İspanya Madrid-Eski Madrid

İspanya Madrid-Eski Madrid

Madrid şehrindeki gezimize: Eski Madrid bölgesinden başlayacağız.

Burası: yani eski Madrid şehri: “Plaza Mayor “denilen bir meydan ve çevresinde yayılı bulunuyor ve şehrin duygusal ve coğrafi olarak tam kalbidir. Eski Madrid şehri: şehir kraliyet mekanı olarak seçildikten sonra, 16. ve 17’nci yüzyıllarda, hızla genişlemiştir.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Evet, bulunduğunuz yerden, herhangi bir ulaşım aracı ile: buraya, yani “Plaza Mayor” bölgesine geliyorsunuz.

İspanya Madrid-Eski Madrid

PLAZA MAYOR

Palacio bölgesinin hemen doğusundadır.

İspanya’nın görülmeye değer, en güzel yerlerinden biridir. Mutlaka gitmelisiniz. Giderken: üstü kemerli geçitlerden geçeceksiniz, bunların toplamı: 9. Buraya: motorlu taşıtlar giremiyor.

Bu kemerli geçitler: her ne kadar meydana açılsa da, bazılarında: dolambaçlı yollar var. Bunların en önemlisi: daha meydana girmeden önce, ziyaret etmenizi önereceğim yer: Cava San Miguel. Burada: kenarda mağazalar, tavernalar ve mesoneler (mağaza gibi barlar) bulunuyor.

Evet: biz, bu kısa çevre gezilerinden sonra: gelelim meydana.

Meydana geldiğinizde: buradaki dikdörtgen planlı bir alan göreceksiniz. Alanın uzunluğu: 200 metre ve genişliği: 100 metre. Zemin, Arnavut kaldırım taşları döşenmiş. Bu alanın çevresinde: tarihi yapılar öne çıkıyor.

Bu yapıların alt katlarında: hediyelik eşya satan dükkanlar ve restoranlar bulunuyor. Alan: 17.yüzyılda, mimar Juan de Herrare tarafından planlanmış, simetri, çatılar ve sivri kuleler öne çıkıyor.

Meydan: bir zamanlar:

Kutlama törenlerine, pazarlara tiyatro şenliklerine, boğa güreşlerine, dini törenlere ve İspanyol Engizisyonu zamanında: mahkeme duruşmalarına ve idamlara sahne olmuştur.

Meydana bakan 400 balkona sahip olan kişiler: yukarıda sözünü ettiğim etkinliklerdi; bu balkonları için bilet satıyorlarmış.

Ayrıca: meydanda, açık havada bulunan kafelerde biraz mola vererek, şehrin en ince mimari unsurlarını oturduğunuz yerden izleme şansınız oluyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

III. FELİBE HEYKELİ

Meydanın hemen ortasında: meydanın yapılmasını emreden, kral III. Felibe’nin bir heykeli var.

İspanya Madrid-Eski Madrid

ROYAL PALACE VE ROYAL ARMOURY (KRALİYET SARAYI)

Burada: güzel bir mimari ve sanat koleksiyonu görmek mümkün.

İspanya Madrid-Eski Madrid

PUERTA DEL SOL

Şehir içinde, işlek ve iyi bilinen bir yerdir. Yılbaşı kutlamaları, burada düzenleniyor. Yeni yılın ilk günü, buradaki saatin melodisini dinlemek üzere, Madridliler, burayı dolduruyorlar.

Burası: ilk yapıldığında, yani 15’nci yüzyılda, burada, şehir surlarında, bir kapı bulunuyormuş. Zaten isim anlamı “Doğuya yönelik kapı-Yükselen Güneş” demektir. Meydan ismini, bu kapıdan almış.

Meydanda: Fransızlar tarafından, 1768 yılında yapılmış, Postane evi bulunuyor. Bu postane binasının hemen önündeki kaldırımda ise “0” taşı var. Yani, burası ulusal karayolu ağının tam merkezi.

Güney tarafta ise: bir heykel görülüyor. Bu heykel: kral III. Charles’e ait. Kare bir kaide üzerine yerleştirilmiş.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Meydanın kuzey tarafından: bir ayı ve madrone ağacı ve buna sarılmış bir ayı anıtı var. Bunlar: aynı zamanda, Madrid şehrinin sembolü.

Meydanın ortasında ise, fıskiyeli bir havuz var.

İspanya Madrid-Eski Madrid Monasterio De Las Descalzas Reales

MONASTERİO DE LAS DESCALZAS REALES

Burası: şehrin en önemli rahibe manastırıdır. Günümüzde ise, bir dini sanat müzesi olarak işletiliyor ve ziyarete açık.

Yapı: 16’ncı yüzyılda, Kral II. Felibe tarafından yaptırılıyor ve kral, kızını evlendirmeyerek buraya saklıyor. Takip eden yıllarda, buraya, birçok değerli metaller, resimler ve hatta dinsel emanetler gibi hazineler getirilir. Tüm bu mallar, vakıfın çok zenginleşmesini sağlar.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Uzun yıllar, dini ve kendi içinde kapalı bir yapı olarak devam eden manastır, 1960 yılında, Papa’nın izniyle, müze olarak hizmet vermeye başlar. Hatta, 1985 yılında, Avrupa Konseyi, burayı “Yılın Müzesi” olarak seçer. Özellikle: günümüze kadar korunan cephe çok güzel. Kırmızı tuğla ve granitten yapılmış.

Burayı ziyaret etmeyi düşünürseniz,

Yapı içinde, hala yalınayak gezinen rahibeler ve hatta bahçede sebzelerle uğraşan rahibeler görülebiliyor. Bunun dışında: iç dekorasyonu ve sergilenen sanat eserleri ilginizi çekebilir. İç dekorasyondaki tabloları yapan sanatçılardan bazıları: Titian, Sanchez Coello, Brueghel, Luini, Paolo de San Lecocadi, Becerro ve Pompeo.

Meydandan sonra: batıya doğru uzanan Calle Mayor sokağını takip edin. Burada: Marcedo de San Miguel, yani 1915 yılında kurulmuş olan bir yiyecek pazarına ulaşacaksınız.

Sonra: Cella Mayor caddesinde, batıya doğru ilerleyin. La Filor de san Miguel’i geçiyorsunuz ve Plaza de la Villa bölgesine geliyorsunuz.

PLAZA DE LA VİLLA

Burası: şehrin en eski meydanıdır. Bir zamanlar, şehrin hükümet merkezi olarak kullanılmıştır.

Burada görebileceğiniz yapılar şunlar:

İspanya Madrid-Eski Madrid Casa Y Torre De Los Lujanes

CASA Y TORRE  DE LOS LUJANES (LUJANES’İN EVİ VE KULESİ)

15 yüzyılda yapılmış, Gotik bir yapıdır. Yapının: muhteşem büyük bir taş ana kapısı ve iki kulesi var. Kule ismi: calle mayor. Kuleler, meydanın köşelerinde bulunuyor.

CASA DE CİSNEROS

16.yüzyıl ortalarında, Kardinal Cisneros’un yeğeni tarafından yapılmıştır.

AYUNTAMİENTO (BELEDİYE BİNASI)

Meydanın en alt ucunda bulunuyor.

Şehrin, bu bölgedeki, 17’nci yüzyılda yapılmış resmi binalarının bir örneğidir. Kuleleri ve Arduvaz kule tepeleriyle öne çıkıyor.

Cella Mayor caddesinin bitiminde: solunuzda kalan, dikdörtgen yapı: Calle de Bailen geçiyorsunuz ve ana caddeden de karşıya geçin ve ağaçların altından ilerlediğinizde hemen solunuzda: Magerit’i çevreleyen, eski Mağribi duvarının kalıntılarını görebilirsiniz.

İspanya Madrid-Eski Madrid La Latina

LA LATİNA

Bu bölge: Plaza de Villa meydanı ve Calle de Segovia caddesinin güneyinde kalan bir semt. Şehir merkezinde bir mahalledir. Surlar içinde kalan, İslam dönemine ait bölümleri kapsıyor. Ama aynı zamanda, şehrin en iyi “Tapas barları” burada bulunuyor.

Calle de Bailen caddesine gelin ve aşağı ya yani güneye doğru ilerleyin. Sol yanınızda, La Latina semti.

Burada: şehrin yoğun ve hareketli yaşantısı birden duruluyor. Ayrıca; eski Mağribi bölgesi olan LA MORERİA da burada bulunuyor. Ara sokaklara girerek, geziye devam ediyoruz. Hedefimiz: Palaza de la Paja.

PLAZA DE LA PAJA (SAMAN MEYDANI)

Plaza Mayor bulunmadan önce, şehrin ticari faaliyetleri burada yapılıyormuş. Meydanın güneyinde: güzel bir yapı var. Burası, semtin; ilginç ve eğlenceli bir meydanı.

İspanya Madrid-Eski Madrid Iglesia De San Andres

IGLESİA DE SAN ANDRES

Burası bir kilise.

Buranın içinde: bir mezar yeri var. Bu mezar: Madrid şehrinin koruyucu azizi: Capilla de San Isidro’ya ait.

Kutsal hafta kutlandığında, Perşembe günü, San İsidro ve karısı Santa Maria de la Cebeza’nın buradan alınan görüntüleri, şehir sokaklarında toplanan insanlar tarafından taşınıyor.

MUSEO  DE SAN ISIDRO

Burası: Aziz İsidro’nun işçi olarak çalıştığı, Vargas ailesine ait sarayın içinde bir bölüm ve Müze olarak tanzim edilmiş. Bu müzede: arkeolojik koleksiyon, tablolar, oymalar ve maketler yardımıyla: Madrid şehir tarihinin kronolojik bir kuruluş öyküsü izlenebiliyor.

Ancak, bunlardan mutlaka görmenizi önereceklerim: Anton van der Wyngaard yapımı: Madrid şehrinin surlarla çevrili, 1562 yılındaki görünümü resmi. Ayrıca: Texeria’nın, 16’ncı yüzyıla ait ünlü şehir planını görmek mümkün. Ayrıca: şehrin koruyucu azizi San İsidro’nun: yaşamı sırasında gerçekleşen olaylar da sergileniyor.

Müzeden sonra: güneybatıya doğu ilerliyorsunuz. Karşınıza bir dini yapı çıkıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid Basilica De San Francisco El Grande

BASİLİCA DE SAN FRANCİSCO EL GRANDE (AZİZ FRANCESCO BAZİLİKASI)

Burası: kral III. Charles tarafından, 1760 yılında  yapılmıştır. Kilise yapısı, 3 şapel içeriyor.

Yapının önünde, küçük bir meydan var. Diğer üç yanı ise, yeşilliklerle dolu. Yapı: Neo-klasik tasarının özgün bir örneği. Kubbesi, olağanüstü. Eğimli, ön cephesi de görülmeye değer.

Kubbenin iç çapı: 31 metre. Bu ölçüleriyle, diğer bir çok ülkedeki dini yapıların kubbelerini geçiyor. Daire kubbenin çevresine: havarilerin, beyaz mermerden büyük boy heykelleri dikilmiş. Yapının merkezinden itibaren, yedi şapel, çevreye doğru genişliyor. Kilisenin resim koleksiyonu da muhteşem. Burada resimleri bulunan sanatçılar: Goya, Ribera, Zurburan.

Evet gezimize devam ediyoruz. Plaza de la Paja meydanının hemen güneyinde, Plaza San Andres meydanı var. Bu meydanın hemen doğusunda ise, şehrin en hareketli ve canlı: cadde ve sokakları bulunuyor. Bunlar: CAVA BAJA, CAVA ALTA, ALMENTO ve CALLE DEL NUNCİO. Bu bölgede: bol miktarda güzel tavernalar ve tapas barları var.

Pazar günleri ise: yine buradaki “CALLE DE TOLEDO” caddesinde ve çevresindeki sokaklarda: EL RASTRO denilen bit pazarı kuruluyor.

EL RASTRO

Burası, tatil günlerinde kurulan, ikinci el pazarı. Yani, diğer bir tabirle, bit pazarı.

Bu pazarda: antika eşyadan, kitap, giysi, evcil hayvan gibi birçok şey satılıyor. Yani, hayal edebileceğiniz her şeyi bulmak mümkün.

Plaza del Coscorro meydanından başlayarak, yukarıda söylediğim gibi, Calle de Toledo caddesini ve ara sokakları gezebilirsiniz. Toplam alan: 2 km. karedir.

Ancak, bir şeyler satın almak isterseniz, sabah saatlerinde, örneğin: 09.30 gibi Pazar yerinde bulunmanızda yarar var. Gün ortasına doğru ara sokaklar tıklım tıklım doluyor. Yorulduğunuzda, burada bulunan restoranlarda veya tapas barlarda mola verebilirsiniz.

Birde, burada gezerken, yankesicilere karşı tedbirli olmanızı, çanta ve cüzdanlarınıza sahip çıkmanızı öneririm.

Bölgedeki gezimize devam ediyoruz.

İspanya Madrid-Eski Madrid

El Rasto bölgesinden çıkıyoruz ve kuzeye yöneliyoruz. Şimdiki istikametimiz: PLAZA DE ORİENTE meydanı. Calle de Bailen caddesini takiben kuzeye gittiğimizde, fazla uzak değil. Sağ yanınızda kalıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid El Palacio Real

EL PALACİO REAL (KRALİYET SARAYI) 

Saray, her tarafı heykellerle dolu olan, Plaza de Oriente meydanındadır.

Burası: Madrid kraliyet sarayı. Ama, Avrupa’nın en muhteşem saray yapılarındandır.

1714 yılında, burada yapılan ortaçağ yapısı saray, bir yangın sonucu yanarak yok olmuş ve 1734 yılında, aynı yerde, İtalyan-Barok tarzında, bu yapı yapılmıştır. Yapının mimarları: Juvara, Sabatini ve Sachetti.

Yapının inşaatına, kral V. Felibe zamanında başlanmış ve III. Charles zamanında bitirilmiştir. Böylece, sarayda ilk ikamet eden kral, III. Charles olmuştur.

Sarayda: 870 pencere, 240 balkon ve 110 kapı var. Ayrıca: 2000 civarında oda bulunduğu söyleniyor. Yapılan gezilerde, bu odalardan küçük bir kısmı görülebiliyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Saraya giriş: ana merdivenden yapılıyor. Bu ana merdiven bölümü: kemerli bir tavan altında, aydınlık, gösterişli ve muhteşem. Merdivendeki her basamak: tek levha mermer halinde yapılmış.

Salon de los Halberdiers: burada çok iyi korunmuş, eski Felemenk ve İspanyol duvar halıları var.

Salon del Trono: Burası taht salonu. Saray yapısının güney cephesinin tam ortasında. Duvarlar: yaldızlı çerçeveler içindeki aynalar ve kırmızı kadife örtülerle kaplanmış. Tavan ise: 1764 yılında Tiepolo tarafından boyanarak süslenmiş.

Yaldızlı bronz aslanlar: tahtı koruyor. Burada: yukarıda belirttiğim gibi, III. Carlos tarafından yapıya eklenen “sohbet odası”, ünlü ressam Goya’nın, 4 tablosu ile süslenmiş.

III.Carlos bölümündeki odalar muhteşem lüks.

Salon de Gasparini: olağanüstü güzellikte. Napolili sanatçı Matias Gasparini’nin ismini almıştır. Tavan, taban ve duvarlarda: Rokoko tarzının eşsiz örnekleri sergileniyor. Taş ustaları, heykeltıraşlar, cam ustaları, saatçiler, gümüşçüler, mobilyacılar, terziler; bunların hepsi, burada gerçekten muhteşem güzellikler yaratmışlar.

Sala de Porcelana: Burası: porselen odası. Retiro bahçelerindeki porselen fabrikasından çıkan, 18’nci yüzyıla ait, 1000’den fazla porselen sergileniyor. Tam ve rakipsiz bir porselen koleksiyonu.

Comedor de Gala: Burası, törensel yemek salonu. Son derece lüks. Burası ilk kez: 1879 yılında: XII. Alfonso ve eşi Maria Christina’nın evlilik töreni için hazırlanmış. Bu törene: 145 kişi katılmış. Odada görebilecekleriniz şunlar: 15 avize, 10 kollu şamdan ve Brüksel duvar halılarıyla süslenmiş duvar. Ayrıca: 18’nci yüzyıl, Çin yapımı porselen kaplar da ilgi çekiyor.

Yapı

Manzaneras vadisine bakan bir uçurumun üzerindeki bahçeler arasında kurulmuş. Sanat ve tarihi değerleri açısından, görülmeye değer bir yer.

Sarayın hemen girişinde: yemyeşil ve şekilli kesilmiş ağaçların bulunduğu “Jardines  de Sabatini” yani “Sabatini Bahçeleri”ni mutlaka gezmelisiniz.

Saray yapısı: Madrid şehrinin en çok ziyaret edilen yerlerinin başında geliyor Burada; sergilenen eserler: İspanyol silahları, matara, kalkan, mızrak, miğfer, eğer gibi askeri objelerdir.

Sarayı gezdikten sonra, yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüş ile, saray yapısının arka bölümüne dolanın ve buradan Madrid şehrinin muhteşem manzarasını izleyin.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Saray yapısında: ana binayı gezdikten sonra: Plaze de la Armeria meydanını geçip, başka bir mekana ulaşabilirsiniz.

BOTİCA REAL

Burası: Kraliyet eczanesidir. Yapı: 1594 yılında inşa edilmiştir. Yapının 2 odası: IV. Carlos’un, özel olarak sipariş verdiği: cam ve porselen ecza kavanozlarıyla dolu dolaplarla çevrelenmiştir. Bu ek yapının diğer kısmı ise: Armeria Real olarak yani Kraliyet cephane yeri olarak geçiyor.

ARMERİA REAL

Burada da: kılıçlı askerler, mızraklı atlılar, orijinal savaş bayrakları, ganimetler, silah ve kalkanlar sergileniyor.

Saray yapısının hemen güneyindeki yapı: bir katedral.

İspanya Madrid-Eski Madrid Catedral De La Almudena

CATEDRAL DE LA ALMUDENA

İlginç bir yapı. Temeli atıldıktan, tam 350 yıl sonra bitirilmiş olması, en ilginç yönü. Yapı: 1993 yılında tamamlanır ve Pata John Paul tarafından takdis edilerek açılır.

Katedralin inşa edildiği yer: şehrin Müslüman Mağribi bölgesidir. İlk yapıldığında bir kilise iken, sonradan bir camiye dönüştürülmüş ve daha sonra yeniden katedral olarak gündeme gelmiştir. Yapının uzunluğu: 104 metre ve genişliği: 76 metredir. Merkezi kubbenin çapı: 20 metredir.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Katedralin en büyük bir diğer özelliği: kriptada bulunan ve 16’ncı yüzyıldan kalma: şehrin koruyucu azizi Virgen de la Almudena resmi. Biraz önce söylediğim gibi, katedral: 1993 yılında, Papa II. John Paul tarafından takdis edilmiş. Ancak: yine de şehir halkının ibadet için yoğun tercih ettiği bir yer olamamış. Sadece: Prens Felibe ile eski bir gazeteci olan Letizia Ortiz’in evlilikleri sırasında, kraliyet düğününe ev sahipliği yapmasıyla öne çıkmış.

Kraliyet sarayının hemen doğusunda, başka bir bina daha var.

PLAZA DE ORİENTE

Burada: İspanya kral ve kraliçelerinin heykelleri var.

TEATRO REAL

Şehrin opera salonudur. Buranın enteresan bir geçmişi var. Burası ilk yapıldığında: Plaza de Oriente’in çamaşırhanesinin bulunduğu yere inşa edilmiş. Açılışı ise: 1850 yılında, opera sever kraliçe II. Isabel’in doğum gününde yapılmış.

Açılış operası ise: Donizetti’nin “La Favorita”sı. Bu açılış tarihinden yaklaşık 75 yıl sonra, bir yer altı akıntısı, yapının temellerini etkilemiş ve çökme noktasına getirmiş.

Daha sonra: iç savaş döneminde barut deposu olarak kullanılan bina, Franco rejimi süresince kapalı kalmış ve 1965 yılında, konser salonu olarak yeniden hizmete açılmış.

Son olarak: restorasyona alınan yapının, çalışmaları tam on yıl sürmüş ve muhteşem paralar harcanarak yapılan restorasyon çalışmaları sonucu, 1999 yılında yeniden hizmete açılmış.

Buradan: biraz kuzeye yöneliyorsunuz ve burada: Convento de la Encarnacion meydanında, Enkarnasyon Manastırını göreceksiniz.

MONASTERİO DE LA ENCARNACİON

Bu manastır: 1611 yılında, Margarita ve Austria tarafından kurulmuştur. Bu manastırda görmenizi önereceğim bir heykel var.

İsa’nın çarmıha gerilişini tasvir eden korkunç bir ahşap heykel. Ayrıca: bu heykelin de içinde bulunduğu sanat koleksiyonu görülmeye değer.

Ancak: bu yapının başka özellikleri daha var. Hatta:  bir aralar, televizyon da bazı programlarda, bu konu işlenmişti, hatırlayanlarınız olabilir. Burada: içinde azizlerin kemiklerinin bulunduğu yaldızlı kabinler var.

Her yıl: 26 Temmuz günü, öğleden sonra: San Pantaleon’un küçük bir şişedeki pıhtılaşmış kanı: esrarengiz bir şekilde sıvılaşıyormuş. Eğer sıvılaşmaz ise, bu durum felaket olacağının habercisiymiş.

Hemen yakınlarda, yine bir yapı var.

CONVENTO DE LAS DESCALZAS REALES (YALINAYAK KRALİYET FRANSİSKENLERİ)

Burası, başlangıçta, bir saray yapısı olarak yapılmış. 1566 yılında: Kutsal Roma İmparatoru V. Carlos’un kızı Prenses Juana de Austria tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra ise, El Escorial’ın mimarı tarafından: rahibe manastırına çevrilmiştir.

Manastır: birçok koruyucu aziz tarafından desteklenmiştir. Ancak, buraya 18’nci yüzyıl başına kadar, sadece en yüksek soylular sınıfına girmiş rahibeler kabul edilmiştir. Varlıklı rahibeler, manastıra kapanırken, beraberlerinde, muhteşem sanat eserlerini de getirmişlerdir.

Günümüzde: manastırda hala Fransisken rahibe yaşıyor. Bunların sayısı ise: 33. Niye 33. Çünkü: İsa öldüğünde 33 yaşında idi. Bu rahibeler, manastır ve çevresinde yaşıyorlar.

Ancak, ziyaret saatlerinde, gözlerden uzak bulunurlar, yani bunları göremezsiniz. Aslına bakarsanız, 30 yıl öncesine kadar, manastır tamamen dünyaya kapalı imiş ve ziyaret mümkün değilmiş.

Manastırda ilk gözünüze çarpacak olan: yerden tavana kadar, 17’nci yüzyıl freskleriyle süslü, granit merdiven. Merdivenin üstünde: IV. Felibe ve ailesinin tasviri bulunuyor.

İkinci katta: din ya da krallarla bağlantılı sanat çalışmaları görülüyor. Salonlardan biri: orijinal Rubens çizimlerini örnek alan, 17’nci yüzyıla ait duvar halılarıyla kaplı. Ayrıca: Tiziano, Brueghel ve Zurbaran gibi sanatçıların tablolarını da görmek mümkün.

Evet, gezimize devam ediyoruz. Plaza Puerta del Sol meydanından, güney doğu yönünde ilerliyoruz. Plaza Santa Ana meydanı karşımıza çıkıyor. Burası, aynı zamanda: Huertas bölgesi olarak da biliniyor.

HUERTAS VE SANTA ANA

Burada: restoranlar, tascalar, tapa barları, tiyatro, müzik ve Flamenko kulüpleri var. Aynı zamanda: burası, boğa güreşleriyle de anılıyor.

Plaza Santa Ana meydanında bulunan “Hard Rock Oteli”nin giriş kapısında: bir tabela var. Bu tabelada şunlar yazılı: “ Matador Manolete: bir zamanlar, buradaki Reian Victoria Oteli’nin devamlı müşterisiydi”

Bu meydan: yani Santa Ana meydanı: Fransız işgali sırasında, Joseph Bonaparte tarafından yaptırılmış. Meydanda: bir açık hava sahnesinin bulunduğu yerde: Teatro Espanol bulunuyor.

Meydandan, gündüz saatlerinde geçerseniz, her yerin kapalı olduğunu göreceksiniz. Çünkü, buralarda hayat, gece başlıyor.

Buradan sonra: iyice güneye iniyoruz. Burada göreceğimiz yer: Lavapies.

LAVAPİES

Burası: zamanında ayak yıkamak için kullanılan çeşme nedeniyle: “Lavapies” yani “ayağını yıka” ismiyle anılıyor.

Burası: 15’nci yüzyılda, bir Yahudi mahallesiymiş. Aynı zamanda: birçok matadorun doğum yeri. Günümüzde ise, tipik bir işçi sınıfı yerleşimi.

Bölgenin merkezinde: Plaza de Lavapies meydanı var. Bu meydan: hareketli ve canlı. Meydanın çevresindeki sokaklarda ise: barlar ve restoranlar dizilmiş. Bunların çoğu: Arap kafeleri ve Türk mekanları, yani egzotik yerler.

Buradan: doğuya ve biraz kuzeydoğuya doğru ilerliyoruz.

CALLE DE ALCALA-CİBELES

Burada, 3 sanat müzesi var. Ayrıca: 18’nci yüzyıla ait apartmanlar görülüyor. Bunların arasında ise: bulvarlar, meydanlar ve çeşmeler var. Şehrin lüks semtlerinden biri olması nedeniyle, burada kiralar yüksek.

Ancak: yine bu bölgede, yaklaşık 100 civarındaki bankanın merkez binası ya da şubeleri bulunuyor. Ayrıca: Sigorta şirketleri, Maliye Bakanlığı binası ve Borsa binası var.

Bölgede: kuzeye doğru yürüyün, karşınıza bir meydan çıkıyor. Plaza de la Cibeles meydanı. Bu meydan: Calle de Alcala caddesi üzerinde.

REAL ACADEMİA DE BELLAS ARTES DE SAN FERNANDO

Burası bir müze. Calle de Alcala caddesi üzerinde. Valazpuez, Murillo ve Rubers gibi sanatçıların sanat eserleri sergileniyor. Ayrıca, muhteşem bir Zurbaran koleksiyonu var. Ama, buranın en değerli eseri: Goya’nın “Sardalyenin Gömülmesi” ve genç yaşında yaptığı: kendi portresi.

CİRCULA DE BELLAS ARTES

Calle de Alcala caddesinde, meydanın hemen doğusunda. Burası, muhteşem ve büyüleyici bir kültür merkezi. 1927 yılında yapılmıştır. Yapının merkezinde bir kafe var. Burada görmenizi önereceğim eser: Moises Huerta’nın, 1910 yılında yaptığı: “nü” heykeli. Bunun dışında, yapıda etkileyici avizeler, geniş pencereler göze çarpıyor.

PLAZA DE LA CİBELES

Meydanın bulunduğu yerde: muhteşem bir hareketlilik var ve bunun sonuncunda gürültü. Meydanın ortasındaki havuzda güzel bir heykel var, mutlaka görün.

Bu heykel: Madrid’in en sevilen sembollerinden biri. Heykelde: Bereket Tanrıçası Kybele: iki aslan tarafından çekilen bir araba da otururken tasvir edilmiş.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Meydanda bulunan diğer binalar: 1919 yılında yapılan, Madrid Ana Postanesi ve anıtsal Palacio de Cominicaciones. Yine, meydanın güneybatı köşesinde ise: Banco de Espana yani İspanya Bankası bulunuyor.

Plaza de la Cibeles meydanından, güneye uzanan bir cadde var. O istikamette yürüyoruz.

PASEO DEL PRADO

Bu büyük bulvar, toplam 5 km. uzunluğunda, güneye doğru uzanıyor. Ancak, meydandan güneye indiğinizde, caddenin ilk kilometresiyle karşılaşıyorsunuz. Burada: iki yana sıralanmış ağaçlar ve binalar, güzel bir görüntü oluşturuyor.

Ayrıca: yine burada, dünyanın en etkileyici sanat müzelerinden, üç tanesi var. Sanat dünyasının bu üçlüsünü mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

İspanya Madrid-Eski Madrid Museo Del Prado

MUSEO DEL PRADO

Cadde üzerinde, güneye doğru yürürken, solunuzda kalıyor.

Burası: Altın üçgen olarak nitelenen müzelerin birincisidir. İspanyolca “Prado” kelimesinin anlamı “Çayır” demektir. Çünkü: yemyeşil çayırlar, müzenin bulunduğu alanı kuşatıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Bu müze, dünyanın en büyük İspanyol tabloları koleksiyonuna sahip olmasıyla öne çıkıyor. Ayrıca: dünyanın en prestijli müzeleri arasında. İspanyol eserleri yanında, İtalyan ve Flaman ekollerine ait birçok ünlü sanatçının eserlerini de görebilirsiniz.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Bu dev koleksiyonlar: 12’nci yüzyıldan başlanarak 19’ncu yüzyıla kadar olan süreçte toplanmış. Toplanmasını sağlayanlar ise: Habsburg ve Bourbon kralları, şehrin hamileri ve yurt içindeki çeşitli manastırların yardımları.

Müze binası: 1785 yılında: kral III. Charles döneminde, Belediye Başkanı Carlos tarafından, “Doğa Tarihi Müzesi” olarak, kraliyet sarayının teknik ressamı mimar Juan de Villanueva’ya yaptırılmış.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Napolyon’un şehri işgali sırasında ise, bina, İspanyol askerleri tarafından sığınak olarak kullanılmış ve büyük hasara uğramış. Daha sonra ise, 1819 yılında, bu kez, sanat eserlerinin sergilenmesi için kullanılmasına karar verilmiş.

1868 yılında ise, El Museo del Prado ismini alarak, Kraliyet Koleksiyonu Resim Sergisi olarak ziyaretçilere hizmet vermeye başlamış.

1990’lı yılların başında, klima ve nem kontrol  sistemleri gibi, teknolojik yenilikler, yeni onarım ve yenileme çalışmaları ve bir ek bina yapımı gündeme gelmiş.

1999 yılında ise: projenin başına: Pritzker ödüllü İspanyol mimar Rafael Moneo getirilmiş. Daha sonra: yapılan çalışmalar la, müze yeni şekline kavuşmuş.

İspanya Madrid-Eski Madrid
Müzede: günümüzde, 120 odada, 7000 adet tablo bulunduğu söyleniyor.

Ayrıca: 5000 çizim, 2000 baskı, 1000 sikke ve madalyon, 2000 dekoratif obje bulunuyor. Yani: bu rakamlar düşünüldüğünde, buranın dünyanın en büyük sanat depolarından biri olduğunu söylemek mümkün.

Ancak, tablolardan sadece 2000 tanesi sergileniyor. Diğerleri: depolarda bulunuyormuş. Tabii, 2000 adet tablonun gezilmesi, bayağı uzun bir zaman alıyor. Bu nedenle: müzeye ayıracağınız zamanı iyi belirlemeniz şart.

Zaten, içeride, bir koşuşturmacadır gidiyor. Bence, göze batan eserlerin bulunduğu bölgelerde yoğunlaşın, eğer fazla oyalanırsanız, zamanınızın büyük bölümünü burada harcarsınız. Burada: müzede bulunan ve mutlaka görmenizi önereceğim eserlerle ilgili kısa bilgi vermek istiyorum.

İspanya Madrid-Eski Madrid

İspanyol sanatçıların eserleri

Diego Velazquez :

1599-1660 yılları arasında yaşayan sanatçı: Kral IV. Felipe tarafından çalıştırılarak, saray ressamı ve Altın çağın en büyük İspanyol sanatçısı olmuştur. Bu sanatçının: Las Meninas (Nedimeler) isimli tablosunu mutlaka görün.

Bu: çığır açan bir başyapıt. Sanatçı: bu başyapıtının solunda durarak, kendini, gerçek hayatta olduğu gibi, ailenin bir parçası gibi resmetmiştir. Özellikle, bu tablodaki ışık efektleri muhteşem.

Sanatçının diğer bir eseri: “Breda’nın Teslimi”. Bu eser: 1625 yılında: İspanyolların, Hollandalılara karşı kazandıkları zafer anısına yapılmıştır. Bu eserde: generalin kahramanlığı, kaybedenin tükenmişliği, tertipli biçimde yukarıya kaldırılmış mızraklar ve ateşler içindeki savaş alanı. Eser: gerçekten görenleri derinden etkiliyor.

Francisco de Goya:

1746-1828 yılları arasında yaşamıştır. Bu müzede: dünyanın en geniş Goya koleksiyonu bulunmaktadır. Goya: 1763 yılında, Madrid’ten, Zaragoza’ya gider. Burada: kralın baş ressamlığına kadar yükselir.

Sanatçının müzede görmenizi önereceğim eserleri: İspanya’nın ilk nülerinden olan: La Maja Desnuda (çıplak maya). Bu eser: çok tartışılmıştır. Çünkü: Goya ve Alba düşesi arasındaki, skandal ilişki hakkındaki dedikoduların odak noktası olmuştur. Mutlaka görmelisiniz.

Sanatçının diğer bir eseri: kraliyet portresi, yani IV.Carlos ve ailesinin bulunduğu resim. Bu resmin özelliği: kişileri olduğundan güzel göstermeye çalışmadan, dürüst biçimde aktarmış olmasıdır. Resimde, sadece çocuklar çekici görünüyorlar.

Sanatçının görmenizi önereceğim son eseri: “3 Mayıs İnfazı”. Bu resim: İspanyol vatanseverlerin, 1808 yılındaki işgal yıllarında, Fransızlar tarafından kurşuna dizilmelerini resmediyor.

Sanatçı: bu trajik olayı yaşadığı yerden görür ve ardından, ay ışığı altında kurbanların resimlerini yapmak için, olayın yaşandığı alana gider.

Sanatçı hakkındaki, son önemli eser: bunalımda ve sağır olmak üzere iken yaptığı: “Oğullarından birini yiyen Satürn” eseridir.

El Greco:

1541-1614 yılları arasında yaşamıştır. Girit’te doğmuş, uzun yıllar İtalya’da yaşamış olmasına rağmen, kusursuz bir İspanyol olarak bilinmektedir. Toledo şehrinde, 37 yıl boyunca, büyük ve güçlü dini tuvaller üzerinde çalışmıştır.

Müzede, sanatçının görmenizi önereceğim eseri: “Çobanların tapınması” Bir kısım sanat eleştirmenleri, sanatçının eşsiz figürlerinin, kendisinin gözlerini astigmat olmasına bağlıyorlar.

Francisco de Zurbaran:

1598-1664 yılları arasında yaşamıştır. Işık ustası olarak bilinir. En büyük eserlerinde: mitolojik, dinsel ve tarihsel temaları işlemiştir. Müzede: büyüleyici bir savaş resmi olan: Cadiz’in İngilizlere karşı Savunulması” ve bir diğer eseri: eşsiz bir Natürmont (bir kadeh, iki vazo, siyah arka planda beliren bir çömlek)

Hieronymus Bosch:

1450-1516 yılları arasında yaşamıştır. Sanatçının, müzede bulunan en önemli eseri: “Dünya Zevkleri Bahçesi” resmidir. Resimde: birbirine karışan, cüretkar erotik fanteziler ve kıyamet günü kabusları, ortaçağ köylü zihniyetinin korkuları ve batıl inançlar betimlenmiş.

Peter Paul Rubens:

1577-1640 yılları arasında yaşamıştır. Muhteşem bir dinsel fantezi olan, dev: “Müneccim Kralların Tapınması” eseri ve çıplak kadınların portresi olan: Three Graces görülmeye değerdir.

Tiziano:

1490-1573 yılları arasında yaşayan, bu İtalyan ressam, daha çok gelecekteki saray ressamlığının esasını teşkil edecek eserler vermiştir. Müzede: İmparator V. Carlos portresini görebilirsiniz.

Tabloların yanı sıra, müzede 700 civarında heykel sergileniyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Evet, bu muhteşem müzede, özellikle görmenizi önerdiğim eserler bunlar. Müze çok büyük, zamanınız ölçüsünde, öncelik vererek eserleri gezmenizi öneririm.

Geziniz sonunda yorulursanız, müzenin botanik bahçesinde dinlenebilirsiniz veya müzede bulunan kafeterya da, iyi bir mola yeri.

Prado Müzesinden çıktıktan sonra, hemen öndeki ağaçlıklı yoldan, kuzeye doğru yürüyorsunuz ve karşınıza bir meydan çıkıyor: PLAZA DE NEPTUNO.

PLAZA DE NEPTUNO

Bu meydan, şehrin en hareketli meydanlarından biridir. Ayrıca, burada muhteşem bir yeşil doku da var. Yani: meydanın büyük kısmı, yeşillendirilmiş, ağaçlandırılmış. Meydanın hemen köşesinde, bir müze daha var.

İspanya Madrid-Eski Madrid Museo Tyssen-Bornemisza

MUSEO TYSSEN-BORNEMİSZA

Evet, Altın üçgen müzelerinden, ikincisi burası.

Burası bir şahsa, yani Baron Tyssen denilen bir şahsa ait koleksiyonun sergilendiği bir müze. Müze yapısı, Villahemosa Sarayı olarak, 18’nci yüzyılda inşa edilmiş.

Daha sonra ise, İspanyol mimar Rafael Moneo tarafından tadil edilerek, müzeye dönüştürülmüş.

1992 yılında ziyarete açılan müzedeki koleksiyon: dünya üzerinde, İngiltere kraliçesi Elizabeth’in şahsi koleksiyonundan sonraki en zengin koleksiyon olma özelliğini taşıyor.

Baron Heinrich Thyssen-Bonemisza: 1920 yılından itibaren toplamaya başladığı, muhteşem koleksiyonunu, 1993 yılında İspanyol hükümetine satıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Müze binasında sergilenen eserler: 19 ve 20’nci yüzyıllar arasında üretilen eserlerdir ve yaklaşık 800 civarında. Bunlardan başka: 1600 civarında heykel, oyma, goblen ve diğer obje sergileniyor.

Müzede eserleri sergilenen klasik dönem sanatçıları: Rambrant, Tiziano, Rubens, Monet, Renoir, Van Gogh.

Prado müzesinde olduğu gibi, bu müze yapısında da: bir mağaza ve restoran var.

Şimdi, yine bölgede bulunan başka bir müzeye gideceğiz. Meydandan, Prado Müzesi istikametinde güneye doğru yürüyoruz.

Ağaçlıklı Passeo del Prado caddesinde bir süre ilerledikten sonra, yine bir meydana geliyoruz. Burası: PLAZA EMPERATOR CARLOS V meydanı. Bu meydandan: güney batıya biraz daha yürüdüğünüzde, hemen solda, bir başka müze karşınıza çıkacak.

İspanya Madrid-Eski Madrid Centro De Arte Reina Sofia

CENTRO DE ARTE REİNA SOFİA

Burası, altın üçgen olarak nitelenen müzelerden, üçüncüsü.

Hospital de San Carlos yapısı, bu müzeye ev sahipliği yapıyor. Yapı: 18’nci yüzyılda, İtalyan Francesco Sabatini ve İspanyol Jose de Hermosilla isimli mimarlar tarafından tasarlanmış.

Daha sonra ise, 1992 yılında, Kraliçe Sofia tarafından, müze olarak hizmete açılmış. 2005 yılında ise, genişletilerek, günümüzdeki görünümü kazanmıştır.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Müzede, 20.yüzyılın başından, günümüze kadar, çeşitli ülkelere ait sanatçıların eserleri sergileniyor. Bu eserler: 3500 ses kaydı, 1000 klip, 100 000’den fazla kitap şeklindedir.

Bu müzede mutlaka görmenizi önereceğim eser: Picasso’nun “Guernica” sı. Bu eser: Paris Dünya Fuarında, İspanyol bölümünde sergilenmek üzere, 1937 yılında Picossa’ya sipariş edilmiş. Bu sırada: İspanya’da iç savaş var ve General Franco ile birlikte hareket eden Alman uçakları, İspanya’nın Bask bölgesinde; Guernica kasabasında, sivilleri hedef alan bir katliam yapar.

Bunun üzerine, Picasso: bu esrarengiz eseri yapar. Eser, aynı zamanda, II. Dünya Savaşı sonrasında, savaş karşıtı düşüncelerin merkezi oldu.

Bu arada, İspanya ülkesinde, Bask ayrılıkçı hareketinin de, simgesi oldu. Sanırım bu eserin, bu tür siyasi düşüncelere sebep olması nedeniyle, camlı bir bölümde muhafaza ediyorlar. Yani, çok sıkı güvenlik önlemi almışlar.

Ayrıca: müze yapısında, bir de tamamen sanata odaklanmış kütüphane bulunuyor. Ayrıca: kafeterya, tiyatro, kitapçı gibi yerler var. Yani, tam bir kültür merkezi.

Evet, bu müzedeki gezimizi de tamamladıktan sonra: başka bir sanatsal yapıya doğru ilerliyoruz. Geri dönüp, Carlos V. Meydanına geliyoruz ve buradan, güneye doğru, Av.de la Cludad de Barcelona caddesinden ilerliyoruz, hemen solda, Atoha tren istasyonu.

İspanya Madrid-Eski Madrid Atocha

ATOCHA

Burası, bir demir ve cam işçiliğinin örneği olan tren istasyonu.

Şehrin güneyi ve Barselona ve Toledo şehrine sefer yapan trenler, buradan hareket ediyorlar. Yüksek hızlı trenlerin çıkış noktası da buradan.

Yapı: 1851 tarihinde: Fransa-Paris’te bulunan Eyfel kulesini yapan, Gustav Eifel tarafından yapılmış ve hizmete açılmıştır.

Ancak, büyük bir yangın geçirir ve yeniden yapılandırma çalışmaları sonucu, 1892 yılında, yeniden hizmete açılır.

Trenlerin bulunduğu bölümün üstündeki örtü platformu: 157 metre uzunluğunda ve 27 metre yüksekliğindedir.

İspanya Madrid-Eski Madrid Atocha

İstasyonda, değişik yapılaşma  dışında, bir de tropikal bahçe var. Bu botanik bahçede: ağaçlar ve çiçekler, güneş ışınlarını almadan, nasıl bu kadar canlı olabiliyorlar, hayret etmemek mümkün değil.

Ama, öğrendiğime göre, bunların üzerlerine, su püskürtüyorlarmış. Bu bahçenin ortasındaki havuzda ise, irili-ufaklı birçok su kaplumbağası görülüyor.

11 Mart 2004 tarihinde, burada büyük bir patlama olur ve bu bombalı saldırı sonucu: 191 kişi ölür ve 1800 kişi yaralanır. İstasyonda, bu saldırıda ölenlerin anısına bir anıt görülüyor.

Hatta: istasyonun bahçesinde, ölen 191 kişinin anısına, birer tane “zeytin” ağacı dikilmiş.

Müze gezileri bitti. Şimdi şehrin yeşil alanı olan ve bölgeye yakın bir yere gideceğiz. Atocha istasyonuna kadar indik ve şimdi geri dönüp, kuzeye doğru yürüyoruz.

İspanya Madrid-Eski Madrid Parque Del Buen Retiro

PARQUE DEL BUEN RETİRO

Madrid şehrinin en büyük ve en güzel parkı: şehrin en popüler mekanlarından biridir. Şehir merkezinden biraz uzaktadır. Bir asfalt denizinin ortasında, yeşilliklerle kaplı, 130 hektarlık bir ormanlık alan.

Bu ormanlık alanda, 15.000’den fazla ağaç bulunuyor. Prado müzesinin çevresindeki park alanından, 1.5 kat  daha büyüktür.

Park: 17’nci yüzyılda, kral IV. Felibe’nin emriyle yapılmıştır. İlk yapıldığında: İspanyol hükümdarları ve misafirleri için, bir oyun ve av alanı olarak kullanılmış. Hatta, 1632 yılında, burada bir kraliyet sarayı da bulunuyormuş. Ancak, Fransız işgalinde, Napolyon askerleri tarafından, saray yok edilmiş.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Park içinde: bir kısım anıtlar da görmek mümkün. Bu anıtlar: ormanlık alanda; 11 Mart 2004 tarihinde, tren istasyonundaki bombalı saldırıda ölen 191 kişinin anısına yapılan bir anıt.

Parkın ortasında, kuzey girişinin yakınında, büyük ve yapay bir göl var. Bu gölde: zaman zaman deniz savaşlarının canlandırıldığı mini eğlenceler düzenleniyor. Göl’de, sandalla gezinti yapılıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Ayrıca: gölün hemen yanında: Kral Alfonso’nun at üzerinde bir heykeli var. Heykel: 1922 yılında yapılmıştır.

Ayrıca: yine bir heykel var.

Bu heykel, “El Angel Caido” yani “Düşmüş Melek” heykeli. Heykel, Departed tarafından yapılmış ve kamu alanında şeytanın simgelendiği ilk ve tek heykel olarak öne çıkıyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Parkın içinde: iki tane bina var. Bunlar: güney uçta b ulunan ve Londra şehrindeki kristal saraydan etkilenerek yapılan  “Palacio de Cristal” ve “Palacio de Velazquez”. Palacio de Cristal yapısı: 1887 yılında, Ricardo Valezquez tarafından tasarlanmış bir köşk. Bu yapılarda, zaman zaman çeşitli sergiler düzenleniyor.

İspanya Madrid-Eski Madrid

Park içinde, gezintiye devam ederseniz, “Rosaleda” denilen gül bahçesini görmeyi ihmal etmeyin. Bu gül bahçesiyle birlikte görülen botanik bahçesi, 18’nci yüzyılda kurulmuş ve .burada, 104 civarında ağaç ve 3000’den fazla bitki türü bulunuyor.

Park dışında, bölgede yine güzel bir yeşil alan daha var. Hemen Prado müzesinin bitişiğindeki bahçe.

İspanya Madrid-Eski Madrid

REAL JARDİN BOTANİCO

Prado müzesi yanındadır. Kraliyet Botanik Bahçesi olarak biliniyor.

Burada, dünyanın her yerinden gelen; yaklaşık 30.000 kadar ağaç ve bitki bulunuyor. Bahçeler: Totany Üniversitesi için Charles III. tarafından kurulmuştur.

Parkın içindeki farklı bölümler, ağaç ve bitkilerin Latince adları verilerek etiketlenmiştir.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

Şimdiki gezi bölgemiz: Müzelerin ve kentin yeşil alanlarının bulunduğu bu bölgenin kuzeyi. Yani: Recoletos bölgesi.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

RECOLETOS VE CASTELLANA

Bu bölgedeki geziye: Plaza de la Cibeles meydanından başlıyoruz ve kuzeye doğru ilerleyen Paseo de Recoletos caddesini takip ediyoruz ve Plaza de Colon meydanına ulaşıyoruz. Zaten bu üzerinde bulunduğunuz cadde, aynı zamanda Paseo del Prado caddesinin devamıdır.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

Burası, yani Paseo de Recoletos caddesi, şehrin en işlek caddelerinden biridir. Bu ağaçlıklı caddede gezebilirsiniz. Colon meydanından sonra, yine doğruca devam ettiğinizde ise, yine şehrin işlek caddelerinden biri olan Paseo de la Castellana caddesiyle karşılaşıyorsunuz. Bu bölge, yani Colon meydanının kuzeyinde kalan bölge, lüks ve modern apartman bloklarının bulunduğu bir yer olarak göze çarpıyor. Bu bölgede de, çok güzel müzeler var. Altın üçgen müzeleri olarak bilinen, üç ünlü müze, bu cadde üzerindedir. Ayrıca: bankaların merkezleri ve çeşitli ulusal şirketlerin merkezleri, sanat galerileri de burada bulunuyor. İspanyol hükümet merkezi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları da burada yer almış.

Colon meydanına çok yakın bir müze var ve ilgilenenlerin mutlaka gezmesi gerek.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Museo Arqueologico Nacional

MUSEO ARQUEOLOGİCO NACİONAL

Burası, Ulusal Arkeoloji Müzesi. Milli Kütüphane binası ile aynı yerdedir.

Müzede sergilenen eserler arasında, MÖ.2.yüzyıl yapımı küçük heykel ve mücevherler, MS.2.yüzyıldan kalma, mozaikler ve 1897 yılında, Alicante bölgesinde bulunan ve 2500 yıllık olduğu tahmin edilen bir “İber kadını” büstü var. Bu büstte görülen elbise ve saç tarama yöntemi, özellikle geleneksel İspanyol elbise ve saç tarama biçimi için öncü olmuştur.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

Daha çok  dini bir sanat zenginliği içeriyor. Çoğu kilise ve manastırlarda bulunan kutsal eserler burada  toplanarak sergilenmiş.

PLAZA DE COLON

Burası, şehrin en hareketli meydanlarından biri. Özellikle son yıllarda, burada birçok yeni oluşumlar yapılmış. Bunlar: Şehrin havaalanı otobüs terminali var. Bu terminal, yer altında ve üzerinde, 1885 yılında yapılmış Kristof Kolomb heykeli ve Amerika’nın keşfini betimleyen bir anıt bulunuyor. Meydanda, ayrıca bir kent kültür merkezi var. Bu merkezde: konser, sinema, tiyatro, sergi salonları ve kafe bulunuyor.

Buradan kuzeye doğru yürüdüğünüzde, yine bir müze var.

MUSEO DE CİENCİAS NATURALES (DOĞA BİLİMLERİ MÜZESİ)

Burada: hayvanlar alemi canlılarının dev iskeletleri ve Dinazor taklitleri var. Ayrıca, maden koleksiyonları sergileniyor.

Evet, kuzey bölümde gezimizi sürdürüyoruz. Şimdi sırada, Recoletos bölgesinin hemen kuzeyinde, yeni bir bölge var.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Salamanca

SALAMANCA

Madrid şehrinin ana mahallesidir ve şehrin en seçkin bölgelerinden biridir.

Marquez de Salamanca, 1806-1883 yılları arasında yaşamış bir sermayedar, politikacı, avukat ve sanat destekçisidir.  Kariyeri, inişli-çıkışlı, kaybedilen ve kazanılan servetlerle doludur. En son olarak, 1867 yılında, bu hareketli yaşam, iflas ile sonuçlanmıştır. Ancak, iflas öncesinde, bu bölgedeki caddeleri geliştirerek, aristokrasiye, şehir merkezinden uzak, güzel bir yer yaratmıştır. Bunun sonucunda, bölgenin doğusunda, Calle de Principle de Vergara caddesi ve Calle de Jose Ortega Gasset caddelerinin kesişim yerindeki Plaza Marquez de Salamanca meydanında, bir heykeli bulunmaktadır.

Salamanca bölgesi, geçmişte uzun yıllar boyunca, zengin Madridli ailelerin yaşadığı bir bölge olmuştur. Ancak, bu aileler, zamanla burayı terk etmişler ve burada, birkaç aile kalmıştır. Ama, bu bölgede ve özellikle: Calle de Serrano caddesinde: şehirdeki en ünlü markaların satıldığı mağaza ve dükkanlar bulunuyor. Bu cadde üzerinde: İspanya’nın en ünlü markaları yanında, Armani, Prada, Gucci gibi yabancı markaların da satıldığı yerler var. Ama burada özellikle ayakkabılar çok ünlü. Yalnız, her ne kadar kaliteli olsa da, fiyatların çok yüksek olduğunu unutmamak gerek. Serrano caddesine paralel ve onu kesen tüm cadde ve sokaklarda, güzel mağazalar var. Ayrıca: mahallede, iki de büyük plaza bulunuyor. Bunlar: Plaza Cibeles ve Plaza Colon.

Alışveriş yapmasanız da, gezinti için bile gayet güzel. Ama alışveriş düşünenlerin buraya mutlaka uğramasını öneririm.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

Şehrin kuzey bölgesinde gezmeye devam ediyoruz. Bu bölgede, büyük bir cadde var: Gran Via caddesi. Bu cadde: kuzeydeki Malasana ve Chueca semtlerinin sınırını oluşturuyor.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Gran Via

GRAN VİA

Buranın diğer bir ismi de “Büyük Yol”. 1910 yıllarında yapımına başlanmış ve 1940’lı yıllarda tamamlanmış. Şehir merkezindeki pek çok bina, proje kapsamında yıkılmış. Üç bölüm halinde yapılmış. Şehrin kalabalık ve fakir semtleri arasında ilerliyor. Bulvar üzerinde, birkaç güzel otel var ve hala hareketli ve canlı.

Gran Via caddesinde, Puerta del Sol meydanına inen, sokaklardan bir tanesi: Calle de la Montera. Burası, günümüzde, şehrin hayat kadınlarının mekanı.

Gran Via caddesi üzerinde ilerlediğinizde: birinci bölümde (toplamı üç bölüm) hemen solda karşınıza bir yapı çıkıyor. Burası: Edificio Telefonica. İspanya’nın telekomünikasyon şirketinin merkezi. Bu bina, 1929 yılında ilk inşa edildiğinde, 80 metre yüksekliğiyle, şehrin en yüksek binasıymış.

Bu noktadan sonra, caddenin ikinci bölümü başlıyor ve Plaza del Callo meydanına kadar uzanıyor. Burası, şehrin gece hayatının merkezi. Burada: sinemalar, kitap ve müzik albümlerinin satıldığı büyük mağazalar var. Özellikle: FNAC (Fransız kökenli bir mağaza zincirinin şubesi) mağazasına mutlaka uğrayın. Çünkü: elektronik eşya, müzik ürünleri, kitap gibi birçok şey bulabilirsiniz.

Plaza del Callodan  sonra, Plaza del Espana meydanına kadar uzanan bölüm ise, üçüncü bölüm olarak biliniyor. Burada da, modern sinemalar ve oteller var.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Malasana

MALASANA

Plaza del Callao meydanının kuzeyinde, Malasana bölgesi var. Bu bölge: Calle de Fuencarral ve Calle de San Bernardo caddeleri arasında bulunuyor. Bölgenin merkezi, Plaza del Dos de Mayo. Mahallenin ismi: Fransız işgali sırasında, Fransızlar tarafından öldürülen, 17 yaşındaki Manuela Malasana’dan geliyor.

Bu semt: günümüzde: özellikle geceleri: uyuşturucu ve seks ticaretinin yapıldığı bir merkez. Gezinizde, bu özellikleri göz önünde bulundurmanızı öneririm. Yani, özellikle geceleri burada  dolaşmak pek tekin değil. Zaten, bölge kalabalık ve dar sokaklar, loş ve karanlık. Bölgede, çok sayıda bar ve kulüp var. Bu hareketli bar ve kulüpler, gençlerle dolup taşıyor. Bölgenin en ünlü gece hayatı mekanı: La Via (Milky Way). Bunun yanında, diğer klasik kulüpler: Penta, Nueva, Vizyon, La Vaca, Austera ve El Barco.

Malasana bölgesinin merkezi, Palaza dos de Mayo meydanı. Bu meydan, çok canlı, kalabalık ve hareketli. Burası: çok eski tarihlerde, saraya bağlı bir topçu birliğinin sahası imiş. 2 Mayıs Meydanı olarak da biliniyor. Fransız işgali zamanında, yöre halkı, 2 Mayıs 1808 tarihinde, silah ele geçirmek için saraya saldırır. Bu saldırıyı duyan bir Fransız birliği, bölgeye gelerek birçok Madridliyi öldürür ve geri kalanlar ise, daha sonra idam edilirler. Bu kurbanların en ünlüsü ise, 17 yaşındaki bir terzi olan Manuela Malasana. Söylentilere göre, olay günü, Masana evine giderken, Fransız askerleri kendisini durdurur ve üstünü ararlar. Üzerinden, sadece bir makas bulunur. Fransızlar, silah tanımına uyacak herhangi bir şeyi taşımayı yasakladıklarından, genç Malasana, hemen orada kurşuna dizilerek öldürülür. Sarayın kemerli girişinin altındaki meydan merkezinde, o günün diğer kahramanları Pedro Velarde ve  Luis Daoiz’in heykelleri bulunmaktadır. 2 Mayıs tarihinde, bu meydanda hüzünlü törenler düzenleniyor.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Chueca

CHUECA

Burası bir mahalle. Ama, genellikle “Gay” ların yaşadığı bir mahalle olarak biliniyor.

Güneyde: Grand Via, doğuda: calle de Fuencarral, batıda Paseo de Recoletos ve kuzeyde: Plaza de Alonso Martinez meydanı ve Calle de Genova caddesiyle sınırlandırılan alan içinde bulunuyor.

Bölgenin merkezindeki dar sokaklarda, sanat dükkanları, kitapçılar, bar ve restoranlar var. Her yıl Haziran ayında, Madrid şehrinin en canlı açık hava etkinlikleri, burada kutlanır. Özellikle, Calle de Fuencarral ve hemen yanındaki Calle de Hortaleza caddeleri üzerinde: ilginizi çekecek ürünler bulabileceğiniz birçok dükkan bulunuyor. Calle de Hortaleza caddesi üzerinde, San Anton kilisesi dikkatinizi çekebilir. Kilise içinde, Aziz Valentine ait kemikler var. Ayrıca, güzel bir Goya tablosu bulunuyor. Evet, burada uyuşturucu da yaygın. Şehrin uyuşturucu ve fahişe ticareti, bu mahallenin Plaza de Chueca meydanında yaygın.

Bölgenin kuzeyinde, güzel bir bina var. Sociedad General de Autores isimli bu bina: şehrin, Gaudi tarzı, modernist tek binası. Bina, 1902 yılında, Jose Grases Riera tarafından, özel bir konak yapısı olarak tasarlanmış. Günümüzde ise, bu yapı, İspanyol Yazar Hakları Derneği olarak kullanılıyor.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi Palaza De Espana

PLAZA DE ESPANA

Burada, eski ve modern Madrid şehirleri, bir arada bulunuyor.

Gran Via bölgesindeki kule blokları: 1930-1950 yılları arasında inşa edilmiştir.

İspanya Madrid Kuzey bölgesi

Meydanın ortasında: ünlü İspanyol romancı, şair ve oyun yazarı Miguel de Cervantes’in bir anıtı var. Anıt: 1925-1930 yılları arasında yapılmıştır. Anıt: bronz Don Kişot ve Sanço heykellerinden oluşuyor. Ayrıca, Cervantes’in  taş bir heykeli var. Ayrıca: iki taş heykel daha var. Bunlar: köylü kadın Aldonza Lorenzo ve Dulcinea del Toboso.

Burada, ünlü İspanyol yazar Cervantes’in Don Kişot romanındaki karakterlerinin canlandırıldığı heykeller var.

Ayrıca, büyük, üzerinde heykel ve fıskiyeleri bulunan havuz var.