Edirne Lalapaşa

Edirne Lalapaşa


Buranın en büyük özelliği: kuzey ve batı bölümlerinde, Bulgaristan sınırı bulunmasıdır. Bu sınırın uzunluğu 55 km. civarındadır. Bunun yanında, Lalapaşa denildiğinde, benim ilk aklıma gelen, burada bir tarih hazinesi rolü üstlenen dolmenlerdir.

Yani, bu mezar yapıları, dünya üzerinde, yalnızca Kars şehrinde ve bir de burada görülmüş olmaları nedeniyle önem kazanmaktadır.
Bunun nedenini anlamak mümkün değil, çünkü Kars ile Lalapaşa arasındaki uzaklık malum.

İnanılmaz bir durum. Tarih meraklıları, Lalapaşa ilçesinde, bu dolmenler ve Tümülüsleri mutlaka görmelidirler.

Edirne Lalapaşa

ULAŞIM

Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli kara yolu, ilçe sınırları içinden geçmektedir.
Lalapaşa ilçesinin, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine uzaklığı: 27 km. dir.

Edirne Lalapaşa

TARİH

Tarihi süreç değerlendirildiğinde, yörede, çok eski dönemlerden bu yana yerleşim bulunduğu görülür. Ancak, 1361 yılında, Sultan I. Murat’ın komutanlarından Lala Şahin Paşa: yöreyi ele geçirir ve Osmanlı topraklarına katar. Bölge, Lala Şahin Paşa’ya “has” olarak verilir ve bunun üzerine, yerleşim yerine, kendisinin ismi verilir. Osmanlı döneminde, yörede, Mimar Sinan’ın bir kısım eserine rastlamak mümkündür.
1945 yılına gelindiğinde ise, yörenin, İlçe olduğu görülür.

Edirne Lalapaşa

GENEL

Yörenin büyüklüğü: 536 km. kare olup, deniz seviyesinden yükseklik: 72 metredir.
İlçe arazisi genellikle düzlüktür. Ancak, sınır kesimleri engebelidir. Bu bölümde, tepelerin üst kısımlarında, granit bölümler görülmektedir.
Yörede, birçok dere bulunmaktadır ve bunlar, Tunca nehrine dökülmektedirler.
İlçenin iklimi: tipik karasal iklim özellikleri göstermektedir.

AVCILIK

Lalapaşa yöresinde yaşayan insanlar, avcılığa aşırı meraklıdırlar. Özellikle: Hacılar, Vaysal, Hacıdanişment, Kalkansoğüt ve Çallıdere gibi ormanlık alanlarda, gerek yöre insanı ve gerekse çevreden gelenler tarafından kara avcılığı yapılmaktadır.

Edirne Lalapaşa

GEZİLECEK YERLER

MUHİDDİN BABA TÜRBESİ

Anadolu Yörük Türklerinden Muhiddin Baba: buraya gelerek yerleşmiş ve 1513 yılında vefat edince, yine burada bulunan türbesine gömülmüştür.

Edirne Lalapaşa Dolmen
Edirne Lalapaşa Dolmen

    

 

DOLMEN

Bunlara: Lalapaşa Kapaklısı ismi de verilmektedir.
Dolmenler: tarih öncesi yapılar olarak bilinir ve ülkemizde, yalnızca Kars şehri ve bu bölgede görülmektedirler. Dolmen kelimesi “keltçe” dir ve “Tolmen” anlamına gelmektedir.
Yapıldıkları dönem olarak: MÖ.2000’li yıllar düşünülüyor. Yani: ilk demir çağında, Kuzey Balkanlardan, Trakya’ya göç eden bir topluluğu ait mezar anıtlarıdır.
Bunlar: bir mezar odası ve bunun çevresini kaplayan dikey taşlardan oluşmaktadır. Ama, bu dikey taşlar, 2-3 metre uzunluğunda ve tonlarca ağırlıktadır ve bağlayıcı harç kullanılmadan üst üste bindirilmek suretiyle yapılmışlardır.

Lalapaşa bölgesinde bulunan Dolmen: ilçe merkezindeki bir Tümülüs içine gömülmüştür (ama bu Tümülüsler, zamanla kendilerini koruyamamışlar ve yok olmuşlardır) ve özellikle mezar odası ve dışa açılan koridoru görülmeye değerdir. Bu dolmenlerde yapılan kazılarda: madeni takılar, gözyaşı şişeleri gibi mezar hediyeleri bulunmuştur ve Edirne Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedirler.

Bunun dışında: Hacıdanişment ve Kalkansöğüt köyü Kapaklı mevkiinde, çok sayıda dolmen bulunmaktadır. Bunların hepsi güneye bakar ve kabataştan bloklar şeklinde yapılmışlardır. Genellikle, açık bir giriş, koridor ve birbirini takip eden, kapalı iki mekandan oluşmaktadırlar. Halk arasında: kapaklı kapa veya Perikızı gibi isimlerle bilinmektedirler.

Özellikle: Büyünlü köyüne gitmenizi öneririm. Bu yöredeki 6 dolmenden, 4 tanesi bir arada, ikisi ise, bunların doğusundadır. Dört dolmenin bulunduğu bölüm: 14 metrelik bir dairesel tümsek şeklinde yükselmektedir.
Dolmenler hakkında, son birkaç söylentiden söz etmek istiyorum.

Şöyle ki: Dolmenlerin içindeki radyoaktif değerler ile dışındaki radyoaktif değerler birbirinden farklıdır. Dolmenlere yaklaştığınızda, yanınızda pusula varsa, manyetik değerden yani kuzeyden saptığını görebilirsiniz. Bir diğer söylentiye göre: Dolmenler, ölümü yaklaşmış kabile bilgelerinin mezarları olarak yapılırmış ve bilgeler bu odalara kapatılır ve dış dünya ile ilişkisi kesilen can: öbür dünyaya seyahat yapabilecek hale gelirmiş. Böylece: bir süre sonra, beden ölür ama can baki kalır diye inanırlarmış.

Böylece: mezara bırakılan bilgin: istediği zaman bu dünyada veya başka dünyalarda özgürce gezer, bilgi toplar ve bu bilgileri, dolmenleri ziyaret edenlere, gelip soru soranlara telepati yolu ile veya ziyaretçinin kabul edebileceği bir şekilde başka birinin ağzından aktarabilirlermiş. Evet, bunlar elbette söylenti, gerçeklik payı en azından günümüz için kanıtlanmış değil, ama pusulanın manyetik kuzeyinin sapması olayı gerçektir.

Son bir not: dolmenlerin içinde araştırma yapıldığında, yalnızca bir kısmında insan kemiği görülmüştür. Yani, bunların tamamen bir mezar anıtı olduklarını söylemek te pek mümkün değildir.

Edirne Lalapaşa Menhirler

MENHİRLER

Bunlar: dik olarak yerleştirilmiş, tek blok taşlardır. Bu blok taşlar, kaba taşlardan yontularak yapılmış ve işlenmiştir.
Lalapaşa bölgesinde, menhir görmek isterseniz: Hacıdanişment köyüne gitmelisiniz. Köyün 4 km. uzağında, Domrucalı köy mezarlığında, birçok menhir görebilirsiniz. Özellikle, Kırıkköy mevkiinde, günümüze kadar ayakta kalabilmiş ve 2 metreden fazla yüksekliği olan 15-16 civarında menhir görülmektedir.
Gelelim, menhirler hakkında söylenenlere.

Bunların: bir çoğunun mezar taşı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, büyüklükleri nedeniyle, canlıymış gibi, halk masallarına da konu olurlar. Ayrıca, toprak sınırını belirtmek için de kullanıldıkları düşünülür. Ancak, bunlar hakkında en inanılan durum: dini semboller yani ilkel idoller olduklarıdır.
Özellikle, Avrupa’da, Hıristiyan din adamları, halkın bu menhirlere tapmasını önlemek için: büyük mücadeleler vermişler, birçok mehhir ve dolmeni parçalamışlar, bu konuda başarılı olamayınca, bu menhirler üzerine kutsal semboller ve işaretler oyarak, bunları Hıristiyanlığın içine çekmeye çalışmışlardır.
Son bir not: ben bu menhir taşlarını gördüğümde, Van gölü kıyısındaki Ahlat ilçemizdeki Selçuklu Mezarlığı ve bu mezarlıktaki, bu tür, uzunlamasına 3 metre civarındaki mezar taşlarını düşündüm, inanın her ikisini de görmüş olsaydınız, kesinlikle benim gibi düşünürdünüz. Malazgirt savaşından önce, Türklerin gelerek yerleştikleri ve yaklaşık 200 yıl yaşadıkları Ahlat bölgesinde, mezarlık alanında, bu tür mezar taşları, yani uzunlamasına dikilen mezar taşlarını görebilirsiniz.

TÜMÜLÜSLER

Bir mezar odasının üzerine, taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepeciklerdir. Özellikle, ülkemizde, Trakya bölgesinde 2-3 bin civarında Tümülüs bulunduğu bilinmektedir. Bu yörede ise, Edirne-Lalapaşa arasındaki kara yolu üzerinde, Hıdırağa köyü yakınlarında ve Küçük Döllük köyü girişinde, birer tane, gayet yüksek Tümülüs görülmektedir. Ayrıca: yine bu yörede, Lalapaşa-Ortakçı köyü yolu üzerinde, dokuz tepeler mevkiinde, 9 tane Tümülüs görebilirsiniz.
2006 yılında, Çölekakpınar köyü yakınında bulunan Tümülüslerin birinde, resmi arkeoloji kazısı yapılmış ve içinde bir mezar odası ile mezar hediyeleri kalıntıları çıkarılmıştır ve halen Edirne Müzesinde sergilenmektedir.

Edirne tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.