Atatürk Bulvarı üzerinde, Sıhhiye Orduevinin hemen karşısında. 1927 yılında, İtalyan sanatçı Prof.Pıetro Canacına tarafından, İtalya-Torino’da yapılarak, buraya getirilmiş. Sanatçı; bu heykelden sonra, İstanbul-Taksim’deki anıtı yapmış.
Evet: anıtın alt kısmı: bronzla çevrili, sade, dikdörtgen prizması şeklinde. Mermer kaidesini yüksekliği 2 metre. Kaide üzerinde zafer çelengi var. 2 metre yüksekliğindeki kaidenin üzerindeki bronz Atatürk heykelinin yüksekliği ise, 1.70 metre.
Anıtın ön cephesinde; tören günlerinde yakılan, 2 meşale yerleri var. Törenlerde: yol ortasında kalması nedeniyle, sınırlı sayıda çelenk buraya konuluyor.
Atatürk; kaput giymiş ve ayakta duruyor. Kılıcını, iki eliyle kavramış ve yüz ifadesi: uzaklara bakar biçimde. Aslında: giysisi, duruşu ve yüz ifadesiyle; zafer kazanmış bir kumandan gibi nitelendirilmiş.
Belki de; Atatürk, bugün, Atatürk bulvarı isimli caddeye bakarken düşünüyordur. Yıllar önce, burada bu genişlikte bir cadde yapılmasını söylediği zaman, çevresindekiler, bu genişlikteki bir caddenin gereksizliğini düşünmüşlerdi.
Ya bugün, iyi ki, bu genişlikte bir caddenin yapılmış olmasının rahatlığını yaşıyoruz. Gerçekten; aslında kuşku yok ama, ileri görüşlü bir insanmış.
Geçerken, bir-iki dakika bakıp, bu büyük insana saygımızı ifade edelim.
Bankside bölgesindedir. Pazar-Perşembe günleri arasında, saat: 10.00-18.00 arasında açıktır. Cuma-Cumartesi günleri ise, saat: 10.00-22.00 arasında açıktır. Giriş ücretsizdir. Burası dünyanın en çok ziyaret edilen modern sanat galerisidir. 1900’lü yıllardan günümüze: uluslar arası modern ve çağdaş sanat koleksiyonları bulunur.
Tate, ilk olarak 1897 yılında halka kapılarını açmıştır. Ama o sıralarda, burada İngiliz sanatına ait küçük bir koleksiyon sergilenen küçük bir site vardı.
Günümüzde ise, Tate’de “dört” büyük site ve ulusal koleksiyonda 1500 olmak üzere, ulusal ve uluslar arası 70.000 den fazla modern ve çağdaş sanat eseri bulunmaktadır.
Tate Modern
Aralık 1992 tarihinde, Tate Heyeti: Londra’da uluslar arası modern ve çağdaş sanat için ayrı bir galeri oluşturma düşüncelerini açıkladılar.
Eski: Bankside Power Station: 1994 yılında yeni bir galeri sitesi olarak seçildi. Bu istasyon: 1947 ve 1963 yılları arasında, iki aşamalı ikonik güç istasyonu olarak Sir Giles Gilbert Scott tarafından tasarlanmıştır. Hemen yanında: kazan dairesi ve tek bir merkezi baca ve 35 metre yüksekliğinde ve 152 metre uzunluğunda bir türibün salonu bulunuyordu. Ancak, bu elektrik istasyonu, 1981 yılından sonra kullanılmaz olmuştu.
1995 yılında ise: İsviçreli mimarlar Herzog&De Meuron, burayı bir galeri haline dönüştürmek için görevlendirildi. 1996 yılında başlayan çalışmalar sırasında büyük makine çıkarıldı ve bina orijinal çelik yapı ve tuğlaları kalacak şekilde boşaltıldı. Türbin salonu ve kazan dairesi, dramatik bir girişle galerilere dönüştürüldü.
Mayıs 2000 tarihinde açılan galeri: bugüne kadar 40 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Yani, burası. İngiltere’nin en büyük üç turistik mekanından birisidir.
2009 yılında, Tate Modern’i geliştirmek için Herzog&de Meuron tarafından yeni bir çalışma başlatılmış ve güç istasyonunda gereksiz petrol tankları çıkarılarak buraların galeriye dönüştürülmesi hedeflenmektedir.
YERLEŞİM
Galeride, 1-7 numaralı 7 kat bulunmaktadır. Ana koleksiyon: her ana katın zeminindeki 4 kanattan oluşmaktadır. Her kanatta: adlandırılmış bir tema veya konu vardır.
Müzenin sergileri: 4 ana temalı kanada yayılmıştır.
Bunların her biri modern sanatın önemli dönemlerine ayrılmış büyük bir salonun etrafında düzenlenmiştir.
Kübizm, Fütürizm ve Vortisizm; Sürrealizm ile savaş sonrası resim ve heykel ve Minimalizm.
Bu ana başlıklara göre sürekli olarak düzenlenen küçük ölçekli sergiler, bir önceki dönemin sanatsal çalışmalarda nasıl yansıtıldığını ya da geleceğin sanatçılarını nasıl etkilediğini araştırır. Ayrıca sanatçıları nasıl etkilediğini ve sanattaki gelişimlerine nasıl yön verdiğini de inceler.
İngiliz sanatçı Anish Kopar ve Amerikalı Barnett Newman’ın eserleri bu kanada giriş niteliğinde bir araya getirilmiştir.
Barnet Newman’ın resimlerinde sık rastlanan bir özellik olan dik çizgi, bir ışık sütununu temsil eder. Anish Kapor, ortasında bir ışık sütunu olan Isbi’s Light (2003) isimli heykel enstalasyonunda, bu kavramı üç boyuta uygulamıştır.
Bunu izleyen diğer odalar: Mark Rothko, Dışavurumculuk, Picasso ve Matisse gibi sanatçılar ve akımlarla bunlardan itibaren resim sanatının dirilişini konu alır.
Şiir ve düş
Burada “Sürrealizm” akımını kabullenen sanatçıların eserleri görülür.
Şiir ve Düş kanadının ana teması: modern ve çağdaş sanatın geçmişteki olaylardan nasıl etkilendiğini anlatarak, bu geçmiş akımları anlamamıza yardım etmektedir. Şiir ve Düş, bu genel düşünceyi sergilerken, aralarında Salvador DaLİ, Rene Magritte ve Pablo Picasso’nun da bulunduğu Sürrealist akımın en etkili sanatçılarına yer verir. Belli başlı Sürrealist konular, teknikleri ve prensipleri gibi konuların anlatıldığı bölüm, daha sonda, Cindy Sherman, Louise Bourgeois ve Francis Bacon gibi daha modern sanatçıların eserlerini inceleme ve nasıl Sürrealist seleflerinin mirasına başvurduklarını görme fırsatı verir.
Düşünce ve Nesne
Bu kanat Minimalizm’in 1960’lardaki doğuşuna ağırlık verir. Bütünüyle soyutlamaya yönelmiş Minimalistler, eserlerinde sanatçının varlığının bütün izlerini kaldırmaya çalıştılar. Kişisellikten uzak geometrik şekiller ve çeşitli endüstriyel malzemeler kullandılar. Örneğin: Carl Andre’nin Equivalent VIII eseri, sanatçının herhangi bir değişiklik yapmadan galerinin zeminine yerleştirdiği 120 tuğladan oluşan bir düzenlemedir. Sanat eseri, izleyicisi ve çevresi arasındaki ilişkiyi yansıtan Minimalist yaklaşımın bir örneği olan, Robert Morris’in büyük aynalı küplerinde kendi yansımasını görebilirsiniz.
Anlatımcı Nesneler
Bu kanatta göreceğiniz eserler: 1940’lar ve 1950’lerin resim ve heykel sanatına adanmış bir odanın etrafına yerleştirilmiştir. Burada daha çok yeni soyut ve anlatımcı biçimlerin II. Dünya Savaşından sonra Avrupa ve Amerika’ya nasıl girdiği anlatılır.
Etraftaki odalarda bulunan eserler, bu savaş sonrası dönemin yaratıcı sanatçılarının selefleriyle bağlantılarını araştırırken, aynı zamanda onların fikirlerinin modern yansıtır.
State of Flux
Burada: Kübizm, Fütürizm, Vortisizm ve Pop-Art sitilini benimseyen sanatçıların eserleri bulunur. Bunlar: Pablo Picasso, Roy Lichtenstein, Andy Warhol, Eugene Atget.
Evet, bu kanat: sanatçıların yaşamın karmaşıklığını ve dinamizmini dile getirmek için yeni görsel anlatım yollarına yönelik arayışlarına ağırlık verir. Hemen ilk odada, 20.yüzyılın ilk ve ikinci yarısından kalma iki sanat eseri göze çarpar.
Hız, güç ve mekanizasyona fütüristik bir bakış sunan Umberto Boccioni’nin “Uzamda Sürekliliğin Benzersiz Formları” ile Pop sanatçısı Roy Lichtenstein’ın bir hava savaşını betimlediği çizgi roman karesi “Whaam”
Ortadaki büyük alan 20.yüzyıl başlarındaki avangard sanata ayrılmıştır. Kübizm akımı Picasso, Braque, Grips, Lipchitz ve Leger gibi sanatçıların eserleriyle temsil edilmektedir.
Burada, ayrıca İtalyan Fütürist akımının ve buna tepki olarak İngilizler’in başlattıkları ama kısa ömürlü olan Vortisizm’in Wyndham Lewis, David Bomberg ve Jacob Epstein tarafından yapılan örnekleri de görülebilir.
Hemen yakındaki sergide, aynı zaman diliminde faaliyet gösteren Munch, Vuillard, Bonnard ve harika kanvasları ile Matisse’in çarpıcı eserleri bir arada görülebilir. Diğer odalar, bu dönemdeki yeniliklerin deneysel sinema, fotoğraf ve tasarımı nasıl etkilediğini inceler. Bu kanatta, ayrıca, Andy Warhol, Jasper Johns ve Claes Oldenburg gibi sanatçıların eserleri ile birlikte kolaj ve Pop Art yapıtlarına yer verilir.
Özel Sergiler
Müzenin kalıcı koleksiyonunu desteklemek için, her yıl yapılan üç büyük şov ile birlikte (modern ustaların retrospektifleri ya da başat akımların incelemeleri), çeşitli sergiler sunar. Küçük ölçekli projeler, galerinin etrafına, bazen de dışarıya yerleştirilir. Tate Modern, yılda bir kez, bir sanatçıdan Türbin Salonunu dolduracak bir çalışma yapmasını ister.
Louise Bourgeois, içinde Maman heykelinin de bulunduğu çalışmalarıyla, burada ilk kez enstalasyon yapan sanatçıdır. Bir süre önce: Olafur Eliasson’un Wheather Project’i kocaman güneşiyle Türbin Salonunu aydınlatmıştır.
RESTORAN
Tate Modern’de, üst kattaki restoranda, camekanlı yemek odasında, muhteşem Londra manzarası eşliğinde, öğle ve akşam yemeği yiyebilirsiniz. Bu yemeklerde mevsimlik İngiliz yemekleri sunuluyor.
Kozlu, Zonguldak arasındaki uzaklık: 5 km. Kozlu, Ereğli arasındaki uzaklık: 45 km. Kozlu, Ankara arasındaki uzaklık: 267 km. Kozlu, İstanbul arasındaki uzaklık: 326 km. Kozlu, İzmir arası uzaklık: 665 km.
TARİHİ
Kozlu ilçesinin tarihi, madencilikle anılır. Çünkü Kozlu ilçesi, madenciliğin yoğun yaşandığı bir coğrafyadır. Yerli ve yabancı şirketlerin havzadaki kömürün büyük bir kısmını Kozlu’daki ocaklardan çıkarıyorlardı. Kozlu maden ocaklarından çıkarılan atıklar, Kozlu merkezi kullanım sahasının genişletilmesi için Kozlu körfezi doldurularak denizden yer kazanıldı. 1840’lı yıllarda, Kozlu’da kömür arama ve küçük ölçekli üretimin yapıldığı bilinmektedir.
1848 yılında tüm havzada olduğu gibi Kozlu’da da maden ocakları, çok sayıda şirket tarafından işletilmeye başlanır. Daha sonra havzadaki çalışmaları takip etmek üzere, Ereğli’den görevlendirilen ve Kozlu ocaklarının başında bulunan saray mühendisi Enis Bey tarafından, İngiliz uzmanların kalacağı lojmanlar yaptırılır. İngiliz teknik elemanların gelmesiyle, Kozlu merkez seçilerek yeni ocaklar açılır.
Yine bu dönemde, Kozlu sahilinden Papaz havzasına kadar dekovil hattı yapılır. Bu dekovil hatları, demiryollarının başlangıcı olur. Ayrıca, 1851-1852 yılları arasında İngilizler tarafından sahilde yükleme tesisleri yapılır. Üretilen kömürlerin işletilmesi, Kırım Savaşı boyunca İngiliz ve Fransız denetimine girer. Üretilen kömürler bu ülkelerin donanma ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılır.
1941 yılında Zonguldak merkez ilçeye bağlı belde olarak kurulan yerleşim, 2012 tarihinde ilçe olmuştur.
Zonguldak Kozlu
GENEL
İlçenin kuzeyinde Karadeniz bulunur yani Karadeniz kıyısında kuruludur. İlçe merkezi deniz seviyesinde kurulu olmasına rağmen, ilçenin tüm mahalleleri, dağlık alanlarda kuruludur. Ortalama rakımı 25 metredir. İlçede kömür yatakları bulunmaktadır. Yörede, ılıman Karadeniz iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak her mevsim yağışlı ve ılık olan yörede kuraklık yoktur. Gece ve gündüz arasında önemli sıcaklık farkı bulunmaz.
Denizden iç kesimlere gidildikçe iklim sertleşir. Yörede yaşayanların en önemli geçim kaynağı taş kömürü işletmesince çalışmalarıdır. Halkın büyük çoğunluğu maden işçiliği ile geçimini sağlar. Ancak Türkiye Taş Kömürü kurumunun küçülmesiyle, ilçeden dışarıya hızla göç olmuştur. Ayrıca, geçim kaynağı olarak balıkçılık ta etkindir.
İlçenin en büyük özelliklerinden birisi de: Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin birçok kampüsünün burada bulunmasıdır. İbn-i Sina Kampüsü içinde: Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Zonguldak Sağlık Yüksekokulu, Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Sağlım Bilimleri Enstitüsü bulunur. İncirharmanı Kampüsünde ise: Devlet Konservatuarı ve Yabancı Diller Yüksek Okulları vardır.
Zonguldak Kozlu
GEZİLECEK YERLER
İlçe merkezinde kıyı şeridinde halka açık dinlenme ve spor tesisleri vardır.
Zonguldak Kozlu Balıkçı Barınağı
BALIKÇI BARINAĞI
İlçe merkezine 5 km uzaklıkta bulunan barınak, yöresel balıkçılığın merkezidir.
Zonguldak Kozlu Sahil ve Plajlar
SAHİL VE PLAJLAR:
Kozlu Polis Evi mevkiinden başlayan sahil, Öküşne mevkiine kadar uzanır. Sahilde: spor alanları, parklar ve kafeler bulunur.
Zonguldak Kozlu Değirmenağzı Plajı
Değirmenağzı Plajı
İl bölgesinin en güzel, en sakin, en yeşil ve en mavi yerlerinden biridir. Plaj: tertemiz denizi ve eşsiz doğası ile yoğun kalabalıkları kendisine çeker.
Zonguldak Kozlu Ilıksu Plajı
Ilıksu Plajı
Ilıksu plajı da yörede denize girmek için en çok tercih edilen yerlerden biridir.
Zonguldak Kozlu Kilise
KİLİSE
İlçe merkezinde Merkez mahallede Kozlu İmam Hatip Lisesinin yanında bulunan kilise, Zonguldak’ta yaşayan yabancı maden sahibi Hıristiyan Ortodoks cemaatine aittir. 2 katlı yapının geçtiğimiz yüzyıl sonunda inşa edildiği düşünülüyor. Kilise en son ilköğretim okulu ve kuran kursu olarak kullanılmıştır.
2014 yılında ise dönemin belediye başkanı tarafından, tehlikeli diye yıkılmıştır. Çünkü aynı tarihte çıkan kuvvetli bir rüzgarda, kilise binasının çatısının bir bölümü ile ön tarafındaki duvar tamamen çökmüştür.
Zonguldak Kozlu Değirmenağzı Şelalesi
DEĞİRMENAĞZI ŞELALESİ
Değirmenağzı deresi üzerinde bulunan şelaleler, irili-ufaklı pek çok şelaleden oluşmaktadır. 595 metre rakımlı Namazlık Tepeden doğmaktadır. Yahma köyü yakınlarında Yahma dere sonra Kışla dere adını alarak Karadeniz’e dökülür. Su sporları, trekking, bitki ve kuş gözlemciliği, olta balıkçılığı ve foto safari yapılabilir.
ILIKSU KAPLICASI
İlçe merkezine bağlı Aşağıçayır köyündedir. Kaplıca suyunun debisi, saniyede 10 litredir. Sıcaklığı ise 27 derecedir. Kaplıca suyu içme olarak kullanıldığında: mide, bağırsak, karaciğer safra yolları üzerinde iyileştirici etkiye sahiptir. Banyo olarak kullanıldığında ise: içerdiği radyoaktif elemanlar sayesinde ağrılı hastalıklarda olumlu etki gösterir. Halen, kaplıca üzerinde ya da çevresinde herhangi bir tesis yoktur.