1612 yılında: Medicis ailesinden “Marie de Medicis” in hükümranlığı zamanında yapılmıştır.
Parkın kapladığı alan: 23 hektar. Burada kendinizi tropikal bitkiler cennetinde sanıyorsunuz. Yeryüzündeki 803 tür krizantemden 40’ını burada görmek mümkün. Tatula’nın 10 çeşidini, boru çiçeğinin göz alıcı pembe ve sarı tonlarını. Bu bahçe yani park: yalnızca doğada bulunan türler değil, yeni geliştirilen bitki türleri açısından da çok zengin. Ağaçlardan çok, çalı formundaki bitkiler ağırlıkta. Böğürtlenin birçok türü var.
Parislilerin, öğrencilerin, gezintiye çıkanların tercih ettikleri, bir buluşma mekanı. Güneşli günlerde, Parisliler kendilerini buraya atıyorlar. Yemyeşil çimlerin üzerine uzanıyorlar ve yanlarında getirdikleri sandviçlerini yiyerek, bir şeyler içiyorlar. Bunun dışında, tüm dünyadan ziyaretçilerin mutlaka uğradıkları bir yer.
SENAT PLACE SAİNT-MİCHEL
Paris şehrinin merkezinde bulunan bulvarların bir kesişim noktasıdır. Michael: Vahiy kitabında adı geçen bir şahıs. Fransız Katoliklerinden. Burada: Michael’in bol miktarda görüntüsünü görmek mümkün. Özellikle, Saint çeşmesi görülmeye değer.
Burada: bol miktarda lokanta var. Bu lokantalarda, özellikle: geleneksel olarak yapılan salyangoz, soğan çorbası denemenizi öneririm. Ayrıca, tipik Fransız tatlılarını da bulabilirsiniz. Bunlar: Creme Brulee ve elma tart.
EGLİSE SAİNT-SULPİCE
Burası bir kilise. Roma Katolik kilisesi. Uzunluğu 113 metre, genişliği 58 metre ve yüksekliği 34 metredir. Küçük bir Notre-Dame kilisesi de denebilir. Kilise yapısı: 1631 yılında yapılmıştır.
SAİNT-GERMAİN DES PRES
Burası, şehrin önemli bir semtinin adıdır. İsmini: tam merkezindeki Saint-Germain kilisesinden alır. Aynı isimde, uzun bir bulvara sahiptir. Bu bulvarın çevresindeki şık sokaklarda: dünyaca ünlü kafeler (Cafe de Flore, Cafe Les Deux Magots, Cafe Bonaparte) ve turistik restoranlar (Relais de I’Entrecote, Brasserie Lipp) bulunuyor. Ayrıca, birbirinden ünlü mağazalar da var.
LE MUSEUM MANAGERİE DU JARDİN DES PLANTES (DOĞA TARİHİ ULUSAL MÜZESİ)
Paris 5.Nolu Bölge;
Latin bölgesindedir.
1794 yılında eski Paris şehrinin merkezinde kurulmuştur. Paris şehrinin en eski hayvanat bahçesidir. Bu 5.5 hektarlık alanda, bir çok farklı türden hayvan bulunuyor. Maymun evi, büyük kediler, nesli tehlike altında olan hayvanları görebilirsiniz. Müze: hem araştırma ve hem de bilgilerin halka yayılması gibi, iki misyona sahiptir. 7 tane araştırma departmanı ve 3 tane difüzyon departmanı var.
Evet, müzenin 3 galerisi var. Mineraloji ve Jeoloji Galerisi, Paleontoloji ve Karşılaştırmalı Anatomi Galerisi, büyük ve ünlü Evrim Galerisi. (Grande Galerie de I’evolution)
Burası, dünyanın birçok bölgesinden ziyaretçi profiline sahip. En çok ise, üniversite gurupları, burayı ziyaret ediyorlar. Japonya, Amerika, Avustralya gibi ülkelerden, büyük katılımlar oluyormuş. Fransa, eğitime destek olması açısından, tüm yaş guruplarından öğrencilere, turlar düzenleyerek, müzeyi ziyaret etmelerini sağlıyormuş.
Giriş, yetişkinler için 8 Euro, çocuklar için 6 Euro.
1871 yılında, Prusya kuşatması sırasında, burada bulunan şehrin en eski hayvanat bahçesindeki hayvanlar, açlık tehlikesindeki Parisliler tarafından yenilmiştir. Bugün ise, bu güzel hayvanat bahçesinde, insanlar büyük keyif alarak geziniyorlar ve eğleniyorlar.
MUSEE NATİONAL DU MOYEN AGE-MUSEE DE CLUNY
Burası bir müze. Daha doğrusu, bir Ortaçağ müzesi. Eski Roma kalıntıları üzerine inşa edilmiş, bir manastır üzerinde kurulmuş. Paris şehrinin en iyi korunmuş Roma harabeleri. Birinci, ikinci ve üçüncü yüzyıl yapımı, Roma hamamı ve konutu var.
Yalnızca bu binanın görüntüsü bile, buraya mutlaka uğramanızı gerektirecek güzellikte. Müzede: Orta Çağ’dan kalma: fildişi ve altın eserler, antika eşyalar, süslemeli kitaplar görebilirsiniz. Müzedeki en ünlü eser ise: La Dame a la Licorne (Tek boynuzlu At ve Kadın) isimli bir goblen.
Burada, özellikle giderseniz bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Ünlü parapsikoloji insanı, Nichlas Flamel’in mezar taşını görün. Bu şahıs, 1415 yılında, 116 yaşında ölür. Mezar taşı olarak kullandığı tabletin ilginç bir öyküsü var. Yıllarca kayıp olan bu tablet, Rue des Arias’ta, bir aktar dükkanında bulunmuş. Aktar, bu kaygan mermeri, bitkileri kesmek için kullanıyormuş. Tablet: 58×45 cm. boyutlarında ve 4 cm. kalınlığında. Tabletin üstünde: İsa’nın ve Aziz Pavlus’un temsili resimleri oyulmuş ve mermerin üzerindeki yazıya göre, eski bir arzuhalci olan Nicholas Flamel’in hayır işlerine harcanmak ve Paris’teki kiliselere ve hastanelere verilmek üzere, geriye önemli miktarda para ve değerli hediyeler bıraktığı yazılıdır.
PANTHEON
Sorbonne ve Latin mahalleleri arasında bulunuyor. Sainte-Genevieve tepesi üzerinde bulunduğundan, tüm şehre hakim bir manzarası vardır.
İlk yapıldığında, kilise olarak kullanılmış. Paris’in koruyucu azizesi Genevieve’e ithaf edilmiştir. Temeli kral 15. Louise zamanında, 1758 yılında atılmıştır. Hasta yatağında, bu genç adam, bir adakta bulunur. İyileşmesi durumunda, Paris’te, o zamanlar Sainte Genevieve Manastırının harabe halinde bulunduğu tepeye, şehri Hun İmparatoru Atilla’nın saldırısından koruduğuna inanılan, milli azize Genevieve’e yakışır bir kilise inşa ettirme sözü verir. Bu adağın: ülkesinde, yıllar sonra Cumhuriyetçiler ve Katolikler arasında alevlenecek kavganın sembolü olacağını bilemez. İşte, kilisenin hikayesi böyle başlar. İyileşir iyileşmez, Paris’e dönen kral, 15.Louise: dönemin önde gelen mimarlarından Jacques-Germain Soufflot’ya, Sainte Genevieve kilisesinin inşasının emrini verir. Mimar, İtalya-Roma şehrindeki Pantheon kilisesinden esinlenerek bir plan yapar ve 1764 yılında işe koyulur. Ancak, on yıl sonra, adak sahibi kral, tarih sahnesinden çekilir. Yapının inşaatı uzadıkça uzar ve nihayet Fransa Devrimi olur.
1789 yılına kadar bitirilememiştir.
Çünkü: devrim sonrasında, Fransa’da kilise inşaatlarını finanse edecek ne kral kalmıştır ne de kardinal. 1791 yılında: Millet Meclisi, bir karar alarak, yapılacak köklü değişikliklerden sonra, burayı anıt mezar olarak kutsar. Ancak: I. Napolyon döneminde, yapının zaman zaman Katolik ayinleri için de kullanılmasına izin verilir. 19.yüzyılda, Fransızların bu “elim sende oyunu” biter. 1885 yılında, kilise payesi, son kez elinden alınan yapı, günümüzde Paris’i ziyaret eden her turistin gezi planında bulunan bir anıt mezar olarak tarihte yerini alır.
Sütunlu ön yüzü ile, neo-klasik mimarinin en erken örneklerindendir. Yunan haçı planında yapılmış, cephesi 22 uzun sütunla süslüdür. En üstünde, bir ışık bacası bulunan ve toplam yüksekliği 80 metreye ulaşan, büyük bir kubbe ile örtülüdür. Yapının içi kısmı: zengin duvar resimleri ve heykellerle süslüdür.
Kubbesi çok güzeldir. Özellikle: Fizikçi Leon Faucault; 1851 yılında, bu yapının bu kubbesinden sarkıttığı 67 metrelik bir “Foucault sarkacı” ile, dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ispatlamıştır.
Evet, müze içinde : Foucault sarkacının gerçeği var. Müze ziyaretçilerine: bu deney, güzel bir mizansenle anlatılıyor. Ayrıca: içeride, Fransa’nın ünlü düşünür ve yazarlarının anıt mezarları bunlar. Bunlar: Voltaire, Rousseau, Victor Hugo, Emile Zola, Marie Curie. Mezarlar: oldukça etkileyici. 1897 yılında, dinci fanatiklerin, Voltaire’nin naşını buradan çalıp, bir çöp yığınına attıkları hakkında bir söylenti çıkmış (çünkü Voltaire bir din düşmanı olarak biliniyor) , bunun üzerine tabutu açılmış ve söylentilerin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Hatta, dönemin kralı 18.Louise, şöyle bir söz söyler: “Bırakın Voltaire orada kalsın, böylece her gün ayin dinlemek zorunda kalarak cezasını çekecektir.”
QUARTİER LATİN
Paris’in en mutena semtidir. Yahya Kemal’in, kafelerinde edebiyat tahsilini tamamladığı mekandır. Yani: burada, yoğun olarak öğrenci ve ressamlar oturuyorlarmış. Rue du cardinal lemoine üzerinde, 74 numaralı binanın 3.katında: 1922-1923 yıllarında ünlü yazar “Ernest Hemingway” yaşamıştır.
Burası aynı zamanda, şehrin büyük bir eğitim merkezidir. Burada bulunanlar: TELEKOM Paris Tech, Jussieu Üniversite kampüsü.
LA SORBONNE ÜNİVERCTY
Fransa’nın en ünlü üniversitesidir. 1257 yılında: Robert Sorbon tarafından kurulmuştur. 1968 yılında, Fransa’da gençlik hareketlerinin merkezi olarak hatırlanır. Öğrencileri arasında, Calvin, Dante, Thomas Aquinas bulunmaktadır.
Günümüzde: Fransızca dil okulu da bulunan Sorbonne: Fransızca eğitimini yıl boyu dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrencilere sunmaktadır.
SAİNTE-GENEVİEVE
Burası bir kütüphanedir. Paris şehrinin genel kütüphanelerinden biridir. Bu kütüphanede, bugün toplam 1 milyondan azla kitap ve 1200 den fazla eski eser ve resimlerle süslü 4000 civarında el yazması ve önemli sayıda müzik eseri bulunduğu söyleniyor.
EGLİSE SAİNT-SEVERİN
Burası bir kilise. Roma Katolik kilisesi. Rue Saint-Severin caddesi üzerinde bulunuyor. Günümüzde halen ibadet için kullanılıyor. Kilisenin çanları: 1412 yılında, Paris şehrinde dökülmüş. Kilisenin içindeki vitray pencereleri çok güzel. Saint-Martin: her zaman at sırtında temsil edilmiştir. Onun, gezginlerin koruyucusu olduğuna inanılır.
LA GRANDE MOSQUE
Burası bir cami. Diğer ismi: “Ulu cami” Avrupa’nın üçüncü ve Fransa’nın en büyük camisi. Minaresinin yüksekliği: 33 metredir. 1926 yılında açılmıştır. Araplar, Cezayirliler tarafından işletilmektedir. Tarihi kayıtlar incelendiğinde, her ne kadar Araplar tarafından işletiliyor olsa da, bu caminin arsası, yapılış döneminde, Osmanlı padişahı II. Abdulhamit tarafından satın alınmıştır.
1890 yılında, Paris’te yaşayan Osmanlı sayısı, 8500 civarındadır. Toplu ibadetlerini yapmakta sıkıntı duyan Osmanlılar, Abdülhamit’e başvurarak, Paris’te bir cami yapılmasını isterler. Bu çerçevede yapılan taleplere istinaden, Fransa hükümeti, şimdiki caminin arsasını, Osmanlılara ayırır. Ancak, 93 Osmanlı-Rus harbinin patlak vermesiyle, Osmanlı hükümetinin bu projeyi gerçekleştirmesine ne imkanı ne de zamanı kalır.
Büyük Paris Camii: Fransa’nın ilk resmi dini müessesesi olması nedeniyle, Müslümanlar için çok önemli bir yer tutmaktadır. 1958 yılında, resmi kayıtlı bir müessese haline getirilen camii, Societe des Habous yöneticileri tarafından idare ediliyor. Fransa’daki Cezayir vatandaşlarına mahsus bir ibadethane haline getirilmiş.
Paris 2.Nolu Bölge; Şehrin iş merkezleri burada bulunuyor.
BOURSE PARİS (PARİS BORSASI)
Paris’in ilk borsası: curb market. Şehirde, Quincampoix Sokağında toplanan bir gurup, 1720 yılında, Banque Royale ve ona bağlı şirketlerin senetlerini alıp-satmaya başlamışlar. Ancak: Banque Royale ile söz konusu şirketler, John Law’ın yönetimindeydi. Law Sisteminin, büyük bir mali skandal sonucu çökmesiyle: 1724 yılında, normal borsa faaliyete başlar.
Günümüzde, burada göreceğiniz borsa binasının temeli: 1808 yılında atılmış ve bina; 1826 yılında hizmete açılmıştır. Avrupa’nın en eski borsalarından biri olan burayı, Fransızlar, o eski haliyle korumak istemişler. Binanın yan tarafındaki büyük yeşilliklerin birinde, bir “el heykeli” var. Bayağı büyük bir heykel.
OPERA-COMİQUE
Yapı: 1714 yılında açılmış ve önceleri yalnızca: müzikal öğeler ve opera taklitleri sergilenmiştir. 1753 yılında ise, burada ilk gerçek opera sergilenir. Burada yetişen önemli besteciler arasında sayılabilecek olanlar şunlardır: Auber, Halevy, Berlioz ve Bizet. Meraklıları bilirler: özellikle Bizet’in Carmen operası: 1875 yılında burada ilk kez sergilenir. Tarihi süreç içinde: 1887 yılında, burada büyük bir yangın çıkar ve 84 kişi boğularak ölür. Bina yıkılır. 1898 yılında, bina yeniden yapılır.
Günümüzde burada: konser, resital, sergiler ve her sezon 7 yada 8 opera sergileniyor. Binanın kapasitesi: yaklaşık 1248 kişidir.
PASSAGE DES
Bunlar: Paris şehrindeki kapalı pasajlar. Bunların çoğu: ticari galerilerdir. Bu galeriler: gün ışığı ile aydınlatılıyorlar. 1850’lerde, bunların toplamı 150 taneymiş. Fransa’nın diğer birçok kentine, buradan ihraç edilmişler. Günümüzde: şehirde, birçok bu tür galeri bulunuyor. Bunlara bir örnek vermek gerekirse: 2.Rue du Bouloi bölgesindeki, Galerie Vero-Dodat. Bundan başka, şehir geziniz sırasında, bu tür pasajlara çokça rastlayabilirsiniz.
BİBLİOTHEQUE NATİONALE
Burası: Fransa Milli Kütüphanesidir. Burada: konferanslar, sergiler, sanal fuarlar düzenlenir. Fransa’da yayınlanan her şey için bir depo görevi görür.
Bu göreceğiniz bina: 14 Temmuz 1988 tarihinde, Başkan Mitterand tarafından yapımına başlanılmış ve 1995 yılında hizmete açılmıştır. Toplam 7 siteden oluşmaktadır. Binada: 20 milyon ciltten fazla kitap bulunmaktadır.
Bunun dışında, antik dönemlere ait, 5000 Yunan el yazması da bulunmaktadır. Tüm bu özellikleri nedeniyle, her ne kadar Fransa için önemli olsa da, dünyanın da sayılı kütüphanelerinin başında gelmektedir. Öğrendiğime göre: bu büyük yapı da; çoğu dünyada tek nüsha veya çok az sayıda nüsha olarak kalmış, Türk el yazmaları veya mecmuaları da bulunmaktaymış.