Nevşehir

Nevşehir

Nevşehir denilince, gerek kişilerin ve gerekse Nevşehir kamu kurumlarının aklına hemen Kapadokya bölgesi geliyor. Nevşehir şehir merkeziyle ilgili, tarihi, özellikleri, gezilecek yerler hatta ve hatta şehir merkezinde bir müze var, bu müze ile ilgili bilgi alabileceğiniz çok kaynak yok.

Peki, Nevşehir şehir merkezine gitmek, gezmek ve tanımak isterseniz, hayır, şehir merkezine gitmeyin, Kapadokya’ya gidin gibi bir hava yaratılmış. Kapadokya’nın doğal ve tarihi güzellikleri ve özellikleri elbette söz konusu bile edilemeyecek üst düzeydedir, ama niye Nevşehir şehir merkezinde kısa bir mola vermeyelim?

Nevşehir

ULAŞIM

Nevşehir-Ankara arasındaki uzaklık: 277 km. Nevşehir-Kayseri arasındaki uzaklık: 81 km. Nevşehir-Niğde arasındaki uzaklık: 82 km. Nevşehir-Aksaray arasındaki uzaklık: 75 km. Nevşehir-İstanbul arasındaki uzaklık: 730 km. Nevşehir-Konya arasındaki uzaklık: 223 km. Nevşehir-Antalya arasındaki uzaklık: 538 km. Nevşehir-Kırşehir arasındaki uzaklık: 91 km.

TARİHİ

Yörede yapılan araştırmalarda,  ilk yerleşimcilerin,  MÖ. 3000’lü yıllara kadar uzandığı bilinmektedir. Ama, bu tarihi geçmiş, şehirle ilgili olmayıp, yöre ye atfedilmektedir. Yani, Kapadokya olarak bilinen büyük bir yöre. Burada: MÖ. 2000’lerde, Hitit uygarlığı yayılmaya başlar. MÖ.1150 yılına gelindiğinde ise, bu kez Asurlular görülür.

MÖ.7’nci yüzyılda ise, bu kez Persler görülür. MÖ. 333 yılında, İskender, Anadolu’nun diğer yörelerinde olduğu gibi, burada da Persleri yener ve yöreyi ele geçirir. MÖ.1’nci yüzyılda, bu kez Romalılar gelir. 1077 yılında, Malazgirt zaferi sonrasında, Türkler görülmeye başlar. 7 ve 8’nci yüzyılda ise: doğudan İran ve güneyden gelen Arap akınları, bölgeyi etkilemeye başlar.

Bölge halkı, bunları kabullenmez ve Hititlerden kalan yaklaşık 200 civarındaki yer altı şehirlerine yerleşirler. 13’ncü yüzyıla gelindiğinde, Horasan bölgesinden gelen Hacı Bektaş-ı Veli’nin etkisiyle, Türkler bölgede yerleşmeye başlarlar. 1515 yılına gelindiğinde, Yavuz Sultan Selim, bölgeyi Osmanlı toprakları arasına katar.

Evet, Hititler döneminde, şehir yerleşimi Nysaa adı ile bilinir ve Kahve dağı eteklerindedir. Osmanlı döneminde ise, Nysaa isimli bu şehrin yakınlarında, Muşkara isimli bir yerleşim kurulur. Aşağıda ayrıntılı olarak söz edeceğim gibi, Damat İbrahim Paşa, Muşkara’lıdır ve bunun doğal sonucu olarak, Muşkara köyü, hızla gelişir.

Şehrin tarih içindeki isimleri: biraz öncede sözünü ettiğim gibi: Nysaa ve daha sonra ise Soandos Nisa veMuşkera olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise, burada doğan Damat İbrahim Paşa sadrazam olduğunda, Muşkera olan isim değiştirilerek, buraya, “Yenişehir” anlamına gelen “Nevşehir” ismi verilmiştir. İbrahim Paşa, Osmanlı devletinde, 130’ncu sadrazamdır.

Ürgüp kazasına bağlı, Muşkara (bugünkü Nevşehir şehrinin bulunduğu yer) yöresinde doğmuştur. Sultan III. Ahmet’in kızı Fatma Sultan ile evlenerek, Osmanlı ailesine damat olur. Döneminde: Osmanlı topraklarında üretimi geliştirecek fabrikaların kurulması ve matbaanın getirilmesi gibi hizmetlerde bulunmuştur.

Doğduğu Muşkara köyüne ise: 2 cami, 1 medrese ve imaret yaptırarak, bu bölgedeki göçebe aşiretleri, yerleşik toplum haline getirmiştir. Zaten bu yüzden, yöreye “Nevşehir” ismi yani “Yenişehir” ismi verilmiştir.

Takip eden tarihi süreçte, Rumların yoğun yerleşimi olan bu bölge, Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan nüfus mübadelesi sonucu, Rumların ayrılmasıyla, tarihi ve turistik özellikleri ön plana çıkarılmıştır.

Daha sonra, Niğde ilinin bir ilçesi iken, 1954 yılında, il statüsüne kavuşmuştur. Çünkü: 1954 yılı seçimlerinde, zamanın iktidar partisine verilen oy oranı düşüktür.

Nevşehir

GENEL

Nevşehir; Şehir, ülkemizin İç Anadolu bölgesinde, Orta Kızılırmak bölümünde kalmaktadır.

Yörenin ekonomisinde üzümün yeri büyüktür. Çünkü: dünya üzerinde, 15 bin çeşit üzüm üretilmekte ve ülkemizde ise bunun 1200 çeşidi yetiştirilmektedir. Burada üretilen üzümün büyük bölümü: yerel tüketimde kullanılıyor. Yerel tüketim derken, bir kısmı kurutuluyor, bir kısmı pestil ve pekmez yapılıyor, diğer bir kısmı ise, şarap üretiminde kullanılıyor.

Özellikle: bölgede üretilen, beyaz üzüm türü “Emir” çeşidi, şarap üretimine uygundur. Bölgede çok miktarda üretilen “Dimrit” üzümünden ise yine şarap yapılıyor, ama üretilen bu şaraplar bekletilmeye uygun olmayan ve  hemen tüketilmesi gereken şarap türüdür. Bu şaraplar, genellikle yöreyi ziyaret edenlere satılıyor.

Üretim dedim, ama yalnızca üzüm değil elbette. Yörede: patates üretimi de üst düzeydedir ve üretilen patatesler gerçekten lezzetlidir ve  tercih edilir.

Nevşehir Üniversitesi

NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ

Nevşehir; Üniversite, Avanos yolu üzerindedir ve 2007 yılında kurulmuştur.

Üniversite bünyesindeki fakülteler: İktisadi ve İdari Bilimler, Ticaret ve Turizm Eğitim, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar Fakülteleri var. Ayrıca: Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüleri bulunuyor.

Yani: 4 fakülte, 1 yüksek okul, 3 meslek yüksek okulu, 2 enstitü ve 1 araştırma merkezi var. Üniversitenin birimleri, şehirde, 4 farklı yerleşkede bulunmaktadır. Buralarda, yaklaşık 3500 öğrenci, eğitim görüyor.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Nevşehir yöresinde, bu yörede üretimi yapılan üzümlerden elde edilen “şarap” lar öne çıkıyor. Hatta: birçok yerde, şarap satış yerlerinde, arzu ettiğiniz şarabın tadına bakarak, satın alma şansınız var.

Bunun dışında, yöresel yemek derseniz: bu kez: ayva dolması, Nevşehir tavası ve bir tür etli fasulye yemeği olan ağpakla deneyebilirsiniz. Tatlı olarak ise, ceviz, pekmez ve un ile yapılan bulama önerebilirim. Son olarak, meraklılarına, bu yörede tatmanızı önereceğim: “üzüm turşusu”

NE SATIN ALINIR

Nevşehir yöresinde: özellikle Ürgüp-Avanos gibi yörelerde: dokunan kilimler ve atölyelerde, bizzat ziyaretçilerin gözü önünde yapılan çanak-çömlekler, özellikle turistler tarafından büyük ilgi çekiyor. Şehir merkezinde: yine bu çanak-çömlek gibi çeşitli ürünlerin satıldığı yerler var. Ayrıca: yine buraya has “bez bebekler” büyük ilgi çekiyor. Tercihinize göre, satın alabilirsiniz.

Nevşehir

KONAKLAMA

Öğretmenevi                        Atatürk Bulvarı.                                 384-2132412

Polisevi                                   Güzelyurt Mahallesi                           384-2135751

Jandarma Sosyal Tesisleri      Yeni Mahalle                                    384-2123300

Nevşehir

GEZİLECEK YERLER

Nevşehir Müzesi

NEVŞEHİR MÜZESİ

Müze, günümüzde Kültür Sitesindedir. Müzede: arkeolojik ve Etnografik eserler sergileniyor. Evet, Kapadokya bölgesinde elbette tarihi özellikleri ön hatta üst düzeye çıkan birçok yer ve eser var ama şunu unutmamalısınız ki, Kapadokya bölgesinde ele geçen, bulunan birçok tarihi eser, Nevşehir’de bulunan bu müzede sergilenmektedir. Yani, burayı bence mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Evet, müze hakkında bilgi vermeye devam ediyorum. Müzeye giriş yaptınız ve çevresinde, lahitler ve taş eserlerin bulunduğu bir yoldan ilerleyerek: ana binaya giriyorsunuz. Kapı girişinin hemen yanında, bir lahit sergileniyor. Bu lahit, kaçakçılar tarafından bulunmuş, içindeki buluntular çalınmış ve daha sonra, lahdi görenler tarafından müze müdürlüğüne haber verilmesi üzerine, yerinden alınarak, buraya getirilmiş ve sergileniyor.

Bina: 2 katlıdır. Giriş katında: tarihi geçmişten günümüze kalan: hayvan fosilleri ve bir kısım kemik kalıntılar görülüyor. Hatta, bu kalıntılar içinde deniz canlılarının kalıntıları nı da görüyorsunuz ve Kapadokya bölgesinin çok eski dönemlerde bir iç deniz olduğunu düşünüyorsunuz.

Devam edip, arkeoloji salonuna girdiğinizde ise, biraz önce sözünü ettiğim gibi, Kapadokya bölgesinde bulunan çeşitli eserler, burada sergileniyor.   Burada, özellikle: Civelek mağarasından bulunmuş ve yaklaşık 10.000 yıllık geçmişi olan mutfak eşyaları ilginizi çekebilir. Bu katta, görmenizi önereceğim bir diğer buluntu: bir güneş saati. 19’ncu yüzyılda, güneşin taşın üstündeki gölgesine göre belirlenen, bir zaman ölçme objesi.

Üst katta: Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine ait objeler sergileniyor. Yani, burası Etnografik bölümdür. Burada görmenizi önereceğim objeler: nadide el yazması eserlerdir. Ayrıca, bir halı dokuma tezgahı var.

Nevşehir Kalesi

NEVŞEHİR KALESİ

Şehrin eski yerleşim yerinde, bir tepe üzerindedir. Niğde-Aksaray-Kayseri kara yolu, kalenin hemen yakınından geçmektedir.

Selçuklular döneminde yapılmıştır. Osmanlı döneminde ise, Damat İbrahim Paşa zamanında onarılmıştır. Daha sonraki tarihlerde de onarım göre kalede, günümüzde surları görebilirsiniz. Bu surlar: kesme ve moloz taşlar kullanılarak yapılmıştır. Ayrıca, burçlarla takviye edilen sur duvarlarında, mazgallar görülüyor.

Nevşehir Kurşunlu Camii

KURŞUNLU CAMİSİ

Şehir merkezinde, Damat İbrahim Paşa parkının içindedir.

1726 yılında: Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapan: Mehmet ağadır. Yapı: dikdörtgen bir avlu içindedir. Bu avluya: 3 kapıdan girilir. Kuzeybatıdaki kapı üzerinde: Şair Nedim’in yazdığı: bir mermer kitabe var.

Cami avlusunda: kubbeli, sekizgen ve ahşap saçaklı bir şadırvan var. Kuzeydoğu bölümünde ise, minare var. Minarenin şerefesi: barok tarzında yapılmıştır. Cami, halen ibadete açıktır. Caminin özellikle, süslemeleri görülmeye değerdir.

Nevşehir Ürgüp tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Nevşehir Ürgüp Ortahisar tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Nevşehir Uçhisar tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Nevşehir göreme tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Aydın Sultanhisar Nysaa

Aydın Sultanhisar Nysaa

Bu antik kentte, milattan önce, 40 bin kişinin yaşadığı biliniyor, muhteşem bir rakam. Gerek bu ölçüde yoğun nüfusu barındırması, gerek arazinin yapısına uygun olarak mühendislik harikası yapıların inşası ve gerekse kentin ismini, kurucusu olan kişinin eşinden alması, gerçekten etkileyici özellikler.

Ancak, mali krizden ve bütçe yetersizliğinden, 30 yıl önce başlatılan kazılar, uzun süredir durdurulmuş durumda. Elbette, bugün bu antik kentin, ancak yüzde 15’lik bölümü toprağın üzerine çıkarılmış ki, bu çıkarılan bölüm dahi, ilgisizlikten yer yer tahrip olmuş durumda. Ayrıca, bölgenin büyüklüğü ve ilgisizlik nedeniyle, hırsızlığın üst boyutlarda olduğu kesin, kentte bulunduğum sürede, Nysaa dan çalınan güzel bir heykelin, İzmir’de, satılmak üzere, bir el arabası üzerinde taşınırken yakalandığı ve geri getirildiğini öğrendim, demek ki tespit edilen bu, ya tespit edilemeyenler.

Bu nedenle, kent, tamamen elden çıkmadan, isterseniz gidin görün. Denizli-Aydın kara yolunda, Sultanhisar ilçesine geldiğinizde, Nysaa levhalarını takip ederek, ilçenin 3 km. kuzeybatısında kalan bu antik şehri görün. Ulaşım yaklaşık 10 dakikanızı alır, orada bulanacağınız süre ise, muhtemelen 3 veya 4 saat bulabilir.

KENTİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Aydın Sultanhisar Nysaa: Kent, dağın eteklerine kurulmuş. Karşıdan, Menderes ovasının görüldüğü muhteşem bir manzara var. Zaten, kente bu yüzden romantik kent tanımlaması da yapılmış. Arazinin topoğrafik yapısına uygun olarak, kentteki yapılar, meydan ve sokaklar, tonozlu alt yapılar ile desteklenerek inşa edilmiş. Yani, antik çağda, kentsel planlama açısından, mimarideki bu ustalık. önemli ve etkileyici.

Eski çağlarda, özellikle, eğitim alanında önde gelen bir kent imiş. Ünlü coğrafyacı ve gezgin olan Amasyalı Strabon, kentteki gymnasıum da eğitim görmüş ve kentin o dönemlerdeki görüntüsünü anlatan eserler yazarak, günümüze taşımış. Kentteki, gymnasıum ve kütüphane gibi yapı kalıntıları, bize, kentteki bilim ve eğitimin çok ileri ve gelişmiş olduğunu kanıtlıyor.

TARİHİ SÜREÇ

Kentin, MÖ.3 yüzyılın ilk yarısında, I. Antıochos Soter tarafından, eşi Nysaa adına kurulduğu bilinmekte. Yani, eş adına kurulan koca bir kent. İlk aklıma gelen, Hindistan’daki Taç Mahal tapınağı. Hintliler, küçücük olmasa da, bir tapınağı, turizmde gayet iyi pazarlıyorlar. Bizde ise, eş adına kurulmuş, zamanında 40 bin insanın yaşadığı koca bir şehir var, ama bırakın diğer ülke insanlarının, kendi ülkemizde yaşayan insanların bile çoğunun haberi olmadığı kesin.

Öyle bir şehir ki, antik Karia bölgesinin en önemli kentlerinden biri. Yazın kuruyan, kışın ise muhteşem güçlü bir şekilde akan, derin bir nehir var. Bu nehir, bir boğaz oluşturarak ilerliyor ve şehrin bulunduğu yerde, kurulu şehri ikiye bölüyor. Bu nehir üzerinde, antik çağlarda, su oyunları, su yarışmalarının yapıldığı söylenmekte. İki kenti birleştiren köprüler ve nehir üzerinde inşa edilen stadyum (amphıtheatr). Bunun yanında, nehirden akan suların içinden geçtiği ve aynı zamanda gizli bir geçit olarak inşa edilen ve kullanılan, muhteşem bir tünel, tiyatro, agora. İşte, kentin yerleşimi bu.

KENTTE GÖRÜLEBİLECEK YERLER

KENTİN SUR DUVARLARI

Günümüzde, kentin ilk kurulduğunda bulunan surlarından eser kalmamıştır. Bugün, yalnızca Bizans döneminde inşa edilen surların bir kısmı görülebilmektedir.

GYNASIUM

Gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri, 70 x 165 metre ölçülerindeki, büyük yapı kalıntısıdır.

ROMA HAMAMLARI

Antik kentin doğusunda, oldukça büyük yapı kalıntıları. Bu geniş yapı mekanlarının, dik dörtken biçimli duvarları ve bir havuz var.

KÜTÜPHANE

MS.2 yüzyılda inşa edilmiş, iki yada büyük olasılıkla üç katlı bir yapı. Efes antik kentinde bulunan Celcus kütüphanesinden sonra, Türkiye’nin en iyi korunmuş, ikinci antik çağ kütüphanesidir. Okuma salonu yüz ölçümü, takriben 13 x 14 metre karelik bir alanı kapsar. Rulolar yada yazmalardan oluşan ciltler, nişler içindeki raflara konuluyor imiş. Bugünkü hali, içler acısı, yalnızca birinci kat ayakta ve bakımsızlıktan o da dökülüyor.

AMPHITHEATRE

Günümüzde, geçmişteki sel sularının etkisiyle harap olmuş durumda. 44 x 192 metrelik ölçüleri olan ve aynı zamanda stadyum olarak da kullanıldığı düşünülen bir yer. 30 bin kişi kapasiteli oturma yerleri var.

BOUTEUTERION

Kentin en iyi korunmuş yapılarından. Yaşlılar meclisi olarak isimlendirilmiş. 600-800 kişi alabilecek kapasitede. MS.1 yüzyılda inşa edilip, MS.2 yüzyılda değişikliğe uğradığı tahmin ediliyor.

ROMA TİYATROSU

İyi korunmuş bir yapı. Roma imparatorluğu döneminde, at nalı şeklinde inşa edilmiş. 12 bin kişi seyirci alabilecek kapasitede oturma yerleri var. Sahne alanı 27 metre uzunlukta. Tiyatronun sahne yapısındaki podyumda, bağcılık ve şarap tanrısı Dıonysos’un yaşamına ait frizler var, bunlar, Türkiye deki diğer benzer frizlere nazaran, en iyi korunmuş durumdaki kabartmalar, bu nedenle bunların önemi büyük.

TÜNEL

Tonozlarla örtülü, tamamen elle yapılmış, 100 metre uzunluğunda. Aynı zamanda, gizli yeraltı geçidi olarak da kullanıldığı sanılıyor. Bu tünel, Aydın dağlarından hızla akan sular için kanal görevini yerine getirmiş, aynı zamanda, tiyatronun önündeki meydanı alttan destekler şekilde inşa edilmiş.

Evet, gezimizin sonu, mutlaka keyif aldığınızı düşünüyorum, ama aynı zamanda, bakımsızlığı görünce kızdınız. Ama düşünün bir kez, antik çağda eş adına kurulmuş ve 40 binden fazla insanın yaşadığı bir şehir, eh artık, eşe duyulan büyük bir aşk olsa gerek, koca kente ismini veren eş. Özellikle, Nysaa antik kentini bu yüzden görmek istedim, sizlere de öneriyorum, yol üzerinde, fazla zamanınızı almaz, mutlaka uğrayıp görün, gerçekten ulaşmak zor değil. Antik tarihine baktığınızda, gerçekten önemli bir merkez burası.

Sultanhisar tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.