Muğla Marmaris

Muğla Marmaris

 

Türkiye’nin en güzel turizm beldelerinden biri Marmaris. Mutlaka gidip görülmesi gereken, yeşil ve mavi renklerinin buluştuğu, cennet gibi bir yer. Yurt dışından milyonlarca insanın gelip yaşadığı bu güzellikleri, bizlerde, sizlerde yaşamalısınız. 

ULAŞIM

Evet: bulunduğunuz yerden, bir şekilde Marmaris’e ulaşmanız mümkün. Marmaris; tanınan ve bilinen bir yer olması nedeniyle; gerek karayolu ve gerekse havayolu ile buraya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Elbette, özel aracınız ile de. Marmaris’in belli başlı merkezlere uzaklıkları şöyle:

Muğla: 56 km., Bodrum: 173 km., Dalaman: 88 km., Datça: 75 km., Gökova: 32 km. Karayolu ulaşımında; Muğla’dan çıktıktan sonra Gökova sapağını geçtiğinizde, Marmaris’in meşhur ağaçlıklı yolu na giriyorsunuz. Burada ki asırlık okaliptus ağaçlarının altındaki asfalt yolda araba sürmenin keyfi bir başka. Bu arada: Marmaris’e ana merkezlerin uzaklıkları ise şöyle: Ankara: 678 km., İstanbul: 836 km., Antalya: 369 km. ve İzmir: 281 km.

Havayolu ile de buraya gelmek mümkün. Uçakla gelecekler için, en yakın havaalanı: Dalaman. Dalaman buraya 90 km. uzaklıkta. Bodrum-Milas havaalanı ise, 140 km. uzaklıkta. İzmir Adnan Menderes Havaalanı: 284 km. uzaklıkta. alaman havaalanından, Marmaris şehir merkezine, otobüs seferleri var. Ayrıca: taksilerle de ulaşmak mümkün.

Muğla Marmaris Genel

GENEL

Evet: ülkemizin en büyük turizm merkezlerinden biri. Marmaris: gerek merkezi ve gerekse çevresiyle, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. İklim uygun, nem oranı düşük, turistik tesisler muhteşem. Çevrede: gerek eğlence, gerek tarihi antik kalıntı ve gerekse deniz, güneş ve sukünet arayanlar için her türlü ortam mevcut.

Bu da Marmaris’in bu kadar revaçta olmasına neden oluyor. Ayrıca: burada, diğer sayfiye yerlerinde olduğu gibi, çok sayıda yazlık konut var. Bu nedenle: yaz başlangıcında, doğal olarak buranın nüfusu, birden yükseliyor.

Marmaris’te kalenin de bulunduğu, eski kent: bir alışveriş merkezi gibidir. Araç trafiğine kapalı, üstü tentelerle örtülü sokaklara sıralanmış dükkanlar ve tezgahlar, çok renkli bir görüntü oluşturur. Alışveriş niyetiniz olmasa bile, bu sokaklarda dolaşmaktan keyif alacaksınız.

Muğla Marmaris Çam balı

Marmaris’te geleneksel ürünlerin satıldığı pazar yeri ararsanız: her Perşembe günü, Marmaris Belediyesinin modern Pazar binasında kurulan pazara gitmelisiniz. Ayrıca: İçmeler’de Çarşamba, Armutalan’da Perşembe, Beldibin’de ise Pazar günleri, geleneksel pazarlar kuruluyor ve gerek yerli halkın ve gerekse turistlerin büyük ilgisini görüyor.

Çam Balı

Muğla Marmaris Rodos Gezisi

Evet, bu pazar yerlerinde: Marmaris’in ünlü çam balı, yöresel el işi halı-kilim-dokuma ürünleri, her çeşit baharat ve şifalı otlar, hediyelikler, meyve-sebze satılıyor. Marmaris’te ne satın alalım diye düşünürseniz; hiç düşünmeden, buraya özgü, “çam balı” alın derim.

Gerçekten; çarşı içinde de, yalnızca “bal ve bal ürünleri” satan dükkanlar var. Bunlarda: her türlü bal ve bal ürünleri (polen gibi) bulmanız mümkün. Marmaris gezinizi tamamlarken, yanınızda mutlaka şehir içinden alacağınız “çam balı” bulunmalı. Yollardan yani karayolu üzerindeki seyyar satıcılardan almanızı önermiyorum.

Çünkü: bunların sahte veya karışık çıkma olasılığı çok yüksek. Size tattırdıkları ile, almak istediğinizde paketleyip verdikleri birbirinden farklı. ( Marmaris’li bir bal satıcısından aldığım bir ipucu: balın iyi olup olmadığını denerken, almak istediğiniz balı, bir kürdan/kibrit parçasına bulaştırın, akışkanlığına bakın, akışkanlığı fazla ise, balın kalitesi düşük, akışkanlığı yavaş ise, kalitesi yüksektir.

Diğer bir yöntem ise: yine bir toplu iğnenin ucunu bala batırın ve çakmak ile yakın: çıtır çıtır yandığında biliniz ki şekerlenmiştir, aksi halde gerçek baldır. Şehir içindeki satıcılarda ise, böyle bir olasılık yok. Paranızın karşılığını, tam olarak alabileceksiniz.

Rodos Gezisi:
Marmaris’e gelmişken: bir gününüzü de Rodos’a ayırabilirsiniz. Türk vatandaşları için, günü birlik Rodos turlarında, yurtdışı çıkış harcı ödenmesi gerekmiyor. Ancak: yanınızda elbette pasaport bulunması gerekiyor.

Yazın, her gün Marmaris Marinadan, Rodos’a hareket eden katamaran tipi tekneler var. Marmaris’ten Rodos’a, saat: 09.00 ve 16.00 da seferler var. Bu seferlerin karşılıkları ise: yine bu saatlere yakın. Yani: 08.00 ve 16.30 da. (Yine de, bu saatleri, gitmeden önce lütfen teyit edin)

Muğla Marmaris Tarihi

TARİH

Tarih sahnesinde, bu bölge, Karyalı’ların yaşadıkları ve uzun süre egemenlik sürdürdükleri bir yer olarak tanınır. Takip eden dönemde: çeşitli medeniyetler, bölgede egemenlik kurarlar.

Bugün, Marmaris’te kentleşme: kale çevresinde gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Beldibi ve Armutalan sırtlarından, denize ve İçmelere kadar, çok geniş bir alana yapılan Marmaris’te ; Kale, İskele ve Marina ile sınırlandırılmış bölümü, tarihi kent merkezi olarak adlandırılıyor.

Bu bölgedeki tarihi yapılar: 16-20 nci yüzyıllar arasındaki dönemlere tarihlenir. Yani: Osmanlı dönemine ait. Kale çevresindeki tarihi yapılar olduğu gibi korunmuş ve restore edilmiş.

Büyük bölümü: bar ve alışveriş merkezi olarak kullanılıyor. Konut kullanımı da var, ama çok az. Sokaklar: dar, ahşap yapılar çıkmalı, tıpkı diğer Osmanlı kentlerinde olduğu gibi.

Marmaris’in çevre yerleşimlerinde de, çok sayıda antik yerleşim kalıntısı görmek mümkün. Bunları gezmekten hoşlananlar için; ayrıntılı bölge anlatımlarında o yörede görebileceğiniz antik kalıntıları anlattım.

Burada: genelde insanlar ayrıntılı tarih okumak istemiyor. Genel olarak değerlendirmek gerekirse: Marmaris’te geçmişte, antik çağlarda, bulunduğu yer itibarı ile, Kyria bölgesinin önemli yerleşimlerinden biri olmasa da (Milet, Efes, Didim, Bergama gibi) bu çevrede de, nispeten küçük olsa da, yerleşimler olmuş.

Marmaris İsmi

Bu arada: Marmaris adı nereden gelmiş? Belki merak edenler olabilir. Fazla ayrıntıya girmeden, Marmaris adı şöyle oluşmuş: “

Şehir, bugün bulunduğu tepede, ilk yerleşimcileri olan Türkmen’ler tarafından, Bizans döneminde, “Mermer Şehri “ ismiyle kurulur. Menteşoğulları Beyliğinin egemenliği döneminde, mermer ticaretinde, altın çağ yaşanır. Bu dönemde, mermer ticaretinde muhteşem zenginleşen, bu liman kentinin adı: “Mermeris” olur.

Mermeris ismi: Yunancada “Marmaras”, İtalyancada “Marmarice/Marmaris”, İngilizcede “Marmorice” olarak geçer. Bölge; I. Dünya Savaşından sonraki İtalyan işgali altında kalınca; özellikle “Marmaris” ismi sıkça kullanılır ve daha sonraki Cumhuriyet döneminde de bu ismin kullanılmasına devam edilir.

Başka bir rivayet daha var. Bu da bizden: “Kanuni Sultan Süleyman; kendi yaptırdığı ve halen Marmaris’te görülen kaleyi beğenmez ve kalenin mimarını astırır. Bu nedenle, Marmaris isminin “Mimaras” dan geldiği de rivayet edilmekte.

Yozgat’ın Boğazlıyan kazası aklıma geldi. Oranın da belki biliyorsunuz dur, Ermenilere zulüm yaptı diye, Kaymakam’ı asılmış. İlçenin adı da, bu yüzden: Boğazlıyan. Bu arada: Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlatan televizyon dizisi, insanların bu döneme olan ilgilerini üst düzeye çıkardı.

Gerçekten, Kanuni’nin en büyük düşü, Rodos adasını almaktı ve bunun için her türlü hazırlık ve girişimler yapılmış, bu kale de bunlardan biri.

Evet: Marmaris’in içinde ve çevresindeki gezilecek yerleri, görebildiğim ve gidebildiğim ölçüde anlatmaya çalışacağım. Buyurun geziye.

MARMARİS İÇİNDE GEZİLECEK YERLER

 

Muğla Marmaris Kalesi

 

Muğla Marmaris Kalesi

MARMARİS KALESİ VE MÜZE

 

Marmaris Limanının arkasında, denize hakim bir konumda, yarımada üzerine inşa edilmiştir. Yat limanının arkasında yüksek bir noktadadır. Kaleye günümüzde, mahalle arasında, dar ve basamaklı bir sokaktan geçilerek çıkılmaktadır. Bu sokağın girişinde ise Hafza Sultan Kervansarayı vardır.

Kale hakkındaki ilk bilgiler, MÖ 490-425 yılları arasında yaşamış Halikarnasoslu tarihçi Heredot tarafından verilmiştir. Heredot, kalenin ilk olarak MÖ 3 binli yıllarda yapıldığını yazmıştır.

Bu kale, MÖ 334 yılında, Marmaris’i işgal eden İskender tarafından onarılmıştır. Bu dönemde, bir Karia kenti olan Physkos yani günümüzdeki Marmaris, Ege denizi ve Akdeniz arasında bir geçiş noktasıdır. Kentin limanı ise Rodos ve Mısır’a açılan ticaret yollarının üstünde, stratejik bir konumdadır.

“Bahriye Kitabı” yazarı Piri Reis, Marmaris Limanını ayrıntılarıyla anlattığı yazılarında ve çizdiği haritalarda, Marmaris Kalesinden söz etmez. Yani, Marmaris kalesi, 1494-1520 yılları arasında yoktur.

Marmaris Kalesi hakkında bir diğer kayıt ise Evliya Çelebi’ye aittir.

Marmaris kalesi ve Evliya Çelebi

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, bu kale hakkında tutulan notlar bulunmaktadır. Bunlara göre, 17’nci yüzyılda Marmaris ve çevresini gezen Evliya Çelebi “1522 yılında Rodos seferi öncesinde, Kanuni Sultan Süleyman’ın buraya bir kale yapılması için emir verdiği ve kalenin sefer sırasında askeri üs olarak kullanıldığını” yazmıştır.

Devamında ise “kalenin ana kaya üzerine, 4 tabyalı olarak inşa edildiğini” yazar. Ayrıca “düzgün taşlardan oyulmuş, 400 ayak uzunluğunda duvarı bulunduğu, giriş kapısı üstünde de bir kitabe içinde dizdar, imam, kayyum ve nöbetçiler için birer oda bulunduğunu” belirtir.

Burada bir söylentiden söz etmek gerekir. Bu söylenti aynı zamanda, yöreye Marmaris isminin verilmesiyle de bağlantılıdır. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilinmez, ancak efsane şöyledir “Kanuni Sultan Süleyman Rodos’u aldıktan sonra kalenin yapıldığı yere gelir, karaya çıkar ancak mimarın çizdiği projeyi ve kaleyi beğenmez.

Bu sırada mimara hitaben “ya mimar bu kale azdır” der. “Mimar azdır” diye diye bu deyim günümüze “Marmaris” olarak gelmiş ve yörenin ismi olmuştur.

Kalenin büyük bölümü, 1’nci Dünya Savaşı sırasında, körfeze giren Fransız savaş gemisi tarafından top atışına tutularak yıkılmıştır. Çünkü 1913 yılında bir Alman gemisi, Fransızlardan kaçarak Marmaris limanına sığınır, Fransızlar gemiyi ister ama gemi Osmanlılar tarafından verilmez.

Bunun üzerine Fransızlar sahil şeridine mayın döşerler. Osmanlı askerleri bu mayınları etkisiz hale getirir, buna kızan Fransızlar, kaleyi top atışına tutarlar.

Kalenin içi ise, Cumhuriyet dönemi öncesinden itibaren iskan edilmeye başlanır ve 1970’li yıllarda yeni iskan izni verilmez, kalede mevcut 18 konut ise kamulaştırılarak yıkılır. Günümüzde kalenin uzunluğu 120 metre ve genişliği 10 metredir. Kalenin içinde 18 oda, 1 çeşme ve 1 ark bulunmaktadır ve ziyaretçiler tarafından gezilmektedir.

1980-1990 yılları arasında ise kale restore edilir.

Muğla Marmaris Müzesi

 

Muğla Marmaris Müzesi

Müze

1991 yılında ise, kalenin içinde “Marmaris Müzesi” ziyarete açılmıştır.

Kalenin giriş bölümü, iç bahçeye açılır. Avluda sağ ve sol yanda bulunan merdivenler ile surlara çıkılır. Müzede 7 tane kapalı alan bulunmaktadır. Bahçeden giriş sağlanan iki kapalı mekan: Arkeoloji Salonu olarak düzenlenmiştir.

Bu salonlarda ve bahçede: çevreden toplanan taş eserler, amforalar ve Kinidos, Burgaz, Hisarönü kazılarında bulunan eserler sergilenmektedir.

Sağda görülecek olan ilk salon “Knidos Salonu” dur. Datça Knidos antik kentine ait olan eserler burada sergilenmektedir.

Sonraki salonda da çeşitli buluntular sergileniyor. Bunlar arasında dikkati çekenler: pişmiş topraktan yapılmış kandiller, figürinler şişeler, çeşitli kaplar, cam eserler, ok uçları, sikkeler ve süs eşyaları bulunmaktadır.

Etnografya Salonunda ise, Osmanlı dönemi sonlarına tarihlenen günlük yaşamla ilgili objeler sergileniyor. Bunlar: halı, kilim, bakır mutfak eşyaları, mobilyalar, silahlar ve süs eşyalarıdır. Kapalı mekanların diğerleri ise, sanat galerisi, büro ve depo olarak kullanılmaktadır.

Muğla Marmaris Havza Sultan Kervansarayı

 

Muğla Marmaris Havza Sultan Kervansarayı

HAVZA SULTAN KERVANSARAYI

Kaleye çıkan yolun dar ve basamaklı sokağın hemen başındadır. Üzerindeki kitabeye göre, yapı 1545 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından annesi adına yaptırılmıştır. Bu Osmanlı dönemi yapısının yapılış amacı: Rodos seferi sırasında konaklamaktır.

Kervansaray, iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Üzeri kemerle örtülüdür. Kervansaray yapısında bir büyük ve yedi küçük oda vardır. Ayrıca bir de hamam bulunur. Alt kat dükkanlar, üst kat ise konaklamak için düzenlenmiştir.

Günümüzde, özel mülkiyete ait olan yapı, kafe ve bar olarak işletilmektedir. Kervansarayda hat sanatının en güzel örneklerinden birisi olan mermer kitabe görülmeye değerdir. Bu kitabede yazılı olanlardan anlaşıldığına göre, burayı Sultan Süleyman kendisi yaptırmıştır ve annesine herhangi bir atıf yoktur.

Muğla Marmaris Jinan Bahçesi

 

Muğla Marmaris Jinan Bahçesi

JİNAN BAHÇESİ

Marmaris kalesinin hemen aşağısındadır. Atatürk Caddesi üzerinde Kaymakamlık konutu önündeki park, Jinan Bahçesi olarak düzenlenmiştir. Çin’de de Marmaris Bahçesi düzenlenmiştir.

Marmaris’in Çin Halk Cumhuriyetinin Shandog Eyaletindeki kardeş şehri Jinan şehrinin adını taşıyan bu bahçe, Asya stili çardak benzeri pagoda ve havuz düzenlemeleriyle oluşturulmuştur.

Park alanında “Jinan” anısına 3 metre yükseklikte mermer bir anıt vardır. Havuz 194 metre karedir, yeşil alan 283 metre kare ve yürüyüş alanı ise 314 metre karedir. Bahçede bir de lokanta bulunmaktadır.

BEDESTEN

İlçe merkezinde Tepe Mahallesinde çarşı içindedir. Bedesten 2000 yılında, aslına uygun olarak restore edilmiştir. Ortasındaki avluda, üç katlı, yekpare mermer havuz bulunur. 32 dükkan, nargile ve Türk kahvesiyle, her kesimden ziyaretçinin buluştuğu bir yer olarak tanınır.

Ancak son aldığım bir habere göre, deprem riski nedeniyle, Bedesten, Marmaris Belediyesi tarafından mühürlenerek kapatılmıştır.

Muğla Marmaris İbrahim Ağa Camii

 

Muğla Marmaris İbrahim Ağa Camii

İBRAHİM AĞA CAMİİ

Kemeraltı Mahallesindedir.

Mengenlizade İbrahim Ağa tarafından, 1789 yılında yaptırılmıştır. 1800-1849 yılları arasında Marmaris’i ziyaret eden İngilizler, seyir defterine “Marmaris kalesinin” bakımsızlığını yazmışlar, ancak caminin mimarisini beğendiklerini not etmişlerdir. Caminin üzerinde bulunan büyük kubbe, mimari açıdan dikkat çeker. Caminin iç tasarımı ise oldukça sadedir.

Muğla Marmaris Sarı Ana Türbesi

SARI ANA TÜRBESİ

İlçe merkezinde, Sarıca Ana Mahallesindedir. Kaleye yakın bir yamaçta Değirmen Çayı kenarındadır. Marmaris’e kuzeydoğudan, kuşbakışı bakan bir konumdadır. Yanında yeni bir cami vardır.

Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferine çıkmadan önce Sarı Ana’yı ziyaret etmiştir. Çünki kendisi kehanetleriyle ünlüydü. Kanuni, Sarı Ana’dan olumlu kehanet alınca, Rodos’u kuşatır. Ayrıca, yine bir söylentiye göre, Rodos seferine hazırlanan Osmanlı ordusunun bütün askerleri, Sarı Ana’nın tek ineğinin sütü ile kahvaltı yapmıştır.

Buradaki Mevlevihanenin kesin yapım tarihi bilinmiyor. Yapının 16’nci yüzyılda kurulduğu ve Sultan II Mahmut zamanında, yani 1836 yılında onarıldığı biliniyor. Günümüzde, Mevlevihanenin yerine, Sarı Ana Camii ve Türbesi yapılmıştır.

Türbedeki kitabe, Mevlevihanenin giriş kapısından sökülerek buraya getirilmiştir. Onarıma ait bu kitabede Mevlevihanenin adı “Haşim Dede Tekkesi” olarak geçer.

1986 yılında bu yapı yıkılarak, sekizgen tuğla örgülü türbe ve yeni bir cami yapılmıştır. Eski türbenin kitabesi, yeni türbenin üzerine yerleştirilmiştir. Mevlevihaneye ait su kuyusu ve hazire, halen mevcuttur.

Muğla Marmaris İyilik Kayalığı

 

Muğla Marmaris İyilik Kayalığı

İYİLİK KAYALIĞI ARKEOLOJİ PARKI

İlçe merkezinde, bir tepe eteği “İyilik Kayalığı” olarak düzenlenmiştir. 2004 yılından önce bu bölge araçların park edildiği bir alan olarak kullanılıyordu. Ayrıca alanın hemen yanında ruhsatsız bir kahve de buranın parka dönüştürülmesi sırasında yıkılarak park önü açılmıştır. Park alanı 2100 metre karedir.

Park alanında, MÖ 4’ncü yüzyıl ile MS 4’ncü yüzyıllar arasına ait objeler sergilenmektedir. Ele geçen pek çok buluntu ve özellikle mezar buluntuları, ilk şekilleriyle sergileniyor. Özellikle, 1999 yılında özel bir mülkte bulunan Roma dönemine ait lahit parkta görülmeye değer eserler arasındadır.

Alan, 1’nci derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Muğla Marmaris Blue Port Avm

 

Muğla Marmaris Blue Port Avm

BLUE PORT ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Marmaris ilçe merkezindeki tek AVM’dir. Girişi Siteler yolu üzerindedir. Deniz sahilindedir. Alışveriş merkezi içinde, birçok ünlü mağaza ve restoran bulunmaktadır. Üst katta ise fast-food bölümü vardır. Marmaris tatilinde, uygun fiyatlı bir şeyler yemek isteyenler burayı tercih ederler. Yani, genellikle yemek için tercih ediliyor. Özellikle terastaki manzara mutlaka görülmelidir. Merkezin önünde bulunan havuzda zaman zaman su şovları yapılmaktadır.

Muğla Marmaris İskele ve Yat Limanı

 

Muğla Marmaris İskele ve Yat Limanı

İSKELE VE YAT LİMANI ÇEVRESİ

Buradaki Netsel Marina; Güney Ege bölgesinin en büyük ve modern yat limanı. 720 yat kapasiteli. Yatlara, her türlü servis veriliyor. Marina ile çarşı arasındaki rıhtımda ise, Mavi Yolculuk ve günübirlik gezi tekneleri bağlanıyor. Marina ve Çarşı arasında ise, Mavi yolculuk ve günübirlik teknelerin bağlantı yeri olan “Belediye Rıhtımı” bulunmaktadır.

Muğla Marmaris Barlar Sokağı

BARLAR SOKAĞI

Yat Limanından, Değirmençayı Deresini takip ederek içeri yöneldiğinizde, barlar sokağına çıkarsınız. Burada: her türlü müzik zevkine hitap eden barlar; sağlı-sollu sıralanıyor. Eğlence, sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor. Rıhtıma paralel ve dik inen sokak, Marmaris’in gece yaşamının en renkli noktalarını oluşturuyor. Müziğin ve eğlencenin her türü var.

Muğla Marmaris Günnücek

GÜNNÜCEK

Muğla Marmaris Günnücek

Burada yazın sıcaktan bunalırsanız: Netsel Marina’yı geçip, “Günnücek” piknik alanına gidebilirsiniz. Burada: yazın suyu çok azalan bir dere var. Piknik alanı: Orman İdaresi tarafından düzenlenmiş.

Plaj ve kamp alanından yararlanabilirsiniz. Ayrıca: nesli tükenmekte olan, özel bir ağaç “Güllük” ağaçlarını göreceksiniz. Bunların gölgesinde piknik yapabilirsiniz.

Güllük ağacı; evet, bu ağaç önemli. Niye? Çünkü: yalnızca ülkemizde yetişiyor. Yok olma tehlikesi var. Bulunduğu ortama, çok fazla oksijen vermesiyle de biliniyor. Dünya’da ise, yalnızca Anadolu’nun belli yörelerinde (Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Milas) yetişiyor.

Eczacılıkta, parfüm ve kozmetik sanayinde kullanılan sığla yağı, bu ağaçtan elde ediliyor. Sığla yağı: esmer gri renkli, bal kıvamında, hoş kokulu ve acımsı tadı olan bir madde. Bileşiminde: uçucu yağ, reçine ve sinnamik asit bulunuyor.

Yara iyileştirici, asalak öldürücü ve balgam söktürücü özellikleri var. Merhem ya da yakı halinde bazı deri hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor. Mısır’da ise, antik dönemde, mumyalama işlerinde kullanılmış.

 

Marmaris Çevresi

Marmaris-Datça Karayolu

Marmaris-Datça Karayolu
 

Marmaris-Datça karayolu gezisi:

Yol üzerinde bulunan merkezler şunlardır:

Hisarönü

Orhaniye

Selimiye

Söğüt

Marmaris-Datça Karayolu Hisarönü Köyü ve Körfezi
 

HİSARÖNÜ KÖYÜ VE KÖRFEZİ

Marmaris-Datça karayolu, Marmaris ilçe merkezinin 22’nci kilometresindedir.

Marmaris ilçe merkezinin güney batısındadır. Bozburun yarımadasının önemli noktalarındandır. Hisarönü köyü, kıyıdan 2 km içeridedir.

Hisarönü köyünün 3 mahallesi bulunmaktadır. Değirmenyanı mahallesi Marmaris-Datça karayolu üzerindedir. Bördübet mahallesi ise Gökova körfezindedir.

Köyün iki kumsalı vardır.

Marmaris-Datça Karayolu Hisarönü Körfezi
 

Bunlardan bir tanesi, güneydoğu yönündeki “Kerdime” kumsalı ve diğeri ise, “Limanbaşı” olarak isimlendirilir.

Hisarönü köyü ise, dağların eteğine sırtını yaslayarak kıyıya doğru uzanan küçük ve sevimli bir köydür.

Bu köyün, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferinde de olduğu söyleniyor.

Köyde, mübadele öncesinde Rumlar yaşamaktadır ve ismi “Erene” dir. Bizans ve Osmanlı döneminde, bu bölgenin temiz havası ve olağanüstü güzel yeşillikler içinde bulunması nedeniyle, birçok rahatsızlık için iyi olduğuna inanılmış ve çeşitli sağlık tesisleri kurulmuştur, günümüzde bu eski hastane kalıntıları görülebilmektedir.

Hisarönü Körfezi

Marmaris-Datça karayolundadır. Bölgede bulunan diğer körfezlere nazaran daha büyüktür.

Hisarönü Körfezinde gezilecek yerler

Hemithea Tapınağı:

İnbükü koyu

Kartal koyu

Tavşan adası

Bencik adası

 

Hemithea Tapınağı

Eren dağında bulunmaktadır.

Bencik Koyu

Koyun girişinde, dev kayaların oluşturduğu, bir doğal heykel görünümlü “Dişlice Adası” bulunuyor.

Koy: meltem ve diğer rüzgarlara kapalıdır. Bu yüzden hep sakindir.

Koyun bir bölümünde: MTA Dinlenme tesisi ve bir bölümünde ise Parlamenter evleri bulunmaktadır.

Akşamüstü saatlerinde, koyun dip bölgelerindeki patika yollarda, yürüyüş yapmak mümkündür. Ancak çevrede çok sayıda arı kovanı bulunduğundan, bu yürüyüş sırasında uzun kollu tşört ve pantolon giymeniz önerilir.

Dişlice Adası

Hisarönü körfezinin volkanik kayalardan oluşmuş bir adasıdır.

Denizden gökyüzüne doğru, diş diş yükseldiği ve her bir kaya dişe benzediği için “Dişlice” ismi verilmiştir. Kuşbakışı görünümünde ise, ada ismini: dev bir ejderhanın açık ağzı ile aynı olan donmuş lav yüzünden almıştır.

Karşıdan bakıldığında, burası bir adadan ziyade büyük bir kayalığa benzer. Bu kayaların her biri, bir canlıyı veya bir objeyi anımsatır. Saçını topuz yapmış ve henüz denize girmemiş bir kadının bedeni veya hortumunu suya daldırmış bir fil.

Bazı kaynaklarda, Dişlice adasının bir Aşk Adası olduğu da yazılıdır. Dişlice adasında, kayalar öylesine girintili-çıkıntılıdır ki, gözlerden uzak kalmak isteyen aşıklar bu girintili-çıkıntılı kayalar arasında buluşurlarmış.

Yerel halk burayı sık sık ziyaret eder. Çünkü bir inanışa göre: yeni bir iş kurmaya veya finansal bir anlaşma yapmaya hazırlananlar burayı ziyaret ederler. Bu adada çok fazla bulunan küçük taşların finansal konularda iyi şans getirdiğine inanılıyor.

 

İNBÜKÜ KOYU

Gerçekten doğa harikası bir yerdir. Ünlü Sanatçı Emel Sayın’ın bir yaz tatili sırasında, yatı ile gelip gecelediği ve yüzdüğü koy olduğu için halk arasında “Emel Sayın Koyu” olarak isimlendirilmiştir.

Marmaris-Datça Karayolu Orhaniye Köyü
 

ORHANİYE KÖYÜ

Marmaris-Datça karayolu; Marmaris ilçe merkezine 29 km uzaklıktadır.

Turgut’dan 2.5 km uzaklıktadır.

Burası: Hisarönü körfezi kıyısındaki en önemli turizm merkezlerinden birisidir. Köy merkezi, kıyıdan 1.5 km içeridedir. Keçibük koyunda, kıyıda alçak alanlar tarıma ayrılmış, köyün Keçibük Mahallesi iç kısımda yamaca kurulmuştur.

Orhaniye koyu, Keçibük olarak tanınır. Rüzgara karşı korumalı olduğu için yat turizminde tanınmış bir koydur. 1988 yılında koyun girişine, özel bir yat yanaşma yeri yapılmıştır.

Turistler kısmen sular altında kalan kıyı oku üzerinde “su üzerinde” yürümektedirler. Bu jeomorfolojik oluşum ve gel-git olayı, ilginç bir turizm çekiciliği oluşturmuştur.

Çevredeki çam ormanlarının resmi, deniz suyuna vurur. Bu yüzden, buradaki deniz, buraya özgü bir renk alır.

Orhaniye’den tekne turları ile Hisarönü körfezini gezebilirsiniz.

Orhaniye köyü girişinde, Keçibükü mevkiinde bulunan Martı Marina ve otel tesislerinin yanında: bir manastır kalıntısı bulunmaktadır. Tesislerin bahçesindeki mozaikleri mutlaka görünüz.

Marmaris-Datça Karayolu Kız Kumu
 

KIZ KUMU

Marmaris-Datça karayolu; Orhaniye koyu: dar ve uzun bir koydur. Genişliği 500-1000 metre ve uzunluğu ise 3000 metredir. Koyda kuzeyden güneye doğru 400 metre uzunluğunda ve 25 metre genişliğinde uzanan kıyı oku (Kız kumu) günlük gel-git olaylarından etkilenmekte, sabahtan öğlene kadar su altında kalıp, öğleye doğru su üzerine çıkmaya başlamaktadır.

Evet, denizin ortasındaki sığlık aşırı ilgi çeker. Bu sığlık kırmızı kumdan oluşur ve karadan başlayıp koyu ikiye böler.

Yaklaşık 600 metre uzunluğundaki bu sığlık üzerinde yürüyen insanlar, ayak bileklerine kadar gelen su yürürken, sanki denizin ortasında yürüyormuş gibi bir algı yaratır.

Burası hakkında anlatılan bir efsane vardır.

Bybassos kralının kızı: bölgeye gelen korsanlardan kaçmak için denize doğru ilerler. Yüzme bilmediği için ceplerine doldurduğu kumları, karşı kıyıya ulaşmak için denize serper. Ancak karanlıkta yolunu kaybettiği ve kumları da bittiği için boğularak ölür.

Ertesi gün sabahında, denizin ortasında bu kumdan kanalın varlığını görenler şaşırır ve bu yüzden plajın ismi “Kız kumu” olmuştur.

Ancak bu efsane “Bybassos kralının kızı güzel prenses ile bir balıkçı arasındaki aşk hikayesi olarak da dillendiriliyor.

Gerçekte ise, burayı izah eden jeologlar: binlerce yıllık jeolojik süreçte oluşan bir doğa olayı olarak tanımlıyorlar.

 

Korsan Adası

Orhaniye koyundaki ada halk arasında “Korsan Adası” olarak bilinmektedir. Ada tavşanlara ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, ada üzerinde antik bir kent kalıntıları da bulunmaktadır.

15 yıl önce adaya bırakılan tavşanların günümüzde 300 civarında bulunduğu tahmin edilmektedir. Çukurlarda biriken sular yeterli gelmeyince, tavşanların bir kısmının öldüğü söyleniyor.

 

Keçibükü Mevkii

Burada bir Bizans dönemi kilise ve kale kalıntısı bulunuyor.

Kastabos

Orhaniye köyünde, Hisarönü körfezine hakim “Pazarlık” mevkii ismi verilen tepelik alandadır.

Bu mevki, Rodoslular tarafından sağlık tanrısı Hemithea adına kurulan tapınak ve tiyatro bulunmaktadır.

MÖ 4’ncü yüzyıldan, Rodos’un parlak dönemi sona erinceye kadar 200 yıllık bir kutsal festival alanı olarak bilinir. Kastabos Festivali burada yapılırdı.

Günümüzde: ormanlık bir tepede, sadece tapınağın temeli ve harap tiyatrosu bulunmaktadır. Buranın günümüzde Pazarlık mevkii olarak adlandırılması da ilginçtir. Çünkü sonraki yüzyıllarda çevre köyleri burayı panayır ve pazar yeri olarak kullanmışlardır.

Marmaris-Datça Karayolu Bybassos
 
Bybassos

Marmaris-Datça karayolu: Hisarönü köyünün yanı başındadır.

Bozburun yarımadasının batı kıyılarında karayla bağlantı yerinde kurulan Bybassos şehri, iç kısımla karayolu bağlantısı kurabilecek bir konumda olmasına rağmen, açık deniz rüzgarlarına açık olan koyda, liman olarak gelişme gösterememiş ve Ergüs çayının getirdiği alüvyonlarla kıyı dolmuştur.

Ancak günümüzde Bybassos şehrinin yeri kesin olarak bilinmez.

Sadece mevcut bazı kalıntılar: bölgede bulunduğu tahmin edilen Bybassos antik kentine ait olduğu düşünülüyor. Çünkü bulunduğu yer kesinlik kazanmamıştır. Önceleri buradaki kalıntıların “Erine” ya ait olduğu düşünülmüş, ancak 1960’larda yapılan yüzey araştırması sonunda buranın Bybassas olduğu anlaşılmıştır.

Bybassos sözcüğü Luwi veya Kria dillerinden gelmiştir, Helen dilinde herhangi bir anlamı yoktur.

Antik kentin kalıntıları: yol ile deniz arasındaki tepenin yamaçlarından, yukarı doğru uzanır.

Arkaik ve klasik dönemde, burası bir liman şehridir. Bu liman, Bizans döneminde de kullanılmıştır, çünkü liman çevresinde Bizans sur kalıntıları görülmektedir.

Burada bir ada üzerinde de kale kalıntıları vardır.

Bir kayık ile adaya ulaşıp, patika yolu izleyerek kale kalıntılarına gitmek mümkündür. Burada, muhteşem bir manzara ile karşılaşırsınız.

Bybassoslular: bir zamanlar, tepede yaşadıkları kaleye, Turgut Köyündeki şelaleden kemerler ve su altına döşedikleri borularla su getirmişlerdir.

Burada Bizans dönemine ait, dairesel planlı bir yapı ve apsise bitişik bir odası bulunan bir kilise kalıntısı vardır. Bölgede ayrıca Kalkolitik döneme ait buluntular da görülebilir.

Marmaris-Datça Karayolu Selimiye Köyü
 

SELİMİYE KÖYÜ

Marmaris-Datça karayolu; Marmaris ilçe merkezine 43 km uzaklıktadır.

Selimiye köyü: Orhaniye köyüne 10 km ve Turgut ayrımına 7 km uzaklıktadır. Marmaris ilçe merkezine ise 25 km uzaklıktadır. Hisarönü körfezinin en güzel sahillerinden birisidir. Köy merkezi deniz kıyısından 1.5 km içeridedir. Selimiye köyü, yamaç ve kıyı arasında yayılmıştır. Köyün kızıl mahallesi iç kısımdadır.

Selimiye köyü, MÖ 600 yıllarında kurulmuş Hydas antik yerleşimine yakın bir yerde olduğu için “Hidas” olarak isimlendirilmiş, Bizans döneminde ise “Lostra” ismini almıştır.

Burası 1391 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır.  

Yerleşim yeri: Osmanlı Sultanlarından, I Selim’in ismini almıştır.

Cumhuriyetin ilanından sonra ise, köy bugünkü yerleşim yerine kaymıştır.

Girit kökenli Türklerin yerleştiği bir köy olmasına rağmen, aslında burada genelde Türkmen Yörük kültürü hakimdir. Havadaki oksijen bolluğu nedeniyle, köyle 100 yaşını geçmiş çok sayıda kişi yaşamaktadır.

Marmaris-Datça Karayolu Selimiye Köyü
 

Küçük bir balıkçı kasabası iken, popüler bir turizm merkezi olmuştur. Ancak beton seviyesi artmış olmasına rağmen, yöre halkının köylerinde büyük otel inşasına izin vermemeleri nedeniyle hala sakin atmosfer devam etmektedir.

Ancak yine de özellikle denize yakın yerlerde yani 500 metrelik sahil şeridinde, birçok butik otel, pansiyon, kafe, market, restoran ve hediyelik eşya satan yerler doludur.

Evet, sonuç, bugün, Selimiye köyü, yeşillikler içindeki konumuyla ilgi çekmeyi sürdürüyor.

Peki deniz nasıl denirse: deniz kıyısındaki köyün denizi genellikle durgun ve oldukça temizdir. Ancak kumsalı yoktur yani Selimiye içinde denize girilemiyor. Selimiye köyü ülkemizin en önemli yat limanı duraklarından birisi olarak kullanılıyor. Selimiye köyünde denize girmek için 2 km uzaklıktaki “Sığ Liman” bölgesine gitmek gerekiyor.

Marmaris-Datça Karayolu Selimiye Koyundaki kale
 

Selimiye koyundaki kale

Günümüzde Selimiye koyunun tam ortasındaki küçük ada üzerinde minik bir kale görülmektedir.

Eskiden bu kalede bulunan kişi veya kişiler, boğazdan giren gemileri gören kişi, bu kaleden ateş yakarak asıl şehrin bulunduğu yukarı kesime haber gönderirmiş. Yani bir anlamda, şehrin ilk güvenlik noktası olarak kullanılmıştır.

 

Hydas

Hydas antik şehri, Selimiye koyunda (Kamışlı koy) kurulmuştur.

Hydas antik kenti, denizden yaklaşık 100 metre uzakta ve 270 metre yükseklikteki tepede kurulmuştur.

Tepe: Aşağı Kale ve Yukarı Kale diye iki kısımdan oluşmaktadır.

Akropolis de bu tepededir.

Antik kent kalıntıları arasında: bir gözetleme burcu, deniz feneri, manastır ve tiyatro bulunmaktadır.

Gözetleme burcu, Hydas’a 3 km uzaklıkta sahildedir. Burç üzerinde birkaç mezar vardır.

Bölgedeki batıklardan çıkarılan tarihi kalıntılar ise, günümüzde Bodrum Müzesinde sergilenmektedir.

Selimiye ve çevresinde, Hydas antik kentine ait 3 kale kalıntısı bulunmaktadır.

Birinci kale kalıntısı:

Selimiye’nin en yüksek tepesindedir.

İkinci kale kalıntısı:

Sarıkaya tepesindedir.

Üçüncü kale kalıntısı:

Kızılköy Mahallesindeki “Asarkale” dir.

 

Bozburun Batığı

Marmaris-Datça karayolu: Selimiye köyünün birkaç kilometre uzağında bulunan Küçüven Burnunda, bir Bizans batığı tespit edilmiştir. Sualtı arkeolojisi uzmanları tarafından araştırılan bu batıkta, ön çalışmalar sırasında çıkarılan amfora örneklerinden, batığın 9 veya 10’ncu yüzyılda battığı anlaşılmıştır.

Bu dönem: Doğu Akdeniz’de dramatik değişikliklerin yaşandığı, Bizans imparatorluğunun Altın Çağına girdiği bir  dönem olarak bilinir.

Batıktan çıkarılan: amforalar, çanak-çökmek parçaları, demir, bakır, ahşap, kemik ve camdan kaplar, Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesinde sergilenmektedir.

Marmaris-Datça Karayolu Sedir Adası
 

SEDİR ADASI

Marmaris-Datça karayolu; Marmaris merkeze 16 km uzaklıkta Çamlı köyü yakınlarındadır.  

Önce belirtmem gerekir ki, adaya giriş ücretli, giriş ücreti 50 TL ve Müze kart olanlar adaya ücretsiz girebiliyorlar. Müze kartınız yoksa, ada girişinde müze kart alma durumu da mümkündür.

Güney Ege bölgesinin en çok ziyaret edilen mesire yeri olarak bilinmektedir. Yılda ortalama 200 bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Ancak, burada doğal ortamın korunması için bir dizi önlem alınmıştır ve bu önlemlere uymayanlara ceza kesilmektedir. Adanın 800 metrelik sahil şeridi vardır.

Marmaris-Datça Karayolu Sedir Adası
 

Burası: antik Kedrai şehri ve Kleopatra Plajı ile tanınmaktadır.

Adaya ulaşmak için, Çamlık iskelesinden hareket eden düzenli tekne turlarını kullanabilirsiniz. Tekne yolculuğu yaklaşık 30 dakika sürüyor, Tekne seferleri akşam saat 19.00’da bitiyor. Plajda şezlonglar ücretsizdir.

Ancak erken saatlerde gidenler ancak şezlong bulabiliyorlar, kalabalık olunca şezlong bulmak zordur. Plaj alanında ilaveten bir büfe, cankurtaran, güvenlik ve duş, tuvalet ve soyunma kabinleri bulunuyor.

Ancak bu büfede fiyatların oldukça yüksek olduğunu bilmelisiniz. Bu yüzden özellikle içeceğinizi, suyunuzu yanınızda götürün.

Adada: altın sarısı kumlu plaj ve sığ bir deniz bulunur. Denizin sığ olması, özellikle çocuklu aileler tarafından tercih edilmektedir.

Marmaris-Datça Karayolu Cedrae Antik Kenti
 

Ayrıca: adada “Cedrae” antik kentine ait şehir duvarları yani sur duvarları ve antik tiyatro kalıntıları bulunuyor.

Ada, 1’nci derece Arkeolojik ve 1’nci derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Aynı zamanda özel çevre koruma bölgesidir.

Bu arada, Sedir adası tek değil, ada antik kalıntılarla dolu, üçlü bir ada gurubunun en büyük adasıdır. Diğer adalar: yani Sedir adasının hemen yakınındaki Orata Adası ve Küçük ada, Kedrai kent yerleşimine aittir ve bu adalarda da az sayıda da olsa antik döneme ait kalıntılar görülebilmektedir.

Marmaris-Datça Karayolu Kleopatra Plajı
 

Kleopatra Plajı

Adanın kuzey batısında küçük bir koy ve plaj bulunuyor. Burası ünlü altın sarısı kumsalı ve berrak suları ile Kleopatra Plajıdır.

Mitolojiye göre: Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın isteği üzerine sevgilisi Romalı General Marcus Antonius tarafından Mısırdan getirilen altın sarısı kumlar adanın plajını oluşturmaktadır.

Bu altın sarısı kumlar, adaya MÖ 69 ile MÖ 30 yılları arasında getirilmiştir. Romalı General Antonius, evlendikten sonra Kleopatra’yı balayı için buraya getirmiştir. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi, buraya gelmeden önce, Kraliçenin isteği doğrultusunda, buraya Mısır’ın İskenderiye şehrinden 60 büyük gemiyle çapları 1 milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan kumlar getirilmiştir.

Marmaris-Datça Karayolu Kleopatra Plajı
 

Plajda ayrıca kalker damlacıklarından oluşmaktadır.

Plajda bulunan bu doğal kum, oldukça özeldir.

Dünya üzerinde günümüzde sadece Girit Adasında bulunan; sodalı suda çoğalan, ateşe tutulduğunda yanan, büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyor gibi görülen bu özel kumu korumak için, plaja girmek yasaklanmıştır.

Hatta, bu kumun ada dışına çıkarılması da yasaktır. Bu yüzden, burayı ziyaret edenlere hatırlatmakta yarar var, hani olur da yanınıza bir avuç dahi kum alıp ada dışına çıkarmak istediğinizde yakalanırsanız yüklüce bir para cezası ödemek zorunda kalırsınız.

Bu konuda o kadar hassas davranılıyor ki, ziyaretçilerin plaja havlu ve terlikle girmesini izin verilmiyor, herkesin plajda zorunlu olarak duş alıp üzerlerindeki kumu akıttıktan sonra ayrılmasına izin veriliyor.

Denize girmek isteyenler, plajın çevresindeki ahşap iskeleyi kullanıyorlar. Özel kumların çevresi, bir kum tepesi ile yan ve arkadan kapatılmış, deniz yönünde ise yine bir halat çekilmiştir, denize girmek isteyenler bu kumlara basmadan kıyıdan veya iskeleden denize giriyorlar.

 

Kedrai-Cedrae

Kedrai, Keramos Körfezinin doğusunda bir ada yerleşmesidir. Türk döneminde “Şehiroğlu” diye adlandırılan ada, günümüzde “Sedir” olarak isimlendiriliyor. Adanın ismi Sedir ağacından gelse de bugün adada Sedir ağacı yoktur.

Sedir ağacı, özellikle gemi omurgası yapımında kullanılan oldukça dayanıklı bir ağaç türüdür. Yaklaşık 800 metrelik bir kıyı uzunluğuna sahip adanın yanı başında Orata Adası ve Küçük Ada bulunmaktadır.

Tarihsel gelişimi MÖ 6’ncı yüzyıla kadar giden ada, Karia bölgesinin önemli bir kenti olarak kurulmuştur. Hatta, bazı kaynaklara göre, Karia krallık aileleri, yazları bu adada geçirirlermiş. MÖ 454-428 yılları arasında Karia birliğine katılan kent, daha sonra Attika-Delos Deniz birliğine girer.

Sonrasında ise, Rodos’a bağlanmış ve Rodos karşı yakasının en önemli kentlerinden birisi olur.

Adadaki yerleşim, adayı ikiye ayıran kıstakın doğu tarafında oluşmuştur. Şehrin kutsal alanları, tiyatrosu, konut, liman ve diğer pek çok sivil ve askeri yapı, surlarla çevrili doğu bölümde oluşmuştur.

Evet, tarihi süreçte, Gökova körfezine hakım konumdaki Kedrai kenti, anakaraya yakın ama aynı zamanda güçlü surlarla çevrelenmiş ve sadece denizden ulaşılabilen konumu ile daima önemli bir şehir olmuştur.

Sedir adasında yerleşim, adayı ikiye ayıran kıstakın doğu tarafından oluşmuştur.

Kentin günümüze ulaşan yapıları

Kentin tiyatrosu, kutsal alanları, konut, liman ve diğer pek çok önemli sivil ve dinsel yapıları, surlarla çevrili bu alan üzerindedir.

Nekropol alanı, liman ve diğer sivil yapıların bir bölümü ise adanın doğu yakasındaki anakaradadır.

 Adanın Ksenophon tarafından “yarı barbar” olarak nitelendirilen halkı Karia kökenliydi.

MÖ 5’nci yüzyılda Delos Konfederasyonuna bağlanan Kedrainin birliğe ödediği vergi yarım talentti.

Ksenophonun verdiği bilgiye göre, Spartalı komutan Lysandros, MÖ 405 yılında Peleponnesos Savaşında Atina’yı destekleyen kente saldırmış ve kenti ele geçirerek Kedraileleri köle tacirlerine satmıştır.

MÖ 2’nci yüzyılın ilk çeyreğinde, Roma müttefikleri ile Seleukos Krallığı arasında süren savaş ve karışıklık döneminin ardından Karia Bölgesinin büyük bölümü ile birlikte Kedreai de yeniden Rhonods’un egemenliğine girmiştir.

MÖ 168-167 yıllarında Roma, bölgenin özgür olduğunu ilan etmiştir.

Kent, MÖ 129 yılında Roma’nın egemenliği altına girerek, Küçük Asya’da kurulan ilk Roma Eyaleti “Provincia Asia” içinde yer alır.

Bizans İmparatorluğu hakimiyeti altındaki Karia Bölgesine yönelik Türk akınlarının MS 11’nci yüzyıl sonlarından itibaren yoğunlaşmasının ardından, kent MS 15’nci yüzyılın ilk çeyreğinden sonra, kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Günümüzde hem anakarada hem de adalarda izlenen ayakta kalmış kalıntıların  büyük çoğunluğu Bizans dönemine aittir.

Sur duvarlarının bir kısmı: günümüzde, kıyıda izlenebilmektedir.

Apollon Tapınağı

Adanın orta kesiminde, yani kentin orta bölümünde bir “Apollon Tapınağı” bulunaktadır.

Tapınak “Dor” düzeninde yapılmıştır. Günümüzde bu tapınağın sadece temelleri görülebilmektedir.

Kentin nekropolü, adanın doğusundadır. Nekropol alanında ve deniz kıyısında bazı yapı kalıntıları bulunmaktadır.

Adanın doğusunda yüzü kuzeye bakan bir Roma dönemi tiyatro yapısı bulunmaktadır. Tiyatro yapısı oldukça iyi durumda olarak günümüze ulaşmıştır.

Günümüzde adada görülebilecek yerler: düzgün kesme taştan yapılmış çok sayıda kule ve sur duvarları vardır.

Ayrıca Apollon kutsal alanı görülebilir.

Büyük Bazilika: MS 5 ile 6’ncı yüzyıllar arasına tarihlenir, antik malzemeler kullanılarak inşa edilmiştir.

Kilise ve şapel kalıntıları,

Marmaris-Datça Karayolu Kedrai Tiyatrosu
 

2500 kişilik tiyatrodur. 

Kentteki ticari etkinliklerin yapıldığı Agora ve çok sayıda sarnıç ve antik liman da görülebilir.

Onurlandırma yazıtı: “Kedrailerin demos’u Teisios Theudamos’u, altın bir çelenk ile ve bronz bir heykel ile ve Kadreia’da düzenlenen oyunlarda önde oturma hakkı ile onurlandırıldı, erdemi ve Kedraia kentine karşı hep sahip olduğu iyi niyet nedeniyle” Evet bu yazıtı görebilirsiniz.

Marmaris-Datça Karayolu Boncuk Koyu
 

BONCUK KOYU-BONJUK KOYU

Marmaris-Datça karayolu; Marmaris ilçe merkezine 47 km uzaklıktadır.

Buranın en büyük özelliği, Gökova bölgesinde Sedir adasından sonra en güzel sahile sahip olmasıdır. Turizmciler, Türkiye’de görülmeye değer en güzel 100  doğa cenneti arasında, burayı da gösteriyorlar.

Çamlık köyüne 9 km uzaklıktadır. Gökova körfezinin sol tarafında kalmaktadır. Koyun bulunduğu yere giriş ücretlidir. Burada çadır kurma imkanı bulunmaktadır.

Neden koya Boncuk ismi verilmiştir? Çünkü minik çakıllar, suyun içinde boncuk gibi görünüyor. Yani su oldukça berraktır. Hatta su altındaki görüş mesafesinin 20 metre civarında olduğu söyleniyor.

Ancak deniz kayalık ve genelde dalgalıdır.

Marmaris-Datça Karayolu Boncuk Koyu
 

Sahilde; Palmiye ağaçları ve bir dinlenme tesisi bulunmaktadır. Sahile yani Boncuk koyuna girebilmek için bu özel mülkün içinden geçmek gerekiyor.

Buradan geçmek ücrete tabidir. Bu tesiste az sayıda oda var. Ziyaretçiler ister bu az sayıdaki odalarda veya isterlerse kamping alanında kalabiliyorlar.

Ancak işletme görevlileri canları istediğinde, kapıyı kapatıyorlar ve hatta kapının önüne köpek koyarak kişilerin geçmesini engelliyorlar.

Hatta buraya girmek için gelen kişilerin, daha önce buraya gelmiş kişilerin referans olmasını istiyorlar gibi saçma uygulamalar bulunuyor.

Bu tesisin hemen yanında, küçük bir antik kalıntı görülebilir.

Marmaris-Datça Karayolu Boncuk Koyu Kum Köpekbalıkları
 

Boncuk koyu ve Karaburun arasındaki bölge

Kum köpek balığı, büyük boyutludur ve ağızları kapalıyken bile, keskin dişleri belli olmaktadır. Balığın hantal gövdesi ve keskin sivri bir başı vardır. Buna rağmen son derece iyi bir yüzücüdür. Boyları 3.5 metreye kadar çıkabilir.

Ağırlığı ise 158 kilo olabiliyor. Oldukça becerikli bir avcıdır ve genellikle avlanmak için geceleri seçer. Yüzeye gelip hava yutan tek köpek balığı türü olarak bilinir.

Genellikle kıyıya yakın alanlarda, kum yüzeyinde görülürler. Bu yüzden bunlara “Kum köpekbalığı” ismi verilmiştir.

Burası; Kumsal Köpek balıklarının (sandbar sharks) Akdeniz’de bilinen ve gözlemlenen tek üreme alanıdır. Kumsal köpekbalıkları 2 metreye kadar büyüyebilir. Buradaki köpekbalıklarının saldırgan olmadığı söyleniyor.

Kayıtlara göre tek saldırı, 1900’lü yıllarda Sicilya’da olmuş ve köpekbalıklarının saldırısı sonucu 22 kişi ölmüştür. Leylak renkli Sandbar Sharks da denen bu köpekbalıkları burası haricinde bir de ABD Atlantik kıyılarında Chesapeake koyunda ürüyorlarmış.

Bunları izlemek için: buraya geldikleri Mayıs-Kasım ayları arasında, burada dalış turları düzenlenmektedir. Niye buraya geldikleri bilinmiyor. Sadece kayaların altında onları çeken bir şey olduğu tahmin ediliyor.

Ancak koyun kenarındaki kayalıklar boyunca yürürseniz ve şanslı iseniz, kıyıdan 150-200 metre açıkta, kayalıkların dibinde dolaşan köpek balıklarını görebilirsiniz.

Biraz önce sözünü ettiğim köpek balıkları nedeniyle, aldığım son bilgiye göre, Boncuk koyu kapatılmış, denize girmeye izin verilmiyormuş, eğer buraya gitmek istiyorsanız açık olup olmadığını mutlaka kontrol ediniz.

Marmaris-Datça Karayolu Söğüt Köyü
 

SÖĞÜT KÖYÜ

Marmaris-Datça karayolu; Marmaris ilçe merkezine 40 m uzaklıktadır.

Marmaris ile Datça arasındaki kara yolunda: Hisarönü, Orhaniye ve Selimiye’den sonra Söğüt köyü gelir.

Köy: Bozburun yarımadasının uç kısmındadır. Marmaris ilçe merkezi ve Bozburun yarımadası arasındaki uzaklık 30 km dir. Köy merkezi deniz kıyısından 2 km içeridedir.

Eski bir Rum köyüdür. Köy aslında üç bölümden oluşur. Tarihte birçok Avrupa köyünde olduğu gibi, merkez tepededir. Muhtemelen denizden gelen saldırılardan korunmak için bu şekilde konumlanmıştır.

Denize doğru inildiğinde ise, 2 tane koy vardır. Bunlar;

İskele ve Cumhuriyet mahallesi olarak geçer. Her ikisinin sahilinde de oldukça güzel kafe ve restoranlar vardır.  Bu restoranlar lezzet açısından oldukça ünlüdür. Özellikle “ahtapot” buranın en ünlü yemeğidir.

Bulunduğu yerin oldukça sapa olması nedeniyle, turizm etkinliklerinin biraz dışında kalmıştır.

Burada: “Köy Çarşısı” görülmeye değerdir. Söğüt köyü, bademleriyle ünlüdür.

Köy denizden içeride kalıyor. Köyün denize açılan kapısı ise Saranda koyudur.

Marmaris-Datça Karayolu Saranda Koyu
 

Saranda Koyu

Marmaris-Datça karayolu: Söğüt köyünün deniz kıyısındaki bölümü: “Saranda Koyu” dur.

Saranda koyu, Söğüt köy merkezine 3 km uzaklıktadır.

Son yıllarda: buradaki köylülere ait tek katlı ve taş evler: yeni sahipleri tarafından satın alındıktan sonra lüks tatil evlerine ve butik otellere dönüştürülmektedir. Burada yazlık-sezonluk villa kiralamak mümkündür.

Saranda koyunda, iskele çevresindeki restoranlara uğrayabilirsiniz. Söğüt köyü, bu butik restoranlarıyla meşhurdur. Köyde restorancılık üst seviyededir buna bağlı olarak “Marmaris’te tüm şefler Söğüt’ten çıkar” diye bir deyim meşhurdur.

Saranda koyu: özellikle etkileyici manzarası ile ilgi çeker. Saranda koyunda: ileride sisler içinde, Sömbeki yani Simi adası görülebilir.

Eğer pasaportunuz yanınızda ise günübirlik turlar ile Simi adasına geçebilirsiniz. Zaten Simi adası halkı, Söğütten göçmüştür. Köyün eski ismi “Saranda” Yunanca’da “Kırk” anlamındadır. Yuhanne İncilindeki Sebaste’nin “Kırk Azizi” olayına atıfla, köyün ismi Saranda olmuştur. Köyün günümüzdeki halkı da köye bu eski alışkanlık nedeniyle “Saranda” demektedirler.

Marmaris-Datça Karayolu Thyssanos antik kenti
 

Thyssanos Antik Kenti

Marmaris-Datça karayolu: Söğüt köyünün 1 km güneybatısında, okulun arkasındaki tepe üzerindedir.

Thyssanos sözcüğünün Luwi veya Karia dilinden geldiği düşünülmektedir. Anlamı ise, “saçaklı veya püsküllü” demektir.

Burada resmi arkeolojik kazı çalışmaları yapılmamıştır.

Marmaris-Datça Karayolu
 

Bu yüzden kentin ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Buna rağmen, yüzeyde antik yerleşimden bazı kalıntıları görmek mümkündür.

Bunlar: birkaç duvar parçası ve temel izleridir.

Kent hakkındaki bazı bilgilerin ve kalıntıların ise, yol yapım çalışmaları ve bölgede yaşayan yoğun depremler sonucu kaybolduğu tahmin edilmektedir.

Marmaris merkezi gezisi,

Marmaris çevresi gezisi