İngiltere Liverpool St George

İngiltere Liverpool St George

Bu bölgede bulunan “St George Hall” neo-klasik mimarinin en güzel örneklerinden birisidir. Ayrıca, bölgenin diğer yapıları: Liverpool Dünya Müzesi, Walker Sanat Galerisi ve Liverpool Merkez Kütüphanesidir.
Lime Street Tren İstasyonu ise, şehir merkezindeki alışveriş bölgelerine, yalnızca birkaç dakikalık yürüyüş mesafesindedir.

William Brown Sokak

Bu sokağın çevresindeki bölüm, şehrin kültürel bölgesi olarak bilinir. Bölgedeki binalar “neo-klasik” mimari stilinde yapılmışlardır.

İngiltere Liverpool St George St George Hall

 

St George Hall

Liverpool şehrinde: St George Mahallesinin kalbinde ve Lime Street Street adresinde bulunan mekan nefes kesici güzelliktedir. Dünyanın en iyi neo-klasik binası olarak kabul edilir. Büyük bir yeşillik alanın ortasında bulunan yapının bulunduğu yer, şehirde “City Center” olarak da bilinir.

Yapı: 1842-1854 yılları arasında yapılmıştır ve koruma altındadır. Binanın giriş kapısı üstünde: antik Roma’yı anımsatan “SPQL” kelimesinin yazılı olduğu kakma bulunmaktadır ki, bunun anlamı “Liverpool halkı ve Senatosu” demektir.

Yapının tasarımı için bir yarışma düzenlenmiş ve bu yarışmayı Lodralı genç dahi mimar Harvey Elmes kazanmış ve tasarımı o yapmıştır. Ancak salon tamamlanmadan önce, bitkin düşen mimar Elmes ölmüştür.

Onun ölümünün ardından: detayları, notlar ve çizimleri mühendis Robert Rawlinson tarafından uygulanmaya başlamış ve iç dekorasyon için Elmes’in önerilerinde bazı değişiklikler yapılsa da, yapı Charles Robert Cockerel tarafından tamamlanmıştır.

Evet: St George Hall: bir başyapıttır. Serbest neo-Yunan stili ile, dış bölge zengince bezenmiştir. Büyük dikdörtgen tonozlu salonu, Roma’daki Caracalla Hamamlarından esinlenilerek yapılmıştır.

Binanın ön cephesindeki sütunlu yapısı ilgi çekmektedir. Ayrıca: yine ön cephede güzel heykeller bulunmaktadır.

Kuzey ve güneyde, iki mahkeme tarafından sınırlanan yapıda, uzun kenarlar boyunca uzanan koridorlar bağlantı salonu olarak kullanılmıştır. Binanın en ilgi çeken bölümü bu salon yani “Great Hall” bölümüdür ve uzunluğu 169 metredir.

Beatles üyesi John Lennon öldürüldüğünde: salon dışında 65.000 insan toplanmıştır. 2008 yılında Liverpool şehri “Avrupa Kültür Başkenti” olduğunda da etkinliklerin “açılışı” burada yapılmıştır.

Son olarak yenileme çalışmaları sonucunda, 2007 yılında Prens Charles tarafından açılan mekanda: şehirdeki: halka açık etkinlikler ve özellikle müzik etkinlikleri burada düzenleniyormuş. Hatta: bir süre, bu yapı mahkeme salonu olarak da kullanılmıştır.

Burayı gezerken, yapının içindeki büyük org: mutlaka dikkatinizi çekecektir. Günümüzde, burada yıl boyunca ücretsiz ve halka açık etkinlikler düzenlenmektedir.

Burayı ziyaret etmek isterseniz, günde iki kez yapılan rehberli turlar, her gün saat: 11.30-12.30 ve 13.30-15.00 arasında yapılıyor.

St George Hall Cafe

2012 yılında açılan kafe: Liverpool Community College tarafından işletilmektedir. Burada, her gün: taze sandviç ve kek bulmak mümkündür.

St George Hall binasının hemen arkasındaki meydanda, üç tane müze bulunuyor.

 

World Museum Liverpool-Dünya Müzesi

William Brown Street adresindedir. Şehir merkezinde bulunan bu müze: 19.yüzyılda kurulmuştur ve Merseyside bölgesinin en önemli turistik merkezidir. Bu büyük müze kompleksinde: birçok büyüleyici sergiler, Natural History hakkında etkileyici bir bölüm ve farklı unsurlar bulunur.

Bu müze, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve ziyaret ücretsizdir.

Müzenin bölümleri

 

Planetaryum

Girişin ücretsiz olduğu bu bölümde: uzay ve zaman içinde muhteşem bir yolculuk yapabilirsiniz. Evren hakkında her şeyi öğrenebilirsiniz.
Değişik tarihlerde burada yapılan etkinlikler şunlardır: Yeryüzüne bir yolculuk, kış gecesi gökyüzü, güneş gösterisi,

 

Magic Worlds

Burası çocuklar için el etkinliği yapılan bir yerdir.

 

Asia

Joseph Mayer tarafından, tüccarlar, denizciler ve koleksiyonculardan satın alınarak oluşturulan bu koleksiyon, kendisi tarafından 1867 yılında müzeye bağışlanmıştır.

Bu koleksiyonda: antik dönemde, Çin Han hanedanına ait, MÖ.206 ile MS.220 tarihleri arasına tarihlenen objeler, Filipinlerden Ortadoğu’ya kadar olan alanı kapsayan 14.500 öğe bulunmaktadır. Ancak, bunlar arasında en önemli olanlar: Tibet, Çin ve Japonya koleksiyonlarıdır.

 

Tibet koleksiyonu

Hindistan’da görev yapan İngiliz subayları tarafından toplanan geniş ve uluslar arası öneme sahip koleksiyon: Tibet ve Himalayalar bölgelerinde toplanmıştır. Bu nesneler ve fotoğrafların büyük bölümü: 20. yüzyılın başlarında sömürge döneminde toplanmıştır. Daha sonra eklemeler ile günümüze gelen ve 1960 sonrası Hindistan’da bulunan Tibetli mülteciler tarafından oluşturulan suluboya resimler: koleksiyonun temelini oluşturmaktadır.

 

Çin koleksiyonu

Liverpool denizcilik aileleri tarafından toplanan Çin seramik, mobilya ve metal işlerine ait koleksiyon: olağanüstü önemli birçok nesneyi içermektedir. Özellikle: Song hanedanı dönemine ait seramik, emaye işi ve ipek tekstillerine ait ince koleksiyon önem kazanmaktadır.

 

Japonya koleksiyonu

Bunlar daha çok silah ve zırhlardan oluşmaktadır ve Liverpollu toplayıcı Randal Hibbert tarafından bağışlanmıştır. Hibbert: 1000 parçadan fazla olan koleksiyonu: uzun yıllar toplamış ve 1941 yılında koleksiyon bombalandığı için, ertesi yıl vasiyeti üzerine müzeye bağışlanmıştır.

Müzenin koleksiyonunda, 17. yüzyıla ait Liverpollu bir işadamı tarafından bağışlanan kılıçlar da bulunmaktadır.

 

Walker Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi

Merseyside bölgesinde, William Brown Street adresindedir. Wellington sütununa yakındır. Şehir merkezinin kalbindedir.

Galeride: geniş bir heykel ve resim koleksiyonu bulunmaktadır.

1877 yılında açılmıştır. Yapı: mimarlar Sherlock ve Vale tarafından tasarlanmış ve “Walker” adını: o zaman Liverpool Belediye Başkanından almıştır.

Evet, bu sitede: müzik ve kütüphane bir arada bulunmaktadır. Arka uzatma: Sir Andrew Barclay Walker tarafından 1884 yılında tamamlattırılmıştır. 1931-1933 yılları arasında ise, Sir Arnold Thomley tarafından bina yeniden büyütülmüştür.

Yakın zamanda restore edilen binanın içinde, Londra dışında, İngiltere’nin en büyük sanat koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Bunlar arasında: Victoria dönemine ait birçok resim toplanmış olup, özellikle Rembrant, Poussin ve Degas eserleri: 18-19. yüzyıllar İngiliz sanatı ve birçok İtalyan ve Hollandalı sanatçıların: 1350-1550 yılları arasındaki resimleri ve 1550-1900 yılları arasındaki Avrupa sanatı eserleri, baskılar, çizimler ve suluboya resimler bulunmaktadır.

Her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücretsizdir.

Müzenin bölümleri

 

Talks and Tours

Müzede, resimlerin bulunduğu bu bölümde: küratörler, sanatçılar ve ziyaretçiler ana bilgisayar tarafından ücretsiz olarak görüştürülürler ve tur sırasında kullanılmak üzere, burada ses cihazı kiralanıyor. Ücreti: 1.95 Paund.

 

13-16. Century Collection

Bu bölümdeki resimlerde: 16. yüzyıla ait tarihi ve kiliselere ait dini temalar ve daha laik konular birleştirilmiştir. Burada: portreler yanı sıra, efsanevi konularda üretilen resimler de sergilenmektedir.

Aslında: Galeri: bu dönem eserlerini toplamak için özel bir politika ile kurulmuş olmamasına rağmen, bu olağanüstü kalitedeki birçok parçayı satın almıştır. Eserlerin çoğunluğu: 19. yüzyıl Liverpool koleksiyoncuları (William Roscoe ve Joseph Mayer) tarafından toplanmış iki özel koleksiyondan oluşmaktadır.

Bunların çoğu, biraz önce de sözünü ettiğim gibi, genellikle dini temaları içermektedirler. Bu durum: erken Rönesans döneminde, sanat hamisi olarak kilisenin rolünü ortaya koymaktadır.

 

Cafe

Zemin katta bulunan ve her gün saat: 10.00-16.45 arasında açık bulunan bu kafede, sıcak ve soğuk yemekler, aperatifler ve içecekler bulunmaktadır. Self servis hizmet verilir.

 

Liverpool Lime Street Station

Lime Street adresindedir. St. George’s Hall’ın hemen karşısındadır.
Burası, yalnızca demiryolu meraklıları için ilgi çekici olabilir. Ama, Lime Street Station, bazı ilginç özelliklere sahiptir. İstasyon inşaatı 1833 yılında başlamış ve 1836 yılında tamamlanmıştır.

Ancak: 1842 yılında istasyon genişletilmiş ve genişletilen bölüm, demir sütunlarla desteklenmiş ve demir bir çatı kurularak yapılmıştır. Çatı: 1849 yılında tamamlanmış ve bugün hale görülebilmektedir.

 

Radio City Tower

Lime caddesi istasyonuna yürüyüş mesafesindedir. St George’s Hall binasının yakınındadır.
Kule aslında bir döner restorandır ve uzun yıllar parakende amaçlar için kullanılmıştır. Günümüzde ise, “Radyo City” e ev sahipliği yapmaktadır. Hafta sonlarında rehberli turlar düzenlenmektedir.

 

St. John Park

Hemen: St George Hall’ın arkasında; Lime Street caddesindedir. Şehrin ana alışveriş merkezine, yürüyerek birkaç dakika uzaklıkta olması avantajdır. Bu nedenle: ofis çalışanlarının popüler kaçış yeridir.

1767 yılında burada küçük bir mezarlık bulunduğu ve şehrin hızlı büyümesi nedeniyle 1784 yılında St John tarafından burada bir kilise yapıldığı söyleniyor. 1897 yılında buraya bir katedral yapımı söz konusu iken, daha sonra bundan vazgeçilmiş ve burası: bir kamu heykel parkı olarak düzenlenmiştir.

Burada da, birçok heykel ve anıt bulunmaktadır. Bunlar: şehrin önde gelen vatandaşları ve sosyal reformcuların bronz figürleridir. Zaten parkın yapılış amacı: 19. yüzyılda bu anıtların güzel bir ortamda bulunmasının sağlanmasıdır.

 

Wellington Memorial Sütunu

1861-1863 yılları arasında yapılmıştır. 40 metre yüksekliktedir. Bu yivli Dor sütunu: İron Duke tarafından yapılan bir bronz heykelle süslenmiştir. Kaide üzerinde, yaptığı savaşların kayıtları bulunmaktadır.

 

Stebel Fiskiyesi-Havuzu

1877-1879 yılları arasında yapılmıştır. Walker Sanat Galerisi ve St George Hall arasındaki William Brown Caddesinin doğu ucundadır. Wellington Memorial sütununun batısındaki bu havuz: 1879 yılında açılmıştır. 1874-1875 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Albay RF Steble’nin şehre bir armağanıdır.

Dairesel taş havza üzerinde, rakamlar, denizkızı kabuğu ve balık maskları bulunmaktadır. Lienard tarafından tasarlanan özgün havuz: 1867 yılı Paris Fuarı için üretilmiştir. Bu özgün çeşmenin örnekleri: Amerika’da birkaç yerde, Cenevre’de, Lyon ve Bordeaux şehirlerinde de görülür.

 

William Brown Müzesi ve Kütüphanesi

1857-1860 yılları arasında yapılmıştır.
Buranın yapımı için 1855 yılında bir yarışma açılmıştır. Yerel tüccar William Brown tarafından bağışlanan 6000 Sterlin ile, kent konseyinin eklediği 10.000 sterlin birleştirilmiş ve mimar Thomas Allom’a verilmiştir.

Onun projesi: mimar John Weightman tarafından modifiye edilmiş ve daha sonra mali zorluklar yaşanan proje, yine William Brown’un maddi yardımı ile 1860 yılında bitirilmiştir.
Yapı: son savaş sırasında bombalanmış ve 1960 yılında yeniden inşa edilmiştir.

 

Queen Square

Bu mahalleyi ziyaret ettiğinizde, eğer galeri ve müzelerde yorulursanız, Kraliçe Meydanındaki restoranlarda dinlenebilirsiniz.

Bu meydandaki dünyada: özellikle İspanyol, Portekiz, İtalyan, Amerikan ve Akdeniz yemek kültürünün sunulduğu restoranlar görebilirsiniz. Bunlar arasında öne çıkanlar: La Tasca, Nando, İtalian Ask, Buffalo Jack, Burguer ve Gecko gelmektedir.

 

St John Food Court

Alışveriş yaparken burada bir mola verip yemek keyfini çıkarabilirsiniz. Burada: McDonalts, KFC ve Metro gibi mekanlar bulunuyor.

İngiltere Liverpool Merseyside

İngiltere Liverpool Merseyside Whitechapel

Whitechapel

Whitechapel alanı içinde bulunan merkez: şehrin merkezindedir ve ilginç koleksiyonlar ile doludur. Burada: Beatles hatıraları, Mısır eserleri, çok sayıda görüntüler, eller, resimler, hediyelik eşyalar ve popüler bir kafe bulunur.

Eliot Street üzerinden yürüyerek ilerlerseniz, Katedrallerin bulunduğu bölgeye ulaşacaksınız. Şehirde iki tane katedral bulunuyor ve bunların ikisi de karşılıklı durmaktadırlar. Ancak, Anglikan katedrali dışarıdan bakıldığında bir dini yapı izlenimi verse de, Metropolitan Katedrali dışarıdan bakıldığında mimari stil açısından bir dini yapıdan çok, bir spor salonu veya stadyum izlenimi vermektedir.

 

Anglikan Liverpool Katedrali

Anglikan katedrali: Üst Duke Street adresindedir. Yapının dört bir tarafında merdivenler bulunuyor.

Bu dini binaya giriş ücretsizdir. Ancak, üzerinde dört cephesinde saat bulunan kuleye çıkış ve ses cihazı isterseniz, rehber eşliğinde yapılan turda bunlar için ücret ödemeniz gerekir. Standart bilet 5 paund, indirimli bilet 4 paund’dur. Kule her gün açıktır. Perşembe günleri, gece turu yapılır.

1901 yılında: iki tanınmış mimar katedralin tasarımı için açılan yarışma sonunda görevlendirildiler. 1903 yılında: 22 yaşındaki öğrenci Giles Gilbert Scott tarafından sunulan öneri ve tavsiyeler sonucu: yapının inşaatına başlanıldı. 1909 yılına gelindiğinde ise, Scott: katedralin ana gövdesi için tamamen yeni bir tasarım sundu.

Onun özgün tasarımında: batıda iki kule vardı ve tek bir merkezin çevresinde revize edilen yüksek kule: 85.344 metre idi ve ayrıca bir fener bulunuyordu. Ancak: I.Dünya savaşı sırasında, gerek insan gücü ve gerekse malzeme ve bağış sıkıntısı nedeniyle yapı durdu. 1920 yılına gelindiğinde ise: işgücü ve taş ocaklarından getirilen pembemsi-kırmızı kum taşı: yapının yeniden yükselmesini sağladı.

Katedralin ana gövdesinin ilk bölümü: 1924 yılında tamamlandı. 19 Temmuz 1924 tarihinde, temel taşının döşenmesinin 20. yılında, Katedralin varlığı: Kraliçe Mary ve piskoposlar ve dünyanın dört bir tarafından gelen metropolitler tarafından kutsandı.

Mimar Scoott: 1960 yılında öldü. Nisan 1961 yılında ise, yapının büyük bölümü teslim edildi. Yıllarca Scott ile birlikte çalışmış olan Thomas, katedralin batı cephesi için yeni bir tasarım hazırladı.

Evet: Ekim 1978 tarihinde bina tamamlandı ve Kraliçe Elizabeth II tarafından açıldı. Törene Roma Katolik Başpiskoposu Derek Worlock da katıldı.

1904-1978 yılları arasındaki 74 yıllık süreçte yapılan bina: günümüzde, Britanya adasındaki en büyük katedral olarak dikkat çeker, dünya üzerinde ise büyüklük bakımından 5. sıradadır.

Katedralin büyük kulesi, şehrin üzerinde görkemli bir şekilde durmaktadır. Yapının uzunluğu: 619 metre, kule yüksekliği: 331 metre, kule kemerlerinin yüksekliği: 107 metre ve yapının kapsadığı alan: 105.275 metre karedir.

Yapıda: yeni-gotik mimari stil uygulanmıştır. Girmek serbesttir. Kuleye çıkmak ve tur için ses cihazı almak ücretlidir. Standart bilet 5 paund, imtiyazlı bilet 4 paund.

2012 yılında “Liverpool Şehri Bölge Yıllık Turizm Ödülü” seçiminde “Yılın Perakendecisi” olarak: Liverpool Katedrali dükkanı seçilmiştir. Günümüzde: çok iyi desteklenen yerel etkinlikler ve konserler burada sahnelenmektedir.

 

Katolik Liverpool Metropoliten Katedrali-The Archdiocese of Liverpool

Mount Pleasant adresindedir.
1904 yılında başlayan ilk katedrale rakip olarak, Sir Edward Lutyens tarafından tasarlanmıştır. Savaş yıllarına kadar sürdürülen inşaat çalışmaları, savaş yıllarında durmuş ve ardından 1960 yılında yeniden başlamıştır. Takip eden süreçte ise, hızla tamamlanmıştır.

Yapı: 1962-1967 yılları arasında mimar Frederick Gilbert tarafından yapılan plana göre yapılmıştır. Yapı uzaktan bakıldığında: bir koninin üstüne geçmiş, daha küçük bir silindir görünümünü vermektedir ve bu silindirin en tepesinde kral tacına benzeyen sütunlar bulunmaktadır.

Bu görüntü nedeniyle, Liverpoollular, yapıya: şehrin limanının önemine atfen “Mersey Funnel” yani “Mersey Gemi Bacası” adını takmışlardır.

Evet, yapı: 14 Mayıs 1967 tarihinde açılmıştır. Fener kulesi: katedralin Liverpool şehri silüetinde öne çıkmaktadır. Kulenin yüksekliği 52 metredir. Yüksek alter: dairesel bir tasarım merkezidir.

İç kısım son derece renklidir ancak mavi renk hakimdir. Katedralin en büyük özelliği: Avrupa’daki benzerlerine nazaran daha çok cam bulunmasıdır.

İngiltere Liverpool Albert Dock

İngiltere Liverpool Albert Dock

Merseyside bölgesinde, şehrin liman kısmında: Mersey nehri kıyısında bulunan bu bölüm: şehrin en önemli tarihi dokusunu oluşturmaktadır ve şehirde ilk görülmesi gereken yerlerden birisidir. Daha önce söz ettiğim gibi, buranın altından: Liverpool şehrinin iki yakasını birbirine bağlayan iki tüp geçit bulunmaktadır.

Albert Dock: geçmiş ve geleceğin bir arada yaşandığı, Liverpool rıhtım sisteminin geçmiş dönemden günümüze kalan bir parçasıdır. Mimar Jesse Hartley tarafından tasarlanan burası: 30 Nisan 1846 tarihinde Prens Albert tarafından açılmıştır.

Buradaki dökme demir, tuğla ve taş kullanılarak yapılan etkileyici binalar: dünyanın dört bir yanından gelen gemilerden indirilen şeker, pamuk, tütün ve diğer egzotik malların depolandığı yerlerdi ve 1000 ton kapasiteye kadar ulaşılıyordu.

Aynı zamanda: 19. yüzyılda Liverpool limanının büyüklüğünü simgeliyorlardı. Ancak: yeni buharlı gemileri karşılamak için yeterince derin su gerektiğinde, 1890 yılından itibaren bölgenin ticareti gerilemiş ve bu bölge zamanla kullanılmamaya başlanmış ve 1972 yılında kapatılmıştır.

Takip eden süreçte: Arrowcroft Gurubu ve Merseyside Development Corporation: zekice bir fikir geliştirerek, bölgeyi, eski ihtişamına uygun olarak restore ettiler ve 1980 yılında yeniden açtılar. Resmi açılış ise, 24 Nisan 1988 tarihinde, Prens Charles tarafından yapıldı.

Günümüzde: Albert Dock bölgesi: İngiltere’nin sınıf sınıf listelenmiş binalarının büyük bir gurubunun bulunduğu ve taban alanının 250 bin metre kare olduğu bir yer olarak önem kazanmaktadır. Bunlar içinde: mağazalar, kafeler, restoranlar, barlar, ofisler, televizyon stüdyoları, lüks daireler vardır.

Bu bölgede; Liverpool şehrinin zengin denizcilik mirasının görülebildiği “Merseyside Deniz Müzesi” bulunmaktadır ve yine aynı binada, köle gemilerin koşullarının sergilendiği “Kölelik Müzesi” bulunmaktadır. Bu müzelerde: Titanic ve Lusitania gemilerinin dramatik öykülerini keşfedebilir ve aynı zamanda: gümrüklerde yüzyıllar boyunca yapılan kaçakçılık hakkındaki objeleri görebileceğiniz “Kaçakçılık Müzesi” ni de gezebilirsiniz.

İngiltere Liverpool Albert Dock

 

“Liverpool Yaşam Müzesi”: Liverpool ve halkının tarihi izlerini sergilemektedir. Pop dünyasının en tanıdığı müzik gurubu olan Beatles ise: “Beatles Story” denilen yerde 60 yıldır yaşatılmaktadır.

Sanatseverler ise, “Tate Liverpool” u izlerler. Burada, modern sanatın, ulusal toplama yanında uluslar arası sanatçıların önemli eserlerinin bulunduğu sergileri de izleyebilirsiniz.

Bu bölge, 2012 yılında “Liverpool şehri Bölge Yıllık Turizm Ödülü” ne layık görülmüştür. Buraya ulaştığınızda, hemen sağda: büyük bir “Albert Dock” yazısı bulunan tabela göreceksiniz. 4 katlı binanın kiremit kaplı dış yüzeyi ilgi çekmektedir.

 

The Yellow Duckmarine

Bölgeye girdiğinizde ilk olarak bu ilginç durak karşınıza çıkacaktır.
Buradan hareket eden araç: bir tur otobüsüdür ve buradan hareket ederek şehirde bir tur atıyor ve sonra Mersey nehrine girerek, gezinin kalan kısmının su üzerinde sürdürüyor. Hatta: suya girerken, yolcularda ayrı bir heyecan dalgası oluşuyor.

 

Beatles Story

Albert Dock binasında, Gower Street adresindedir. Buranın hemen önünde “Welcome To Albert Dock” yazısını göreceksiniz.

Daha önce söylediğim gibi, Liverpool şehrini ziyaret edenler, şehirde “Beatles” müzik gurubu ile ilgili birçok obje göreceklerdir, çünkü: gurup ilk çıkışını bu şehirde yapmıştır. Beatles hayranları için, ilk durak olarak: “Beatles Story” olacaktır.

Hatta: Beatles hayranlarının: Beatles kültür ve müziğine ulaşım için bir yolculuğa çıkmak isterlerse, şehirde, Beatles izlerini takip edebilecekleri “Magical Mystery Tour” denilen otobüs yolculuğunun başlangıç noktası burası olacaktır.

Evet, buranın önünde sürekli bir kalabalık Beatles hayranı gençler topluluğu görebilirsiniz. Burayı ziyaret ederseniz: birkaç saat boyunca Beatles hakkında birçok şeyi öğrenebilirsiniz. Öte yandan: giriş kapısının hemen sağında bir kafeterya bulunuyor.

Ayrıca: hediyelik eşya satılan bölümde: Beatles simgesi bulunan çok sayıda hediyelik obje bulup satın alabilirsiniz. Liverpoollular, Beatles’ı gerçekten iyi satıyorlar, pazarlıyorlar.

Albert Dock gezdikten sonra, yürüyerek arka bölümde nehir kıyısındaki bu müzeye gidebilirsiniz.

 

MERSEYSİDE MARİTİME MUSEUM-DENİZCİLİK MÜZESİ

Merseyside bölgesi, Riverside Walk Albert Dock adresindedir.
Burada: denizcilik eserleri ve tarihsel sergiler bulunmaktadır. Özellikle: çocuklar açısından çok popüler olan, birçok önemli geminin orijinal ölçekli modelleri bulunmaktadır.

Buraya trenle ulaşmak isterseniz: Liverpool ana tren hattı istasyonunda trene binip, Lime Street istasyonunda inmeli ve yaklaşık 20 dakika yürümeniz gerekir.

Müzenin bulunduğu binada: 3. katta “Uluslar arası Kölelik Müzesi”, zemin katta: “Quayside kafe ve hediyelik eşya dükkanı”, 4. katta: Denizcilik Yemek Odaları” ve 1 ile 2. katlarda “Maritime Museum” bulunmaktadır.
Müzeler, hergün saat: 10.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

Önce: Maritime Museum’dan söz etmek istiyorum:

Müzede bulunan sergide: Maritime müzesinin geniş arşivlerindeki malzemeler de dahil olmak üzere uluslar arası öneme sahip objeler sergilenmektedir.
Müzenin daimi galerisinde: Titanik, Lusitania ve Unutulan İmparatoriçe bölümleri bulunur.

Bu galeride: müzenin birinci katında: tarihin en ünlü ve en trajik gemilerine ait 3 hikaye anlatılmaktadır. Onların isimleri: Titanic, Lusitania ve İrlandalı Empress dir. Bu üç gemi de, İngiltere’nin gurur sembolü olarak kabul edilirler ve Liverpool halkıyla güçlü bağlantıları bulunmaktadır.

 

Titanik

10 Nisan 1912 Çarşamba günü New York’a ulaşmak üzere hareket eden gemide 1316 yolcu ve 892 mürettebat bulunuyordu ve toplam 2208 kişi taşıyordu. Ancak: gemide yalnızca 20 filika bulunması ve bunların yalnızca gemidekilerin yarısını taşıyabilecek olması, en büyük düşüncesizlikti.14 Nisan 1912 Pazar gecesi, saat: 11.40’da gemi Newfoundland’ın güney doğusunda bir buz dağına çarptı ve 2 saat 40 dakikada battı ve 1500’den fazla insan öldü.

 

Lusitania

Lusitania ve benzeri Mauretania: Atlantik yolcu ticaretinde, Alman gemilerine İngiliz üstünlüğü sağlamak için, 1907 yılında, Liverpool şehrinin 700. kuruluş yıldönümü kutlamalarında hizmete girmişlerdi. Daha sonra ise, dünyanın en hızlı ve büyük gemisi olarak batana kadar hizmet vermiştir.

Lusitania’nın batışı: I. Dünya Savaşı sırasında (1914-1918) denizde yaşanan en korkunç olaylardan birisidir. 1915 yılında, Alman hükümeti, İngiliz sularında müttefik gemilerine saldırıda bulunacağını ilan etti.

Bu gemi: 1 Mayıs 1915 tarihinde, 1962 kişi ile birlikte, New York limanından hareket etti. Hatta, geminin hareketini izlemek üzere, New York şehrinde 200 bin insanın limana toplandığı söyleniyor.

Ancak: 7 Mayıs 1915 tarihinde, saat: 14.10’da, Güney İrlanda Kinsale yakınlarında, bir Alman U-20 denizaltısı tarafından torpillendi. Gemi 20 dakikada battı ve 1201 kişi öldü. Bu silahsız yolcu gemisinin batırılışı, uluslar arası camiada Almanlara karşı büyük öfke yarattı.

Ancak, Alman hükümeti, geminin askeri malzeme taşıdığını iddia etti ancak hukuksal zeminde bu görüş kabul edilmedi. Özellikle: geminin 404 kişilik mürettebatının Liverpool şehrinden olması, buradaki infiali arttırdı.

 

İrlanda Empress

Titanik faciasından sonra Liverpool şehri: başka bir trajedi yaşadı. Mayıs 1914 tarihinde İrlanda İmparatoriçesi olarak isimlendirilen bu gemi battı.

Bu gemi ve kardeşi olarak yapılan “İngiltere Empress” ile birlikte: özellikle Kanada ile Liverpool şehri arasında göçmen ticaretinin en büyük aracılığını yapmışlardır. Her iki gemi de: 1906 yılının Mayıs ve Haziran aylarında seferler düzenlemişlerdir. Ama: gerek daha hızlı olmaları ve gerekse daha rahat olmaları nedeniyle, aynı güzergahtaki rakiplerine göre daha popüler olmuşlardır.

29 Mayıs 1914 tarihinde, saat: 02.30 da, Kanada-Quebec şehri yakınlarında, St Lawrence nehrinde ilerlerken, kalın sis tabakası nedeniyle: Norveç bandıralı Collier Storstad gemisiyle, İrlanda İmparatoriçesi çarpışırlar ve gerek yolcular ve gerekse mürettebatın çoğunluğu uyurken olan bu kazanın sonucunda: 1000’den fazla kişi, kıyıdan 4 km. uzaklıkta hayatını kaybederler.

Evet: bu geminin batması, her zaman Titanic ve Lusiania felaketlerinin gölgesinde kalmıştır. Ancak: bu gemide, diğerlerine nazaran çoğunluğu Liverpool kökenli daha fazla yolcu ve mürettebat ölmüştür.

Evet: 1912-1915 yılları arasında, bu üç gemi battı. Özellikle: 1912 yılında “Titanic” yani “White Star” gemisinin batması, dünya çapında hüzün yarattı. Gemi her ne kadar Southampton orjinli ise de, gemi Liverpool limanından hareket ettiğinden, isminin altında “Liverpool” şehrinin ismi yazmaktaydı.

Öte yandan gemiyi yöneten şirketin merkez ofisi de, bu şehirdeydi.

Bu durum: Liverpool insanları ve limanı üzerinde büyük yıkıcı etki yaptı.

Günümüzde müzede: Titanik gemisinin üreticisi tarafından hazırlanan bir modeli bulunuyor. Ayrıca: yine müzede, Lusitania gemisinin batırılması nedeniyle savaş tazminatı olarak Almanlar tarafından verilen Cunard filosunun amiral gemisi “Berengaria” nın bir modeli bulunuyor. Ayrıca: müzede, her üç gemiden geriye kalan az sayıdaki objeler sergileniyor.
Müzede: Denizcilik Arşiv ve Kütüphanesinde: Titanik için hayatta kalan tek “birinci sınıf bileti” görülebilir.

 

RMS Berengaria modeli

Bu gemi: Hamburg-Amerika hattı için: 1913 yılında Almanya’da: İngiliz bandıralı gemiler: Olympic, Titanic, Lusitania ve Mauretania’ya rakip olarak inşa edilmiştir. 919 metre uzunluğunda ve 52 bin ton ağırlığındaki gemi: yapıldığı dönemde, dünya gemileri arasında, büyüklük bakımından en büyük gemi olma özelliğine sahiptir. Bu ölçüleri Titanik ile karşılaştırıldığında, gemi: Titanik gemisinden 40 metre daha uzun, 6 metre daha geniş ve 6 bin ton daha ağırdır.

Ancak: I.Dünya Savaşının ardından: Lusitania gemisine yedek olarak, Cunard Şirketi tarafından satın alınan gemi İngiltere’ye teslim edilmiştir. Cunard şirketi için ilk yolculuğunu 1920 yılında yapar ve Liverpool’dan New York’a hareket eder.

Uzun süre: Cunard filosunun amiral gemisi olarak seferlerini sürdüren gemi, son olarak 1938 yılında Atlantik okyanusunu geçmiştir. Barış zamanında Liverpool dok sistemine giren en büyük yolcu gemisi olarak tarihe geçmiştir.
Müzede: geminin 1:50 ölçekli bir modeli sergileniyor ve model: Cunard vapur şirketi tarafından müzeye bağışlanmıştır.

 

TATE LİVERPOOL MUSEUM

Albert Dock bölgesinde bulunan: Tate Gallery, Liverpool şehrinin en popüler galerilerinden birisidir. Albert Dock alanında: Beatles Story, Sarı Duckmarine ve Merseyside Maritime Müzesi gibi turistik mekanlara yakındır. Burada, yıl boyunca geçici sergiler düzenlenir ve ayrıca, kalıcı sergide modern sanatın muhteşem bir koleksiyonu bulunmaktadır. Tate, aynı zamanda geniş bir hediyelik eşya dükkanı ve saygın bir restorana sahiptir. Burayı ziyaret ederseniz: özellikle Picasso’nun “Ağlayan Kadın” isimli tablosunu görmenizi öneririm.

Şehrin en önemli iki müzesi, yan yana bulunuyor.

 

INTERNATİONAL SLAVERY MUSEUM-ULUSLAR ARASI KÖLELİK MÜZESİ

Bu müze: Maritime Museum binasının 3. katında bulunmaktadır. Müze, üç ana temalı galerilerden oluşmaktadır. Ancak, bu galerilerde görülen eserler ve objeler dışında: müzenin koleksiyonu geliştirmek için, hala yeni nesneler aranmakta ve bulunduğunda satın alınarak sergiye eklenmektedir.

 

Batı Afrika’da Yaşam

Müzenin birinci ana bölümünde: Batı Afrika’da hayat, insan, kültür ve uygarlıkların doğum yeri olarak kıta” tanıtılıyor. Bu galeri: Avrupalıların gelişi ve köle ticareti başlamadan önce Afrika kültürünü yansıtmaktadır. Bu galeride sergilenen nesneler: müzik aletleri, maskeler, heykel figürleri vs. dir. Bunlar: Afrika sanat formlarını içerir.

Köleleştirme ve Orta Bölüm

Burası, müzenin ikinci galerisidir. Köleleştirilmiş Afrikalıların Amerikan tarlalarında çalıştırılmaları ve devamındaki dönemi kapsamaktadır. Bu galeride: Amerika’daki yaşamla ilgili görsel ve işitsel bilgiler verilmektedir.

Köle gemileri: üçgen köle ticaret yolunda: sıkışık ve iğrenç koşullarda, Atlantik boyunca, 8-10 haftalık yolculuklar sonucu köleleri Amerika’ya taşımıştır. Bu yolculuklarda, köleleştirilmiş Afrikalıların büyük bölümü: hastalıklardan öldü veya intihar ettiler.

Afrikalı erkek, kadın ve çocuklara: Avrupalı ekipler tarafından hayvanlar gibi muamele yapıldı ve Amerika’ya vardıklarında, insanlık dışı muamelelere tabi tutuldular. Bu galeride: o gemilerde yaşanan yolculuk hakkında, 2 dakikalık bir animasyon yapılmaktadır. Bu galerinin bir başka özelliği de: 1800 yılında St Kitts şeker plantasyonunda yaşanan sahneleri içeren bir modelin bulunmasıdır.

 

Legacy-Miras Galerisi

Bu galeride: kölelik ticaretinin kaldırılmasının ardından: Afrika insanlarının Amerikan kültürü içinde karşılaştıkları ırkçılık ve ayrımcılık üzerine; Amerika ve Avrupa’da yapılan uygulamalar görülmektedir. Bunların başında: isyanlar ve 20.yüzyıl siyahi liderleri ve özellikle Martin Luther King ve Kara Panter Partisinin yükselişi gibi hareketlere ait filmler görülüyor.

Müzik masasında ise: Afrika müziğinden etkilenen caz, blues gibi müzik türleri ve 300’den fazla şarkı dinleyebilirsiniz.

“Siyah Achievers Duvar” galerisinde ise: Afrikalı ilham verici ünlü insanların yaptıkları anımsanmaktadır. Duvarın ünlü yüzleri arasında: Olimpiyat altın madalyalı Kelly Holmes, Martin Luther King Jr, Muhammed Ali, Oprah Winfrey ve Kırım Savaşının unutulmuş kahramanı Mary Seacole bulunmaktadır.

Bu duvarın bir özelliği de şudur: duvara resminin eklenmesi istenilen unutulmuş siyahi yüzler varsa: bunu “Kölelik Müzesi” idaresine e-posta göndererek bildiriyorsunuz ve yapılacak inceleme sonucu uygun bulunursa, gönderdiğiniz yeni yüz, duvara ekleniyor.

İngiltere Liverpool Albert Dock Özgürlük Heykeli

Özgürlük Heykeli

Haitili bir gurup sanatçı tarafından yapılan bu heykel: özgürlük ve insan hakları için yapılan mücadeleyi temsil etmektedir. Heykel: köle ticaretinin kaldırılmasının 200. yılı anısına, 2007 yılında yapılmış ve buraya konulmuştur.

Evet: İngiliz Parlamentosu, köleliği 200 yıl önce kaldırmasına rağmen: günümüzde hala, küresel eşitsizlik devam etmektedir. Özellikle: Haiti ve benzeri yerlerde, milyonlarca yoksul insan, hala sağlıksız ve tehlikeli çalışma koşullarında, yaşamak durumundadırlar.

Haiti: ilk başarılı köle isyanı sonucu ilk siyah cumhuriyetin kurulduğu yer olarak önemlidir. Ancak: Haiti: BM kayıtlarına göre: nüfusunun % 70’lik bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir yer olarak bilinmektedir.

Yani: batı yarımkürenin en yoksul ve işsizlik olan ülkesidir.

Bu konuda, Ronald Cadet’in bir sözü var ki, durumu en iyi şekilde anlatmaktadır: “ İnsanların artık kol ve bacakları üzerinde zincirleri yok, ama sorunlar devam ediyor. Yeterli gıda, barınma ve eğitim imkanları, özgür bir ülkede yaşasalar da insanların en büyük sıkıntılarıdır. Günümüzde, bu insanların zincirleri zihinlerindedir.”

Evet, bu heykel: İngiltere’de birinci turuna başlamadan önce, 18 Mart 2007 tarihinde burada sergilenmiştir. Daha sonra ise, ülkenin başta Londra olmak üzere, birçok şehrinde sergilenerek, halkın konuya ilgisi çekilmeye çalışılmıştır. 23 Ağustos 2007 tarihinde ise: 1791 yılında Haiti köle ayaklanmasının yıldönümü anısına, bu müzenin daimi sergisine yerleştirilmiştir.

 

H.M.GÜMRÜK VE VERGİ MÜZESİ

Liverpool şehri, yıllar içinde çok etkili bir liman olarak kullanılmıştır. Bu müzede: 400 yıllık geçmişte, kaçakçılık hakkında her türlü bilgi ve obje bulunmaktadır. Müzede, biraz önce söylediğim gibi, 400 yıllık geçmişte yaşanan, çeşitli kaçakçılık hikayeleri anlatılıyor.
Müze her gün saat: 10.00’da ziyarete açılmaktadır.

Hatta: çeşitli aktiviteler de bulunuyor ki, bunlar arasında en ilgi çekeni: bir kaçakçı ile bir şüpheli paket ve eşleştirmedir.

Buradan çıkınca: sahil boyunda kuzey ve güney yönüne ilerleyebilirsiniz. Sahili takip ederek, önce güneye ilerleyin ve oradaki yapıları görün. Daha sonra geriye dönün ve kuzeydeki yapıları gezebilirsiniz.

 

PUMP HAUSE-CHİMNEY

Müze binasının hemen önündeki, uzun kuleli bu bina ilgi çekmektedir.

Sahilin Güney Bölümü

LİVERPOOL ECHO ARENA, CAPİTAL CULTURE

Binanın hemen önünde: otopark bölümünde, John Lennon heykeli görülüyor.

LİNGUAVERSE

Qubec Quary bölgesindedir.

Sahilin kuzey bölümü

 

NEW MUSEUM OF LİVERPOOL

Mann Island caddesi üzerinde bulunan müzenin kapısında “Museum of Liverpool” yazısını hemen görebilirsiniz. Müzenin bulunduğu bina, ilginç görünüm veriyor. Müzenin hemen yanında: nehir kıyısında, güzel bir manzara izleyebilirsiniz. Burada: ağaçlar ve altında banklar var. Buradaki banklara oturarak mutlaka çevreyi ve muhteşem manzarayı izleyiniz.
Evet rıhtım bölümünde bulunan bu müze: 20 Temmuz 2011 tarihinde açılan yeni müze binası: gayet modern bir binadır. Renkli duvarları ile dikkat çeker.

Müzenin bölümleri
Mağaza

Her müzede olduğu gibi, burada da çeşitli hediyelik eşyaların satıldığı bir mağaza bulunuyor.

Hands of –Elle yapılan aktiviteler bölümü

Saat: 10.00-10.45 arasında açık olan bu bölümde: küçük ziyaretçiler, ebeveynlerinin kontrolünde yapılan etkinliklere katılabilmektedirler. Burada: bebekler için şarkı, hikaye ve oyun oturumları yapılıyor.

 

Our Irish Community-İrlandalı Topluluk

Yetişkinler için olan bu bölüm, her gün saat: 11.30 da faaliyettedir. Liverpool şehrindeki İrlandalı toplulukların: kent kimliği içinde nasıl şekillendikleri, burada anlatılmaktadır. Bu İrlandalıların şehre gelmesinde etken olan büyük açlık ve kitlesel göçler, burada ifade ediliyor.

 

Untold-Anlatılmamış Öyküler

Avrupa’da en eski siyah ve etnik azınlık topluluklarının fotoğrafları, çok nadir olarak I.Dünya savaşından itibaren görülmeye başlanmıştır. Bu müze: onların I.Dünya Savaşında: aile geçmişlerini araştırmaya ve yerel siyahi aileleri teşvik etmeyi amaçlayan bir proje başlatmıştır. Bu proje ile, arşivlerde: araştırma ve anıların toplanması
amaçlanmıştır.

Buradan rıhtım boyunca kuzeye ilerlediğinizde, şehrin “Pier Head” denilen bölümüne ulaşacaksınız.