İstanbul Merkezefendi

zeytinburnu.genel.2
İstanbul Merkezefendi

Merkezefendi mahallesi, Zeytinburnu ilçesinin bir mahallesidir.

Mevlevihane’nin kurucusu “Merkez Efendi” dir. Kendisi: Denizli yakınlarında bir köyde doğmuştur. Birçok yeri dolaştıktan sonra Manisa merkezine yerleşmiştir. Burada öğretmenlik yaptığı yıllarda, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Valide Sultan hastalanmış ve Şeyh Merkez Efendi, mesir macunu denen ve 41 çeşit malzemeden oluşan bir ilaç hazırlamış ve bunu kullanan Valide Sultan iyileşmiştir.

Mesir Macunu

Böylece mesir macunu denen bu ilaç büyük rağbet görmeye başlamıştır. Merkez efendi, her yıl 22 Mart tarihinde, Hafsa Valide Sultan tarafından yaptırılan camiye gider ve hazırladığı macunları, minareden, aşağıda toplanan kalabalığa atardı. Günümüzde de bu gelenek çerçevesinde İstanbul’da her yıl türbesinin yanında geleneksel “Tıp Festivali” düzenlenir.  Sümbül Efendinin müridi Merkez Efendi, pirinin kızı Rahime ile evlenmek ister. Sümbül efendi, işi zora sokmak için, 40 deve yükü altın getirmesini ister.

Merkez efendi öyle zora girmez, hemen sur dışından 40 çuval toprak doldurup, pirine getirir. Çuvallar açılınca, içinden altın çıkar. Sümbül efendi, müridinin iyice yetiştiğini anlar ve “Sen artık sur dışına çık, kendine yeni tekke kur” der ve kızını da verir. Bu yüzden, Merkez efendinin camisi ve tekkesi sur dışında Mevlevihane kapısının ilerisindedir. Bir gün Sümbül efendi, kızı ve damadını ziyarete gelir. Kızı evde ayaklarını uzatmış, ayaklarından çıkan ateşle yemek pişirmektedir. Babasına, odunları olmadığını, dervişlerin aşını ancak bu yolla pişirebildiğini anlatır.

merkez efendi camii.2
İstanbul Merkezefendi Camii

 

MERKEZ EFENDİ CAMİİ

Merkez efendi, 1514 yılında mensubu olduğu tarikatın halvet geleneğine uygun bir tekke tesis ederek, sur dışında tenha bir yere yerleşmiştir. Kuruluşunu izleyen yüzyıllar boyunca pir makamı olmamasına rağmen, Merkez efendi tekkesi, halkın Merkez Efendiyle gerek hayatta iken ve gerekse vefatın sonra büyük sevgi ve saygı göstermesi nedeniyle, İstanbul’un en önemli tasavvuf merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Merkez efendinin ölümünden sonra: tekkenin yanına, Kanuni Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Şah Sultan tarafından 1552-1572 yılları arasında, Merkez Efendinin isminin verildiği bir cami ve Tevhidhane yaptırılmıştır.

İlk yapıldığında büyük bir külliye olarak planlanmış, ancak külliyeye ait diğer binalar yapılmasına rağmen günümüze ulaşmamıştır.

1837 yılında, Sultan II. Mahmut tarafından tamamıyla yeniden inşa edilen cami: zarif ahşap iç döşemeleri ve perdeli mihrap bölümü, taş duvarlarla çevrelenmiştir.

1925 yılında tekkelerin kapatılmasını izleyen dönemde, cami ve Tevhidhane, sadece cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Cami, son olarak 1965 yılında onarım görmüştür.

 

MERKEZ EFENDİ TÜRBESİ

Merkez Efendinin vefatından sonra, kabrinin üstüne, yine Şah Sultan tarafından türbe yaptırılmıştır. Ancak ilk yapıldığı zaman ki haliyle kalmadığı, Sultan II. Mahmut döneminde duvar hizaları aynen korunarak yeniden yapıldığı bilinmektedir.

Avlunun içerisinde, türbe duvarına iliştirilmiş mermer bir levha vardır. Büyük harflerle, Latin alfabesiyle ve Türkçe olarak şöyle yazılmıştır. “Kanuni Sultan Süleyman ile harbe girmiş gazilerden ve zamanın en ileri hekimlerinden Musa Muslihiddin Merkez Efendi, Halveti tarikatının Sünbüli kolunu kuran, din ve tasavvuf alimlerinin emsalsizlerinden Koca Mustafa Paşa Tekkesi Şeyhi Sünbil Sinan Efendinin Halifesi, büyük mürşidin vefatı ile yerine şeyh olmuştur.”

Türbede: Merkez Efendi aile fertleri ve tekkede postnişinlik yapan birkaç şeyhin sandukası bulunmaktadır. Burası İstanbul şehrinin en fazla ziyaretçi çeken yerlerinden biridir. Özellikle kandil geceleri ve Ramazan ayında kalabalıktır.

merkez efendi çilehanesi.2
İstanbul Merkezefendi Çilehanesi

MERKEZ EFENDİ ÇİLEHANESİ

Türbenin hemen arkasındaki çilehanenin zemini, avludan 7 metre aşağıdadır ve 15-20 basamaklı bir merdivenle inilir. Burası: 30 metrelik bir kuyu üzerine oturtulmuş, küçük bir kapısı ve penceresi dışında hiçbir donanımı olmayan bir barakadır.

MERKEZ EFENDİ HAMAMI

Hamam çıkmazı sokağının köşesindedir. Merkez Efendi külliyesinin bir parçası olarak yaptırılan hamam, Mimar Sinan yapımıdır. Hamam, başlangıçta çifte hamam olarak yapılmıştır. Ancak kadınlar için ayrılan kısım, özgün haliyle günümüze ulaşmamıştır. Hamam: İstanbul’daki benzeri hamamlardan farklı olarak: “Dolaplı” denen türben bir kuyuya sahip olmasıdır.

balıklı.kilisesi.1
İstanbul Merkezefendi Balıklı Kilisesi

 

BALIKLI KİLİSESİ

Merkezefendi mahallesindedir.

Kuzeyinde Balıklı caddesi batısında ise Seyitnizam Caddesi vardır.

Asıl ismi “Panagia Pege” olan kilise, Panagia Topkapı, Meryem Ana Kilisesi ve Zoodohos Peye kilisesi olarak da bilinmektedir.

Kilise, 5’nci yüzyılın ikinci yarısında, İmparator I. Leo tarafından yaptırılmıştır. Bir başka Bizans imparatoru olan I. İustianos ise kiliseyi onarttırmış ve genişletmiştir. Kilisenin kitabelerinde, Patrik I. Konstantinos döneminde, 1834 yılında inşa edildiği, Sultan II. Mahmut’un 1833 tarihli fermanıyla yenilenip 1835 yılında açıldığı ve son olarak 1933 tarihinde tamirat gördüğü kayıtlıdır. Fetihten sonra günümüze kadar olan süreçte, İstanbul’da ölen 268 patrikten, 20 tanesi burada yatmaktadır.

balıklı ayazması.2
İstanbul Merkezefendi Balıklı Ayazması

BALIKLI AYAZMASI

Balıklı Rum kilisesinin içindedir.

Balıklı Rum kilisesiyle birlikte aynı anda yapılan ve 5’nci yüzyıla ait olan Balıklı Ayazması, dönem dönem birçok onarımdan geçmiştir. İlk yenileme: İmparator I. Justinianos zamanında yapılmış ve hatta Ayasofya’nın yapımından arta kalan malzemeler ile onartırılmıştır. İmparator bu ayazmadaki suyun bir derdine derman olduğuna inanmıştır. Üstelik yanına yine bu malzemelerden bir şapel yapılmıştır.      İstanbul’un fethinden sonra bir süre bakımsız kalan ayazma, 1727 yılında Derkos Metropoliti Nikodimos tarafından, Sultan III. Ahmet’ten izin alınarak onarılmıştır. 18’nci yüzyıldan sonra havuzdaki balıklardan dolayı, Müslümanlar burayı “Balıklı Ayazma” olarak isimlendirirler.

abdülbaki paşa.1
İstanbul Merkezefendi Abdülbaki Paşa Kütüphanesi-Nevhane

 

ABDÜLBAKİ PAŞA KÜTÜPHANESİ-NEVHANE

Yapı: Abdülbaki Paşa tarafından, Sedefkar Mehmet Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Yaptırma amacı “Darülkurra” yani “Kuran-ı Kerim eğitimi verilen yer” olarak bilinmektedir. Mimar Sedefkar Mehmet Ağa’dır. İnşa tarihi, girişin üstündeki mermer levhaya göre 1608 yılıdır.

Burada: biri büyük, ikisi küçük toplam üç mezar vardır.

Büyük mezarın banisi: bir dönem Maraş valiliği yapmış ve 3 padişah döneminde, üç ayrı kere defterdarlık yapmış Defterdar Abdulbaki Paşadır. Abdülbaki Paşa: kendisine türbe yaptırmayı planlarken, çok şatafatlı olduğunu görünce yapıyı Darülkurra’ya dönüştürmüştür.

Diğer iki küçük mezardan birisi: Sultanahmet Cami kürsü Şeyhi Mehmet Efendiye aittir.

Yapı bir dönem: Sıbyan mektebi, daha sonra ise depo olarak kullanılmıştır. 1970’li yıllarda Abdülbaki Paşa Çocuk Kütüphanesi olarak da faaliyet gösterir. Daha sonra kaderine terk edilen yapı, 2007 yılı Haziran ayında, İstanbul Valiliğinden alınan fon ile aslına uygun olarak restore edilmiştir. İlçedeki kültür faaliyetlerinde kullanılmak amacıyla “Nağmedar” ismiyle hizmete açılan bina, günümüzde nezih bir mekandır. Burayı ziyaret ederseniz, kubbeli tavanı süsleyen paneli görün.

Yapı: klasik Osmanlı üslubundadır. Kare planlı ve kubbelidir. Duvarlar kesme küfeki taşıyla örülmüştür. Kuzey duvarının eksenindeki basık kemerli kapısıyla, alt sırayı oluşturan dikdörtgen pencereleri mermer sövelerle çevrilidir.

Zeytinburnu tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Denizli Merkezefendi

Denizli Merkezefendi

2012 yılında kabul edilen kanunla, Denizli ilinde Merkezefendi ve Pamukkale isimli iki yeni ilçe kurulmasına karar verilmiştir.

GENEL

Denizli il merkezinde bulunan Merkezefendi ilçesinin rakımı, ortalama 354 metredir.

Denizli Merkezefendi

MERKEZEFENDİ

Merkezefendi kimdir, kısaca bilgi vermek istiyorum. Kendisi muhtemelen 1463-1464 yıllarında Denizli’nin Sarı Mahmudlu köyünde (bugün Buldan-Akçaköy) doğmuştur.

İlk eğitimini memleketinde aldıktan sonra, 1478 yılında Bursa’ya gitmiş, 15 yıl süren eğitimin ardından icazet alıp 1493 yılında İstanbul’a gitmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ile Merkez Efendi arasında Manisa’da başlayan yakın ilişki, İstanbul’da da sürmüş, padişah 1537 tarihinde Korfu seferine çıkarken, onu ordu şeyhi olarak tayin etmiştir.

Sultanın kendisinden söz ederken “ bizim Merkez” dediği nakledilir. 1552 yılında vefat eden Merkez Efendi, Mevlanakapı dışında kendi adıyla anılan dergahın yanına defnedilmiş, kabri üzerine daha sonra bir türbe inşa edilmiştir. Türbesi İstanbul’dadır.

GEZİLECEK YERLER

Denizli Merkezefendi Atatürk ve Etnografya Müzesi

ATATÜRK VE ETNOGRAFYA MÜZESİ

İlçe merkezine bağlı Saraylar Mahallesindedir.

19’ncu yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Yapı Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtır. Yapıda sakız üslubuna özgü bir mimari kullanıldığı görülür. İki katlı ve orta sofalı olan yapının tüm odaları, orta sofaya açılır. Üst kattaki sofa, ön cephede çıkma balkona, arka cephede ise sonradan eklenmiş olan bölüme uzanır.

Binanın dört cephesinde de çok sayıda pencere bulunur. Pencere ve kapıları basık kemerlidir. Alt kattaki pencereleri basit düz söveli, üst kattaki pencereleri ise dekoratif silme tuğla sövelidir. Kapı ve pencereleri ahşap malzemeden yapılmış olup, pencereleri ahşap pancurludur. Bina Cumhuriyetin ilk yıllarında parti binası olarak da kullanılmıştır. 4 Şubat 1931 tarihinde Denizli iline gelen Atatürk bir gece bu binada konaklamıştır.

1950’li yıllardan sonra bir süre Verem Savaş Dispanseri olarak hizmet veren yapı, 1984 yılında Müze haline getirilmiştir. 1997 yılında tekrar onarım gören Atatürk ve Etnoğrafya Müzesi, 1999 yılında yenilenmiş haliyle tekrar ziyarete açılmıştır. Müze içinde, Atatürk’ün çalışma ve yatak odası, Atatürk’ün Denizli’yi ziyaretinde çekilen fotoğraflar, Denizli’ye ait etnoğrafik tasvirler, savaş aletleri ve Denizli Sancağı sergileniyor.

Denizli Merkezefendi Kaleiçii Çarşısı

KALEİÇİ ÇARŞISI

İlçe merkezine bağlı Saraylar Mahallesindedir.

Tarihi çarşı, 800 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir. Orijinalinde Denizli Kalesi surlarından oluşan çarşı, yaklaşık 280 x 160 metre ölçülerinde bir alanı kaplamaktadır. Çarşının batı surlarının önü, geçtiğimiz yıllarda Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalarla açılmıştır. Bugün surların yaklaşık 80 metrelik kısmı sağlamdır. Görülebilen bu surların yükseklikleri yaklaşık 5 metredir. Surlar traverten taşlarla, kireç harçlı olarak örülmüştür.

Her iri taş sırasının aralarına daha küçük boyutlu taşlar ve tuğla parçaları yerleştirilmiştir. Surlarda yer yer devşirme antik mimari parçalar kullanılmıştır. Yüzlerce yıldan bu yana çarşı olarak kullanılan Kaleiçi, Denizli ticaretinin belliği durumundadır. Ahilik kültürünün halen yaşatıldığı Kaleiçi çarşısında, çok sayıda dükkan bulunur. Bu dükkanlarda tekstil başta olmak üzere çeşitli sektörlere ait ürünler satılmaktadır. Bununla birlikte, bakırcılık, alemcilik, yorgancılık gibi geleneksel el sanatları da burada yaşatılmaktadır.

KONYALIOĞLU EVİ

İlçe merkezine bağlı Altıntop Mahallesindedir.

Konyalıoğlu Evi, Mavi Ev adıyla bilinmektedir. İki katlı olan yapı, kâgir tekniğiyle yapılmıştır. Konak, büyük bir bahçe içindedir. Yapının sofası, ön cephesinde dışa dikdörtgen şeklinde bir çıkma yapar. Alt ve üst katta birbirine paralel şekilde bulunan sofalar, açık şekildedir. Üst kat sofası, 9 adet ahşap direk üstüne oturtulmuştur.

Direkler arası Bursa kemerine benzer kemerlerle süslenmiştir. Her iki katta da sofaya açılan üçer oda mevcuttur. Yapının kapılarında, tavanlarında ve içinde yer alan dolaplarında muazzam şekilde yapılmış ahşap süslemeler, oldukça dikkat çekicidir. Üst kata; cephenin sağında bulunan ahşap merdivenle çıkılmaktadır. Pencereleri dikdörtgen formlu ve sadedir. Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtan yapı, kırma çatılı ve alaturka kiremit örtülüdür. Geçtiğimiz yıllarda restore edilen yapı, günümüzde Denizli Büyükşehir Belediyesi himayesinde kafeterya olarak hizmet vermektedir.

MERZECİ DEĞİRMENİ

İlçe merkezine bağlı Altıntop Mahallesindedir.

Değirmen, fabrika binası ve han binasından oluşur. Tarihi yapı, Denizli’nin önemli sivil mimarlık örneklerinden olmakla birlikte, kentin sanayi tarihi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Fabrika binası: bodrum ve ilaveten üç katlı olarak inşa edilmiştir. Moloz taş örgülü duvarlara sahiptir. Duvarların köşelerinde ve pencere sövelerinde tuğla malzeme ile dekorasyon yapılmıştır. Tüm kapı ve pencereleri basık kemerlidir.

Beşik çatılı olan yapının katlar arasındaki ayrımları düz ahşap silmelerle belirgin hale getirilmiştir. Fabrika binası ile aynı bahçe içerisinde bulunan han binası ise iki katlıdır. Yapının alt kat duvarları moloz taş ve tuğla örgülüdür. Üst kat duvarlarında kerpiç malzeme kullanılmıştır. Kapı ve pencereleri dikdörtgen formlu ve sadedir.

Pencereleri giyotin pencere şeklindedir. Her iki bina da 2013 yılında Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir. Merzeci Değirmeni günümüzde Denizli Büyükşehir Belediyesi Genç Denizli ofis ve atölyeleri olarak hizmet vermektedir.

Denizli Merkezefendi Servergazi Türbesi

SERVERGAZİ TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Gerzele Mahallesindedir.

Dağ yamacına yakın bir noktada konumlanmış olan türbenin çevresi, büyük çınar ve meşe ağaçları ile kaplıdır. Türbe binası, 1992 yılında yapılmıştır. Türbenin içerisinde Denizli’yi fetheden Selçuklu Komutanı Servergazi’ye ve onun bir askerine ait toplam iki sanduka vardır.

Türbe binası, sekizgen formlu, yığma taş yapılıdır. Duvarları içeriden beton sıvalıdır. Kapının bulunduğu duvar hariç, tüm duvarlarında oldukça uzun, yuvarlak formlu birer pencere bulunur. Her yıl çok sayıda kişinin ziyaret ettiği türbenin çevresi mesire alanı olarak kullanılmaktadır.

ŞEYH MEHMET ŞİRVANİ TÜRBESİ

Azerbeycan’ın Şirvan şehrine bağlı Zerdab köyünde doğmuş olan Şeyh Mehmet Şirvaniye ait olan bu türbe, ilçe merkezine bağlı İlbade mahallesinde, İlbade mezarlığı içerisindedir.

Türbe, mezarlığın ortasına yakın bir noktada bulunur. Şeyh Mehmet Şirvani, bilinmesi gereken tüm ilimleri öğrenmiş, birçok yerde İslamiyeti anlatıp öğrenci yetiştirmiş, daha sonra da Denizli’ye yerleşmiş ve 1851 yılında burada vefat etmiş ünlü bir din adamıdır.

Kareye yakın bir plana sahip olan türbenin üstü, saç kaplı beşik çatıyla örtülüdür. Türbenin tavanı ahşap kaplıdır. Yapının kapı ve pencereleri dikdörtgen formlu ve sadedir. Kıble yönündeki duvarla bulunan mihrap oldukça dikkat çekicidir. Türbenin içinde Şeyh Mehmet Şirvani’ye ait büyük bir sanduka ile başka bir kişiye ait küçük sanduka bulunur.

Denizli Merkezefendi Üzerlik Tren İstasyonu

ÜZERLİK TREN İSTASYONU

İlçe merkezine bağlı Üzerlik mahallesindedir.

1890 yılında yapılmıştır. İstasyon, İngiliz Oriental Railway Company tarafından İzmir-Aydın ve Şubeleri Demiryolu Hattı kapsamında inşa edilmiştir. Üzerlik Tren İstasyonu, lojman ve istasyon binası olmak üzere iki kısımdan oluşur. Her iki yapı da tek katlı olup, yığma tekniğiyle yapılmıştır. Duvarlarında kesme ve moloz taş birlikte kullanılmıştır.

Yapının üstü beşik çatılı olup, Marsilya kiremitle örtülüdür. Duvarlarının köşeleri kesme taşların şaşırtmalı döşenmesiyle hareketlendirilmiştir. Pencereleri kare formlu, kapıları ise dikdörtgen formludur. Kapı ve pencerelerin çerçeveleri düz sövelerle dekora edilmiştir. İstasyon binası önünde ahşap yapılı ve kiremit örtülü sundurma bulunur. Günümüzde kullanılmayan yapının bir bölümü tahrip olmuş durumdadır.

Denizli Merkezefendi Vakıflar Hamamı

VAKIFLAR HAMAMI

İlçe merkezine bağlı Saraylar Mahallesindedir. 14’ncü yüzyılda inşa edilmiştir. Osmanlı dönemine ait bir eser olan yapı, Denizli’nin en eski umumi yapılarından biridir. Tarihi hamam, erkekler ve kadınlar hamamı olmak üzere birbirine bitişik iki kısımdan oluşur. Eskiden kadınlar hamamı olarak kullanılan kısım, günümüzde ticarethane olarak kullanılıyor. Erkekler hamamı kısmı ise orijinal işlevini korumaktadır.

Tarihi yapı, dikdörtgen planlı olup hamam içerisinde sırasıyla soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümleri bulunur. Duvarları taş ve tuğla malzemeden, kubbesi ve girişleri ise tamamen tuğladan yapılmıştır. Kubbesi dıştan beton sıvalıdır. Kubbesinin üzerinde çok sayıda ışıklık deliği bulunur. Yapının içinde tuğla örgü ile oluşturulan basit ancak zarif süslemeler oldukça dikkat çekicidir. Hamamın ön cephesi tamamen traverten malzeme ile kaplıdır. Ahşap malzemeden yapılmış olan kapı ve pencereleri dikdörtgen formludur.

Denizli Merkezefendi Müftü Ahmet Hulusi Efendi

MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ

Kendisi, Ege bölgesinde Kuvay-ı Milliye ve Milli Mücadele hareketlerinin mihrakını teşkil eder. Yunan işgali ve istilasına karşı, bölgede ilk protesto mitingi yapan ve direnişe geçen, bu konuda fetva veren bir milli kahramandır. İlçe merkezinde adına yaptırılmış bir anıt bulunmaktadır, anıt üzerinde verdiği “fetva” yazılıdır.

 Denizli Sarayköy gezi yazısı hakkında  Sarayköy