Amerika Boston

Amerika Boston

Burası, yaklaşık 4 milyon insanın yaşadığı ve Amerika’nın en eski şehirlerinden birisidir.

Şehir ilk olarak 1630 yılında kurulmuştur.

New England bölgesinin başkentidir. Amerika’nın 21’nci büyük şehridir.

Dünyanın yaşanılabilirlik sıralamasında, Boston şehri, 36’ncı sıradadır.

Amerika’nın en pahalı şehirlerinden birisidir. 70-80 yıllık binalarda bulunan evlerin kiraları, en az 1000 dolardan başlar.

New York şehri ile, Boston şehri arasındaki karayolu uzaklığı, 4 saattir.

Amerika Boston

Metropolitan alanda, 70 üniversite bulunmaktadır ve bunlar bölgenin “beyin endüstrisi” nin merkezidir. Özellikle, tıp bilimi açısından bir merkez konumundadır. Harward, MIT ve Boston Üniversiteleri, bunların başlıcalarıdır. Harward: ODTÜ, MIT ise Bilkent gibi düşünülebilir. Özellikle Harward, çok güzel bir okul. Zaten, 1636 yılından bu yana var olan bir okuldur.

Amerika’nın en iyi okulu olduğu ve hatta Başkan Obama’nın da buradan mezun olduğunu söylemeden geçmemek gerekir. Amerika ülkesinin en iyi 8 okulu, bu şehirdedir. Harward ile ilgili çok önemli bir not ile, konuyu bağlayacağım.

Okulun hemen önünde “John Harward” denilen kişinin heykeli bulunuyor. Bu kişinin “sol” ayağını okşarsanız, bu okula okumaya gelirsiniz diye bir inanış var. Zaten, şahsın sol ayağı aşınmış görülüyor.

Öte yandan, Harward Üniversitesinde okuyan öğrencilerin, geceleri bu heykele çiş yaptıkları da söyleniyor. Ona rağmen, bu sol ayak okşanır mı, bilemiyorum, tercih sizin?
Evet, burada öğrenim görmek isteyenler için bu küçük notu verdikten sonra, şehri anlatmaya devam edelim.

1845 yılında, buraya işçi olarak gelen İrlandalılar; Washington ve Beyaz saraya taşınan “Kennedy”lere tanıklık etmişlerdir.

İtalyanlar, şehrin kuzey bölümüne yerleşmişlerdir. Eski köleler ise: çoğunlukla “Rox-bury” ve “Dorchester” e yerleşmişlerdir.

Şehrin iklim durumu: kışlar soğuk, rüzgarlı ve karlı, yazları ise: genellikle sıcak, yağmurlu ve nemli özellikler gösterir. İlkbahar ve sonbaharda, genellikle hafif, ancak yaygın bir rüzgar vardır. En sıcak ay Temmuz, en soğuk ay ise Ocak aylarıdır. Bu şehir tüm güzellikleri yanında, soğuk havasıyla önem kazanmaktadır.

En güzel zamanı “Ekim” ayıdır. Çünkü: New England Eyaleti, yaprakların renk değiştirmesiyle ünlüdür. Yeşilin, sarının, kırmızının her tonunu bir arada görmek ve aslında ne kadar kısa süreli bir renk şölenine şahit olduğunuzu bilmek, işin en güzel yanıdır. Sonbahar, bence en güzel bu şehirde yaşanır.

Boston

Yürüyüş yapmak için ideal bir yerdir. Çünkü, şehrin birçok yerindeki dar sokaklar, araç kullanımını engeller ve araçlar için park yeri bulmak imkansızdır. Bu şehri ziyaret ederseniz, bence arabanızı şehir dışında bırakın ve kent merkezine giden metrodan yararlanın. Şehir merkezine yani “Boston Common” a giden metro “T” metrosudur.

Amerika Boston

Boston tarihi özellikleri olan bir şehir. Ama, buraya yolunuz düşerse, ben şahsen mutlaka bir “Red Sox” maçına gitmenizi öneririm. Maçlar “Fenway Park” da yapılıyor. Bostonlular, bu takım için tek yürek olmuş durumdadırlar.

Amerika Boston
Amerika Boston

TARİHİ

Boston şehrinin tarihi süreç içinde yaşadığı en önemli olay “Çay Partisi” olarak isimlendirilen olaydır. Şehrin tarihinde önemli bir yeri olan olayı kısaca anlatmak istiyorum.
16 Aralık 1773 gecesi: yüzleri kömür tozuyla boyanmış ve “Mohavk Yerlileri” kılığına girmiş, Sam Adams’ın özgürlük çocukları: 50’şerli guruplar halinde: çay kargolarını boşaltmak üzere, Griffin iskelesine demirlemiş, Dartmouth, Eleanor ve Beaver gemilerine binerler.

Kızılderili kılığındaki özgürlük çocukları: denize düşünce ıslanmaları için, çay kargolarının kasalarını açarlar ve bu faaliyetleri bir parti havasında gerçekleştirirler. Hatta: aynı anda kıyıdaki bir gurup neşeli insan da, bu partiye katılırlar. Evet, bu faaliyet, Boston tarihinde önemli bir yer tutar.

John Adams: anılarında şöyle yazar “Çayın imha edilmesi, o kadar cüretkar, kararlı, korkusuz ve inatçı bir hareketti ki; çok önemli ve uzun süre devam eden sonuçları olacaktı.”
Bu nedenle: bu hareket, sadece “Tarihi bir an” olarak kabul edilmiştir.

Şehrin tarihindeki diğer önemli bir olay “Boston Katliamı” olarak geçmektedir. 5 Mart 1770 tarihinde, İngiliz askerleri, 5 sivil Bostonluyu öldürürler. 6 kişinin de yaralandığı bu olay; bir İngiliz nöbetçi çevresinde, askerler ile Bostonlular arasındaki gergin ilişkiler nedeniyle çıkmıştır. 1 subay ve 8 asker, bu sivillerin öldürülmesiyle ilgili yargılanmışlar ve 2 asker mahkum olurken, 6 asker beraat etmiştir. Bu olay: daha büyük ve artan gerginliklerin habercisi olmuştur.

Amerika Boston

ALIŞVERİŞ

Heritage Shop’tan: eski Amerikan kaplarının birer kopyasını satın alabilirsiniz.

Faneuil Hall Marketplace: Burası: Hükümet Merkezinin kamu binaları ve yeni gökdelenler arasında inşa edilmiş, hoş bir sığınaktır. Bu merkezde: butikler, galeriler, restoranlar ve kafeler bulunuyor.

Hatta, ülkedeki en başarılı restoranların burada bulunduğu iddia edilmektedir. Çok güzel bir yer, buralara yolunuz düşerse mutlaka gitmenizi ve görmenizi öneririm. Aynalarla çevrili pasajlar ilginizi çekecektir. Yaz akşamlarında, bölge, balık fanusu şeklinde ışıklandırılan teras kafelere dönüştürülmektedir.

Merkezin ortasındaki kubbeli bina: gurme yemeklerinde uzmanlaşmış “Quincy Market” dir. “South Market” bölümünde ise: daha çok sanat galerileri, hediyelik eşya mağazaları ve mücevher mağazaları bulunur. “North Market” bölümünde ise: son moda butikler görebilirsiniz.

Eğer ünlü markalardan alışveriş yapmak isterseniz “Lechmere” bölgesindeki “Cambridgeside galleria” ya gitmelisiniz. Yine “Boylston” daki “Prudential” iyi bir seçim olabilir. Ama, iyi markaları ucuz fiyatlarla satın almak isterseniz, bu kez “Wrentham” bölgesindeki “Qoutlet” e gitmelisiniz ki, buraya ulaşım, yaklaşık 40 dolardır ama gittiğinize değecektir.

Boylston ve Newbury caddeleri bayağı uzundur. Boylston caddesindeki “Marchall” mağazasına mutlaka uğramanızı öneririm, çünkü, en gözde markalar, burada gayet ucuza bulunabiliyor.

Amerika Boston

GECE HAYATI

Boston şehrinde, bir gece bir şeyler içmek isterseniz “Cheers” barı önerebilirim. Burası, çok popüler bir mekandır. Blues müzik dinlemek isterseniz “Walley’s” e gitmelisiniz.

NE YENİR

Boston şehrinde bir restoran önermem gerekirse “Fire and İce” olacaktır. Bu restoranın açık büfe konseptinde: et, sos, makarna, sebze ve daha ne istiyorsanız çiğ olarak tabağınıza dolduruyorsunuz ve ortadaki kocaman fırının yanında duran elemana teslim ediyorsunuz. Eleman, gözünüzün önünde, yiyecekleri istediğiniz gibi pişiriyor ve pişmiş halde size servis yapılıyor.

Deniz ürünleri tatmak isterseniz, bu kez “Legal Sea Food Restoran” önerebilirim. Yine deniz ürünleri tercih edenler için “Tavern on the Water” önerebilirim. Menüsü genellikle deniz ürünlerinden oluşan bu restoran ve bar, Boston şehir manzaralıdır, özellikle akşamları muhteşem güzeldir.

NE İÇİLİR

“Samuel Adams” Boston şehrinin en büyük bira markasıdır. Aslında birçok bira çeşidi bulunmasına rağmen, bu markayı tercih etmenizi önerebilirim. Ayrıca “Blue Moon” da düşünebilirsiniz.

Amerika Boston

FESTİVALLER

Patriot’s Day

19 Nisan tarihine en yakın Pazartesi kutlanan bu günde: 1775 Bağımsızlık savaşlarının başlaması kutlanır ve uluslar arası “Boston Maratonu” koşulur.

Berkshire Müzik Festivali

Temmuz ve Ağustos aylarında kutlanılır.

Thanks giving Celebration

Şükran günü kutlamaları, Kasım ayının son Perşembe günü yapılır.

Amerika Boston
Amerika Boston

FREEDOM TRAİL

Bu bir turistik gezidir. Başlangıç noktasında, zeminde bir metal tabela bulunmaktadır.
Şehir merkezinden, Boston Commons Park yanındaki altın kubbeli “Massachusetts State House” den başlar ve Charles ırmağını geçerek, US Constitution gemisine kadar devam eder. Yaklaşık 4 km. lik bu turu, yürüyerek kendi başınıza da yapabilirsiniz.

Bu tur üzerinde: Quincy market ve Nord End gibi kiliseleri görebilirsiniz. Ayrıca, şehrin tarihi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Çünkü; Bostonlular, İngiliz işgalinin ardından bağımsızlıklarını kazanırken büyük mücadele vermişler ve bunun ile gurur duymaktadırlar.

Evet: Freedom Trail, 2.5 km. uzunluğunda, kırmızı tuğlalı, 16 ulusal önemli tarihi yeri görmenizi sağlayan, iz boyalı bir yürüyüş yoludur. Bu yol üzerinde yürürseniz görebilecekleriniz: müzeler, kiliseler, toplantı evleri, parklar, gemiler.
Rehberli tura katılırsanız ücret: büyükler için 13 dolar, çocuklar için 7 dolardır.

Amerika Boston

DUCK TOUR

Bu da bir tur güzergahıdır. Bu turda, 1.5 saat içinde, bütün Boston şehrini gezmek mümkündür. Ama, gezide kullanılan araçlar muhteşem ilginçtir. 20 dakikalık nehir turunu da içine alan bu gezi: Normandiya çıkartmasında kullanılan tanklar üzerinde değişiklik yapılarak yeniden düzenlenen araçlar ile yapılıyor.

Araçların kaptanları gayet ilginç kişilerden oluşuyor. Kimisi korsan kılığına girmiş, kimisi caz söylüyorlar. Bu araçlara “Duck” denilmesinin sebebi, yolcuların her birine, ördek sesi çıkaran birer düdük dağıtılması ve yolcuların bu düdükleri tur boyunca çalmalarıdır. Evet, biniş ücreti 30 dolar. Ama değişik bir deneyim düşünenler için kesinlikle ilginç gelecektir.

Amerika Boston
Amerika Boston
Amerika Boston

BOSTON COMMON

Tremont, Boylston ve Beacon sokaklarının arasındadır. Company:burayı William Blackstone isimli şahıstan, 1634 yılında satın almıştır. Çünkü: Blackstone: Pürit bölgesinden geldiğinden beri burayı satmaya kararlıdır.

Burası: eski Püriten günlerinde, Bostonluların tütün içmelerine izin verilen, toplumsal yerlerden birisidir.

Günümüzde ise, burada beyzbol ve futbol maçları düzenlenmektedir. Güneşli bir günde “Dunkin Donults” dan kahvenizi alıp, burada çimlere uzanabilirsiniz. Hatta: sincapları izleyebilirsiniz. Amerika’nın diğer bütün yörelerinde olduğu gibi, burada da sokak hayvanları kedi-köpek değil, sincaplardır.

Evet, buraya giriş ücretsizdir.

Amerika Boston
Amerika Boston

BUNKER HİLL ANITI VE MÜZESİ 

Boston National Historical Park alanı içindedir. Evet, 221 metrelik bu granit anıt, Amerikan Devriminin ilk büyük savaş alanını işaretlemektedir. Burada: 17 Haziran 1775 günü, İngiliz askerleri ve vatansever güçler, Charlestown yarımadası üzerinde savaşmışlardır.

Anıtın hemen karşısında “Bunker Hill Müzesi” bulunmaktadır. Müzede: savaşın hikayesini ve onun anısına yapılan anıtın hikayesini ve Charlestown toplumunun tarihini anlatan sergiler bulunmaktadır. Ayrıca; müzede 360 derecelik “Cyclorama” savaşı duvar resimleri görülebilir.

PUBLİC GARDEN

Common’un batısındadır ve 19’ncu yüzyılda, Charles ırmağının güneyindeki bataklıkların kurutulması sonucunda yapılmıştır. Buradaki küçük ve zarif çiçek bahçeleri, Amerika’nın ilk botanik bahçesini oluşturmuştur. Ortadaki yapay göl alanında ise, yazın tekneler ile gezinti yapılmaktadır. Kışın ise, yine bu yapay göl, buz pateni alanı olarak kullanılmaktadır.

Amerika Boston

PARK STREET CHURCH

Yapı: 1809 yılından kalmadır ve çan kulesi, beyaz rengiyle dikkat çeker. 1812 yılında, savaş sırasında, kilise barut deposu olarak kullanılmıştır. 1829 yılında ise, kölelik karşıtı “William Lloyd Garrison” un, buradaki kürsüden yaptığı konuşmalar, yapının geçmiş tarihinde önemli bir anı olarak hatırlanmaktadır.

Kilisenin çan kulesi 217 metre yüksekliktedir ve uzun yıllar, Boston şehrinin en yüksek noktası olmuştur.

Günümüzde, her Pazar yaklaşık 1500 kişi, buradaki ayine katılmaktadırlar. Ama, geçmişte, sosyal adalet ve insan hakları konularında, buranın büyük rolü olmuştur. Cezaevi reformu, eğitim, kadınların oy hakkı, kölelik karşıtlığı ile uğraşmak gibi birçok faaliyet burada şekillendirilmiştir.

1816 yılında, burada, okumak-öğrenmek için, çalışan çocuklara yönelik Amerika’nın ilk Pazar okulu açılmıştır. Ayrıca: Hayvan kurtarma ligi, yani Amerika’nın ilk hayvansever insan toplumu burada şekillendirildi.

OLD GRANARY BURİAL GROUND-ESKİ MEZARLIK

Kilisenin mezarlığında: Boston katliamının kahramanları ve Bağımsızlık Bildirgesini imzalamış kişiler yatmaktadırlar.

Amerika Boston

KİNG’S CHAPEL

Burası, kolonilerin ilk taş kilisesidir. İlk olarak 1686 yılında inşa edilmiştir ve New England bölgesinin ilk resmi kilisesidir.

Mevcut bina ise: 1754 yılında yapılmıştır. Dış mekanda: granit duvarlar ve kolonlu revaklar dikkati çekmektedir. İç mekan ise: kırmızı ipek kumaşlı oturma sıraları ve 1719 yılından kalan vaiz kürsüsü ile dikkati çekmektedir ki bu kürsüden günümüze kadar 31.000 üzerinde verilen vaaz verildiği söylenir.

Kilisenin eski konukları arasında bulunanlar şunlardır: Oliver Wendell Holmes, George Washington, Ben Franklin, John Hancock, Paul Revere.

Amerika Boston

OLD SOUTH MEETİNG HOUSE

Burası aslında bir kilise olarak yapılmış olsa da, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Boston şehrinin işgali sırasında, İngilizler, kürsüyü ve sıraları yakarak, burayı binicilik okulu olarak kullanmışlardır. Ancak, yine de bir kısım ağaç işleri günümüze kadar kalmayı başarmıştır.

Yapının tarihi süreçteki önemi şudur: İngilizlerin çay vergisi üzerine, 5000 kızgın sömürgeci, bu vergiyi protesto etmek için, 16 Aralık 1773 tarihinde burada toplanmışlardır. Böylece, Boston Çay Partisiyle devrim başlamıştır.

Günümüzde burada görebilecekleriniz şunlardır: John Hancock’un portatif yazı masası, köle ve şair Philips Wheatley tarafından ilk baskısı yapılan 1773 kitap, ayrıca daha birçok devrimci eserler ve tarihi belgeler ile çay yapraklarıdır.

Evet, bu kilise, devrimci bir toplantı yeri ve konuşmalar için sığınak olmuştur. 1876 yılında yıkılma durumu ile karşı karşıya kalan yapı: ülkenin ilk başarılı koruma çabaları ile yıkımdan kurtulmuştur.

Giriş ücretlidir, büyükler 6 dolar, çocuklar 5 dolar ödeyerek girebilirler.

OLD STATE HOUSE

Washington sokağının sonunda, İngiliz valinin ikametgahı olarak kullanılan bu yapı bulunur. Yapı: günümüzde de “kraliyet armasının aslanı” ve tek boynuzlu atı ile süslüdür. Ancak, bunlar 1776 Bağımsızlık gününde yakılan orijinallerinin kopyalarıdır.

Boston katliamı: binanın “Congress Street” tarafında meydana gelmiştir. Devrimin ilk şehidi olarak kabul edilen, Afro-Afrikalı “Crispus Attuck”un vurulduğu yerde bir anıt bulunmaktadır.

Amerikan Devrimine giden ilk yıllarda, burası, Kraliyet hükümeti koltuğu, Massachusetts Meclisi ve Yüksek Yargı Mahkemesi gibi üç önemli devlet kuruluşunun buluşma yeriydi. Aynı zamanda, sömürge Boston deniz ticaretinin önemli bir borsası konumundaydı.
Giriş ücretlidir. Yetişkinler 7.5 dolar, çocuklar için 6 dolar ödemek gerekir.

Amerika Boston
Amerika Boston

FANHEUİL HALL

Boston National Historical Park alanı içindedir.

Burası: yaldızlı duvarları, rüzgargülü ve kırmızı tuğlalı mimarisiyle “Özgürlük Beşiği” olarak dikkati çekmektedir.

Vatanseverler, buranın ikinci katında, İngiliz işgaline karşı sık sık toplanırlarmış. Burası: 1761 yılında yanar ve 1742 yılında yeniden inşa edilir. 1763 yılında ise, vatansever Sam Adams ve arkadaşları, koloniler üzerindeki vergilerin kaldırılması için toplantılar düzenlemişlerdir.

Buradaki salonda konuşanlar arasında: Susan B. Antony, Frederik Douglass ve John F. Kennedy de bulunmaktadır. Susan Antony: burada hem kadınların hem de kölelerin köleliğine karşı bir konuşma yapmıştır.

NORTH END

Fan Hall’dan, Fitzgerald Expressway’ın altındaki Union ve Marshal sokaklarından geçerek yürüdüğünüzde, günümüzde, İtalyanların renkli bir merkezine ulaşmak mümkündür. Burada: çatı katları bahçeli, sevimli evlerin arasından geçerken; taze makarna, mağazalar, rengarenk manavlar ve pizza salonlarını görebilirsiniz.

Amerika Boston

PAUL REVERE HOUSE

1676 yılındaki korkunç yangından sonra inşa edilen ve Boston şehrindeki en eski ev olan, ahşap çerçeveli bu ev ilginizi çekebilir. Paul Revere isimli devrimci kahraman, tarihi yolculuğuna çıkmadan 5 yıl önce, yani 1770 yılında buraya taşınmıştır.

Burada: Revere ailesinin eşyalarını görmek mümkündür. Bir oda: ilk sahibinin zamanındaki eserlerle döşenmiştir. Ev: 20’nci yüzyıl başında restore edilerek, 1908 yılında ziyarete açılmıştır.

Giriş ücretlidir, büyükler 3.5 dolar, çocuklar 3 dolar ücret ödeyerek burayı gezebilirler.

Amerika Boston

USS CONSTİTUTİON

Amerika’nın ilk savaş gemisidir. Gemi ilk olarak, 21 Ekim 1797 tarihinde tamamlanmıştır. Amerika’nın büyüyen denizcilik çıkarlarını korumak için, George Washington tarafından siparişi verilen, 6 gemiden birisidir. Bu gemi: 1812 yılında, 4 İngiliz gemisini yenerek, Amerika için ulusal bir simge haline gelmiştir.

Amerika Boston

OLD NORTH CHURCH

Bina: 1723 yılında yapılmıştır. Boston şehrinin Mesih kilisesi olarak bilinmektedir. Boston şehrinde duran en eski kilise yapısıdır.

Paul Revere’nin evinin hemen arkasında bulunan kilisenin: 1954 yılındaki fırtınada yıkıldıktan sonra restore edilen kulesinde: 1755 yılında, İngilizlerin harekete geçtiğini haber vermek için kullanılan iki fener bulunmaktadır.

18 Nisan 1775 tarihinde yaşanan bu olay, Amerikan Devrimini tutuşturmakta yardımcı olması açısından önemlidir.

Kilise içinde, oturma yerindeki sıra arkalarının çok yüksek olması ilginizi çekecektir. Bunun sebebi: kışın, soğuk hava akımının bina içinde dolaşımını engellemektir.
Giriş ücretlidir, giriş ücreti 3 dolardır.

BEACON HİLL

Burası, Hükümet Merkeziyle Common arasında sıkışmış bir mahalledir. Burada şehrin en eski havasını yakalamak mümkündür. Özellikle: sedir ve kestane ağaçlarıyla dolu “Mount Vernon Street” ilgi çekmektedir. Amerika’nın ilk yerel mimarı olan Bostonlu Charles Bulfinch; 1790’larda burada Federal tarz evler geliştirmiştir. Bu kırmızı tuğlalı evler, sade ön cepheleriyle dikkat çekerler.

LOUSBURG SQUARE

Burası da bir mahalledir ve burada bulunan genellikle üç katlı olan evler; çitle çevrelenmiş bahçeleriyle Londra evlerini anımsatmaktadır.

BACK BAY

Public Garden bölgesinin batısındaki bir mahalledir. Burada, şehrin zengin tüccarları, Victoria döneminin mimari izlerini taşıyan binalarda oturmuşlardır. Denizin doldurulmasıyla elde edilen bu bölge: günümüzde, şık butikler ve sanat galerileriyle canlandırılmıştır.

JOHN HANCOCK TOWER VE PRUDENTİALNLERİ

Her iki yapının da en üst katlarında; mükemmel gözlem terasları bulunmaktadır. Ancak: mimari açıdan, I.M. Pei’nin şık tasarımı olan ve aynalarla süslü “Hancock Tower” daha önem kazanmaktadır.

Asansörle 30 saniyede çıkılan, 60’ncı kattan: çok uzaklara ve hatta New Hampshire dağlarına kadar olan manzara izlenmektedir.

TRİNİTY CHURCH

Copley Square bölgesindedir. Bu anıt: Amerika’da, 19’ncu yüzyıl Avrupa ortaçağ dönemini vurgulayan bir örnektir. Yapının mimarı Henry Hobson: yaptığı yapının, 11’nci yüzyıl Fransız Romanesk tarzının özgün bir örneği olduğunu söylemiştir.

Yapının batısındaki revak bölümünde “Provans”, ortadaki kulesinde ise “İspanyol, Salamanca” özellikleri görülmektedir. Genel olarak ise, mimari stil olarak “Richard Romaneski” olarak adlandırılmıştır. İç mekanın zengin dekorasyonu görülmeye değerdir. Hatta: ışıklan yandığında görüntü daha muhteşem olur.

Amerika Boston

BOSTON PUBLİC LİBRARY

Boyston Street üzerindedir. Yapı yaklaşık 150 yıllık bir geçmişiyle ilgi çekmektedir. Bu mimari ve sanatsal güzellik yanında, yapının içinde, 6-7 milyon civarında kitap bulunduğu söyleniyor. Avlusundaki havuz mutlaka ilginizi çekecektir.

Bunun dışında: Charles Follen McKim ve Philip Johnson gibi heykeltıraşların ve ressamların birçok eserinin görüldüğü turlar da düzenlenmektedir. Gönüllü rehberler tarafından verilen bu turlar ücretsizdir. Ancak randevu almak gerekir. Turlar: McKim binasının lobisinde başlar.

Amerika Boston

MÜZELER

Müze ve sanat seviyorsanız, bu şehre ulaştığınızda, en baştan, parayı verip bir “Cittypass” satın almalısınız. Bununla: Harvard Natural History Museum, Skywalk Observatory, Fine Arts Museum gibi pek çok müzeye, ucuz ücretler ödeyerek girebilirsiniz.

Amerika Boston

MUSEUM OF FİNE ARTS-GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

465 Huntington Avenue bölgesindedir.
Burada, ülkenin en iyi koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Sergilenen eserler: Amerika, Avrupa ve Asya eserleri olarak bölümlere ayrılmıştır.

İSABELLA STEWART GARDNER MUSEUM

280 The Fenway bölgesindedir.
Buradaki muhteşem Avrupa eserleri koleksiyonu “Venedik” yapılarını anımsatan bir müze binasında sergilenmektedirler.

CHİLDREN MUSEUM-MUSEUM WHARF

Müze: 308 Kongre Street Çocuk Rıhtımındadır.
Burası daha çok çocuklara yönelik etkinliklerin olduğu bir müzedir. Çocuklar, burada: bir Japon evini ziyaret edebilirler, dev gibi kabarcıklar üfleyebilirler veya çok aşamalı bir labirente tırmanabilirler. Burada: ayrıca kapalı bir oyun alanı ve küçük çocuklar için bir “süpermarket” bulunmaktadır.
Giriş ücretlidir. Büyükler 14 dolar, çocuklar 14 dolar ücret ödeyerek girebilirler.

COMPURET MUSEUM

Çocuk müzesiyle aynı binada bulunmaktadır. Burada: bilgisayar tarihine bir bakış sunulmaktadır. Bu esnada ise: çok uygulamalı bir gezi yapılır.

Amerika Boston

BEAVER II. TEA PARTY SHİP

Burası: Fort Point Channel’de, Congres Street köprüsü üzerindedir.
Burada: çay üzerine konulan vergileri protesto etmek isteyen Bostonluların baskınına uğrayan, 3 İngiliz gemisinden birinin, gerçek ölçülerde bir benzeri bulunmaktadır.
Burada, canlı aktörler, ileri teknoloji, etkileşimli sergiler, otantik restore çay gemi, çoklu belgeseller duyup, olayı hissetmeniz sağlanıyor. Gemiyi keşfederken, sömürgecilerle tanışıyorsunuz ve 16 Aralık 1773 gecesi yapıldığı gibi, çay kutuları denize atılıyor.

Amerika Tarih

Amerika Tarih

Amerika Tarih:

Amerika tarihi denilince, ilk önce, elbette “yerliler” akla gelir. Çünkü, yerliler bu ülkede: 25 bin, beklide mamutlar ve bizonlar, günümüzde bataklık olan “Bering Boğazı” üzerinde, yeni otlaklar bulmak üzere “Sibirya” dan ayrıldığından beri, neredeyse 40 bin yıldır atalarının avcı ve balıkçı göçmen olarak günümüzdeki Alaska’dan tüm ülkenin içlerine yayıldıkları zamanlara kadar, buradalar.

Amerika kıtasına: ilk gelen ve yerlilerin ataları olan avcı ve balıkçı göçmenler; yüzyıllar süresinde, Pasifik kıyılarına ve kıtanın içlerine ilerlediler. MÖ.500 ve MS.500 yılları arasında: Hopiler ve Zunniler: New Meksiko ve Arizona bölgelerinde, kerpiç duvarlı evlerin bulunduğu köyler kurdular ve tarım yaptılar.

1500’lü yıllara gelindiğinde ise, Rock Mountains (Kayalık dağlar) ve Mississipi Nehri ormanları arasında dolaşan “ova yerlileri” görülür. Doğu bölgelerinde yaşayan yerliler: kabak, mısır, fasulye, tütün eken ve yetiştiren yetenekli çiftçiler olarak gündeme gelirler.

Evet: Amerika kıtasındaki bu yaşam tarzı devam ederken: kıtaya dışarıdan girenler olur. Tarihçilere göre: Grönland bölgesinde yaşayan Eskimolar: 1001-1015 yılları arasında kıtaya ayak basarlar ama iz bırakmadan tekrar kaybolurlar.

Diğer tarihi kayıtlara göre, kıtaya ilk gelen yabancı: 6’ncı yüzyılda yaşamış bir İrlandalı olan rahip St. Brendan’dır.

11 Ekim 1492 tarihinde, Cenovalı gemici Kristof Kolomb: Miami sahillerinden yalnızca 380 km. uzakta bulunan “Bahamalar” da bir adayı görür.

Evet, bundan tam 5 yıl sonra: bir başka Cenovalı denizci John Cabot: Kral VII Henry adına, yeni kıtaya ayak basar.

Ama: kıtanın ismi; üçüncü İtalyan kaşif olan “Americo Vespucci” den gelir.

1513 yılında

Amerika Tarih: İspanyol kaşif Juan Ponce de Leon: “Edebi Gençlik Çeşmesi” ni ararken, kıta ile Avrupa’nın ilk bağlantısını gerçekleştirir. Kendisi: Florida sahillerini bulmuştur.

1565 yılında: İspanyollar, Kuzey Amerika’daki ilk daimi yerleşim yeri olan “St Augustine” de bir kale yaparlar. İspanyollar, bu keşifleri sırasında: ülkenin diğer bazı yerlerine de ulaşırlar ki, buralar: New Meksixo, Texas, Missisipi Nehri’dir. Ancak: yine İspanyollar, yeni kıtaya: cesaret, vahşet ve medeniyetin karşı konulmaz bütünlüğünü getirirler.

Yerliler: bu keşifler sırasında, yeni gelen yabancılara yenilirler. Çünkü: yabancılar birliklerinde, Avrupa hastalıkları getirmişler ve silah üstünlüğü gücünü ortaya koymuşlardır. Ancak, yerlilerin, kendi aralarında birleşememeleri de yenilmelerinin en başlıca sebebidir.

Çünkü, her kabile, diğer kabileyi, potansiyel düşman olarak görüyordu. Avrupalılar: müttefikleri yerliler için “Tanrı tarafından gönderilenler” olarak görülüyorlardı.

Derken, 1607 yılında İngilizler, Amerika’yı kolonileştirirler. Jamestown; Virginia’da ilk yerleşim yerini kurar.

11 Kasım 1620 tarihinde: “Mayflower” bölgesindeki bir kısım ayrılıkçı: Massachusetts’e gelirler. Burada: kıtaya dışarıdan gelen göçmenler tarafından hazırlanmış önemli bir anlaşma, çoğunluk tarafından kabul edilir. Mayflower isimli bu anlaşma: kanunlara karşı herkesin uyması gerektiğini belirtmektedir ve Amerikan demokrasisinin ilk tohumları bu anlaşma ile atılır.

Göçmenler: Plymouth körfezinde: yerlilerden: balık avlamayı ve mısır yetiştirmeyi öğrenirler. Ancak, yörede yaşanan ilk sert kış mevsiminde: bu göçmenlerin yarısı ölür. Ancak, ardından Ekim dönemindeki verimli bir hasat: kalan göçmenler için umut kaynağı olur. Yerliler ve kalan göçmenler: yabani hindi ve su kuşundan oluşan, 3 gün süreli bir ziyafet vererek kutlamalarda bulunurlar. Bu kutlamalar: “İlk Şükran Günü” olarak bilinir.

1630-1646 yılları arasında

Amerika Tarih: Pek çok gurup: yeni şehir oluşturmak için, New England bölgesine giderler. Burada, yerel düzenlemeler kararlaştırılır ve toprak sahipleri, şehir toplantılarında memur olarak seçilirler.

Ancak, zamanla aralarında çatışmalar çıkar. Daha batıda: Rhode Island ve Connecticut bölgelerindeki yeni topluluk kurma girişimleri başarılı olur. Böylece, yeni kıta Amerika hareketlenmeye başlar.

1626 yılında: Manhattan yerlileri: adalarını, Hollanda Batı Hindistan Kumpanyasına: 24 dolarlık boncuklar karşılığında satarlar. Böylece, yeni ada: New Amsterdam adı ile: klasik bir denizci kenti haline gelir.

Yeni kentte: meyhaneler, kaçakçılar ve aylaklar ortaya çıkar. Bunun üzerine: ruhban sınıfı ve halk, geceleri Manhattan bölgesinde dolaşmayı güvenli bulmazlar. Evet, Hollandalılar Manhattan bölgesine rağmen, enerjilerini “Doğu Hindistan” bölgesinde yoğunlaştırdıklarından, buraya gereken önemi vermezler.

Ancak, akıllı New England’lılar: kıta içinde yayılmaya devam ederler, Westchester ve Long Island bölgelerine doğru aşağılara inerler. 1664 yılında: İngiliz filosu ile, Hollandalı vali Peter Stuyvesant arasında: New Amsterdam bölgesinin, New York olması kabul edilir. Bölge, Hollandalılar tarafından terk edilir, yalnızca Rooseveltlerin de bulunduğu birkaç Hollandalı aile, bölgede kalırlar.

Bu sırada: 1608 yılından beri, Mississipi nehri üzerinde kunduz postu ticareti yapan Fransızlar, keşif seferleriyle bu kürk ticaretin geliştirirler. 1682 yılında, Fransızlar Louisina şehrini kurarlar.

Aynı yıl: William Penn: Philadelphia bölgesinde bir koloni kurar. Londralı bu şahıs: eyaletini serbest ticaret ve hoşgörü limanı haline getirir. Böylece: bölgede bulunan İsveçli, Finlandiyalı ve Hollandalılara: İngiltere, Fransa ve Almanya’dan gelen göçmenler katılır. Böylece: Amerika kıtasında etnik birliktelik, yaşam başlamış olur.

18’nci yüzyıl ortalarına gelindiğinde

Amerika Tarih: İngiltere, büyük oranda güç kazandığından, Londra hükümeti: Amerikan kolonilerinden savunma ve korumaya katkı sağlamalarını ister. Koloniler, dış ilişkilerde Londra hükümetinin otoritesini kabul etmekte olsalar da, İngilizlerle aynı haklara sahip olacakları düşüncesiyle bunu kabul ederler.

1764-1767 yılları arasında getirilen bir kısım özel vergileri ve gümrükleri gördüklerinde, İngiliz olmadıklarını, İngiliz sayılmadıklarını anlarlar. Bu günlerde, Güney Carolina lideri Chistopher Gadsden: “New Englandlı, New Yorklu değil, hepimiz Amerikalıyız” diyerek, kaçınılmaz sonucu belirler.

New York, Charleston ve Boston’da kurulan ve “Özgür çocuklar” olarak isimlendirilen guruplar: İngiliz kraliyet vergi toplayıcılarına saldırırlar ve çatışma çıkar. Boston’da: propagandacı ve tahrikçi olarak bilinen Samuel Adams: sevilmeyen memurların asıldığı bir karaağaç olan “Özgürlük Ağacı” çevresinde danslar başlatır. Hoşnutsuzluk tüm kıtada yapılmaya başladığında, İngilizler, Boston’a 2 alay asker gönderirler.

Mart 1770 tarihinde: kalabalık, Boston Gümrük Binasının önündeki korumaları, kartopu yağmuruna tutar. Saldırılan şiddetlenir ve İngilizler ateş ederek, 4 Bostonluyu öldürürler.

Gümrüklerin çoğu kaldırılır ve bunu 3 yıllık bir huzur dönemi izler. Fakat: çay üzerindeki gümrük kalmıştır. Birçok yerde boykotlar düzenlenirken: Sam Adams’ın Özgür Çocukları: Boston Limanındaki 3 İngiliz gemisine binerler ve kargoları denize atarlar. 1773 yılındaki bu olay: yani tarihi “Boston Çay Partisi” duyulunca, İngiliz kralı III. George şunları söyler “Koloniler ya boyun eğmeli ya zafer kazanmalı”

İngiltere baskıcı önlemlerini arttırır ve bunun üzerine Amerikan kolonileri muhalefeti organize etmek için: Eylül 1774 tarihinde, Philadelphia’da ilk “Kıta Kongresi” ni düzenler.

Massachusett bir sefer daha öncülük ederek “Bağımsız bir devlet” olduğunu ilan eder ve her türlü İngiliz müdahalesine karşı, silah ve cephaneyle direnme için hazırlıklara başlarlar. İngilizler bunun üzerine Boston bölgesine 12 bin asker gönderirler. Nisan 1775 tarihinde: isyancılarla anlaşmak üzere temsilciler seçilir.

Bu arada: vatanseverlerin habercisi Paul Revere: İngilizlerin Concord bölgesine ilerlediğini haber vermek için “Middlesex” kasabalarından ve tarlalarından geçer. İlk direniş: Lexington bölgesinde başlar ve savaşa hazır çiftçiler: İngiliz askerleriyle Concord’daki köprüde karşılaşırlar ve bütün dünyada yankı uyandıran çatışma başlar.

Evet bu savaşta

Virginialı George Washington başkomutan olarak görev yapar. Yeni kurulan kıta ordusu Bunker Hill’deki ilk meydan savaşında: 2200 askerin 1000 kadarı şehit olur ve bu büyük kayıplar sonucunda, İngilizler zafer kazanırlar.

Ancak: İkinci kıta kongresinde de, bağımsızlık istenmesine rağmen, bir kısım kolonistler, İngilizlerle irtibatın koparılmamasından yanadırlar. Ancak, bu sırada, Boston’un İngilizler tarafından boşaltılması, bağımsızlık yanlılarını bir araya getirir. 4 Temmuz 1776 tarihinde: Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin amacının “Yaşam, özgürlük ve huzurun sağlanması” olduğunu ilan eden “Bağımsızlık Bildirgesi” imzalanır.

Ancak, savaş ve çatışmalar 7 yıl daha süregelir. Daha sonra Amerikalılar tarlalarına geri dönerler. İngilizler, Ağustos 1776 tarihinde yapılan “Long Island” savaşından sonra, New York bölgesinin kontrolünü ellerinden bırakmazlar. Eylül 1777 tarihinde, Philadelphia İngilizler tarafından ele geçirilir.

Bunun üzerine, Amerikalılar, Fransızlarla yeni bir stratejik ortaklığa girerler. İngilizler zaferler kazanarak Atlantik kıyılarını kontrolleri altına alırlar. Amerikan askerleri ise, yolları üzerindeki İngiliz karakollarını düşürerek, Kuzeye, Virginia bölgesine doğru ilerlerler. Fransız destekli Amerikan askerleri, burada 15 bin askerli İngiliz ordusunu yenerler ve Lord Cornwallis’in İngiliz askerleri teslim olurlar.

Benjamin Franklin tarafından sürdürülen 2 yıllık barış görüşmelerinden sonra, 2 Eylül 1783 tarihinde “Paris Anlaşması” imzalanarak savaş bitirilir.

New York, yeni Amerika Birleşik Devletlerinin ilk başkentidir.

George Washington: 30 Nisan 1789 tarihinde, Wall Street’e bakan bir balkonda: törenle başkanlık görevini devralır. 1790 tarihinde yapılan ilk nüfus sayımında: yaklaşık 4 milyon olan nüfusun 700 bin kişilik bölümünün, siyah kölelerden oluştuğu görülür. Bunun üzerine, bütün kölelerin azat edilmesine karar verilir.

1800 yılına gelindiğinde, Jefferson başkan seçilir. Ertesi yıl, yeni başkent olarak “Washington” şehri seçilir. 1812-1814 yılları arasındaki iki yıllık süreçte, İngilizler ile yeniden savaş çıkar. Amerikalılar, Kanada ülkesine girerek yerli kabilelerinden “Şavni” kabilesinin reisini öldürürler, binaları yakarlar ve kasabaları kuşatırlar. Bunun üzerine, İngilizler, misilleme yaparlar, Washington şehrine saldırıp, Beyaz Saray’ı ateşe verirler.

General Andrew Jackson: yerliler ve İngilizler ile yapılan çatışmalarda, yaptığı korkunç saldırılar ile ün kazanır. Başkan James Monroe: Avrupalıları, Kuzey ve Güney Amerika’dan, ellerini çekme konusunda yaptığı uyarı ile dikkat çeker.

Jackson dönemi: 1829-1840 yılları arasında devam eder. Jackson, Amerikan sınırlarını batıya doğru iter. Amerika’nın Pasifik’e yönelişi, ulusun “kaderinin ilanı” olarak kabul edilir. Diğer bir kısım Amerikalı ise, sınırların dışına Meksika ve Texas topraklarına göç ederler. 1845 yılında, Texas bağımsız bir eyalet olarak, Birleşik Devletlere katılır.

1848 yılına gelindiğinde

Amerika Tarih;

Sert ve yayılmacı Başkan James Polk: Meksika’ya savaş açar ve sonunda: California, Utah, Nevada ve Arizona’nın bir bölümü ve New Mexico, Wyoming ve Colorado bölgelerini kazanır. Tüm bunlar için, Amerikalılar toplam 15 milyon dolar para öderler.

Batı’ya doğru genişleme dönemi bitince, büyüyen kölelik sorunu gündeme gelir. Köleler: Güney Eyaletlerinde, nüfusun % 40’nı oluşturmaktadırlar. Güney bölgelerinde, pamuk tarlalarında köleler çalıştırılmaktadır.

Ancak, zamanla kölelerin masrafı, pamuktan elde edilen geliri aşmaya başlamıştır. Güney Caroline ve Virginia bölgelerinde isyanlar çıktığında, acımasız baskılar ve sokağa çıkma yasakları uygulanmaya başlanır. Köle sahipleri gece-gündüz devriyeler düzenlediler ve kölelerin okuma-yazma öğrenmeleri yasaklandı.

1840 yılına gelindiğinde, Kuzeyde köleliğin kaldırılmasını destekleyenlerin sayısı hızla arttı. 1850 yılına gelindiğinde, köle Eyaletleri: federal hükümetin müdahalesi olmadan iç işlerinde karar alma yetkisinde ısrar ediyorlardı.

1854 tarihide, kölelik karşıtı “Cumhuriyetçi Parti” kuruldu. 1860 yılında, Başkanlık seçimleri, Kuzeyle birlik tutuldu. Abraham Lincoln, başkan seçildi.

1861 yılında: Amerikan Konfederasyon Devletleri, Jefferson Davis’i kendi başkanları olarak seçtiler. 12 Nisan 1861 tarihinde: Güney Carolina askerleri, Birleşik Devletlerin Fort Sumter askeri üssüne ateş açmaları üzerine, iç savaş başladı.

Savaş yaklaşık 4 yıl sürdü. Amerikalıların Amerikalılara karşı olan bu savaşında: binlerce insan öldü.

Zaferi Kuzey kazandı. Savaş sonunda: Kuzey zenginleşti ve yeni bir sınıf doğdu. Takip eden 10 yılda, binlerce göçmen Kuzeye aktı. Kölelik bitirilmesine rağmen, azat edilen köleler, yine de Güneyin aşağılayıcı siyah kanunları ile karşı karşıya kaldılar.

1914 yılına gelindiğinde

Amerika’nın, dünyanın önde gelen endüstri devlerinden bir olduğu görülür. Demiryolları, kömür, demir, petrol ve pek çok tarımsal kaynak: dünyanın daha önce tanık olmadığı bir zenginlik getirmiştir.

Nüfus: 1860 yılından 1920 yılına kadar, 31 milyondan 106 milyona yükselmiştir. Çünkü: birçok Avrupalı, Amerika’ya göçmüştür.

1867 yılında, Amerika, Alaska’yı Rusya’dan satın alır. Hawai’yi topraklarına katar. Eski uluslar, Avrupa sahnesinde savaşırken, Amerika dünya sahnesi için hazırdı. Müttefiklere, Almanlara karşı kazanılan zaferde yardım eden Amerika, daha sonra uluslar arası barış ve mağlup devletlere karşı hoşgörülü tavrı ile dikkati çeker.

1920’li yıllar, güzel günlerin geri dönüşüydü. Caz, radyo, sessiz filimler ve on yılın sonunda sayıları 26 milyona ulaşan arabalar.

Büyük şehirlerin, göçmenler nedeniyle büyümesi ve genişlemesi, Amerika’nın eski kırsal ve küçük kasaba prensibini tehdit etmeye başlamıştı. 1929-1932 yılları arasındaki büyük ekonomik bunalım döneminde, binlerce banka kapandı.

1933 yılına gelindiğinde, nüfusun üçte biri işsizdi. Meyve, sebze ve hububat bol iken, insanlar aç kaldılar. Kömür yığınları tepeleme büyümüş iken, insanlar ısınamıyorlardı. Amerika, organizasyon ve refah meziyetlerinde yenilgiye uğramıştı.

1940 yılına gelindiğinde, Hitler’in Avrupa’daki hamleleri, tarafsız kalmayı yeğleyen Amerika’nın bu tarafsızlık düşüncesini yeniden yargılamasına neden oldu. Kongre, Birleşik Devletler Ordusu ve müttefiklere yardım için 37 milyon dolar ödenek ayırdı. Japonların 7 Aralık 1941 tarihindeki “Pearl Harbor” saldırısı, tarafsızlık konusundaki tüm düşünceleri sona erdirdi.

Birleşik Devletler: Almanya ve Japonya’ya karşı yapılan savaşta müttefiklerine esirgemeden insan gücü ve para desteği verdi. Yaşam standartları, savaş süresince hep yüksek kaldı.

Amerika Tarih:

Nisan 1945 tarihinde, Roosvelt ölünce, yeni başkan olarak Harry Truman seçildi ve Japonya’ya karşı, savaşı bitiren atom bombasının atılması kararını, Truman vermek zorunda kaldı.

1960 yılına gelindiğinde, Martin Luther King liderliğindeki Afro-Amerikalılar: sonunda kendilerine yüz yıl önce vaat edilen özgürlüklerini, yasalarla garanti altına aldılar. Aya gidilmesiyle, yaşam yeni bir boyut kazandı. Bundan sonra, Amerika için, hayalleri gerçekleştirmek esas düşünce oldu.

Amerika New York şehri tarihi hakkındaki yazım için New York Tarih

Amerika New York şehri genel özellikleri hakkındaki yazım için New york Genel