Erdek uzun yıllar, yakın çevresinde yaşayan insanların deniz özlemini giderdikleri bir turizm alanı olarak hizmet verdi ve günümüzde de vermeye devam etmekte. Yakın çevresi dedim, gerçekten; Erdek-İstanbul arasındaki yolculuğunuz en fazla 2 saat sürüyor. Şöyle ki; İstanbul Yenikapı’dan her gün Bandırma’ya hızlı feribot seferleri var.
Yaklaşık 2 saatlik bir feribot yolculuğundan sonra Bandırma’ya varıyorsunuz ve 15 dakika sonra ise Erdek. Bandırma-Erdek. 17 km. Kara yolunu tercih ederseniz, İstanbul-Erdek: 350 km. Ankara-Erdek: 499 km. Yaklaşık 7 saatlik bir yolculuktan sonra varabiliyorsunuz. Erdek-Balıkesir: 107 km. Erdek-Bursa ise; 117 km. Tüm bu saydığım yollar, nispeten düzgün, asfalt ve yoğun kullanılan yollar.
TARİHİ SÜREÇ
Buranın tarihi; MÖ.7’nci yüzyıla kadar dayanıyor. Tarihi süreçte; “Artake” adıyla geçmiş. Artake; İskitler’in, efsanevi krallarından birinin ismi. Ünlü yazar Heredot’a göre: Artake, MÖ.7’nci yüzyılın başlarında, bütün Kapıdağ yarımadasıyla birlikte, yakınındaki Kyzikos şehrinin egemenliği altına girer. Öyle ki; Kyzikos şehrinin bir dış mahallesi konumuna gelir.
Ancak, zamanla Kyzikos şehri, büyük bir depremle yıkılır, yerle bir olur. Bunun üzerine: Artake şehri ön plana çıkar. Yine de, tarihi süreç içinde; bölgede, önemli bir merkez olamaz. Yalnızca; üzüm, şarap, zeytin ve zeytinyağı üretimi ve ticaretiyle ön plana çıkar. Bölgede, Türklerin egemenliği, 1339 yılında görülür.
GENEL
Erdek, Türkiye’deki ilk sayfiye yerlerinden biridir. Bölgede turizm, 1959 yılından bu yana sürmekte. Şöyle ki; ben, yaşamımda, ilk kez Erdek’e 1966-1968 yılları arasındaki dönemlerde gittim. O yıllarda Erdek; beton yapılardan çok, çadırlı kampinglerden oluşan bir tatil yöresiydi. Son olarak, 2006 yılında gittim. Elbette, bu geçen süre içinde, çok gelişti ve değişti. En büyük değişim ise, elbette yapılaşmada oldu. yani; eski-bakir Erdek gitmiş, yerine her yanı; otel, motel, pansiyon, kafeterya vb. gibi beton yapılar dolu bir Erdek gelmiş.
Bu ara da, kalabalık da cabası. Vehbi Koç, uzun yıllar tatil için burayı seçmiş ünlülerden. Ama, burada yabancı turist göremezsiniz. Sanırım bunun en büyük nedeni: yabancı turist, daha çok; sıcak deniz, güneş, kumsal ve eğlenceli-lüks tesis istiyor. Bunlar, yani bu özellikler, burada yok. Bizim yerli turistler ise; güneyin sıcak ve nemli ortamından bunalınca, buranın nemsiz ve nispeten daha serin ortamını tercih ediyorlar.
Neyse; devam edelim. Erdek’te 12 km. sahil şeridi var. Bu şeritte; ince kum var, çakıl yok. Denizde; kıyıdan 30 m. boyunca yosun var. Bu yosun olayı; çocuklar için olumsuz sonuçlar yaratıyor. Çünkü; yosuna basmaktan çekiniyorlar. Deniz; dalgalı bir deniz yapısında değil, genelde hep çarşaf gibi bir deniz yüzeyi görmek mümkün. Ancak; buranın en büyük sıkıntısını hemen başta söylemekte sanırım yarar var. Buranın denizinde, rüzgarın esme yönüne göre (denizden karaya doğru estiğinde) kıyı yani kumsal, muhteşem bir “deniz anası ” sürüsü ile doluyor.
Aslında bunlar zararsız canlılar, ama sonuçta denizde yüzmeye çalışan insanlar için ve özellikle çocuklar için; çekince yaratıyorlar. Denize giriyorsunuz; hemen burnunuzun dibinde bir deniz anası, kolunuzu atıyorsunuz, avucunuzun içine bir deniz anası geliyor, hoş olmuyor. Yalnız, bu durum sürekli değil. Dediğim gibi, rüzgarın esme yönüne göre değişiyor, yani şansınıza kalmış. Bazen, günlerce deniz anası işgalindeki bir kumsal, bazen tek-tük deniz anası. Bilmiyorum, şansınıza veya tahammül seviyenize kalmış.
Bu tertemiz ve az tuzlu, Akdeniz’e nazaran serin deniz suyu, maalesef bu tür sıkıntılar yaratıyor. Yoksa; deniz temiz, suyun içinde ayak parmaklarınızı rahatlıkla görebiliyorsunuz. Ama işte bunu yani deniz anası olayını iyi düşünün. Zaten, aslına bakarsanız, Belediyenin plajlarla tam olarak ilgilendiğini söylemekte pek mümkün değil. Çünkü geldiğinizde göreceksiniz: plajlarda yeterli temizlik yapılmıyor, denizde yüzerken deniz anaları yanında, bir bakıyorsunuz hemen önünüzde bir pet şişe görmek, çok olağan bir manzara.
Erdek denilince, yalnız bunlar değil elbette. Örneğin: Erdek’te, güneş doğarken denizden doğar, batarken yine denizde batar. Bu görüntüyü izlemenin tadına doyamazsınız. Ama, yine de, bu güzellikleri uzun süre yaşamak mümkün değil. Burada, sezon 2-3 ay ile kısıtlı. Yazın, turizm sezonunun açılmasıyla birlikte, mevcut nüfus yaklaşık 5 katına çıkıyor. Buranın diğer bir özelliği de, bayanların yalnız başına, tatile gelebilecekleri bir yer olması imiş. Yani; güvenli bir yer.
Erdek’in iklimi: bölgede ılıman Marmara iklimi görülüyor. Yakınlarındaki Kapıdağ’ın ormanlık iç bölgeleri, ilgi çekici. Cumhuriyet döneminden önce, Kapıdağ, Rum nüfusun en yoğun yaşadığı yerlerden biri imiş.
Burada; 1990 yılından bu yana: Erdek Şenlikleri adı altında Erdek Belediyesince düzenlenen, kültür ve sanat şenlikleri yapılıyor.
NE YENİR
Erdek’te meşhur tost var. Bunu tatmadan ayrılmayın. Hemen merkezde bulabilirsiniz. Bunun dışında, elbette balık önereceğim. Sonuçta, burası sahil kasabası ve insanları, turizm yanında balıkçılık yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Doğal olarak balık ama elbette, restoranlarda sipariş vermeden önce, menü ile ilgili gerekli pazarlığı yapmak şartıyla.
Yoksa; hiç ummadığınız bir hesap pusulası ile karşılaşabilirsiniz. Bunun dışında, balık yemeği sevmeyenler için, Erdek sokaklarında bol miktarda kebapçı da bulunmakta.
NE SATIN ALINIR
Erdek’ten ne satın alınır? Erdek denilince akla: kırmızı soğan, zeytin ve zeytinyağı gelir. Gerek kendiniz için ve gerekse yakınlarınıza hediyelik olarak, bunları alabilirsiniz.
GEZİ ROTASI-PLANI
Evet, Erdek denilince, Erdek 3 bölgeden oluşuyor: şehir merkezi, kamplar bölgesi, Ocaklar köyü.
Çevre yolundan, Adnan Menderes caddesine, sola dönün. Doğruca gittiğinizde, limana ulaşacaksınız. Burada; küçük bir ada var, Zeytinli ada. Burası; uzun yıllar, sporla ilgili Bakanlığın elinde imiş. Şimdi, Belediye’ye devredilecekmiş. Sonuçta; adadaki tesislerin halka açılacağını duydum, güzel bir uygulama. Ama bir şey daha duydum. Bu adayı Fenerbahçe Spor Kulübü almış?
Bu durumda, doğal olarak, tesislerin halka açılması hayal. Neyse, burada yani liman çevresinde; çay bahçeleri, kafeteryalar ve barlar var. Bunlar; gece geç saatlere kadar açık. Burada; gerek denizi ve gerekse balıkçıları izleyebilirsiniz. Özellikle, belirli saatlerde tuttukları balıkları sergileyen, ağlarını onaran balıkçıları ve rengarenk teknelerini görebilirsiniz. Burada yürüyün, yorulunca çay bahçelerinde, sıcak çayınızı yudumlayın.
Daha sonra, merkeze doğru ilerleyin. Merkezde, her çeşit ihtiyacınızı karşılayacak mağazalar ve güzel yemekler yiyebileceğiniz lokantalar var. Bol miktarda, balık restoranı ve kebapçı bulabilirsiniz.
Devamında; Ali Haydar sahil bandına çıkın. Sahil bandında: kumsalda, tertemiz havada, kuş seslerini dinleyerek yürüyüş yapabilirsiniz. Özellikle, akşamları, sahil yolundaki çay bahçelerinde, her türlü canlı müzik bulmak mümkün. Sol yanınız deniz, sağ yanınız ise çay bahçeleri. Ayrıca; otel, motel, pansiyon ve kampingler de var.
Plajlar; Edincik’ten başlıyor, Çuğra’ya kadar uzanıyor.
Pazar ve pazartesi günleri, Erdek’te iseniz, mutlaka, merkezde kurulan pazar yerine gidin. Burada; şifalı otlar, baharat çeşitleri, sebze türleri satın alabilirsiniz.
Bunların dışında, Erdek’te, 1 saatinizi açık hava müzesini gezmek için ayırın, hemen merkezde. Sonra: limanda tekne turları var, zamanınız varsa bunlara katılıp, Kapıdağ yarımadasının çevresinde bir tur atmayı sakın ihmal etmeyin. Ayrıca: tarihe ilginiz ve merakınız varsa, Kyzikos antik kentine gidin. Özellikle: Hadrianus Tapınağı kalıntıları görülmeye değer. Çünkü, yapıldığı antik dönemde, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmekte imiş.
KAMPLAR BÖLGESİ
Buraya ulaşmak için, Düzler köyünden sonra, OPET benzin istasyonundan, 300 m. sonra sahil kesiminden ilerleyerek gitmeniz gerek. Bu yol, zeytinliklerle çevrili. Erdek’in en güzel sahil ve tesisleri, bu yörede. Adı üstünde, kamplar bölgesi. Burada, resmi kurum ve kuruluşların kampları var. Özellikle: çok büyük bir Askeri Kamp var. Erdek Özel Eğitim ve Dinlenme Merkezi adı altında. Düzler köyünün ilerisindeki sahil şeridinde. Sahilde, bir şerit halinde uzanıyor.
Deniz kıyısında; Aquapark benzeri, denize doğru inen kaydırakları var. Ama; daha öncede belirttiğim gibi, rüzgar ters estiğinde, yani belirsiz zamanlarda, burada da deniz kıyısında, deniz anası istilası söz konusu. Bu durumda: çocuklar özellikle denize girmeye çekiniyorlar. Evet, askeri kamp, önde; plaj ve tesisler, hemen arkada ise yine ince bir şerit halinde, iki katlı kalma yerleri var.
Tesisleri mükemmel. Fazla yüksek bina olmaması avantaj. Ancak, buraya yalnızca askeri personel ve yakınlarının girebildiğini unutmamak gerek. Yarımadanın konumundan ve rüzgarın yönünden dolayı, bu bölgenin denizi, Erdek merkeze göre daha temiz ve plajı daha kumlu.
ÇUĞRA MEVKİİ
Bandırma-Erdek kara yolunun 20 nci km.de. Erdek merkezinde, kamplar istikametinde, asıl otellerin bulunduğu yöre burası. Tüm güzelliklerden yararlanmak istiyorsanız, Çuğra mevkiini seçmelisiniz. Zaten, oteller, Erdek merkezinden ziyade, bu bölgede yoğunlaşmış.
Erdek de sahil kesimindeki bu uç noktada, Temmuz ve Ağustos aylarında, gün batımını izlemek büyük keyif. Uzun plajda, inci gibi kum ve pırıl pırıl bir deniz var. Hemen geride ise, çınar ağaçlarının altında çay bahçeleri. Onların gerisinde ise, yoğunlaşan otelleri görebilirsiniz. Burada sıralanan otellerin dışa açık tesislerinde bulunan restoran, kafeterya ve barlar da hayat, tüm hızı ile sürüyor.
AÇIK HAVA MÜZESİ
Hükümet konağının karşısında. 1948 yılında kurulmuş. Kyzikos antik kentinde bulunan: Helenistik ve roma dönemi kalıntıları olan: Afrodit heykelleri, diğer heykeller, dikilitaş, yazıtlar, mezar stelleri, kabartmalar, levhalar, mozaik parçaları, Hadrianus Tapınağına ait sütun ve başlıklar sergileniyor. Buraya mutlaka gidin. Zaten hemen merkezde olması avantaj. Tarihi kalıntılara merakınız varsa, ilginizi çekebilecek bir yer.
ERDEK ÇEVRESİ
OCAKLAR KÖYÜ
Tam bir tatil beldesi. Ormanlık bir yer. Serin, yazın sıcak günlerinde bile bu tatlı serinlik muhteşem. Ama, alt yapı sorunları tam olarak çözülememiş. Buranın denizi de, maalesef, diğer yerlerde olduğu gibi, yoğun deniz anası akınına uğramış. Sessiz, tabiatla baş başa olunabilecek bir yer.
Kumsalı uzun (3 km.) ve bu yüzden kalabalık olmuyor. Erdek’in en güzel bölgelerinden biri. Konum olarak; Kapıdağ yarımadasının batısında kalıyor. Erdek merkeze, araba ile 10 dakika uzaklıkta. Şirin, temiz bir köy. Deniz ve dağlar, hala bakirliğini koruyor.
KYZİKOS ANTİK KENTİ
Bandırma yönünden gelinirken, Erdek girişte: “Kyzikos” tabelasını göreceksiniz. Takip edin. Erdek merkeze 9 km. uzaklıkta. Toprak altında kalıp, otların örttüğü bir kent. Bugün, kısmen ayakta. Burada; antik çağlarda, çok büyük bir medeniyetin yaşadığı biliniyor. Miletos’tan gelen göçmenler tarafından kurulduğu sanılmakta. Bu ilk yaşayanların, Trak’ların bir kolu olan Dolionlar oldukları ve şehrin kurucusunun da, kral Kyzikos olduğu biliniyor.
Burada; 1902 yılında kazılar başlamış. Burada bulunan eserler; Erdek Açık Hava Müzesinde ve İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Ören yerinde ise; nekropol, roma tiyatrosu ve surların bir kısmı görülüyor. Şehre ait kalıntılar yaklaşık 11 km. karelik bir alana yayılmış durumda. Bu harabeler arasında; bugün, yalnızca tonozlu temelleri ve çevreye yayılmış mimari parçaları bulunan Hadrianus Tapınağı ( kentin 1 km. ilerisinde) şehrin roma dönemindeki ihtişamı hakkında fikir vermekte.
Bu tapınak; roma döneminde, dünyanın yedi harikasından biri olarak tanınıyor. Akropol ise; Hamamlı köyü sınırları içinde. Hamamlı köyüne ise, Bandırma-Erdek kara yolunun orta noktasındaki Aşağı Yapıcı köyünden ulaşmak mümkün. İki köy arasındaki uzaklık; 8 km.
KAPIDAĞ YARIMADASI
Erdek’ten Ocaklar köyüne doğru ilerliyorsunuz, Narlı ve İlhanlı köyleri var. Sonra: Doğanlar-Turanlar-Ormanlı-Ballıpınar-Çayağzı-Çakıl-Karşıyaka-Tatlısu-Aşağıyapıcı köyleri geliyor. Sonra; Bandırma’ya ulaşırsınız. Yarımadasın çevresi, yaklaşık 110 km. Yol çoğunlukla asfalt. Ancak: Turanlı-Çayağzı arası bozuk. Çağağzı ve çevresindeki köyler, eski Rum köyleri. Şimdi ise, buralarda, Selanik’ten gelen göçmenler yerleştirilmiş.
Arabanız ile bu rotada bir tur atabilirsiniz. Ancak, yollar dar, bunu göze almanız gerek. El değmemiş sahil ve koyları, balıkçılıkla geçinen köyleri göreceksiniz. Buranın en büyük özelliği ise, yalnızca burada yetiştirilen kırmızı soğan. Bu soğanlar: rengi, tatlı ve sulu olması ile ünlü. Sonra; zeytin. Evet, burada zeytin çok yaygın. Çizme, kırma, sele gibi birçok çeşit zeytin bulabilirsiniz.
PAŞA LİMANI ADASI
Erdek ile Avşa adası arasında kalıyor. Marmara adasından sonra, bölgenin ikinci büyük adası. Eski adı: Haloni olan adanın günümüzdeki adı ise; Kaptan-ı derya Lala Şahin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının, buradaki limanı üs olarak kullanmasından almış. Ada; tarihi süreç içinde; haçlı donanması ve zaman zaman da Arap işgallerine uğrar. Daha sonra ise, uzun yıllar Bizans egemenliğinde kalır. Adada; Poyrazlı, Harmanlı, Balıklı ve Tuzla adında yerleşim yerleri var. Buranın en büyük özelliği; yine deniz ve kumsalları.
EKİNLİK ADASI
Eskiden Koutali yani Kaşık adası olarak da bilinirdi. Komşusu olan Avşa adasından, kıyıları yüksek, dar bir boğaz ile ayrılıyor. Adanın en yüksek yeri: kaşık tepesi. Toprakları, tarıma daha elverişli. Küçük nüfuslu, tek bir köyü var. Turistik pansiyonlarında konaklamak mümkün.
AVŞA ADASI: (TÜRKELİ ADASI)
Paşalimanı adasının batısında. Yapısı: büyük ölçüde granit katmanlardan oluşmuş. Basık görünümlü, alçak bir ada. Erdek’e gelipte, Avşa adasını ziyaret etmeden gitmek olmaz. Erdek’ten 18 km. uzaklıkta. İster feribotla, ister tekne gezintileriyle avşa adasına her gün Erdek’ten seferler düzenleniyor. Bu adanın çevresi tamamen plaj. Bu plajlar çok temiz, deniz pırıl pırıl.
Marmara denizinde, hala temiz yerlerin kaldığını görmek insanı mutlu ediyor. Doğal plajları yanında: diskotekleri sabahın ilk ışıklarına kadar faal. Diğer mekanlar ise, gece yarısında kapanıyor. Yani; tam bir eğlence adası. Hafta sonu kaçamakları için uygun. Sahil şeridinde, zengin eğlence mekanları var. Bölgenin diğer adaları içinde; şarapçılığı ile en ünlü olanı. Eski adı, tarihte, Ophioussa veya Afousia olarak geçiyor. Daha sonra, burada bulunan Meryem Ana Manastırı ile özdeştirilerek Panaya da denilmiş.
En önemli yerleşim alanları; yazlık evler, pansiyonlar ve turistik tesisler, adanın batı kumsalı boyunca uzanan Türkeli Köyü ile, adanın doğusunda yer alan Yiğitler köyünde. Dikkat, buranın şarapları çok meşhur, ilginizi çekerse satın alabilirsiniz. Hani; Erdek’ten değil de, İstanbul’dan Avşa adasına ulaşmak isterseniz, o da mümkün. İstanbul’dan deniz otobüsü ile, 3 saat civarında, doğrudan Avşa adasına ulaşmanız mümkün. Yaz sezonunda, İstanbul’dan, her gün deniz otobüs seferleri olmakta.
MARMARA ADASI
Buranın en büyük özelliği: antik çağdan bu yana, saf mermer ocaklarının bulunması. Adadaki ilk yerleşim: antik çağda Miletoslularca kurulmuş. Ancak, tarihi süreçte, birçok kez, Fenikeliler tarafından yağmalanmış. Roma döneminde değerli Kyzikos mermerlerinin çıkarıldığı ve aynı zamanda sürgün yeri olarak kullanılmış. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen, ünlü Mausoleum’un kaplama ve kabartmaları da buradan götürülmüş.
SONUÇ
Evet, Erdek gezi rehberi, tur programı, nereler gezilir, nereler görülür, ne yenir, ne satın alınır. Erdek işte böyle. Eğer beklentileriniz: sakin ve fazla sıcak olmayan bir hava ve deniz ise, burayı tercih edin. Belli başlı büyük şehirlere yakınlığı büyük avantaj. Ayrıca; güneydeki büyük otellerin fiyatlarının yanında, burada daha ekonomik bir tatil yapabilirsiniz, yani ucuzluk da buranın avantajı. Ama, bunların yanında; denizin yosunlu olması ve deniz analarının bulunmasını iyi düşünün. Ayrıca; sezon kısa, sezon dışı gittiğinizde serin havanın etkisiyle denize girme imkanınız olmaz.
Tercih sizin, iyi tatiller.