Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası; Ayvalık’ın hemen karşısında, Ayvalık ve bu ada arasında; bot seferleri yapılıyor.
Gemi ile 45 dakikalık bir mesafe.
Ulaşım kolaylığı nedeniyle, turistler tarafından oldukça tercih ediliyor. Ancak: bu kadar yakın olan bu adaya gitmek için: vize almak gerekiyor.
Eskiden yoktu, ama günümüzde vize gerekiyor. (Son gelişme, muhtemelen Mart 2024 tarihinden itibaren adalara vize zorunluluğunun biteceği söyleniyor.)
Bunun dışında: Adanın tek havaalanı: Midilli merkezinin 8 km. güneydoğusundadır.
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli adası; Adanın pek çok yerine yürüyerek gitmek mümkün. Adanın patikalarını ve yamaçlarını tek başına keşfetmek isteyenler için; dört ayrı yürüyüş güzergahı belirlenmiş.
Çınar, meşe, kestane ormanları ile zeytinlik ve çamlıklar arasında: Vatera, Yer güzergahı; bostanlar ve zeytinlikler arasındaki küçük koy, burun ve körfezler boyunca Petra-Lapsarna güzergahı; bir taraftan Ege kıyıları, öbür taraftan Kaloni Körfezi, zeytin ağaçları, gri kayalıklar, palamutları ile Kapi-Sikamia güzergahı ve görkemli volkanik manzara, taş, toprak, deniz ve gökyüzü dolu Sigri-Eresos güzergahı.
Ama, benim size aşağıda belirteceğim ayrıntılı güzergahları dolaşmak için bir araba kiralamanız şart.
GENEL ÖZELLİKLERİ
FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası; Girit ve Evia’dan sonra: Ege’nin üçüncü büyük adasıdır. Yüzölçümü: 1630 km. karedir.
Başkenti: Mytilene’dir. Ada: iki büyük körfeze (Yera ve Kalonya) ve çok sayıda koylara ve burunlara sahiptir. Adanın batı kesimi çorak, doğu kesimi ise zeytinlik ve çamlıktır.
13 milyon zeytin ağacından, yılda 50 bin ton civarında zeytinyağı üretilmektedir. Suyunun güzelliğinden dolayı, Yunanistan’ın en önemli “uzo” üretim merkezidir.
GENEL
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası ; Adada: organize otel tesislerinden çevre turizm ünitelerine kadar, büyük bir çeşitlilik sunulmaktadır. Gelişmiş bir karayolu şebekesi, düzenli seferler yapan şehir içi ve şehirlerarası otobüs işletmeleri, taksi servisi ve oto kiralama acentaları var.
ZEYTİN AĞAÇLARI
Lesbos’un en önemli ürünü olan ve on milyon civarında olduğu tahmin edilen zeytin ağaçlarının büyük bölümü; adanın doğu kısmında bulunuyor. Zeytinlikler: rüzgarda parıldayan gümüşi yaprakları ile adanın iç kısımlarına kurulan küçük köyler, taşlık ve dar yollarıyla, ağaçların arasına yerleştirilmiş.
TARİHİ ÖZELLİKLERİ
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli adası; Ada: uzun ve bağımsız bir kültürel geçmişe sahiptir. Her zaman: müzik, şiir ve dans ile anılmıştır.
Homeros tarafından, onuncu peki olduğu söylenen, antik şair Sappho’nun ve Yunan müziğinin babası Alkaeus’un doğum yeri burasıdır. Osmanlı Sultanları: Lesbos’u: verimli toprakları ve burada üretilen kaliteli zeytinyağı nedeniyle çok değerli bulmuşlardır.
Bunun yanında: tarihi süreç içinde: Terpandros, Arion, Aklaios gibi şairlerin ve Theophrastos, Hellanikos gibi filozofların yetiştiği adada: düşün yaşamı canlıydı. 1462 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından, Osmanlı topraklarına katıldı.
1913 yılında, Balkan Savaşı sırasında, Yunanlılar, tek bir kurşun bile atmadan adayı işgal ettiler. 1922 yılında yapılan mübadelede, adadaki Türk nüfus, Anadolu’daki Rum nüfus ile yer değiştirdi.
NE YENİR
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli adası; Adada her şey üretildiği için, Osmanlılar buraya “İmparatorluğun bahçesi” ismini vermişlerdir.
Kendi kendine yetebilen, güzellik ve iyi yaşam geleneğine bağlı olan adada, lezzet ve aromanın birleşimi ile hoş bir mutfak yaratılmıştır.
Kreas me Kidonia (ayvalı et), arnaki gemisto (kuzu sarması), patatlidiko (patatesli), sucukakya (salçalı köfte), saougania (soğan dolması), ampelofila yalanci (yalancı dolma), kolokitholuluda (pirinç veya peynirli kabakçiçeği dolması), kolokithokefedes (kabak köftesi), kremmidopites (soğanlı börek), giozlemedes (gözleme).
Evet: Midilli adasında tadabileceğiniz tatlar bunlar. Bazıları tanıdık elbette. Bunların yanında: deniz ürünlerini de sakın atlamayın.
Özellikle: ıspanak veya pirinçli deniz tarağı veya deniz minaresi, zeytinli ahtapot, kalamar dolması, mutlaka denemenizi önereceğim tatlar.
NE SATIN ALINIR
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası: Midilli adasından: özellikle buraya has bir içki olan “uzo” alabilirsiniz. Ayrıca: zeytinyağı da almanız mümkün.
ADADA GEZİNTİ ROTASI
Evet, Yunanistan Lesbos Adası-Midilli adası; adada gezimize başlayalım, Adanın asıl merkezi; Mitilini’dir. Bu yüzden, bazen Yunanlılar, adaya Lesbos yerine: Mitilini derler.
MİDİLLİ ŞEHRİ
Yunanistan Lesbos Adası-Midalli adası; Aslına bakarsanız: adanın bizim açımızdan ismi de: Midilli olarak geçer. Zaten, Anadolu’ya çok yakın konumda. Ayvalık körfezinde, hemen Ayvalık’ın karşısındadır.
Evet: Mitilini şehri: bir ticaret merkezi ve limanı. Burası: Doğu Ege’nin en eski şehirlerinden biridir. Kuruluşu: MÖ.10’ncu yüzyılın başlarına dayanmaktadır.
Sahil binalarının çoğu: 19’ncu yüzyılın sonlarında ve 20’nci yüzyılın başlarında inşa edilmiş olup görkemli bir fon oluşturuyor.
Eski otel “Megali Vretania”, “Panellinion” kahvesi, Ziraat Bankası binası, eski otel olan “Kolones”deki bina, bugün postane olarak kullanılan eski Osmanlı Bankası, Belediye Parkı, Valilik’in mermer binası, eski Belediye Binası.
Buranın: önemli alışveriş caddesi: Ormos Ermon, günümüzde bile hala, bir Ortadoğu pazarının canlılığını ve talaşıyla, kıpır kıpır bir hareketlilik barındırıyor.
Kordon boyunca: limanın kuzeyinde ve havaalanına doğru güneyde bulunan, 18’nci yüzyıl tarihli villalar gerçekten görülmeye değer. Osmanlı tüccarlarının yaptırdığı villalar, 1920’lerdeki nüfus mübadelesi sırasında terk edilmiş.
Kioski (güney limana yakın) ve Surada (şehrin hava limanına doğru, çıkışta) gibi eski mahalleler: görkemli malikanelerin korunmasıyla, günümüze kadar aynı soylu havayı korumuşlar.
Şehrin bugünkü limanı; modern ve organize bir yer. Bunun dışında, görülmesi gereken pek çok yer: hem şehir merkezinde (Arkeoloji Müzeleri, Bizans Sanatı Müzesi, Halk Sanatları Müzesi, Geleneksel Midilli Evi) ve hem şehrin çevresinde (Aya Kriaki tepesinde, mübadil mahallesinin kenarındaki Antik Tiyatro ve liman bölgesindeki Kale anlamına gelen Kastro) bulunuyor.
Belediye parkları, meydanlar, hem Kastro (kale), hem de Antik Tiyatro bölgelerindeki, iki yemyeşil koruluk gibi halkın gezebileceği umumi alanları da gezebilirsiniz.
Bu şehirde güzel zaman geçirebilirsiniz.
Yunanistan Lesbos Adası-Midilla adası; Özellikle: Limanın çevresindeki kahvelerde. Zaten göreceksiniz ki, hepsi tıklım tıklım dolu. Sanki: adanın tüm gençleri, limanın çevresinde toplanmışlar.
Buranın en meşhur ve gitmenizi ısrarla önereceğim meyhanesi: Kaldirimi. Burada: özellikle: taze naneli kabak çiçeği dolması, beyaz peynirli mücver, kabak kızartması, üstünde koca bir dilim beyaz peynirle soğanlı domates salatası, taze bakla püresi, ahtapot ızgara, torba yoğurdundan yapılmış cacık.
Bunların yanında ise: tüm Yunanlıların bildiği ve sevdiği Barbayani marka uzo söyleyin.
MİDİLLİ ORTAÇAĞ KALESİ
Yunanistan Lesbos Adası-Midalli adası; Midilli’ye gidip te kaleye çıkmamak olmaz. Mutlaka çıkın ve çevreyi seyredin. Midilli limanına yakın, çamlık bir tepenin zirvesinde inşa edilmiş.
Ege’deki en büyük kalelerden biridir. İnşasına, antik yapı malzemesi kullanılarak, Bizans döneminde (MS.483-565) başlanan kale, Cenevizliler döneminde; 1373 yılında tamamlanmış.
1384 yılında, kale yıkıcı bir depremden dolayı harap olmuş ve bu olaydan sonra tekrar inşa edilmiş.
Daha sonra, savunmasını güçlendirmek için, kale yeni unsurlar ile donatılmış. 1462 yılında ise, Osmanlılar tarafından ele geçirilmiş. Kalenin içinde: savaş zamanlarında şehrin kadın ve çocukları için barınak olarak kullanılan yeraltı pasajları ile 4000 m. küplük bir sarnıç bulunmaktadır.
Günümüzde, bu kale yaz aylarında kültür etkinliklerinin yapıldığı bir yer olarak kullanılmaktadır.
THEOFİLOS HACİMİHAİL MÜZESİ
Midilli şehrinin Varya semtindedir. Müzenin salonlarında: halk ressamı Theofilos’a ait, Teriade’nin özel koleksiyonundan Midilli Belediyesine hibe edilen, 86 eser sergileniyor.
Eserlerin çoğu: sanatçının resim yaşamının olgunluk periyoduna ait ve özel renk uyumları, resimlenen kişilerin gerçekçi orijinalliği, canlılığı ve halk ressamının doğasında bulunan içtenlik duygusu ile ün kazanmıştır.
MODERN SANATLAR MÜZESİ
Midilli şehrinin, Varya semtindedir. Müzenin her salonunda: her bir “Büyük Kitap” vitrin içinde sergileniyor. Duvarlarda ise, “Büyük Kitap”a ait resim ve sayfaların çoğu, ziyaretçilere sunulmuştur. Duvarda asılmış eserler, numaralandırılmış kitabın basımından önceki son deneme sayfaları.
Bu resimler sayesinde: ziyaretçiler ilham konusunda yaratıcılık çabalarını gözleyebiliyor ve böylece adeta resim-şiir diyaloğunda bulunabiliyorlar. Pek ilgi çekici değil.
ARKEOLOJİ MÜZESİ. (ESKİ BİNA)
Midilli şehrinde, güney limanındadır. 1912 yılında inşa edilmiş bir konakta bulunmaktadır. Tarih öncesinden, Roma dönemine kadar uzanan geniş bir periyota ait eserler, heykelcikler, seramik ve takılar sunulmaktadır. Avlusunda ise, ağır eserler yerleştirilmiştir.
ARKEOLOJİ MÜZESİ (YENİ BİNA)
Eski binaya yakın, 1995 yılı yapımlı çok modern bir sergi salonu barındırıyor. 1999 yılında kurulan ve heykel, günlük eşyalar ve antik villalardan çıkarılan usta işi mozaikleri sergilemek amacı ile kurulmuş. Midilli adasındaki, MÖ.2’nci yüzyıldan, MS.2’nci yüzyıla kadar uzanan dönemdeki hayat tarzından görünümler sunuluyor.
BİZANS SANATI MÜZESİ
Midilli şehir merkezindedir. 1978 yılında, Ayas Therapontas kilisenin karşısında inşa edilmiştir. Müzede: Bizans ve Bizans sonrası dönemlerden önemli dini eşyalar sergileniyor.
Sergilenen eserler arasında: paha biçilmez ikonlar, dini eşya ve kıyafetler, tahta oyması işler, ender el yazmaları ve eski dini kitaplar var. Özellikle: ressamları bugün bile meçhul olan, üç tane büyük boydaki ikon görülmeye değer.
MİDİLLİ ANTİK TİYATROSU
Midilli şehrinin, kuzeybatı ucundaki çamlık Aya Kiriaki tepesindedir. 1958 yılında yapılan arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Mükemmel bir akustiği vardır ve 15 bir kişilik seyirci kapasitesi bulunmaktadır.
Evet; Midilli şehrinden çıkıyoruz. Şehirden çıkış için, üç güzergah bulunuyor. Bunlar:
1. GÜNEY ÇIKIŞI
Hava alanına ve Yera Körfezinin güney doğu sahillerine doğru.
2. KUZEY ÇIKIŞI
Eski liman (Epano Skala) ve sanayi bölgesinden geçen güzergah, adanın kuzey doğu bölgesine doğru.
3. BATI ÇIKIŞI
Ana yoldan, adanın diğer tüm kasabaları ve köylerine doğru, sizi yönlendirecektir. Turistlerin yönlendirilmesi çok kolaydır. Çünkü; tüm güzergahlarda, yeterli trafik işaretleri bulunmaktadır.
GÜNEY GÜZERGAHI
Şehrin güney çıkışına doğru, limandaki ana yolu takip edin. Neoklasik tarzda yapılmış villaların bulunduğu: “Surada” ve “Âklidi” semtlerini geçeceksiniz.
Hep sahil yolunu takip edin. Ana kavşağın bulunduğu, zeytinliklerle dolu ve “Theofilos” ile “Teriade Kütüphanesi-Modern Sanatlar Müzesi”nin bulunduğu “Varya” bölgesine varacaksınız.
Yokuş yukarı çıkıyorsunuz ve karşınıza, görkemli Arhangelos Gavriil (Baş melek Cebrail) Kilisesi’nin bulunduğu, “Kayani” yada “Taksiyarhes” kasabası çıkıyor.
Yokuştan aşağıya iniyorsunuz ve zeytinlikler arasından geçen yol; sizi, geleneksel “Aya Maria” ve “Pligoni” köylerine götürüyor.
Havaalanından çıkan ana yola dönün, sahil yolunu takip ederek, temiz plajların (burası yüzmek için ideal bir bölgedir) tadını çıkarabilirsiniz. Bölgede bulunan otellerde kalmak mümkün.
Midilli havaalanından sonra, deniz kenarında bulunan ve bir turizm merkezi olan “Neapoli” bölgesine ulaşacaksınız.
Çam ağaçları ile dolu yolda, yaklaşık 4 km. daha devam ederseniz, deniz kenarındaki “Kratigos” bölgesine ve güneye doğru devam ederseniz de “Vigla” ve “Haramida” plajlarına varacaksınız.
Bu güzergahın 23’ncü kilometresinde, “Ayos Ermogenis”deki güzel plajlar karşınıza çıkacak. Oradan, batıya doğru çıkan tali yola sapın, güzel “Skala Lutron”a ya da Yera Körfezinin karşı sahillerine deniz yolu ile geçebileceğiniz balıkçı limanı “Kunduridia”ya varacaksınız. Bu noktadan: “Lutron”un ana yolu, zeytinlikler arasından geçerek, sizi Midilli şehrine geri getirecektir.
KUZEY DOĞU GÜZERGAHI
Bu güzergaha: kuzey limanı (Epano Skala)’ndaki ana yoldan başlayacaksınız. Bu turda: Midilli Kalesini ve uzaktaki “Kukos (guguk kuşu)” adındaki eski dalgakıranı, Anadolulu Ana’nın heykelini göreceksiniz.
Güzergaha, deniz yolundan devam ediyorsunuz ve yöredeki sanayi bölgesinden geçerek “Panayuda” ya varıyorsunuz.
Eğer; deniz yolundan değil de, batı yönünden giden yolu takip ederseniz: “Morya” köyüne çıkacaksınız ve oraya yakın uzaklıkta bulunan “Roma Su Kemerini görebilirsiniz. Çevresinde otlayan keçiler göreceğiniz, bu köyde mola verin.
Burayı gördükten sonra; “Panayuda” geri dönerek, kuzeye doğru yolunuza devam edin.
Batı tarafınızda: dağ köyü “Afalonas” var. Eğer, kuzey yönüne doğru devam ederseniz, ana yolun üstündeki ve görkemli “Aya Varvara” kilisesinin bulunduğu “Pamfila” köyüne ulaşacaksınız.
Köyün daha doğusundaki balıkçı limanı “Skala Pamfilon” var. Devamında, içinde üç ana bölgesi bulunan “Thermi” bölgesine varıyorsunuz. Pirgi, Paralina ve Lutropoli Thermis (Thermi kaplıcaları) bölgeleri.
THERMİ KAPLICALARI
Thermi’de bulunmaktadır. Orada bulunan Helenistik mermer, Roma yazıtları ve Osmanlı binalarından anlaşıldığı gibi: bu kaplıcalar, antik çağlardan bu yana, insanlara şifa vermektedir.
Demir içerikli kaynakların, ısısı 46.9 derece olup, romatizma, deri hastalıkları ve sindirim sistemi hastalıklarına tedavi vermektedir.
Sahildeki ana yoldan devam edin, sol tarafınızda çamlarla kaplı “Ayos Georgios” bölgesini ve biraz ötesindeki şahane bir plaj olan “Petalidi”yi görün. Ana yolun devamında: “Mistegna” ve “Skala Mistegnon” ile “Neos Kidonies” ve “Skala”sı var.
Yol, sahile paralel olarak devam ediyor ve doğu yönüne doğru olan tali yol, önce “Aspropotamos”un plajına, sonra da “Ayos Stefanos Bizans Kilisesi”nin ve karşısında “Tokmakya” adı verilen kayalıkların bulunduğu “Ayos Stefanos”a ulaşıyor.
Evet, burada koruma altına alınmış olan “Çukaladon (çömlekçiler)” kasabası var.
Yolun devamında: 6.5 km. uzaklıkta olan, sonraki durak var. Dini duyguların ve geleneksel kültürün korunduğu “Mantamados” kasabası. Mantamados sakinleri için, çömlekçilik sanatının geçmişten günümüze kadar süregelen bir gelenek olduğu, sahil bölgelerindeki çömlek atölyelerinin sayısının çokluğundan anlayacaksınız.
Kasabanın ortasında: “Ayos Vasilios Kilisesi (1750)” ve restore edilmiş, eski bir zeytinyağı imalathanesinin çok güzel binasında bulunan “Kültür Merkezi” var.
Mantamados’un biraz dışında:
“Arhangelos Mihail Manastırı” ve doğu yönünde, yaklaşık 7 km uzaklıkta “Langadas plajı” bulunuyor. Mantamados’tan sonra: yol, kuzeyde bulunan Kapi dağ köyüne doğru devam ediyor ve oradan tali bir yol, güzel Limani plajına çıkıyor.
Oradan; Çonya plajına giden bir yol var. Yolunuza, kuzey batıya doğru devam ederseniz, “Sikamia” köyüne varacaksınız. 2.5 km. uzaklıktaki, bir kayanın üzerinde inşa edilmiş “Panaya Gorgona (deniz kızı) Kilisesi”nin bulunduğu “Skala Sikamias” var.
Batıya doğru giden yol, sizi “Lepetimnos” ve “Argenos” dağ köylerine ulaştırır.
GÜNEY-MERKEZ GÜZERGAHI
Midilli adasının güney ve merkezi bölgelerinin bulunduğu yörenin sınırları: Yera körfezinin batı sahillerinden, “Kaloni körfezi”nin doğusuna kadar uzanıyor.
Güzergahımızın başlangıç noktası: yine Midilli şehri. Fakat bu kez, şehrin doğu çıkışını kullanacaksınız. Yol; zeytinliklerle dolu bir bölgenin içinde uzanıyor ve ana yola devam ettiğinizde; güzergah Yera körfezinin paralelinde devam ediyor.
Bu güzergah boyunca: zeytinliklerin yeşil ile denizin mavi rengi hakim. Yeri körfezinin bir özelliği var.
Ege denizine açılan ağzı çok dar olduğu için, kıyılarında oluşan doğal ortama, bir göl havası veriyor. Özelliklerinden biri de; deniz kıyısındaki bir bölgede bulunan “Therma Yeras (Yera kaplıcaları)”dır.
YERA KÖRFEZİ KAPLICALARI
Yera körfezinin doğu kıyısındadır. Kaynağın çevresindeki arkeolojik buluntular: antik zamanlardan bu yana kullanıldığını gösterir. Osmanlı döneminde, kaplıcalar yenilenmiş olup., bu durum; Türk Hamam tarzına göre yapılmış iç dekorasyondan anlaşılmaktadır.
Günümüzde: Midilli Şehri belediyesinin himayesinde işletilmektedir. Kaplıcanın klorlu ve tuzlumsu olan suyusun ısısı: 39.5 derecedir. Mide bölgesindeki hastalıkları, vücutta su toplanmasına ve başka bir takım rahatsızlıklara şifa vermektedir.
Güzergahınız: daha ötede, batı yönünde: bölgenin ekonomik refah dönemi olan 18 ve 19’ncu yüzyıllarda yapılmış olan eski fabrika binaları (zeytinyağı imalathaneleri, depolar) bulunuyor.
Körfezin batı kıyılarına inerken, şirin köyler ve deniz kıyısında bulunan kasabalarla karşılaşacaksınız. Dipi, Pigadakia, Kato Tritos, Mihu, Paleokipos, Plakados, Perama kasabalarında, geleneksel Midilli mimarisinin, tipik örnekleri olan güzel evler ve kiliseler ile çoğunluğu Bizans dönemine ait eski kalıntılar var.
Güzergahın devamında: ana yol, Plakados’tan Papados’a uzanıyor ve biraz ötesinde “Mesagros” ve “Skopelos” karşınıza çıkıyor.
Güneye doğru uzanan yol: sizi, deniz kıyısında bir bölge olan “Tarti”ye çıkarıyor. Ama: Plomari yönüne giden ana yol: sizi yamaçlardaki zeytinlikler arasında kurulmuş olan “Trigona” ve “Playa” köylerine götürüyor.
Bundan sonra güzergahınız: bir çam ormanından geçiyor. Karşınıza çıkan ve güneye doğru yönelen tali yolu takip ediyorsunuz ve turunuzun bir durak (dinlenme yeri) yeri olan, büyüleyici “Ayos İsidoros plajı”na geliyorsunuz.
Evet: daha sonra gezimize devam ediyoruz.
Tekrar ana yola çıkıyoruz. Büyüleyici su kaynaklarının ve ağaçların zengin çeşitliliği ile baş döndürücü güzellikler arasından ilerleyen yoldan, batı yönünde, tüm yıl boyunca doğal güzelliklere sahip olan ve geleneklerin sıkı sıkıya korunduğu, sürekli kültürel etkinliklerin düzenlendiği “Plomari” kasabasına ulaşıyorsunuz.
Tipik cumbaları bulunan geleneksel evler, taş döşeli yollar ve de sabun imalathanesi, Sanayi ve Deniz Müzeleri ile “uzonun ilk defa üretildiği yer olarak kabul edilen kasabanın, eşsiz “Uzo Müzesi” görülmeye değer yerler.
Plomari’nin, yaklaşık 10 km. yukarısında: Megalohori var. Bölgenin, aynı derecede ilginç olan bir başka yeri de, dağdaki “Paleohiri”dir.
Kuzey doğu yönünde devam edin. Yolunuz “Akrasi” denilen bir dağ köyüne varıyor. Yolunuza devam edin. Güney yönü üzerindeki kavşaktan sonra, Vatera’ya ulaşıncaya kadar, sırası ile “Ampeliko, Stavros ve Kato Stavros” köylerine rastlıyorsunuz.
Vatera, Akdeniz’in en uzun (8-10 km. uzunluğunda) ve temiz plajlarından birine sahip olan, deniz kıyısındaki turistik bir yer.
Vatera ana yolundan devam ediyorsunuz, kuzey yönünde Vrisa köyüne ulaşıyorsunuz. Burada: Doğa Tarihi ve Paleontolojik buluntular koleksiyonunu ziyaret edin.
Evet:
Yolunuza hep ana yolu takip ederek devam ederseniz, Polihnitos kaplıcalarını ve biraz ötesinde de, taş döşeli yolları ve geleneksel evleri ile, bu bölgenin önemli bir tatil yeri olan “Polihnitos” kasabasını görürsünüz.
Kasabada: Foklor ve Tarih Müzesi var. Burada: Orta Okul binasında çok önemli bir antik Yunan Para Koleksiyonu sergileniyor. Bu bölgede: tarih öncesi döneme ait ev kalıntıları ve Halakies mevkiinde, Bizans kilisesinin kalıntıları bulunmuş.
Kuzey batı yönünde; 4 km. uzaklıktaki, şirin limanı ve çok sayıda balık lokantasının bulunduğu “Skala Polihnitu” var. Aynı yol, batıya doğru sizi, deniz kıyısındaki “Nifida” bölgesine götürecek.
Polihnitos’a dönünce ve doğu yönüne giden ana yolu takip ederseniz: Lisvori köyüne ulaşacaksınız. Ya da, tali yol; sırası ile karşınıza Lisvoki kaplıcalarını ve bir balıkçı köyü olan “Skamudi”yi ve bu bölgenin Tuzlalarını çıkarıyor. Lisvori’den başlar ve ana yola devam ederseniz, Vasilika köyünden, kuzey batı yönüne giden ana yola devam edin, Ahladeri bölgesine ulaşacaksınız.
Burası: doğal güzellikler ile dolu bir yer. Bu yörede: MÖ.231 yılındaki depremde harap olmuş, “Pira” antik kentinin kalıntıları, denizin içinde batık durumda bulunuyor.
Tekrar ana yola dönünce ve doğu yönüne doğru ilerlediğinizde:
Olimpos Dağı’nın yemyeşil yamaçlarından geçen yokuş bir yoldan “Ayasos” kasabasına varacaksınız. Panaya Vrefokratusa kutsal kilisesinin çevresinde kurulan kasaba, adanın en şirin kasabalarından biridir.
Halk sanatları (seramik, tahta oymacılık, dokumacılık) burada, uzun yıllardır, bir gelenek olarak sürdürülüyor. Burada: Panaya kilisesinin avlusunda bulunan; Bizans-Kilise Müzesi’i, Foklor Müzesi’i, Anagnostirio okuma salonunu (sanat ve edebiyat aydınlarının bir araya geldikleri mekan), kocaman çınar ağaçları ve su kaynakları bulunan Panaya Bahçesi’ni ziyaret edin.
Olimpos Dağı’nın yamaçlarından aşağı doğru indiğiniz zaman: kocaman çınar ağaçları ve su pınarları ile, serinletici, mükemmel bir dinlenme yeri olan “Karini” mevkiine varacaksınız.
Güneydoğu yönünde, daha ötede bulunan kavşaktan, yokuş yukarı giden yola sapın, görkemli Taksiyarhis Kilisesinin bulunduğu “Asomatos” köyüne ulaşacaksınız.
Biraz daha aşağıda: Keramya, yemyeşil Ayii Anargiri mevkii ve İpios ile Sikunda köyleri: Midilli adasının güney ve merkez güzergahındaki gezimizi tamamlıyor.
KUZEY GÜZERGAHI
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası; Gezimizin başlangıcı, bu kez de Midilli şehri. Şehrin batı çıkışını kullanarak, ana yol üzerinde, yemyeşil ormanlık bir yamaçta kurulmuş “Lambu Mili” köyüne ulaşıyoruz.
Koloni Körfezine yaklaşınca; Eoller tarafından, MÖ.3’ncü yüzyılda kurulmuş ve Zeus-İda-Dionisos tanrılarına adanmış olan antik Mesa Tapınağını görüyoruz.
Orman bitince: manzara değişiyor. Çamlar ile doğu yöre, doğu yönünde sonsuz bir zeytinliğe dönüşürken, batı tarafında ise Kaloni Bataklığını oluşturan Kaloni Körfezi’nin sonsuz mavisi ile tuzlaların beyaz rengi hakimdir.
Bu bölgenin tek kavşağına vardığınız zaman: doğu yönüne giden yol: sizi: kökleri, antik zamanlara dayanan, gelenek ve göreneklerin hala hüküm sürdüğü “Aya Pareskevi” kasabasına götürüyor.
Kasabanın taş döşeli ana caddesinde, neoklasik mimarinin örnekleri olan, görkemli konaklar dikkatinizi çekecek. Mimari açıdan: Pamegiston Taskivarhon Kilisesi ve “Ekpedeftiria (okullar)” çok ilgi çekici. Kasabanın doğusunda bir dağ köyü olan “Napi” ve antik Yunan ile ilk
Hıristiyanlık dönemine ait bulunmuş kalıntılar var. Bunlar: antik Klopedi Tapınağı (MÖ.8’nci yüzyılda inşa edilmiş ve tanrı Apollona adanmış), Yefiri tis Kremastis (kremasti köprüsü, MS.1355-1432 yılları arasında inşa edilmiş) ve Paleohristiyaniki Halinadu (MS.550-600 yıllarında inşa edilmiş bir manastır kilisesi).
Sizi: Aya Paraskevi köyüne getiren kavşağa geri dönüyorsunuz ve Arisvi kasabasına varıyorsunuz.
Buraya: kısa bir mesafede, adanın en büyük kasabası olan “Kaloni” ve Midilli Adasının kuzey ve batı bölgesine götüren kavşak var.
Kaloni yöresi,
Aristoteles zamanından günümüze kadar bir ticaret merkezi, çok kaliteli deniz mahsüllerinin çıkarıldığı, hem bir tatil yer, hem de doğa araştırmalarının yapıldığı bir yer olarak biliniyor.
Bölgenin, arkeolojik buluntuları, kasabanın MÖ.1400 yılından Bizans ve Ortaçağ yıllarına kadar, bir refah dönemi yaşadığını gösterirken, Osmanlı döneminde, Ortadoksluğun merkezi haline dönüşmüş.
Kaloni; adanın en büyük ovasında bulunup, yoğun ticari ve kültürel faaliyetleri sürdürmektedir. 4 km. uzaklıkta, Ariyani, Keramiyo ve Papyana kasabalarını geçiyorsunuz ve sonra bölgenin tatil yeri ve limanı olan “Skala Kalonis”e ulaşacaksınız.
Kaloni’ye, kuzey yönünde kısa uzaklıkta, Panaya Mirsinyotisa Kutsal Manastırı var.
Kaloni’nin kuzey çıkışındaki yol: doğu yönünde, 9 km. uzaklıkta olan Stipsi köyüne ve oradan da, tali bir yol, Lafiona köyüne çıkarıyor.
Kuzeye doğru devam ettiğinizde, çam ormanlarının içinden geçen bir yol, sizi büyüleyici Petra bölgesine ulaştırıyor. Tepesinde Panaya Glikofilusa (1742)’nın inşa edildiği bir kayanın çevresindeki küçük ovada kurulan Petra, adanın önemli bir turistik yeridir.
Varelcidena (1740) konağı ve 17’nci yüzyıla ait bazilika tarzındaki Ayos Nikolaos kilisesi görülmeye değer.
Petra ana yolunu takip ederek, kuzey yönünde ilerleyin: kayalık sahillerin yanından geçerek, adanın en çok turist çeken yerlerinden biri olan “Mithimna” ya da “Molivos”a varacaksınız.
Tarihi varlığı, tarih öncesi döneme kadar dayanan Mithimna, Akdeniz’in en iyi korunmuş Ortaçağ kasabalarından birine sahip. Zirvesinde, bir Ortaçağ kalesi bulunan kayalık bir tepenin yamaçlarında kurulmuş.
Burada: eski taş evler, taş döşemeli yollar, Osmanlı döneminden kalma çeşmeler ve dikkate değer konaklar var.
Belediye binasında bulunan, Belediye Kütüphanesi ile Arkeoloji Koleksiyonu, Belediye Galerisi ve Kiliseler, ziyaret edilebilecek yerlerden. Kasabanın ucundaki şirin liman, buranın eşsiz manzarasını tamamlıyor.
Ortaçağ kalesine giden yol: Eftalu plajına kadar devam ediyor. Turistik tesislerin bulunduğu bu güzel sahilde, bölgenin kaplıca tesisleri de bulunuyor.
BATI GÜZERGAHI
Bu rotanın başlangıcı: Kaloni kavşağıdır. Adanın en kurak, fakat aynı zamanda en heyecan verici güzergahıdır. Bu sefer: Kaloninin kuzey çıkışını kullanarak, kuzey batı yönünde ilerleyin. Başlangıçta: Dafya kasabası ve daha yukarıda, önemli bir Kilise Sanatı Müzesi ve Jeoloji Müzesi bulunan Limonos Manastırına ulaşacaksınız.
Bu kayalık bölgede, yokuş yukarı yolunuza devam edin. Filia kasabası ve Skutara dağ köyü. Evet, gezimize ana yoldan devam ediyoruz.
Güney yönünde: Pterounda, Hidira ve Revma köyleri ve Vatusa köyünü geçiyoruz. Batı yönünde: Perivolis Manastırından sonra, Andisa’ya varacaksınız.
Burası: adada kurulan ilk Eol kolonisi. Antik şehir kalıntıları, bugünkü kasabanın kuzeyinde ve deniz kıyısında bulunuyor.
Çağdaş Andisa, geleneksel küçük köy evleri ve taş döşemeli sokaklar ile dolu. Önemli bir halk sanat eserleri koleksiyonuna sahip olan Kültür Merkezi, görülmeye değer.
Andisa’nın çıkışındaki yol: ikiye ayrılıyor. Kuzey batı yönünde giden yol: Sigri’ye varıyor. Güney yönünde giden yol ise Eressos bölgesine gidiyor.
Sigri’ye giden yolu takip ediyorsunuz. Önce İpsilo Manastırı ve daha sonra: doğanın en eski eserlerinden olan ve 15-20 milyon yıllık geçmişiyle tüm dünyanın bir ilgi odağı olan Fosilleşmiş Ormana varıyorsunuz.
Yolun sonunda: Sigri kasabasında: Doğa Tarihi-Fosilleşmiş Orman Müzesi var. Kasabanın batı ucunda: çok iyi korunmuş kale ve Bizans ile Ortaçağ dönemlerine ait başka kalıntılar da bulunuyor.
TAŞ AĞAÇLAR
Yunanistan Lesbos Adası-Midilli Adası; Antik çağlarda: bu topraklarda, dev sekoya ağaçlarından bir orman bulunuyormuş.
Volkanik külle kaplanan ağaçlar, zaman içinde taşa dönüşmüş. Günümüzde: Taş Ormanında, bu ağaçlardan bazıları görülebiliyor. Bazılarının her büyüme halkası dahi fark edilebiliyor.
Tekrar, ana kavşağa dönüyorsunuz. Çıplak, kayalık tepecikler arasından geçen ve güney yönüne giden yolu tercih ediyorsunuz.
Yolun devamında Eressos ile karşılaşıyorsunuz. Kökleri antik zamanlara dayanan bu kasaba, antik şair Sapfo’nun ve Theofrastos’un doğum yerleridir.
ŞAİR SAPPHO
Bu arada: bu şair Sappho hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. MÖ.612 yılında, Lesbos’ta doğan Sappho: ailesiyle birlikte İtalya’ya sürülmüş.
Ancak, o evlenmek ve çocuk sahibi olmak üzere adaya dönmüş. Ama; o bir bayan ve lezbiyen. Evet: Sappho daha sonraları: antik Eressos’ta, Kadınlar Birliği doğal bağını oluşturan bir kadın komünü kurmuş.
Kendi adını alan Sappho tarzında yazılmış şiirlerinde, aşktan ve sevgiden bahsetmiş. Çalışmaları ve sosyal etkinlikleri, onun eşcinsel kadınlar için bir meşale taşıyıcısı olmasına yol açmış.
Aslında: “lezbiyen” kelimesi, şairin doğum yeri lan “Lesbos” dan gelmektedir.
3 km. güneyinde: kavak, çınar ve incir ağaçları ile dolu, yemyeşil bir yol, sizi adanın önemli bir tatil beldesi olan “Skala Eresu”ya götürecek.
Skala Eresu’nun doğu yönünde giden yol: Mesotopos’a çıkıyor. Bu yol, sizi: deniz kıyısındaki: Makara ve Apothika mevkilerine götürüyor.
Yolumuz: denize paralel olarak devam ediyor ve manzara yavaş yavaş zengin bitki örtüsüne ve denizin büyüleyici güzelliğine dönüşüyor.
Denize ulaşan yol, Skala Parakilon’a varıyor. Bu noktadan güney doğu yönüne doğru gidiyorsunuz ve Skala Kalonis’e varıyorsunuz.
SONUÇ
Yaz sezonunda: Lesbos’tan Ayvalık’a günübirlik turlar düzenleniyor.
Bu turlara: özellikle Ayvalık’ta pazar kurulduğunda; büyük miktarda Yunanlı katılıyor.
Eğer, siz bu adaya, Türkiye dışından giderseniz, mutlaka bu turlara katılarak, Ayvalık’a geçmeli ve buradaki muhteşem güzellikleri görmelisiniz.
Yunan adaları genel özellikleriyle ilgili yazım.
Yunan adaları gezi planı hakkındaki yazım.