Manavgat’a giderken, ana yoldan sapılıp, güneye inen yoldan, yaklaşık 6 km. gidildiğinde ulaşılan; şirin ve doğal bir plaj ve sahil beldesi. Side’ye 3 km. uzaklıkta. Side’den çıkıp, doğuya yöneldiğinizde, sırtını ormana dayamış, müthiş kumsalı ile, Sorgun’a ulaşırsınız.
Evet; Antalya’ya uzaklık ise, 65 km. Sorgun denince; ülkemiz sınırlarında, üç tane Sorgun ilçesi var. Bunlar: burası, yani Antalya, Yozgat ve Tatvan Sorgun.
GENEL
Antalya Manavgat Sorgun: Antalya bölgesinin en güzel plajlarının burada olduğu söylenir. Ayrıca; burada, muhteşem bir de orman var. Sorgun ormanında, birçok kuş türüne rastlanmakta. Kızılçam, karaçam ve fıstık çamı olmak üzere, üç ağaç çeşidinden oluşan orman; 1945-1955 yılları arasında, Orman İşletmeleri tarafından yapılmış.
Amaç: kumul hareketlerini önlemek. Düşünenlere ve yapanlara, binlerce teşekkür. Ormanın; denize bakan kesiminde, birbirinden güzel turistik tesisler var. Side-Sorgun arasındaki geniş kumsal ise, halka açık. Piknik alanları, bahçeli restoranlar var. Orman içindeki yürüyüş parkurunu kullanabilirsiniz. Gezinti için, çevredeki çiftliklerden at kiralamanız da mümkün. Ayrıca, ata binmeyi bilmeyenler için binicilik dersleri de veriliyor.
Yalnız; bu bölge için en hassas ve tehlikeli konu şu; bölgeye, turizm yatırımı olarak golf sahalarının yapımı planlanıyor imiş. Bunun sonucu olarak, yani büyük ve açık golf alanlarının yapımı için; mevcut ormanın feda edilmesi gerekecek. Sorgun ormanı, her ne kadar, 14 Haziran 2007 tarihinde, birinci derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş olsa da, umarım, herhangi bir çare üretip, bu ormanı yok etmezler.
Sonuçta; bu ormanın oluşumu, yıllarca süren bir çabanın sonucu. Golf alanları ise, başka bölgelerde, elbette yapılabilir. Gelişen zamanda, neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
TİTREYEN GÖL
Sorgun’dan doğuya devam ettiğinizde; bir süre sonra Side’nin en popüler tatil merkeziyle karşılaşırsınız. Göl ile, deniz arasına dağılmış çam ağaçlarının içine yerleştirilmiş, 22 tesis ile, çok büyük bir turizm alanı.
Titreyen göl, aslında bir göl değil. Manavgat ırmağının, denize varmadan önce, bir hayli genişlemiş bir hali. Gerek akıntının yavaşlaması ve gerekse yayıldığı ortamın büyüklüğü nedeniyle, göl gibi görünüyor ve öyle algılanıyor. Rüzgar olduğunda ise, gölün yüzeyinde, su kıpırdamaları, gölün titrediği izlenimi veriyor. Bu nedenle, göle titreyen göl ismi verilmiş.
Göl içinde: karabatak tan, Pekin ördeğine kadar, pek çok tür kuş barınıyor. Evet, eminim, buralardan gelip geçen veya buraya giden ziyaretçilerin aklına şu soru mutlaka gelecektir?
Neden titreyen göl? Göl titriyor mu? Evet; bu konuya verilecek cevabı, bir efsane ile tanımlamakta yarar var. Gölün kıyısında yaşayan ve kuşları besleyen yaşlı bir balıkçı varmış.
Kuşlar; gölün kıyısında, yaşlı balıkçıyı gördüklerinde, kanatlarını çırparak, ona doğru gelirlermiş. Bir gün, gölde avlanan avcılar, göl üstündeki ördekleri vururlar. Bunun üzerine, yaşlı adam, avcıların üzerine yürür ve onları avlanmaktan vazgeçirmeye çalışır.
Avcılar ise, yaşlı adamı suya iterler ve su üstünde vurdukları ördekleri almaya çalışırlar. Göle düşen yaşlı adam, kaybolur. Bunun üzerine, bölgedeki tüm ördekler havalanır ve kanatlarıyla, bir hortum oluşturarak, avcıları kaçırırlar.
Bu olaydan sonra; göl, sürekli olarak titremeye başlar. Yöre halkı; bu olayı, kuşların, yaşlı balıkçıya ağlaması olarak yorumlarlar.
Evet; burada ayrıca, Türkiye’nin en büyük halkalama istasyonu var. Yani; kuşlar, bilimsel araştırmalar için, yakalanıyor, ayaklarından halkalanıyor ve yeniden doğaya salınıyorlar. Yılda, yaklaşık 20 bin civarında kuşun yakalanarak, halkalandığı söylenmekte.
Evet; Sorgun ve Titreyen Göl; suyun yüzeyine baktığınızda gerçekten, bir titremeyi andırır, sürekli bir hareket görmeniz mümkün. Yorum size kalmış, neden titriyor, anlattığım efsane belki ilginizi çeker ve merakınızı giderir.
Yola devam ediyoruz. İyi yolculuklar.
Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.