Burası, büyük uyum sarayından daha küçüktür ve bazı resmi olmayan törenler, burada yapılırmış. Bu yapı: altın çatısı ile dikkat çekiyor.
Yürümeye devam ettiğinizde, son saraya ulaşıyorsunuz.
UYUMU KORUMA SARAYI (BAOHEDİAN)
Burası: tarihi süreç içinde, dünyanın ilk memuriyet sınavlarının yapıldığı yer olarak önem kazanıyor.
Sarayın hemen arkasında, uzun merdivenlerin ortasında, yekpare yani tek parça mermerden yapılmış rampa var. Çevresi ejderha oymalarıyla süslenmiş bu rampa: imparatorluk tahteravanının taşınabilmesi için özel olarak tasarlanarak yapılmıştır. Dikkatinizi çekerim, tek parça mermer dedim.
Bu tek parça mermerin ağırlığının: 200 ton civarında olduğu söyleniyor. Bu 200 tonluk mermer parçasının, tek parça halinde, yaklaşık 50 km. uzaklıktaki taş ocağından buraya taşınabilmesi, eminim ki, o günün şartlarında muhteşem bir bilgi, zeka ve güç gerektirmiştir. Hatta, söylenenlere göre, bu mermer parçasının buraya taşınması için kış mevsiminin gelmesi beklenmiş ve buzlu yollar üzerinde çekilerek, buraya taşınmıştır.
Evet, gezmeye devam ediyoruz.
Kuzeye doğru ilerlediğimizde: karşımıza resmi işlerin görüldüğü “Dış Avlu” ve daha sonra ise, imparator ve ailesinin ve saray mensuplarının yaşadığı “İç Avlu” bölümü çıkıyor. Burada, yapıların yoğunluğu artıyor. Bu eski saray ve salonların çoğunda ise: döneme ait sanat eserleri ve imparator ailesinin kullandığı gündelik eşyalar sergileniyor. Burada görmenizi önereceğim yerler:
Saat Müzesi ve İmparatorluk Hazinesi. Buralarda: güzel koleksiyonlar sergileniyor. Bu koleksiyonlar, Ming hanedanı dönemine dayanmaktadır. Ayrıca, İmparatorluk kütüphanelerinde, hükümet belgeleri de dahil olmak üzere, eski kitaplar ve çeşitli belgeler saklanmaktadır. Müzedeki eserler: 1933 yılındaki Japon işgali öncesinde buradan kaçırılarak, Nanjing şehrine tahliye edilmiştir.
Ancak, Tayvanda-Taipei Müzesindeki eserler, savaşın sona ermesi üzerine, büyük bölümü (10.000 kutu) geri döndü ve 2221 kutu halen Taipei Müzesinde depolanmaktadır. Günümüzde, buradaki saray müzesinde, 1 milyondan fazla sanat eseri bulunmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar: resimler, seramikler, bronz eşyalar vs. dir. Bu sergilenen eserler arasında öne çıkanlar seramiklerdir. Saray müzesinde, 340.000 adet seramik ve porselen bulunmaktadır.
Tang ve Song hanedanları dönemlerinden kalan bu seramiklerin, yaklaşık 20.000 kadarı, günümüzde Nanjing Müzesinde sergilenmektedir. Sarayın resim sergisinde ise, toplam 50.000 resim var. 1948 yılında, bu eserlerin birçoğu Tayvan’ a taşınmıştır. Koleksiyon takip eden yıllarda, diğer müzelerden bağış, satın alma ve transferler yoluyla yenilenmiştir. Müzenin en değerli koleksiyonlarından biri de saatlerdir. Müzede: 1 milyondan fazla 18. ve 19. yüzyıldan kalma saat bulunmaktadır. Bu koleksiyonda, Çin ve yabancı yapımı parçalar bulunmaktadır.
Ayrıca: 1775 yılında yapılmış olan, Dokuz Ejderha Duvarını da görmenizi öneririm. Çünkü: muhteşem kabartmaları var. Bu duvarı görmek için: İç avluya giden ana yoldan sapmanız gerekiyor.
İMPARATORLUK BAHÇELERİ (YUHUAYUAN)
Yasak şehrin kuzeyinde kalıyor. Güzel taş döşemeleriyle dikkati çekiyor. Bahçeler: 1420 yılında, çok daha eski dönemlerden kalma Taocu bir tapınak kalıntıları üzerine kurulmuştur.
Evet , yazının başında belirttiğim gibi Yasak Şehir, çok büyük ve elbette, bunların dışında gezilecek bir çok yeri var. Bence, yürüyerek ve keyif alarak, burayı gezmelisiniz.
Yasak Şehir gezisi bittikten sonra: kuzeydeki Kutsal Savaşçı Kapısı (Shenwumen) nı kullanarak çıkın. Yasak şehrin tam ortasından devam eden ana caddenin devamında: bir park var.
JİNGSHAN PARKI
Burası, eskiden “Kömür Tepesi” olarak biliniyormuş. Tepenin yüksekliği: 45.7 metredir. Giriş ücretlidir, giriş-çıkış saatlerine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü, yaz ve kış dönemlerinde değişiyor.
Bu parkın bulunduğu tepe: şehrin tarihi bölümünün en yüksek noktasıdır. Nasıl oluştuğuna gelince: Yasak Şehri çevreleyen koruma hendeği açılırken çıkarılan toprak, buraya yığılmış ve tepe oluşmuştur. Tepenin üzerindeki 5 zirve bölümüne ise: pavyonlar kurulmuştur. Hemen ortada: 3 katlı bir pavyon var. Bu pavyonlar yani köşkler, toplanma ve eğlence amaçlı kullanılmaktadırlar. Burası ile Yasak Şehir arasında, hendek bulunuyor.
ONBİN BAHAR PAVYONU (WANCHUNTİNG)
Burası, gayet romantik bir yer olarak öne çıkıyor. Çünkü: imparatorluk şehrinin parlak çatıları ve hemen ilerisindeki modern şehrin muhteşem bir manzarasını ziyaretçilerine sunuyor.
Jingshang Parkından çıkınca: hemen batıda, yine güzel bir park var.
BEİHAİ PARKI
Burası, şehirliler tarafından en yoğun olarak tercih edilen popüler parklardan biridir. Giriş ücretlidir. İlk yapılışı, yüzyıllar öncesine kadar uzanan park, şehrin en güzel yerlerinden biri olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Özellikle, yazın ve sonbaharda, bu park şehrin en canlı ve en beğenilen-gezilecek yerlerinden biridir.
Pekinliler gibi, sizde, burada bulunan yapay gölde, tekne kiralayarak gezinebilirsiniz. Ama, unutmayın ki, gezinti yaptığınız bu göl, 12. yüzyıldan kalmadır. Gölün hemen ortasında, bir ada var. Elbette, bu ada da yapay. Park içindeki, Sonsuz Huzur Köprüsü (Yanganqiao) nü kullanarak, bu yapay adaya geçin ve revaklı koridorda keyifle yürüyün. Adanın ortasındaki tepe üzerinde, Beyaz Pagoda (Baita) isimli bir tapınak da görülüyor.
BEYAZ PAGODA (BAİTA) TAPINAĞI
Bu tapınak: Yongan Tapınağının hemen arkasındadır. Tarihi süreç içinde, bir zamanlar Kubilay Han tarafından kullanılan kışlık sarayın bulunduğu yere inşa edilmiştir. Ünlü budist dini lider Dalay Lama: 1651 yılında, Pekin şehrine geldiğinde, burayı da ziyaret etmiştir.