Konya-Aksaray kara yolu üzerindedir. Yolunuz buradan veya buranın yakınlarından geçtiğinde, mutlaka ve mutlaka, bir saat kadar zaman ayırın ve bu doğal güzelliği görün. Çünkü: inanılması güç, gördüğünüzde hayretler içinde kalacağınız bir güzellik. Hani derler ya, mavi-yeşil karışımı Turkuaz rengi diye, işte “Turkuaz” rengini belki de yeryüzünde çok net olarak görebileceğiniz tek yerlerden biri. Aşağıya inmeseniz bile, yukarıdan o muhteşem görüntüyü izleyin.
Konya’ya 66 km. uzaklıktadır. Kara yolu üzerinde, Kızılören beldesinden 5 km. daha içeride. Bu bölgeden geçerseniz, mutlaka buraya uğrayın. Göreceğiniz muhteşem güzelliği unutamayacaksınız. Burada; bir han ve göl var. Özellikle göldeki orijinal turkuaz rengi gördüğünüzde şaşıracaksınız. Bulunduğu arazide, bir göz gibi duruyor. Ama; masmavi, sanki bir nazar boncuğu. Rengin güzelliğine inanamayacaksınız.
Evet: buraya girdiğinizde, aracınızı park ettikten sonra, bir kalıntı var. Oraya gireceksiniz. Bu han kalıntısı incelendiğinde; bir zamanların gözde yapılarından olduğunu hissedebiliyorsunuz. Çünkü, ayakta kalan duvarları muhteşem. Aynı zamanda; duvarların içindeki taşları incelediğinizde, üzerlerindeki yazılar ve haç işaretleri, buranın yapımında, büyücek bir kilisenin feda edildiğini söylemeden edemiyor.
Bölgeye ilk yerleşim, 13’ncü yüzyılda olmuş. Yapıda; Bizans dönemine ait taşlar kullanılmış. Selçuklular zamanında yapıldığı sanılıyor. Zaten; Selçuklular zamanında Anadolu’da kurulan yol güzergahları, Osmanlılar zamanında değişince, bazı yerler ticari merkez olma özelliğini kaybediyor ve bu kervansaraylar önemini yitiriyor. Sanırım, bu obruk handa bu özelliğini yitiren kervansaraylardan.
Dış kapısında; herhangi bir kitabe veya işaret yok. Kapalı bölümün giriş duvarı, tamamen yıkılmış. Selçuklu hanlarında, bu iki kapı üzerinde yer alan, hanla ilgili bilgilere, bu yüzden, burada ulaşmak mümkün olmuyor. Varsayımlara göre, han, Selçuklu sultanı II. Kılıçaslan tarafından (1155-1192) yaptırılmış.
Hanın arka kapısından çıktığınızda; 5-6 metre ilerideki, çevreye tamamen hakim manzaralı düzlükte yürürken, birdenbire; yaklaşık 40 metre aşağıdaki düzlükte, bembeyaz kalker taşlarının ortasında, boncuk mavisi, yuvarlak bir göl göreceksiniz. Renkler öylesine büyüleyici ki inanamazsınız.
Gerçek turkuaz (mavi ve yeşil renklerin bileşiminden oluşan renk) rengini görme şansınız var, burada. Muhteşem bir renk armonisi. Günün her saatinde, renk değiştiriyor. Evet; gölün derinliği 145 metre. Suyu tatlı, içilebiliyor, tarım alanlarının sulamasında kullanılıyor. Suyun, yer altından, Beyşehir gölünden geldiği söyleniyor.
Evet; bu gölün oluşumu da ilginç. Yeraltı suları, yerin kireçli katmanlarını zamanla eritiyor ve büyük yeraltı boşlukları oluşuyor. Bu boşluklar, bir gün, aniden çöküyor ve sular buraları dolduruyor ve böyle muhteşem göller ortaya çıkıyor. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslarda, obruklar yaygın olarak görülmekte.
İçel’deki cennet-cehennem mağaraları ve Konya’daki bu göreceğiniz Kızılören obruğu, ülkemizdeki en güzel örneklerden. Bozkırın ortasında ışıldayan derin göller, devasa çukurlar bunlar. Bu arada, hani biz obruk oluşumu dedik ya, yöre halkı buna inanmıyor. Onlara göre; buraya göktaşı düşmüş. Evet; onların inanışı bu, ama buranın oluşumunun elbette, bilimsel açıklaması da yok değil. Yukarıda anlattım.
Evet; buraya kısa da olsa zaman ayırın. Oraya vardığınızda, birçok yerli ve yabancı turist göreceğiniz kesin. En büyük sorun; burada ne bir tabela ne bir bilgi yok. Yalnızca, burayı bilenler, bu gizli cennete gelebiliyorlar, şu andan itibaren sizde biliyorsunuz, yolunuz yakınından geçerse, mutlaka uğrayın, beğeneceksiniz.