WHİTE HOUSE-BEYAZ SARAY
1600 Pennsylvania Avenue bölgesindedir. Şehrin en eski yapılarından biridir ve George Washington dışında, bütün Amerikan Başkanlarına konut olarak hizmet vermiştir.
Evet, gelelim binanın yapımına: Binanın yapımı için, ilk olarak 500 dolarlık bir altın madalya ödülü bulunan proje yarışması düzenlenir.
Yarışma sonucunda, 1792 yılında, İrlandalı mimar James Hoban tarafından tasarlanan proje, Başkan Thomas Jefferson tarafından birinci seçilir. Hoban: projesini, o tarihlerde, yöredeki toprak zenginleri tarafından sık olarak tercih edilen, İngiliz Palladio üslubunda yapmıştır.
1801 yılında, bina tamamlandığında, Başkan Jefferson buraya girdiğinde: binayı tanımlarken “iki imparator, bir papa ve ulu Lama’ya yetecek kadar büyük” olduğunu söylemiştir. Gerçekten, tek başına yaşayan Jefferson için, bina bir hayli büyüktür.
Takip eden dönemde: Benjamin Latrobe: sütunlu girişi ekletmiştir. Jefferson ise: her iki tarafa, birer teras binası ekletmiştir. Ancak, 1814 yılına gelindiğinde, bina, İngilizlerin ateşe vermesiyle büyük zarar görmüştür. Bu yangından sonra, içi ve dışı tekrar yenilenen bina, her yeni gelen Başkanın yaptığı bazı eklemeler ile bugünkü şeklini almıştır.
İlk görüşte, beyazlığı nedeniyle mermerden yapıldığı düşünülen yapı:
Aslında Virginia kum taşından yapılmıştır. Gerçekten, inanılmaz bir şekilde beyazdır. Hatta: rengi hafifçe solmaya başladığında, derhal boyanmaktadır.
Evet, ziyaretçiler, Amerikan Başkanının evinin içini gezebilmektedirler. Turlar 10 veya daha fazla kişilik guruplar için düzenlenir. ABD vatandaşı olmayan ziyaretçiler, yani bizler, burayı gezmek istersek, kendi Büyükelçiliğimize müracaat etmemiz gerekiyor. Ayrıca, tura katılmadan önce, pasaportunuzu ibraz etmeniz gerekiyor. Buraya gitmek isterseniz, yanınızda çanta-poşet gibi şeylerin bulunmasına izin verilmiyor.
Haftada, 30.000 ziyaretçi olduğu söyleniyor. Yalnız, burayı gezmek gerçekten zor, çünkü en az 6 önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Rezervasyon yaptırmak için: White House Ziyaretçi Merkezi veya Türkiye Büyükelçiliğinden yardım alabilirsiniz.
Tabii tüm bunları atlatıp içeriye girmeye hak kazanırsanız, girişte muhteşem bir aramadan geçeceğinizi de unutmamanız gerekir. Bu aramada: her türlü çanta, kesici ve yanıcı alet, kişisel bakım ürünü, tütün ürünü, kayıt cihazı, yiyecek, içecek gibi maddeleri yanınızda bulundurmanıza izin verilmez.
White House Ziyaretçi Merkezi: buradan turlar ve yapı hakkında detaylı bilgi alabilir ve hatta, 30 dakikalık tanıtıcı bir video film izleyebilirsiniz. Ayrıca: hediyelik eşya ve Beyaz Saray’a ait ufak hatıra objeleri satın alabilirsiniz. Ziyaretçi merkezi, her gün saat: 07.30 ile 16.00 arasında açıktır.
Yapının iç mekanı ise, gayet görkemlidir. İki katlı bodrum, zemin kat, devlet katı, ikinci kat (bu katta ikamet edilir) bulunmaktadır. Yani, toplam 3 katlıdır. Başkanın ve ailesinin ikamet ettiği, üçüncü kata çıkılmasına izin verilmez.
Bunlar toplam 5100 m. Karelik bir alanı kapsamaktadır. Bu alanda: 132 oda, 35 banyo, 412 kapı, 148 pencere, 28 şömine, 8 merdiven, 3 asansör, 5 tenis kortu, 1 tek yollu bowling salonu, sinema, koşu parkuru, yüzme havuzu ve göz alıcı güzellikte bir bahçe bulunmaktadır.
Ziyaretçiler: “East Wing Lobi” den binaya girerler.
Burası, daha çok toplantılar ve davetlileri ağırlamak için kullanılır. Bu lobide, eski başkanlar ve eşlerinin portreleri bulunmaktadır.
Daha sonra “Garden Room” yani “Bahçe Salonu” bölümüne girilir.
Buradaki mobilyalar, insanların Çin işi eşyalardan hoşlandıkları, 19’ncu yüzyıl dönemine aittir. Buranın pencerelerinden bakıldığında “Jacqueline Kennedy Bahçesi” görülür. Devam ettiğinizde “Doğu Fuaye” denilen yere varılır ki, burada yabancı devlet başkanlarından gelen hediyeler sergilenmektedir. Bu hediyelerin, gayet dikkatli bir şekilde envanterinin tutulduğu söyleniyor.
Evet, devam etinizde “East Room” yani “Doğu Salonu” görülür.
Burada: Başkanlık basın toplantıları yapılmaktadır. Ayrıca: balolar, resepsiyonlar ve konserler için de kullanılır. Ayrıca: Başkan çocuklarının düğünleri, Lincoln-Franklin Roosvelt ve Kennedy gibi görev süresi içinde ölen başkanların cenaze törenleri de burada yapılmıştır. Biraz daha gerilere gidersek, Beyaz Sarayın ilk başkan eşi olan Abigail Adams’ın: burada çamaşır kuruttuğu söylenmektedir.
Gezmeye devam ediyoruz ve “Green Room” yani “Yeşil Salon”a geliyoruz.
Burası, küçük resepsiyonlar ve çaylar için kullanılır. Oda, geleneksel “yeşil” tonları ile dekore edilmiştir. Ölçüleri ise: 85 x 6.8 metredir. Burada: İngilizler tarafından, 1790 tarihinde hediye edilen, muhteşem kesme cam avizeler bulunmaktadır. Başkan eşleri, burada bu muhteşem avizelerin altında çay partileri düzenlemişlerdir. Hatta: Başkan Jefferson, burada, Amerikalılara: Avrupa’dan ithal ettiği gurme bilgilerini verir ve makarna, wuffle ve dondurma tanıtırmış.
“Blue Room” yani “Mavi Salon” oval şekildedir.
Burası: Fransız Ampir tarzında dekore edilmiştir. Burada: resmi akşam yemekleri düzenlenmektedir. Pencerenin dışında ise: 1945-1953 yılları arasında başkan olan “Truman”ın balkonu bulunmaktadır. Odanın şekli ovaldir. Oda resepsiyonlar ve bazı küçük yemekler için kullanılır. Oda, geleneksel “mavi” tonlarıyla dekore edilmiştir. Odanın ölçüleri: 12 x 9.1 metredir. Dışarıya bakan 3 penceresi vardır. Döşeme tarzı: Fransız tarzıdır. Mavi saten kumaş tasarımı, erken 19. yüzyıl Fransız desenlerini taşımaktadır.
“Red Room” yani “Kırmızı Salon”:
Kırmızı saten duvarlıdır. Burada: altın kaplamalı ve mermerden, muhteşem güzel masalar bulunur. Müzik odası olarak düzenlenen bu odada, son yıllarda küçük yemek partileri düzenlenmektedir. Geleneksel “kırmızı” tonlarla dekore edilmiştir. Odanın boyutları: 22.5 x 28 metredir. Şömine, 1819 İtalyan tarzıdır. Duvarlarda, bordo ipek kadife perdeler görülür.
“State Dining Room” yani “Yemek Salonu”:
birinci katın batı ucundadır. Buranın dekorasyonu sadedir. Abraham Lincoln’ün portresi ilgi çekmektedir. Dekorasyonda, 18’nci yüzyıl İngiliz üslubu kullanılmıştır. Burası: resepsiyonlar, öğle yemekleri ve büyük resmi akşam yemekleri için kullanılmaktadır. Oda: 140 kişi kapasitelidir. Ölçülerine gelince, 36 x 48 metredir.
“Aile Yemek Odası”:
burası, Amerikan Başkanı ve ailesinin yemek odasıdır. Bu oda, çalışma, öğle ve akşam yemekleri için kullanılır.
NATİONAL MAL VE POTOMAC PARKI
Burası, şehirde yeşillik ve sudan oluşan geniş bir alandır. “The Mall” denilen bu park alanı: batıda: “West Potomac” ve “Constitution Gardens” ile doğuda: “Capitol binası” na kadar olan bölgeyi kapsar.
Aynı zamanda turistik gezilerin odak noktasıdır. Buradaki geniş bir alanda yayılmış olan: anıtları, müzeleri ve yönetim binalarını görüp gezebilirsiniz. Şehirle özdeşmiş hemen hemen her şey buradadır. Buranın en güzel yanı ise, gezilip görülecek yerlerin çoğunun birbirine yürüme mesafesinde yakın olmasıdır.
Ancak, yine de gezilmesi gereken yerlerin çokluğunu dikkate alarak, bir tercih listesi oluşturabilirsiniz. Sonuçta, burası yılda ortalama 25 milyon ziyaretçi ağırlamaktadır. Ziyaretçiler için bir ip ucu olması açısından şunu söylemekte yarar vardır.
Özellikle, şehri yaz aylarında ziyaret ederseniz: gündüzlerinizi müzelere ayırın ve akşamları ise, anıtları gezebilirsiniz. Çünkü, bu şekilde gündüzlerin sıcaklığından etkilenmemiş olursunuz ve hem de anıtları, akşamları ışıklandırılmış olarak görebilirsiniz.
Evet, ziyaretçiler böyle düşünürken, şehirliler burası hakkında farklı düşünürler. Şehirliler, burada uçurtma uçururlar, dinlenirler, dolaşırlar ve güneşlenirler, yani burası her zaman hareketli olmasıyla tanınır.
Washington Monument-Washington Anıtı
Bu, beyaz mermer dikilitaş, 169 metre uzunluktadır. Dünyanın en yüksek dikilitaşıdır. Aynı zamanda, The Mall bölgesinin göz bebeğidir.
George Washington’un sadeliğiyle birlikte, insanların en yüce arzularını ifade ettiği söylenir. George Washington anısına yapılan anıt: ABD tarihinin en başarılı ve unutulmaz başkanı için, ülkenin en yüksek ve ihtişamlı anıtıdır.
Anıt, şehrin birçok yerinden görülmektedir. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, anıtı kendinize rehber edinip şehri gezmeye niyetlenirseniz, anıt her yerden görüldüğünden, sanki yakınlarında olduğunuzu sanırsınız, ama gerçekte anıttan çok uzaklarda da olsanız, yüksekliği nedeniyle onu görmeye devam edeceksiniz.
Evet, bu anıtla “Lincoln Memorial” arasında “Reflecting pool” denilen kocaman bir havuz görülüyor. Bu havuz: anıtı gayet güzel şekilde yansıtmaktadır. Evet, Washington Memorial ile Lincoln Memorial anıtları arasındaki “Reflecting Pool” yani “Yansıtmalı Havuz” mutlaka ilginizi çekecektir, ama bu havuzda, Washington Memorial’ın suya yansımış halini mutlaka görün, kaçırmayın derim.
Anıtın yapımına, 1848 yılında başlanır, ancak iç savaş nedeniyle, 36 yıllık süreç sonunda, yani 1884 yılında tamamlanır.
Tasarım: Robert Mills. İç savaş başladığında, anıtın yüksekliği 50 metredir ama yapımı savaş sonuna kadar kalır.
Anıtın dış kısmı “Maryland”bölgesinden getirilen mermerlerle kaplanmıştır. Zirvesi ise, alüminyum ile kaplanmıştır.
Yapının iç kısmı ise daha ilginçtir. Yapının iç kısmı: birçok eyalet ve ülkeden ve önemli şahsiyetler tarafından bağışlanan taşlarla süslenmiştir. Bu süsleme taşlarından bir tanesi de “Sultan Abdülmecit” in tuğrasıyla beraber, Türk hat sanatının en büyük isimlerinden biri olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından hazırlanmıştır.
Bu taş levha üzerinde: “ Abdülmecid Hanın temiz adı: dostluğun devamını göstermek için, Washington’da dikilen bu yüksek taşa yazıldı” yazılıdır. Bu ilginç levha: 1853 yılında bir gemi ile Amerika’ya gönderilmiştir. İnşaat tamamlanınca, Washington anıtının üzerine yerleştirilmiştir.
Bu yapıya, aynı zamanda: Mısır valisi tarafından, İskenderiye Kütüphanesinden kalma, bir mermer levha da gönderilmiştir.
Anıtın zirvesinde ise, bir gözetleme kulesi bulunmaktadır. Girişten bu gözetleme kulesine kadar, asansörle 70 saniyede çıkabilirsiniz. Asansör değil yürüyerek çıkmak isterseniz, bu kez: 900 basamaklı demir bir merdiveni tırmanmanız gerekir.
Anıta giriş için, hemen aşağısında bulunan gişeden ücretsiz bilet almanız gerekir. Daha sonra, yarım saatlik fasılalar la, ziyaretçiler anıta alınmaktadırlar, yani saatlerce anıtta kalmak mümkün değil.
Her yıl 4 Temmuz tarihinde burada muhteşem güzel kutlamalar yapılıyor, gittiğiniz tarihe denk gelirse mutlaka izlemenizi öneririm.
Lincoln Memorial
Anıt: Amerika’nın 16’ncı Başkanı Abraham Lincoln’ü onurlandırmak için yapılmıştır. Beyaz mermerden yapılan anıt: Yunan tapınaklarını andıran bir mimariye sahiptir. Günümüzde de kullanılan “5 Dolarlık banknot” ların bir yüzünde “Lincoln Memorial Anıtı” ve diğer yüzünde “Lincoln portresi” bulunmaktadır.
Dikilitaşın batısında, 13 yıllık bir çalışmanın ardından, 1922 yılında mimar Henry Bacon tarafından bitirilmiştir. Anıtın: 610 metre uzunluğundaki yansıma havuzu boyunca dolaşabilirsiniz.
Havuzun hemen yanında: 36 Dor sütunu (bu 36 sütun: Amerika’nın o dönemdeki 36 eyaletini simgelemektedir) ile çevrelenmiş, beyaz ve dikdörtgen bir kutu şeklindeki yapı içinde: 16’ncı Başkan Abraham Lincoln’ün 6 metrelik oturan heykelini görebilirsiniz.
Bu görkemli heykel: özellikle güneşin ilk ışıklarında harika bir görünüm kazanmaktadır. Heykelin yanlarında duvarlara kazınmış olarak, Lincoln ün tanınmış konuşmalarından parçalar bulunmaktadır. Heykelin bulunduğu alanın ölçüleri: uzunluk 74 metre, genişlik 60 metre ve yükseklik 60 metredir. Sütunların yüksekliği ise, 5.5 metre ve 1.7 metre olarak değişmektedir.
Yapının girişinin hemen solunda bir yazıt var.
Bu yazıtta: Lincoln’ün, iç savaşta, Gettyburg savaşından sonra yaptığı konuşması yazılıdır. Bu konuşmada “Özgürlüğü düşleyen ve kendini “Bütün insanlar eşit yaratılmıştır” sözüne adayan bir millet için ölenleri” anmıştır.
Ayrıca: Lincoln anıtının bir diğer özelliği: Martin Luther King’in tarihe geçmiş bir konuşmasını, bu anıtın merdivenlerinde yapmış olmasıdır. Bu konuşması “Bir hayalim var” cümlesiyle başlamasıyla tarihe geçmiştir.
Anıt: özellikle akşam saatlerinde muhteşem güzel bir şekilde aydınlatılıyor. Burayı 24 saat süresince ziyaret etmek mümkündür. Yazının başında belirttiğim gibi, şehri yaz aylarında ziyaret ettiyseniz, burayı ışıklandırılmış haliyle görmeniz gerek, yani akşam saatlerinde burayı ziyaret edin.
Vietnam Veterans Memorial
Üç bölümden oluşan bu anıt: Vietnam savaşında ölenler için yapılmıştır. Anıtın bölümleri: “Three Soldiers heykeli”, “Vietnam Kadın Memorial” ve “Vietnam Veterans Memorial Wall” dır. Amerikalı mimar Maya Lin tarafından tasarlanmıştır.
58.000’den fazla askerin isimleri, siyah granit duvara kazınmıştır. İsimler: 1959-1975 yılları arasındaki dönem için kronolojik sırayla listelenmektedir.
Jefferson Memorial-Jeferson Anıtı
Burası, Roma şehrindeki “Pantheon” kilisesinden esinlenerek yapılmış, kubbeli bir yapıdır. 1943 yılında yapılmıştır. Neoklasik bina, mimar John Russel Pope tarafından tasarlanmıştır. İnşaat: 1938-1943 yılları arasında tamamlanmıştır. 2007 yılında, Amerikan Mimarlar Enstitüsü tarafından, Amerikan Favori Mimarlık Listesinde, 4’ncü sırada yer bulmuştur.
Burada: Amerika’nın 3’ncü Başkanı Jefferson’un 1947 yılında dikilen bronz heykeline bakarken; Başkan Kennedy tarafından söylenen şu sözleri hatırlamak gerekir “Sanırım, bu, Beyaz Saray’da asla bir araya getirilemeyen yeteneğin ve bilginin en olağandışı beraberliğidir.
Thomas Jefferson’un yalnız yemek yediği zamanlar hariç” (Jefferson, yalnız yaşamıştır.) Heykel: 5.8 metre boyutunda ve 4.336 kg. ağırlığındadır. İç duvarlara, Jefferson’un yazılarından pasajlar oyulmuştur. Güneybatı iç duvar paneline, 1776 tarihli “Bağımsızlık Bildirgesi”nden alıntılar oyulmuştur.
Botanic Garden
Bu park: iç savaş kahramanı Ulysses S. Grant’ın heykelinin hemen güneyindedir. Burada, özellikle ilkbaharda, açelyalar arasında dolaşmak muhteşem keyiflidir. Ayrıca, yine burada, yıl boyunca açan, 500 farklı çeşit orkide bulunur.
1820 yılında kurulan bahçe, Amerika’nın en eski botanik bahçesidir. Burası: yıl boyunca özel sergiler ve eğitim programları sunmaktadır.
Martin Luther King Anıtı
Anıt, resmen 16 Ekim 2011 tarihinde açılmıştır. Lincoln ve Jefferson anıtları ile aynı hattadır. King’in konuşmaları, vaazları ve yazılarından bir kısmı, duvar üzerinde yazılıdır.
UNİTED STATES CAPİTOL HİLL
The Mall’un doğu ucunda yapılmış olan bu tarihi bina; kuzey tarafındaki “Senato” ile, güney tarafındaki Temsilciler Meclisini birleştirir. Beyaz kubbeli bu yapı, iktidarın simgesidir. Amerikan Federal Hükümeti, burada bulunur.
Yani: Capitol bir anlamda, Senatonun ve Temsilciler Meclisinin, 200 yıldan fazla süredir toplantılarını yaptıkları yerdir. Washington D.C. nin sembollerinden birisidir ve ABD siyasetinin kalbi, burada atar. Capitol binası ve bunun beyaz kubbesi: yalnızca Washington şehrinin değil, Amerika’nın en önemli ve akıllarda kalan mekanlarındandır.
Yapı: 1793 tarihinde mimar William Thornton tarafından tasarlanmıştır. Ancak, İngilizler burayı yakmış ve ardından, 1814 yılında, Benjamin Latrobe tarafından genişletilerek yeniden yapılmıştır.
Özellikle: Korint sütunlarının, mısır ve tütün yapraklarıyla süslenmesi muhteşem bir görünüm ortaya çıkarmaktadır. Charles Bulfinch: 1850 yılında, Boston şehrinden buraya geldiğinde, kendisinden daha büyük bir kubbe yapması istendi.
Sonuçta Thomas Walter: Roma şehrindeki “San Pietro” ya benzeyen modeli gösterişli bir tasarım olarak gündeme geldi. Sütunlu davul üstüne, demirden bir canavar yerleştirildi. 1863 yılında, Thomas Crawford tarafından, özgürlük heykeli eklenmesiyle yapı tamamlanmış oldu.
Neoklasik tarz kullanılan yapının cephesi beyazdır. Binanın yüksekliği 88 metredir ve şehrin en yüksek beşinci yapısıdır. The Mall’a göre, yüksek bir tepeye inşa edilmiştir. Hatta: anıtın yapıldığı tepe hakkında, mimarın yorumunun şu olduğu söylenir “Anıtı bekleyen tepe”.
Yapının yuvarlak kubbesi dikkat çeker.
Bu görkemli kubbe: 1955 yılında eklenmiştir. Yapının inşaatı: kubbesine özgürlük heykelinin eklenmesiyle 1863 yılında tamamlanmıştır.
Yapı: 5 katlıdır ve 540 odası bulunmaktadır. Görünüm olarak oldukça heybetli ve göz alıcıdır. Beyaz olması nedeniyle: White House yani Beyaz Saray ile karıştırılır. Aslında, beyazlığı dışında iki bina birbirinden oldukça farklıdır.
Evet, Catitol binası gezilebilmektedir. Geziye başlamadan önce: 15 dakikalık bir video izlettiriliyor. Video da: Amerika’nın bugünkü yönetim sistemi ve Capitol binası hakkında bilgi veriliyor.
Evet, Capitol bölgesi gezilebilmektedir.
Capitol girişi, doğu yönündedir ve buraya ulaşmak için metro kullanırsanız “Union Station” veya “Capitol South” duraklarından birinde inmeniz gerekir.
“Rotunda” dan gezimize başlıyoruz.
Yani, Capitol’un doğu tarafından binaya giriyoruz. Rehberli tur yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Rotunda: 55 metre yüksekliğinde ve 29 metre genişliğinde, daire şeklinde bir yerdir. Capitol kulesinin altındaki alandır. Bu kubbe: dökme demirdir ve Amerika’nın en ünlü, insan yapımı eseridir.
Yuvarlık “Rotunda”nın kubbesini süsleyen ve “The Apotheosis of Washington” adı verilen freskte: ihtişamıyla bulutlara yükselen, ABD’nin ilk başkanı George Washington resmedilmiştir.
Ayrıca, yine burada: Amerikan tarihinde iz bırakmış kişilerin ve olayların betimlendiği heykeller ve resimler sergileniyor. Rotunda: Temsilciler Meclisi ve Senato bölümlerine koridorlar ile bağlantılıdır.
“Temsilciler Meclisi Odası” burada, 448 daimi sandalye bulunmaktadır.
Duvarlardaki kabartma portrelerde, tarih boyunca hizmet etmiş ünlü milletvekilleri ve yasa koyucular görülmektedir. Meclis Başkanının kürsüsünün hemen karşısında: Musa’nın bir heykeli görülmektedir.
“Senato Odası”:
Burası, 1859 yılında açılmıştır. Oda, Senato Başkanlarının beyaz mermer büstleriyle süslenmiştir.
“Eski Yargıtay Odası”:
Senato 1800-1806 yılları arasında burada görev yapmıştır. 1806-1860 yılları arasındaki süreçte ise, burası “Yargıtay Odası” olarak kullanılmıştır. 1935 yılında ise, Yüksek Mahkeme, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkeme Binasına taşınmıştır.
Tavan: George Washington’un onurlandırılışı ile süslenmiştir. Tavanda: 1865 yılında, Constantino Brumidi tarafından yapılan resimlerde: Özgürlük-Zafer-Şölen tanrıları, 13 eyaleti temsil eden 13 genç kızla çevrelenmiş bir fresk görülür.
Hemen altında ise: Kolomb’dan, Wright kardeşlerin 1903 yılındaki “Kitty Hawk” uçağı ile uçuşlarına kadar, Amerikan tarihindeki olayları ayrıntılı olarak anlatan, 91 metrelik bir friz görülmektedir.
“Stuary Hall” yani “Heykeller Salonu”:
Rotundaya çıkan koridorlarda, Amerika’nın en muhteşem heykel koleksiyonu bulunmaktadır. Bu koleksiyon: 50 eyaletin ünlü vatandaşlarının, eyalet heykeltıraşları tarafından yapılan portrelerinden oluşmaktadır. Yani, bir kültürel demokrasi sonucudur.
Evet, yapının dışında 63 hektar büyüklüğünde bir park bulunuyor. Bu park: 19’ncu yüzyıl peyzaj mimarı Frederick Law Olmsted tarafından dizayn edilmiştir.
“Library of Congress”:
Capitol Hill’in en önemli kurumlarından birisidir. Burada: milyonlarca kitap, harita, el yazması, dergi, fotoğraf ve kaset bulunmaktadır. Burada bulunan kalıcı sergilerin en önemli prestij eseri: 1455 tarihli Gutenberg İncil’i dir. Bu İncil’den, dünya üzerinde yalnızca üç tane bulunmaktadır. En iyi durumda olanı ise, burada sergilenmektedir.
Ayrıca, baskılar-fotoğraflar bölümünde, Amerika’nın ilk savaş fotoğrafçısı olan Matthew Brady’in iç savaş sırasında çektiği fotoğraflar görülmektedir.
Dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olan kurumun merkez koleksiyonunda: bunlar dışında, gazete arşivleri, el yazmaları, nadir kitaplar, hükümet belgeleri, mikrofilmler, karikatür dergileri, haritalar, müzik notaları ve işitsel kayıtlar bulunmaktadır.
“Folger Library”:
Library of Congress’in hemen arkasındadır. Burası: İngiltere dışındaki, en büyük Shakespeare koleksiyonunu sunmaktadır.
“Supreme Court” yani “Yüksek Mahkeme”:
Burası, 1935 yılında inşa edilen, korku ve hayranlık uyandıran bir yapıdır. Washington şehrinin, son hükümet binasıdır. Amerikan hukuk sisteminin işleyişini merak edenler, Ekim-Haziran ayları arasındaki dönemde, duruşmalara izleyici olarak katılabiliyorlar.
Cass Gilbert tarafından tasarlanan ABD Yüksek Mahkeme Binası: görkemli boyutu ve zengin süslemeleriyle dikkati çekmektedir.
Yapının dışından da biraz söz etmek istiyorum. Capitol çevresi: çimler, kaldırımlar, sokaklar ve dikim alanlarından oluşan, yaklaşık 1.11 km. karelik bir alanı kapsamaktadır. Bu alanın peyzaj mimarisi 1874-1892 yılları arasında, Peyzaj mimarı Frederick Law Olmsted tarafından tasarlanmıştır.
Yani, tasarımcılar, New York şehrindeki “Central Park” ın düzenlenmesini sağlayan kişilerdir. Ayrıca: Amerika’nın en eski “Botanik bahçesi” olan “US. Botanik Garden” de Capitol kompleksinin bir parçasıdır ve burayı da ziyaret edebilirsiniz.
Unutmayın ki: Capitol bölgesinde yıl boyunca ve özellikle yaz akşamlarında: başta konserler olmak üzere çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Hatta: ülkenin önemli günleri burada yapılan kutlamalar ile kutlanmaktadır.
MALL’ UN KUZEY VE GÜNEYİ
Ford’s Theater
Burası: Abraham Lincoln’un süikaste uğradığı yer olarak önem kazanmaktadır. 14 Nisan 1865 tarihindeki durumu ile restore edilerek günümüze kadar gelmiş ve halen “Ulusal Anıt” olarak koruma altında bulundurulmaktadır.
Başkanlık locası tamamlandıktan sonra: 1968 yılından sonra, yeniden tiyatro olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Zemin kat ise, Lincoln’ün hayatına adanmış bir müzedir. Burada görülebilenler şunlardır: Lincoln’ün tiyatroya gelirken giydiği kıyafetleri, Derringer’in tabancası, suikastçı John Wilkes Boot’un günlüğü,
Petersen House
Süikaste uğrayan Başkan Lincoln’un ölmek üzere iken götürüldüğü yerdir. Burada bulunan küçük yatak odasında: Lincoln yatağa çaprazlamasına yatırılmıştır. Çünkü, yatak onun için yeterince uzun değildi ve bu yüzden çaprazlamasına yatırdılar. Başkan Lincoln: 56 yaşında, bu evde, 15 Nisan 1865 tarihinde, saat: 07.22’de ölmüştür.
Tarihi ev: Milli Parklar Servisi tarafından işletilmektedir. Odalar; Abraham Lincoln’ün öldüğü geceki haliyle döşenmiştir.
Federal Bureau of Investigation-FBI
Buranın resmi adı “J. Edgar Hoover Binası” dır. Evet, belki de kısa ismi ile “FBI”
Burayı ziyaret edenler için, önce tanıtıcı bir film ile, büronun çalışmaları anlatılır.
Bu tanıtımda: 1930’lardaki çete baskın günlerinden, 1960’lardaki insan hakları eylemlerine, günümüzdeki ulusal güvenliği tehdit eden unsurlara kadar pek çok şey anlatılır.
Bu tanıtımdan sonra ise, gangasterlerin silahlarını ve Hoover’in aranan 10 adamını görebilirsiniz. Laboratuvarlarda ise, FBI’ın suçluları ortaya çıkarmak için uyguladığı yöntemler ve sistemler sergilenir. Gezinin en heyecan verici tarafı ise, bir polis memurunun: 38 kalibrelik bir tabanca ile, insan boyutundaki kağıt hedefe ateş etmesidir. Kağıt hedef, ziyaretçilerden birine hediye edilebilmektedir.
Burada, ayrıca: dünya üzerinde bulunan bütün silahların sergilendiği bir müze bulunmaktadır. Burayı atlamayın.
“National Archives” yani “Ulusal Arşiv”
Burada: Amerikan Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi (NARA) bulunmaktadır. NARA: resmen kongre yazışmaları, cumhurbaşkanlığı bildirgeleri ve yürütmeye ilişkin emirleri ve federal düzenlemeleri korumak ve yasal orijinallerini veya yetkin kopyalarını muhafaza etmek zorundadır.
Burada, parşömen üzerine elle yazılmış, orijinal “İnsan Hakları Bildirgesi” ni görmek mümkündür. Ayrıca: Federal Anayasa ve Haklar Beyannamesi de görülebilir. Bunlar: helyum korumalı filtreli camla muhafaza edilmektedir.
“Bureau of Engraving and Printing”
Mall bölgesinin güneyindeki bu mekanda: ABD banknotlarının ve 1 cent’lik puldan 500 milyon dolarlık hazine bonosuna kadar her türlü değerli evrakın basımını görmek mümkündür. Beyaz kağıtların, çeşitli aşamalardan geçerek, nasıl “Dolar” haline geldiğini görebileceğiniz bir rehberli tura katılabilirsiniz. Bu arada kısa bir bilgi notu: 1 Dolarlık banknot: 15 günde yapılır ve 18 aylık normal kullanım süresi sonunda imha edilir.
Evet, burada günümüze kadar tasarlanmış paraları ve posta pullarını görebilirsiniz.
ARLİNGTON
Rock Creek Parkway ile nehir arasındaki Lincoln Parkway arasında, yeşil nehir kıyısı boyunca yapılacak bir yürüyüş çok keyiflidir.
Bu yeşillik alanda: özellikle hafta sonlarında: çim hokeyi oynayanlar, ata binenler ve kano kullananlar görebilirsiniz.
“Kennedy Center fort he Performing Arts” yani “Kennedy Sahne Sanatları Merkezi”
Burası: eskiden sahne sanatlarını ihmal eden başkent için bir kültür merkezi olarak yapılmıştır. Merkezde: 2 tiyatro, 1 opera binası, 1 konser salonu ve Amerikan film enstitüsünün “Cinematheque” sinden oluşmaktadır.
“Arlington House
Potomac nehrinin karşı kıyısındaki bir tepededir. 1812 yılında, George Washington’un evlat edindiği George Washington P. Curtis tarafından yaptırılmıştır. Bu yüzden: Curtis-Le Malikhanesi olarak da bilinir. Çünkü: George Washington öldüğünde, oğlu Parke Custis’e, 1100 dönümlük bir arazi miras kalmıştır.
1861 yılında, yapı: General Robert E. Lee tarafından satın alınmıştır. Birlik askerleri: iç savaş sırasında, Lee’nin evine el koymuşlar ve çevreye, savaşta ölenlerin bir kısmını gömmüşlerdir. Böylece: aktif görev alan Amerikan askerlerinin gömülebildiği “Arlington National Cemetery” yani “Arlington Ulusal Mezarlığı” ortaya çıkmıştır.
Binanın ön cephesinde, 8 Dor sütunu bulunmaktadır. Bu yapının en önem kazanan tarafı: Washington şehrini ilk planlayan ve çılgın mimar olarak nitelendirilen “L’Enfant”ın mezarının burada bulunmasıdır. Mezarın yanında, granit bir taşın üzerinde, kendisinin şehir için hazırladığı orijinal plan görülebilmektedir.
Mezarlık konusunda birkaç şey daha söylemek istiyorum.
Mezarlık alanında “Adsız Askerin Mezarı” bulunmaktadır. Burası: tek bir piyade askeri tarafından korunmaktadır. İki dünya savaşında ve Kore savaşında kaybolan askerler anısına yapılmıştır.
“John F. Kennedy’in Mezarı”
Mezar: küçük bir park içinde, sürekli yanan bir ateşin çevresine yerleştirilmiş bir meydandadır. Jacqueline Kennedy Onassis aynı noktaya, kardeşi Robert ise yanına gömülmüşlerdir.
“Iwo Jima Heykeli”
Burası “Deniz Piyadeleri Savaş Anıtı” olarak da bilinmektedir. Anıt, mezarlığın kuzey girişinin dışındadır. Kocaman bronz anıtta: 23 Şubat 1945 tarihinde Japon-Pasifik Adası üssü Iwo Jima’da çatışırken, Amerikan bayrağını yukarı kaldıran 5 piyade ile 1 denizci görülmektedir. Adanın ele geçirilmesi sırasında, 5000 asker ölmüş ve yaklaşık 3 hafta sürmüştür. Ancak, aynı çatışmada, Japonların kayıplarının çok daha fazla olduğu söylenmektedir.
GEORGETOWN
Bu ilçe: federal şehir merkezinin kuzey batısıdadır.
Burada: hükümetteki seçkinler, diplomatlar, zengin gazeteciler, üniversite hocaları ve şehrin diğer önde gelenleri ikamet etmektedirler.
Burası aynı zamanda: sanat galerileri, kafeler, hoş mağazalar ve restoranlar ile doludur. Yani: Washington şehrinin en canlı bölümü buradadır. Washington şehrine karanlık çöktükten sonra: burada hareketli sokak yaşantısı görülür.
Evet, Georgetown: 1751 yılında planlanmıştır. Washington şehri yapılırken, burası, bir tütün pazarı olarak kurulmuştur. Çünkü: Georgetown: Potomac nehri boyunca tütün ihraç ediyordu. Ancak, bu dönemden günümüze, yalnızca birkaç ev kalabilmiştir.
Fakat, buradaki, konut mimarisinin güzel örnekleri, 19’ncu yüzyılın ilk yarısından kalmadır. İç savaştan sonra yapılmış, Victoria dönemi örneklerine de rastlanır. Buranın dar ve gölgeli sokakları, Washington şehrinin büyük ve geniş bulvarlarından sonra, ziyaretçiler için ilginç gelmektedir.
National Zoo
Burada, binlerce sevimli hayvanı görmek mümkündür. Özellikle: kocaman pandalar ve Amazon ormanlarının bire bir kopyası olan bölüm mutlaka ziyaret edilmelidir.
Old Stone House
3051 M. Street’dedir.
Şehirdeki en eski evdir. 1766 yılında kaba taştan yapılmıştır. Bu bölgedeki birçok koloni dönemi evlerin aksine, bu ev, duygusal özellikler korunarak yapılmıştır. Ev: 1950’lerde, Milli Park Servisi tarafından teslim alınarak müze ev haline getirilmiştir.
Buradaki mahallede bulunan mağazalardan, turistler ve öğrenciler alışveriş yaparlar. Ayrıca, yine burada çok sayıda restoran bulunmaktadır.
Evi ziyaret ederseniz, orijinal şekilde düzenlenmiş: mutfak, salon ve yatak odasını görebilirsiniz. Ayrıca, yine burada hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.
Dumbarton House
2715 Q Street’dedir.
1805 yılında, Benjamin Latrobe tarafından yenilenmiştir. George dönemi evlerinden birisidir. Günümüzde, burası: Amerikan Sömürge Dönemi Kadınlar Ulusal Topluluğunun merkezidir. Burada: 18’nci yüzyıl çinileri, güzel mobilyalar, gümüş takılar görülebilir.
Dumbarton Oaks
3101 R Street’dedir.
1801 yılı yapımı bir malikanedir. 1944 yılında: Amerika, İngiltere, Sovyetler Birliği ve Çin’in katılımı ile oluşturulan Birleşmiş Milletler Konferansı, burada yapılmıştır. Philip Johnson tarafından tasarlanan, mantar kubbeli “Museum of Pre-Colomian Art” yani “Kolomb öncesi Sanat Müzesi”: bu bahçede bulunmaktadır.
Chesapeake&Ohio Kanalı
Şehrin, güney kıyısındaki güzel ve eğlendirici bir bölgedir. Burası: kanocular, balıkçılar, bisikletçiler, yürüyüşçüler, kışın patenciler için mükemmel bir yerdir.
Aslında Potomac nehri üzerinde bulunan bu kanal: toplam 296 km. uzunluğundadır. Ancak, şehir merkezinde 150’den fazla kanala ayrılmıştır.
Canal Square
1054 31 Street’dedir.
Burası, alışveriş merkezine dönüştürülmüş eski bir kanal deposudur.
Washington National Cathedral
Katedral: Massachusetts ve Wisconsin caddeleri üzerinde bulunur.
Saint Peter ve Saint Paul,The Cathedral Church olarak da bilinir. Dünyanın en büyük altıncı katedralidir. Amerika’nın ise, ikinci büyük katedral yapısıdır. Washington şehrinin, dördüncü en uzun yapısı olarak da önem kazanır.
2007 yılında, Amerikan Mimarlar Enstitüsü tarafından hazırlanan Amerikan Favori Mimarlık Listesinde, 3’ncü sırada yer almıştır. Katedral, 20’nci yüzyılda inşa edilmiş olmasına rağmen, 14’ncü yüzyıl mimarisine sahiptir.
Yani: “gotik” mimarinin muhteşem bir örneğidir.
Yapı: 1893-1907 yılları arasındaki dönemde inşa edilmiştir. Ancak, çeşitli oymalar ve heykel gibi dekoratif çalışmalar, halen devam etmektedir.
Eisenhower, Ronald Reagan ve Gerald Ford’un cenaze törenleri burada düzenlenmiştir. 2011 Virginia depreminde hasar gören katedral, onarıma alınmış ve 2011 yılı sonunda yeniden açılmıştır.
Yapı: 2009 yılında, 40.000 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
MÜZELER ve DİĞERLERİ
NATİONAL GALLERY OF ART-ULUSAL SANAT GALERİSİ
Nationall Mall’da, 3 ve 9 caddeler arasındadır.
Müze: klasik ve sütunlu bir yapıdadır. 1937 yılında kurulmuştur. Günümüzde ise, dünyanın en büyük resim ve heykel sanatı koleksiyonuna sahip müzesidir. Yani, bir anlamda dünyanın en iyi sanat koleksiyonu objelerini burada görebilirsiniz. Müze: Batı ve Doğu olmak üzere, iki binadan oluşmaktadır.
Yapının: “West Building” olarak isimlendirilen bölümünde:
Avrupa ve Amerikan resimleriyle, ortaçağdan günümüze kadar olan döneme ait heykeller bulunmaktadır. Ama: ağırlık İtalyan sanatındadır. Bunun yanında: Fransız, Hollanda, Alman, Felemenk, İspanyol, İngiliz ve Amerikan okulları da temsil edilmektedir.
Burası: genel olarak geleneksel ve çoğunlukla Avrupa resim ve heykel sanatına yoğunlaşmıştır. Burada eserlerini görebileceğiniz sanatçılar şunlardır: Bellini, Leonardo da Vinci, Vermeer, Claude Monet, Vincent van Gogh, Botticeli.
Yapının “East Bulding” bölümü:
İ.M.Pei tarafından tasarlanmış olup tasarımda geometrik formların kesişimi görülmektedir. Burası: modern sanatlara ayrılmıştır. Bu bina, diğer binaya nazaran daha sönük kalabilmektedir. Ancak, yine de burada modern sanat eserlerini görebilirsiniz.
Evet: bu iki binanın hemen batısında ise, heykellerin sergilendiği bir bahçe bulunmaktadır. Bu bahçe, müze gezerken yorulan ziyaretçileri rahatlatacak bir ayak havuzuna sahiptir.
SMİTHSONİAN İNSTİTUTE
Burası, bünyesinde 14 müzeyi toplayan bir kapsamlı enstitüdür. Enstitü: 75 milyon üzerinde sanatsal ve bilimsel esere sahiptir ve bu eserlerin yalnızca % 1’lik bölümü: 13 tanesi Washington ve 1 tanesi New York şehrinde bulunan müzelerde sergilenmektedir.
NATİONAL AİR AND SPACE MUSEUM-ULUSAL HAVACILIK VE UZAY MÜZESİ
Jefferson Drive ve 6’ncı Street’dedir. Dünya çapında en çok ziyaretçi çeken müzelerin başında gelmektedir. Günümüze kadar dünya üzerinde oluşturulmuş en kapsamlı “havacılık ve uzay” müzesidir. Burada: aynı zamanda bilimsel araştırmalar da sürdürülmektedir.
Burada bulunan 23 galeride: 1903 yılında Wright kardeşlerin uçmaları ve 66 yıl sonra Cape Cenaveral’den aya gitmek dahil, Amerika’nın havacılık ve uzay serüveni anlatılmaktadır.
Müzede: 22 teşhir salonu bulunmaktadır. Bu salonlarda: 30.000’den fazla havacılık ve 9.000 civarında uzay ile ilgili objeler bulunmaktadır. Bunlar arasında: Wright kardeşlerin 1903 tarihli Fiyer (uçağı), Apollo 11’in Columbia’sı ve Linderb’in Sprit of St. Lois’i dikkat çekmektedir. Ayrıca: Ay’dan getirilmiş taş örnekleri de bulunmaktadır.
Ayrıca: bir restoran, bir uçuş simülatörü, müze dükkanı, Lockheed Martin IMAX Theater. Albert Einstein Planetarium’da: günde 2 gösteri sunulmaktadır. Kozmik çarpışmalar: muhteşem sürükleyici sinema deneyimi sunulmaktadır. Bu sinema salonlarında, dev ekranlarda, uzay ve havacılık konusunda ilginç filimler izleyebilirsiniz.
Müzenin arşiv bölümünde ise: yine uzay ve havacılık ile ilgili fotoğraflar, el yazmaları, teknik çizimler, belgeler ve görsel malzemeler bulunmaktadır.
NATİONAL MUSEUM OF NATURAL HİSTORY-ULUSAL DOĞA BİLİMLERİ MÜZESİ
10 Street Constitution Ave bölgesindedir. Giriş ücretsizdir. Dev dinozor fosilleri görmek istiyorsanız, bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Müze, ilk olarak: 1910 yılında açılmıştır. Ana bina, sergi ve kamusal alan olarak 1.5 milyon m. Karelik bir alana yayılmıştır. Müzede, toplam 1000 civarında çalışan olduğu söyleniyor.
Müze koleksiyonunda bulunanlar: bitkiler, hayvanlar, fosiller, mineraller, kayaçlar ve göktaşlarıdır.
Burada 24 metrelik bir böcek bahçesi ve Eskimolar ile yerlilerin el ürünlerinin sergilendiği bölümler bulunmaktadır.
Jeoloji, Mücevher ve Mineral Salonları bölümünde
Burası mineral açısından dünyanın türünün en önemli koleksiyonunu barındırmaktadır. Bunlar: toplama dahil taşlar ve minerallere ait en ünlü bazı parçaları içermektedir. Bunlar arasında, dünyanın en büyük safiri bulunur. Mücevher koleksiyonunun yanı sıra, 350.000 mineral, 300.000 örnek kayaç ve cevher örneği bulunmaktadır. Ayrıca, meteor örnekleri de bulunmaktadır.
Paleobiyoloji Dinozorlar Bölümü
Burada, dünyanın dört bir yanından gelen sürüngen örnekleri bulunmaktadır. Dinozorlar salonu ilgi çekmektedir. Toplama dinozorların iskeletleri, önemli örneklerdir.
The Hope Diamond Bölümü
Burası: müzenin mücevherler ve madenler bölümüdür. “Hope Diamond” yani “Umut Elması” dünyaca tanınan bir elmastır. Bu elması görmeden sakın müzeden ayrılmayın. Elmas: safir mavisi rengi ile göz alıcıdır.
9.104 g. Ölçüsündeki bu elmasın, sahibine kötü şans getirdiğine inanılır. Müzeye getirilmeden önce, bu elmasa sahip olan bütün sahipleri: büyük ekonomik sıkıntılara girmişler ve bu elması başkalarına satmak zorunda kalmışlardır. Çünkü: bu elmasın bir hikayesi bulunmaktadır.
Söylenenlere göre: elması yapan taş ustası, elmasın oğlu tarafından çalınması üzerine, üzüntüden hayatını kaybeder. Bunun üzerine de, oğlu intihar eder, ölür. Takip eden süreçte: elmasın sahiplerinden olan sanatçı Follies Bergere: elması taktığı ilk gün, sahnede vurularak öldürülmüştür.
Buna benzer çok sayıda olay üzerine, elmas, uğursuz olarak nitelendirilmiştir.
Hatta: elmas, bir dönem Sultan II. Abdülhamit’e de armağan edilmiştir. 1958 yılında ise, müze idaresinin eline geçer.
Evet, sizde burayı ziyaret ederek, dünyanın en çok ziyaret edilen doğa tarihi müzesini görebilirsiniz.
NATİONAL MUSEUM OF AMERİKAN HİSTORY-ULUSAL AMERİKAN TARİHİ MÜZESİ
Madison Drive, 14’ncü Street’dedir.
Amerikan tarzı, bu müzede, saygınlık ve mizah birlikte kullanılarak sergilenmektedir. Müze: Amerika’nın: sosyal, kültürel, siyasi, bilimsel ve askeri tarihine derinlemesine ışık tutmaktadır. 3 katlı müzenin her katında, kendine has bir konsept bulunmaktadır.
Müzede: 3 milyon civarında orijinal ve yeniden üretilen obje sergilenmektedir. Bu objeler: enerji, aile, gıda, hayat, ulaşım, giyim, fotoğrafçılık, tarım, reklamcılık gibi pek çok farklı kategori altında toplanmıştır.
Bu müzeye yolunuz düşerse, mutlaka ve mutlaka “Treasure Room” odasını görmelisiniz. Burada: Amerika’ya özgü: ilgi çekici ve orijinal objeler bulunmaktadır. Bunlar arasında bulunanlar: Oz büyücüsünden Dorothy’nin kırmızı ayakkabıları, Amerikan ulusal marşının orijinal hali, Abraham Lincoln’un şapkası, Kurbağa Kermit’in orijinal kuklası.
CORCORAN GALLERY
17 E Street’dedir.
Burada, Amerikan sanatı ve Avrupa ustalarının güzel eserleri sergilenmektedir. 2 yılda bir düzenlenen sergi ise, yalnız Amerikan sanatına ayrılmıştır.
HİRSHHORN MUSEUM
7 ve 9’ncu Street arasındadır.
Davul biçimindeki binada, modern sanat eserleri sergilenmektedir. Bunlar arasında: Rodin’in “Calais sakinleri” ve Moore, Picasso ve Davit Smith’in eserleri bulunmaktadır.
Resim koleksiyonunda ise: Kübizm, Sosyal Gerçekçilik, Op, Minimalizm üslubu taşıyan eserler bulunmaktadır.
FREER GALLERY OF ART
12 Street Jefferson bölgesindedir.
Burada, Asya ve Amerikan sanatından güzel örnekler sergilenmektedir.
ART& INDUSTRİES
9’ncu Street Jefferson bölgesindedir.
Burada, Amerikan tarzının önemli bir koleksiyonu bulunur. Ayrıca: 1876 Philadelphia 100’ncu Sanayi Ürünleri Sergisinden oluşturulan bir koleksiyon da görülmektedir.
ARTHUR M. SACKLER GALLERY
1050 Independence Avenue bölgesinin güneybatısındadır.
Burada: Budist heykeller, Çin, Güneydoğu Asya, antik İran metal işleri ve antik Yakındoğu’dan, 1000 civarında sanat eseri sergilenmektedir. Eserler: yer altı galerilerinde sergileniyor.
NATİONAL PORTRAİT GALLERY
8 Street’dedir.
Burada: Pocahontas, Eleanor Roosevelt ve Gertrude Stein aralarında bulunduğu bütün Başkanlar ve diğer önemli kadınların portreleri bulunmaktadır. Yani, koleksiyon, ünlü Amerikalıların bireysel görüntülerine odaklanır.
MUSEUM OF AMERİKAN ART
8 ve G Street’dedir.
Burada: Winslow Homer, Cassatt ve Whistler’in etkin olduğu sömürgecilik döneminden; O’Keeffe ve Kooning’e kadar olan döneme ait güzel örnekler sergilenmektedir.
RENWİCK GALLERY
Pennsylvania Avenue bölgesindedir.
Burada, Amerikan tasarımı, el sanatları ve dekoratif sanatlara ait eserler sergilenmektedir. Bu eserler, 19 ile 21’nci yüzyıllar arasındaki dönemi kapsamaktadır. Müzenin binası, 1859 yılı yapımlıdır.
PHİLİPS COLLECTİON
1600 21 Street’dedir.
Duncan Philips’in gösterişli evi, çoğunlukla modern Avrupa ve Amerika tablolarının küçük ama seçkin koleksiyonu bulunmaktadır