İngiltere Londra Çevrede gezilecek yerler; Londra şehrinin yakın çevresinde, metro veya diğer ulaşım araçlarını kullanarak, gezebilirsiniz. Sizler için, ilginç olabilecek birkaç gezi mekanı hakkında, aşağıda ayrıntılı bilgi veriyorum.
KNİGHTS BRİDGE
Kuzeyde bulunmaktadır. Londra’da, emlak fiyatlarının en yüksek olduğu yerdir. Burada: yalnızca, petrol zenginleri, aristokratlar ve başarılı işadamları yaşıyorlar. Ünlü Roman Abramoviç burada yaşıyor.
Gerçekten tam ultra pahalı bir yer olarak nitelenebilir. Burada: ünlü Harrods ve Harvey Nichols mağazaları bulunuyor.
Ünlü, Londra merkezli ayakkabı tasarımcısı Jimmy Choo ve Manolo Blahnik’de buradadır. Londra’nın en ünlü restoranları, saç ve güzellik salonları, antika satıcıları ve şık bar ve kulüpler buradadır.
KENSİNGTON
Zengin bir nüfusa sahip, ticaretin kalbinin attığı bir yer olarak öne çıkıyor.
Aynı adı taşıyan, kırmızı tuğlalı sarayın çevresinde yayılır. Sarayın dairelerinden birinde: Galler Prensesi yaşamıştır.
Sarayı çevreleyen alan, günümüzde: Kensington Gardens olarak düzenlenmiştir. Bu huzurlu dünyanın birkaç kilometre ötesinde ise; Kensington Hight Street’in karmaşası başlar. Büyük mağaza zincirlerinin küçük işletmeleri yutmak üzere olduğu ve yoğun trafiğin yaşandığı bu caddeden saparsanız; güzel ve eski evlerin çevrelediği, zarif meydanlara çıkarsınız.
Burada bir park var. Bu park, özellikle şehir işçileri tarafından yoğun olarak tercih e diliyor.
SOUTH KENSİNGTON
Burası, müzeleriyle ünlüdür. Prens Albert: burayı, Londra şehrinin müze merkezi yapmak amacıyla, 1851yılında, Great Exhibition düzenlemiştir.
Victoria and Albert Museum: semtin müzelerinin en ünlüsü ve en büyüğüdür. Burada: dünyanın en kapsamlı güzel sanatlar koleksiyonlarından biri bulunur. Burada, her dönemi kapsayan: çeşitli heykelleri, mobilyaları, giyim eşyalarını, cam ürünleri, goblenleri ve resimleri görebilirsiniz. Örneğin: Michelangelo’nun “Davut Heykeli”nin bir kopyasını görebilirsiniz. Raffaello’nun taslaklarına ayrılmış olan salon kesinlikle, kaçırmamanız gereken bir yer.
5 hektarlık bir alana yayılan müzenin, 13 km. uzunluğundaki koridorları, ziyaretçilerin gözünü korkutabilir, bu yüzden rehber eşliğinde ücretsiz turlara katılmalısınız.
Natural History Museum ise: ilginç binası için, mutlaka görülmesi gereken bir müzedir. Burası: etkileşimli sergilerden oluşuyor. Yeni galeri, ekolojik olaylarla ilgili düzenlenmiştir. Ancak, müzeden çıktıktan sonra, aklınızda, daha çok binanın kendisi ve içindeki dev modeller kalacaktır. Pişmiş toprak cepheye sahip bir Romanesk “katedral” ve gerçek boyutlardaki 28 metrelik mavi balina ile, 5 metre yükseklikteki dinazor iskeleti.
Science Museum ise büyüleyicidir. Müzede sergilenen eserlerden birkaçı şunlardır: dünyanın en eski lokomotifi
“Puffing Billy”, Stephenson’ın ünlü “Rocket”i, Amy Johnson’un “Gypsy Moth”u ve Apollo.
Bu müzenin üst katında: “Welcomme Museum of the History of Medicine” var.
Bu semtte: kalabalık bir Fransız nüfus yaşıyor. Yani: buralarda, iyi pastaneler bulmak mümkün. Birçok restoranın, otelin ve mağazanın burada bulunmasının yanı sıra, toplu taşımacılığın etkin olması nedeniyle, South Kensington yerli halkın ve turistlerin en gözde semtlerinden biridir.
CHELSEA
Londra şehrinde, moda dünyasının kalbinin attığı bir yer olarak öne çıkıyor. Mary Quant, King’s Road üzerinde, ilk butiği açarak bunu başlatmıştır. Yetmişli yılların sonunda ise: avangard tasarımcı Vivienne Westwood ile Malcolm McLaren, dünyaya punk çılgınlığını buradan yaymışlardır.
Doksanlı yıllarda ise, Chelsea, oldukça durgunlaşır. Günümüzde: King Road’da: mağaza zincirleriyle, kendine özgü butikler var. Fakat, burası, yürüyüş yapmak için de uygun bir yer olarak öne çıkıyor.
Semtin en göz alıcı kıyafetlerini: en eski ve en muhafazakar sakinleri giyerler. Yaşlılar: günlük olarak deniz mavisi üniformalarını, onur davetlisi olarak katılacakları bir davette giderken de 18.yüzyıldan beri tasarımı değişmemiş olan, ünlü kırmızı ceketlerini giyerler.
1692 yılından beri, semtin en önemli binalarından biri sayılan “Royal Hospital” da yaşarlar. Hastaneye Royal Avenue’dan gidiliyor.
HAMPSTEAD
Şehrin, en güzel kasabalarından biridir. Burada: uzun süre, birçok sanatçı ve düşünür yaşamıştır. Buradaki en dikkati çeken yer: 324 hektar büyüklüğündeki “Hampstead Heath” dır. 16. yüzyıldan beri, Londra şehrinin yerlileri, dinlenmek için buraya gelirler.
Kasabanın merkezindeki daracık şirin sokaklarda, güzel bahçeli evler bulunur. Bu evlerden üçü ziyarete açıktır. Bunun dışında, burada görülebilecek yerler şunlar: Hampstead Theatre, Freud Museum, Keats House, Kenwood House, Fenton House, Camden Arts Centre.
Burası, her ne kadar Londra şehrinin ayrılmaz bir parçası olarak görülse de, tam bir köy atmosferini yansıtıyor ve bu özelliği ile cazibesini koruyor.
SOUTHWARK
Eski dönemlerde, bu semt: genelevler ve çetelerle gündeme gelirmiş. Günümüzde ise: gezmesi en zevkli semtlerden biridir.
Burada: “Shakespear’s Globe Theatre and Exhibition” var. Yaz ayları boyunca: Shakespeare’in açık havada sahnelenen oyunlarını izleyebilirsiniz. Tiyatro sahnesi: orjinaline son derece sadık kalınarak hazırlanmıştır.
Tate Modern: Thames nehrinin güney kısmındaki, kültürel hayata katılan en son yeniliktir. Kuzey yakadaki Tate Gallery’in modern sanat koleksiyonu buraya taşınmıştır. İsterseniz, The Gallery’den başlayarak, Thames’in üzerinden diğer yakaya uzanan iskele köprüyle Tate Modern’e geçmeniz mümkün. Burada: Southwark Street girişinde, Borough Market var. İlginizi çekebilir, uğrayabilirsiniz.
İngiltere Londra; İşte, size yalnızca birkaç kelime ile, Londra: Yağmurlu, sisli ve belki de bazıları için sıkıcı bir yer. Taksileri pek sevimli, yağmurun günde 7 kez durduğu ve 8 kez yeniden yağmaya başladığı bir yer. Asık yüzlü insanlar kenti. Londra’da hiçbir şey kesin değildir, sadece pahalıdır.
GENEL
Yüzyıllarca, Londra, dünyanın birçok yerinden gelen gezginler için, gözde duraklardan biri olmuştur.
Çünkü: büyüleyici müzeler, sanat sergileri, ihtişamlı malikaneler, kiliseler ve parklar: bu gözdeliğin en büyük sebebidir. Bunların dışında: açık hava kafeleri, sokak müzisyenleri ve pazar yerleriyle sokak hayatı yeniden canlanmıştır. Tutucu kesimlerin hoşuna gitmese de, bazı insanların sabahın erken saatlerine kadar partilerde eğlenmekten ve Pazar günleri alışverişe çıkmaktan hoşlanması, şehrin gece hayatını ve alışveriş geleneğini değiştirmekte ve hareketlendirmektedir.
Londra’da bütün yabancıların kendilerini yerli olarak hayal edebilecekleri ve her zaman ziyaret etmeyi düşleyecekleri bir şehirdir.
Londra, dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biridir. Birbirinden farklı: tam 600 banka var. Evet, yanlış okumadınız, şube değil, tam 600 banka merkezi burada, yani sonuçta, dünya para piyasalarının merkezlerinden biri.
Yeşili bol olan bir şehirdir. Şehirde: 143 tane park ve bahçe bulunmaktadır.
Thames Nehri, şehri ikiye bölmektedir. Nehir: Kuzey denizine dökülüyor. Nehrin denize döküldüğü yerden, 64 km. içeride, şehir, ırmağın iki yakasına kurulmuş.
Londra: merkez şehir ve 32 ilçeden oluşmaktadır. Bu şehirde: yaklaşık 8 milyon insan yaşıyor. Bu nüfusu ile, Avrupa Birliğinin, 2’nci büyük kentidir.
ULAŞIM VE HAVAALANLARI
İstanbul-Londra arasındaki uçuş süresi, yaklaşık 4 saat.
Londra şehrinde, 5 havaalanı bulunmaktadır. Dünyanın en kalabalık hava trafiği: Londra’da yaşanır. Bu şehirde: 5 tane uluslar arası havaalanı bulunuyor. Ancak: Heathrow ve Gatwick en büyük iki merkezdir.
Heathrow
Yolcular için, yıldırıcı olabilmektedir. Herhangi bir uluslar arası geliş kapısından, terminalin merkezine yürümek, sonsuza kadar sürecekmiş gibi görünür. Dünyanın en fazla uluslar arası yolcu taşınan havaalanıdır. Adeta, Londra şehrinin dünyaya açılan kapısıdır. Dört adet terminali bulunuyor. Londra şehir merkezine uzaklığı ise, 24 km. Şehrin batısındadır.
Havaalanından şehir merkezine, en hızlı ulaşım şekli: her 15 dakikada bir kalkan ve Paddington Station’a varması: 15 dakika süren Heathrow Ekspres’tir. Yani: Londra merkez ile havaalanı arasındaki en hızlı ulaşım şeklidir.
Muhtemelen, dünyanın, kilometre başına en pahalı raylı sistem ücretine sahip olan Express’te: 1 kişilik bilet 14 Paundur.
Londra’ya otobüsle ulaşımı sağlayan Airbus servisi: kırmızı çift katlı ve tek katlı otobüslerle, 1-4 terminallerinden kalkar. Klimalı olan bu otobüslerde, geniş bir bagaj deposu bulunuyor. Bu aracın biletini: otobüs şoföründen, Airbus veya National Ekspres temsilcisinden veya otel görevlisinden satın alabilirsiniz.
National Ekspres ise yaklaşık yarım saatte bir Heathrow Central’den Victoria Coach Station’a otobüs seferleri düzenlenir. Yolculuk 45 dakika sürer ve fiyatı 10 paunt.
Heathrow’daki taksi hizmetleri de iyidir. Londra şehrinin siyah taksileriyle şehre ulaşım, gidilen yere göre yaklaşık 30 Paunt civarındadır.
ÜLKEYE GİRİŞ
Ülkeye girişte: hangi adreste kalacağınızı belirten bir giriş formu doldurmanız gerekir. Gümrük memuru: Britanya’da belirli bir süre kalmanıza izin verdiğini belirten damgayı, pasaportunuza basar.
İKLİM
Şehirde, ülkenin genelinde olduğu gibi: nemli, deniz iklimi hakim. Yazları serin, kışları ise ılık geçiyor. Kışın özellikle kar yağışı hiç eksik olmuyor. Ama, inanın kar yağdığı zaman, şehrin görüntüsü bir başka oluyor. Yıl boyunca: yağmur görmek mümkün. Yazının başında söylediğim gibi: günde 7 kere yağmur duruyor, ancak 8’nci kez yağmur yine yağabiliyor. Yağışın en yoğun olduğu dönem ise, kasım ayı.
Dolayısı ile, bu şehre gidecekseniz: yanınızda, mutlaka bir şemsiye veya yağmurluk bulundurmanız şart. Yazları ince, kışlar ise kalın giysileriniz olmalı. Yine de: Londra gezilerinin en güzel yanlarından biri, gidecek mevsim tercih etmek sıkıntısı olmaması. Her ayın mutlaka cazibeli bir yanı var. Örneğin: havanın soğuk ve karanlık olduğu Aralık ayı, müzeleri ziyaret etmenin en güzel zamanıdır.
PARA
Para birimi: Sterlindir. Yani: Euro değil. Bir Sterlin: 100 peniden oluşur. Uluslar arası para kod ismi: GBP. Londra’daki büyük mağazaların çoğunda;: Euro’da geçerlidir. Şehrin belli başlı alışveriş semtlerindeki ve banliyölerindeki ana caddelerde, büyük bankaların şubeleri vardır. Büyük bir ihtimalle, en iyi döviz kurlarını: ATM’lerde bulabilirsiniz. Kendi banka kartınızla, burada işlem yaptırabilirsiniz. Otellerde, restoranlarda ve mağazalarda, uluslar arası kredi kartları geçerlidir.
Bu arada: 1 İngiliz Paundunun, bizim paramız ile, değişiminin ne olduğunu merak ederseniz, bu konudaki bilgiyi internetten her an en sağlıklı şekilde alabilirsiniz. Ama, genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, 1 İngiliz Paundu, bizim paramızla, muhtemelen 10 TL. arasında olmaktadır.
BAHŞİŞ
Bazı restoranlarda, hizmet bedeli, hesaba eklenir. Bu durumda, ayrıca bahşiş vermenize gerek yoktur. Servisten özellikle memnun kalmadı iseniz, bahşiş vermek zorunda değilsiniz. Genellikle: garsonlara % 10-15, taksi şoförlerine % 10-15, tur rehberlerine ve taşıyıcılara 1 ya da 2 Paund vermek yeterli olacaktır. Sinema, tiyatro gibi yerlerde, bahşiş vermeniz beklenmez. Diğer bazı yerlerde ise, bahşiş kararı size aittir.
İNSANLAR
Avrupa’nın en fazla beyaz ırk harici insanın yaşadığı şehirdir. Londralılar fazla sıcakkanlı ve samimi olmasalar da, dünyanın en kibar insanları arasında sayılırlar. Size her zaman için “bayım” veya “bayan” şeklinde hitap ettiklerini görebilirsiniz.
İngilizlerin, soğukluk veya ukalalık gibi dillere destan bazı özellikleri: gün geçtikçe geçerliliğini yitirmektedir. İş çıkışında metroda yüksek sesle konuşmak ya da sıraya girmemek çok yadırganır. Siz kibarsanız, karşınızdakiler sizden daha kibar olurlar.
Mağaza veya restoranlardaki görevliler veya polis memurları: size “Sir” veya “Madam” diye hitap ederler. Bu tip nazik davranışlara, aynı şekilde karşılık vermeseniz “ukalalık” olarak algılanır.
DİL
Şehirde, 300’den fazla dil konuşulmaktadır. Resmi dil: İngilizce. Ancak: Almanca, Fransızca da genelde anlaşılmaktadır.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Londra; trafik lambalarının, ilk kullanılmaya başlandığı bir başkent. Ulaşımın en pahalı olduğu şehirler arasında da sayılıyor.
TAKSİLER
Londra’nın siyah taksileri, dünyanın en iyileridir. Geleneksel taksilerin, kendilerine özgü dizaynları var. İçleri geniştir. Büyük pencerelerinden, dışarıyı rahatlıkla seyredebilirsiniz.
Taksi şoförleri: son derece zor bir sınavı geçmek zorundadırlar. “The knowledge” adıyla bilinen bu sınavda, şoför adaylarının, belli bir güzergahtaki bütün yerleri ezbere bilmeleri beklenir. Sonuçta: tüm cadde, sokak vb. yerleri çok iyi biliyorlar.
Genelde: tren ve otobüs duraklarında bulunuyorlar. Ancak: “For Hire” lambası yanan taksileri, yolda elinizi kaldırarak durdurabilirsiniz. Gideceğiniz yer: 9.6 km. den yakın ve Metropolitan Police District’in içinde olduğu sürece, şoför, sizi istediğiniz yere kadar götürmek zorundadır. Tutarı, taksimetreden okuyabilirsiniz. Bunun dışında, ücret , pazarlığa da tabidir. Önceden anlaşabilirsiniz. Yine de, Londra şehrinde, taksi ücretleri biraz pahalı geliyor. Gidilen mesafe, süre ve seyahatin ne zaman yapıldığı ücret açısından önemli. Şoförler, ücretin ne olabileceğini, size söyleyebiliyorlar, ancak eğer özel bir anlaşma yapmadıysanız, biraz önce söylediğim gibi, taksimetreye göre, ödeme yapılıyor.
Siyah taksiler dışında, şehirde hizmet veren diğer taksiler: “Minicabler”dir. Bu taksilerin şoförleri, diğerleri kadar bilgili ve nitelikli değildirler. Ayrıca, ücretlendirme, taksimetreyle yapılmaz. Kurallara göre: bu taksileri yolda çeviremezsiniz ve onlar da, yolda müşteri arayamazlar.
METRO
Dünyada, metronun ilk kurulduğu yer. 1800’lü yıllardan bu yana hizmet veriyor. 1863 yılında, Metropolitan Railway adıyla açılmış. Yapılış amacı: at arabalarından oluşan trafik yoğunluğunu azaltmak. Yapılan ilk hatlarda, buharlı trenler kullanılmış. Bunun sonucu olarak, metronun bazı yerlerinde, kömür dumanını atmak amacı ile, havalandırma bacaları var. Yine de, sıcak yaz günlerinde metroya binmek biraz problemli, çünkü sıcaktan bunalmamak elde değil.
Dünyanın en eski metrosu. Underground (yer altı) ismi ile anılıyor. Ancak: istasyon levhalarındaki şekli nedeniyle, metroya, argoda “tube” ismi verilmiş. Evet, halk arasında “tube” denilen metro, birçok Londralının kullandığı, en hızlı ulaşım sistemidir. Mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde, oldukça kalabalıktır. Seferler, gece yarısına kadar devam eder. Elektronik turnikeden biletinizi göstererek giriyorsunuz ve biletinizi sakın atmayın. Çünkü, indiğiniz yerde, istasyondan çıkarken, biletinizi tekrar göstermeniz gerekiyor. Metro istasyonlarında: metro haritaları bedava olarak veriliyor. Mutlaka bir tane edinin. Bazı hatların ikiye ayrıldığını unutmayın ve metronun önünde gidilen yeri belirten tabelayı, her zaman kontrol edin. Ancak: gece yarısından sonra, can güvenliğiniz açısından, metroya binmenizi önermiyorum.
Metronun toplam 274 istasyonu var. 12 tane, birbirine bağlantılı hattan oluşuyor. Merkezden şehir dışına kadar uzanıyor. Yoğunluğun fazla olduğu saatlerde, birkaç dakikadan fazla beklemiyorsunuz.
OTOBÜSLER
Çoğu otobüs: saat: 06.00-23.00 arasında çalışır. Geceleri ise, genellikle: Trafalgar Square’den kalkan otobüsler, her saat başı sefer yaparlar. Güzergah haritaları ve tarifeleri ücretsiz bulabilirsiniz.
Şehirde: geleneksel, arkadan atlayarak binilen ve inilen, 2 katlı, Londra otobüslerinin sayısı azalmış. Ancak, bazı hatlarda, hala görmek mümkün. Günümüzde: yine 2 katlı olan, ancak öndeki kapıdan binilerek, şoförden bilet alınan yada şoföre abonman kartı gösterilen otobüsler daha yoğunlukta kullanılıyor. Ayrıca: tek katlı olup, iki kapılı otobüs ve körüklü üç kapılı otobüsler de bulunuyor.
Bütün otobüsler: kırmızı kapılıdır. Şehir merkezinin dışındaki yerleşim birimlerinde, otobüsler için işaretlenmiş bölümlerden gidiyorlar. Bir otobüsün; bir durakta durmasını istediğinizde; işaret vermeniz gerekiyor. Bunun için, otobüs durağında iken, elinizi kaldırıp, otobüs şoförünün dikkatini çekmeniz ve otobüsteyken ise, “dur” düğmelerinden birine basmanız gerekiyor.
Şehir merkezinde: otobüse binmeden önce, ya bir bilet ya da abonman kartı almalısınız. Çünkü: otobüs şoförleri para kabul etmiyorlar. Otobüse binmeden önce: otobüs bileti almanız gerektiği durumlarda, bozuk para ile çalışan bilet makinelerini, otobüs duraklarında bulabilirsiniz. Otobüs şoförüne; bilet almak için para verdiğiniz durumlarda: eğer şoförün bozuk parası yoksa, sizi otobüse bindirmeyebilir.
Evet, her şey bir yana. Bilet fiyatları nedir? Mesafe ne olursa olsun, tek yön bir bilet fiyatı: 2 GBP. Otobüs değiştirme durumunda; yeni bir bilet almanız gerekir. Çoklu bilet, ya da toplu taşıma araçlarını, uzun bir süre sürekli olarak kullanacaksanız; çeşitli abonman kartlarından, durumunuza uyanı satın alabilirsiniz.
KONAKLAMA
Otel konaklama: Şehirde, bütçenize uygun: 3, 4 ve 5 yıldızlı otel bulmak mümkün. Kahvaltı, yarım ve tam pansiyon seçenekleri var. Odalar: tek-çift ve suit olarak hizmet veriyorlar.
Aile Yanı konaklama: Özellikle, eğitim için şehre gelenlerin tercih ettikleri bir yöntem. İngiliz aile yaşamı ve kültürü hakkında, bilgi sahibi olabilirsiniz. Aileler, dil okulları ile anlaşma yapıyorlar ve evin uygunluğu ve büyüklüğüne göre, en fazla 4 öğrenciyi misafir olarak kabul edebiliyorlar. Tek ve çift kişilik oda seçenekleri var. Bunun dışında: tuvalet ve banyo, ortak kullanım alanları olarak ortaya çıkıyor. Giriş çıkışlarda herhangi bir kısıtlama olmamakla birlikte, aileyi rahatsız etmeyecek şekilde, uygun davranışlarda bulunmak gerekiyor.
DİL OKULLARI
Yabancı dil okulları: şehirde, farklı yerlerden gelen insanların tanışmaları için ideal yerlerdir. Çok fazla sayıda ve nitelikte, dil eğitimi veren okullar var. Dil okullarının seçiminde; bu konuda uzman olanlardan yardım almanızı ve bunun sonucunda seçim yapmanızı öneririm.
Yine de, bir iki örnek vermek gerekirse:
EC Londra Dil Okulu (EC London): bu okul, şehrin merkezi bölgelerinden biri olan Covent Garden bölgesindedir. 1969 yılında kurulmuştur. Kaliteli eğitim ile, haklı bir üne sahip olan okul, 13 sınıfa sahiptir. 2006 yılında tadilat görerek modern bir yapıya bürünen okulda, kütüphane ve ücretsiz internet erişimi sunan bir de internet kafe bulunuyor.
Eurocentres Londra Dil Okulu (Eurocentres London): Şehrin merkezindedir. British Council tarafından akrediteli okullardan biridir. Göz alıcı okul binası, öğrencilerin konforu için düzenlenmiş alanlar yoğunluktadır.
Bunların dışındaki dil okulları: şehir merkezine çeşitli uzaklıktadır.
İngiltere Londra Eğlence; Şehirde: müzik, komedi ve tiyatro için, birçok yer var. Şehrin batısında tiyatro sahasında: genellikle yeni prodüksiyonlar, Bill Eliot, The Phantom of the Opera ve Guys and Dolls gibi, klasik müzikaller sergileniyor.
Pek çok ziyaretçi için, Londra şehrini özel kılan: tiyatrodur. Yalnızca, şehir merkezinde, faal durumda olan 43 büyük tiyatro salonu bulunmaktadır. Bunların çoğu: West End bölgesindedir. Diğer tiyatrolardan: South Bank Centre’deki: Natıonal Theatre’da: klasiklerin yaratıcı yorumları ve modern oyunlar sahnelenir. Bazen de, müzikaller öne çıkar. Old Vice’de: klasikler sergilenir. Yakınlarındaki Young Vic’te ise: deneysel ve son dönem eserleri sahnelenmektedir. Yakın bir geçmişte, yeniden açılmış olan Royal Court Theatre: drama yönü ağır basan yapımlarıyla ünlüdür. Royal Shakespeare Company ile Shekespeare’s Globe Theatre’da: hem Shekespeare’in hem de diğer oyun yazarlarının eserleri sergileniyor.
Opera severler:
Coliseum’da: English Natıonal Opera’yı veya Royal Opera House’da: Royal Opera Company’i izleyebilirler.
Modern dans denildiği zaman:
Place Theatre’ın ev sahipliğini yaptığı London Contemporary Dance Theatre veya Sadler’s Wells Theatre’da sahne alan, Ballet Rambert akla geliyor.
1960’lardan beri: Londra: rock ve pop müzik cenneti olmuştur. Wembley ve Earl’s Court gibi büyük alanlarda: önemli organizasyonlara rastlamak olasılığınız çok yüksektir. Ancak: asıl müzik şöleni, duman altı pub ve kulüplerde bulunuyor. Kentte: Jaz Cafe ve Pizza Express Jaz Club gibi dünyanın en iyi caz mekanlarından bazıları bulunsa da, Ronnie Sout’s benzerlerinin en eski ve en iyisidir.
Londra şehrinin gece kulüpleri: dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi, canlı ve kozmopolittir. Bazı kulüplerde, haftanın her gecesi farklı müzik çalınır. Gece eğlenmeye çıkarken, nasıl bir mekana gideceğinizi dergilerden öğrenebilirsiniz. Giyim tarzı, bu kulüplerin kapısından içeri girebilmek için en önemli kriterdir. Eğer kıyafet tercihiniz oradaki müşteri profiline uymuyorsa, görevliler sizi kapıdan çeviriyorlar.
Şehirdeki kulüplerden birkaçı hakkında ayrıntılı bilgi vermek istiyorum.
100 Club:
Burada: canlı jazz müziği dinleyebilirsiniz. Ciddi ve hoş bir mekan. Oxford St. Üzerinde.
606 Club:
Müzik sahnesi var. Yerli müzik gurupları yanında, sık sık büyük isimler de, burada program yapıyorlar. Lots Rd. üzerinde bulunuyor.
The Rock Garden:
Aynı mekanda: bar, müzik sahnesi ve restoran birleştirilmiş. Zamanında: Rock Garden’da birçok yıldız sahne almış. Şimdi de: genellikle, sahnede genç ve geleceği olan guruplar yer alıyorlar. Restorandaki yemekler ise: Amerikan sitili.
Royal İnternational Theatre:
Şehrin klasik tiyatrosudur. Ancak: burada, sahne dışında başkaca birçok hizmet de sunuluyor. Barlar, restoranlar, cafeler, kitapevleri, kısa akşam gösterileri ve daha çok şey. Burası: dünyanın en ünlü sahnesinden biri. Akşamları: özellikle, “Mezzanine Restoranı”nda ya da “Brasserie” teras cafe de; mutlaka damak tadınıza uygun bir şeyler bulabilirsiniz.
Soho:
Eğlence meraklıları için önerebileceğim bir yer. Özellikle: erkekseniz ve biraz heyecan istiyorsanız, buraya mutlaka gidin. Cebinizde az nakit bulundurun. Kolye vs. gibi takılarınızı otelde bırakın. Ne mi var burada? Her şey. Özellikle: seks arayanlar için burası ideal bir yer.