Belçika Liege; Şehrin ismi Flamanca Luik, Almanca Lüttich’dir. Meuse nehri üzerinde Ourthe ile birleştiği yerdedir. Şehir, Meuse nehri tarafından ikiye bölünmüştür. Şehir, Belçika ülkesinin Fransızca konuşulan bölümüdür. Konser salonları, tiyatrolar, operalar ve pek çok müze vardır.
DÜNYA FUARI
1905 yılında 37 ülkeyi bir araya getiren ve 7 milyon kişi tarafından ziyaret edilen tarihi şehrin güneyinde: 70 hektarlık arazide Palais des Beaux-Arts ve Outremeuse adasının ucunda Çin ve Japon bahçeleri ve La Boverie inşa edilmiştir.
Palais des Beaux; beş yarım küre şeklindeki çatı kaplaması ve beyaz Gobertange taşı ile tanınır. Ana cephelerine çok sayıda dekoratif objeler yontulmuştur .
ULAŞIM
Brüksel şehrinden sadece 1 saat uzaklıktadır.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Liege şehrinde geniş bir otobüs ağı vardır. Ücretler 2.10 Euro’dur. Şehrin merkezinde bol miktarda taksi bulunur. Taksi ücretleri 3 Euro’dan başlar ve her 1 km de 0.60 Euro eklenir. Eğer araç kiralamak isterseniz, şehir merkezinde çok sayıda kapalı otopark bulunmaktadır. Araba kiralama muhtemelen günlük 25 Euro civarındadır.
TARİHİ
Yerleşim yeri, ilk olarak tarih öncesi zamanlarda işgal edilmiştir.
Roma döneminde ise, şehrin ismi Leodium dur.
MS 705 yılında Mastrich Piskoposu Lambert burada öldürülmüştür.
İlk Piskopos Notger: Liege Prensliğinin ve Mosan Sanat Okulunun, Avrupa’nın entelektüel bir sanat merkezi olmasını sağlar.
1303 yılında Loncalara Belediye Meclisinde temsil hakkı verilince, şehirde soylular ve loncalar arasında güç mücadelesi başlar. Soyluların oluşturduğu silahlı guruplar: 1312 yılında Saint Martin kilisesinde halk tarafından yakılarak öldürülür.
1313 yılında Saint Martin tarafından: işçilere ve ticaret loncalarına siyasi eşitlik hakkı tanınmıştır.
1477 yılında şehir, Hollandalılar tarafından işgal edilir.
Prens Piskoposlar tarafından yönetilen şehir, 16’ncı yüzyılda yeniden bir refah dönemine girer.
1684 yılında ise demokratik kurumlar yok edilir. 1691 yılında Fransızlar şehri bombalar ve 1789 yılında ise bir devrimle şehirde soyluların egemenliğine son verilir. 1795 yılında Fransızlar şehri ilhak ederler. 1815 yılında ise şehri, Hollandalılar alır. 1830 yılında ise Belçika bağımsızlığını kazanınca şehir hızla büyür ve sanayi merkezi haline gelir.
MEUSE NEHRİ
Nehir, Kuzey Denizine boşalmadan önce, Fransa, Belçika ve Hollanda ülkelerinden geçer. Liege şehrinin ortasından kıvrılır, şehrin yapısını kaplayan köprüler arasında bulunan Ortaçağ ve modern binaların bir duvar gibi halısını sunar. Şehrin orta çağdan kalma merkezinde nehirde bir tekne turu yapmanızı öneririm.
İNSANLAR
Liege şehrinde çok sayıda Faslı, Cezayirli ve Türk göçmen bulunmaktadır. Ayrıca büyük bir İtalyan topluluğu vardır. Çünkü 20’nci yüzyılda şehrin çelik fabrikalarında çalışmak için buraya çok sayıda İtalyan gelmiştir.
DİL
Liege şehrinde çoğu insanın ana dili Fransızcadır. Fransızca, Belçika genelinde en çok konuşulan 2’nci dildir. Nüfusun yaklaşık yüzde 40 kadarı Fransızca konuşur. Ancak telaffuz ve kelime dağarcığında açık farklılıklar vardır. Yani, standart öğrendiğiniz bir Fransızca burada tam anlamıyla yeterli olmaz.
Belçika’nın diğer ana dili olan Hollandaca yerine daha fazla İtalyanca ve İspanyolca konuşan kişi vardır.
İKLİM
Liege, yazın ılık ve nemli bir iklime sahiptir. Ortalama sıcaklık, en yüksek 22 derecedir. Kışın ise en yüksek sıcaklık yaklaşık 3 derecedir. Tüm yıl boyunca, hafif yağmur görülür. Şehri ziyaret etmek için en uygun zaman: Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönemdir. Şehir La Batte pazarı nedeniyle özellikle hafta sonlarında fazlaca hareketlenir.
LİEGE ÜNİVİRSETİS-ÜNİVERSİTE DE LİEGE-DEVLET ÜNİVERSİTESİ
Place du 20 Aoüt adresindedir.
1817 yılında Hollanda Kralı I William tarafından kurulmuştur.
1831 yılında Belçika’nın bağımsızlığı sonrasında üniversite Devlet Üniversitesi olmuştur.
1817 yılında kurulan üniversite, güneydeki yeni bir alanda 1960’larda tamamen yeniden inşa edilmiştir.
Devlet tarafından finanse edilir. Kısmen özerk ve karma eğitim verilmektedir.
Felsefe, Edebiyat, Fen bilimleri, tıp, veterinerlik, mühendislik ve mimarlık fakülteleri vardır.
Üniversite 4 kampüste, 2021 yılı itibarıyla 25 bin civarında öğrenci bulunmaktadır.
ALIŞVERİŞ
Şehirde alışveriş yapanlar, Meuse nehrinin sol yakasındaki Place Saint-Lambert bölümünü tercih ederler. Burada: modern alışveriş merkezleri (Galeries St Lambert) ve çok sayıda kafe, bar ve restoran bulunur. Ancak biraz daha geleneksel alışveriş yapmak isterseniz, “La Battte” pazarına gitmelisiniz.
Şehrin en büyük süpermarket zincirleri: Carrefuor, Liege Cash ve diğer bazı küçük dükkanlardır. 1 Litre süt yaklaşık 0.85 Euro ve 12 tane yumurta 2.25 Euro’dur.
Mağazalar Pazartesi günleri genellikle kapalıdır.
Galeries St Lambert
Burası bir şehrin merkezinde, bir alışveriş merkezidir. Oldukça temizdir. Birçok küçük mağaza ve butik bulunmaktadır. En üst katı Media Markt kaplamaktadır. Bodrum katta ise Carrefour vardır. Mağazalarda: kıyafetten elektroniğe kadar her türlü ürünü bulup satın almak mümkündür. Yağmurlu bir günde aşırı kalabalık olur.
Mediacite Shopping Liege
Burası, Meuse nehrinin karşısında, modern ve çok katlı bir alışveriş merkezidir. Şehir merkezine çok da yakın değildir. 100’den fazla mağaza, süpermarketler, Primark ve restoranlar bulunmaktadır. Mağazalarda: kıyafet, ayakkabı, spor ayakkabısı, kitap, aksesuar bulunur.
Ancak eğlence ve yemek seçenekleri de bulunur. Bir buz pateni pisti vardır. Özellikle yağmurlu günlerde aşırı kalabalık oluyor.
Dikkat, buranın tek sıkıntısı otoparkının çok pahalı olmasıdır. Ayrıca tuvaletler ücretlidir.
Marche de La Batte Market
Liege Guillemins tren istasyonundan bir süre yürüyerek buraya ulaşabilirsiniz. Çarşı boyunca sokaklar trafiğe kapalıdır.
Belçika ülkesinin en büyük ve en eski açık hava pazarıdır. Pazar iki tarafa bölünmüştür. Diğer tarafa gitmek için büyük bir çizgi vardır. Ülkenin birçok yerinden hatta Hollanda’dan insanlar çok kültürlü bu pazarı ziyaret etmeye gelirler.
Meuse nehri kıyısında 3 km boyunca uzanır. Sadece Pazar günleri, saat: 08.00-14.00 arasında açıktır. Nehir kenarındaki güzel konumu nedeniyle Liege şehrinde güzel bir yaz günü fazlaca ilgi çeker.
Pazarda satılacak bir sürü yiyecek, peynir, İtalyan ve İspanyol objeleri, giysiler, canlı hayvanlar, mücevherler, bitkiler, çiçekler, mutfak aletleri, aletler, müzik ve elektronik cihazlar vardır. Tüm bunları makul fiyatlarla bulmak mümkündür.
Burada özellikle şehrin ikonik köftesi “Boulets a la Liegeoise” tatmalısınız. Ayrıca: pazarda kokmuş peynirlerden, çiçeklere ve yerel zanaatkar ürünlerine kadar birçok şey bulup satın alabilirsiniz. Burayı ziyaret ederseniz: özellikle ardıç meyveleriyle yapılan brendi denemelisiniz.
Sonuç olarak, şehirde eğlenceli bir zaman geçirmek isterseniz, bence burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ancak yanınızda çanta getirmeniz gerekli, yoksa ağır bir şeyler satın alırsanız, arabanıza geri dönmek için uzun bir yürüyüş yapmanız gerekebilir. Ziyaretinizi nehir kenarındaki restoranlardan birinde öğle yemeği ile bitirin ve köfte yiyin.
Ancak kalabalıktan hoşlanmıyorsanız, buraya gitmeyin.
Passage Lemonnier
Farklı bir alışveriş yeridir. Burası Liege şehrinde inşa edilmiş en eski alışveriş pasajıdır. Modern ve geleneksel mağazalar bulunur.
Bit Pazarı
Liege adası Ouremeuse’de Boulevard de Constitution’dadır. Burası “öteki şehir” olarak isimlendirilir. Çok farklı bir atmosfere sahiptir.
GECE HAYATI
Şehirde eğlenceli ve canlı bir gece hayatı vardır. Çünkü şehirde bulunan üniversiteler, yaklaşık 40 bin öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır.
Le Carre Bölgesi
Boulevard de la Bauveniere, Rue de la Casquette caddeleri arasındadır. Yalnızca yayalara açıktır.
Burası Liege şehrinde canlı öğrenci nüfusunun bulunduğu bir yerdir. Bar ve kulüpler, genellikle öğrenciler tarafından tercih edilir.
Outremeuse
Geleneksel tavernalar, piyano barları ve caz kulüpleri bulunmaktadır. Burası: her yıl 16 Ağustos günü Meryem Ana’yı kutlayan “Le Qu“nze Aoüt” etkinliğinin düzenlendiği yerdir. Bu etkinlikte, yerel halk, devasa bir ortak parti için kapılarını açarlar. Bu etkinlik sırasında, Liege şehrinin maskotu olan “Le Quinze Aoüt” da sahneye çıkar.
Red Light
Belçika’nın birçok şehrinde Red Light denen fuhuş bölgeleri var. Ancak: Liege şehrinde, Cathedrale-Nord bölgesindeki 50 fuhuş salonu, Nisan 2009 yılında Belediye tarafından kapatılmıştır. Peki sonra, sonrası şehirde bir Eros merkezi kurmak için çalışmalar sürdürülmektedir.
NE YENİR
Liege şehrinin en önemli yiyeceği meşhur köftesidir. Bu lezzetli köfteleri, birçok restoranda bulmak mümkündür. Domuz köftesinin ismi “Boulettes sos Lapin” dir.
Ayrıca, şehrin spesiyallerinden birisi de, genellikle tavşan sosu ile servis edilen Belçika kızartmalarından oluşan bir yığın börek, patates kızartması, sığır eti ve domuz köftesidir. Köfte: yerel tatlı elma şurubu, biraz kırmızı şarap ve bol miktarda patates kızartması ile pişirilen, baharatlı bir domuz ve sığır eti karışımı köftedir.
Şehirdeki diğer yöresel lezzetler şunlardır:
Herve:
Kokmuş bir tür peynirdir. Şehrin favorisi olan bu yiyecek, yumuşaklık ve güçlü lezzet kombinasyonu ile ünlü Herve mağarasında bekletilen peynirdir. Yakındaki Herve köyündeki otlaklardan elde edilen inek sütünden yapılır. Kırmızı-kahverengi kabuğa ulaşana kadar, mağaralarda yavaş yavaş olgunlaştırılır. Güçlü bir tada sahiptir ve genellikle malt biralar veya başka bir yerel ikram olan Sirap de Liege ile sürülmüş ekmekle servis edilir.
Liegeoise:
Bu bir tür salatadır. İçinde: yeşil fasulye, patates ve doğranmış domuz pastırması (lardon) bulunur.
Liege de faufres:
Erimiş bir karameldir ve yemek üzerine dökülür.
Peket:
Genellikle Walloon Genever olarak da anılır. Bir tür cin benzeri içkidir. Bunlar genellikle 15 Ağustos tarihinde, nehirde bir ada olan Outremeuse’de düzenlenen festivalde tüketiliyor.
Cafe liegeois
Kahve aromalı dondurmadan yapılan bir tatlı türüdür.
Waffle
Lige şehrinin dünya mutfağına en bilinen katkısıdır. Liege tarzı waffle: karamelize şeker incileriyle kaplıdır. Daha gevrek, daha yoğun ve daha karmaşık versiyonları vardır. Ancak şehri ziyaret ettiğinizde, Waffle evlerine girmeden önce mutlaka fiyat sorun, yoksa aşırı yüksek bir ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz. Daha çok sokak köşelerinde yapılan waffle tercih etmenizi şiddetle öneririm.
Yemek yenecek mekanlar:
Restoranlar genellikle Pazartesi günleri kapalıdır.
Cafe Lequet
Quai Sur Meuse adresindedir.
Liege şehrinde en güzel köfteler burada yapılır. Nehrin yanında bulunan bu eski tarz mekan, öğleden sonra saat 14.00’de kapanmaktadır. Bu restoranın en büyük özelliği, Fransızca konuşma bilmeyenlere pek iyi davranmamalarıdır. Bu dikkate alarak gidiniz.
Au Point de Vue
Place Verte adresindedir.
Öğleden sonra saat 14.00’de kapanmayan mekanlardan biridir. Belçika spesiyallerinin tamamı ve köfte tatmak mümkündür.
Dix-Huitieme
Burada Belçika klasik lezzetlerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Le Carre Bölgesi
Place Saint-Lambert çevresindeki ve özellikle Opera Binasının güneyindeki bu bölgedeki restoranlar oldukça güzeldir.
Outremeuse
Liegeois mutfağından, biraz daha ucuz ve daha otantik yemekler sunar.
La Bistrot d’en Face
Bina 16’ncı yüzyıldan kalmadır. Burada, Fransız mutfağı ürünleri sunulur.
Brasserie Liegeois
Guellemins tren istasyonunun yakınındadır.
NE İÇİLİR
Liege şehri, Belçika’daki en büyük bira fabrikalarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Bu fabrika: Jupiler Bira Fabrikasıdır.
The Jupiler Brewery
Jupiler pilsener birası, Belçika’daki en popüler biradır. Dünyanın her yerine ihraç edilir.
Vaudree Bira Kafesi
Şehirdeki en bilinen birahane, Qutremeuse karşısında, Meuse’nin sol yakasında bulunan burasıdır. Burada devasa bir bira listesi vardır. Yaklaşık ziyaretçilere sunulan bira markası cinsi 900 civarındadır. Yerel Saissons biralarını tercih etmenizi öneririm. Saissons biraları, yaz aylarında tüketilmek üzere, genellikle kışın demlenir. Tipik olarak hafif bir pilsener maltı kullanılır. Bölgedeki her çiftlik evi: çalışan işçilerine içecek sağlamak için farklı bir yaklaşım belirlemişlerdir. Bunun sonucunda ise Saissons oldukça fazla çeşide ayrılır.
Bira Fabrikası-Abbey du Val-Dieu
Şehrin dışındaki bir bira fabrikası görülmeye değerdir. Şehir merkezinin birkaç km doğusundadır. Fabrika bir manastırın bulunduğu yerdedir. Manastır biraları geleneği canlandırılır. Val-Dieu: bir sarışın, bir esmer ve biri üçlü olmak üzere tipik bir Belçika birası karışımı sunar. Bunlar: eski manastır tarifine göre demlenmiş, filtrelenmiş ve pastörize edilmiştir.
Beer Lovers Cafe
Burada aralarında seçim yapabileceğiniz 300 bira türü bulunmaktadır. Bunların arasında ülkenin ünlü manastır biralarının yanı sıra bazı garip ve tuhaf meyveler ve ekşi seçenekler de vardır.
GEZİLECEK YERLER:
GRAND CURTİUS-ARKEOLOJİK VE DEKORATİF SANATLAR MÜZESİ
Feronstreet 136 adresindedir. Giriş ücreti 9 Euro’dur. Müze Mart 2009 tarihinde ziyarete açılmıştır. Liege müzelerinin en önemli merkezlerinden birisidir.
Müzenin bulunduğu bina: zengin bir silah ve barut tüccarı olan Curtius olarak bilinen Jean de Corte (1551-1628) için, 16’ncı yüzyılın sonunda, 17’nci yüzyılın başında inşa edilmiş bir Mosan Rönesans binasının etrafına inşa edilmiştir. Jean de Corte: silah ve barut ticareti sayesinde hatırı sayılır bir servet biriktirmeyi başaran Liegeli bir sanayiciydi.
5000 metre karenin üzerinde olağanüstü bir koleksiyonu bir araya getirmektedir.
Palais Curtius isimli bina: kırmızı tuğlalar, Meuse taşları ve mascaronlardan yapılmıştır. Binanın dış duvarları kırmızı renklidir. Hatta, bu kırmızı rengin orijinal öküz kanı ile boyanmasından oluştuğu söylenir.
Günümüzde Grand Curtius içinde 5 müze vardır.
Bunlar:
1.Silah Müzesi
2.Cam Müzesi
3.Arkeoloji Müzesi
4.Dekoratif Sanatlar Müzesi
5.Dini sanat ve Mosan sanatı müzesi bulunmaktadır.
Musee d’Armes-Silah Müzesi
1885 yılında açılmıştır. Sahibi yerel bir silah üreticisi ve büyük koleksiyoncu Pierre-Joseph Lemile’dir. İlk olarak eski Hotel Hayme de Bomal’da açılan müze 2009 yılında Curtius’a geçtikten sonra cephanelik üretimi, teknik yenilikçilik ve sanatsal biriktirme nitelikleriyle ün kazanmıştır.
Şehir, yüzyıllar boyunca bireysel ve zanaatkar bir bilgi birikimi geliştirerek yavaş yavaş küçük ve orta ölçekli işletmelerde dolmuştur. Günümüzde bu paha biçilmez koleksiyon sadece Liege değil, dünyanın diğer bölgelerinden de birkaç bin ateşli silah içermektedir.
Koleksiyonları, teknik ve aynı zamanda estetik açıdan büyük ilgi görür.
Müze, koleksiyonlarının sunumunda da büyük bir yenilenme sağlamıştır. 2018 yılında Curtius Sarayının birinci katında 600’e yakın sivil silah (avcılık ve spor atıcılığıyla ilgili) ve savunma silahlarının (tabancalar) konuşlandırılması yapılmıştır.
Daha sonraki bir aşamada ise, askeri silahlar, bıçaklı silahlar ve diğer silah koleksiyonları: Curtius Sarayının farklı katlarında yer alacak şekilde planlama yapılmıştır.
Müzenin en eski tarihli objesi: 1532 yılı yapımı bir tüfektir. Münih şehrinde üretilmiştir. Tüfeğin dönen tekerlekleri vardır. Tetiğe basıldığında tekerlek dönmeye başlar, araya sıkıştırılan bir pirit üzerinde sürtünme ile kıvılcımlar üretir ve bu kıvılcımlar barutu ateşler.
Bu tüfek, Bavyera Dükü William IV tarafından, karısına hediye edilmiştir. Evet bu tüfek, günümüzde hayatta kalen en eski dönen silahlardan birisidir.
Dekoratif Sanat Koleksiyonu
Belçika’nın yanı sıra Hollanda, İtalya, Çin, Almanya ve İngiltere’den Mosan sanat eserlerini, her dönemden Liege mobilyalarını, sofra koleksiyonlarını, çok sayıda ve değerli seramik ve porselen parçalarını bir araya getirir. Bu koleksiyon aynı zamanda heykeltıraş Jean Delcour veya Art Nouveau’nun öncüsü olan mimar-tasarımcı-dekoratör Gustave Serrurier-Bovy gibi Liege yaratıcılarına da odaklanıyor.
Cam Müzesi
19’ncu yüzyılın sonunda, Antik Çağdan zamanımıza kadar cam sanatı parçalarını bir araya getiren kolleksiyoner olan ve Liegeli mühendis Armand Baar tarafından oluşturulmuştur. Baar 1942 yılında ölmüştür. Koleksiyon ise 1952 yılında Liege şehri tarafından tesadüfen satın alınmış ve müzenin koleksiyonunu önemli ölçüde zenginleştirmiştir.
Bu olağanüstü koleksiyon: Antik çağdan 18’nci yüzyılın sonuna kadar uzanan yaklaşık 1860 parça nesne içerir.
Ayrıca Liege, Hollanda, Fransa, Almanya ve İspanya’da imal edilen ürünler de bulunur. Ayrıca müzede bulunan cam koleksiyonunda çeşitli bölümler arasında eski Mısır, Roma, Orta Doğu, İslami, Venedik, İngiltere ve Bohemya kristalleri bulunur. Kalite ve miktar açısından en zengin bölüm, Venedik camlarıdır.
1950 yılından sonra çok sayıda satın alma ile koleksiyon zenginleştirilir.
Cam müzesinin en değerli eseri: bir kadehtir. Elmas uçlu gravür, cam üreticisi Vincenzo D’Angelo tarafından 1530-1535 yılları arasında Murano’da üretilmiştir. Kupa: bir ailenin üyelerinin tüccar ve bankacı olmadan önce aslında eczacı veya doktor olduğunu hatırlatan bir Medice arması ile oyulmuştur.
Her iki tarafından da ormandaki birçok hayvan temsil edilir. Bunlar: sincap, 2 yaban domuzu, tilki, geyik, ibibik, tavus kuşu, gergedan, fil, kedi, arı, uğur böceği ve 3 yırtıcı hayvan ile çeşitli kuş figürleridir.
Armanın karşısındaki diğer ana motif: 1587-1609 yılları arasında Toskana Dükü I Ferdinand’ı temsil eden ve kupanın kenarındaki “FERDİNANDVS” yazısının ima ettiği bir aslanı temsil etmektedir. Ferdinand I, Toskana ve dünya üzerinde hüküm süren Papalık tacı ile taçlandırılmış şekilde tasvir edilmiştir.
Bu sembolik temsilde, Büyük Dükün Toskana’yı yönetme şekli ifade edilmektedir. Bu hayvan dekorasyonu olağanüstüdür ve Venedik’te çok nadiren oyulmuştur. Orijinal cam ayağın yerini, yaldızlı pirinç almıştır.
Arkeoloji Müzesi
Arkeoloji bölümü birkaç bölüme ayrılır: Bunlar:
Tarih öncesi,
Arkeolojik Mücevherler,
Roma, Meroving ve Karolenj dönemleridir.
Müzede sergilenen eserler, esas olarak Marcel de Puydt koleksiyonundan gelmektedir. Bunlar, 1920 yılında Liege şehrine bağışlanmıştır. 1914 yılındaki Georges Cumont bağışı ise, ülkedeki en zengin tarih öncesi koleksiyonlardan birini oluşturmaktadır.
Roma dönemine ait malzemeler: Liege Arkeoloji Enstitüsü tarafından 19’ncu yüzyılın ikinci yarısı ile 20’nci yüzyılın ilk yarısı arasında yapılan kazılardan gelir. 1977-1984 yılları arasında Liege Place Saint-Lambert villasında yapılan kazılarda bulunan ve Haccourt’daki villada yapılan kazılardan elde edilen arkeolojik malzemeler müze koleksiyonunu zenginleştirmiştir.
Müzenin en değerli eseri: MS 111 yılında Roma’da basılan bakır alaşımlı madeni paradır. Para 1907 yılında Liege eyaletindeki Bois-et-Borsu’da bulunmuştur. Ön yüzündeki resimde, İmparator Trajan (53-117) görülür.
Trajan’ın bu yeni isimden bahsedilen bronz sikkeleri son derece nadirdir ve bilinen birkaç örnekte imparatorun askeri ceketinin bir parçası olan paludamentumomuzda belirir. Bu ayrıntı, parayı bugüne kadar benzersiz kılmaktadır.
Dini Sanat ve Mosan Sanatı Müzesi
Liege şehri ve Piskopos’un dini mirasının sanat eserlerini korumak ve geliştirmek için 1976 yılında kurulmuş olmasına rağmen, Prensliğin tarihi geçmişine ve dinine çok şey borçludur. Prensliğin kiliselerinde ve manastırlarında dini sanat, kuyumculuk ve pirinç işleri teşvik edilmektedir.
Kilise fabrikalarında cemaatlerden ya da bireylerden gelen çok sayıda miras ve bağış bulunmaktadır. Ortaçağ başlarından bu yana, bu sanatın sanatsal ve ideolojik gelişiminin izi müzede sürdürülmektedir.
Bahçe
Müzenin çekici bahçesi, çeşmeler ve heykellerle süslüdür.
Hemen yakınında bulunan Hotel de Hayme de Bomal: şehir Fransız yönetimi altındayken resmi bir binaydı ve Napolyon, burada iki kez kalmıştır.
EGLİSE ST-JACQUES
Liege şehrinin merkezinde, Pl Emile Dupont adresindedir. Her gün saat: 10.00-12.00 arası ziyarete açıktır. Giriş ücretsizdir.
Şehrin ana kilisesi olmasa da, en büyüleyici kiliselerinden birisidir. Kilisenin inşaatına 1015 yılında başlanmıştır. İnşaat 1538 yılında tamamlanmıştır. Yapı 90 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir.
Kilise, Aziz James’e adanmıştır. Ancak 1056 yılında getirilen Binbaşı Aziz James’in bir kalıntısına da sahiptir. Her iki kalıntı da Aziz James Şapelinin türbesinde görülebilir. Romanesk mahzen ve yakınlarında da başkaca kalıntılar bulunmaktadır ama buraya girilemez.
Yapı Romanesk, kahverengi kireç taşı ve tuğla dolgusu ile yapılmıştır.
Özellikle çatı muhteşemdir. Cam çatı; Evrard IV la Marck’ın karısı Marguerite de Hornes tarafından yaptırılmıştır. Tepede Aziz John Evangelist ve bağışçısının arması vardır.
Kuzey portalı, ünlü yerel sanatçı Lambert Lombard’ın eseridir. 1557 yılında yapılmıştır.
İçeride, renkli tavan tonozları ilgi çeker.
Apsiste 1525 yılından kalma 5 tane vitray pencereler vardır. Nefin sütunlarında, mermeri taklit etmek için beyaza boyanmış ahşaptan barok heykeller bulunur. Kilisenin arka bölümünde bulunan org, 1600 yılından kalmadır. Havarilerin galerisiyle birlikte gotik bir sahne üzerinde oturmaktadır.
PERRON OF LİEGE
Place du Marche bulunmaktadır. Tıpkı Paris şehrindeki Eyfel kulesi ve Londra şehrindeki Big Ben gibi, bu taş, şehrin bağımsız yasalarının gururlu bir sembolüdür. Liege’nin kanun ve yönetmeliklerinin ilan edildiği ve kararların verildiği bir taş kaidedir.
Şehrin ve bizzat Prens-Piskoposluğun bir parçası olmuştur. Sembolik önemi nedeniyle, şehri ezmeye çalışanlar, onu hedef almışlar ve 16’ncı yüzyılda Burgundy ile mücadele sırasında, Burgundyalılar tarafından bulunduğu yerden alınarak, Bruges şehrine götürülmüştür. Ancak günümüzde eski yerinde bulunmaktadır.
Eğer acıkırsanız, bunun çevresindeki birçok restoranı deneyebilirsiniz.
SAİNT BARTHOLOMEW KİLİSESİ-EGLİSE ST-BARTHELEMY
Place Saint Lambert’in kuzey doğusundadır.
Kilise: Lowlands sanatlarının ilk altın çağı kabul edilen, 11’nci yüzyılın Romanesk sanat hareketi olan yerel Mosan tarzında süslenmiş bir kilisedir. Beyaz ve kırmızı renklidir. Kırmızı sınır çizgileri çok fotojeniktir.
Metal işçiliğinin en çok tercih edilen parçalarından birisi burada bulunmaktadır. Bu pirinçten vaftiz teknesi: 12’nci yüzyılda Renier de Huy tarafından yaratılmıştır. Belçika ülkesinin 7 harikasından birisi olarak kabul edilir. Pirinç teknede Renier’in çalışmaları üzerinde hem Yunan hem de Bizans etkileri görülmektedir. Ama bunlar uyumlu bir şekilde karıştırılmıştır.
Bu tekne, Başrahip Hellin tarafından St Lambert Katedralinin bir eki olan Notre-Dame-aux-Fonts kilisesi için yaptırıldığı ve yerel vaftizler geleneksel olarak burada uygulandı. Tekne: 1804 yılında St Bartholomew kilisesine yerleştirildi.
Akademisyenler, geniş silindirik ve çevreleyen 5 heykel sahnesinde sembolik anlamlar okudular. Pirinç tekne: 10 küçük öküzün sırtlarında bulunuyor.
Teknenin üzerinde beş sahne bulunur. Bunlar: İsa’nın vaftizi, Vaftizci John’un vaftizleri, filozof Craton’un vaftizidir. Minik ve pirinç yüzlerde, açıkça görülen ifadeler, tek bir balmumu kalıbından böyle bir parçayı dökmedeki üstün teknik başarısı hemen görülür.
INSTİTUT ZOOLOGİQUE
Quai Edouard Van Beneden adresindedir. Akvaryum ve Zooloji Müzesi ile birlikte Bilim Müzesi için kombine bilet ücreti 7.50 Euro’dur.
Enstitü yapısı: 1888 yılında inşa edilmiştir.
Orta alınlığında, bir Darwin büstü vardır.
Bilim müzesi, özellikle gençlere fizik konusunda ilham veren interaktif deneyler bulunmaktadır.
AKVARYUM VE ZOOLOJİ MÜZESİ-AQUARIUM ET MUSEE DE ZOOLOGİE MUSEUM:
Pont Kennedy Meuse yanındadır.
Giriş ücreti 7.50 Euro’dur.
Liege Üniversitesine aittir ve üniversitenin neoklasik Zooloji Enstitüsünde bulunmaktadır.
Akvaryumda dünyanın her yerinden toplanmış 250 deniz canlısı türünden, yaklaşık 2500 su hayvanı görülebilir. Sergiler, 46 sergileme tankında görülebilir. Ancak en ilgi çeken yer, oldukça büyük köpekbalığı tankıdır.
Salle des Coraux yani Mercan odası da ilgi çeker. Burada: 1966-1967 yılları arasında, Üniversite gezisi sırasında Avustralya’nın Büyük Set Resifinden toplanan güzel örnekler görülür.
Zooloji Müzesi
Aynı binadadır. Fuayede Belçikalı sanatçı Paul Delvaux’un yanardağlardan çıkan dumanların gökyüzünü boyadığı bir tür Cennet Bahçesi sahnesi tasvir edilmektedir. Duvar resminin ismi “Lae Genese” dir. 1960 yılı yapımıdır.
Burada büyük bir zooloji koleksiyonu vardır. Bu koleksiyonda, yaklaşık 20 bin hayvan görülür. Bunların bazıları monte edilmiş, bazıları da iskelet şeklinde görülebilir. En orijinal ve görülmesi gereken obje: 19 metre uzunluğundaki balinanın iskeletidir.
Müzenin arkasında bulunan “Labo4”: 1963 yılında üniversite laboratuvarı olarak inşa edilmiş ama günümüzde kaliteli bir restoran olarak hizmet vermektedir.
CATHEDRAL DE LİEGE-KATEDRAL-SAİNT PAUL MANASTIR KİLİSESİ
Place ce la Cathedrale adresindedir. Katedrale giriş ücretsizdir ancak Hazine bölümüne girmek için 4 Euro ücret ödemek gerekir.
10’ncu yüzyılda kurulan yapı, 13 ve 15’nci yüzyıllarda yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde görülen yapı, Fransız devrimi sırasında yıkılan katedralin yerini almıştır.
1812 yılında: Napolyon, orijinal pencerelere sahip kulenin yükseltilmesini ve bir çan kulesi eklenmesini ister.
Kilise: 14’ncü yüzyıldan kalma beşgen Rayonnant tarzı bir apsis ve gotik bir koro transepti ve nefe sahiptir.
Tavanlar parlak renklerle dekore edilmiştir. Pencereler vitrayla detaylandırılmıştır.
Minber, beyaz mermer ve meşeden yapılmıştır. Yüksek sunağın yanında 13’ncü yüzyıldan kalma çok renkli “Madonna ve Çocuk” resmi bulunur.
Kilisede, St Lambert ve Charles Bold’un mezarları vardır.
Hazine-Tresor:
Burada: Burgonya Dükü Charles The Bold’un 1468 yılında şehri ve içindeki herkesi yok ettikten sonra kefaret hediyesi olarak verdiği bir kutsal emaneti içiren, küçük ama zarif bir koleksiyon bulunur. Bu: Charles’in Saray kuyumcusunun eseri olan başyapıt: tövbe eden bir Dükün, yakınlarda çarmıha gerilmesini tasvir etmektedir. Ancak gerçek Haçtan bir parça içerdiği söyleniyor. Ayrıca: 1500’lü yıllardan kalma, azizin kafatasını tutan St Lambert’de aynı derecede etkileyicidir.
VOLAN YAŞAM MÜZESİ-WALLOON LİFE MUSEUM
Off rue Hors-Chateau semtindedir. Giriş 5 Euro’dur.
Eski bir manastırın içindedir.
Müze ilk olarak 1913 yılında kurulmuştur. Belçika’nın en kapsamlı folklorik müzesidir.
Burada Fransızca konuşulan Belçika’nın hikayesi anlatılmaktadır. Müzede: kömür madenciliği, cam endüstrisi ve tuhaf festival kostümleri görülebilir. Aynı zamanda saksafonun mucidi ve Big Bank Teorisini ilk öneren George Lemaitre’de görülür.
Bodrumda: Liege bölgesindeki Belçikalı kömür madencilerinin 19’ncu yüzyılda yaşadıkları zorluklar hakkında fikir sahibi olmak için bir kömür madeni kopyası bulunuyor.
Walloon’un ölüm ve cenaze törenleri hakkında bilgi veriliyor.
Müzenin bünyesinde, bir restoran (Le Cloitre) ve bir butik-kitapçı bulunmaktadır.
MUSEUM OF WALLOON ART-WALLOON SANAT MÜZESİ
Rue Velbruck’tadır. Giriş ücreti 5 Euro’dur.
Küçük ama etkileyici bir müzedir. Fransızca konuşan bölge olan Valon bölgesinin sanatçılarının eserlerinin koleksiyonu, 16’ncı yüzyıldan günümüze kadar uzanır. Paul Delvaux’un “L’Homme de la Rue” koleksiyonun 1640 yılı yapımı en değerli eseri yani “Mona Lisa” sıdır. Ayrıca: pek çom tanınmış ve tanınmayan sanatçı temsil edilmektedir.
LİEGE-GUİLLEMİNS TRAİN STATİON
2 Place des Guillemins adresindedir.
Ana tren istasyonu, Şehir merkezinin yaklaşık 2 km güneyindedir. Şehir merkezine yürüyerek 20-25 dakika uzaklıktadır.
Avrupa’nın en havalı tren istasyonudur. Her gün 15 binden fazla kişi burayı kullanır.
Yapı: İspanyol mimar Santiago Calatrava tarafından 2009 yılında tasarlanmıştır. Bu sanatçının dünya üzerindeki diğer eserleri: İsveç’te Malmö şehrinde Torso kulesi, Amerika Dallas şehrinde Margaret Hund Hill köprüsü ve daha birçok eseri vardır.
Şehri çevreleyen tepelerin kıvrımlarını taklit etmek için tasarlanmıştır. Zarif ve süslü, kafesli cam ve çelik çatısı vardır. Ayrıca 104 metre uzunluğunda anıtsal bir kemer içerir.
1’nci Platformda, 118 metre uzunluğunda, yelken şeklinde ve ofisler bulunan, bir cam gökdelen “Tour Paradis” bulunmaktadır.
MUSEE DES BEAUX-ARTS DE LİEGE-MODERN VE ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ
LA BOVERİE
Meuse nehrindeki bir adanın ucunda, güzel bir park alanında; Parc de la Boverie adresindedir. Giriş ücreti sergi varken 12 Euro, yokken 5 Euro’dur.
Binanın önünde, renkli bir duvar kağıdı bulunmaktadır ve oldukça güzeldir.
Müzenin bulunduğu bina: 2010 yılında, daha önce 1905 yılında Belçika’nın kurtuluşunun 75’nci yılında düzenlenen Evrensel Sergi (Exposition Universelle) için inşa edilen eski Palais des Beaux-Arts’ın genişletilmesi ve iyileştirilmesiyle oluşturulmuştur. Mimar Fransız Rudy Ricciotti’dir. Yenileme sırasında, binaya camdan uzanan bir uzantı eklenmiştir.
Müzenin başlangıçta sadece geçici sergilere ev sahipliği yapması öngörülmüştür. Daha sonra kalıcı sergiler de entegre edilmiştir. Ancak daha sonra kalıcı sergiler de yerleştirilmiştir.
Müze, ziyaretçilere geçici sergiler yanında kendi muhteşem sanat koleksiyonunun unsurlarını da gösterir.
Çünkü, binanın bir katı: Liege şehrinin Güzel Sanatlar Koleksiyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Burası: Musee Des Beaux-Arts De Liege yani Modern ve Çağdaş Sanatlar Müzesidir.
Galeride: Magriette, Monet, Gauguin ve Chagall’ın güzel çalışmaları ve ayrıca Picasso’nun bir eseri sergilenmektedir.
Paris şehrindeki Louvre Müzesi, müzede bulunan objeleri yılda bir geçici sergi için ödünç vermeyi kabul etmiştir.
Binanın üst katı: yaklaşık 2800 metre karelik bir alandır ve uluslararası büyük ölçekli geçici sergiler burada düzenleniyor. Bu sergiler ya doğrudan Liege şehri tarafından organize ediliyor ya da Paris Louvre Müzesi işbirliğiyle düzenleniyor.
BOVERİE PARK
Meuse nehri ve Derivation arasındadır. 1905 yılında Evrensel Sergisi için yapılmıştır. Burada: gül bahçeleri, Nicolas Schöffer kulesi ve yürüyüş alanları bulunmaktadır.
Muhteşem güzel gül bahçelerinin ücretsiz ziyaret etmek mümkündür.
PRİNCE-BİSHOP’S PALACE-LİEGE’S PALAİS DES PRİNCES-EVEQUES
Rue Sainte Ursule adresindedir.
Burası: Liege şehrinde Prens-Piskopos Sarayıdır.
İlk olarak 1000 yılında inşa edilmiştir. Bu iki bina, Piskopos Notger tarafından inşa ettirilmiştir.
1185 yılında bir yangın sonucu yanarak yok olur.
Ancak kısa süre sonra yeniden inşa edilir.
İkinci bina: 1468 yılındaki yağmalardan sonra Burgundyalılar tarafından ağır hasara uğratılır. Ardından, 1505 yılında bir yangın sonucu yok olur.
Günümüzde görülen görkemli yapı ise; Prens-Piskopos Erard de la Marck tarafından 1526-1536 yılları arasında yeniden yapılmıştır.
Binanın içi, daha sonra duvar halıları ve mobilyalar ile zenginleştirilmiştir. Ancak: 1793 devrimi sırasında, saray yağmalanır ve terk edilir.
1849 yılında büyük bir restorasyon yapılır ve Eyalet Meclisine ev sahipliği yapması için seçilir. Batıya Neo-Gotik tarzda yeni bir cephe eklenir ve heykeller yerleştirilir.
Yapı, günümüzde Eyalet Hükümetine ve Adalet Mahkemelerine ev sahipliği yapmaktadır.
Sarayın heybetli cephesi şehrin tarihi kalbi olan Place Saint Lambert’e hakimdir.
Burayı ziyaret etmek isterseniz, bilmelisiniz ki, sarayın sadece ilk avlusu, halk tarafından ziyaret edilebilmektedir.
MONTAGNE DE BUEREN-BUEREN DAĞI
Liege şehrinin tam kalbindedir. 2013 yılında merdivenler “Huffington Post” un En Sıra Dışı Merdivenler Listesinde 1’nci sırada yer almıştır.
Merdivenler: şehir insanlarının kırmızı ışık (Red Light) bölgesinden geçmesini önlemek için 1881 yılında inşa edilmiştir. Amaç: askerlerin barlar ve fahişelerle dolu, karanlık şehir sokaklarından geçme riskini önlemektir. Ayrıca, savaşta ölen 600 askeri onurlandırmak içindir.
Sanki eski bir yol, merdivenlerle kaplanmış gibi, şehrin binalarının arasında dümdüz uzanır. Merdiven boşluğu: tuğla kaplı cepheler arasında uzanır. Yükseğe çıktıkça aşağıda şehrin güzel manzaraları görülebilir.
Montagne’nin 30 derece eğimli 374 basamaklı merdivenini çıktığınızda “De Bueren” denen yere varırsınız.
Bueren dağı (daha doğrusu şehri savunma tepesi) : Burgundy Dükü’nün saldırılarına yanıt olarak Liege kentini savunan 15’nci yüzyıl aristokratlarından Vincent de Bueren tarafından düzenlenmiştir. Bu yüzden Bueren dağı: tarihi şehrin en önemli noktalarından birisidir.
Tepesinde askerlere ve Liege şehri savunmasına ilişkin herhangi bir açıklayıcı yazı yoktur. Ancak merdivenlerin kendisi ve görüntüsü, buraya anıtsal bir önem vermektedir.
Merdivenlere tırmanıp tepeye vardığınızda: birkaç adım yürüyün, sağa dönün ve gözlem platformlarına ve anıta doğru ilerleyin. Savaş anıtı: 1’nci ve 2’nci Dünya savaşlarında ölen askerlere adanmıştır.
Bu savaş anıtının hemen arkasında bir kale kalıntıları bulunmaktadır. Başlangıçta Romalılar tarafından 10 ve 11’nci yüzyıllar arasında inşa edilen kale, yıllar boyunca birçok kez yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde yıkık tuğla burçları, modern bir hastaneyi çevrelemektedir.
Devam edelim.
Orada şehrin ve ötesinin harika bir manzarasını görebilirsiniz. Ayrıca yine tepede: yürüyüş yapabileceğiniz harika ve huzurlu bir park bulunmaktadır.
Merdivenlere, yılda 2 kere: çiçekler ve ışıkla hayat verilir. Her yıl Haziran ayında: Bueren en Fleurs, merdivenlerin çiçeklerle süslenmesi etkinliğidir.
Ekim ayının ilk Cumartesi günü ise, merdivenler “Nocturne des Coteux de Citadelle” için mumlarla ışıklandırılır. Bu etkinlik için, büyüleyici bir akşam aydınlatması yaratmak için basamaklara 3000’den fazla mum yerleştirilir.
Brüksel şehri tanıtımı ve gezi yazısı ile ilgili yazım için.