Ordu Fatsa

Ordu Fatsa

 

Karadeniz’in en çağdaş ilçesi, insanları sıcakkanlı, hümanisttir. Gördüğünüzde, buraya hayran kalacaksınız. Doğası, insanları, çağdaş ve aydın görüşleriyle, süper şirin bir yöredir. Yanınızda, her mevsim mutlaka yağmurluk veya rüzgarlık bulundurmayı sakın ihmal etmeyin.

Ordu Fatsa

ULAŞIM

Fatsa-Samsun arası uzaklık: 165 km.dir. Fatsa-Ordu arası uzaklık ise: 55 km. dir. Özellikle bu yol üzerinde iki alternatifiniz var. Yeni yapılan otoyoldan Ordu’ya gitmek isterseniz, yaklaşık 30 dakika sürüyor. Ancak, eski yoldan gitmek isterseniz, 1.5 saat sonra, Ordu’ya varabilirsiniz. Bence, eski yolu tercih edin.

Çünkü, bu yol üzerinde, gezip görebileceğiniz muhteşem yerler var. Bolaman virajları. Yol üstünde, et lokantaları ve meşhur uzun saçlının yeri bulunuyor. Uzun saçlının, ülkemizdeki en güzel çayı yaptığı söylenir, doğrudur. Ama kahvesi de güzeldir.

Bolaman virajlarında; mükemmel manzaralar görebilirsiniz.

Türkiye’nin en uzun kara yolu tüneli olan: Bolaman-Perşembe arasında uzanan Ordu Nefise Akçelik Tüneli; Ordu-Fatsa arasını, yalnızca 20 dakikaya indirmiş. Tünelin uzunluğu: 3850 metre.

Ordu Fatsa

TARİHİ

MÖ. 675 yılından itibaren bu bölgede: Kimmerler, Persler, Büyük İskender ve komutanları: çeşitli tarihlerde egemenlik kurmuşlardır. İlk çağ dönemlerinde: burada en ilgi çeken yapılanma: Pontus dönemidir.

Pontus krallığı: MÖ.280 ile MS.263 yılları arasında: Fatsa ve yöresinde egemenlik kurmuşlardır. Aslen: bunlar Perslerin asillerinden oluşmaktadırlar. Ancak: zamanla, Ege kıyılarından buraya göçmüş olan Helen kültürünün etkisinde kalmışlardır.

Evet: 1. yüzyılda: Roma’ya bağlı bir krallık olan “Pont devleti” yörede egemen olmuştur. Bu krallığın başına geçen II. Farnak, günümüzdeki Fatsa yöresinde hükümdarlığını sürdürürken, Roma’nın kendi iç karışıklıklarından yararlanarak, topraklarını genişletme faaliyetlerini sürdürmüş, ancak başarılı olamamıştır.

Kral II. Farnak: halen Fatsa’nın eski hükümet binasının bulunduğu alanda, kızı Fanizan adına, bir şato inşa ettirir. Bu şato nedeniyle: Fatsa’nın o dönemdeki ismi “Fanizan” olarak anılır. Daha sonraki yıllarda, bu isim, çeşitli değişimlere uğrayarak: Fanise, Phadsane, Pytane ve Faça olarak değişimlere uğramıştır. Günümüzdeki Fatsa ismi de buradan gelmektedir.

MS. 63 yılında: Pont devleti, Romalılar tarafından ortadan kaldırılır. 395 yılında ise, Bizanslılar yörede egemen olurlar.

Türklerin, Fatsa yöresine kesin yerleşmeleri: 1071 Malazgirt Savaşından sonraki akınlar sonucu gerçekleşir. 1380 yılında: Hacı Emiroğulları adlı bir Türk Beyliğinin hakimiyet dönemi başlar.

13. ve 14. yüzyıllarda: kıyı kesiminde Ceneviz kolonileri görülür. Sahildeki tabya: Cenevizliler tarafından depo olarak kullanılır. II. Mehmet döneminde, Cenevizliler, yöreden uzaklaşırlar. Osmanlı İmparatorluğu dönemi: 1427-1428 yılları arasında başlar.

Ordu Fatsa

GENEL

Fatsa: Karadeniz kıyısında bulunmasına rağmen, kıyıya tam olarak 2 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Fatsa’da ırmağın ağzında, iyi bir kışlık liman var. Üç mil açıkta: Kuş adası denilen, ufak bir kayalık ada var. (Ada hakkında, aşağıda daha ayrıntılı bilgi vereceğim)

Evet: Fatsa’nın ırmağı, zamanında çok tanınan bir ırmak imiş ve adı: Vatasa. Burada: Poliman adlı bir ırmak ve ırmağın yanında bir şehir bulunuyormuş. Küçük tonajlı gemilerin girebildiği bu ırmağın yanında: ılıca, hamamlar ve eski bir kilise varmış. Burada, eski Bolaman şehrinin bulunduğu sanılıyor.

İlçede: fındık üretimi çok yaygın olarak sürdürülmektedir. Dünyada, fındığın en çok üretiminin yapıldığı yer: Fatsa’dır. Üretilen fındığın: % 98’i pazarlanmaktadır.

Fatsa’nın eski ismi: Satılmış nahiyesi olarak kullanılmışsa da, daha sonra, Satılmış ismi ortadan kaldırılıp, yerine yine Fatsa ismi kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda ise: fındık ile birlikte, yörede kivi üreticiliği önem kazanmaya başlamıştır.

İlçede, tipik Karadeniz iklimi hakimdir. Yaz mevsimi sıcak, kış mevsimi ise ılık geçer. Isı farkları, oldukça azdır. Yaz mevsiminde, bunaltıcı sıcaklar görülmez.

Tarihi süreçte: ipek yolunun ilçeye yakın olması, Fatsa’ya uzun bir süre, parasal kazanç sağlamıştır. Fakat, coğrafi keşifler sonucu, bu yolun işlevinin azalması sonucu, ekonomik hareketlilikte duraklamalar oluşmuştur.

Fatsa ilçesinde: 2006 yılında, Ordu Üniversitesine bağlı, Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi kurulmuştur.

12 Eylül 1980 hareketinden önce: Fatsa, sosyalist Dev-Yol fraksiyonuna mensup kişilerin etkili oldukları bir yerdi. Belediye Başkanı seçilen, terzi Fikri Sönmez; Fatsa’da müstakil ve özerk bir yapılanma gerçekleştirilmesinde öncülük etmiştir.

O zamanlar, Fatsa, kurtarılmış bölge ilan edilmiş, askerlerin ve polislerin giremediği, denetleyemediği, devlet kurumlarına alternatiflerin üretildiği bir yer olarak öne çıktı. Sonuçta: 11 Temmuz 1980 tarihinde, Fatsa’ya operasyon düzenlendi ve yaklaşık 15 kişinin öldüğü bu operasyon sonucu: bu bölgede oluşturulan, gayri yasal oluşum bitirildi.

Son olarak, Fatsa’nın en büyük özelliklerinden birinden söz etmek istiyorum. Japonya’da, günümüzde yaklaşık 7000 Türk yerleşik olarak bulunuyor.

Bunların yaklaşık yarısının: Fatsalı olduğu söyleniyor. Kanada’nın Montreal şehrinde Denizlililerin yoğunluğu gibi, Japonya’da da Fatsalılar çok yoğun imiş.

Fatsalıların çoğu, Japonya’nın önemli sanayi şehirlerinden: Nagoya ve çevresinde yaşıyorlar. Bu kent, bir otomotiv kenti imiş. Japonya’da yaşayan Türkler, bu kentte otomobil parçalama işi ve bina yıkım işleriyle uğraşıyorlarmış. Yaptıkları iş “Kaitai” olarak isimlendiriliyor.

Bunları niye anlattım? Bizim ülkeden Japonya’ya giden Fatsalı gençler, orada belli bir süre çalışabilmek için Japon kızları ile evlenmişler ve bunlar, bugün, kesin dönüş yapıp geri döndüklerinde, Fatsa’da yerleşmişler. Yani: Fatsa’da bulunduğunuz sürede, mutlaka birkaç Japon gelin/bayan göreceksiniz.

Son bir not: 110 bini aşan nüfusu ile bir değerlendirme yapıldığında: “Ünye mi-Fatsa mı” sorusunun cevabı: Ünye’den çevre yolu geçince trafik sorunu çözüldü denir. Fatsa’da ise, ana yol şehir içinden geçmektedir, yani trafik tam bir sıkıntıdır. Ayrıca: Ünye ve Fatsa, Ordu şehrinin Büyükşehir olmasını sağlamıştır.

Ordu Fatsa

NE YENİR

Fatsa’da, mutlaka pide denemelisiniz.

Bunun yanında: taze fasülye, tursi kavurma (fasülye turşusundan yapılır),  malez (süt kabağı ve süt ile yapılan bir çeşit muhallebidir), hamsili ekmek (özü mısır ekmeğidir ve içinde az miktarda salamura hamsi karıştırılmıştır), hamsi kaygana (kargana da denir, mısır unu, tuzlanmış hamsi, maydanoz, süt, yumurta, yağ ve tuz ile yapılır), hamsili pilav, keşkek, sakarca yemekleri ve son olarak lahana yemeklerini deneyebilirsiniz.

Ordu Fatsa Hekimoğlu Efsanesi

 

HEKİMOĞLU EFSANESİ

Hekimoğlu: Ordu dolaylarında yaşayan yoksul bir ailenin çocuğudur. Üstelik, yoksul bir annesinden başkası yoktur. Çevresinde: dürüstlüğü, akıllılığı ve yiğitliği ile tanınmaktadır.

Aynı dönemde: yörede egemenlik kurmuş: Gürcü Bey bulunmaktadır. Bu Gürcü Beyi: Ayşa, adında, güzel ve narin bir kızla sözlüdür. Ancak, bu kız, Gürcü Beyini sevmemektedir. Hekimoğlu’na bağlanmıştır.

Ancak: Gürcü Bey: bu iki gencin sevdasını duyar ve Hekimoğlu’na düşman olur. Kendisini: teke tek, hesaplaşmak üzere çağırır. Hekimoğlu: gözü pek ve mert bir gençtir. Mavzerini kuşanır, tek başına buluşma yerine gider.

Ama, Gürcü Bey, sözünde durmaz ve buluşma yerine, adamları ile birlikte gider. Hekimoğlu bölgeye gelince, hep birlikte, kendisine ateş açarlar ve aralarında büyük çatışma başlar.

Hekimoğlu: çatışma sonunda çemberi yararak kurtulur. Bolu şehrine, tek başına yaşayan anasının yanına gider. Anasına durumu anlatır ve yanına Mehmet adlı amca oğlunu alarak, dağa çıkar.

Köylüler: dağda Hekimoğlu’na kucak açarlar. Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü, yöre insanını çok etkiler ve kendisine yardım ederler. Özellikle: zenginlerden aldıklarını, yoksul köylülerle paylaşarak, onların gönüllerinde taht kurar.

Ancak; bir zaman sonra, Gürcü Beyi, kurdurduğu bir tuzakta, Hekimoğlu’nu öldürtür. Günümüzde, Hekimoğlu adlı türkü ile bu efsane, yörede anlatılmaktadır.

Ordu Fatsa Fındık

NE SATIN ALINIR

Halıcılık: Fatsa’nın el sanatlarından. Birbirinden güzel halıları, ilçe içindeki çeşitli mağazalardan satın alabilirsiniz. Ayrıca: burada, yaygın fındık üretimi yapılıyor ve ilçenin lezzetli fındıklarından mutlaka satın alın. Ayrıca: burada yetiştirilmeye başlanan kivi de çok yaygın, satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Ordu Fatsa Plajlar

PLAJLAR

Buradaki doğal plajlar; turizm yönünden oldukça önemli. İlçede, Belicesu ve Yalıköy çevresindeki kumsallar çok güzel. Fatsa ilçe merkezinde de bir plaj var. Halk plajı. Ama: sanırım bu plajın kullanılmasını pek istemiyorlar, plajın pek plajlık hali kalmamış, denize girmek için ilçe dışına, çevredeki plajlara gitmek gerekiyor.

Ordu Fatsa Adası

FATSA ADASI

Fatsa sahiline, 1.5 km. uzaklıktadır. Karadeniz’deki nadir adalardan biridir.

Yaklaşık: 1 dönüm büyüklüğündedir.

Adada herhangi bir bitki yetişmez. Tamamen taşlardan ve kayalardan oluşmaktadır.

Eski dönemlerde: Fatsa’dan adaya; kara yolu bulunduğu veya Dolunay mevkiinden yani Fatsa çamlıklarından, deniz altından, bir tünel ile adaya ulaşım olduğu söylenmektedir. Bu tünel ile: adanın altında bulunan bir şehre ulaşıldığı düşünülmektedir.

Ayrıca: her ne kadar bir söylenti olsa da: yani inanılması zor olsa da: geçmiş zaman imparatorlarının hazinelerini bu yer altı şehrinde sakladıkları söyleniyor.

Ayrıca: başka bir söylentiye göre: Fatsa’yı kuran Pont kralı II. Farnakes, kızı Fanizanı korumak için, bu ada üzerinde bir kale yaptırmış. Kaleyi ise, bir tünel ile ulaşımını sağlamış. Ancak, bu ada ve ada üzerinde, ne kale, ne de tünel kalıntısı yok, bulunamamış.

Ada: takip eden tarihi süreçte: Fenikeliler ve Miletuslular tarafından kurulan kolonilerce ve daha sonra Cenevizlilerce uzun yıllar kullanılmış.

İlçeden adaya tekne turları yapılmaktadır. Üzerinde herhangi bir tesis yok. Yalnızca, bir deniz feneri bulunuyor.

Ordu Fatsa Sarmaşık Kaplıcaları

SARMAŞIK KAPLICALARI

İlçeye 13 km. uzaklıktadır. Yol asfalt ve düzgün, ayrıca ulaşım için gün içinde, ilçe merkezinden buraya: karşılıklı dolmuş seferleri yapılıyor. Tarihi çok eskilere dayanan bir mazisi var. Söylenenlere göre: ilk kullanımı, Cenevizliler zamanında.

Zamanın hükümdarının: çok güzel bir kızı varmış. Bey, kızının üzerine titrermiş. Bu güzel kız, bir gün hastalanmış. O güzelliğinden eser kalmamış. Tüm bedenini, önce ağrılar ve daha sonra ise yaralar kaplamış. Bey: dönemin önemli tabiplerini çağırmış, kızını tedavi edecek olana, hem kızını ve hem de servetini vereceğini söyler.

Ancak, tüm tabipler, bildikleri tedavi yöntemlerini denemelerine rağmen, genç kızı iyileştiremezler. Kız dünyaya küser. Her sabah saraydan çıkıp, amaçsızca, dere kenarında, dağlarda dolaşmaya başlar.

Günlerden bir gün, dere kenarında dolaşırken, tüyleri dökülmüş perişan halde, bir kurt görür. Kurt, neredeyse ölmek üzeredir. Ancak, bu kurt, bugünkü sıcak su kaynağının olduğu yerde: buharı tüten sulardan içiyor, bu sulara girip yıkanıyormuş.

Evet, kız, her gün gelip kurdu izler. Ama sonunda kurdun iyileşip gittiğini görür. Bunun üzerine, kendisi de, bu sıcak suya girmeye, suyundan içmeye başlar. Bir süre sonra, kız, eski sağlığına ve güzelliğine kavuşur. Bey de, çok sevinir ve tüm halkının yararlanabilmesi için, suyun çıktığı yere, bir hamam yaptırır.

Daha sonra insanlar, buradan ayrılırlar ve kaplıca alanı harabe haline gelir. Sarmaşık örtüleri arasında, kaybolmaya yüz tutar. Zaten adı da buradan geliyor. Aslında: aradan geçen uzun süre sonunda, kaplıcanın bulunmasının yine bir öyküsü var.

Bir çoban, zaman zaman sürüsünün kaybolup tekrar ortaya çıkmasına bir anlam veremez. Sürüyü takibe alır ve sürünün, sarmaşıklar arasında bir süre otladığını, otladıkları bu yerin altından ise buhar çıktığını görür.

Sarmaşık örtüsünü temizleyip baktığında, içinde sıcak su akan bir barakanın bulunduğunu görür. Daha sonra, bu bölge temizlenir ve Sarmaşık Kaplıcaları ortaya çıkar.

Burada, su sıcaklığı: 47 derecedir. Suyun içinde: sodyum klorür, silis bulunduğu saptanmış. Kaplıcanın suyu dakikada: 200 litre akıyor. Romatizmal ve benzeri hastalıklara iyi geldiği söyleniyor.

Ordu Fatsa Gaga Gölü

GAGA GÖLÜ

İlçeye, 10 km uzaklıktadır. Sefaköy sınırları içinde bulunmaktadır. Karadeniz bölgesindeki, birkaç doğal gölden biridir. Gölün çevresi: ağaçlar ve fındık bahçeleriyle kaplıdır. Göl: Fatsa-Aybastı kara yolu kenarındadır.

Gölde: birkaç adım atıldığında, derinlik 4-5 metreye kadar inebilmektedir.

Gölün tam ortasında bir adacık var. Bu adacık: kilise adası olarak isimlendiriliyor. Burada: bir kilise bulunduğu söylense de, herhangi bir buluntu ve kalıntı yoktur. Göl: doğal Sit alanı olarak ilan edilerek, koruma altına alınmıştır.

Göle akan akarsu bulunmamaktadır. Ancak: küçük bir kanal ile, Bolaman ırmağına bağlanmıştır. Gölde: kerevit, sazan ve kadife balığı bulunmaktadır. Çevresinde ise: özel şahıslara ait gayrimenkuller var.

Buraya aşırı yağışlı günlerde gitmemenizi öneriyorum, çünkü aşırı yağışlarda gölün su seviyesi yükseliyor ve özellikle ulaşımın sağlandığı kara yolu sular altında kalıyormuş, aman dikkat.

Ordu Fatsa Çıngırt Tepesi ve Kayalıkları

ÇINGIRT TEPESİ VE KAYALIKLARI

İlçenin, 5 km. batısında, Kavaklar deresinin doğusunda bulunan bir tepenin üzerindedir. Daha doğrusu: Fatsa Büyük Sanayi Sitesinin üstünde bulunduğu bir tepe.

Kalenin üzerinde: Kavaklar deresine 45  derecelik eğimle inen, 120 basamaklı ve sonu görünmeyen bir tünel var. Hatta, bu tünelin Fatsa’nın 1,5 mil kuzeyinde, Karadeniz içinde bulunan adaya gittiği tahmin edilmektedir.

Bu tünelin dibi: yüzyıllarca atılan taşlarla dolmuş, ancak temizlendiğinde, yörenin yerli ve yabancı turizme açılması halinde; kesinlikle ilçe için gelir kaynağı olacaktır.

Burası: Fatsa’ya ilk yerleşen kavimlerin yeridir. Burada: henüz tam olarak bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Yapıldığında: o dönemlere ait (MÖ.400) önemli bilgi ve belgelerin bulunmasının sağlanacağı düşünülmektedir.

GÖREĞİ MANASTIRI 

İlçenin batısında, 5 km. uzaklıktadır. Evkaf köyü sınırları içindedir. Pont devleti zamanından kalmadır. İçinde: kale, şato, kilise, manastır ve yapı kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntılardan, burada büyük bir şehir bulunduğu tahmin edilmektedir.

Ayrıca: bu kalıntıların üzerinde bulunduğu bir gümüş para mevcut olup, o devirde burada yaşayan Hacı Şevda isimli bir yerel yöneticinin, burada hüküm sürdüğü ve kendi adına para bastırdığı anlaşılmaktadır.

Ordu Fatsa Bolaman ve Tarihi Konak

BOLAMAN VE TARİHİ KONAK (HAZNEDAR KONAĞI)

Bolaman: Fatsa-Ordu karayolu üzerinde, ilçeye 9 km. uzaklıktadır. Şirin bir beldedir. Kuruluşunun, antik dönemlere kadar uzandığı düşünülmektedir. Antik dönemdeki adının: Polemeon’dur.

Bölgenin en eski yerleşimlerinden biridir. Antik dönemde, bir liman kenti olduğu düşünülmektedir. Bolaman merkezinde ve çevresinde çok şirin restoranlar ve çay bahçeleri bulunuyor. Özellikle: balık lokantalarını denemenizi mutlaka öneriyorum. Ayrıca: Bolaman Pidesi çok muhteşem bir lezzet.

Evet, Haznedar konağı: Bolaman yöresinin sembolü olmuştur. Her yıl birçok fotoğrafı çekilmekte ve hatta kibrit kutularında bile, fotoğrafları yer almaktadır.

Yapıyı iki bölüm halinde incelemek gerekir. Birinci bölüm: 1.yüzyıl civarında yapıldığı düşünülen, taş duvarlar. İkinci bölüm ise: Osmanlı döneminde yani 18.yüzyılda yapıldığı düşünülen, mevcut taş duvarların üzerindeki tarihi konaktır.

Bu konağın: kaleye ilk yerleşmiş olan Mehmet Bey tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Yaklaşık 200 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Alt bölümde bulunan taş duvarların: yapıldığı dönemde, dört bir yanı su ile çevrili bir ada üzerinde bulunduğu, o ada üzerinde yaşayanları korumak amacıyla yapıldığı, bu surların içinde bir de kilise bulunduğu tahmin edilmektedir.

Ordu Fatsa Yason Kilisesi

YASON KİLİSESİ

Pontus imparatorluğu döneminde, Hıristiyan misyonerler “Altın post”u aramak için: Yunanistan’dan yola çıkarlar. Bu yolculukları sırasında: konakladıkları “Yosun” yöresinde inşa ettikleri “Yosun kilisesi”, Fatsa’ya 25 km. uzaklıktadır. Görülmeye değer, tarihi bir hazinedir.

Sitede: Ordu, Çaytepe, Yosan Burnu adı altında: ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Lütfen, oraya bakınız.

Ordu Perşembe Çaytepe Yoson Burnu hakkındaki yazım için  Çaytepe Yason Burnu

Ordu Perşembe

Ordu Perşembe
perşembe.2
Ordu Perşembe

 

Ordu Perşembe: Çok uzun bir mazisi olan Perşembe, ne yazık ki, tarihi dokusu düşünüldüğünde, pek zengin değil. Çünkü: günümüze kalan pek az eser ve mekan var.

 

ULAŞIM

Perşembe ordu arası yaklaşık 10 dakikadır. Perşembe-Ordu il merkezi arasındaki uzaklık: 13 km. dir. İlçenin Samsun hava alanına uzaklığı: 140 km. dir. Trabzon hava alanına uzaklığı ise: 190 km. dir. Günümüzde: Perşembe, Bolaman Devlet Kara yolu güzergahından, Bolaman’a bağlanmıştır. Bu yolun üzerinde: 5 adet tünel bulunmaktadır. Bunların toplam uzunluğu: 27 km. dir. Bu yol üzerinde bulunan: Nefise Akçelik Tüneli: 3780 metre uzunluk ile, Türkiye’nin en uzun kara yolu tünelidir.

Ordu Perşembe

TARİHİ

İlçe, uzun süre, Roma ve Bizans hakimiyetinde kalmıştır. 1461 yılında ise, Fatih Sultan Mehmet: Trabzon Pontus İmparatorluğunu ortadan kaldırınca, Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Eski adı: Vona.

1945 yılında, ilçe olmuştur.

Ordu Perşembe

GENEL

Perşembe, Ordu-Samsun kara yolu üzerinde, tabii bir koy durumundadır. Bir sahil yerleşimidir. Aslında: bu bölgedeki ilk yerleşim yeri olan Vona kasabası: önce Perşembe pazarına taşınmış, daha sonra bu günkü yerini almıştır.

İlçe: Kordon tepe denilen, küçük fakat oldukça dik bir tepenin eteğinde kurulmuştur.

Perşembe limanı: Doğu Karadeniz’in ikinci büyük ve tabii limanı durumundadır.

İlçede, tipik Karadeniz iklimi hakimdir. Yılın bütün aylarında, yağış vardır. Kış ayları: normal yağışlı ve ılımandır. Yaz aylarında hava sıcaklığı: 25-30 derece arasında değişmektedir.

En fazla olan bitki örtüsü: fındıktır.

İlçede: Ordu Üniversitesine bağlı: Fen-Edebiyat Fakültesi var. Fakültenin: Sosyal Bilimler alanında 2 ve Fen bilimleri alanında 2 olmak üzere, toplam 4 bölümü var. 2004-2005 Eğitim-Öğretim yılında, ikinci mezunlar verilmiş. Halen öğrenci sayısı: 520 civarında.

Sakin Şehir

Perşembe, ülkemizdeki sakin şehirlerden bir tanesidir. Sakin şehir: içerideki gürültü desibeli ve nüfusun orantılanmasıyla ölçülür. 2015 yılında, dünyanın en sakin şehri: Artvin ilinin Şavşat ilçesi seçilmiştir. Buranın sakin şehir seçilmesinin sebebine gelince: 2006 yılında Karadeniz sahil yolunun bağlantısı olan Türkiye’nin en uzun tüneli yapılınca, trafik tamamen oraya kayar ve buraya sadece işi olanlar ve burayı bilenler gelirler. Trafik olmayınca, yol da tıkanmaz, gelip giden az olunca sakin şehir başvurusu yapılır ve bu başvuru kabul edilir.

Ordu Perşembe

NE YENİR

Perşembe’ye yaklaşırken, sol tarafta, denizle yol arasında Vonalı Celal in yeri var, sakın uğramadan geçmeyin. Hamsi yemeklerinin en iyi yapıldığı yerlerden biri.

Denizin dibinde, bir yar üzerinde kurulmuş. Püfür püfür esiyor. Balıklar harika, sonra meze gibi Karadeniz yemekleri de getiriyorlar. Restoran, denizden 50-60 metre yüksekte olduğu için, martılar neredeyse hemen yanında uçuyorlar.

Hatta tabakla işiniz bittiğinde, kalanları denize doğru fırlattığınızda, martılar, havada kapıyorlar.

Bu arada: buradan turşu da alabilirsiniz. Çok muhteşem bir tadı var.

Evet, sonuç olarak, bu bölgede mutlaka ve mutlaka hamsi ile yapılan çeşitli lezzetleri tadabilirsiniz.

perşembe.1
Ordu Perşembe

PERŞEMBE VE BALIK

Perşembe kıyılarında: çoğu, su altı deniz otu çayırlarından beslenen dikenli kalkan ve diğer birçok çeşit balık bulunuyor. Açık sularda ise, yunuslar var. Ayrıca: Karadeniz’i  dolaşan ve yavaş daire biçiminde göç yolu izleyen: palamut bulunur. Hamsi sürüleri: Temmuz-Ağustos aylarında Odesa Körfezinde yumurtluyor, saat yönünün tersine olan göçlerine başlıyorlar ve Ağustos-Eylül dönemlerinde, günde 20 km. yol giderek, süreler halinde, Romanya ve Bulgaristan açıklarından geçerek, Anadolu kıyılarına ulaşıyorlar. Kasım ayı başında, hamsi sürüleri daha da irileşerek, Perşembe sularına giriyorlar.

Ancak günümüzde, Perşembe’de balık denilince, balık çiftlikleri akla gelir. Burayı ziyaret ederseniz, deniz üstünde çok sayıda balık çiftlikleri görebilirsiniz. İç Anadolu bölgesine ve özellikle Ankara şehrine, balık, buradan gönderilir. Öte yandan, Perşembe ilçesinin en büyük sorunu da balık çiftlikleridir. Attıkları yemler, akıntıyla birlikte şehir merkezine gelir, özellikle koku berbattır, balık çiftliklerinin karaya bu kadar yakın olmasının sebebi, denizin hemen derinleşmesidir. Kışın rüzgar ters estiğinde, Perşembe merkezinde pis kokudan durulmaz.

Ordu Perşembe

NE SATIN ALINIR

Bu bölgeden: fındık, fındık ürünleri ve fındık yağı satın alabilirsiniz. Ayrıca: yeni yeni üretilmeye başlanan kivi de çok yaygın olarak üretiliyor.

Ordu Perşembe
Ordu Perşembe

 

GEZİLECEK YERLER

PLAJLAR

Perşembe’nin kıyı boyu: 40 km. dir. Efirli den başlayıp, Belicesu da biter. Bu kıyılar: çok özellikler gösterir. Koyları, su altı mağaraları, kıyı boyunda yükselen ilginç kaya oluşumları, kumsalları, doğal manzaraları, bu kıyıları muhteşem güzel hale getirmiş. Bu kıyılarda öne çıkan yerler şunlar:

Ordu Perşembe Bellicesu

BELLİCESU

İlçenin en batısındadır. Kıyı: çok güzel, bu kıyıya yukarıdan bakmanın keyfine doyum olmuyor. Kumsalı küçük olmasına rağmen, yanında kamp yapılabilir. Yeme-içme yeri ve kır kahvesi var.

MEDRESEÖNÜ

Bir tatil beldesi. Kıyıları, çok ilginçtir. Burada: bir otel ve lokanta var. Ayrıca: “uzun saçlının yeri” olarak isimlendirilen bir yer var. Buraya, mutlaka uğramalısınız. Burada bir yorgunluk çayı içmelisiniz.

Ordu Perşembe Büyük Ağız

BÜYÜK AĞIZ

İlçenin 21 km. batısındadır. Burası, eski bir yerleşim yeridir. Güzel bir manzarası var. Ancak: yeterli tesis yok.

Ordu Perşembe Çam Burnu

ÇAM BURNU

Burada bir fener var. Çam burnu feneri: 1880 yılında, Fransızlar tarafından, Osmanlı devletine olan borçlarına karşılık yaptırılmış ve buraya yerleştirilmiş. Denizden yüksekliği: 39 metredir. Çakar sistemli, elektrik akülü bir fenerdir. 1880 yılından bu yana: fener, Koç ailesi tarafından işletilmektedir.

Ordu Perşembe Aktaş Plajı

AKTAŞ PLAJI

İlçe merkezine 1 km. uzaklıktadır. Fakültenin hemen alt tarafında bulunan plaj, küçük ama yaz aylarında ve özellikle de hafta sonlarında oldukça hareketli ve canlıdır. Burada: her yıl 20 Mayıs günü: “Aktaş Şenlikleri” düzenleniyor. Buraya: binlerce Ordulu ve Perşembe li katılıyorlar. Motorlarla, binlerce insan, Acısu ya kadar giderler.

Ordu Perşembe Hoynat Adası ve Kalesi
perşembe.3.hoynat adası.1
Ordu Perşembe Hoynat Adası ve Kalesi

 

HOYNAT ADASI VE KALESİ

İlçenin en önemli tarihi yerlerinden biridir. Ramazan köyü sınırları içindedir. Hoynat tünelinin hemen yanındadır. Tarihi: bayağı eskilere kadar gidiyor. Eski gemiciler: burayı, bir çeşit: depo ve sığınak olarak kullanmışlar. Üzerinde: hala küçük sur kalıntıları var.

Tünelin bulunduğu burun: Orta Karadeniz yöresinin en güzel yeri. Ada: martı ve karabatak kuşlarının üzerinde, bolca bulunduğu bir kuş cennetini andırıyor. Çünkü, bu adada nesli tükenmekte olan, yaklaşık 90 çift tepeli karabatak tespit edilmiştir. Yurdumuzda bu tür kuşların yuva yaptığı tek yer, burasıdır.

Ordu Perşembe Çaka Kumsalı

ÇAKA KUMSALI

Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik kirlilikten uzak kaldığı için, temizliği ile öne çıkmaktadır. Kumsalın uzunluğu: 1300 metredir. Kumu ince ve beyazdır. Deniz suyu, tertemizdir.

KURTULUŞ KALESİ

İlçe merkezine, 20 km. uzaklıktadır. Kurtuluş köyündedir. Romalılar tarafından yapımına başlanmış, Bizanslılar tarafından tamamlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet zamanında, onarım görmüş olup, günümüze, yalnızca temel taşları kalmıştır.

Ordu Perşembe Medreseönü, Efirli camisi

MEDRESEÖNÜ, EFİRLİ CAMİSİ

Medreseönü, Efirli Mahallesindedir. Sahile: 5 km. uzaklıktadır. Bu tarihi cami tamamen ahşaptan yapılmıştır. 150 yıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Hiç restorasyon görmemiştir. Bu yüzden, mimari özelliklerini koruyarak günümüze gelmiştir. Minaresi, tek şerefelidir. Mihrap ve iç kapısı orijinaldir.

Caminin hemen yanında; DSİ binasının hemen yanı başında mezarlık var. Mezarlıkta: birbirinden farklı ve estetik mezar taşları ve kitabeler bulunuyor. Bu mezarlıkta: Sultan II. Mahmut’tan korkarak, bu bölgeye gelmiş olan yeniçeri askerlerinin mezarları ve Esseydin Hacım İbrahim Ağa gibi önemli şahsiyetlerin mezarları da bulunuyor. İlginizi çekerse, gezebilirsiniz.

EFİRLİ PLAJI

Uzun yıllardır, önemli bir tatil yeridir. Kamuya ait tatil kamp yerleri bulunmaktadır. Ayrıca: yaz aylarında: müzik, eğlence ve yeme-içme mekanları, buraya ayrı bir hareketlilik ve canlılık kazandırır. Bölgenin önemli bir cazibe alanıdır.

KURŞUNÇAL ORMANLARI VE ŞELALESİ

İlçenin Selimiye köyü sınırları içindedir. İlçe merkezine: 25 km. uzaklıktadır. Çok büyük bir alanı kapsayan ormanların içinde, kurşunçal şelalesi bulunmaktadır. Şelalelin toplam yüksekliği: 100 metredir. Şelalenin bir kısmı yatay durumda ilerliyor. Eğer tamamı dikey ve suyu da bol olsa, daha muhteşem bir şelale ortaya çıkacakmış.

Orman turizmi için başlı-başına bir potansiyeldir. Kamp, treaking ve diğer doğa sporları yapılabilir. Burada: ayrıca, alabalık üretim tesisi var.

Ordu Perşembe Şenyurt Şelalesi

ŞENYURT ŞELALESI

İlçe merkezine 3 km uzaklıkta, Şenyurt köyü sınırları içinde bulunmakta olup yaklaşık 6 metre yükseklikten 15 metre karelik gölete düşmektedir. Şelalenin hemen yanında köy halkı tarafından Ilıca diye isimlendirilen ve şifalı olduğuna inanılan su kaynağı akmaktadır.

Ordu Perşembe Yoson Burnu

YASON BURNU

Sitede, aynı isim altında, ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Oradan yararlanabilirsiniz.

Yoson burnu tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ordu tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

 

Ordu

Ordu

 

Karadeniz kıyısında, Karadeniz gezisi düşünenler için, tam merkezde, güzel bir şehir. Şehirde, yemyeşil yaylalar, ahşap mimari örnekleri, misafirperver halk, özgün yemek kültürü ve harika bir sahil: sizi bekliyor.

ULAŞIM

Ordu şehrine, Hava yolu ile ulaşmak isterseniz: en yakın hava alanı, Çarşamba hava alanıdır ve şehre uzaklığı: 110 km. dir. Ordu-Samsun arası uzaklık: 152 km. Ordu-Giresun arası uzaklık; 44 km. Ordu-İstanbul arası uzaklık: 889 km. Ordu-Ankara arası uzaklık: 571 km. Ordu-Sivas arası uzaklık: 314 km. Ordu-Perşembe arası uzaklık: 15 km. Ordu-Fatsa arası uzaklık: 55 km. Ordu-Gülyalı arası uzaklık: 14 km. Ordu-Ulubey arası uzaklık: 22 km.

Ordu-Giresun Hava alanı

Ordu-Giresun yolu üzerinde deniz doldurularak yapılmıştır. Dünyanın sayılı hava alanlarından birisidir. Dünyadaki denize dolgu hava alanlarında, dolgu derinliği önemlidir. Burada 15-17 metre dolgu derinliği vardır. Dünya sıralamasında 6’ncı sıradadır. Ancak, dünyanın denize ve en derine dolgu hava alanının, Türkiye’de yapılması planlanmaktadır.

Rize-Artvin hava alanı, denize dolgu derinliği 35-37 metre olacaktır. Yani, dünyanın en derin dolgulu hava alanı planlanmaktadır. Denizin dibinde kumsallık bir alan bulunmuş, fizibilitesi yapılmış, kazıklar çakılmaya başlanmıştır. Buradaki hava alanının ilginç bir açılış öyküsü vardır. Hava alanının bulunduğu bölge “Gülyalı” dır. Hava alanı ismi olarak: Gülyalı, Ordu, Giresun isimleri düşünülür.

Ancak anlaşılamaz. Bunun üzerine hava alanının ismi “Or-Gir” olarak kabul edilir ve açılış öncesinde bu isimle pankartlar hazırlanır. Ancak, tam açılış öncesinde bir gazeteci, bu ismin İngilizce anlamının çok sapıkça olduğunu ve pornografik bir kelimeyi çağrıştırdığını söyleyince durum anlaşılır ve isim derhal değiştirilerek, hava alanının ismi “Ordu-Giresun Hava alanı” olarak düzenlenir. Açılış öncesi, hazırlanan afişler de yeni isme göre yeniden yazdırılıp asılır.

TARİHİ

Şehirde ilk yerleşim, MÖ. 8’nci yüzyılda, Miletli kolonistler tarafından başlatılmıştır. Bu kolonistlerce, Kotyora (Cotyora) ismiyle kurulan şehrin, bugünkü yerleşim yeri bilinmiyor. Bu kavimler, uzun süre bölgede varlıklarını sürdürmüşler ve maden işleme sanatında ileri gitmişler ve tunçtan, mükemmel silahlar yapmışlar. Helenistik, Roma, Bizanslıların hüküm sürdüğü Cotyora zamanla önemini ve canlılığını yitirmeye başlamış. 

14’ncü yüzyılın ortalarına doğru, Bayramlı aşireti bölgeye gelir ve şehrin 4 km. güneyinde, Yalı Camisinin üst tarafında, bugünkü Eskipazar’da, “Bayramlı” adıyla şehir kurulur. Bayramlı kasabası, 18’nci yüzyıl başlarında eski canlılığını kaybedince, batıda bucak adıyla yeni bir ilçe merkezi kurulur. Yeni merkez, göç edenlerle birlikte büyür ve çok hızlı bir şekilde gelişir. 

Bucak adı: 1869-1870 yıllarında: Ordu adına çevrilir. Ordu ismi: Osmanlı ordusundan gelir. Aslında “Ordu” demek: ÖzTürkçe “Saray” anlamındadır. Sarayda kim var: yöneticiler ve askerler. Askerlerin kurduğu yer, zamanla bütün askerlere verilen isim olmuştur. Osmanlı ordusu: zamanla gelip buraya çadır kurar ve burayı kışla gibi kullanır. Bu yüzden, buraya “Ordu” ismi verilmiştir.

Ordu

GENEL

Ordu şehir merkezi, Karadeniz kıyısındaki diğer birçok il ve ilçeye nazaran coğrafi bakımdan şanslıdır. Çünkü arka tarafı dağlık değildir, dağınık bir yerleşim görülür. Yani, şehir merkezi dağ ile deniz arasında sıkışıp kalmış değildir. Ordu şehir merkezinin arka tarafında çok geniş bir alan bulunur.

Ordu şehrinde, Giresun şehri yönünde çikolata fabrikası bulunur. Fabrikanın en önemli özelliği penceresiz olmasıdır. Giresunlular “Bizim fındığımız daha güzel ve lezzetli ve bu yüzden Fisko Birlik Giresun’da kurulu” derler. Ordulular ise “Bizim fındığımız daha güzel ve lezzetli ve bu yüzden Çikolata Fabrikası burada kurulu” derler. Fındık konusundaki bu çekişme sürer gider.

Arıcılık

Ordu’nun günümüzde birçok köyünde: arı kovanıyla arıcılık yapılıyor. Türkiye’de bulunan toplam fenni kovan sayısının: % 10’u, bu şehirde bulunuyor.

Fındık

Fındığın kültür kaynağı ve ana vatan bölgelerinden birisi: Karadeniz kıyılarıdır. MÖ. 400 yıllarında, Pontus cevizi diye adlandırmıştır. Bölgede, kültür fındığına: Heraklit cevizi adı verilmiştir. Plinis ise, ilk kültür fındığını Pontus kıyılarından getirdiği için, buna Pontus Cevizi denmiştir.

Turizm

Ordu turizm aktiviteleri ile de dikkat çekiyor. Ordu’da; kıyı turizmi, inanç turizmi, termal turizmi, yayla turizmi, kuş gözetleme turizmi, foto safari, bitki inceleme turizmi, kamp-karavan turizmi, su altı dalışı, bisiklet turları, olta balıkçılığı, dağ ve doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, rafting, kültür turizmi, tarihi ve arkeolojik değerler, sportif faaliyetlerin hepsini yapmak mümkün.

NE YENİR

Ordu’da, pancar (kara lahana) yemekleri revaçta. Başlıca yöresel lezzetler: kara lahana sarması, kara lahana döşemesi ve kara lahana diblesidir. Ayrıca: hamsi ile yapılan yemeklerde meşhur. Hamsi içli tava, hamsi buğulama, hamsi köftesi ve hamsi tava. Bunların tadına baktığınızda, eşsiz lezzetleri keşfedeceksiniz.

Fındıkla ilgili yemeklerin tümünün yapıldığı Çotanak Restoran Ordu’da hizmet veriyor. Başta fındık çorbası olmak üzere fındıklı tost, fındıklı çiğ köfte olmak üzere birçok fındıklı ürünü tatmak mümkün.

Ordu’nun mahalli yemeklerimiz içinde belli başlıları ise; pancar çorbası, pancar sarması, melocan kavurması, Sakarca Mıhlaması, Galdirik Kavurması, Keşkek, Tirmit kavurması, mısır ekmeği, turşu kavurmaları, su böreği, hamsi buğlama, hamsili içli tava.

NE SATIN ALINIR

Ordu’da; geleneksel el sanatları ürünleri bulabilirsiniz. Kilim, heybe, oyalı yazma gibi dokuma ürünleri ve bunların yanı sıra ahşap eşyalardan baston ve sepet düşünebilirsiniz. Ayrıca, Ordu’da müzik aleti üretimi de yapılıyor. Özellikle: klarnet ve kaval bulup satın alabilirsiniz.

Yörede bolca yetişen fındık ta: iyi bir hediyelik olabilir. Çarşı bölgesinde, çok sayıda hediyelik eşya satılan dükkan var. Burada: “Ordu” baskılı objeler de satın alabilirsiniz.

Ordu

GEZİLECEK YERLER

İBRAHİM PAŞA CAMİSİ

1800 yılında, Atik İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehrin orta yerinde bulunduğu için, Orta camisi olarak da bilinir. Ordu’da ilk inşa edilen camidir. 1770’li yıllarda yaptırılmıştır. Deniz kıyısında yaptırılmış, deniz dalgalarından zarar görmesi üzerine, şimdiki yerinde yeniden yapılmıştır.

Çatısı düzdür. Selçuklu Mimarisi tarzında yapılmış orijinal mihrabı: 1840 yılında sökülerek Selimiye camisine taşınmıştır. Yerine ise: o günün mimari anlayışına uygun olarak, yumuşak taşlarla ve zengin motiflerle hazırlanan süslü bir mihrap konulmuştur. En önemli özelliği: barok üslubunda yapılmış, yoğun süslemeli mihrabıdır.

Tek minaresi: çift şerefelidir. Mimari özellikleri açısından, çok büyük özelliği bulunmuyor.

TAŞBAŞI KÜLTÜR MERKEZİ-ORDU ESKİ KAPALI CEZAEVİ

Ordu il merkezinde, Taşbaşı Mahallesindedir. 1853 yılında: Rumlar tarafından yapılmış, eski bir kilisedir.

Kilise: doğu-batı istikametinde, dikdörtgen tarzında yapılmış. Doğuda, büyük bir apsis, yanlarda iki küçük apsis var. Kilisenin ana mekanı, iki sıra üç sütunla, üç nefe ayrılmıştır. Kilisenin semardam çatısı, sütunlarla desteklenen kemerlerle taşınmaktadır. Tamamı kesme taştan yapılmış günümüze kadar ayakta kalabilen, bir bazilika şeklinde yapıdır.

Kentsel Sit alanı olarak ilan edilerek, koruma altına alınmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren, Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.

PAŞA KONAĞI VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ

İl merkezinde, Boztepe yolu üzerinde, Selimiye Mahallesindedir. Taşocaklar caddesi ile, Erkoçlar sokağın birleştiği köşede.

Konak: 1896 yılında, Paşaoğlu Hüseyin Efendi zamanında yaptırılmış. Son derece zengin bir taş işçiliğine sahiptir ve tescil edilmiştir. Mimarı: İstanbullu bir usta.

Konağın taşları: Ünye’den, ahşap malzemesi Romanya’dan getirilmiş. Zemin dahil olmak üzere, 3 katlıdır. Bahçesiyle birlikte, 625 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Zemin kata, doğudan, birinci kata da kuzey ve batısında bulunan iki kapıdan giriliyor. Konağın: birinci ve ikinci katı, bir silme ile ayrılmış. Köşeleri, yarım sütunlar ve bitkisel motifli konsollarla desteklenmiş. Zengin bir taş işçiliği var. Zemin üzerindeki iki katın, doğu cephesinde, en altta dört, üst katlarda da beşer penceresi var. Doğu cephesindeki orta pencereler, burmalı sütunlar ve yarım sütunlar arasına alınmış.

Kuzey cephesindeki birinci katın girişi: basık kemerli ve çift kanatlı. Bu kapının çevresi, bitkisel motifli kalem işleriyle bezenmiş. Aynı zamanda, korint başlıklı iki sütunla desteklenen giriş kapısının önünde bir çıkma, üst katta bir balkon bulunuyor.

Konağın merdivenleri: balkonu ve çatı kenarlarındaki korkulukları, cepheye hareketlilik kazandırıyor. Bahçesine, fıskiyeli bir havuz ile bir de taş ocak yerleştirilmiş.

Konağın zemin katı: taş döşeli, birinci ve ikinci katlar ahşap döşemeli. Tavanlar, ahşap kaplama olarak yapılmış, üst kattaki sofa kağıt üzerine yağlı boya ile çeşitli desenlerle bezenmiş. Tavanın ortasında: baklava şekilleri, bitkisel motifler, köşelerdeki madalyonlara da çeşitli manzaralar resmedilmiş. Banyosunda da çinilere yer verilmiş.

Konağın bahçesinde: fıskıyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış, orijinal taş ocak bulunmaktadır.

Konak: Kültür Bakanlığı tarafından, 1982 yılında kamulaştırılır. Yapılan onarım sonucu, 1987 yılında: müze olarak hizmete açılır.

Müzenin zemin katı: İdare binası olarak kullanılmaktadır. Birinci katta: Etnoğrafik eserler sergileniyor. Bu bölümde: silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri sergileniyor.

İkinci katta: Sofa, Paşa Nine Odası, Günlük Oda, Misafir Odası, Yatak Odası, Yüklük gibi bölümler var. Bunlar: 19.yüzyıl yaşamının özelliklerini aksettiriyor.

Müzede: 1567 Etnoğrafik eser, 234 arkeolojik eser, 1287 sikke olmak üzere, toplam: 3088 eser sergileniyor.

Ordu

PLAJLAR

Ordu ili, deniz turizmi ve plaj yönünden, Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli ilidir. Buradaki doğal plajlar, turizm yönünden oldukça önemlidir. Ordu kıyıları, doğuda Piraziz’den, batıda Akçaya kadar, 107 km. lik koylarla çevrili doğal kumsallar halindedir.

İl merkezine 2 km. uzaklıktaki Güzelyalı Plajı, Melet Irmağı ile Turna suyu arasındaki kumsallar, Kumbaşındaki kumsal,

Ordu Cotyora (Bozukkale)

COTYORA (BOZUKKALE)

Ordu-Samsun kara yolu üzerinde, il merkezine 2 km uzaklıkta, deniz kıyısındadır. Ordu ilinin ilk kuruluş yeridir. Burası, halk arasında: Bozukkale olarak bilinir. Yapılan araştırmalarda: burada: 11.yüzyılda, Bizanslılar tarafından yapılan küçük bir gözetleme kulesinin bulunduğu anlaşılmıştır. 2. derece arkeolojik sit alanı olarak  koruma altına alınmıştır.

ESKİ PAZAR CAMİİ VE HAMAMLARI

İl merkezine 3 km. uzaklıktadır. Ordu-Sivas kara yolunun doğusunda, Ulubey yolu üzerinde, dikdörtgen planlı küçük bir camidir. Caminin ilk yapılış tarihi: Beylikler dönemine yani 1380 yılına kadar uzanıyor. Sonradan, 1782 yılında, Battal Hüseyin Paşa tarafından onartılmış ve onarım kitabesi, kapısının üstüne konulmuş.

Yalnız, eski cami depremde yıkılınca, bugün görülen cami, 20’nci yüzyılda yeniden yapılmış. Caminin en büyük özelliği: Emiroğlu Beyliği döneminden kalma olması. Yani: Karadeniz’in Türkleşmesinde öncü kuşak olan Emiroğlulları, Ordu’yu başkent olarak kullanmışlardır. Bu başkentin en önemli yapılarından biri de: yanında iki hamam da bulunan Eskipazar Camidir.

Caminin ahşap kapı ve pencereleri, Anadolu’daki Türk ahşap sanatı açısından çok önemli görülürken, özellikle, sayıları çok az olan Karadeniz’e yakın Selçuklu eserlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Caminin kapı ve pencerelerindeki çalışmaların süsleme sanatı açısından da çok önemli yeri var. Camiden günümüze, yalnızca giriş kapısı ve portalı kalmıştır.

2017.07.17.Ordu.Boztepe.2
Ordu Boztepe
2017.07.17.Ordu.Boztepe.10
Ordu Boztepe
2017.07.17.Ordu.Boztepe.Teleferik.4
Ordu Boztepe

 

BOZTEPE

Ordu şehri, Boztepe’nin yamaçlarına kurulmuştur. Boztepe: şehir merkezine 6 km uzaklıktadır. Yolu asfalttır. Buraya araç veya teleferikle ulaşılıyor. Teleferik biniş yerinin hemen yakınında otopark bulunuyor, yani aracınız ile buraya gelip teleferikle çıkmayı düşünürseniz aracınızı hemen teleferik kalkış yerinin yakınındaki otoparka bırakabilirsiniz. Bence, buraya teleferikle çıkın. Teleferik biniş ücreti, gidiş-dönüş tam bilet 10 TL ve öğrenci 8 TL dir. Tek yön, tam bilet 6 TL ve öğrenci 5 TL dir.

6 yaşına kadar olan çocuklar ücretsiz biniyorlar. Açık öğretim, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, öğrenci olarak kabul edilmiyorlar. Öğrenci kimliklerinin güncel tarihli, vizelerinin bulunmasını istiyorlar. Teleferiğin teknik özelliklerine gelince: alt istasyon rakımı 8 metredir. Üst istasyon rakımı ise 509 metredir. Eğik uzunluk 2372 metre, kot farkı 501 metredir. Seyahat süresi 6.35 dakikadır. Teleferik her gün saat: 09.00 da açılmaktadır. Yükseklik korkusu olanlar, düşünerek binmelidirler.

Tepe, denizden 450 metre yüksekliktedir. Tepe çam ağaçları ile kaplıdır. Ordu şehrinin bütün güzelliklerini ve Karadeniz’in muhteşemliğini, tepeden görmek mümkündür. Tepede: yeme-içme alanları, dinlenme tesisleri ve ormanlık piknik alanları vardır. Yamaç paraşütü için ideal bir yerdir. Avrupa Doğa Merkezi tarafından Kaliteli Destinasyon Programına dahil edilmiştir. Evet, özellikle güneş batarken ve geceleri buranın muhteşem manzarasını mutlaka izlemenizi öneriyorum. Ayrıca, yine tepede bulunan tesislerde özellikle kahvaltı yapmanızı öneririm.

TURNA SUYU

İl merkezine: 9 km. uzaklıktadır. Ordu-Giresun karayolu üzerindedir. Doğal plajı ile ünlüdür. Halk arasında büyük rağbet gören bir yerdir. Doğu Karadeniz’in hemen başlangıcındaki bu el değmemiş güzellik, belki de şimdiye kadar bilinmemesinin tüm avantajlarını doğa severlere sunuyor. Yürüyüş rotaları, yani hazırlanan bu eşsiz vadide yaklaşık 60 km. uzunluğunda, çok cazip bir yürüyüş parkuru bulunuyor.

Kayalık vadi yatağı ve bitki örtüsü sayesinde, suyu neredeyse her mevsim berrak olan Turna suyu deresi, Fırtına deresi ile birlikte, Karadeniz bölgesinin en temiz vadi yatağına sahip. Canik dağlarından kıvrıla kıvrıla, Karadeniz’e dökülen akarsu boyunca, çok çeşitli bir renk cümbüşü ve bitki örtüsü ile birbirinden farklı ve güzel çiçekler, yürüyüş yapanlara eşlik ediyor.

Buranın bir başka özelliği de: Karadeniz alası ya da Som balığı diye bilinen alabalık türünün yumurtlama alanı olarak temiz suyundan dolayı Turna suyu tercih ediliyor. Turna suyu deresinde başka tatlı su kefali olmak üzere, birçok tatlı su balığı ve tatlı su canlısı bulunuyor.

YOROZ KENT ORMANI

İl merkezi ve Gülyalı ilçesi arasında, il merkezine yaklaşık 15 km. uzaklıktadır. Burası tam bir zirvedir ve Ordu ile deniz, tamamen ayaklar altındadır. Işıklandırılmıştır. Oturma yerleri, gezi alanları ve teraslar var. Yolu stabilizedir.

Ordu Kurul Kayası Yerleşimi

KURUL KAYASI YERLEŞİMİ

İl merkezine, 13 km. uzaklıkta, Bayadi köyü sınırları içindedir. Sivri bir kaya üzerine kurulmuş, antik bir yerleşim yeridir.

Yer altı galerileri bulunmaktadır. Ana kayanın oyulması ile oluşturulmuş, 8 metre derinliğinde bir sarnıç ve su yolu olduğu tahmin edilen, 250-300 basamaklarla aşağıya inilen bir dehliz var. Özellikle: yukarı çıktığınızda, sizi bir tünel karşılayacak. Devasa bir şey. Oldukça aşağılara iniyor.

Yine, söylentilere göre, burası kaçış tüneli imiş. Sonuna; hala ulaşılamamış. Söylentilere göre, burada, buna benzer başka kaçış tünelleri de varmış. Tünelin içi: aynın bir buzdolabı gibi serin ve rutubetli. Bir de su sarnıcı var. Bu sarnıcı için, yaz-kış su dolu.

Bunların yanında: bina kalıntıları ve değişik dönemlere ait seramik parçaları görülüyor. Kazı sırasında bulunan, bu seramik parçaları ve pişmiş toraktan çatı kiremitleri incelenmiş ve MÖ. 5 veya 6.yüzyılda, burada bir yerleşim yeri bulunduğu fikrine varılmış.

1991 yılında, Ordu Müze Müdürlüğünce, çevre temizliği ve tanzimi yapılmış ve alan tel örgülerle koruma altına alınmış. Bu bölgede, insanlar piknik yapıyorlar. Gezi parkurları, oturma gurupları, seyir terasları var. Ayrıca: otopark da bulunuyor.

Samsun tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Giresun tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.