İskoçya Glasgow Genel

İskoçya Glasgow Genel

Glaskow; İskoçya’nın en büyük şehridir. İngiltere adasında ise, en kalabalık nüfus barındıran üçüncü şehirdir. Şehirde: birçok alışveriş merkezi ve kültür mekanları bulunmaktadır ve bu yüzden: hareketli yaşamın etkin olduğu bir yer olarak bilinir.

Şehir: 2013 yılı “Travelers Choice Destinasyonları” ödüllerinden: yükselişte bulunan en iyi üçüncü şehir ödülüne layık görülmüştür.

İspanya-Barcelona şehrinde ünlü mimar “Gaudi” ne ise, bu şehirde de “Makintosh” aynıdır. Ünlü mimar Charles Rennie Mackintosh: 1868 yılında bu şehirde doğmuş ve şehirdeki birçok mimari yapının yaratıcısı olmuştur.

Şehrin en büyük özelliği: tüm müzelerin ücretsiz olmasıdır. Bunun yanında: Edinburg şehrinden sonra burayı ziyaret edenler belki sıkılacaklardır. Çünkü: bu şehrin turistik yönü pek ağırlıklı değildir. İskoçya bölgesi gezinize, önce Glasgow ve ardından Edinburg şehri ile devam etmenizi öneririm. Edinburg şehri ne kadar güzel ve turizm yönü güçlü ise, Glasgow şehri de hareketli ve canlı olması ile tanınır.

Yalnızca giriş bölümünde değinmek istediğim bir husus var. İskoçya’nın diğer yerlerinde olduğu gibi, buranın kırsal kesimlerinde de “Scottish Cattle” denilen bir tür “sığır” görebilirsiniz ki, bunlar uzun saçlı ve sakallı gibi görünürler.

“2014 yılı Commonwealth Games” bu şehirde yapılacaktır. 11 gün boyunca, 17 spor dalındaki yarışmalar: 23 Temmuz-3 Ağustos 2014 tarihleri arasında düzenlenmiştir.

 

TARİH

Şehirde ilk yerleşimcilerin kim ve ne zaman yerleştikleri bilinmemektedir. Ancak: bilinen ilk yerleşimcilerin, MS.550 civarında buraya gelip yerleşen Hıristiyan toplulukları olduğu tahmin edilmektedir.

Yani; şehir 543 yılında Saint Mungo olarak bilinen Aziz Kentigern tarafından burada bir manastır kilisesi kurulduğu söyleniyor. Zaten: 1123 yılında, Glasgow katedralinin, Aziz Kentigen mezarı yerinde inşa edilmiştir.

6.yüzyılda ise, burada bir katedral yapılır ve bölgenin dini merkezi haline gelir.
1286 yılında, River Clyde üzerinde, keresteren Glasgow Bridge köprüsü yapılmıştır.

1297 yılında: William Wallace: İngiliz vali tarafından kaçırılan eşinin intikamını almak için, İngiliz işgal kuvvetlerine karşı, Lanark bölgesinde bir ayaklanma düzenlemiştir.

1410 yılında, River Clyde üzerindeki köprü, taş kemerli bir köprü ile değiştirilir.

1438 yılında Bishop kalesi inşa edilir ve katedral piskopos ve başpiskoposu için ikametgah olarak kullanılmaya başlanır. 1451 yılında, Üniversite kurulur.

1574 yılında şehirde veba görülür. 1625 yılında şehirde ilk iskele inşa edilir. 1652 yılında, yangın, şehirdeki birçok insanı evsiz bırakır.

Bu yangına, dünyanın ilk itfaiye teşkilatı, Edinburg şehrinden gelerek müdahale eder. 1660 yılında, şehirde ilk kömür yatakları bulunur.

1776 yılında, Adam Smith, Glasgow Üniversitesinde görev yapmıştır. 1807 yılında Hunterian Müzesi ve sanat galerisi açılır.

1841 yılında, şehir İskoçya’nın en büyük şehridir, ancak bu büyük nüfus, gecekondu tipi, kötü evlerde yaşamaktadırlar. 1896 yılında Glasgow metrosu açılır.

Şehrin limanına gemilerin yanaşabilmesi mümkün değil iken, 18.yüzyılın başlarında: Clyde ırmağının dibi temizlenerek derinleştirilmiş ve büyük gemilerin şehir limanına yanaşabilmeleri sağlanmıştır.

Böylece; Glasgow limanından: Batı Hint Adaları ve Amerika’daki kolonilere İskoç malları ve Afrikalı köleler götürülmüş: oradan ise şeker, tütün ve rom getirilmiştir. Özellikle: tütün ticareti konusunda, şehir önemli bir merkez haline gelmiştir. Zamanla: pamuklu dokumu da önem kazanmıştır.

19.yüzyılda: şehir, Avrupa’da Londra ve Paris ile birlikte en çok nüfusa sahip şehirlerinden birisi olarak bilinir. Çünkü: bu dönemde, bölgede kömür ve demir yatakları bulunmuş ve demir-çelik endüstrisi hızla ilerlemiş, sanayileşme sonucu, ülkenin birçok yerinden buraya gelen insanlar, işçi olarak çalışmaya başlamışlar ve şehrin nüfusu 1 milyona yaklaşmıştır.

İskoçya Glasgow Genel

ULAŞIM

İstanbul-Glaskow arasındaki uçuş süresi, yaklaşık 5 saat sürmektedir. Glasgow-Londra arasındaki havayolu ulaşımı ise, 1 saat sürmektedir. Glasgow-Edinburg arasındaki uzaklık 71 km. dir.

Şehir havaalanı “Glasgow Prestwick” : şehir merkezinin batısında 8 km. uzaklıktadır.
Glasgow City Center Buchanan Otogarı ile havaalanı arasındaki otobüs seferleri: her gün saat: 05.00-23.30 arasında her 30 dakikada sürmektedir.

Yolculuk süresi 55 dakikadır ve ücret 16 paund’dur. Havaalanı ile şehir merkezi arasında tren kullanmak isterseniz, yine yolculuk süresi 45 dakikadır.

İskoçya Glasgow Genel

İKLİM

Glasgow şehri: Moskova ile aynı enlem üzerindedir ancak sıcak Atlantik Okyanusu kıyılarında bulunması nedeniyle, hakim batı rüzgarı, buradaki iklimin ılıman olmasına neden olmuştur. Evet, şehirde: yazların sıcak ve kışların ılıman olduğu bir iklim düzeni hakimdir.

Ülkenin genelinde olduğu gibi, burada da yağış eksik olmaz, ama diğer bölgelere nazaran şehrin bulunduğu yer daha sıcak denilebilir.

Öte yandan: yine adanın diğer yerlerinde olduğu gibi, burada da hava şartları kısa zaman içinde değişir, bir bakarsınız güneş, biraz sonra ise, yoğun bir yağmur ve ardından yine güneş.
Bu şehri ziyaret etmek isterseniz: Haziran-Temmuz-Ağustos ayında buraya gitmelisiniz.

 

DİN

Şehirde: 1860 yılından itibaren şehre göçen Katolikler ve şehir merkezindeki Protestanlar arasında zaman zaman ciddi çatışmalar çıktığı görülmektedir.

Hatta: dünyanın en büyük ikinci derbisi olarak kabul edilen Glasgow Rangers ve Celtic futbol takımları arasındaki rekabette bu dini yapılara dayanmaktadır.

Çünkü: Glasgow Rangers taraftarları Protestan iken, Celtic taraftarları Katoliktir.

Bunları bilmenizde yarar var, çünkü olura bir futbol takımı forması alır ve rakip takımın mahallesinden veya mekanından geçerseniz, başınıza büyük dertler gelebilecektir. Bu yüzden: şehirde “din” faktörünün önemli olduğunun bilincinde olmanız gerekir.

 

DİL

İskoçya’nın diğer yerlerinde olduğu gibi burada da aksanlarını anlamakta mutlaka zorluk çekeceksiniz. Öte yandan, özellikle akşamları: biraz da sarhoş olmaları nedeniyle dilleri sürçmekte ve konuştukları hiç ama hiç anlaşılmamaktadır.

Bu yüzden: kendinizi üzmeyin ve yormayın, anlamaya gayret edin, anladıklarınız ile yetinin.

 

ELEKTRİK

Şehirde: 220 volt elektrik kullanılmasına rağmen, prizler üç girişlidir ve bu yüzden, burayı ziyarete gittiğinizde, mutlaka dönüştürücü bulundurmalısınız veya oraya vardığınızda satın almalısınız.

 

PARA

Şehirde: İngiltere’nin diğer yerlerinde olduğu gibi “paund” kullanılır.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Otobüsler

Şehirdeki ana otobüs durağı: Buchanan Street caddesindedir. Otobüslere binmek için yanınızda bozuk para bulundurmanız gerekir, çünkü: sürücüden bilet alacaksınız ve sürücü para üstü vermez.

Ancak: otobüs bilet ücretleri, gideceğiniz yere göre değişmektedir. Gideceğiniz yeri söylediğinizde, sürücü size ödemeniz gereken ücreti söyleyecektir.

Öte yandan: sürücüden aldığınız bileti sakın atmayın, kaybetmeyin, çünkü: yolculuk sırasında bilet denetimi sıkça yapılmaktadır.
Evet: otobüsten inişler için, bindiğiniz kapıyı yani sürücüye yakın kapıyı kullanmalısınız.

Metro

Şehir metrosunun 16 istasyonu bulunmaktadır. Metro hatlarından: “The Quter Circle” saat yönünde: “İnner Circle” metro hattı ise, saat yönünün tersinde ilerler. Metro çalışma saatleri: 06.30-23.30 dur. Ancak: Pazar günleri çalışma saatleri kısalır ve akşam saat: 18.00 den sonra metro çalışmaz.

Tek binişlik metro ücreti: 1.20 paund, 1 günlük sınırsız biniş bilet ücreti ise, 3.5 paund.

 

GLASKOW ÜNİVERSİTESİ

Üniversite: 1451 tarihinde kurulmuş, Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisidir. Daha doğrusu, İngilizce konuşulan ülkeler arasında kuruluş tarihi itibarı ile en eski dördüncü üniversitedir. Dolayısı ile, Avrupa’da eğitim konusunda en prestijli eğitim kurumlarından birisidir.

Üniversitenin ana kampus merkezi: şehirde “Gilmorehill” denilen yerdedir. Ancak, başlangıçta Glasgow katedrali yakınında, şehir merkezinde, High Street üzerinde bulunan ve 1870 yılında yapılan binalarda bulunmuştur ve daha sonra biraz önce sözünü ettiğim yeni yerine taşınınca, eski binalar: Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Üniversite içinde, rehberli turlarla gezi yapmak mümkündür. Bu gezide: Filozof Thomas Reid’in mezar taşı, Lord Kelvin’in laboratuvarı ve atmosferik cloisters ve tarihi merdivenleri görebilirsiniz.

Güney Afrika Genel

Güney Afrika Genel

Güney Afrika: Afrika kıtasının güney ucundadır ve Atlantik ve Hint okyanusu kıyılarında 3000 km sahil şeridine sahiptir. Ülke: büyüklük ve nüfus olarak, dünyanın en kalabalık 24 ülkesidir. Ülkenin kapladığı alan 1.233.404 km karedir. Ülkede: Yasama başkenti Cape Town, İdari başkent Pretoria ve yargı başkenti Bloemfontein şehirleridir. Yani ülkede üç başkent bulunmaktadır.

Cape Town şehri: Afrika kıtasının en çok turist çeken yeridir. Afrika kıtasına gelenlerin büyük çoğunluğu, mutlaka Cape Town şehrine uğrarlar veya turlarına dahil ederler. Şehir 3.7 milyon nüfusa sahiptir ve Güney Afrika’nın üçüncü en kalabalık şehridir. Birinci şehir Johannesburg ve ikinci şehir Durban’dır.

Cape Town şehrini ziyaret etmek için giderseniz, çok uzaklardan Masa dağını ilk gördüğünüzde, mutlaka etkileneceksiniz.

1488 yılında, Afrika’nın Avrupa kıtasına en uzak bu şehrine ilk gelen kaşif Portekizli Bartelemeu Dias olmuştur. Şehir, ardından uzun süre İngiliz sömürgesi olarak kalmıştır. Bugün ise: Avrupa, Afrika ve İslam kültürlerinin eşsiz bir karışımıdır. Zarif bir binaya bakarken, kendinizi Hollanda’da zannedebilirsiniz.

Hemen yanında ise, renkli kumaşların ve oyma maskelerin hakim olduğu, gürültülü bir Afrika açık pazarı bulabilirsiniz. Biraz ileride ise, Victoria dönemi İngiliz parklarının benzeri bir ağaçlıklı park alanına rastlayabilirsiniz ki, sincaplar ağaçlarda dolaşmaktadırlar. “Bo-Kaap” semtinin dar sokaklarında ise, minarelerden ezan sesi duyabilirsiniz. Küçük barlarda: siyahların caz müziği yükselir. Güzel restoranlarda: “Malay” kültürünün yemeklerinin örneklerini bulmak mümkündür.

Şehirde, her gün saati belirlemek için saat: 12.00’de gerçek top atışı yapılıyor. Sokaklarda kedi-köpek göremezsiniz. Hatta: köpeklerini gezdirenleri bile göremezsiniz. Ama: Amerika’da olduğu gibi sokaklarda çok sayıda sincap göreceksiniz.

Güney Afrika Genel

ULAŞIM-HAVAALANI

Uçak ile Güney Afrika’ya gitmek için, yolculuk yaklaşık 12 saat sürüyor. Emirates havayolları Dubai üzerinden buraya seferler yapıyor ama Dubai de aktarma sırasında bekleme durumu oluyor.
Herhangi bir havayolu ile bu ülkeye turist olarak giderseniz, vize gerekmemesine rağmen, girişte mutlaka dönüş bileti ibraz etmeniz isteniyor. Bu yüzden, ülkeye girerken yanınızda dönüş bileti mutlaka bulundurun. Cape Town şehrine ulaşmak için THY nın, İstanbul-Johannesburg-Cape Town seferini kullanmanız gerekir. Böylece Cape Town şehrine ulaşmak için Johannesburg üzerinden gidildiğinden yolculuk 2 saat uzuyor.

Havaalanı “CPT” olarak kodlanıyor ve şehir merkezine 20 km uzaklıktadır. Havaalanı, Afrika’nın üçüncü büyük havaalanıdır ve 1954 yılında açılmıştır.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki transfer için taksi düşünürseniz, taksiye muhtemelen 250R  ödemeniz gerekir. Öte yandan, şehir merkezine belediye otobüsü de gidiyor.

Güney Afrika Genel

İNSANLAR

2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre: ülke nüfusunun % 79.2’lik bölümü Afrikalıdır ve bunlar: kökenleri, kültürleri, dilleri ve dinleri farklı etnik guruplar şeklinde yaşamaktadırlar. Bunun dışında: % 8.9’luk bölüm beyaz ve % 2.5 bölümü Hintlidir.

Ülkenin genel nüfusu, yaklaşık 52 milyon kişidir. Sokakta karşılaşacağınız insanların geneli: kibar ve naziktir. Kalabalık caddelerde yürürken, temas etmeyi seviyorlar yani hafif bir omuz dokunuşunu sakın yanlış değerlendirmeyin.

Ülke insanlarından söz ederken, dilencilerden bahsetmemek olmaz. Şehirdeki dilenciler kibar ve yapışkandır. Turist olduğunuzu anladıklarında veya yalnız yürüyorsanız: 8-10 dakika yanınızdan ayrılmıyorlar yani yapışıyorlar. Bunlardan kurtulmak için en iyi yol göz temasında bulunmamaktır.

Bu arada, bu ülkede trafik ışıklarının ismi “robot” dur. Değişik bir yaklaşım, bilmenizde yarar olabilir. Son bir not: bu ülkede yaşayan insanların onda biri, yani sokakta göreceğiniz insanların on kişiden biri AIDS yani hiv virüsü taşıyor ve yerel batıl inanışa göre: AIDS hastalığından kurtulmak için “bakire bir kız” ile birlikte olmaları gerektiğine inanıyorlar ve bu yüzden, ülkede tecavüz vakaları azımsanmayacak yüksekliktedir.

Ayrıca, yine hani korkutmak gibi olmasın ama bunlar resmi rakamlar: bu ülkede her yıl 1000 yabancı uyruklu turistin öldürüldüğü söyleniyor. Bu yüzden: bu cennet gibi ülkede gezerken, gerekli tedbirleri almalı ve özellikle akşam saatlerinde kesinlikle tek başınıza veya ücra yerlerde tek başınıza gezmemelisiniz.

 

PARA

Güney Afrika’da: para birimi olarak “rand” kullanılır. Rand para biriminin işareti “R” dir.
1R=100 sent.
Para birimleri, ortalama Türk Lirasının beşte birine karşılık geliyor.
1 Amerikan Doları = 10-11 R.
Burada: para bozdururken, çok fazla komisyon aldıklarını hatırlatırım. Bu yüzden: bankamatik kartıyla “ATM”den yerel yara birimi yani “Rand” çekmeyi düşünün. Bunun komisyonu ise 5 TL civarına geliyor. Yani daha ucuz oluyor.
Birçok yerde de kredi kartı kullanabilirsiniz, ama özellikle kırsal kesimde kredi kartı almıyorlar.

 

ULUSAL SEMBOLLER

Güney Afrika ülkesinin bayrağı: yeşil-beyaz-siyah-altın-kırmızı ve mavi bir geometrik desenden oluşmaktadır.

 

SITMA

Ülkede genellikle “sıtma” yaygındır ve sivrisinekler yoluyla bulaşmaktadır. Eğer kötü bir baş ağrısı çekerseniz ve ardından eklem ağrıları ve ateş ve titreme yaşarsanız, bu sıtma olduğunuzu gösterir. Sıtma belirtileri, bazen grip belirtileriyle karıştırılmaktadır. Her ne kadar bu ülkeye giderken mutlaka aşı olun tarzında çeşitli uyarılar olsa da, siz her ihtimale karşı aşı olmasanız da tedbirli olmanızda yarar var, özellikle yanınızda sivrisinek kovucu losyon bulundurursanız, büyük olasılıkla sorun olmayacaktır.

 

DİLLER

Güney Afrika: çok dilli bir ülkedir. Ülkede 11 resmi dil yanı sıra İngilizce ve yerli kökenli birçok dil daha konuşulmaktadır. Nüfusun yalnızca % 10 luk bölümü kendi ana dili olarak İngilizce olmasına rağmen, İngilizce ülkede en çok anlaşılan ve konuşulan dil olarak bilinir ve kullanılır. Güney Afrikalıların çoğunun ikinci dili İngilizcedir.

 

DİN

Güney Afrika’nın nüfusunun % 80 lik bölümü Hıristiyandır. Diğer büyük dini guruplar ise: Hindular, Müslümanlar, Yahudiler ve Budistlerdir. Bir azınlık bu büyük dinlerden herhangi birine ait değil ise, Anayasa gereği ibadet özgürlüğüne sahiptir.

 

SU

Kentsel alanlarda genellikle musluk suyu kaliteli değildir ve içmek güvenli olmaz. Musluk suyu genellikle buz ve salata malzemesi yıkanmasında kullanılır. Ancak, uzak kırsal bölgelerde mutlaka şişe suyu bulundurmanız ve kullanmanız önerilir.
Restoranlara gittiğinizde “tap water” denilen bir su türü isteyebilirsiniz veya garsonlar serviste “buzlu ve limonlu musluk suyu” getiriyorlar.

 

ELEKTRİK

Güney Afrika’da: elektrik tesisatında, 220 volt kullanılır.

 

İKLİM

Gerek çevresinin denizlerle çevrili olması ve gerekse Güney Yarımkürede bulunması nedeniyle ülkede genellikle ılıman iklim hakimdir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kış hüküm sürerken, soğuk havadan kaçmak isteyenler, burayı tercih etmektedirler. (Kasım ve Şubat aylarında)
Burada, günlük ortalama yaz sıcaklıkları 15-28 derece arasındadır. Kış aylarında ise ortalama günlük sıcaklık 19-23 derece arasındadır. Yani, genel anlamda şehrin havası yağmurlu ve serin denilebilir. Aynı zamanda rüzgarlıdır da.

Cape Town şehrinin en iyi mevsimi: ilkbahar ve sonbahardır. İlkbaharda: güneydeki kıyı şeridi ziyaret edilebilir. Son bahar yaz sıcaklarında ise bu çiçekli alanlar renk değiştirmeye başlarlar.
Ülkede iklimler bizden farklı olarak şöyle gündeme gelmektedir.

Bahar mevsimi: Eylül, Ekim, Kasım.
Yaz mevsimi: Aralık, Ocak, Şubat
Sonbahar mevsimi: Mart, Nisan, Mayıs
Kış mevsimi: Haziran, Temmuz, Ağustos.

 

GİYSİ

Burayı ziyaret ederseniz: yanınızda sıcak tutan ve su geçirmez bir ceket bulundurmanızı öneririm. Ayrıca: güneşe karşı korunma tedbirleri de almalısınız. Özellikle masa dağına çıkarken mutlaka ve mutlaka yanınızda kalın giysi bulundurmalısınız.

 

TOPLU TAŞIMA

Diğer birçok Güney Afrika şehrinin aksine, Cape Town’da toplu ulaşım hizmeti makul seviyededir.

Otobüsler

Şehir merkezi ile V&A Waterfront, Masadağı, Güney Banliyöleri, Kirstenbosch, National Botanical Gardens ve False Körfezi boyunca uzanan en popüler plajlar arasında bir otobüs şebekesi çalışmaktadır. Biletinizi otobüse binerken sürücüden satın alınız.
Ziyaretini boyunca çok sayıda otobüs yolculuğu planlıyorsanız, On Binişlik Klips Kart almak akıllıca olacaktır. Cape Town ile Garden Route gibi popüler turist bölgeleri arasında çalışan birkaç lüks şehirlerarası otobüs şirketi bulunmaktadır. Bunlardan biri İntercape Coaches’dir.

Demiryolu

Şehir merkezinden kalkan, banliyölerin içinden geçip False Körfezi kıyısındaki Simon kasabasına giden trenler, yoğun zamanlarda sık çalışmaktadır. İstasyonlar levhalarla belirlenmiştir. Bu yüzden bir haritaya ihtiyacınız olacaktır. Biletler istasyondan alınmaktadır ve tarifeler istasyondan veya gazete bayilerinden alınabilir.

Taksiler

Burada üç çeşit taksi bulunmaktadır. Rikkiler, taksimetreli taksiler ve minibüs taksiler.
Rikkiler, turistler için uygun bir ulaşım aracıdır. Bu üç tekerlekli araçları caddede seslenerek veya telefonla çağırabilirsiniz. Bunlar birkaç yolcu alırlar ama bir tanesini Cape Burnu gibi yerlere kısa turlar için özel olarak kiralayabilirsiniz.
Taksimetreli taksiler, şehir çevresindeki taksi sıralarında bulunabilir veya telefonla çağırılabilir. Bunlar ucuz değildir ama geceleri, kendinizin araba kullanmasından daha güvenli bir seçenektir.
Minübüs taksiler turistlere önerilmemektedir. Taksimetreli taksilerin aksine, bunlar caddeden durdurulabilirler ama sürücüleri genellikle dikkatsiz araba kullanırlar. Sahipleri çoğunlukla karşıt guruplardır ve sürücüler genellikle tabanca taşırlar.
Taksiye binecekseniz, mutlaka taksimetresini açmasını takip etmelisiniz. Taksimetreyi göremezseniz, o zaman, gideceğiniz yere ne kadar para karşılığı götüreceğini mutlaka sorun ve hatta pazarlık yapın.
Cadde üstünde bineceğiniz taksiler: üç tekerlekli “Rikkiler” dir. Diğerlerini taksi sıralarında bulabilir veya telefonla çağırabilirsiniz.

Güney Afrika Genel
Güney Afrika Genel

 

TURİZM

Güney Afrika’da en çok ziyaret edilen 10 yer şunlardır:
1.Cape Town ve Cape Peninsula.
2.Winelands
3.Garden Route.
4.Johannesburg
5.Kruger Ulusal Parkı
6.Durban Sahil
7.Robben Island
8.Soweto
9.Blyde River Canyon
10.Wild Coast

 

GEZİ OTOBÜSLERİ

Şehirde “hop-on-hop-of buss” denilen turistik gezi otobüsleri bulunuyor. Bunlar iki hat üzerinde müşterilerini gezdiriyorlar. Kırmızı rota: masa dağına çıkıyor. Mavi rota: kirsctenburch denilen yerdeki botanik parkı ve kuşların bulunduğu ortama gidiyor.

Güney Afrika Genel

CAPE TOWN PLAJLARI

Şehrin başlıca plajları: Clifton ve Camps Bay kıyılarıdır. Şehrin Atlantik sahilinde geniş kumlu plajlar uzanmaktadır. Burada deniz suyu soğuk olabilir. Ancak: Clifton’da bulunan 4 plaj: güneşlenmek, voleybol oynamak ve dinlenmek için idealdir ve şehirdeki en popüler plajlardır.
Yakınlardaki “Camps Bay Beach” ise özellikle hafta sonlarında büyük kalabalıkları çeker. Liandudno: şehrin en pahalı gayrimenkullerinin bulunduğu yerdir ve burası sörfçüler için cennettir.
False Bay kıyı şeridindeki sıcak Hint Okyanusu suları: yüzmek için daha uygundur. Burada özellikle Muizenberg plajı ilgi çekmektedir.
Simon Town denilen yerde: şehrin en gözde plajları bulunur.

Güney Afrika Genel Nobel Meydanı

CAPE TOWN NOBEL MEYDANI

Cape Town şehrinde: V&A Waterfront çevresinde dolaşırken: arka arkaya ve dalgın duran 4 büyük bronz heykel göreceksiniz. Bunlar: Albert Luthuli, Desmond Tutu, FW de Klerk ve Nelson Mandela’ya aittir.

Albert Luthuli: 1952 yılında “Afrika Ulusal Kongresi” Başkanı olarak Nobel ödülünü kazanan ilk Güney Afrikalı oldu. Kendisi siyasi hayatının büyük bölümünde tutuklu kaldı ve ödülünü Aralık 1961 tarihinde alabildi.

Başpiskopos Emeritus Desmond Tutu: 1984 yılında dünyanın en sevilen liderlerinden biri olarak, Apartheid rejimine muhalefet etti ve daha sonra ulusal bir uzlaşma sembolü oldu. Kendisi: ezilen ve yoksullar için konuşmalar yapmaktadır.

FW de Klerks: 1990 yılında Apartheid rejimi döneminde Güney Afrika’nın son cumhurbaşkanı oldu. Kendisi ülkenin yeni Anayasasını kurmak için Nelson Mandela ile çalışarak, Güney Afrika’da değişim, sosyal ve politik rüzgarlar estirdi.

Nelson Mandela: 1993 yılında Nobel barış ödülüne layık görüldü. 27 yıl hapis yatan Mandela: Güney Afrika’nın demokratik olarak seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmuştur.

Evet: bu tarihi figürler: Cape Townlu sanatçı heykeltıraş Claudette Schreuders tarafından yapılmıştır. Kendisi bir yarışmaya katılan on sanatçı arasından seçilmiştir.

Güney Afrika Genel

V&A WATERFRONT

Deniz kenarında, liman yanında kurulmuş bu alan: gayet turistik bir yer olarak bilinir. Burada: bir dönme dolap var ve ayrıca: deniz turları düzenleniyor. Ayrıca: devasa alışveriş merkezleri görülüyor. Bunların yanında, şehrin birçok yerinde görülen alışveriş mağazası zinciri şubesi “Woolsworth” bulunuyor. Küçük bir alışveriş market zinciri şubesi “pick and play” de, burada bulabileceğiniz yerlerdendir.

Güney Afrika Genel

TATİLLER

01 Ocak Yılbaşı
21 Mart İnsan hakları günü
Good Friday (Paskalya öncesi Cuma) tarihi değişebilmektedir.
Easter Sunday (paskalya pazarı) tarihi değişebilmektedir.
Aile günü (Paskalya Pazartesi) tarihi değişebilmektedir.
27 Nisan Özgürlük günü
01 Mayıs İşçi Bayramı
16 Haziran Gençlik günü
09 Ağustos Ulusal Kadınlar günü
24 Eylül Miras günü
16 Aralık Uzlaşma günü
25 Aralık Noel
16 Aralık İyi niyet günü.

İrlanda Dublin Genel

İrlanda Dublin Genel

Dublin şehri İrlanda’nın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri ve Dublin Kontluğunun merkezidir. Medeni, temiz ve huzurlu bir şehirdir. Ara sokakları, merkezinden daha güzeldir. İrlanda ülkesinin simgesi “dört yapraklı yonca” dır.

Coğrafi olarak: şehir, İrlanda’nın doğu kıyısında, Liffey nehrinin denize döküldüğü yerde, Dublin körfezine bakmaktadır. Yani, yarım ay şeklinde İrlanda denizi boyunca uzanan, İrlanda East Coast üzerinde yer almaktadır. Şehir dramatik Wicklow dağları ile güneyden sınırlandırılmıştır.

Şehir içinde, tüm ziyaret yerlerine en fazla yarım saatlik bir yolculuk ile ulaşılabilir. 2012 yılında, şehir 3.600.000 yabancı kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Bunların: % 30 İngiltere, % 43 Avrupa ülkeleri ve % 19 Amerika ve kalan % 7’lik bölümü diğer ülkelerdendir. Yine 2012 yılında ülkenin turizm gelirinin % 43’lük bölümü Dublin tarafından sağlanmıştır. 2012 yılında 1 milyon ziyaretçi ile, “Guinnes Storehouse” ülkenin en çok ziyaret edilen yeri olmuştur.

Burada ilginç bir not vermek istiyorum. 1902 yılında İngiltere Kraliçesi Victoria ölünce: üzerinde güneş batmayan imparatorluğun merkezi Londra’dan: dünyanın dört bir yanına haber salınıp, yas nedeniyle bütün evlerinin kapılarının “siyah” boyanması istenir. Bu emre, yalnızca yaramaz çocuk “İrlanda” karşı çıkar ve “Biz İngiltere kraliçesi için yas tutmayız” diyerek, inadına tüm kapılarını rengarenk boyarlar. Yani: İrlanda denilince, uzun yıllara dayalı İngilizlere olan çekişmeleri gündeme gelmektedir.

Son bir not: Serbest İrlanda, İngiltere’ye bağlı olmadığı için İngiltere vizesi ile girilemiyor, gitmeden önce mutlaka İrlanda konsolosluğundan vize almak gerekiyor. Zaten, bu ülkeye gittiğinizde, buradaki insanlardaki İngiltere nefretini ve hoşnutsuzluğunu mutlaka sezeceksiniz ki, para birimleri bile paund/sterlin değil, euro kullanıyorlar. Yani, tüm ortak noktalarını silmişler.

 

ŞEHRİN İDARİ YAPISI

Dublin şehir merkezinde: Liffley nehrinin böldüğü iki bölüm bulunmaktadır. Bunlar:
1.Northside
2.Southside

Northside

Şehrin bu bölgesi: O’Connell caddesi, Parnell Meydanı, 17.yüzyılda şehrin en pahalı adreslerinden olan kuzey-güney yönünde ilerleyen Liffley yolu bulunur. General Post Office: O’Connell caddesinin aşağısında bulunur. O’Connel caddesinin Henry Street ile kesiştiği yerde popüler alışveriş merkezi bulunur. Moore Street içinde ise bir sokak pazarı görülür. Şehrin hayvanat bahçesi de bu bölgededir.

Southside

Burası genellikle daha çok işçi sınıfının yaşadığı yerdir. Burada: Temple Bar ve gece hayatı yaygındır. Ayrıca: Grafton Street çevresinde ana alışveriş bölgesi ve keyifli parklar bulunur.
Burada, İrlanda’nın en eski ve ünlü üniversitesi Trinity College, Hükümet Binası, Dublin Kalesi, LAnsdowne Road Stadyumu, Christchurch Katedrali ve St Patric Katedrali bulunur.

Outskirts

Dublin körfezi boyunca güneyde, Dublin şehrinin en güzel yerlerinden bazıları bulunur. Mükemmel sahil kasabaları ve limanları barındıran koylar, düz ve kumlu plajlar görülür. Özellikle. Sandycove, Dalkey ve Kiliney ilgi çeker. Güneşli bir günde, burada Akdeniz atmosferi bulunduğu söylenir. Dublin şehri körfezinin kuzeyinde ise, büyük bir balıkçı limanı olan Malahide ve bir park ile romantik bir 19.yüzyıl kalesi olan şirin sahil kasabası bulunur.

 

HAVAALANI

Dublin Havaalanı: günlük uçuşlar için kullanılmaktadır ve Avrupa’nın en işlek havaalanlarından birisidir. Şehir merkezinden 10 km uzaklıkta Collinstown ilçesindedir.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için: taksiler yanında, Aircoach, Airlink ve Dublin Otobüs hizmet vermektedir. Havaalanı ile şehir merkezi arasında demiryolu bağlantısı yoktur.
Buradan; İngiltere ve Kuzey Amerika, Dubai, Abu Dabi gibi körfez ülkelerine direkt uçuşlar yapılır.

Havaalanında 2 terminal bulunur. Terminal 1 ve Terminal 2; çeşitli havayollarına tahsis edilmiştir, İrlanda ulusal havayolu şirketi, Terminal 2’yi kullanır.

Şehrin tek havaalanı günde 80 bin yolcu kapasitelidir ve bu rakamlarla Avrupa’nın en işlek 10 havaalanından biridir. Havaalanı ile bazı merkezler arasındaki yaklaşık seyahat süreleri şöyledir.
Dublin-İngiltere havaalanları: 45 dakika, Dublin-Avrupa havaalanları: 2-2.5 saat arasındadır. Dublin-New York arasındaki uçuşlar, 5.5 saat sürer. İstanbul-Dublin arasındaki uçuş süresi, 3 saat 40 dakika sürmektedir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: otobüs veya taksi ile sağlanır. Yolculuk yaklaşık 25 dakika sürer. Otobüs ile şehir merkezine ulaşmak isterseniz, 6 euro ücret ödemeniz gerekir. Taksi düşünürseniz, ortalama 25 euro ücret ödemeniz gerekecektir. Taksi tercih ederseniz, şehir merkezine yolculuk 15 dakika sürer. (Belediye otobüslerine göre daha konforlu olan Shuttle Aircoach denilen araçlar da şehir merkezine 15 dakikada ulaşırlar) 3-4 kişilik bir gurup olarak seyahat ediyorsanız taksi iyi bir seçim olacaktır. Taksi durakları, havaalanının hemen dışında otobüs terminalini geçtikten sonra görülebilir, yoksa yanınıza yanaşan taksi sürücülerini tercih etmeyin.

 

PARA

İrlanda’da “Euro” para birimi kullanılmaktadır. Bankamatikler yaygındır. Banka saatleri, Pazartesi-Cuma günleri: 10.00-16.00 arasındadır. Çoğu: otel, mağaza, restoranlar ve bazı barlar: tüm kredi kartlarını kabul ederler. Bir pub ziyaret etmek istiyorsanız, yanınızda nakit bulundurmanızı öneririm. Ayrıca: yine taksi ve toplu taşım araçları için yanınızda nakit bulunması şarttır.

Ancak, bu şirin şehir, maalesef çok pahalıdır. Guinness birası, birçok yerde 5 euro civarındadır. Londra şehrinde bile pahalıdır denilebilir. Yeme, içme, ulaşım, konaklama, müze girişleri aklınıza ne gelirse, hepsi diğer Avrupa şehirlerine göre pahalıdır.

 

ELEKTRİK SİSTEMİ

Şehirde 230 voltluk elektrik akımı kullanılmaktadır. Prizlere gelince: bazı yerlerde yuvarlak uçlu ikili prizler kullanılırken, birçok yerde iğne uçlu prizler kullanılır. Bu yüzden, burayı ziyaret etmeden önce bir dönüştürücü yani adaptör almanızı öneririm.

 

İKLİM

Şehrin tek kötü yanı: yazın ve özellikle Ağustos ayında bile, yanınızda ilave bir giysi bulundurmanız gerekmesidir. Çünkü, bu şehir: soğuk iklim sevmeyenler için uygun değildir.
Hava: yağmur-güneş-yağmur-güneş şeklindedir. Havanın sürekli yağmurlu olması dikkatinizi çekmiyor, ama güneş görünce insanlar şaşırıyorlar.

Genel anlamda kışları yumuşak ve yazları serin geçiyor, aşırı soğuk ya da sıcak olmaz. Çünkü, okyanus iklimi hakimdir. Ocak ayında ortalama sıcaklık 8-9 derece civarındadır. Temmuz ayında ise ortalama sıcaklık 20-22 derece civarında olur. En kuru ay: Nisandır. Temmuz ve Ağustos aylarında festivalleri düşünerek gitmenizi öneririm.

İklimle ilgili en güzel sözü yerliler şu şekilde söylerler “buranın havasını beğenmiyormusun, o zaman 10 dakika bekle”. Yani, sonuçta gökyüzünde güneş varsa on dakika sonra yağmur yağabiliyor veya tam terside olabiliyor. Bu yüzden, hazırlıklı olmanızda yarar var.

İrlanda Dublin Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Dublin şehrinde, birçok yere yürüyerek gitmek mümkündür. Bu yüzden mesafeler kısa olduğundan: yürümek dışındaki en büyük seçenek bisiklettir. Bu arada, şehirde metro yok. Gideceğiniz yere göre tramvay tercih edebilirsiniz. Tramvay biletlerini duraklardaki makinelerden, otobüs biletlerini ise şöförden satın alabiliyorsunuz, ancak yanınızda tam para bulundurun, şöför çoğu zaman küçük para üstünü geri veremiyor.

Şehir içi ulaşım, daha doğrusu trafikle ilgili bir not daha vermek istiyorum. Malüm burada trafik ülkemizdekinin tersine, soldan akıyor. Bu yüzden, caddelerde karşıya geçerken, ışıklara uyulmasa ezilme tehlikesi oluyor. Çünkü araçlar hiç tahmin etmediğiniz yönden çıkabiliyor. Bu yüzden: trafik ışıkları önünde, yerlere uyarıcı yazılar yazmışlar.

Tabii bu durum, araba kiralamak isteyenler için de önemli çünkü tersten akan trafiğe alışmak zaman alıyor.

 

Bisiklet

Dublin: Paris, Kopenhag ve diğer birçok Avrupa şehri gibi mükemmel bisiklet düzenine sahiptir. Şehirde: bisikletle seyahat etmek çok kolaydır ve şehir merkezinde 40’dan fazla bisiklet kiralama istasyonu bulunmaktadır. 3 günlük bir bisiklet kiralamak isterseniz, yalnızca 3 euro ödemeniz gerekir. Şehirdeki yakın manzaraları görmek için mutlaka bir bisiklet yolculuğu yapmalısınız.

İrlanda Dublin Genel

Tekne

Liffey nehri boyunca farklı bir yolculuk yapmak isterseniz, bu benzersiz deneyim için bir tekne gezisine katılmalısınız. Bu gezide: Dublin’in tarihi köprüleri altından geçerken, uzman rehber tarafından İrlanda tarihinin olayları anlatılmaktadır.

İrlanda Dublin Genel

At Arabası

Dublin şehrinin Arnavut kaldırımlı sokaklarında at arabası ile seyahat edebilirsiniz. Bu gezi: sizin istediğiniz rotada yapılacak ve isterseniz yerel rehber de bulunacaktır. Nisan ve Ekim ayları arasında düzenlenen bu tur: St Stephen Gren caddesinden başlar.

İrlanda Dublin Genel

Pedibüs

Eğer bir gurup ile şehre geliyorsanız, Dublin Pedibüs kullanabilirsiniz. Dublin Pedibüs: 10-16 kişilik bir bisiklettir. Bisiklet: Dublin manzaralarını izleyerek gezinmek isteyenler tarafından 2 saat boyunca kiralanır ve üzerinde bir de müzik düzeni bulunmaktadır. Tur yani yol planını kendiniz yapabilirsiniz.

 

Otobüs

Sarı renkli, 2 katlı otobüsler bulunur. Bunlara “Dublin Bus” ismi verilmektedir.

İrlanda Dublin Genel

İNSANLAR

Şehirde çok sayıda Brezilyalı bulunur. Sonra ise, Suudiler ve azınlık bir gurup olarak Türkler sayılabilir. Sokaklarda pek Türk görmek mümkün değildir.
Dublinliler: çok güler yüzlü, dost canlısı ve koyu muhabbeti seven insanlardır. Bir adres sorduğunuzda, uzun uzun anlatırlar. Yaşlı insanlar çok yardımsever olmalarına rağmen, genç olanların birçoğu yabancıları sevmezler.

Öte yandan: şehirde İrlanda’nın en büyük üniversitelerinden üçü bulunur, bu yüzden Dublin genç şehirdir denilebilir. Ama, aslen şehirde her yaştan ve toplumun her kesiminden insanla karşılaşabilirsiniz. Kızları: açık tenli, kızıl saçlı ve genellikle çillidir.

İrlanda Dublin Genel

GÜVENLİK

Dublin şehrinde özellikle gece saat 21.00’den sonra hırsızlık ve gasp olaylarının çok yaşanması nedeniyle, yalnız olarak sokağa çıkmamanız önerilir. Sokaklarda: çok fazla sayıda genç gurupları insanları gasp etmeye çalışırlar.

Özellikle, hafta sonlarında sokaklarda çok sayıda alkollü yani sarhoş insan bulunması, güvenliği iyice tehdit ediyor.

Bunun dışında, toplu taşıma araçlarında özellikle yankesicilere karşı dikkatli olmanızı öneririm. Hırsızlar genellikle akıllı telefonlar, ipad, ıpod gibi küçük elektronik eşyaları çalıyorlar.

 

DİL

Dublin şehrinde eğer İngilizceniz iyi ise, herhangi bir dil sıkıntısı çekmesiniz. Bazı İrlandalılar çok temiz İngilizce konuşurlar. Ancak, farklı aksana sahip İrlandalılar da bulunur. Onların ne söylediğini anlamakta zorlu çekersiniz.

Sokak işaretleri ve resmi binalar: İngilizce ve Gal ve yerli İrlanda dilinde belirtilmektedir. Buna rağmen, şehirde Gal dili konuşan birine rastlamanız pek mümkün olmayacaktır. Zaten bütün İrlandalılar pek kullanmasa da kendi dillerini öğrenmek zorundadırlar.

İrlanda Dublin Genel

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER

Halloween

Halloween kutlamaları sırasında Dublin’e giderseniz: her gece boyunca sokaklarda değişik ve genel olarak korkunç kostümlü insanları görebilirsiniz. Bu bir anlamda “cadılar bayramı” etkinliğidir. Bu etkinlikte, havai fişek gösterileri, aile etkinlikleri düzenlenir. Cadılar bayramı mekanları, bayram süresince ailelerin eğlendirilmesini amaçlamaktadır.

Dublin Uluslar arası Film Festivali

Bu festivale: her yıl 100 film katılmakta ve bunların galaları: tüm dünyadan oyuncular ve yönetmenleri şehre çekmektedir. Festival iki hafta boyunca sürmektedir.

Aziz Patric Günü-Parade ve Festival

İrlanda’nın koruyucu azizi, şehrin birçok yerinde kutlamalar ile anılıyor. Açık hava etkinlikleri, her yıl Mart ayının ortalarında yapılan bu etkinliklerde bir hafta sürüyor. Bu festival boyunca, şehir büyük bir parti alanı haline geliyor. Tüm şehir yeşile boyanıyor ve bu festival boyunca İrlandalılar, İrlandalı olmakla övünüyorlar.

Geçit töreninde: yeşil-beyaz-turuncu renkler hakimdir. Törene: guruplar ve dansçılar katılır. Hatta: ülke dışından, Amerika, İtalya ve Almanya’dan çeşitli guruplar da katılmaktadır. St Patric günü geçidinde Brezilya’dan bir samba okulu da katılır. İrlandalılar kahvaltıda, bu gün: pastırma, sosis, siyah ve beyaz puding, yumurta, mantar, fasülye yerler ve yeşil giysiler giyerler.

Heineken-Yeşil Enerji Festivali

Dublin şehrinin en büyük Rock ve Pop festivali: 1966 yılından bu yana kutlanmaktadır. Açık hava festivali için, şehre bu sırada 50 bin müzikseverin geldiği söyleniyor.