Bilecik Pazaryeri: Pazaryeri denilince, aklıma gelen tek şey muhteşem lezzeti nedeniyle bozadır. Çünkü: yöre; yakınlarda bulunan: Bozüyük ve Söğüt ilçelerinin gölgesinde kalmış. Ama yine de, bu şirin ilçe, göletleriyle ünlüdür. Yani: yemyeşil orman tabakasının çevrelediği göletleri ve bu göletlerin kıyısında gerek kamp ve gerekse doğa yürüyüşleri yapmak, büyük bir keyif.
ULAŞIM
Bozüyük ilçesine çok yakın, yani Eskişehir-Bursa ana kara yoluna yakın sayılabilir. Pazaryeri-Bozüyük arasındaki uzaklık: 20 km. Pazaryeri-İnegöl arası uzaklık: 44 km. Pazaryeri-Bilecik arası uzaklık: 30 km. Pazaryeri-Bursa arası uzaklık: 76 km.
TARİHİ
Yörenin tarihi süreç içindeki en önemli özelliği: Romalılar döneminde, Anadolu’dan gelip, Bursa bölgesine giden meşhur Roma Yolunun buradan geçiyor olması. Bu yolun geçtiği yerler, halen yöre insanı tarafından “Bağdat veya İpek Yolu” olarak biliniyor ve isimlendiriliyor.
Dolayısıyla: Romalılar döneminde, burada bir yerleşim bulunduğundan söz etmek mümkün. Bu yerleşim yerinin ismi ise: “Bithinia Themakion” veya “Armeno Kastron” olarak isimlendirilmiş. Bu ismin anlamı ise : “Ermeni Kalesi”. Ancak, bu bölgede Ermenilerin yaşadığına dair kanıt yok. Armeno ismi: bugünkü ismiyle Ahi dağının, antik dönemdeki ismidir.
Yani bu kelimenin anlamı: bu bölgede MÖ. 3000-2000 yılları arasında yaşamış Luvi halkının dilinde: Aytanrısı Ülkesidir. Roma ve Bizanslılar, bu dağların geçit yerlerine, çeşitli kuleler yaptırmış olduklarından, yerleşim yerine de, bu dağın ismine atfen isim verilmiştir.
Kayı aşireti: 1132 yılında, Söğüt bölgesine yerleşince, Ertuğrul Gaziye, Selçuklu hükümdarı tarafından verilen Domaniç Yaylasına, bulundukları yerden en kolay gidiş yolu: Pazaryeri’nden geçiyordu. Dolayısı ile, Osman Bey, bugünkü Pazaryeri’nin ( o dönemlerdeki ismi Ermeni Derbendi) yakınlarından geçen yolu sıkça kullandı.
Osman Bey; buraları ele geçirdikten sonra; oğlu Yahşi Pazarlu Beyi, idare etmesi için buraya gönderir. Bunun üzerine, bölgenin ismi: Yahşi Pazarlu Bey ismine atfen “Pazarlucuk” olarak değiştirilir ve zamanla “Pazarcık” olur.
GENEL
Eski adı: Pazarcık’tır.
İlçe, Marmara bölgesindedir. Ancak, yörede, sert karasal iklim etkileri görülür.
Coğrafi yapı incelendiğinde ise: bölgenin engebeli ve dağınık olduğu görülür. İlçenin merkezinin denizden yüksekliği: 800 metredir. Arazi yapısı ise, doğu yönünde, alçalarak devam etmektedir.
İlçe topraklarının, büyük kısmı: yaklaşık % 90’lık bölümü, ormanlarla kaplıdır. Ormanlar dışında kalan alanlarda, bol miktarda şerbetçi otu yetişmektedir. Bir çeşit maya olarak kullanılan bu bitkinin, dünya üzerinde en iyi üretildiği yer, burasıdır. Peki, şerbetçi otu ne işe yarar derseniz; şerbetçi otu biranın ham maddesidir. Efes bira markasının, bu yörede, bu amaçla kurulmuş bir fabrikası var.
Bunun dışında ise, yöre insanı tarafından, yoğun olarak: fasulye ekim ve dikimi yapılmaktadır.
BOZA
Boza: tarih sahnesinde, bilinen en eski “bira” olarak gündeme geliyor. Yani: üzüm şarabından daha eski bir geçmişi olduğu söylenir. Türkiye genelinde darıda yapılan boza: başka ülkelerde: mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday gibi tahıllardan da yapılmaktadır. Darı ununun kepeği alınır; kazanda kavrulur, yumruk veya tokmakla dövülür ve su eklenerek hamur haline getirilir.
Daha sonra bu karışım elekten geçirilir. Elekten geçirildikten sonra; boza veya hamur mayası ile mayalandırılarak, serin yerde, 3-7 gün arasında dinlendirilir. Dinlendirilen bu karışım: şeker veya pekmezle tatlandırılarak içilir. Yapıldığı yere göre içine katılan alkol oranı: % 2-6 arasında değişmektedir.
İşte, boza bu. Soğuk olarak içiliyor. Üstüne tarçın ilave edince, tadı daha muhteşem oluyor. Uzun kış gecelerinde, içenin içini ısıtıyor. Ayrıca; vitamin deposu. Bozanın bünyesinde: A, B, C ve E vitaminleri var. Mayalanma sırasında ortaya çıkan laktik asit ise, hazmı kolaylaştırıyor. Ayrıca: süt yapıcı özelliği var ve hamile bayanlara öneriliyor. İçindeki yağ oranı ise: sıfır.
NE YENİR
Burada, mutlak ve mutlaka: Boza tatmalısınız. Ayrıca: helva yemenizi öneririm. Meşhur helvayı tatmadan sakın dönmeyin.
NE SATIN ALINIR
İlçe merkezine bağlı Kınık köyünde: uzun yıllardır sürdürülen çömlekçilik alışkanlığı; günümüzde, çömlek dışında: su kabı, sürahi ve testi gibi ürünler yapılarak çeşitlendirilmiştir. Bunların yapımında: Kınık köyü yataklarından çıkarılan kırmızı kil kullanılmaktadır. Burada ortaya çıkarılan el sanatları: özellikle büyük metropol şehirlerde büyük ilgi görmektedir. Siz; bu yöreye geldiğinizde, Kınık köyünün bu muhteşem el sanatlarından mutlaka satın alın.
GEZİLECEK YERLER
KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ
Sultan IV. Murat’ın Sadrazamı Kara Mustafa Paşa, 17.yüzyılda İran seferine çıkarken, burada konaklar ve buraya kendi adını taşıyan: cami ve külliye yaptırır. Fakat, bu cami yapısı: işgal yıllarında Yunanlılar tarafından yıkılıp tahrip edilir ve günümüze sadece minaresi kalır. Ancak, bugün, bu caminin yerine, yeni bir cami yapılmıştır.
BOZCAARMUT GÖLETİ
İlçe merkezine 15 km. uzaklıktadır. Burada, güzel bir gölet var ve gölette, olta balıkçılığı yapılabiliyor. Göl kıyısında ise, çadırlı kamp kurmak mümkün. Göletin bulunduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği: 1050 metredir.
KÜÇÜK ELMALI GÖLETİ
İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır. Burada: çam ağaçlarıyla çevrili bir orman ve orman içinde kamp kurulabilecek, alt yapısı tamamlanmış bir bölge var. Bu bölgede: oyun sahaları, ahşap masa ve banklar, ocak, tuvalet ve çocuk parkı gibi tesisler bulunuyor. Ayrıca: burada gençlik ve izcilik kampları da yapılabiliyor. Bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği: 950 metredir. Aldığım bilgiye göre: bu göleti: Amerika-Washington’da bulunan “Diablo Baraj gölüne” benzetenler var. Doğruluğu konusunda yorum mümkün değil, çünkü Diablo baraj gölünü görmedim.
PELİTÖZÜ GÖLETİ
İlçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. Burası: çevresi çam ağaçları ile çevrilmiş bir göletin bulunduğu piknik alanı. Ulaşımın kolay olması nedeniyle, yöre insanı tarafından çok tercih ediliyor.
Bozöyük tanıtım yazısı. Bilecik Bozüyük