İngiltere Liverpool St George

İngiltere Liverpool St George

Bu bölgede bulunan “St George Hall” neo-klasik mimarinin en güzel örneklerinden birisidir. Ayrıca, bölgenin diğer yapıları: Liverpool Dünya Müzesi, Walker Sanat Galerisi ve Liverpool Merkez Kütüphanesidir.
Lime Street Tren İstasyonu ise, şehir merkezindeki alışveriş bölgelerine, yalnızca birkaç dakikalık yürüyüş mesafesindedir.

William Brown Sokak

Bu sokağın çevresindeki bölüm, şehrin kültürel bölgesi olarak bilinir. Bölgedeki binalar “neo-klasik” mimari stilinde yapılmışlardır.

İngiltere Liverpool St George St George Hall

 

St George Hall

Liverpool şehrinde: St George Mahallesinin kalbinde ve Lime Street Street adresinde bulunan mekan nefes kesici güzelliktedir. Dünyanın en iyi neo-klasik binası olarak kabul edilir. Büyük bir yeşillik alanın ortasında bulunan yapının bulunduğu yer, şehirde “City Center” olarak da bilinir.

Yapı: 1842-1854 yılları arasında yapılmıştır ve koruma altındadır. Binanın giriş kapısı üstünde: antik Roma’yı anımsatan “SPQL” kelimesinin yazılı olduğu kakma bulunmaktadır ki, bunun anlamı “Liverpool halkı ve Senatosu” demektir.

Yapının tasarımı için bir yarışma düzenlenmiş ve bu yarışmayı Lodralı genç dahi mimar Harvey Elmes kazanmış ve tasarımı o yapmıştır. Ancak salon tamamlanmadan önce, bitkin düşen mimar Elmes ölmüştür.

Onun ölümünün ardından: detayları, notlar ve çizimleri mühendis Robert Rawlinson tarafından uygulanmaya başlamış ve iç dekorasyon için Elmes’in önerilerinde bazı değişiklikler yapılsa da, yapı Charles Robert Cockerel tarafından tamamlanmıştır.

Evet: St George Hall: bir başyapıttır. Serbest neo-Yunan stili ile, dış bölge zengince bezenmiştir. Büyük dikdörtgen tonozlu salonu, Roma’daki Caracalla Hamamlarından esinlenilerek yapılmıştır.

Binanın ön cephesindeki sütunlu yapısı ilgi çekmektedir. Ayrıca: yine ön cephede güzel heykeller bulunmaktadır.

Kuzey ve güneyde, iki mahkeme tarafından sınırlanan yapıda, uzun kenarlar boyunca uzanan koridorlar bağlantı salonu olarak kullanılmıştır. Binanın en ilgi çeken bölümü bu salon yani “Great Hall” bölümüdür ve uzunluğu 169 metredir.

Beatles üyesi John Lennon öldürüldüğünde: salon dışında 65.000 insan toplanmıştır. 2008 yılında Liverpool şehri “Avrupa Kültür Başkenti” olduğunda da etkinliklerin “açılışı” burada yapılmıştır.

Son olarak yenileme çalışmaları sonucunda, 2007 yılında Prens Charles tarafından açılan mekanda: şehirdeki: halka açık etkinlikler ve özellikle müzik etkinlikleri burada düzenleniyormuş. Hatta: bir süre, bu yapı mahkeme salonu olarak da kullanılmıştır.

Burayı gezerken, yapının içindeki büyük org: mutlaka dikkatinizi çekecektir. Günümüzde, burada yıl boyunca ücretsiz ve halka açık etkinlikler düzenlenmektedir.

Burayı ziyaret etmek isterseniz, günde iki kez yapılan rehberli turlar, her gün saat: 11.30-12.30 ve 13.30-15.00 arasında yapılıyor.

St George Hall Cafe

2012 yılında açılan kafe: Liverpool Community College tarafından işletilmektedir. Burada, her gün: taze sandviç ve kek bulmak mümkündür.

St George Hall binasının hemen arkasındaki meydanda, üç tane müze bulunuyor.

 

World Museum Liverpool-Dünya Müzesi

William Brown Street adresindedir. Şehir merkezinde bulunan bu müze: 19.yüzyılda kurulmuştur ve Merseyside bölgesinin en önemli turistik merkezidir. Bu büyük müze kompleksinde: birçok büyüleyici sergiler, Natural History hakkında etkileyici bir bölüm ve farklı unsurlar bulunur.

Bu müze, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve ziyaret ücretsizdir.

Müzenin bölümleri

 

Planetaryum

Girişin ücretsiz olduğu bu bölümde: uzay ve zaman içinde muhteşem bir yolculuk yapabilirsiniz. Evren hakkında her şeyi öğrenebilirsiniz.
Değişik tarihlerde burada yapılan etkinlikler şunlardır: Yeryüzüne bir yolculuk, kış gecesi gökyüzü, güneş gösterisi,

 

Magic Worlds

Burası çocuklar için el etkinliği yapılan bir yerdir.

 

Asia

Joseph Mayer tarafından, tüccarlar, denizciler ve koleksiyonculardan satın alınarak oluşturulan bu koleksiyon, kendisi tarafından 1867 yılında müzeye bağışlanmıştır.

Bu koleksiyonda: antik dönemde, Çin Han hanedanına ait, MÖ.206 ile MS.220 tarihleri arasına tarihlenen objeler, Filipinlerden Ortadoğu’ya kadar olan alanı kapsayan 14.500 öğe bulunmaktadır. Ancak, bunlar arasında en önemli olanlar: Tibet, Çin ve Japonya koleksiyonlarıdır.

 

Tibet koleksiyonu

Hindistan’da görev yapan İngiliz subayları tarafından toplanan geniş ve uluslar arası öneme sahip koleksiyon: Tibet ve Himalayalar bölgelerinde toplanmıştır. Bu nesneler ve fotoğrafların büyük bölümü: 20. yüzyılın başlarında sömürge döneminde toplanmıştır. Daha sonra eklemeler ile günümüze gelen ve 1960 sonrası Hindistan’da bulunan Tibetli mülteciler tarafından oluşturulan suluboya resimler: koleksiyonun temelini oluşturmaktadır.

 

Çin koleksiyonu

Liverpool denizcilik aileleri tarafından toplanan Çin seramik, mobilya ve metal işlerine ait koleksiyon: olağanüstü önemli birçok nesneyi içermektedir. Özellikle: Song hanedanı dönemine ait seramik, emaye işi ve ipek tekstillerine ait ince koleksiyon önem kazanmaktadır.

 

Japonya koleksiyonu

Bunlar daha çok silah ve zırhlardan oluşmaktadır ve Liverpollu toplayıcı Randal Hibbert tarafından bağışlanmıştır. Hibbert: 1000 parçadan fazla olan koleksiyonu: uzun yıllar toplamış ve 1941 yılında koleksiyon bombalandığı için, ertesi yıl vasiyeti üzerine müzeye bağışlanmıştır.

Müzenin koleksiyonunda, 17. yüzyıla ait Liverpollu bir işadamı tarafından bağışlanan kılıçlar da bulunmaktadır.

 

Walker Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi

Merseyside bölgesinde, William Brown Street adresindedir. Wellington sütununa yakındır. Şehir merkezinin kalbindedir.

Galeride: geniş bir heykel ve resim koleksiyonu bulunmaktadır.

1877 yılında açılmıştır. Yapı: mimarlar Sherlock ve Vale tarafından tasarlanmış ve “Walker” adını: o zaman Liverpool Belediye Başkanından almıştır.

Evet, bu sitede: müzik ve kütüphane bir arada bulunmaktadır. Arka uzatma: Sir Andrew Barclay Walker tarafından 1884 yılında tamamlattırılmıştır. 1931-1933 yılları arasında ise, Sir Arnold Thomley tarafından bina yeniden büyütülmüştür.

Yakın zamanda restore edilen binanın içinde, Londra dışında, İngiltere’nin en büyük sanat koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Bunlar arasında: Victoria dönemine ait birçok resim toplanmış olup, özellikle Rembrant, Poussin ve Degas eserleri: 18-19. yüzyıllar İngiliz sanatı ve birçok İtalyan ve Hollandalı sanatçıların: 1350-1550 yılları arasındaki resimleri ve 1550-1900 yılları arasındaki Avrupa sanatı eserleri, baskılar, çizimler ve suluboya resimler bulunmaktadır.

Her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücretsizdir.

Müzenin bölümleri

 

Talks and Tours

Müzede, resimlerin bulunduğu bu bölümde: küratörler, sanatçılar ve ziyaretçiler ana bilgisayar tarafından ücretsiz olarak görüştürülürler ve tur sırasında kullanılmak üzere, burada ses cihazı kiralanıyor. Ücreti: 1.95 Paund.

 

13-16. Century Collection

Bu bölümdeki resimlerde: 16. yüzyıla ait tarihi ve kiliselere ait dini temalar ve daha laik konular birleştirilmiştir. Burada: portreler yanı sıra, efsanevi konularda üretilen resimler de sergilenmektedir.

Aslında: Galeri: bu dönem eserlerini toplamak için özel bir politika ile kurulmuş olmamasına rağmen, bu olağanüstü kalitedeki birçok parçayı satın almıştır. Eserlerin çoğunluğu: 19. yüzyıl Liverpool koleksiyoncuları (William Roscoe ve Joseph Mayer) tarafından toplanmış iki özel koleksiyondan oluşmaktadır.

Bunların çoğu, biraz önce de sözünü ettiğim gibi, genellikle dini temaları içermektedirler. Bu durum: erken Rönesans döneminde, sanat hamisi olarak kilisenin rolünü ortaya koymaktadır.

 

Cafe

Zemin katta bulunan ve her gün saat: 10.00-16.45 arasında açık bulunan bu kafede, sıcak ve soğuk yemekler, aperatifler ve içecekler bulunmaktadır. Self servis hizmet verilir.

 

Liverpool Lime Street Station

Lime Street adresindedir. St. George’s Hall’ın hemen karşısındadır.
Burası, yalnızca demiryolu meraklıları için ilgi çekici olabilir. Ama, Lime Street Station, bazı ilginç özelliklere sahiptir. İstasyon inşaatı 1833 yılında başlamış ve 1836 yılında tamamlanmıştır.

Ancak: 1842 yılında istasyon genişletilmiş ve genişletilen bölüm, demir sütunlarla desteklenmiş ve demir bir çatı kurularak yapılmıştır. Çatı: 1849 yılında tamamlanmış ve bugün hale görülebilmektedir.

 

Radio City Tower

Lime caddesi istasyonuna yürüyüş mesafesindedir. St George’s Hall binasının yakınındadır.
Kule aslında bir döner restorandır ve uzun yıllar parakende amaçlar için kullanılmıştır. Günümüzde ise, “Radyo City” e ev sahipliği yapmaktadır. Hafta sonlarında rehberli turlar düzenlenmektedir.

 

St. John Park

Hemen: St George Hall’ın arkasında; Lime Street caddesindedir. Şehrin ana alışveriş merkezine, yürüyerek birkaç dakika uzaklıkta olması avantajdır. Bu nedenle: ofis çalışanlarının popüler kaçış yeridir.

1767 yılında burada küçük bir mezarlık bulunduğu ve şehrin hızlı büyümesi nedeniyle 1784 yılında St John tarafından burada bir kilise yapıldığı söyleniyor. 1897 yılında buraya bir katedral yapımı söz konusu iken, daha sonra bundan vazgeçilmiş ve burası: bir kamu heykel parkı olarak düzenlenmiştir.

Burada da, birçok heykel ve anıt bulunmaktadır. Bunlar: şehrin önde gelen vatandaşları ve sosyal reformcuların bronz figürleridir. Zaten parkın yapılış amacı: 19. yüzyılda bu anıtların güzel bir ortamda bulunmasının sağlanmasıdır.

 

Wellington Memorial Sütunu

1861-1863 yılları arasında yapılmıştır. 40 metre yüksekliktedir. Bu yivli Dor sütunu: İron Duke tarafından yapılan bir bronz heykelle süslenmiştir. Kaide üzerinde, yaptığı savaşların kayıtları bulunmaktadır.

 

Stebel Fiskiyesi-Havuzu

1877-1879 yılları arasında yapılmıştır. Walker Sanat Galerisi ve St George Hall arasındaki William Brown Caddesinin doğu ucundadır. Wellington Memorial sütununun batısındaki bu havuz: 1879 yılında açılmıştır. 1874-1875 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Albay RF Steble’nin şehre bir armağanıdır.

Dairesel taş havza üzerinde, rakamlar, denizkızı kabuğu ve balık maskları bulunmaktadır. Lienard tarafından tasarlanan özgün havuz: 1867 yılı Paris Fuarı için üretilmiştir. Bu özgün çeşmenin örnekleri: Amerika’da birkaç yerde, Cenevre’de, Lyon ve Bordeaux şehirlerinde de görülür.

 

William Brown Müzesi ve Kütüphanesi

1857-1860 yılları arasında yapılmıştır.
Buranın yapımı için 1855 yılında bir yarışma açılmıştır. Yerel tüccar William Brown tarafından bağışlanan 6000 Sterlin ile, kent konseyinin eklediği 10.000 sterlin birleştirilmiş ve mimar Thomas Allom’a verilmiştir.

Onun projesi: mimar John Weightman tarafından modifiye edilmiş ve daha sonra mali zorluklar yaşanan proje, yine William Brown’un maddi yardımı ile 1860 yılında bitirilmiştir.
Yapı: son savaş sırasında bombalanmış ve 1960 yılında yeniden inşa edilmiştir.

 

Queen Square

Bu mahalleyi ziyaret ettiğinizde, eğer galeri ve müzelerde yorulursanız, Kraliçe Meydanındaki restoranlarda dinlenebilirsiniz.

Bu meydandaki dünyada: özellikle İspanyol, Portekiz, İtalyan, Amerikan ve Akdeniz yemek kültürünün sunulduğu restoranlar görebilirsiniz. Bunlar arasında öne çıkanlar: La Tasca, Nando, İtalian Ask, Buffalo Jack, Burguer ve Gecko gelmektedir.

 

St John Food Court

Alışveriş yaparken burada bir mola verip yemek keyfini çıkarabilirsiniz. Burada: McDonalts, KFC ve Metro gibi mekanlar bulunuyor.

İngiltere Liverpool Merseyside

İngiltere Liverpool Merseyside Whitechapel

Whitechapel

Whitechapel alanı içinde bulunan merkez: şehrin merkezindedir ve ilginç koleksiyonlar ile doludur. Burada: Beatles hatıraları, Mısır eserleri, çok sayıda görüntüler, eller, resimler, hediyelik eşyalar ve popüler bir kafe bulunur.

Eliot Street üzerinden yürüyerek ilerlerseniz, Katedrallerin bulunduğu bölgeye ulaşacaksınız. Şehirde iki tane katedral bulunuyor ve bunların ikisi de karşılıklı durmaktadırlar. Ancak, Anglikan katedrali dışarıdan bakıldığında bir dini yapı izlenimi verse de, Metropolitan Katedrali dışarıdan bakıldığında mimari stil açısından bir dini yapıdan çok, bir spor salonu veya stadyum izlenimi vermektedir.

 

Anglikan Liverpool Katedrali

Anglikan katedrali: Üst Duke Street adresindedir. Yapının dört bir tarafında merdivenler bulunuyor.

Bu dini binaya giriş ücretsizdir. Ancak, üzerinde dört cephesinde saat bulunan kuleye çıkış ve ses cihazı isterseniz, rehber eşliğinde yapılan turda bunlar için ücret ödemeniz gerekir. Standart bilet 5 paund, indirimli bilet 4 paund’dur. Kule her gün açıktır. Perşembe günleri, gece turu yapılır.

1901 yılında: iki tanınmış mimar katedralin tasarımı için açılan yarışma sonunda görevlendirildiler. 1903 yılında: 22 yaşındaki öğrenci Giles Gilbert Scott tarafından sunulan öneri ve tavsiyeler sonucu: yapının inşaatına başlanıldı. 1909 yılına gelindiğinde ise, Scott: katedralin ana gövdesi için tamamen yeni bir tasarım sundu.

Onun özgün tasarımında: batıda iki kule vardı ve tek bir merkezin çevresinde revize edilen yüksek kule: 85.344 metre idi ve ayrıca bir fener bulunuyordu. Ancak: I.Dünya savaşı sırasında, gerek insan gücü ve gerekse malzeme ve bağış sıkıntısı nedeniyle yapı durdu. 1920 yılına gelindiğinde ise: işgücü ve taş ocaklarından getirilen pembemsi-kırmızı kum taşı: yapının yeniden yükselmesini sağladı.

Katedralin ana gövdesinin ilk bölümü: 1924 yılında tamamlandı. 19 Temmuz 1924 tarihinde, temel taşının döşenmesinin 20. yılında, Katedralin varlığı: Kraliçe Mary ve piskoposlar ve dünyanın dört bir tarafından gelen metropolitler tarafından kutsandı.

Mimar Scoott: 1960 yılında öldü. Nisan 1961 yılında ise, yapının büyük bölümü teslim edildi. Yıllarca Scott ile birlikte çalışmış olan Thomas, katedralin batı cephesi için yeni bir tasarım hazırladı.

Evet: Ekim 1978 tarihinde bina tamamlandı ve Kraliçe Elizabeth II tarafından açıldı. Törene Roma Katolik Başpiskoposu Derek Worlock da katıldı.

1904-1978 yılları arasındaki 74 yıllık süreçte yapılan bina: günümüzde, Britanya adasındaki en büyük katedral olarak dikkat çeker, dünya üzerinde ise büyüklük bakımından 5. sıradadır.

Katedralin büyük kulesi, şehrin üzerinde görkemli bir şekilde durmaktadır. Yapının uzunluğu: 619 metre, kule yüksekliği: 331 metre, kule kemerlerinin yüksekliği: 107 metre ve yapının kapsadığı alan: 105.275 metre karedir.

Yapıda: yeni-gotik mimari stil uygulanmıştır. Girmek serbesttir. Kuleye çıkmak ve tur için ses cihazı almak ücretlidir. Standart bilet 5 paund, imtiyazlı bilet 4 paund.

2012 yılında “Liverpool Şehri Bölge Yıllık Turizm Ödülü” seçiminde “Yılın Perakendecisi” olarak: Liverpool Katedrali dükkanı seçilmiştir. Günümüzde: çok iyi desteklenen yerel etkinlikler ve konserler burada sahnelenmektedir.

 

Katolik Liverpool Metropoliten Katedrali-The Archdiocese of Liverpool

Mount Pleasant adresindedir.
1904 yılında başlayan ilk katedrale rakip olarak, Sir Edward Lutyens tarafından tasarlanmıştır. Savaş yıllarına kadar sürdürülen inşaat çalışmaları, savaş yıllarında durmuş ve ardından 1960 yılında yeniden başlamıştır. Takip eden süreçte ise, hızla tamamlanmıştır.

Yapı: 1962-1967 yılları arasında mimar Frederick Gilbert tarafından yapılan plana göre yapılmıştır. Yapı uzaktan bakıldığında: bir koninin üstüne geçmiş, daha küçük bir silindir görünümünü vermektedir ve bu silindirin en tepesinde kral tacına benzeyen sütunlar bulunmaktadır.

Bu görüntü nedeniyle, Liverpoollular, yapıya: şehrin limanının önemine atfen “Mersey Funnel” yani “Mersey Gemi Bacası” adını takmışlardır.

Evet, yapı: 14 Mayıs 1967 tarihinde açılmıştır. Fener kulesi: katedralin Liverpool şehri silüetinde öne çıkmaktadır. Kulenin yüksekliği 52 metredir. Yüksek alter: dairesel bir tasarım merkezidir.

İç kısım son derece renklidir ancak mavi renk hakimdir. Katedralin en büyük özelliği: Avrupa’daki benzerlerine nazaran daha çok cam bulunmasıdır.

İngiltere Liverpool Pierhead

İngiltere Liverpool Pierhead

Pier Head: kuzey ve güney rıhtımı arasında bulunur ve önemli bir dönem noktası olarak Liverpool’un en tanınmış binalarına ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca: şehir merkezinde birkaç kamuya açık alanlardan birisi olarak bilinir.

Nehir ve şehir arasında bir bağlantı sağlar ve Liverpoollular için bir ortak odak noktası olarak hizmet verir. Öte yandan: Atlantik Savaşı anısına ve Avrupa’dan göç kutlamaları gibi büyük halk toplantıları, bu mekanda yapılmaktadır. Evet: burada büyük bir anıt ve heykel koleksiyonu bulunmaktadır diye sözlerimi bağlayıp, üç güzellere gelelim.

Üç güzeller olarak bilinen binalar bölgede özel ilgi çekmektedirler. Üç güzeller olarak bilinen üç çarpıcı bina:
a. Royal Liver Binası.
b. Cunard Binası
c. Port of Liverpool Building

Binalar: Mersey nehrinin kuzey kıyısındaki birkaç kilometre karelik alanı kapsamaktadırlar. Bu üç binanın hemen arkasında: Mathew Street bulunuyor. Daha önce “Mathew Street” yani bir anlamda “Beatles” izlerinin bulunduğu bu bölgeyi gezmediyseniz, bu üç güzel binayı gördükten sonra, Mathew Street caddesine geçebilirsiniz. Çünkü, hemen arkadadır.

Nehir üzerinde: Mersey Ferries hizmeti veren bir yüzer iskele bulunmaktadır. Ancak: geçmişte birçok transatlantik buradaki limandan hareket etmişlerdir. Hatta: Pier Head bölgesinde: Titanic gemisinin kahraman kaptanı JF Walker’ın dahi bir anıtı bulunmaktadır.

 

Mersey Ferry

Feribot: 800 yıldır, Mersey nehri üzerinde kullanılmaktadır. Günümüzdeki feribot seferleri ise, Mersey Feribot ekibi tarafından çalıştırılmaktadır. Her yıl, yüzbinlerce insan nehir boyunca ve muhteşem Manchester Ship Canalı boyunca yapılan gezilere katılmaktadırlar.

İngiltere Liverpool Pierhead Royal Liver Building

 

Royal Liver Building

Pier Head bölgesinde bulunan bu yapı: 1908-1911 yılları arasında inşa edilmiştir. Aubrey Thomas tarafından tasarlanmış ve kraliyet derneğinin ofis binası olarak kullanılmıştır. Ama, yapıldığı dönemde, İngiltere’nin ilk çok katlı betonarme binası olarak önem taşımaktadır.

Binada özellikle, saat bulunan ve diğer kulenin en tepesinde bulunan kuş heykelleri ilgi çekmektedir. Bunlar, bölgeye has, bir tür simge olarak kullanılan “karabatak” kuşlarıdır.
Bina: Mersey nehrine bakar ve Liverpool şehrinin en ünlü yapısıdır. Mersey Ferry, yolculuğu yaparsanız, o sırasında görebileceğiniz en etkileyici binadır.

Binanın en büyük özelliklerinden birisi de, nehir boyunda geçenlerin zamanı anlayabilmeleri için bulunan bir çift saat kulesidir. Saat yüzleri: aslında Londra’daki Big Ben saat yüzünden daha büyük ve her birinin çapı: 25 metredir.

Üzerlerinde ise, İngiltere’nin en büyük saat kadranları bulunur. 1953 yılında, elektronik çanlar: II. Dünya savaşı sırasında ölen Kraliyet Derneği üyeleri için kurulmuştur.

Her saat kulesinin tepesinde: kanatlarını açan kuş heykeli bulunur ve bunlar, binanın ihtişamını ve etkileyiciliğini arttırır. Bunlar: karabatak kuşlarıdır ve uzun zaman Liverpool şehrinin maskotu olarak kullanılan bu kuşlar: burada gagalarında yosunu ile Mersey Nehri boyunca uçmaktadırlar. Bu yüzden, bunlara “yosunlu kuş” denir.

Günümüzde de, bina Kraliyet Derneği tarafından Genel Müdürlük ofisi olarak kullanılmaktadır.

Royal Liver Building Cunard Building

Cunard Building

1913-1916 yılları arasında yapılmıştır. Burada: uzun yıllar, Titanic White Star ve Cunard Shipping Line şirketlerinin ofisleri bulunmuştur. Bina: Amerikalı Samuel Cunard’a aittir. Şirketin ünlü gemilerinden bazıları: Mauretania, Kraliçe Elizabeth ve Queen Mary.

Bina: Willingk ve Thicknesse tarafından tasarlanmış, İtalyan palazso formu ve Yunan neo-klasik özellikler yansıtmaktadır. Ama, aslında New York şehrindeki McKim Nead ve White gibi Amerikan Beauw-Art binalarının benzeridir. Yapının tepesinde iki yüksek kulesi bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesinin dört cephesinde saat görülüyor.

Bina: 6 kat ve ilaveten bir bodrumdan oluşur. İçeride: son derece süslü bir ana koridor bulunmaktadır. Dünya savaşı sırasında, 13.000’den fazla Liverpoollu öldü ve 1921 yılında, savaşta ölenler için Cunard Binası önüne bir anıt dikildi.

İngiltere Liverpool Pierhead Port of Liverpool Building-Liverpool Liman Binası

Port of Liverpool Building-Liverpool Liman Binası

1904-1907 yılları arasında yapılmıştır. Burası: Mersey Dock ve Liman şirketi için inşa edilmiştir. Briggs, Wolsenholme ve Thorneley tarafından tasarlanan yapıda: alınlık ve uzun boylu fener kuleleri ilgi çekmektedir. Mimari stil olarak ise Edward Barok tarzı kullanılmıştır.

Yapı: 5 katlıdır ve sekizgen kuleleri bulunmaktadır. Merkezi giriş: Charles John Allen tarafından, kaideler üzerinde serbest duran 3 metre yüksekliğindeki heykellerle çevrilidir.

Bu binanın kapısında: iki tarafında bir buharlı gemiyi ve okyanusu temsil eden bir yelkenli gemi görebilirsiniz. Dalgalar ve küreler tutan yunusları süren bir de Kral Neptün figürü bulunmaktadır. Tüm Liverpool gemileri bu binanın nerede olduğunu bilirler.

Evet, bu limanın üç güzellerini gördükten sonra, yine Pier Head bölgesindeki diğer bazı anıt ve binaları görmenizi öneririm.

 

Titanic Memorial

Pier Head bölgesinin güney ucundaki bu anıt: 1913 yılında Sir Alfred Lewis Jones tarafından yapılmıştır. Royal Liver Building binasının ön köşesinin çaprazındaki bu anıt: yeşillik bir alanın ortasında yükselmektedir ve hemen nehir kıyısındadır.

Anıtın hemen önünde, ferry terminal binası bulunuyor.

 

Pier Head Ferry Terminal

Liverpool şehrinde, muhteşem sahil manzarasını görmek ve nehir gemilerini izlemek için, Avrupa’nın bu en eski feribot hizmeti veren teknelerinde kısa bir yolculuk denemelisiniz.

 

Our Lady and Saint Nicholas Church of England

Royal Liver binasının karşısında, Sailor kilisesi olarak da bilinen bu dini yapı: şehir içinde sakin ve huzurlu bir ortamdadır. Her gün açık olan kilisenin çevresindeki kilise bahçesi gerçekten bir hayli güzeldir.

 

The Atlantic Tower Hotel

Değişik mimarisiyle ilgi çekiyor. Bir anlamda: gemi gibi, hatta Titanic gibi mimari stil uygulanmıştır.

Otelin hemen karşısındaki yapı:

Crowne Plaza

Plazanın arkasında, Liverpool Cruise Line Terminal bulunuyor. Yani: burada büyük ve lüks gemiler görmek mümkündür.

Liverpool New Waterfront

Bölgedeki yüksek kule binalardan birisidir.

West Tower

Mavi rengin hakim olduğu, yüksek kule binadır. Şehir merkezinde 140 metre yükseklikte, 2 tane çok katlı gökdelendir.

Yürümeye devam ederseniz, hemen sağınızda bu kez başka bir bina bulunuyor.

Beetham Tower and Radisson SAS Hotel