Brezilya Sao Paulo Genel

Brezilya Sao Paulo Genel

Brezilya’nın 26 eyaletinden birisinin başkenti, en büyük şehridir ama aynı zamanda nüfusa göre dünyanın en büyük şehirlerinden birisidir. Şehrin nüfusu 10.886.518 kişidir. Ama çevresindeki metropollerle birlikte nüfus neredeyse 19.000.000 kişidir. Batı yarımkürede ikinci büyük şehirdir. Küresel ölçekte ise 4. sıradadır. Dünyanın üçüncü büyük metropolüdür.

Güneydoğu Brezilya da bulunan şehir, gökdelenleri, gastronomi ve sağlam kültürü ile tanınır. Brezilya’nın güneydoğusundaki en işlek liman olan “Santos”a 49 km. uzaklıktadır. Santos’a tren ve otoyol hatları ile bağlanmıştır. Kıyıdan uzaklıklara gelince: Costa dos Alcatrazes 186 km, Guaruja 93 km. Ilhabela 204 km. Santos ise 74 km.dir.

Şehir kamu parkları ve Atlantik yağmur ormanları kısımlarının içide çok sayıda ev sahipliği yapmaktadır. Zaten “Serra do Mar” tepeleri üzerine kurulmuştur. Tepelerden doğan “Tiete” ırmağı, şehrin hemen doğusundan geçer. Bölgenin başlıca zenginlik kaynağı: 800 metre yükseklikteki kahve plantasyonlarıdır. Şehrin rakımı 760 metredir.

Şehirde her yıl düzenlenen “Sao Paulo Uluslar arası Sanat Bienali ve film festivalleri” dünya çapında popülerdir ve ayrıca birçok dans, müzik ve tiyatro festivalleri düzenlenmektedir.

Brezilya Sao Paulo Genel

ŞEHRİN TARİHİ GEÇMİŞİ

Sao Paulo şehri: 1553 yılında Portekiz sömürge döneminde Katolik rahipler tarafından kurulmuştur. Cizvit rahipler: yerli Kızılderililerden güvenli bir yer bulmak için 1553 yılında Mar dağlarına kadar yürüdüler ve Piratininga platosuna ulaştıklarında onlar ideal bir yer buldular. İspanya’daki gibi soğuk rüzgarlar ve sağlıklı ve taze topraklar ve iyi sular onların dikkatlerini çekti.

Onlar “Tamanduatei” ve “Anhangabau” nehirlerinin yanında alçak bir tepe üzerine 25 Ocak 1554 tarihinde ilk yerleşim yerini inşa ettiler ve bu tarih, Sao Paulo şehri yıldönümü kutlamaları tarihi olarak belirlendi. O dönemlerde şehir yerli halkları köleleştirme ve değerli metalleri ve taşları bulmak için yapılan seferlerin başlangıç noktası oldu.

1700’lü yıllarda burası küçük bir kasaba iken, topraklarının verimli olması ve özellikle yüksek rakımda kahve üretimine elverişli olması nedeniyle hızla büyümüştür.

1815 yılında şehir Sao Paulo eyaletinin başkenti oldu ve 1826 yılında Largo Sao Francisco Hukuk Fakültesi açıldı.

19.yüzyıla gelindiğinde ise şehir: ticaret, bankacılık ve sanayi merkezi haline gelmiştir. Ancak: özellikle dış ülkelerden gelen binlerce göçmen nedeniyle şehirde gecekondulaşma artmış ve milyonlarca insan şehrin çevresindeki hiçte elverişli olmayan yerlerde yaşamaya başlamışlar ve çevre kirliliği de üst düzeylere ulaşmıştır.

Bunun yanında 20. yüzyılda yaşanan olağanüstü büyüme sonrasında, eski binalar yerini çağdaş mimari örneği yapılara bırakmıştır. Tarihin merkezin çevresinde 17. yüzyıldan kalan kiliseleri, sonraki süreçte gökdelenlerin gölgesi kapatmıştır.

Brezilya Sao Paulo Genel

 

ULAŞIM

Şehir: Rio de Janeiro şehrine 355 km uzaklıktadır. Şehrin havaalanı “Sao Paulo/Congonhas” (CGH) olarak isimlendirilir. Brezilya ülkesinin iki numaralı havaalanıdır ve şehrin güney merkezindedir ve şehir merkezine 8 km uzaklıktadır. Trafiğin durumuna bağlı olarak bu uzaklık yaklaşık 15 dakika sürmektedir.

Havaalanı son yıllarda yenilenen terminali ile hoş bir ortam sunmaktadır.
Şehrin bir diğer uluslar arası havaalanı Guarulhos Uluslar arası Havaalanıdır. Burası otobüsler ile, Congonhas havaalanına bağlanmaktadır.

Brezilya Sao Paulo Genel

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehir içi trafiği özellikle sabah saat: 08.00-10.00 ve akşam saat 18.00-20.00 arasında tam bir keşmekeşe dönüşmektedir. Zaten haftanın belli günlerinde araçların bir kısmının şehir içi trafiğe çıkmasına izin verilmiyor.

 

Metro

Şehirdeki metro hattı: Amerika ve Avrupa’daki metrolar gibi kapsamlı değildir ama yine de metro sizi istediğiniz birçok yere götürecektir. Metro sistemli ve büyüktür. Metro hatları: Mavi-Yeşil-Kırmızı ve aralarındaki transferi sağlayan Sarı renklerle belirlenmiştir.

Mavi hat: Jabaquara ile Tucuruvi bölgeleri yani kuzey-güney rotasını kapsar.
Yeşil hat: Vila Prudente istasyonu ile Vila Madalena arasındaki bağlantıyı sağlar.
Metro bileti, tek biniş için 3 R dir. Metro ve otobüs entegre biletler ise 5.10 R dir. Tek bilet 3 saat içinde 4 biniş için izin verir.

 

TATİLLER

1 Ocak Yılbaşı
25 Ocak Şehrin yıldönümü
24 Şubat Karnaval
10 Nisan Kutsal Cuma
12 Nisan Paskalya
1 Mayıs İşçi Bayramı
11 Haziran Corpus Chisti
9 Temmuz Anayasa Devrimi
7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü
12 Ekim Aparecida Bayramı
15 Kasım Cumhuriyetin ilanı
20 Kasım Afro Brezilya vicdan günü
25 Aralık Noel

 

İNSANLAR

Bu şehirde yaşayan insanların etnik çeşitliliği hayret uyandırmaktadır. Örneğin: Japonya dışında en çok Japon bu şehirde yaşamaktadır. Bunun dışında: İtalyan, Arap ve Yahudi kültürü de yoğundur. Şehirde nüfus içinde 70’den fazla farklı milletten insan bulunduğu söyleniyor. Özellikle 1 milyon Japon vatandaşı yoğunluk yaratmaktadır.

Brezilya Sao Paulo Genel

GÜVENLİK

Güvenlik Sao Paulo şehrinde ciddi bir konudur. Özellikle geceleri ve hafta sonlarında dikkatli olmanız önerilir. Otobüslerde ve Praça da Se denilen yerde yankesicilere dikkat ediniz. Araba sürüyorsanız: kırmızı ışıkta soyulabilirsiniz. Bu yüzden özellikle gece geç saatlerde kırmızı ışıklarda yavaşlamayınız ve durmadan devam ediniz.

 

PARA

Şehirde (R ) ile ifade edilen dolar kullanılmaktadır.
Hafta sonları hariç, para değişimi kolaydır. Şehrin birçok seyahat acentası ve döviz büroları iyi fiyatla değişim yapmaktadırlar.

 

İKLİM

Burası güney yarımkürede bulunduğu için iklimler tam ters çevrilir. Kış dönemi: Haziran ve Ağustos aylarıdır. Bu aylarda geceleri serin olmasına rağmen, gündüz sıcaklıkları 20 derece civarındadır.
Şehirde “tropikal ılıman” iklim hakimdir. Nem oranı yıllık ortalama % 78 düzeyindedir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 19 derecedir. Şehirde yağışlı havalar Ekim-Mart ayları arasındaki dönemde görülür. Ocak ve Şubat aylarında, iyi yağış düşer. Temmuz ve Ağustos ayları ise tamamen kuraktır. Şehirde en son kar yağışı 100 yıl önce görülmüştür.

 

GECE HAYATI-EĞLENCE

Şehirde gece hayatı son derece canlıdır. Ancak: trafik sıkışıklığını unutmamak gerekir, yani gayet renkli ve güzel bir gece eğlencesinden dönerken, trafiğin ortasında sıkışıp kalabilirsiniz.

Brezilya Sao Paulo Genel

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehrin etnik kökeninden söz ederken: özellikle ve yoğun olarak İtalyan, Japon ve Arap etkisinin olduğunu söylemiştim. Buralarda dolaşırken irili ufaklı yüzlerce restoran görmek mümkündür. Şehirde 12.000 restoran bulunduğu söyleniyor.

Şehirde yaşayan Brezilyalı yerliler: “paulistanos” olarak isimlendirilmektedir ve bu insanlar ne için yaşar denildiğinde şu söylenir “çalışmak ve yemek yemek için” Kaju suyu ve bir “esfiha” escarole ve peynir ile doldurulmuş sıcak bir ekmek: mutlaka ilginizi çekecektir.

Feijoada/Feijon

Bu yöresel yemek: domuz eti ve fasulye ile yapılmaktadır ve tüm Brezilya şehirlerinde en geleneksel yemektir ve yalnızca Çarşamba ve cumartesi günleri yapılır.

Churrascaria

Brezilya ülkesini ziyaret ettiğinizde “churrascaria” yemeden ayrılmak olmaz. Bu bir yemek türüdür ve yemek genellikle çeşitli mezelerin masaya gelmesiyle başlar. Bunlar: salata, suşi, sıcak yemek çubuğu ile devam eder. Kısa bir süre sonra “Gaucho” giyimli garsonlar sığır eti bulunan ve barbekülerde pişirilmiş büyük şişlerle gelirler.

Müşteriler garsonlara et isteyip istemediklerini işaret ederler. Bunlar arada dolaşarak isteyenlere bu şişlerin üzerindeki etlerden keserler. Bu şişler üzerinde bulunan etler: tavuk, sosis, ızgara, ızgara balık şeklindedir.
(Rio de janeiro şehrini anlatan yazımda bundan söz etmiştim, hatırlayanlar olacaktır “10 dolara istediğin kadar et ye lokantası”)

Pastel

Bu bir tür en iyi Brezilya aperatifidir. Bu hamur: sığır eti, domates, fesleğen ve peynirle doldurulur ve yağda kızartılarak servis edilir. Sao Paulo şehri sokaklarında, açık hava pazarlarında veya “Pastelerias” denilen pastel satıcılarında bulabilirsiniz, mutlaka deneyin.

Padaria

Padarias veya pastaneler: Brezilya’da günlük kafeler gibidir. Brezilyalılar: hızlı bir kahvaltı ve mükemmel bir kahve veya meyve suyu için sabahları buralara akın ederler. Onlar öğle yemeğinde pizza, taze pao de queijo (sıcak peynirli ekmek) yerler.

Pizza

Sao Paulo şehri sakinleri pizza yemeyi severler. Hatta birçokları evlerine pizza siparişi verirler. Özellikle: güneşte kurutulmuş domates ve kalamata zeytin ile yapılan ve “roka” ismi verilen pizza cinsi yaygındır.

Öte yandan: şehirdeki Pazar yerlerinde kurutulmuş meyve, fındık, Hindistan cevizi suyu, Kuzeydoğu Brezilya “acaraje” ve diğer geleneksel yemekleri, “esfihas” ve “escarole” ve “tofu” ile doldurulmuş kepekli “esfiha” dahil olmak üzere, şehirde birçok geleneksel yemek türü bulunmaktadır.

Sonuçta: Sao Paulo şehri gerçekten yemek ve gıda alanındaki çeşitlilik açısından dünya çapında üne sahiptir. Ancak, birçok yemek türünde et olarak “domuz” kullanıldığından bizler için galiba biraz seçici olmak gerekecektir.

Brezilya Sao Paulo Genel

Gelelim içeceklere: Starbucks, şehirdeki zenginler arasında moda haline gelmesine rağmen, burada özellikle yerliler arasında yine de Brezilyalı kahve tüketilir.

Çünkü Brezilya dünyanın en büyük kahve üreticisidir. Bir kafede ya da “padaria” denilen yerde kısa bir mola verip: “cafezinho” yani “espresso”, cafe com leıte veya kafe pigado içebilirsiniz. Bazı kahve cinslerine sıcak çikolata da ilave ediliyor.

Diğer geleneksel içecek “Hindistan cevizi suyu” dur. Tüm Sao Paulo şehri sokaklarında bunu bulmak mümkündür. Özellikle sıcak bir günde serinlemek için idealdir.

Barlarda ise: diğer meyve suları ile karıştırılarak çeşitleri yapılmaktadır. Bunu içmeyi düşünürseniz, size sorulduğunda şeker isteyip istemediğini belirtmeniz gerekir, çünkü şeker ilavesi olmadığında tadı ekşidir.

Brezilya Sao Paulo Genel
Brezilya Sao Paulo Genel

 

ALIŞVERİŞ-NE SATIN ALINIR

Şehirde 32 alışveriş merkezi bulunduğu söyleniyor. Pek çok dükkan: Cumartesi ve pazartesi günleri arasında, saat 10.00 da açılırlar ve yaklaşık saat 18.00 de kapanırlar. Ancak alışveriş merkezlerinin çoğu saat 12.00 de açılır ve saat 22.00 de kapanır.

Pazar günleri açılmazlar.

Şehirdeki başlıca alışveriş merkezleri: “Higienopolis”, “Ibirapuera” ve “Rua Oscar Freire” dir.
Estado caddesi yakınlarındaki “Mercadao” yani “Büyük Pazar” da iyi bir merkezdir ve buradan meyve-sebze alışverişi yapılır veya bir şeyler yemek mümkündür.

“Guarana” ise şık kumaşlar ve giysiler almak için idealdir.

Pazar günleri “Avenida Paulista” üzerinde bulunan MASP çevresindeki alan: iki büyük Açıkhava pazarına ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin altında büyük bir antika pazarı kurulur ve karşısındaki boşluk alanda ise, el sanatları pazarı kurulur. Bu bölümde ayrıca sokak gıda bölümü bulunur.

 

Calixto

Cumartesi günleri, “Benedito” denilen yerde “Calixto” denen Pazar kurulur. Burası bir antika ve el sanatları pazarıdır. Sabah canlı müzik ile başlayan pazarın merkezinde food-court yani yemek yerleri bulunur.

Öğlen burada yemek yiyerek, tüm gününüzü gayet güzel geçirebiliyorsunuz. Zaten Pazar yani alışveriş yanında, birçok insan bu canlı müzik etkinliğine katılmak için buraya gitmektedirler.

Ayrıca: hemen pazarı çevreleyen sokaklarda da ilginç mağazalar ve küçük restoranlar bulmak mümkündür. Özellikle Teodoro Sampaio isimli sokak geleneksel Brezilya enstrümanları satan fantastik dükkanlarla doludur.

Brezilya Sao Paulo Genel

Belediye Çarşısı

Çarşı: vitray pencereli, güzel bir neo-klasik bina içindedir. Burayı ziyaret ederseniz: yanınızda değerli eşya bulundurmamanızı veya sıkı sıkı takip etmeniz önerilir. Çarşının çevresindeki sokaklarda şehrin büyük ve eski binalarını görmek mümkündür.

 

Praça da Republica Pazar

Burası da şehrin en büyük açık hava pazarlarından birisidir. Burada Kuzeydoğu Brezilya’nın taze gıda maddeleri satılır. Atıştırma veya bir içki içip canlı müzik dinlemek isterseniz, yine uygun küçük yerler vardır. Pazarın bulunduğu meydan ise, şehrin en güzel eski binalarının bulunduğu bir yer olarak önem kazanır.

Brezilya Sao Paulo Genel

Ceasa

Ceasa, Brezilyanın en büyük gıda pazarıdır ve hatta 7.5 milyon metre karelik bu Pazar: Latin Amerika’daki en büyük gıda pazarıdır. Burada Brezilya ve ötesinde meyve çeşitlerini görebilirsiniz. Pazar: Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri açıktır. Şehir merkezinin biraz dışında olduğu için taksi ile gitmenizi öneririm. Salı ve Cuma sabahları, burada çiçek ve bitki pazarı kuruluyor.

Seyşeller Yemek kültürü

Seyşeller Yemek kültürü

 

Evet: Seyşeller yemek kültürü bakımından zengindir. Çünkü: ülkenin geçmişinde Fransız, İngiliz, Afrika ve Arap yemek kültürleri ve öte yandan Hint yemek kültürü bulunmaktadır.

Ama burası bir ada ülkesi olduğu için elbette yemek kültürünün temelinde balık ve deniz ürünleri bulunmaktadır.

Ayrıca, köri ve pilav da bu ülkenin yemek kültürünün temeline oturmuştur.

NE YENİR

Seyşeller’de dışarıda yemek, romantik-rahatlatıcı ve egzotik bir deneyim olabilir. Ancak aynı zamanda bazı büyük oteller, kendilerine bağlı restoranlarda yemek için tercihinizi değerlendirirler ancak bu son derece pahalı olacaktır.

Yani dikkatli düşünürseniz, istediğiniz yerde ve muhteşem deniz manzarasına sahip bir restoranda uygun fiyata yemek yemek mümkün olmamaktadır.

Akşam üstü: yemek saatlerinde Seyşeller’in havası sarımsak ve baharat kokuları ile dolar.

Seyşeller Yemek kültürü

Yemek Saatleri

Sıcak ülke insanlarının aksine Seyşeller’in yemek saatleri Akdenizlilerden farklıdır. Kahvaltı erken yapılır, öğlenleri saat ikiye kadar öğle yemeği yenmiş olur ve akşam yemeği de erken yenir. Akşam yemeğinin hava kararmadan yenilmesi alışkanlığı elektrik olmayan dönemlerden gelmedir.

 

Ne Yenir

Seyşeller mutfağı genel olarak Fransız ve Hint geleneklerinin bir karışımıdır. Sık sık yemeklerde curry ve hindistancevizi sütü kullanılır. Ayrıca: zerdaçal, kimyon, kişniş gibi baharatlar da kullanılır. Diğer malzemeler ise, balık ve deniz ürünleridir.

Tavuk, meyveler ve egzotik meyveler yemeklerde sık görülür. Popüler yemeklerde ana malzeme olarak domates kullanılır. Çoğu yemek pilav eşliğinde ikram edilir.

Bu ülkede yaygın olarak “kerevit” yeniliyor. Öte yandan: körili balık, pilav, ahtapot ve deniz kabukluları da olabilir. Ama köri  düşkünü iseniz, burası tam size göredir çünkü köriyi özellikle pilav ve deniz ürünlerinde bolca kullanıyorlar.

 

Kahvaltı

Seyşeller’de kahvaltıda: papaya, guava ve mango gibi egzotik meyveler eklenir.

 

Öğle Yemeği

Bölge halkının öğle yemeği, genellikle iş yerinde veya koştururken yenilen bir sandviçten ya da hazır yemekten ibarettir. Bazen öğle yemeği öğünü atlanır.

Akşam Yemeği

Günün en önemli öğünüdür. Aslında sahilden uzaktaki  restoranların birçoğu yalnızca akşamları açılır. Bazı restoranlar saat 18.30 gibi açılır ve dolar, ama genelde restoranlar saat 19.00 da hizmet vermeye başlarlar ve saat 22.00-22.30 gibi kapanırlar.

 

Nerede Yenir

Restoranların yemek kalitesi neredeyse aynıdır. Hepsi gayet iyidir ama ücretleri genellikle şarap ya da başka alkollü içki siparişiyle yükselir. Restoranların servisleri ve dekorasyonları farklıdır. İngilizce ya da Fransızca karşılıklarının yazılı olduğu mönüleri okurken zorlanmasınız.

Seyşellerde en iyi yemek seçenekleri

Mahe, Praslin veLa Digueadalarındadır. Bunlar seçkin bir atmosfere sahip Lemuria Resort ve Legend gibi resort restoranlar barındırmaktadır.

Mahe adasında Creole uluslar arası yemeklerin geniş bir yelpazesini sunmaktadır.

Daha mütevazi bütçe ile bir şeyler yemek isterseniz bu kez fast-food ve atıştırma seçeneklerini tercih edebilirsiniz. Yemek menüleri, Hint ve geleneksel yemekler içerir. Hafta ortasında büfeler de bir seçenek olabilir.

Sahilde bir şeyler yemek isterseniz: burada yerel gıda, taze yakalanmış deniz ürünleri kullanılarak yapılan yemekleri bulabilirsiniz. Daha sıra dışı yemekler, ahtapot ve papağan balığı biftek yemekleridir.

Cerf Island resort adlı “1756 Restaurant”; zarif denize bakan uçurumların tepesindedir ve geleneksel Creole ve uluslar arası mutfaklardan güzel yemekler sunar.

 

Balık ve Deniz Ürünleri

Seyşeller mutfağının spesiyalitesinin balık olması hiç şaşırtıcı değildir. Çevrede binlerce mil Okyanus olduğundan Seyşeller her zaman taze ve en lezzetli balıklara kolayca ulaşmış ve bunları basit bir ton balığı ızgarasından acılı, egzotik körili balık yemeğine kadar çeşitli şekillerde pişirmiştir.

Genel olarak “Kreol” başlığı altında toplansa da, Seyşeller mutfağı eşsizdir. Yakındaki Mauritius’dan bile farklılık gösterir. Fransız, Çin, Hint, hatta balık ve patates kızartmasını hayatlarına sokan İngiliz mutfağından bile izler taşır.

Ancak, patatesin yanında morina balığı değil, genellikle egzotik papağan balığı (kakatwa) olur.

Birçok kaliteli restoran balık yemeklerinde daha incelikli bir yaklaşık sergiler. Örneğin: misket limonuyla tatlandırılmış çiğ balık (genellikle yelken balığı ya da kılıç balığı) veya lezzetli bir başlangıç olarak tütsülenmiş yelken balığı deneyebileceğiniz en iyi yerlerden biri Seyşellerdir.

Diğer bir sıra dışı yemek acı soslu köpekbalığı, yani satini’dir. Öğütülmüş köpek balığı eti, zerdeçal ve küçük salatalığa benzeyen ekşi bir meyve olan bilimbi ile pişirilir.

Bourzwa, bazen Fransızca bourgeois da denir, mercan balığıdır. Genellikle taze misket limonu suyuyla haşlanan beyaz etli balık sarımsak, domates, soğan ve acı biber doldurularak sıcak kömürde ızgara yapılarak servis edilir.

Uskumru gibi balıklar da genellikle bu yöntemle bütün halinde servis edilir. Balığı tabakta bütün halinde görmekten hoşlanmıyorsanız, balık ızgaranın (pwason grille) kafası ve kuyruğuyla servis edildiği aklınızda bulunsun.

Restoranların birçoğunun mönüsünde deniz ürünleri bulunur. Yerel karides ve yengeç harikadır. Istakoz genellikle ithal edilir. Buraya özgü iki tür kabuklu deniz canlısı yenir. Palaurd sarımsaklı yağla servis edilen küçük bir  tür midyedir. Çorbası yapılan “tektek” ise daha küçük bir diğer midye türüdür. Genellikle içine konulan tektek kabuklarıyla servis edilir.

 

Et Yemekleri

Balık ve deniz ürünleri sevmiyorsanız, balıktan başka seçenekler de vardır. Mönüde her zaman et yemekleri bulunur. Tavuk, sığır eti, koyun eti, domuz eti, sıklıkla keçi eti ve geleneksel olarak yeşil mercimekle güveçte pişirilen yöresel sucuk.

İthal sığır etinin kalitesi yüksektir. Yerli domuz eti, özellikle de körili olanı, biraz yağlıdır. İyi restoranlarda tavuk fileto yiyebilirsiniz.

Ayaküstü bir büfede daha sağlıklı, günlük yiyecekler bulabilirsiniz ama etin kalitesi biraz düşük olabilir. Buralarda çeşitli sulu yemekler ve körili çeşitler bulunur. Daha ucuz mekanlarda tavuk küp küp doğranır ama kemiğinden ayrılmaz ve genellikle tavuğun daha az etli yerlerini de içerebilir. Bu nedenle tavuk köri yemek biraz zahmetlidir.

 

Acılı Yiyecekler

Yöresel köriler kuşkusuz acıdır ama turistlerin sıkça gittiği restoranlarda daha az acı kullanılır. Seyşeller körisinin eşsiz tadı daha çok tanınan Hint körisinden daha farklıdır. Seyşeller acı biberini benzersiz kılan şeyse boyutları küçüldükçe acının yoğunluğunun artmasıdır.

Yağın ya da sirkenin içinde yemekle birlikte servis edilen ince ince doğranmış acı biberlere  temkinli yaklaşmakta yarar vardır. Bir lokması bile midenize gidene kadar sizi epeyce zorlayabilir. Denemeye değer özel bir spesiyal olan “kari koko” hindistancevizi sütüyle yapılır, kremi kıvamındadır ve çok lezzetlidir.

Aynı şekilde hazırlanan ahtapot ve tavuk da çok lezzetli olur. Daha önce ahtapotu lastiğe benzeyen sakız gibi dokusu nedeniyle beğenmediyseniz, Seyşeller’de kendinize bir şans daha tanıyın. Burada ahtapotu hazırlamanın püf noktasını biliyorlar ve yerken neredeyse ağızda eriyor.

Yemeklerin çoğu gibi körili yemeklerde sade pilav, salata ve acı sosla birlikte servis edilir. Çiğken rendelenmiş yeşil papaya, mango, sarı elma ve havuç ya da misket limonu ve biber sosu kullanılmış mezeler acılı köriyle birlikte iyi gider. En acı körili yemeğin yanında bile, size bir  de doğranmış acı biber tabağı isteyip istemediğiniz sorulacaktır.

 

Sebzeler

Çok fazla sebze yemeği çeşidi yoktur ama yöresel sipesiyaller arasında ince patlıcan dilimleri koyulan, ince bir hamurun yağda kızartılmasıyla yapılan patlıcanlı börek, yöresel olarak yetiştirilen biberli suteresi, çeşitli bred’ler (Çin pırasası ya da burada yetişen bayır turpunun yaprakları olan bred mourogn gibi her çeşit yeşil yapraklı sebze), bir de havuç ve patates vardır.

Seyşellerde gezinizden keyif aldıysanız, dönmeden önce mutlaka ekmek ağacı meyvesini de tadın.

İnanışa göre, bu meyveyi tadarsanız muhakkak buraya tekrar gelirsiniz. Geleneksel bir yöntemle pişirilir. Ekmek ağacı meyvesi fırınlandıktan sonra tuz ve tereyağı ile servis edilir. Ayrıca, ada sakinleri bu meyveden cips de yaparlar.

Yöreye özgü palmiyelerden birinin filizleri bir zamanlar palmiste veya Milyoner Salatası (bunu elde etmek için ağacın tamamı kesilirdi) adıyla servis edilirdi, ancak bu bitkiler artık koruma altında olduğundan onların yerine yaygın bulunan hindistancevizi palmiyesinin yumuşak iç çekirdeği kullanılır. Genellikle aperatif olarak misket limonu suyuyla veya daha doyurucu bir yemek olarak peynir sosuyla hazırlanır.

 

Tatlılar

Tatlı seçenekleri arasında: dondurma, şerbet veya meyve salatası olduğu için eğer çok fazla meyve sevmiyorsanız tatlı için midenizde yer ayırmayın. Bu tatlılardan üçüde lezzetlidir. Krema yerine hindistancevizi sütü kullanılan bu tatlılarda jamalac, guava, mango ve çarkıfelek meyvesi gibi egzotik tatları deneyebilirsiniz.

Meyve salatası bazen nugat ya da karamelize hindistanceviziyle birlikte yenir. Hindistancevizli ve limon otlu gibi sıra dışı seçenekleri de bulunan dondurmalar ve şerbetler lezzetlidir. Birçok mönüde yer almayan otantik tatlı “daube” hindistancevizi sütüyle kaynatılarak pişirilen muzlu ya da ekmek ağacı meyvesiyle yapılan bir sütlü tatlıdır. Restoranlara göre otellerin mönülerinde biraz daha fazlı tatlı çeşidi bulunabilir.

 

Ne İçilir

Körili yemeğinizi sindirmek için nefis yerli biralardan (Seybrew ve Eku) birini veya yine Seyşeller’de lisanslı olarak üretilen bir Guinness içebilirsiniz. Taze sıkıldığı zaman daha lezzetli olan çeşitli meyve sularını deneyin.

Bir bardak tuz ve şekerle tatlandırılan taze sıkılmış misket limonunun lezzeti ve ferahlatıcı etkisi karşısında ziyaretçiler çoğunlukla şaşırırlar. Eninde sonunda size bir “kokotann” yani içindeki hindistancevizi suyunu içebilmeniz için tepesi kesilmiş bir yeşil hindistancevizi ikram edilir.

Bu, suyu andıran ama tamamıyla benzersiz bir tada sahip renksiz bir sıvıdır. Egzotik kokteyllerde kullanılan daha yoğun ve krema kıvamındaki hindistancevizi sütüyle karıştırılmamalıdır.

Her yerde şişe suyu bulabilirsiniz. Sıvı kaybını önlemek için her zaman yanınızda su bulundurun. Biraz daha klorlu olan musluk suyu da içilebilir. Kristal berraklığında olsa dahi derelerden su içmeyin, çünkü akıntıyla yukarıdan ne karıştığını bilemesiniz.

Şarap ve alkollü içecekler ithal edilir ve tüm oteller ve restoranlarda yüksek kar marjıyla satılır. Yerli mayalı içkiler her yerde bulunmaz ama bunlar “kalou” (palmiye toddy’si), “baka” (mayalanmış şekerkamışı suyu) ve şekel katıldığında mayalanan her türlü şeyle yapılan hararetli bir içki olan “kapire” dir. Bunların hepsi ağır içkilerdir ve dikkatli bir şekilde tüketilmelidir.

Seyşeller’de içtiğiniz hazır kahvenin tadı sizi hayal kırıklığına uğratabilir ama filtre kahve genellikle lezzetlidir. Kahve tutkunuysanız sipariş vermeden önce restoranda hangi tür kahve sunulduğunu sormalısınız. Dağlarda organik olarak yetiştirilen Seyşeller çayı, özellikle koyu değilse, hoş ve hafif bir lezzete sahiptir.

Eğer değişik harmanlı bir çay içmek isterseniz, seçenekleriniz ne yazık ki çok kısıtlıdır. Yöresel çayın içine vanilya tohumları eklenerek hazırlanan vanilya çayı yerel bir spesiyaldir.

Yemeğinizi sonlandırmak için harika bir diğer seçenek ise hem sindirimi kolaylaştıran hem de ferahlatıcı etkisi olan bir fincan “sitronel” yani limon otu yaprağı çayı içmektir.

Kars Arpaçay

Kars Arpaçay

Arpaçay, Kars il merkezine 41 km uzaklıktadır. Bu yol çift şeritlidir ve ulaşım yaklaşık 30 dakika sürer. Ulaşımda, Kars’taki havaalanı da kullanılmaktadır. Arpaçay, Akyaka arası uzaklık: 35 km. Arpaçay, Çıldır arası uzaklık: 27 km.

 

TARİHİ

Yavuz Sultan Selim, Tebriz dönüşünde Kars ve Arpaçay’ı Osmanlı topraklarına katmıştır. 1534-1877 tarihleri arasında Kars ve ilçeleri, Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. 17-18’nci yüzyıllarda ise İran hakimiyeti görülür ve 1828 yılında Ruslar, Kars’ı işgal etmişlerdir, ardından bir yıl sonra şehri terk ederler. 1855 yılında Kars ve ilçelerine hücum eden Ruslar, bozguna uğrayarak geri çekilirler.

Ancak ardından şehirde baş gösteren açlık, hastalık ve soğuk yüzünden, Kars ve ilçeleri Ruslara bırakılır. 1856 yılında Paris anlaşması sonucunda şehir ve çevresi Ruslardan geri alınır. 1877 yılında Ruslar yeniden hücum ederler, Gazi Ahmet Muhtar Paşa bu hücumları bir süre durdurur, ancak yardım gelmeyince Ruslar şehre girerler.

Kars ve ilçeleri, 1878-1918 yılları arasında Rus hakimiyetinde kalır. 30 Ekim 1920 tarihinde Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu Kars ve İlçelerindeki işgale son verir.

Kars Arpaçay

 

GENEL

Arpaçay, 1927 yılında Şüregel (Kızılçakçak) ile Zerşat (Arpaçay) kazalarının birleştirilmesiyle günümüzdeki halini almıştır. İlçeye bugünkü ismini hemen doğusundan geçen “Arpaçay” vermektedir. Arpaçay nehri, Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturur.

Nehir üzerinde bir baraj bulunmaktadır ve bu baraj kapakları kapatıldığı zaman nehir oldukça sığ hale gelir. Arazide küçük çaplı tepeler vardır, yani az dalgalıdır. Bölgede sadece Kars çayı vardır. Kars çayının Arpaçay ile birleştiği yere kadar olan toplam uzunluğu 120 km kadardır. Arpaçay’ın Kars çayı ile birleştikten sonraki ismi kaynaklarda “Akhuryan” ırmağı olarak geçer.

İlçenin rakımı 1675 metredir. Ermenistan ile olan sınır uzunluğu 10 km dir. Bölgede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. İlçe insanının ekonomik geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.

Tarımsal üretim genellikle hayvancılığı desteklemek için yapılır. Yani tahıl ve ot üretimi çoğunluktadır. Ayrıca halıcılık yaygındır. Hemen hemen her köyde halı dokunmaktadır. Halılar geleneksel Kafkas modelleriyle ve tamamen doğal boyama yöntemi kullanılarak dokunur.

Kars Arpaçay

 

ARPAÇAY KAZ

İlkbaharda meralarda otlatılan, Ekim ayından sonra ise besiye alınıp irileşmesi için sadece arpa ile beslenen kazlar, kar yağışının ardından kesime alınır. Etinin lezzetli olması için, kar yedikten sonra kesilir, sonra tuzlanır, kurutma işleminden sonra satışa sunulur.

GEZİLECEK YERLER

Kars Arpaçay Çanaksu Kütük Ev

 

ÇANAKSU KÜTÜK EV

Kars Valiliği tarafından, Kasım 2017 tarihinde Çıldır gölü kıyısında yaptırılan küçük ev: butik otel, cafe ve restoran olarak hizmet vermektedir. Kütük ev, Kars il merkezine 61 km ve Arpaçay ilçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Kütük ev, saat: 08.00 ile 21.00 arasında hizmet vermektedir.

Kars Arpaçay

Ziyaretçilere yemek yeme ve konaklama imkanı sunar. Kütük ev içinde: 5 adet butik oda bulunmaktadır. Göl kıyısındaki kütük evde, yaz aylarında gölde tekne gezisi imkanı sunulmaktadır. Ayrıca yine kütük evin hemen yanında, piknik yapmak için uygun kamelyalar bulunmaktadır.

Kars Arpaçay Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti

 

KUYUCUK GÖLÜ KUŞ CENNETİ

İlçe merkezine bağlı 15 km uzaklıktaki Kuyucuk köyündedir. Kuyucuk köyü, göle yaklaşık 1 km uzaklıktadır.

Kars-Akkaya yolu üzerindedir. Göl, 1617 metre yükseklikte, sığ bir göldür. Gölün en derin yeri 13 metredir. Tatlı su gölü olmasına rağmen, gölde balık yoktur. Göl, konum olarak dünyadaki 34 biyolojik çeşitlilik noktasında, Kafkasya ve İran-Anadolu biyolojik çeşitlilik noktalarının kesiştiği bir yere bulunur.

Ayrıca sığ bir göl olduğundan ve Afrika-Avrasya göç yolu üzerinde bulunduğundan, yüksek kuş çeşitliliğine sahiptir. Burada 207 kuş türü tespit edilmiştir.

Kars Arpaçay Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti

Göl zamanı ise bu sayı 250 civarına ulaşmaktadır. Göl kış döneminde donduğu için, bu dönemde alanda hiç su kuşu bulunmaz. Göl özellikle angıt ördekleri açısından çok önemlidir.

Eylül 2004 tarihinde, bir gün içinde dünya angıt nüfusunun yaklaşık yüzde 12’si (20 bin üzerinde kuş) burada gözlenmiştir. 2009 yılında Kuyucuk gölü yaban hayatı geliştirme sahası, Türkiye’nin 13’ncü ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ilk Ramsar Alanı (Uluslararası öneme sahip sulak alanlar) olarak ilan edilmiştir.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

 

ÇILDIR GÖLÜ

Göl, Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci gölüdür.

Kars ve Ardahan arasında yer alır. Akbaba dağı ve Kısır dağı arasında kalır. Deniz seviyesinden 1959 metre yüksekte olan gölün en derin yeri 42 metredir. 123 km kare büyüklüktedir. Kış aylarında büyük ölçüde donar. Göl: bir lav akıntısı ile, bir moloz mahrutu tarafından, müştereken meydana getirilmiş bir doğal set gölüdür. Birçok pınar ve derelerle beslenir.

Gölün tek çıkış yeri, Ermenistan sınırında olan Arpaçay’ın kolu Telek çayıdır. Gölde büyük adacıklar vardır. Bunlardan birisi Akçakale harabelerinin yanında bir adadır ve bu adanın tarihinin MÖ 8000 yılına kadar gittiği söylenir. Göl çevresinde çok az bitki örtüsü gelişmiştir.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

Gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılır. Balıkçılık da, dört mevsim yapılır ve yöre halkı için önemli bir ekonomik etkinliktir. Kışın buz tutan gölde, kalın buz tabakası kırılarak balık avlanır. Gölde yakalanan en önemli balık türü: aynalı sazan balığıdır.

Kurak mevsimlerde göl seviyesi hızla düşer ve bu dönemde sazan balıklarının üremesi için gerekli sazlıklar daralır ve kontrolsüz avlanma da eklenince balık stokları olumsuz etkilenir.

Evet, Çıldır gölü denilince, turistik anlamda genellikle kış döneminde buz tutmuş göl üzerinde binilen atlı kızak gezintileri akla gelir, bir de yukarıda belirttiğim gibi kalın buz tabakası kırılarak tutulan balıklar, bu yüzden bölgenin turizm özelliklerinin bitmemesi için, gölün kesinlikle kirlenmemesi gerekir ki, bunun için de göl çevresinde yapılanma olmamalıdır.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

Eğer Çıldır gölüne yaz döneminde giderseniz, gölün inanılmaz temiz sularında yüzme imkanı olmasına rağmen, göl kıyısı dik ve kayalıktır, yani plaj yoktur. Bunu dikkate almak gerekir. Ayrıca yine yaz döneminde, gölde mutlaka gün batımını izlemenizi öneririm.

DOĞRUYOL (CALA) KÖYÜ KİLİSESİ

İlçe merkezinin 28 km kuzeyinde bulunan, eski adı Cala/Çala olan Doğruyol köyündedir.

Kilise, beş kademeli platform üzerine inşa edilmiştir. 1863 yılında, kilisenin güneyine, sadece kilisenin güney duvarından açılan kapı ile giriş sağlanan cami ve batı duvarının güneyine minare eklenmiştir. Günümüzde kilisenin doğu cephesine bitişik imam evi vardır.

Ayrıca kilisenin kuzey cephesi, belli bir seviyeye kadar toprakla doludur. Kilise: kesme taştan dolgu duvar tekniğiyle inşa edilmiştir. Tek nefli, tek apsisli ve tonoz örtülüdür. Kilisenin batı duvarının güneyde devam etmesi, yine aynı eksende doğuda apsis yarım dairesinin bir kısmının algılanması, cami yapılmadan önce burada kilisenin orijinaline ait bir mekan olduğunu göstermiştir.

Kilisenin batı ve doğu cepheleri, kademeli dikdörtgen duvar payeleri üzerindeki düz yastıklara oturan, ortadaki daha uzun, üç yuvarlak kemerle hareketlendirilmiştir. En ilginç olanı, kilisenin Ermeni mimari araştırmacıları tarafından Ermeni kilisesi, Gürcü mimari araştırmacıları tarafından ise Gürcü kilisesi olduğu iddiasıdır.

Kars Arpaçay Polat Kalesi

 

POLAT KALESİ

İlçe merkezinin 5 km kuzeydoğusunda bulunan Polat köyünün 1.5 km kuzeybatısındadır. Kale doğu-batı doğrultusunda olup batı kısmı sarp bir uçurumdur. Batısından büyük bir dere akmakta olan kalenin doğusunda ise yayvan bir tepe bulunur.

Verimli Arpaçay ovasına egemen olan kale, stratejik açıdan son derece önemlidir. Kalenin girişi güney sur duvarı ile batı sur duvarının birleştiği yerde, 1.5 metrelik bir kapıdan sağlanır. Girişi güçlendirmek için savunma açısından daha elverişsiz olan doğu tarafına 3-3.5 metre genişliğinde daha kaba taşlardan ikinci bir sur duvarı yapılmıştır. Bölgenin en önemli kalelerinden birini oluşturan kalede elde edilen keramikler İlk Tunç Çağına aittir.

Kars tanıtımı.

Sarıkamış tanıtımı.

Ani harabeleri tanıtımı.