Çatalkaya dağını kaplayan çam ormanları ile oksijen deposu konumundadır.
TARİHİ
1666 yılında şimdiki Yenikale bölgesinde bulunan ve Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kaleden dolayı, Osmanlı döneminde burası “Sancakkale” ismiyle anılmıştır. Ali Onbaşı Deresi çevresinde bulunan nar ağaçlarından dolayı, “Narlıdere” ismi verilmiştir. Tapu kayıtlarında ise “Tozluyurt” adıyla anılmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Sancaktepe, İngilizler tarafından denizden iki kere top ateşine tutulmuş ve ilk saldırıda ölen subay ve erler, Narlıdere Şehitliğine gömülmüştür. Resmi kayıtlarda Narlıdere ismi ilk olarak 1886-1887 yıllarında geçmektedir.
Bu belgelere göre Yenikaleyi çevreleyen bataklıkların kurutulması çalışmalarından söz edilmektedir. Narlıdere’nin ilk olarak: Akkoyunlu devletinin yıkılmasından sonra, Anadolu’ya yerleşen Türkmen boyları tarafından, bugünkü Narlı Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Yukarıköy’de kurulmuştur. Balkan göçmenlerinin yerleşmesiyle, bugünkü Narlıdere’yi oluşturacak yerleşim tamamlanmıştır.
Diğer eksik kalan ayak ise, 1950’li yıllardan itibaren, sahil kesimine yazlıkçıların yerleşmesiyle başlamıştır. Narenciye üretimi için gelen mevsimlik işçilerle başlayan tarımsal göç 1980’li yıllarda yoğunlaşmıştır. Narlıdere, 1950’li yıllarda, İzmir Merkez ilçeye bağlı bir muhtarlık olarak teşkilatlanmış ve “Aşağıköy” olarak bilinmektedir. Narlıdere Belediyesi 1960 yılında kurulmuştur. 1992 tarihinde ise Narlıdere ilçesi kurulmuştur.
GENEL
İlçenin doğusunda Balçova, güneyinde Karabağlar, batısında Güzelbahçe, kuzeyinde İzmir körfezi vardır. İzmir Körfezinin en temiz suları buradadır. İlçe yüzölçümünün yüzde 20 yerleşim alanı, yüzde 10 tarım arazisi, yüzde 70 fidanlık, çalılık ve ormandır.
Çatalkaya dağını kaplayan çam ormanları ile oksijen deposu konumundadır. İlçede 1500 civarında konut jeotermal enerjiyle ısıtılmaktadır. İlçede Akdeniz iklimi hakimdir. Önemli bir akarsu yoktur. Ilıca ve Ali Onbaşı gibi küçük dereler İzmir körfezine akarlar.
Narlıdere ilçesinde en büyük geçim kaynağı: narenciye ve çiçekçiliktir. Bölgenin en büyük narenciye bahçelerine sahip olan ilçede sera çiçekçiliği de önemli bir ekonomik etkinliktir. Bölgede sanayi tesisi bulunmamaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi, ilçede bulunmaktadır.
NARENCİYE
Narlıdere ilçesinin simgesidir. 1950’li yıllarda dikimine başlanmıştır. Türkiye’nin en kaliteli ve verimli narenciye bahçeleri, yeraltı sularının azlığı ve yoğun kuraklık nedeniyle günümüzde zor günler geçiriyor. Bir kültür bitkisi olan narenciye bol ve temiz su ile yaşamaktadır. Evet, günümüzde narenciye bahçelerine su sağlamak için projeler üretilmektedir.
HUZUREVİ
İlçe sınırları içinde, modernlik ve büyüklük açısından, dünyanın en büyük ikinci huzurevi bulunmaktadır.
ASKERİ BİRLİK VE KURUMLAR
İlçe sınırları içerisinde: Güney Deniz Saha Komutanlığı, Ege Ordu Komutanlığı, Narlıdere Kışlası ve Lojmanları bulunmaktadır. Özellikle: İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, birçok insanımızın askerlik hizmetini yaptığı bir yer olarak önem kazanmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
KÜLTÜR EVİ
1800’lü yılların başında Hızır Dede, obası ile birlikte Narlıdere’de yerleşik hayata geçer. Daha sonra ibadetlerini yerine getirmek için bir Cem evi yapılmasına karar verirler ve gelen yardımlar üzerine 1874 yılında bugün “Kültür Evi” olarak bilinen Tarihi Cem evini yaptırırlar. Bina: kimliği bilinmeyen bir Rum usta tarafından yapılır.
Keresteleri, Antalya-Finike ilçesindeki Gökbük köyünden getirilmiştir. Salon taşları ise Malta’dan deniz yolu ile getirilmiştir. Yanyatır Ocağı diye bilinen tarihi cem evi, ülkemizdeki Tahtacı Aşiretinin en büyük ve en kutsal iki ocağından birisidir.
Binanın girişinde, sağda aşevi ve kurban kesim yerleri varmış ancak bunlar günümüzde tamamen yıkılmıştır. Yine sağda mezarlık bulunmaktadır. Evet, burada binanın üst katındaki tavan süslemeleri görülmeye değer güzelliktedir.
NARLIDERE ŞEHİTLİĞİ
Şehitlik Atatürk Kültür Merkezinin karşısındadır. 1’nci Dünya savaşı sırasında İngiliz Deniz Topçusu tarafından iki kere topçu ateşine tutulan Sancaktepe’de ilk saldırıda şehit olan 6 subay ve er gömülüdür.
Ayrıca 15 Mayıs 1919 günü İzmir’in işgali sırasında Yunan kuvvetleri ve Rumlar tarafından şehit edilen 17’nci Kolordu Askeralma Heyeti Başkanı ve Garnizon Komutanı Albay Süleyman Fethi Bey ve 8 asker ile çeşitli zamanlarda şehit edilen 4 görev şehidinin mezarı bulunmaktadır.
İzmir Efes gezi planı hakkındaki yazım için Efes Gezi Planı