Kıbrıs Lefke

Kıbrıs Lefke

Lefkoşa’nın 64 km kuzey batısındadır. Lefke-Girne arasındaki uzaklık ise 69 km. dir.

Burası: turunçgilleriyle ünlü bir beldedir. Buraya gitmek isterseniz, Güzelyurt üzerinden yol vardır.

Lefke isminin kaynağına gelince: MÖ 300 yılında, bu bölge Mısır kökenli Ptolome hanedanından bir kralın oğlu olan Prens Lefkon’a hediye olarak verilmiş ve kendisi tarafından burada kurulan şehre de Lefke ismi verilmiştir.

Kıbrıs Lefke

LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ

Üniversite 1990 yılında Lefke bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişimi için kurulmuştur. Burada dünyanın farklı ülkelerinden gelen 5500 civarında öğrenci eğitim görmektedir.

lefke genel.01
Kıbrıs Lefke
lefke genel.0
Kıbrıs Lefke

 

GEZİLECEK YERLER

cengiz topel anıtı.1
Kıbrıs Lefke
cengiz topel anıtı.2
Kıbrıs Lefke

CENGİZ TOPEL ANITI

Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel: 8 Ağustos 1964 tarihinde, Kıbrıs üzerinde uyarı uçuşu yaparken, uçağı Rumlar tarafından düşürülmüş, paraşütle atlamasına rağmen, Rumlar tarafından esir alındıktan sonra öldürülmüştür. Rumlar tarafından, yalan beyanla hastanede öldüğü belirtilerek cenazesi 12 Ağustos 1964 tarihinde iade edilmiştir.

lefke. osmanlı konakları.1
Kıbrıs Lefke

TARİHİ OSMANLI KONAKLARI

Lefke’de Osmanlı mimarisinin nadir örneklerinden olan 41 tane konak bulunmaktadır ve bunlar koruma altına alınmıştır. Konaklar: 18 ile 20’nci yüzyıllar arasında yapılmış olup otantik görünümleriyle ilgi çekmektedir.

soli.2
Kıbrıs Lefke
soli.3
Kıbrıs Lefke

 

 

 

 

 

SOLİ

Kuzey Kıbrıs’taki antik şehirlerden biridir.

Verimli topraklar üzerinde bulunan Soli; bölgede bulunan bakır yatakları ve limanı ile, adada önemli bir konuma sahiptir.

Soli şehrinin ismi, yazılı kaynaklarda ilk önce, MÖ 700 yıllarında Asurluların haraç aldıkları şehirlerin listesinde geçer.

Şehrin listedeki ismi “Si-il-lu” dur. MÖ 498 yılında, adada bulunan diğer krallıklarla birlikte, Soli de Kıbrıs’ın hakimi olan Perslere karşı ayaklanır, ancak yenilirler.

Bundan sonra, şehrin daha iyi kontrolünü sağlamak için, Pers taraftarı Kral Doxandros of Marion, şehrin yanına “Vouni Sarayı”nı yaptırır.

Soli: en parlak yıllarını, Roma döneminde yaşar. 4’ncü yüzyıla gelindiğinde, liman, gemilerin giremeyeceği kadar alüvyonla dolar ve bunun üzerine bakır madenleri kapatılır. 7’nci yüzyıldaki Arap akınları, kentin sonunu hazırlar.

Araştırmalarda, Soli şehrinde tiyatronun sırtını verdiği tepedeki Akropolis’de kral sarayı bulunmuştur.

Kazılarda: ayrıca Helenistik döneme ait altın ve gümüş takılar, MÖ 1’nci yüzyılda yapılmış mermer bir Afrodit heykeli (halen Güney Kıbrıs’ta müzede sergileniyor) ve MÖ 2’nci yüzyıla ait Amazonlar ise savaşı gösteren bir kabartma ele geçirilmiştir.

Günümüzde: Viyana Tarih Müzesinde bulunan ve Fugger Lahiti olarak bilinen lahtin de Soli Akrepolisinden çıkarıldığı ileri sürülmektedir.

Kazılarda: Helenistik döneme ait Agora’ya açılan bir cadde ve Agoradaki mermer, anıtsal çeşmenin kalıntıları da ortaya çıkarılmıştır.

Tatlı su kaynağı, verimli topraklar ve korunaklı liman, ayrıca bakır yatakları ve bakırı işleyebilecek çok sayıda odunun bulunması, bölge için büyük bir avantaj dı.

Günümüzde koruma altına alınıp ziyaretçilere açılan bu yerleşim yeri: tarihin, korunması gereken miraslarından biridir.

soli.5
Kıbrıs Lefke

SOLİ BAZİLİKASI

Yapının: 4’ncü yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı düşünülmektedir. Kıbrıs adasında inşa edilen ilk kiliselerden birisidir.

Yapının, kendine özgü yanları vardır. 200 metre uzunluğundaki bazilika, üç kapılı bir giriş ve giriş mekanı ile başlıyor. Bunu: dört tarafı sütunlarla çevrili ve çeşmesi olan bir avlu izliyor. Bundan sonra gelen, yine üç kapılı bir giriş ve narteksten sonra, asıl kiliseye giriliyor.

Kilisenin içinde iki sıra halinde dizilmiş, onikişer taştan yontulmuş dev sütunlar vardır.

Günümüzde, bu sütunların sadece altlıkları görülüyor. Nefin sonunda, üçlü apsis vardır. Ortadakindeki sıralar piskopos ve rahiplere ayrılmıştır.

Kilisenin döşemesi tamamen mozaik kaplıymış. Bu mozaiklerin bir kısmı, günümüze dek ulaşmıştır.

Kuzey Kıbrıs’ın en iyi korunmuş mozaik ve mermer zeminine sahiptir. Başlangıçta tümü geometrik desenli olan mozaiklere, zamanla hayvan figürleri de eklenmiştir.

Hayvan figürleri arasında, çevresi bir bitki örtüsü ve dört küçük yunus ile çevrili, kaza benzeyen kuğu figürü dikkat çeker.

Apsisin önündeki mozaikte Yunanca “Ey İsa, bu mozaiği sana adayanları koru” yazısı okunur.

Hıristiyanlık geleneğinde Soli, Saint Mark’ın Saint Auxibus tarafından vaftiz edildiği yer olarak kabul edilmektedir.

Buna göre, 1’nci yüzyılda Soli’ye sığınan Hıristiyan bir Romalı olan Auxibus, sonradan Soli kilisesinin ilk piskoposu olmuştur.

soli tiyatro.1
Kıbrıs Lefke

SOLİ TİYATROSU

Soli’deki Roma tiyatrosu, bir tepenin denize bakan yamacına kurulmuştur. 2’nci yüzyıl sonu ve 3’ncü yüzyıl başındaki tarihi süreçte yapıldığı tahmin edilmektedir. Seyircilere ayrılan yarım daire şeklindeki oturma sıralarının olduğu bölüm, kısmen tepenin kayasına oyulmuştur.

Burası: ortadaki orkestra (koro yeri) denilen kısımda, kireç taşı bloklarla yapılmış bir duvarla ayrılıyor.

Oturma yerlerinin taşları ve mermerlerinden sağlam kalanlar, 19’ncu yüzyılda Mısır’da Port Sait rıhtımının yapılmasında kullanılmıştır.

Aslında kapasitesi 4000 kişi olan bu kısım, günümüzde yarı yüksekliğine kadar restore edilmiş durumdadır.

Sahne binası, iki katlı ve mermerle kaplanmış ve heykellerle süslüdür. Günümüzde görülen kısmı, sahne binasının üzerine inşa edildiği platform kısmıdır.

Tiyatronun batısındaki bir tepenin üzerinde, İsis ve Afrodit’e adanmış bir tapınağın izleri görülür.

Soli Tiyatrosunda, her yıl Lefke Avrupa Üniversitesinin mezuniyet törenleri ve yine her yıl düzenlenen Bahar Şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklerde ünlü sanatçılar konserler verir.

vauni sarayı.1
Kıbrıs Lefke
vauni sarayı.2
Kıbrıs Lefke

 

VOUNİ SARAYI

Marion şehrinin, Pers sempatizanı olan kralı Doxandros of Marion tarafından, civardaki Yunan taraftarı yerleşim birimlerinin ve özellikle Soli şehrinin kontrolü için, 5’nci yüzyılda yaptırılmıştır.

Deniz seviyesinden 270 metre yüksekliktedir.

Sarayda 137 oda vardı. Bunlar: idari bölümler, yatak odaları, erzak dolapları, hamam ve çalışma odalarıydı.

MÖ 449 yılında, bölgedeki Pers egemenliği, yerini Yunan egemenliğine bırakınca, saray işlevini yitirdi.

Yani, toplam 70 yıllık bir süreçte ayakta kalabilmişti.

Daha sonra ise MÖ 380 yılında, Soli halkı tarafından yıkılır ve bir daha yenilenmez.

Sarayın su ihtiyacı için kayalara oyulmuş sarnıçlarda biriken yağmur suları kullanılmıştır.

Erzakların depolandığı bazı odaların içlerine, amforaların oturtulduğu çukurlar yapılmıştır.

Hamamlar sıcak hamam türünün en eski örnekleridir.

Yapılan kazılarda, pişmiş topraktan yapılmış ve sarayın ortadan kalktığı yangında siyahlaşmış testi içinde “Vouni Hazinesi” olarak adlandırılan eşyalar bulunmuştur.

Bunlar arasında: altın ve gümüş bilezikler, işlemeli gümüş kupalar, Marion, Kition, Lapithos ve Paphos şehirlerinin damgalarını taşıyan yüzlerce madeni para bulunmuştur.

Sarayın güneyinde ise, MÖ 5’nci yüzyılda yapılmış olan bir “Athena Tapınağı” izleri bulunmuştur.

İki avlusu ve etrafı çevrili kutsal bir alanın bulunduğu tapınakta, içlerine heykellerin oturtulduğu çukurlar da bellidir.

Vouni kalıntılarının bölümleri, giriş, kraliyet odaları, sütunlu avlu, mutfak avlusu, sarnıç, erzak depoları, hamamlar, oturma odaları, işyerleri olarak gezilip görülebilir.

 

 

Bilecik Osmaneli

 

Bilecik Osmaneli: Tarihi geçmişinde, Yunan işgalinde tamamen yakılıp yok edilen bu şirin ilçemiz, daha sonra yeniden inşa edilmiş ve özellikle, merkezdeki kilise, tarih meraklılarının ilgisini çekebilecek özellikte. Ayrıca: İstanbul ve yöresinden çıkıp, güneye giden binlerce insan buradan geçmesine rağmen, asla merkeze uğramıyorlar, bence Sakarya ırmağı kıyısındaki çay bahçelerinde bir yorgunluk çayı içmeniz, yola devamınız açısından muhteşem bir mola yaratacak ve size güç verecektir, buraya biraz zaman ayırmalısınız.

Bilecik Osmaneli

ULAŞIM

İstanbul-Eskişehir kara yolu ve İstanbul-Eskişehir-Ankara demir yolu, ilçe merkezinden geçer. Bunun sonucunda, özellikle yaz aylarında, güneye giden binlerce insan, buradan geçer ama asla, ilçede kısa bir süre dahi olsa konaklamayı düşünmezler. Halbuki, Sakarya kıyısında bir çay molası verebilirsiniz.

Osmaneli-Bilecik arası uzaklık: 34 km. Osmaneli-Eskişehir arası uzaklık: 106 km. Osmaneli-Adapazarı arası uzaklık: 72 km. Osmaneli-Kocaeli arası uzaklık: 110 km. Osmaneli-İstanbul arası uzaklık: 202 km. Osmaneli-Bursa arası uzaklık: 104 km.

TARİHİ

Eski ismi: Lefke. Bunun kelime anlamı: kavaklık-yeşillik. Adının Luwi dilinden geliyor olması, yörede, MÖ.2000’li yıllardan bu yana yerleşim bulunduğunu göstermektedir.

1308 yılında Osman Gazi tarafından Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir. Takip eden dönemde, İstanbul-Bağdat-Mekke yolunun buradan geçiyor olması, yörenin tarih boyunca önemini ortaya koymuştur. Zaten o yıllarda, İznik şehrinin ana kapılarından birinin “Lefke kapı” olması da, ayrı bir özelliktir.

Yöreye, İstanbul’dan bir yeniçeri ağası, Serdar olarak atanmış ve şehir, uzun yıllar bu aile tarafından yönetilmiştir. Halk, uzun süre Cebecioğlu ailesinin oturduğu büyük konaktan idare edilmiştir. 1874 yılında, yörede büyük bir yangın felaketi yaşanır. Sığırlık mahallesi olarak bilinen bölgedeki evlerin hepsi yanarak yok olur ve halk, uzun süre çadırlarda yaşamak zorunda kalır.

Lefke adı, 1913 yılında, Osmangazi’ye atfen “Osmaneli” olarak değiştirilmiştir.

 

GENEL

Bilecik Osmaneli

Osmaneli, güney Marmara bölgesindedir. Sakarya nehri, ilçe merkezinden geçerek, yerleşim yerini ikiye ayırır. İklim özellikleri olarak Akdeniz iklimi egemendir. Buna göre: yazları sıcak ve kışları ılıktır. Yörenin denizden yüksekliği: 80-926 metre arasında değişmektedir. İlçe merkezinin yüksekliği: 103 metredir.

Bilecik Osmaneli

İlçe merkezinde: Cami Kebir ve Cedit mahallelerindeki binalar, bitişik düzende yapılmış, genellikle doğrudan sokağa bakan cepheleri ve bahçeleriyle öne çıkıyor. Bu evlerin giriş katları: ipek böceği yetiştiriciliğine ayrılmış. Ahşap merdivenlerden çıkılan ikinci katta, kullanım odaları var. Çatı: kiremit kaplı.

Cumhuriyetten önce, ilçede 3 ipek fabrikası bulunmasına rağmen, Cumhuriyetten sonra sadece bir fabrika üretime devam etmiş, bu fabrika da, on yıl kadar önce yıkılmış, günümüze bacası ve kozalığı kalmıştır. Çünkü, ipek böceği yetiştiriciliği, son yıllarda oldukça azalmıştır. Çünkü, çevrede tarımsal ilaç kullanımı, problemler yaratmaktadır. Ayrıca, gelir miktarı da azalmıştır. Yine de günümüzde, burada çok miktarda dut ağacı görebilirsiniz.

Yörenin ekonomisine gelince: genelde tarımsal ağırlıklı bir çalışma hayatı var. Özellikle: son yıllarda: Ağustos ayı başlarında yapılan “Alaca karpuz Festivali” buranın kültürel hayatında büyük önem arz ediyor. Bu şenliklerde: folklor gösterileri, stat konserleri, havai fişek gösterileri, sanat sokağı sergileri, klasik müzik konseri gibi etkinlikler düzenleniyor.

NE YENİR

Burada: mevsimine göre, karpuz ve ayva tatlısı (lokum) yemeden sakın ayrılmayın. Çünkü, burası, tam bir “ayva” cenneti, muhteşem lezzetli ayva üretiliyor.

NE SATIN ALINIR

Gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, buradan “Ayva lokumu” satın almalısınız. Tamamen saf ve içinde hiçbir katkı maddesi yok.

GEZİLECEK YERLER

Bilecik Osmaneli Kilise

KİLİSE

İlçe merkezindedir. Orijinal adı: Hacios Georgios (Aya Yorgi) kilisedir.

İznik-Rum imparatorluğu döneminde yapılmıştır. Ortadaki küçük kubbesi ve çatı örtüsü yıkılmıştır. Yapının ön cephesinde, iki köşede, iki tane çan kulesi görülüyor. Yapının, 19.yüzyıl sonlarında yapıldığı sanılıyor. Çünkü: burada daha önce bulunan kilise yanmış. (Tarih bölümünde sözünü ettiğim, bütün ilçeyi etkileyen yangında)

Günümüzde görülen kilise: 1874 yılında, Macar bir mimar tarafından yapılmış. Zaten, uzaktan bakıldığında, Avrupa kiliselerini andırıyor. Yapının ana giriş kapısının kemerlerini, çapları 40 cm. civarında olan mermer sütunlar taşıyor. Ancak, yapıda kullanılan bazı taşlar, kalker olmaları nedeniyle, suya olan dayanıksızlıklarından erimişler.

Bilecik Osmaneli Kilise

Evet, bu görkemli yapı, 1924 yılındaki mübadele sonucu, Rumların bölgeyi terk etmeleri üzerine, maalesef yıkılmaya yüz tutmuş. Özellikle: bu tür bir dini yapının, uzunca bir süre hayvan ağılı olarak kullanılması hoş değil. Günümüzde: 2005 yılından itibaren, buranın bir “Kültür Merkezi” haline getirilmesi için Belediye ve Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından çalışmalar yapıldığını duydum.

RÜSTEM PAŞA CAMİSİ

İlçe merkezinde, Sakarya caddesi üzerindedir.

Cami: Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri ve damadı Rüstem Paşa tarafından; 1527 yılında yaptırılmıştır. Mimarı: Mehmet Paşa. Ulu cami ve Cami-i Kebir olarak da bilinmektedir. Cami: dikdörtgen planlı ve ahşap tavan ve çatılıdır. Kesme taş kullanılmıştır.

 

SELÇİK İÇMELERİ

İlçe merkezine 9 km. uzaklıktadır. İçmenin suyu: dört ayrı çeşmeden akmaktadır. Bu suyun içeriği: sodyum klörür, sodyum karbonat, sodyum sülfatça zengindir. Sıcaklığı ise: 15-20 derecedir. İçme suyunun faydalı geldiği bilinen hastalıklar: mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak ve idrar yolları hastalıkları ile böbrek ve mesane taşlarının eritilmesi ve düşürülmesinde etkilidir.

TAŞ KÖPRÜ KALINTISI

Göksu ırmağı üzerindeki köprünün, Mimar Sinan tarafından yapıldığı söyleniyor. Ancak, günümüzde, köprü ortada yok. Köprü yıkılarak, Göksu nehrinin içine düşmüş ve bir taş yığını olarak görülebiliyor.

Bilecik Osmaneli Akkaya Şelalesi

AKKAYA ŞELALESİ

İlçe merkezine 12 km. uzaklıktadır. Burası, gayet güzel bir piknik yeri olarak öne çıkıyor.

Bilecik tanıtım yazısı.

Eskişehir tanıtım yazısı.

Adapazarı tanıtım yazısı.