Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisidir. “Cologne” olarak da bilinir. Köln şehrini görmeden, Almanya’yı gördüm diyemezsiniz. Çünkü: Romalılar, yüzyıllar önce şu sözü söyleyerek, şehrin önemini ortaya koymuşlardır “Köln’ü görmeyen, Almanya’yı görmüş sayılmaz”
Köln: Ren bölgesinde: kültür, ekonomi, sanat ve uluslararası fuarların en önemli merkezlerinden biridir ve bu özelliğini, tarih boyunca sürdürerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Şehrin silüetine yerleşen katedral, şehrin bütün noktalarından ziyaretçileri selamlamaktadır.
HAVAALANI
İstanbul’dan uçağa bindikten sonra, yaklaşık 2.5 saat sonra, Köln şehrine ulaşıyorsunuz.
Köln uluslararası havaalanı: savaş sonundaki ülkenin ilk Başbakanı olan Konrad Adenauer’in ismini taşımaktadır. Havaalanı, 1917-1933 yılları arasında, komşu şehir, Bonn ile birlikte kullanılmıştır. Zaten, havaalanın bilinen bir ismi de “Köln-Bonn Havaalanı” dır. Şehir merkezine, 15, Bonn şehir merkezine 16 km. uzaklıktadır. Buradan, 39 ülkeye uçuşlar yapılmaktadır.
Havaalanında en ilginç olan, anonsların: Almanca-İngilizce-Türkçe yapılmasıdır. Bunun yanında, birçok danışma masasında Türklerin çalıştığını görünce şaşırmayın. Burada, herhangi bir yere giderken aktarma için beklemeniz gerektiğinde de, uzun ve eğlenceli zaman geçirebileceğiniz olanaklar yaratılmıştır. Bunlar arasında: mini bir kumarhane bile bulunuyor.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için: taksi kullanmak istemiyorsanız, trene binmelisiniz. Ana terminalin hemen altında, demiryolu istasyonu bulunuyor. Hatta, bu demiryolu istasyonu, Avrupa’nın en modern istasyonlarından birisidir. Ancak, buradan çevre şehirlere ulaşımı düşünmeyin, önce Köln şehir merkezine gidip, oradan çevre şehirlere ulaşımı düşünmelisiniz.
Tren bilet makinelerinde “Türkçe” dil seçeneği göreceksiniz, şaşırmayın. Mutlaka bilet almanızı öneriyorum, hani kontrol filan yok diye biletsiz binerseniz, kontrol ile karşılaştığınızda, kontrol biletsiz yolcuları doğruca polise teslim ediyor.
TARİH
MS.50 yılında, Romalılar tarafından, Ren nehri üzerine “Colonia Agrippina” isimli şehirlerini kurarlar. Ren nehri: Alp dağlarından doğar ve kuzeye doğru akarak, yaklaşık 1320 km. uzunluğa eriştikten sonra denize dökülür. Romalılar, burada büyük bir şehir kurarken, aynı zamanda, beraberlerinde Hıristiyanlığı da bölgeye getirirler ve yöredeki yerleşimin, Katolikliğin en önemli merkezlerinden biri olmasını sağlamışlardır. Cam işçiliği başta olmak üzere, ticari hayat ta şehirde gelişir.
310 yılında, Konstantin tarafından, Ren nehri üzerine bir köprü yaptırılır. Roma imparatorluğu valileri, bu şehirde ikamet ederler. 313 yılında, Maternus, Köln şehrinin seçilmiş ilk piskoposu olur. 459 yılında, şehir, Franklar tarafından işgal edilir.
796 yılında, Şarlman, şehri, başpiskoposluk derecesine yükseltir. Aynı zamanda; şehir, Avrupa içinde, önemli ticaret yollarının orta noktasında kalınca, özellikle Ortaçağ döneminde, daha etkin bir konuma ulaşır. 12 ile 15’nci yüzyıllar arasında: Avrupa’nın en zengin ve kalabalık şehirlerinden biri olur. Özellikle, Kuzey Avrupa’daki tüm ticaret, buradan yönetilir.
Prusya dönemine gelindiğinde, şehrin başkent olarak kullanıldığı görülür. Ancak: II. Dünya savaşı sonucunda, büyük oranda bombalanarak tahrip edilmiştir. Ancak, müttefikler, bombalama sırasında, gerek tarihi açıdan önemi ve gerekse yön bulmalarına yardım etmesi nedeniyle, katedrali bombalamazlar.
Ancak: özellikle, Fransa, Belçika ve Hollanda’yı işgal eden Alman birliklerinin buradan yola çıkmaları ve yine bu şehirde, yaklaşık 10 bin civarında Yahudi’nin öldürülmesi nedeniyle, şehrin, % 90’lık bölümü bombalanarak yok edilmiştir.
Bu bombalamalar sırasında, başlangıçta kentin nüfusu 900 bin civarında iken, sonradan 35-40 binlere kadar düşmüştür. Hatta: Amerikalılar, savaş bittiğinde, bu şehri tanımlarken “Dünyada en çok moloz bulunan kent” diye betimlemişlerdir.
Ancak, savaşın hemen ardından: 1948-1972 yılları arasındaki yoğun çabalar, şehrin aslına uygun olarak yeniden restore edilerek ortaya çıkarılmasını sağlamıştır.
GENEL
Şehir 1 milyon nüfusludur. Almanya’nın dördüncü büyük kentidir. Aynı zamanda yeşil bir şehir olarak da bilinmektedir. Şehirde, her vatandaş için 80 m. kare yeşil alan bulunmaktadır.
Şehirde: merkezde 1 milyon nüfus barınmaktadır. Banliyöler ile birlikteki nüfus, 3 milyon civarındadır. Bu nüfusun: % 17’lik kısmı göçmendir. Yani, Almanya dışından gelmiştir ki bu oranın % 6.3’lük kısmını Türkler oluşturmaktadır. 2007 yılı sayımlarına göre, şehirde yaşayan Türk nüfus, 120 bin kişidir. Göçmen nüfusun, % 6’lık diğer bölümü ise yine Avrupa’nın diğer ülkelerinden gelmişlerdir. Şehir, Almanya’da, Berlin’den sonra Türklerin en yoğun yaşadığı yerdir.
Şehir: Ren nehrinin iki tarafında kurulmuştur. Bu nedenle: sık sık Ren nehrinin sel felaketlerine maruz kalmaktadır. Ancak, günümüzde, geniş bir sel kontrol sistemi kurulmuştur ve sel duvarları, sık görülen sel felaketlerini engellemiştir. Nehir yakınlarındaki binalar için, koruma ve pompalama sistemleri oluşturulmuştur. Yine de, 1993 yılında, büyük bir sel felaketi yaşanmış ve ağır hasarlar olmuştur. Nehir üzerinde, günümüzde, ikisi demiryolu olmak üzere, toplam 8 köprü bulunmaktadır.
2006 yılında, şehirde, Dünya Futbol Şampiyonası düzenlenmiş ve aynı yıl, şehir 2.4 milyon turist tarafından ziyaret edilmiştir.
Şehrin ekonomik etkinliği: özellikle cam işçiliği üzerine yoğunlaşmıştır. Ayrıca, otomotiv sanayi ve otto motorun 1876 yılında icadı nedeniyle, Deutz tren istasyonu önünde bir anıt dikilmiştir. 1930 yılında, Ford otomobil fabrikası Avrupa merkezi, bu şehirde kurulmuştur ve halen devam etmektedir. Toyoto, Volvo, Citroen, Mazda ve Renault gibi şirketlerin de, Köln şehri çevresinde fabrikaları bulunmaktadır.
Şehrin idari bölümleri
1. Innenstadt
2. Rodenkirchen,
3. Lindenthal,
4. Ehrenfeld,
5. Nippes,
6. Chorweiler,
7. Porz,
8. Kalk
9. Mülheim
İKLİM
Köln, Almanya ülkesinin en sıcak şehirlerinden birisidir. İklim özellikleri gereği: yazlar sıcak ve kışlar ılıman geçer. Okyanus iklimi hakimdir. Yılın en sıcak ayı: Temmuz ve Ağustos aylarındadır ve ortalama 23 derece civarındadır. Yılın en soğuk ayları ise: Ocak ve Şubat aylarıdır ve ortalama sıcaklık 5 derece civarındadır. Yani, eksi derecelere inmiyor. En fazla yağış: Haziran-Temmuz aylarında görülür.
Ancak, her şeye rağmen, siz, bu şehre yazın dahi gitseniz, yanınızda mutlaka: kalın giysiler ve ayakkabı bulundurmanız şart demek istiyorum. Çünkü: yaz aylarında dahi, özellikle akşamlar kesinlikle serin oluyor ve yağış hiç eksik olmuyor. Dolayısı ile, bu şehre gitmeyi düşünenler, şemsiye, bot, mont gibi giysilerini yanlarına almalıdırlar.
Evet, son bir not: bu şehri ziyaret etmek isterseniz ve eğlenmeyi düşünüyorsanız: Kasım-Mart ayları arasında gitmelisiniz, çünkü, bu aylar arasında, bu şehirde, her gün bir kutlama yapılır, yani her gün bir anlamda bayramdır.
KÖLN ÜNİVERSİTESİ
Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisidir ve 50 bin civarında öğrenci barındırmaktadır. Bu sayı ile, Almanya’nın en büyük üniversitesidir.
Üniversite, 1388 yılında kurulmuştur. Avrupa’da, kurulan 4’ncü üniversitedir. Belki merak edenleriniz olabilir, Avrupa’nın ilk kurulan üniversitesi: Prag Charles Üniversitesidir ve 1348 yılında kurulmuştur. Evet, Papa VI Urban: 1389 yılında, bu üniversite ders vermeye başlamıştır.
1794 yılında, Köln şehri, Fransızlar tarafından işgal edilince, üniversite kapatılır. 1919 yılında ise, Prusya hükümeti tarafından alınan bir karar sonucu, üniversite yeniden açılır.
Günümüzde, bu üniversite, ekonomi alanında bir liderdir ve gerek hukuk ve gerekse ticaret alanında, ulusal ve uluslararası birçok seminere ev sahipliği yapmaktadır.
KÖLNMESSE
Burası, Köln Ticaret Fuarı ve Köln Sergi Merkezidir. 1922 yılında kurulmuştur. 2005 yılında ise, yeni yerine taşınmıştır. Eski fuar bölgesinin bulunduğu yerdeki kule: 80 metre yüksekliğindedir ve üst katında, güzel bir kule restoran bulunmaktadır.
Burada her yıl: 70’den fazla ticaret fuarı ve 3000’den fazla konferans düzenlenmektedir. Yani. Almanya ülkesinin en büyük fuar organizasyon alanıdır.
Alanın büyüklüğü: 285 bin m. karedir. Bu zemin alanı büyüklüğü ile, Avrupa’nın üçüncü büyük organizasyon alanıdır.
ART COLOGNE
Şehirde, 1967 yılında kurulan ve günümüze kadar sürdürülen bir sanat fuarıdır. Hatta, kendi türünde, dünyanın en eski sanat fuarı olarak kabul edilir. Fuar: her yıl, 6 gün süresince devam eder ve 20’den fazla ülkeden gelen sanatçıların katılımıyla gerçekleştirilir. Bu esnada, yaklaşık 60-70 bin ziyaretçi gelmektedir.
İMM COLOGNE
Burası da, mobilya fuarıdır. Her yıl, Ocak ayında kurulur. Serginin odak noktası: çağdaş mobilya ve iç mekan tasarımlarıdır. Ayrıca: mobilya malzemeleri, kumaşlar ve aydınlatma tasarımları da sergilenmektedir. 2010 yılında yapılan fuara: 1500 civarında katılımcı ve 100 binden fazla ziyaretçi katılmıştır.
İNSANLAR
Şehirde, büyük oranda Türk vatandaşımız yaşıyor. Hatta: kilometre kareye düşen Türk olarak, Berlin’den daha fazla olduğu söyleniyor, yani bu şehirde de kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz. Türkler, şehirde “Mülheim Chorweiler” semtinde oturuyorlar.
Hatta, bu yörede oturan bir Almana, nerede oturuyorsun diye sorulduğunda “Küçük Türkiye” veya “Küçük İstanbul” şeklinde cevap verdikleri söyleniyor.
Zaten, öte yandan: şehirdeki birçok mağaza, dükkan ve alışveriş mekanında, otel, restoran gibi yerlerde, Türkler çalışıyor. Keupt str denilen sokakta, bütün dükkan ve mağazalar, Türk kültürünü yansıtan görüntüler sunuyorlar. Hatta, buradaki konuşmalar bile Türkçedir.
Evet, şehirde, doğru dürüst İngilizce bilen Alman zor bulursunuz. Hoş, birçok bar-restoran gibi yerlerde İngilizce konuşuyorlar ama, yolda veya başka bir yerde, bir Almana, İngilizce bir şeyler sormak isterseniz, size “hayır hayır” cevabını yapıştırır ve yanınızdan hızla uzaklaşır.
Siz, bence şehirde bunaldığınızda ve bir şeyler sorma ihtiyacı duyduğunuzda, ya bizim vatandaşları kollayın ya da çekik gözlü yabancıları kollayın ve sorun derim.
KÖLN KARNAVALI
Karnaval şenlikleri: her yıl, 11 Kasım tarihinde, saat 11.11’de başlar.
Karnavalın ilk temelleri: Roma döneminde yapılan “Dionysos” ve “Satürn” için yapılan şenliklere dayanmaktadır. Günümüzde ise, Paskalya dönemi öncesi yapılan perhiz için, ete veda anlamı taşımaktadır. Bu anlam: günümüzden yaklaşık 180 yıl öncesinde oluşmuştur. Hatta: 18’nci yüzyılda, şehri ele geçiren Fransızlar, karnaval şenliklerinin yapılmasını engellememişlerdir.
Karnavala: 1 milyondan fazla sayıda turisttin katılması sonucunda, şehir tam bir şenlik yerine dönmekte ve sabahlara kadar eğlenceler sürdürülmektedir. Bu eğlencelerin uygun şekilde sürdürülmesi için, şehirde bulunan yaklaşık 150 örgüt görev yapmaktadırlar. Köln şehrinin meşhur birası da, karnavalda en çok tüketilen içkidir.
Karnaval şenlikleri
Önce bütün katılımcıların katılımı ile sağlanan geçit töreniyle başlıyor. Bu geçit töreninde: “Prens” ve köylüyü temsil eden figürler en ön plandadırlar. Ancak: karnaval döneminin en büyük özelliği, şehrin bütün cadde ve sokaklarına, garip ve hatta komik giysiler giymiş Almanların kendilerini atmasıdır. Hatta, metroya bindiğinizde dahi, garip giyimli Almanları görebilirsiniz ve bu giysilerin çoğu aynı zamanda komiktir.
Özellikle, karnaval dönemlerinde, sokak ve caddelerdeki şişe kırıklarının yaralanmalara sebep olması, Belediye tarafından önlem alınmasına neden olmuş ve karnaval zamanı, insanların, şişeli bira veya içki içmeleri yasaklanmış, şişeler toplanarak, yerine plastik bardaklar dağıtılmıştır. Yine de, her geçit töreninden sonra, Belediye çöp arabaları ve çöp toplayıcıları, geçit töreninin yapıldığı alanı hızla temizlemektedirler.
Karnaval zamanında, geleneksel eğlence çadırı yani “Kölschfest” kurulur. Bu çadırda, bira: 1.90 Euro ücretle satılır ve gençler, Alman folk müziği eşliğinde eğlenirler. Güvenlik görevlileri, aşırı içip sarhoş olanlara derhal müdahale ederler. Ayrıca, karnaval zamanı, şehirdeki birçok ürün, yüksek fiyatlarla satılır. Örneğin, normal zamanlarda şehirdeki bir markette 0.50 Cent olan bira, karnaval zamanı 2.5 Euro gibi bir fiyata satılır ve satılan yerin önünde uzun kuyruklar görebilirsiniz. Yine karnaval zamanında, barlara girmek için, kapısında uzun kuyruklar beklemeniz gerekir. Yemek artıkları, içki kutularının oluşturduğu çöpler, gün boyunca birikir ve gece toplanır, ertesi günü, yerlerde en ufak bir çöp göremezsiniz.
ALIŞVERİŞ
Şehirdeki: “Hohe Strasse” ve “Schildergasse” caddeleri: Almanya’nın en iyi alışveriş caddeleridir. Bu caddeler: büyük mağazalarla doludur.
Şehirdeki, birçok cadde ve sokakta: “H&M” mağazalarını görebilirsiniz. Bu mağazalar, giyim üzerinedir ve gerek şehirdeki yaygınlıkları ve gerekse ucuzlukları ile, şehirlilerin ilgisini çekerler. Giyim dışında elektronik alışverişi yapmak isterseniz “Mediamarkt” marketleri önerilir.
NE SATIN ALINIR
Köln denilince, akla ilk gelen: “Eau de Cologne” yani “Kolonya Suyu” yazısıdır. Bu yazı, günümüzde, hala parfüm şişelerinin üzerinde yerini almaktadır.
Eau de Cologne: John Maria Farina isimli İtalyan bir gurbetçi tarafından yaratılmış bir parfümdür. 18’nci yüzyılda “Farina Eau de Cologne” isimli bu parfüm, bütün Avrupa’ya ihraç edilmiş ve zamanla, daha popüler hale gelmiştir. 1803 yılında ise, ilk fabrika: Wilhelm Mülhens isimli bir şahıs ve ailesi tarafından açılmıştır. Bunun üzerine, uzun zaman: Farina ve Mülhens arasında, çatışma yaşanmıştır.
Günümüzde, hala, her ikisi tarafından üretilmektedir ve Mülhens tarafından üretilenler “4711” markası ile üretilmektedir. Çünkü, bunlar, Fransız işgali sırasında açtıkları fabrikanın numarası, 4711’dir. Farina ailesinin ise, sekizinci nesli tarafından üretim sürdürülmektedir.
Bu şehri ziyaret ettiğinizde: bu günlü ferahlatıcı sıvıyı, yani ülkemizde kolonya olarak adlandırılan sıvıyı, şehirdeki merkezinden satın almalısınız.
TURİZM
Şehri gezmenin en iyi yolu: tarihi bölgedeki sokaklarda kaybolmak ve meydanlar, avlular içinde gezinirken, karşınıza çıkacak kafelerde, kısa molalar vermektir. Şehir, tam bir barlar ve restoranlar şehri olarak bilinmektedir.
Şehir merkezinde, 70 kulüp ve eğlence mekanı bulunmaktadır. Almanya bazında, kişi başına en fazla bar düşen şehirdir. Ancak, bu şehri sakın “Pazar” günü ziyaret etmeyin, çünkü: Pazar günü her yer kapalı ve kesinlikle aç kalırsınız, alışveriş yapamazsınız, yani kısacası hiçbir temel ihtiyacınızı karşılayamazsınız. Hatta, Pazar günü sokaklar-caddeler bile boş olur.
Ayrıca, Ren nehri boyunca yapılacak uzun yürüyüşler, Rheinpark veya Hayvanat Bahçesi de, ziyaretçilere güzel alternatifler sunmaktadır.
Şehirde, Ekim ayında bir festival düzenleniyor. Bu festivalin ana teması “bal kabağı” dır. Muhtelif ebatlarda ve renk renk süslenmiş bal kabaklarını görmek isterseniz, Ekim ayındaki bu festivali görmelisiniz.
Katedralin önünden hareket eden “traktör tren” ile, nehir boyunca, şehri gezebilirsiniz. Hatta, teleferik ile, şehri havadan da görebilirsiniz.
Son bir not: şehirde, Hohenzollern denilen bir köprü var. Şehirde, yeni evlenenler veya sevgili olanlar, nişanlılar: birbirlerine bağlılıklarının ifadesi olarak, bu köprüye geliyorlar ve köprünün üzerindeki tellere, genellikle üzerinde isimleri yazılı bulunan asma kilitleri asıyorlar ve anahtarlarını Ren nehrine atıyorlar. Böyle bir alışkanlık var, denemek isterseniz, siz de, burayı ziyaret edebilirsiniz.
EĞLENCE
Şehir, tam bir kültür hazinesidir. Köln operası, Köln Filarmoni Orkestrası ve tiyatrolar, şehrin kültürel hayatında önemli yer tutar.
Müzikal severseniz, şehirdeki “Musical Dome” denen yerde yapılan gösterileri izleyebilirsiniz. Gençler, daha çok 20 bin kişilik “Kölnarena” daki, dünyaca ünlü sanatçıların konserlerini izlemeyi tercih ederler.
Ayrıca: bir akşam vakti, yemekten sonra: Petit Prince veya Blue Note veya Apollo Disco ve Tiefenrausch diskoyu eğlenmek için tercih edebilirsiniz. Bunun dışında, şehirde gece hayatı: çeşitli merkezlerde ve özellikle: Kwartier Latang ve çevresindeki gece kulübü dolu alanlarda sürmektedir.
Çünkü, şehirde 70’den fazla kulüp ve bar bulunmaktadır. Aslına bakarsanız, Almanya ülkesinde, kişi başına düşen Pub açısından, en zengin şehir, Köln dür.
NE YENİR-NE İÇİLİR
Şehirde, her köşe başında: restoran ve barlar bulunmaktadır.
Rudolf platz meydanında, istasyon durağının bulunduğu yerde, yemek yemek için birçok güzel yer var. Buralarda, her türlü dünya mutfak kültürünün örneklerini bulabileceğiniz restoranlar görülüyor. Yemek yemek için, burayı öneririm.
Ayrıca, yerel lezzetler dışında, alışıldık lezzetleri düşünürseniz, Katedralin hemen karşısında bulunan “İstanbul dönercisi” ni önerebilirim. Ayrıca, yine memleket lezzetlerini tatmayı düşünenler için: Hansaring caddesi önerilir. Burada: birçok çorbacı, kebapçı, tantunici bulabilirsiniz.
Bunun dışında: yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, bence pek düşünmeyin derim, çünkü: burada yenilebilecek tek yerel lezzet: sosistir ki, domuz etinden yapılmaktadır. Bunu tercih etmeseniz, fast-foot uluslararası markaların mağazalarını ziyaret edip, alışılmış lezzetleri, hamburgerleri yiyebilirsiniz.
KÖLSCH
Bu şehirde, bira içmek isterseniz, bira istiyorum diye sipariş vermeyin, “Kölsch” istiyorum şeklinde sipariş vermelisiniz. Evet, bu şehre has “Kölsh” isimli bira: şehirde 25’den fazla fabrikada, üretilmektedir.
Şehirde, yaklaşık 3000 civarında, bar ve restoran bulunmaktadır ve bunların bir kısmı, 19’ncu yüzyıldan kalmadır. Bira satışı yapılan “Brewhouses” lerin çoğunda, garsonlar, hala, bira çiftliklerinde giyilen, geleneksel mavi önlükleri giyerler.
Almanlar, bu birayı içerken, yanında spesiyal olarak: haşlanmış domuz eti, kızarmış ekmek, siyah puding, patatesli börek, soğan, elma ve patates püresi alıyorlar. Ancak, bira servis edilen yerlerde, biralar: 0.2 cc.lik bardaklarla, yani küçük bardaklarla sipariş ediliyor ve bir anda içtiğinizde, yenisini istemek için, bir süre garson beklemek zorunda kalıyorsunuz.
Bu nedenle, marketlerden satın alarak, içmek önerilir. Hatta, marketten satın alınacak cam şişe içindeki kölsch birasının, Ren nehri kıyısında içilmesi önerilir.
Nerede yenir
Früh am Dom
Am Hof bölgesindedir. Burada: şehre has, özel lezzetleri tadabilirsiniz.
Landhaus Kuckuck
Olympiaweg bölgesindedir.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Şehir, aslında bizim İstanbul şehrinin nüfusunun çok küçük bir bölümüne sahip olmasına rağmen, raylı sistem olarak çok büyüktür. Bunun sonucunda, trenlerin boş koridorlarında, çoğu kez, sakin seyahatler yapabilirsiniz.
Tramvay
Şehir içi ulaşım için tramvay hatlarını kullanmayı düşünürseniz, şehir içinde, biletsiz binişlerde kontrol olmamasına sakın aldanmayın ve özellikle, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuklarda, mutlaka kontrol olacağını ve kontrol sonucunda biletsiz yakalananların, alenen polise teslim edildiğini bilin. Bence, kesinlikle biletsiz binme riskini almayın derim.
Bisiklet
Şehirde, rahatlıkla bisiklet kullanmak mümkündür. Çünkü, özellikle kaldırım kenarlarında, bisiklet yolları yapılmıştır. Özellikle, bazı tek yönlü merkezi ve dar sokaklarda, bisiklet trafiği, her iki yön içinde verilmiştir.
Metro
Şehirde, geniş kapsamlı hafif raylı sistem yani “U-Bahn” vardır.
TEKNE GEZİLERİ
Şehirde, Ren nehri üzerinde bir tekne turu yapabilirsiniz. Tekne turları: Ren nehri boyunca, Old Town, Mülheim, Rodenkirchen, Porz istikametinde, kuzeyden-güneye yapılır.
KÖLN TELEFERİK
Kölner Seilbahn ve Rheinseilbahn üzerinde: yani Ren nehri üzerinde çalışan bir teleferik hattıdır. Bu iki yakayı birbirine bağlayan: Köln Hayvanat Bahçesi-Zoobrücke köprüsü üzerindedir.
Teleferik: her yıl Nisan-Ekim ayları arasındaki dönemde çalıştırılmaktadır. Mevcut 50 kabinde, saatte: 2000 kişi taşınabilmektedir. Hatların uzunluğu: 950 metredir.
Teleferik hattı: 1957 yılında açılmıştır. 1957-2004 yılları arasında, herhangi bir kaza olmadan, teleferik ile, 14 milyon insan taşınmıştır. 2004 yılından itibaren, özel günlerde, gece yolculuğu da başlatılmıştır.