İçel Mut

İçel Mut


Mut denilince; Karaman-Mut kara yolunun her iki kenarında, Mut’a yaklaştığınızda, uzun süre sizinle birlikte ilerleyen kayısı bahçeleri aklıma geliyor.

ULAŞIM

Mut: Silifke-Karaman kara yolu arasında kalıyor. Karaman-Mut arası: 74 km. uzaklıkta. Arada: 1630 metre yükseklikte olan Sertavul Geçidi var. Mut-Silifke arası uzaklık ise: 75 km. Mut-Mersin arası uzaklık: 191 km. Yol güzergahı: Mut-Silifke-Erdemli-Mersin. Tahmin ettiğiniz gibi: Torosların üzerinde uzanan bu yollar, çok konforlu değil.

İçel Mut

GENEL

Karaman-Mersin kara yolu üzerinde, Mersin’e bağlı, Toros dağlarının güney yamaçlarında kurulu bir İlçe. Toros dağlarının muhteşem doğasını tadabilir ve doğa güzelliklerini gezip görebilirsiniz. Göksu ırmağı besleyen çok sayıda irili-ufaklı akarsu, tam bu yörede Göksu’ya karıştığından, bunların oluşturduğu vadiler ve kanyonlar ile doğal güzelliklerini sergilemektedir. Denizden yüksekliği: 250-350 metredir. Hava her ne kadar sıcak olsa da, (özellikle yaz aylarında), nem bulunmaması büyük bir keyif yaratıyor.

KARACAOĞLAN

17’nci yüzyılda yaşamış, ünlü Halk Ozanı Karacaoğlan’ın mezarı burada. İlçeye bağlı: Çukur (Karacaoğlan) köyünde. Ozanın mezarının olduğu yere, Kültür Bakanlığı tarafından bir anıt yaptırılmış.

İçel Mut

 

TARIM ÜRÜNLERİ

En önemli tarım ürünleri: Kayısı ve zeytin. Dünyada, ilk turfanda kayısının üretildiği ve piyasaya çıktığı yer olarak ünlenmiş. İlçedeki kayısı ağaçlarının çoğu, şekerpare türündedir. Tokaloğlu, Karacabey, Septik ve Zerdali türü dikimi de yapılmaktadır. Mut şekerparesi, orta irilikte, dolgun, gergin, parlak, tok ve suludur.

Bu özelliğiyle, Mut adını, yurdun her yerinde hatırlatan bir meyve olmuştur. Ülkemizden yurt dışına ihraç edilen kayısının, yüzde 70’i, buradan gönderiliyor. Her yıl Haziran ayının ilk haftasında, çeşitli sanatçıların katıldığı “Kayısı Festivali” düzenleniyor.


Evet, Mut’un diğer bir tarım ürünü: zeytin. Ülkemizde bulunan 150 milyon zeytin ağacının, yaklaşık 8 milyonu, Mut’ta bulunuyor. Tabii, bunun sonucunda, zeytinyağı üretimi üst düzeylerde.

NE SATIN ALINIR

İlginizi çekerse, buranın kilim dokumacılığı da öne çıkmıştır. Kıldan dokunan kilimler, geometrik, bitki motifli olup, iplerin rengi kök boyası ile verilir. Özellikle: Hacıahmetli köyünde dokunan kıl heybe, kilim ve çullar, renk, desen ve dokunuş bakımından, yörenin tüm özelliklerini taşıyor. Satın alabilirsiniz.

İçel Mut

TARİHİ

Mut, MÖ. 2000 yıllarında ilk yerleşimlerin başladığı tahmin edilen bir yer. Dağlık ve ovalık Kilikya olarak iki bölüme ayrılan Kilikya’nın Dağlık bölümünde: tarihten çok önemli olaylara sahne olmuş Sertavul geçidinin, hemen güney ağzında kurulmuştur. Bir süre Venedikli ve Kilikyalı korsanlar tarafından elden ele geçtiği, sonrasında Roma hükümeti burada uzun süreli bir hakimiyet sağlandığı söylenir.

Mut ve çevresindeki Toros dağlarının MS. 700-800 yıllarından itibaren Orta Asya’dan kopup gelen Yörükboyları’na da, ev sahipliği yaptığı biliniyor. Ancak bu yıllardan sonra bölgede kurulan ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki çoğu İli de kapsayacak şekilde hakimiyetini sürdüren Kilikya Ermeni Prensliğinin de 1375 yılına kadar varlığını devam ettirdiği bilinmektedir. Hatta, Toros Dağlarının adının bu prensliğin başında bulunan Thoros isimli prenslerden geldiği de ileri sürülüyor.

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat zamanında Karamanoğulları beyliğinin kurucusu olan Nur-e Sofi hazretleri, bölgeden Ermenileri 1228 yılında kovarak Ermenek, Mut, Gülnar ve daha sonra da Silifke’yi hakimiyeti altına almıştır. Bölgenin Karamanoğlu beyliğinin eline geçmesinden sonra, Karamanoğulları Mut ve çevresini mamur etmişlerdir. Karamanoğlu Mesut Bey zamanında, Mut, 5 yıl Beyliğe başkentlik yapmıştır. La’al Paşa Camii, Kızıl minare ve bazı başka yapıların Karamanoğulları zamanında yapıldığı bilinmektedir.

1483 yılında Kasım Bey, yanında üç oğlu, 30 yiğit beyi ile Kestel (Dağpazarı) Yaylasına gelir. Koyunlar kesilir, kavurmalar, pilavlar, helvalar pişirilir, şerbetler ezilir. Bu ziyaret sırasında, Hocantı oğlu; zehri gizlice şerbete katar. Şerbeti içenler, Kasım Bey’le birlikte, 34 kişi birden ölürler.

Kasım Bey’den sonra, Karamanlıların bazı çırpınışları oldu ise de devlet olabilme özelliği taşımıyor. 1502 yılından sonra Karamanlıların topluca doğuya (İran) göçmeleriyle, Karaman toprakları da tamamen Osmanlıların eline geçer.

GEZİLECEK YERLER

İçel Mut Kalesi

 

MUT KALESİ

Şehrin ortasında olan kalenin, ilk inşaat tarihi bilinmiyor. Küçük bir garnizonu anımsatan kalenin temel taşları, düzgün kesme taşlarla örülmüş. Karamanoğulları ve Bizans dönemlerinde tamir gören kalenin, dört adet burcu var. Kalenin içinde, bir de iç kale diye adlandırılan kule bulunuyor. 1992 yılında Kültür Bakanlığınca yeniden restore edilmiştir.

Evliya Çelebiye göre: Mut kalesini, Rumlardan almak isteyen Karamanoğlu Yakup Bey, tüm askerlerini şehit vermiştir. Bunun intikamını almak için Karamanoğlu İbrahim Bey, büyük bir kuvvetle kaleye hücum etmiş. İçinde bulunan 70.000 Rum askerini, kılıçtan geçirtmiş ve ölülerini de kalenin güneyindeki bir tepeye gömdürmüştür. Bu nedenle, buraya şimdi “Maşatlık Tepesi” denilmektedir. Kalenin içinden çıkan “Kalepınar” adındaki soğuk ve berrak su, kentin su kaynağıdır.

İçel Mut Karacaoğlan Heykeli

KARACAOĞLAN HEYKELİ

Çınar altı Parkında Belediyenin girişimi ile, Mutlu heykeltıraş Hüseyin Gezer tarafından ücretsiz yapılan heykel, Mut şenlikleri sırasında, 1973 günü yapılan törenle açılmıştır. Büyük bir halk şairi olan Karacaoğlan’ın hayatı üzerine yapılan araştırmalarda, kesin bir bilgi yoktur. Son yıllarda yapılan araştırmalarda ve şiirlerinde yapılan incelemelerde, onun 1606 yılında doğmuş ve 1670 yılında ölmüş olduğu tahmin edilmektedir.

Her ne kadar doğduğu yer bilinmiyorsa da öldüğü ve mezarının bulunduğu yer bellidir. Kendisinin Güney Anadolu da yaşayan Türkmen aşiretlerinden olduğu, daha doğrusu Mersinli olduğu kesindir. Şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla kendisi pek çok yer gezmiş, aşkı ve tabiat sevgisini, yaşadığı hayatı, çağının konuşma dili ile öz Türkçe olarak işlemiş ve anlatmış bir halk şairidir.

Evet, Karacaoğlan ile ilgili bir efsane: “Karacaoğlan, sevdiği Kara kızı babasından istemiş; vermeyince çok üzülmüş, sazı ile gurbet ellere düşmüş. Çok yerler dolaşmış, türküler söylemiş. Kararız da, aşkını içine gömmüş ve evlenmiş. Karacaoğlan, ihtiyarlayınca Karakız’ın obasına döner ve dere köyü yakınlarında bir tepeye yerleşir. Günün birinde, ölen Karacaoğlan’ı, İlçe halkı aynı yere gömerek, burayı türbe yapmışlar.

Karakız, Karacaoğlan’ın ölüm haberini alınca, babasının obasından ayrılarak, Karacaoğlan’ın mezarının başına koşar ve ağlaya ağlaya üzüntüsünden burada ölür. Bu acıklı olan karşısında, duygulanan köylüler, sağ iken beraber olamayan iki sevgilinin, öldükten sonra beraber olacaklarına inandıkları için Karakız’in mezarını, Karacaoğlan’ın yattığı yerin karşısındaki tepeye yaparlar. O gün bu gündür, Çukur tepesindeki mezarından Karakız’in; diğer tepedeki mezardan Karacaoğlan’ın ruhları, her gece el ayak çekildiğinde çıkar, ortadaki ovada buluşurlarmış.

İçel Mut Karaekşili

KARAEKŞİLİ

Karaekşili, İlçeye bağlı 3 km. uzaklıktaki orman içi dinlenme yeri. İçinde, alabalık üretme çiftliği de bulunan Karaekşili, doğal güzellikleriyle dikkati çeken ve Orman Bakanlığınca, Milli Park ilan edilen bir dinlenme yeridir.

İçel Mut Alahan Manastırı (Apadnos)

ALAHAN MANASTIRI (APADNOS) 

Evliye Çelebi’nin, “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” diye anlattığı Alahan Manastırı; Karaman kara yolu üzerinde, Mut’un 20 km. kuzeyinde, orman ürünleri deposunun yanından, sağa sapılan ve 4-5 km. içeride “Geçimli (Malya) köyü” civarındadır. 1000-1200 metre yükseklikte ve Göksu Vadisine bakan dik bin yamaca oturtulmuştur.

Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya (Konya)’da yayılması sırasında, bu yeni dini kabul edenlerin takibe uğraması, inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa’ya inananları dağlık bölgelerdeki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. İsa’nın havarilerinden St. Paul ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyan öncülerinden Barnabas, 441 yılında Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya’ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır.

İşte, bu iki Hıristiyan Aziz’in gezileri sırasında konakladıkları her yerde anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı bunlardan biridir.

440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi: Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş keşiş odaları ve çevredeki mezarlardan oluşmaktadır. Kilise binaları: Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşımaktadır.

Süslemesinde usta bir taş oymacılığı görülür. İlk kilise korint başlıkla iki dizi sütunla üç nefe ayrılmıştır. Narteksten ana mekana geçilen kapının atkı ve yan dikmeleri kabartmalarla süslüdür. St. Paul, St. Pierre figürlerinden başka bir çelengi taşıyan altışar kanatlı Cebrail, Mikail’in simgesi yaratıkları ezişi, kükreyen aslan, kartal ve öküz sembolleri, İncil yazılarının tasvirleri, üzüm salkımları, asma yaprakları ve balık motifleri zengin bir şekilde tasvir edilmiştir.

Kiliselerin doğusundaki geniş avlunun güneyinde dinsel törenlerin yapıldığı dehliz, 11 m. uzunluğunda, kemerli ve sütunlu bir galeri şeklindedir. Galerinin ortasında kalabalık kabartma süsleme ile her yanı işli büyük bir niş bulunmaktadır. Galeride apsisli vaftizhane ve karşısında Alahan Manastırının en görkemli yapısı olan mezarlar bulunmaktadır. Bu mezarların kuzey duvarı kayaya yontulmuş, üst örtüsü yoktur.

Ana nefin ortası ilginçtir. Burası paye ve sütunlara oturan, dört kemere örtülü kare planlı bir kule biçimindedir. Kuli yukarıda sekizgene dönüştürülmüştür. Kapı çerçevesi süslüdür.

Alahan Manastırının mezarlarından birinin kitabesinde şöyle yazılmıştır. “Burada çok mümtaz, Flavius Severinus ve Flavius Cadalaippus’un Konsüllüğünden sonra İndictio’nun 15’nci Senesinin 13 Şubatında Mukaddes oruçlarının ilk haftasının Salı günü ölmüş olan hatırası mukaddes kurucu T………… yatıyor.”

Ayrıca, Maya köyü yakınlarında vade içinde ve yeraltında kırmızı ve yeşil boyalı “Renkli Kilise” vardır. Bu kilise yeni gibi görünmektedir.

İçel Mut Yer Köprü

YER KÖPRÜ

İlçe merkezine 35 km. uzaklıktadır. Bu doğa harikası, Göksu nehrini besleyen Ermenek çayının, uzun yıllar boyunca süren topraktaki aşındırma etkisi sonucu, derin bir vadi meydana gelmiş. Doğal su tünelinin uzunluğu: 250 metre kadar. Yer köprüde, göreceğiniz doğal tünel ve şelale, size gerçekten unutulmaz bir gün geçirtecek, zamanınız olursa gitmeli ve görmelisiniz.

İçel Mut Dağpazarı Kilisesi (Corapissus)

DAĞPAZARI KİLİSESİ (CORAPİSSUS)

Mut’un 35 km. kuzeyindeki bu köyde antik bir şehre ait kalıntılar vardır Bizans kilisesi ile 15x 5.50 m. ölçüsündeki taban mozaik ilgi çekicidir. Bu taban mozaiğinde: hayat ağacının kollarına asılmış, çok sayıda, hayvan ve geometrik desenler görülüyor. Ancak; bu mozaiğin, hangi yapıya ait olduğu bilinmiyor. Mozaiğin yanında: 3 adet oldukça yıpranmış hereon tipi mezar görebilirsiniz.

Bizans dönemine ait kilise, köyün ortasına ve en yüksek yerine kurulmuştur. Uzaklardan heybetli görünür. Kilisenin: apsisi ve bazı duvarları hala ayakta. Köyün güneyindeki vadide: kaya mezarlarının bulunduğu nekropol sahası bulunuyor. Antik bir şehir kalıntıları üzerine kurulmuş olan yayla köyünde: kır kahveleri, sağlık ocağı, jandarma hizmet veriyor.

Köy ortasında bulunan kilise kalıntısı ve bir evin bahçesindeki mozaikler, görülmeye değer tarihi yapılar. Çevresi ardıç ve maki türü bitkilerle çevrili köyün, iç kısmı ise meyve ve sebze bahçeleri ile kaplı. Antik döneme ait su sarnıçları ise, köylüler tarafından soğuk hava deposu olarak kullanılıyor. Bura da bence derhal önlem alınmalı ve bölge SİT alanı olarak ilan edilerek, koruma altına alınmalı.

BALABOL ÖRENLERİ

Mut’un batısında 40 km. uzaklıktaki Yalnızcabağ Köyü yakınındaki Değirmenlik yaylasındadır. Büyük bir antik yerleşim alanı olduğu görülmektedir. Çok sayıda lahit ve duvar kalıntıları vardır.

İçel Mut Sartavul Yaylası

SARTAVUL YAYLASI

Mut-Karaman-Konya kara yolunun 36.km.de yer alan yayla, Akdeniz’i İç Anadolu ya bağlayan Sartavul geçidinde kurulmuştur. Burada bulunan tarihi hanlar, halen köylüler tarafından kullanılıyor. Çok sayıda lahit ve duvar kalıntısı bulunuyor.
Çam ve ardıç ağaçlarının çevrelediği yaylanın iç kısımları, meyve bahçeleri, kır çiçekleri ve dağ çayırları ile kaplıdır.

Mut, Silifke, Karaman halkının rağbet ettiği yörede, Yörükler de çadır kurarak hayvanlarını otlatmaktadırlar. Mut-Saravul yolunun 21. km. den sağa dönülerek 1.5 km. stabilize yolla ulaşılan Alahan Manastırı, görülebilecek yerlerdendir. Yaylanın alt yapısı tamamlanmış. Alabalık ve et yemekleri sunan birkaç kır lokantası hizmet veriyor.
Yayla yakınında bulunan Kestel Dağında, Yaban Keçisi Koruma Alanı ve Avlağında bulunan hayvanlar gözlenebilirler. Yayla yakınında bulunan Kestel Kanyonu, doğa yürüyüşü için çok ilginç rotalardandır.

Silifke tanıtımı.

Erdemli tanıtımı.

Karaman tanıtımı.

Mersin tanıtımı.

İçel Çamlıyayla

İçel Çamlıyayla


Sanırım tamamen idari nedenlerle ilçe olmuş, küçük bir yerleşim yeridir. Dağ ve ormanlarla çevrilidir. Genelde, emekli mekanıdır. Özellikle, Adana şehrinin sıcağından, gürültüsünden ve kalabalığından kaçıp gelen insanlarla doludur. Yaz ve kış aylarında, nüfusunda önemli değişimler görülür.

İçel Çamlıyayla

ULAŞIM

Çamlıyayla-Mersin arasındaki uzaklık, 85 km. dir. Çamlıyayla-Tarsus arasındaki uzaklık: 59 km. Çamlıyayla-Adana arasındaki uzaklık: 90 km. dir.

İçel Çamlıyayla

TARİH

İlçenin ilk yerleşimcileri hakkında, ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Ancak, bölgede, 1081 yılına kadar Bizanslıların egemen olduğu görülür. Daha sonra ise, Selçuklular ve 1845 yılından sonra ise, Osmanlılar görülür. 19’ncu yüzyılın ikinci yarısından sonra, nahiye merkezi haline gelen bölge: Tarsus iline bağlı bir nahiye iken, 1990 yılında Tarsus ilçesinden ayrılarak, Çamlıyayla adıyla, ilçe statüsüne kavuşmuştur.

İçel Çamlıyayla

GENEL

Çukurova bölgesinin, Adana-Mersin-Tarsus üçgenindeki en meşhur yayla bölgesidir. İsmiyle orantılı olarak, bölgenin her yerinden çam ağacı fışkırır. Yüksek ve dağlık olması nedeniyle, sert bir iklimi vardır ve özellikle kış ayları sert geçer.
İlçenin yüz ölçümü, 811 km. karedir. Rakımı ise, 1100 metredir. Hatta, yer yer 1400 metreyi bulmaktadır.
Yöre halkının başlıca geçim kaynaklarının başında, meyve ve sebze üretimine dayalı tarım, hayvancılık ve orman ürünleri üretimi gelmektedir. Bunun haricinde, iğne oyacılığı ve pekmez yapımı yaygındır.

NE YENİR/NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: mutlaka “karsambaç” (bol reçelli) yemelisiniz. Bunun dışında, fındık lahmacun ve fırın ağzı isimli et yemeği yemelisiniz.

NE SATIN ALINIR

Bu yöreye yolunuz düşerse, kesinlikle, kırmızı benekli alabalık tatmalısınız.

İçel Çamlıyayla

GEZİLECEK YERLER

İçel Çamlıyayla Ana Ardıç Ağacı

ANA ARDIÇ AĞACI

İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta, Koz Pınarı mevkiindedir.
Anıt ağaç: 1100 yaşında, 22 metre boyunda ve 3.5 metre kalınlığında bir tarihi ve anıtsal ağaçtır. Eski dönemlerde, burada ağacın dalında 50 arı kovanı bulunduğu söyleniyor. Ağacın çevresini, on kişi rahatlıkla çevirebilmektedir.
İlginizi çekebilir.

İçel Çamlıyayla Papazın Bahçesi

PAPAZIN BAHÇESİ

İlçe merkezinde, en çok ziyaret edilen yerlerin başında gelmektedir.
Çakırlı boğazından, Fakılar köyüne ayrılan yolu takip ederek, stabilize bir yoldan buraya ulaşmak mümkündür. İlçe çarşı merkezine 13 km. uzaklıktadır.
Berdan çayının bir kolunun gözü, buradaki çınar ağaçlarının altından çıkıyor. Bu çayda, özellikle, buraya özgü, kırmızı benekli alabalık bulunuyor.
Vadi içinde, muhteşem ağaçlar, şelaleler ve alabalık yetiştirme havuzları, mesire yerleri ve hizmet binaları görülüyor.

İçel Çamlıyayla Lampron-Namrun Kalesi

LAMPRON-NAMRUN KALESİ

İlçe merkezindedir ve orta çağ döneminde yapıldığı düşünülmektedir.
Kale yapısı: Hitit ve Asur dönemlerinde “İlibru” olarak bilinmektedir. Yüksek bir tepe üzerindedir. Savunma amacıyla yapılmış kaleye, günümüzde yıkık halde bulunan bir merdivenle çıkılıyormuş. Kuzey bölümde, kesme taşlardan yapılmış iki burç, sağlam olarak günümüze ulaşmıştır, ancak bunun dışında, kalenin tüm geri kalanı yok olmuştur.

İçel Çamlıyayla Sinap Kalesi

SİNAP KALESİ

Namrun kalesinden sonra, yörenin en büyük ikinci tarihi yapısıdır. İlçenin kuzeyindedir. Namrun kalesinin arka kısmında kalmaktadır. İlçe merkezindeki çarşıya, yaklaşık 5 km. uzaklıktadır.
Kale içindeki kemerler ve kale burçları, kısmen yıkılmış ve kemerlerde, sandal ağaçları ve çalılar yetişmiştir. Kalenin ön cephesindeki kapıdan girerseniz, burçlara kadar çıkabiliyorsunuz. Kalenin güneyindeki sinap çeşmesinde, sürekli içilebilecek kalitede su bulunuyor. Kale ve çevresi, özellikle günübirlik piknik için çok uygundur.

İçel Çamlıyayla Çini Göl

ÇİNİ GÖL

İlçenin ve yörenin en güzel ve tanınmış gölüdür. Boklar dağlarında bulunan buzul göllerinin en öne çıkandır. Çamlıyayla sınırları içindeki göl: 2500 metre yükseklikte bir krater gölüdür. 25 bin km. karelik bir alanı kapsar. Ölçülebilen derinliği 100 metreyi geçmektedir. Dipten kaynaklandığı sanılmakta olup, siyaha çalan, lacivert bir görüntü rengi vermektedir.
Derinliği nedeniyle, göl: yerli halk arasında dipsiz göl diye anılmaktadır. Suyu: içilebilen göl, doğal güzellik yanında, kıyısında kamp alanları bulunması nedeniyle de, yoğun olarak ziyaret edilmektedir. Bu bölgede, bu büyük göl dışında, irili-ufaklı 9 krater gölü daha bulunmaktadır.

MEHRİBAKAN MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı, Sebil beldesinde, Yukarı Suçatı mevkiindedir. Tarihi özellikleri öne çıkan bir doğal mağaradır.
Sebil kasabasına, 50 km. uzaklıktadır ve bu yolun büyük bölümü, orman yoludur. Yani, ulaşım sorunludur. Mağara: dağlık ve sarp kayalıklı bir bölgededir. Uzunluğu: 50-60 metre olup, genişliği: 35-40 metredir.

KARAİN MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı, Sebil beldesinde, Zevzekdibi mevkiindedir. Mağaraya ulaşım kolaydır.
Buraya ulaşmak için: Çamlıyayla-Sebil kasabası yolunu takip etmeniz gerekiyor. Tabii ve doğal olan mağaranın: uzunluğu: 250 metre kadar, genişliği: 10-15 metre kadardır.

Tarsus tanıtımı.

Adana tanıtımı.

Mersin tanıtımı.