Aydın Nazilli: Hemen ana yol üzerinde bulunması, buranın gelişmesi ve büyümesini sağlamış. Ben burada bulunduğum sürede, mevsim olarak uygun olduğundan: burada yetiştirilen çileklerin muhteşemliğine ve güzel tadına şahit oldum. Bu çilekler, Atça yöresinde üretiliyormuş.
Ayrıca: alenen büyük şehir gibi olan ilçe de; gezindiğimde, ilçe merkezinde, birçok yer gördüm. İlçenin tam ortasından tren geçiyor. Ama, düzenli yapılaşması ve çevresinin yeşilliği ile öne çıkıyor. Bu arada, buraya uğradığınızda, bütün yol kıyılarında göreceğiniz ağaçlardaki meyveleri, portakal sanıp tatmaya kalkmamalısınız, bunlar turunç.
ULAŞIM
Denizli-Aydın karayolu üzerinde bulunuyor. Ulaşım problemi yok. Nazilli-Aydın arasındaki uzaklık: 45 km. Nazilli-Denizli arasındaki uzaklık: 81 km.
TARİHİ
Ege bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bölgede: ilk yerleşim yeri: Lidyalılar tarafından kurulan, antik “Mas Tavra” kentidir. Kent: ticaret yolları üzerinde bulunduğundan, antik dönemde büyük önem kazanmıştır. Ancak, tüm bölgede olduğu gibi: MÖ.546 yılında: Persler görülür. MÖ.344 yılında ise, Büyük İskender, yörede hakimiyeti ele geçirir. Daha sonra ise, Romalılar görülür. Takip eden dönemde ise, Bizanslılar yörede egemenliği ele geçirirler.
Selçuklular, 1176 yılında, Miryakefalon savaşını kazanınca, Nazilli ve çevresinde egemenliği ele geçirirler. Selçukluların son dönemlerinde ise, Menteşe Beyliği, Sultanhisar ve Nazilli yöresini, 1280 yılında fethederler. 1390 yılında ise: Yıldırım Beyazıt; burayı, Osmanlı topraklarına katar.
Nazilli bölgesinde, 20 Eylül 1899 yılında büyük bir deprem meydana gelmiş ve büyük can-mal kaybı olmuştur. Bu depremde: Ağa ve Çarşı camileri yıkılmış, Aydın ve Nazilli arasındaki köyler, büyük hasar görmüştür. 1117 kişinin hayatını kaybettiği deprem sonucu, 40-70 km. uzunluğunda, yüzey kırığı oluşmuştur.
Nazilli isminin kaynağı: Evliya Çelebinin yazılarında belirttiği üzere: Nazilli kızlarının çok güzel ve nazlı oluşlarından dolayı, buraya, “Nazlı ili” ismi verilmiş ve bu isim günümüze “Nazilli” olarak gelmiştir.
İlk Sümerbank basma fabrikası, burada kurulmuş ve Atatürk tarafından hizmete açılmıştır. Günümüzden birkaç yıl öncesine kadar, faaliyetini sürdüren fabrika, kapanmıştır. Fabrika arazisi, Adnan Menderes Üniversitesine bağlı bir kampus haline getirilmiş.
GENEL
Nazilli ilçesinin bulunduğu, Büyük Menderes havzasındaki ova, denizden 75-80 metre yüksekliktedir. Kent yerleşim planı: kuzey-güney doğrultusunda, bir elips şeklini andırmaktadır. Ancak, son yıllarda: doğu-batı yönünde de gelişmeler görülmektedir. Yine de, çok mantıklı bir yaklaşım ile, verimli tarım arazileri yerleşime açılmamakta ve ilçe merkezinin gelişimi, Büyük Menderes nehri istikametinde ilerlememektedir.
İlçenin ekonomik etkinliği: tarım üzerinde yoğunlaşmaktadır. Özellikle: toprak yapısının uygun olması, her türlü tarım ürününün, burada yetiştirilmesini sağlamaktadır. Özellikle: çay, muz gibi birkaç tür bitkinin dışındaki bütün tarım ürünleri, burada yetiştirilmekte ve üretilmektedir. Pamuk, başlıca üründür. Bölgede, birçok ailenin geçim kaynağı olmuştur. Nazilli’de üretilen pamuk elyaf kalitesi açısından yüksek düzeydedir. Meyan kökü denilince de, Nazilli ve özellikle Büyük Menderes havzası akla gelir. Ülkemizdeki meyan kökü üretiminin büyük bölümü, buradan sağlanmaktadır.
İlçe, tam bir emekli cenneti olarak görülüyor. Burada yaşayan nüfusun % 23’ü, 60 yaş ve üzerindedir. 90 yaş ve üzeri olan, 161 sağlıklı insan tespit edilmiştir. Bu rakamlara göre; Avrupa standartlarının da üzerinde, uzun yaşayan insanlara sahip bir yöre olarak öne çıkıyor. Hatta: bir üniversite tarafından yapılan araştırma sonucu, Nazilli yöresi “Türkiye’nin yaşlılık şampiyonu” ilan edilmiştir.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesine bağlı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, ilçe merkezindedir.
İNCİR
İncir, bu yörelerin simgesidir. Özellikle: buralarda yetiştirilen incir; bölgenin havasının uygunluğu, rutubet ve rüzgarın istenilen düzeyde olması nedeniyle, yüksek kaliteli olmaktadır. İncir: zengin mineral ve vitamin içermesi, şekerinin doğrudan kana geçmesi özelliklerinden dolayı, hazır bir enerji kaynağıdır. Ayrıca: hazmı kolaylaştırır, bağırsak faaliyetlerini düzenler ve kabızlığı önler.
Yetiştirilen incirlerin büyük bölümü: kurutulmaktadır. İncir kurutulduktan sonra kurtlanmasını önlemek için ilaçlanması gerekmektedir.
NE YENİR. NE İÇİLİR
Nazilli yöresinde: yaz aylarında: kar helvası yiyebilirsiniz. Kar helvası: rendelenmiş buz ve şerbet ile yapılır. Bunun dışında: Nazilli pidesi düşünebilirsiniz. Bu pide: kıymalı, kaşarlı, peynirli, yumurtalı, otlu, tavuklu, karışık ve tahinli olarak yapılmaktadır. Özellikle: tahinli seçmelisiniz.
NE SATIN ALINIR
Nazilli yöresinden: kurutulmuş incir satın alabilirsiniz. Ancak: yukarıda sözünü ettiğim gibi, kurutulmuş incir satın alırken, mutlaka içini kontrol edin ve kurtlu olmadığına emin olun. Çünkü: ilaçlanmayan kuru incirler, mutlaka kurtlu oluyor.
GEZİLECEK YERLER
KOCA CAMİ
Uzun çarşı ile, mahalleleri birbirine bağlayan bir yerde kurulmuştur. Önceleri: üstü açık ve kenarları duvarlarla çevrili bir namazgah olarak kullanılmıştır. 1900 yılındaki büyük depremde, minaresi ve kubbesi yıkılmıştır. Depremden sonra onarılmış, ancak bu kez de, Milli Mücadele döneminde çıkan yangında hasar görmüştür. 1930 yılında, halkın gayretleriyle yeniden yapılmıştır. 12 yıllık bir uğraş sonucu, bugünkü şekline kavuşmuştur. Caminin tek minaresi bulunmaktadır. İlk yapılış yılı olarak: 1886 kayıtlıdır. Kubbeleri kurşun kaplıdır.
ARPAZ BEYLER KONAĞI
Arpaz köyü, ilçe merkezinden 15 km. uzaklıkta, güneydedir. Günümüzdeki adı: Esen köydür. Köy: eski bir Karia yerleşkesi olan, Harpasa kalesinin eteklerinde kurulmuş ve adını buradan almıştır. Arpaz’daki Beyler Konağı: Arpaz köyü içinde, Osmanlı imparatorluğunun ayanlık dönemine ait, en güzel yapılardan biridir. Konak: ev, kule, hamam, fırın ve erzak depolarından oluşan bir bütündür.
Yapı: özellikle ahşap işçiliği, nakışları, tavanlarındaki motifleriyle, 19.yüzyıl mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. Bazı değişikliklere rağmen, günümüze kadar, orjinalliğini koruyabilmiştir.
ARPAZ KULESİ
Arpaz Beyler Konağının hemen karşısındadır. Geniş kapısından yukarı çıkılan taş merdivenleri bulunuyor. Kapının üst kısmında ise, daha önce kullanıldığı düşünülen bir çekme köprüye ait, makara yuvaları bulunmaktadır. İndirildiği zaman; evin, zemin kat taşlığına dayanan, kemerli bir platforma oturan asma köprü; evden kuleye, doğrudan doğruya bir tehlike anında çekilebilmeyi sağlıyordu.
Dışa tamamen kapalı olan kulenin zemin katı ise, bir dönem de zindan olarak kullanılmıştır.
Giriş katından: üst kata, ahşap bir merdivenle çıkılıyor. Bu kat: ovaya bakıyor. Bir yaşama mekanı olarak düzenlenmiş. Oturma yerleri, dolaplar ve bir ocak bulunuyor. Hatta, yanında, sonradan eklenen bir hamam var.
Evet, bu kule: korunma, savunma ve geniş görüş açısı nedeniyle, gözetleme amacıyla kullanılmış.
HARPASA
Esenköy sınırları içindedir. Arkaik dönemden kalma surların, kuzey yöndekilerin büyük kısmı, günümüze sağlam olarak gelebilmiştir. Kent: teraslar üzerine kurulmuştur. Bizans döneminde küçülmüş ve tepede bulunan kale içine yerleşilmiştir.
Şehirde: yüzyıllar boyunca, kesintisiz olarak oturulduğu düşünülmektedir. Şehrin tiyatrosu, Helenistik dönem özelliklerini taşımaktadır. Ancak, Osmanlı döneminde: Arpaz Beyliği olarak, mülki ve askeri yönetim merkezi, burada kurulmuştur.
Harpasa’da kuzeye doğru uzanan tepelerin üzerindeki tepe Tümülüsleri: Lydia etkisiyle yapılmıştır.
MASTAURA
Bozkurt köyünün, 1 km kuzeyinde, dar bir vadinin kuzeyinde küçük bir antik yerleşim yeridir. Günümüzde, bu antik kent: tamamen tarım arazileri içinde kalmış ve özel şahısların mülkiyetindedir. Günümüzde burada görülebilen yani ayakta kalan yapılar şunlardır: bir tiyatro yapısı var ve bu yapının 2 adet kemerli terasla oluşturulan sahne binası ve zeytin ağaçlarıyla kaplanmış orkestra kısmı.
Kentin ortasında: taş, kireç ve harç malzemeyle yapılmış, yüksek bir teras duvarı (üzüm ve incir bahçeleri içindedir) bulunuyor.
Şehrin, güneydoğusunda bulunan nekropol alanında: yarısı açıkta kalan mezarlar, Roma dönemi özelliklerini gösteriyorlar.
Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.