Burayı anlatacak tek kelime, kalabalık ve yoğun trafik.
ULAŞIM
İlçe: TEM Otoyolu ve D-100 kara yolu ve demir yolu üzerindedir. Deniz ulaşımı da bulunmaktadır. İzmit il merkezine 17 km. uzaklıktadır. Kara ve demir yolları üzerindedir.
TARİHİ
Tarihi süreç incelendiğinde: bölgede, sırasıyla: Frigler, Bitinyalılar, Persler ve Makedonyalılar görülür. Daha sonra ise, Romalılar ve Bizanslılar egemenliği ele geçirirler. 717 yılında, Arap donanması, İstanbul’u kuşatırken, burada konaklamıştır. Bizans döneminde ise: Burunga bölgesinde, başta Bizans imparatoru Constantin olmak üzere, birçok ileri gelenin villaları bulunduğu biliniyor. Ayrıca, Bizanslılara ait küçük bir garnizon bulunuyordu.
Bölge: 1420 yılında Türklerin eline geçmiş ve yarım kalmış konut yerlerinden dolayı “Yarımca” ismini almıştır. 1964 yılında Belediye teşkilatı kurulmuş ve 1988 yılında, bölge “Körfez” ismini almıştır.
I. Dünya Savaşından sonra, bölge, İngiliz ve Yunanlılar tarafından işgal edilir. 1921 tarihinde işgal biter. 1937 yılında, Romanya’dan göçmen aileleri bölgeye gelerek yerleşmişlerdir.
GENEL
Kocaeli ilinde, Gebze ilçesinden sonra, ikinci büyüklüktedir. İlçede: denize açık: rıhtım, iskele ve gezi yerleri bulunmaktadır. Sahildeki çay bahçeleri, güzel manzarası ve temiz havasıyla halk tarafından tercih ediliyor. Kıyı şeridi: 3 km. boyunca uzanıyor. Bu şeritte: parklar bulunuyor.
İlçe, düzlük bir alana kurulmuştur. Kıyı kesimi, fazla girintili-çıkıntılı değildir. Düz alanın, yükseklikle birleştiği yerde, kara yolu geçmektedir. Su kaynaklarının az olması, büyük sıkıntı oluşturmaktadır.
Bölgede, halkın temel geçim kaynağı: sanayileşme üzerine kuruludur. Tarımsal ürün olarak ise, kiraz üretimi yapılmaktadır. Tüpraş, Petkim, İgsaş gibi büyük sanayi kuruluşları, burada yerleşiktir.
İklim değerlendirildiğinde ise: yazları çok sıcak ve kurak olmayan, yağışlı ve ılık geçen bir iklim standardı görülüyor. Bu iklim standardına uygun olarak: alçak kesimlerde zeytinlikler ve bölgenin en güzel kirazları yetiştirilmektedir.
HEREKE İPEK HALISI
Kayser Wilhelm köşkünün arkasında, Hereke Halı Fabrikası bulunmaktadır. Bu fabrika: 1843 yılında kurulmuş ve günümüze kadar, ipek ve yünlü halı üretimi yapılmaktadır.
Günümüzde, Yıldız Sarayında bulunan dünyanın en büyük halısı: Hereke Halı Fabrikasında üretilmiştir. Dünyada, ipek halı dokumacılığı konusunda, buradaki fabrika, haklı bir üne sahiptir.
Yörede halıcılık yapılmasının en önemli sebebi: fabrika kurulduğunda, Gördes, Demirci ve Sivas’tan getirilen ustaların büyük emeği bulunmaktadır.
Özellikle: 1943 yılından sonra, Hereke halıcılığında büyük bir aşama kaydedilir. Bursa ipeğinden dokunan halılar: gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında büyük ün kazanmıştır.
1970’li yıllarda, özel sektör, ipek halı üretimine girer. 1980’li yıllarda, ipek halı üretimi zirve yapar. Ancak, 1990’lı yıllarda, üretilen halıların kalitesi düşer ve sektörde gerileme başlar.
GEZİLECEK YERLER
ALMAN İMPARATORU KAİSER WİLHELM KÖŞKÜ
Yıldız Sarayının minyatürü olarak yapılmıştır. Hereke kıyısında, eski Sümerbank Dokuma ve Halı Fabrikası sınırları içindedir. Hereke halıları, dünyaca ün kazanmaya başlayınca, Hereke’ye gelen yabancı misafirlerin ağırlanmasında büyük sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır.
Bunun üzerine, Alman İmparatoru II. Wilhelm, İzmit’i ziyaretinden önce, Sultan II. Abdülhamit tarafından, burada bir köşk yaptırılır. Ama: köşk, Yıldız Sarayında, 3 hafta içinde hazırlanır ve deniz yolu ile, parçalar halinde, buraya getirilir ve bir günde, yerine monte edilir.
Yapımında, tekne yapım tekniği kullanılmış ve metal çivi kullanılmamıştır. Tamamen ahşap konstrüksiyonla oluşturulmuştur. İç düzenlenmesinde ise, Hereke dokuması halılar, ipekli döşemelikler ve perdelikler kullanılmıştır.
Diğer birçok eşya ise, Saraylardan getirilerek, buraya yerleştirilmiştir. Takip eden dönemde, başta Alman imparatoru olmak üzere, birçok ünlü, bu köşkte ağırlanmıştır. İmparator ise, köşke, eşsiz bir böcek koleksiyonu hediye etmiştir.
Ankara-İstanbul arasındaki, Tem Otoyolundan, Kandıra gişelerinden çıkın. Otoyol, Kandıra gişeleriyle, Kandıra arası: 35 km. Oradan “Kefken” tabelalarını takip ederek ilerlediğinizde, 20 km. sonra Kefken’e ulaşırsınız.
Kandıra-Kefken arası: 20 km. İzmit-Kandıra arasındaki yol mükemmel. Hani, ünlü cezaevi de bu yol üzerinde, sağ yanda kalıyor. Kandıra üzerinden geçerken; buraya has, manda-inek sütü karışımı yoğurt almayı unutmayın.
İstanbul-Şile-Ağva arasındaki yoldan da gelinebilir. Ancak, uygun ve rahat bir yol değil. Önermiyorum. İstanbul’dan gelecek olanlar, Tem Otoyolundan Kandıra gişelerinden çıkarak, yine aynı şekilde Kefken’e ulaşabilirler.
Ankara üzerinden gelecek olanlar için bir alternatif yol daha var. Adapazarı-Kaynarca-Kandıra yolu. Bu yol kötü değil, kullanılabilir. Yine otobandan gelirken Adapazarı’ndan çıkın, Kaynarca ve Kandıra istikametinde, tabelaları takip ederek Kefken’e ulaşabilirsiniz.
Şöyle ki; Adapazarı-Kandıra arası mesafe: 67 km. Kefken’e ulaşmak için, otoyol üzerindeki bağlantılara, diğer şehirlerin uzaklıkları ise; Ankara-Adapazarı: 305 km., Ankara-İzmit; 342 km. ve İstanbul-İzmit; 111 km.
GENEL
Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe: en önemli özellikleri neler? İstanbul’a çok yakın. Bu yüzden, özellikle İstanbullular tarafından tercih ediliyor. Birçok ünlü İstanbullunun burada villaları bulunuyor.
Ayrıca: Kerpe’de bir askeri kamp, İstanbul-Beyoğlu Belediyesi’nin gençlik kampı gibi sosyal tesisler de vardır. Kerpe’deki askeri kamp çok büyük değil. Ama: konum olarak mükemmel bir yerde. Yüksek bir yamacın hemen başında. Muhteşem bir deniz ve denizin gökyüzü ile birleştiği nokta, çizgi.
Burada kalanlar denize girmek için hemen yan taraftan merdivenlerde deniz kıyısına iniyorlar. Yani: denize girmek biraz meşakkatli. Yine de: buranın kalma yerleri ve restoran bölümünün manzarasının tadına doymak mümkün değil. Küçük bir kamp. Gürültü, patırtı olmayan bir ortam düşleyenler, sessizlik düşleyenler için ideal bir yer.
Bakmayın denizi için merdivenlerden inmek ve çıkmak gerekiyor dedim ama, temiz ve güzel bir denizi var. İşte, askeri kamp böyle.
Evet; Kefken, güzel bir yer. Yeryüzü şekilleri, burada ilginç oluşumlar, tepeler ortaya çıkarmış. Bu tepelerin en yükseği, 400 metrelik Baba Tepe. Kefken-Kandıra yolu üzerinde.
Kışın 1500 kişi olan nüfus, yazın gelmesiyle 20 bin kişiye çıkıyor. Gerek turistler ve gerekse burada yazlık evi olanlar yazlıkçılar, nüfusu yoğunlaştırıyorlar. Deniz kıyısı; yazlık evlerin adeta istilasına uğramış durumda. Yine de; halka açık plajların bulunuyor olması büyük şans.
Kefken ve balıkçılık? Kefken’in tek geçim kaynağı balıkçılık. Yaz sezonunda ise turizm. Yakalanan balıkların çok küçük bölümü burada tüketiliyor. Büyük bölümü ise; İstanbul, İzmit ve Bursa’ya gönderiliyor.
Ayrıca; buranın meşhur bir deniz ürünü daha var. Ülkemizde pek tanınmasa da, kum midyesi (cikcik). Ülkemizde tanınmıyor ama, dış ülkelere ihraç ediliyor. Özellikle; makarna ve pizza yapımında garnitür olarak kullanılıyormuş.
Kefken’de pazar günleri halk pazarı kuruluyor. Pazar günleri Kefken’de olur iseniz, bu pazar yerine mutlaka gidin. Çünkü buranın yerel pazarında, gerçekten buraya özgü, başka yerde görüp bulamayacağınız değişik sebzeler bulmanız mümkün.
Her yıl 1 Temmuz tarihinde, yine bulunduğunuz yerlerde göremeyeceğiniz bir bayram kutlaması var. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlanıyor. Kefken limanında tören düzenleniyor.
Peki, Kefken’de iklim durumu ve hava şartları nedir? Nisan’da poyraz rüzgarları esmeye başlar ve aralıksız 6 ay sürer. Yani; yazın sıcağından bunalanlar için ideal bir hava. Ağustos ortalarında yağmur geçişleri olur.
Sonra, yine ılık ve yazdan kalma günler hakim. Özellikle; Kefken’e gitmeyi düşünenler, hava nasıl diye tedirgin olmamalı. Eylül ve Ekim aylarında bile, burada çok güzel, yazdan kalma havaları bulmak, rastlamak mümkün.
Son olarak; buraya denize girmeye geldiğinizde, Karadeniz’in kendine has özelliklerinden biraz bahsetmek istiyorum. Sonuçta, yazı içinde, bazı plajların ve koyların denizinin sığ olduğunu yazıyoruz. Ama; gerçek şu ki, Karadeniz ilginç bir deniz.
Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe: Karadeniz’in dalgası bir başka oluyor. Tedbirli olmanız gerek, fazla açılmamak gerek. En sakin gününde bile, deniz dibi hareketleri, özellikle yüzme bilmeyen veya az bilen insanlar için, büyük felaketlerle sonuçlanan kazalara neden olabiliyor.
Fırtınalı havalarda, dalgalar, deniz dibindeki kumları taşıyorlar ve deniz tabanında, elbette bakıldığında görülmeyen veya görülse bile sürekli yer değiştirmesi nedeniyle yeri belli olmayan, topuk denilen, yükseltiler oluşuyor. Bunların yerini bellemek mümkün değil, çünkü sürekli yer değiştiriyor.
Dipte oluşan bu topukların önü sığ, arkası ise yani birkaç metre ötesi ise, ayağınızı attığınızda denizin dibini bulmak mümkün değilcesine, derin.
Elbette; düz ve sığ bir denizde yürüdüğünüzü düşünürken, bir adım attığınızda, denizin ortasında birden kendinizi boşlukta buluyorsunuz, yüzme bilen insanlar bile panik ve şok yaşayabiliyor. Sakin olunmadığı takdirde ise, sonuç felaket. Artık, yüzme bilmeyeni siz düşünün. Sonuçta; denizde asla fazla açılmamak ve yalnız yüzmemek gerek.
NE YENİR
Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe: geldiğinizde, hani her gittiğiniz bölgenin yöresel lezzetlerini tatmak adına, ne yenir, ne içilir diye düşünebilirsiniz. Evet; Kefken’de ne yenir?
Kefken’de, özellikle, liman kenarında, küçük balık restoranı bulabilirsiniz. Kesin olan şu ki, balıklar taze ve lezzetli. Burada; balık yemeniz gerek. Ancak; balık restoranlarında, kesinlikle fiyat menüsüne bakmadan sakın sipariş vermeyin, aksi halde, büyük fiyatlarla karşılaşma şansınız yüksek. Aslında burası balıkçı kasabası.
Yani; Ankara veya İstanbul’daki bir balık restoranında ödenen fiyatların, burada da istenmesi çok saçma. Sonuçta, biraz önce de söylediğim gibi, burası bir balıkçı kasabası.
Ayrıca; Kapri’nin mükemmel manzarasında, çayınızı yudumlarken gözleme yemenizi öneririm. Bu manzara gerçekten mükemmel. Özellikle de bu keyfi gün batımına denk getirin.
GEZİ ROTASI
Kefken’de nereler gezilir, nerelere gidilir? Gezilecek yerler hakkında, kısa bilgiler aşağıda. Tercihinize ve buradaki kalış zamanınıza göre, kendinize bir gezi rotası yapabilirsiniz.
Doğal olarak, buraya günübirlik geldiyseniz, bazı seçimlerde bulunmanız gerekecek. Ama özellikle; pembe kayaları görün derim.
KEFKEN SAHİLİ
Kefken’in kumsalında yürümek gerçekten büyük bir keyif. Kumsalın yakınlarına kadar, aracınız ile gitmeniz mümkün. Kumsalın batı ucunda, değişik kaya şekilleri ve denize uzanan küçük yarıklar var. Bunları da mutlaka gezin, görün.
Burada elbette denize girmek mümkün. Buranın denizinde hiç deniz anası bulunmaması, bu konudan hoşnut olmayanlar için avantaj. Ama, yazın sıcak günlerinde, burası öyle yoğunki, şemsiye bulmak imkansız gibi.
Bu durumda, güneşin altında kalanlar, sıkıntılı bir bronzlaşma dönemi başlangıcı yaşıyorlar, tedbirli olmanızda yarar var.
KEFKEN LİMANI
Kefken merkezinde. Balıkçılığın kalbi burada atıyor. Akşam saatleri yaklaştığında, renk renk balıkçı tekneleri, limana geliyor. Ağlarını tamir eden balıkçıları izlemek, onları limanda görmek mümkün. Bu sıcak kanlı insanlarla sohbet edin.
KAPRİ
Merkeze çok yakın. Kefken’in doğusunda. Özellikle; yüzme bilenlerin tercih ettiği bir yer. Yüzmek için kaya blokların içinde, küçük localar var. Palet ve şnolkerle dalmak mümkün. Yüzmenin yanında, gün batımının izlenebileceği güzel bir yer.
PEMBE KAYALAR
Evet, Kefken’in en orijinal ve güzel yeri. Cebeci istikametinde, yani doğuda. Mutlaka gidip görmelisiniz. Burada, ilginç bir jeolojik yapı var. Kayalar suyun içinde yumuşak iken, sudan çıkarıldıklarında, bir süre sonra sertleşiyorlar.
Bu özelliklerinden dolayı, Osmanlılar döneminde, buradan parça parça kesilen kayalar, deniz yolu ile, İstanbul’a götürülmüş ve birçok cami ve diğer tür yapı inşaatlarında kullanılmış.
Özellikle; gün batımında, güneş bu kayaların üzerine vurduğunda, tam bir renk cümbüşü izlemek mümkün.
NİHAT ERİM TEPESİ
Merhum başbakan Nihat Erim’in ismi verilen bir yükselti. Kefken’in her tarafına hakim bir noktada. Buradan denizi izlemek çok güzel. Ayrıca; gün batımı ve gece gökyüzü, yıldızlar da muhteşem izleniyor. Olursa, buraya da zaman ayırın.
KUMCAĞIZ KOYU
Kefken’e yürüyerek 5 dakika, Kerpe’ye ise 10 dakika uzaklıkta. Kumcağız koyunu görmeden, buradan ayrılmayın. Plajı çok güzel. 1.5 km. uzunluğunda. Plajın ortasında, plajı ortadan ikiye bölen bir dere akıyor.
Kumcağız deresi. Bu dere, plajın arkasından kıvrılarak dolanıp buraya geliyor. Derenin plajın arkasında kalan bölümünde, amatör balıkçılar, büyük bir keyfle balık tutabiliyorlar. Meraklı iseniz, oltanızı ve yem olarak birazcık ekmek içini, yanınıza almayı unutmayın.
Denizi, sahili, kumu ve havasıyla, Türkiye’nin sayılı turistik yöreleriyle boy ölçüşebilecek güzellikteki buranın denizinde, 500 m. ilerleseniz de, derinlik yok, yani sığ. Temiz bir deniz. Ama; maalesef ilgi ve bakım yok. Özellikle: cumartesi ve pazar günlerinden sonra, günübirlikçiler ayrıldığında, bölgede, arkalarında büyük çöp yığınları bırakıyorlar.
Buraya yakın: Maliye Bakanlığının bir dinlenme tesisi ve Orman Bakanlığının Orman İçi Çadır kampı var. Bu çadır kampı; çadırlı kamping, çadırlı tatil yapmak isteyenler için, mükemmel bir imkan.
KEFKEN ÇEVRESİ
Kefken’in doğusunda Cebeci ve batısında ise Kerpe köyleri var. Cebeci’nin hemen karşısında ise, Kefken adasını görmek mümkün.
KEFKEN ADASI
Cebeci sahiline, tekne ile 5 dakika uzaklıkta. Karadeniz’de, tarihi özelliği olan ve insanların yaşadıkları tek ada. Ama, burası SİT alanı olarak ilan edilmiş ve ziyaretçiler ile günübirlikçilerin adaya çıkmalarına izin verilmiyor.
Kim tarafından? Burada konuşlanmış ve 24 saat görev yapan, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma görevlileri tarafından. Yine de, adaya ait birkaç kısa bilgi vereyim. Uzaktan adaya baktığınızda, 14 metre yüksekliğindeki feneri göreceksiniz. Bu fener halen faal.
Karadeniz’in azgın dalgalarından korunmak isteyen gemiler, buraya sığınıyorlarmış. Ayrıca, yardıma ihtiyacı olan gemilere de, burada yerleşik ekip tarafından, 24 saat hizmet verilmekteymiş. Adada, ayrıca Cenevizlilerden kalma tarihi bir kale ve su kuyularının bulunduğu söylenmekte.
KERPE
Buraya girerken, çam ağaçlarının oluşturduğu orman içindeki asfalt yoldan ilerliyorsunuz. Karadeniz kıyısında, son derece doğal güzellikleri olan küçük bir kıyı kasabası. Masmavi deniziyle sırtını çam ormanlarına dayamış şirin bir köy.
Burası; Kandıra’ya 7-8 km. ve İzmit’e ise 50 km. uzaklıkta. Buraya; Kandıra üzerinden gideceksiniz.
Yolu güzel. Doğal bir limanı var. Büyük kaya blokları oluşturmuş. Merkeze indiğinizde, güzel bir koy ile karşılaşıyorsunuz. Aynen, kağıt gibi yüzeyi olan bir deniz. Hiç dalga yok. Yani, doğal limanın kapatmış olması nedeniyle, bu koyda, Karadeniz’in hırçın dalgalarını görmek mümkün değil.
Ayrıca; derinlik te yok, sığ. Su 150 m. ileride bile, bazı yerlerde, boyu geçmeyecek ölçüde sığ. Ancak, tüm bu güzelliklerin yanında, deniz suyunun soğuk olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Yani; özellikle çocuklar sığ denizden hoşlanıyor, ama soğuk su, biraz ürpermeye neden oluyor.
Koyun hemen çevresinde kumsal ve arkada, alışveriş yerleri var. Fazla büyük değil. Bu dükkanların arkasındaki yolu takip ederek ilerlediğinizde ise, Kerpe’nin meşhur kaya bloklarının bulunduğu yere varacaksınız. Burada; deniz kıyısı ve kıyıya yakın yerlerde, büyük kaya blokları var.
Gençler, bu kaya bloklarına tırmanıyorlar ve oradan denize, aynı bir asansör misali, balıklama atlıyorlar. Bu tehlikeli ve zor şov, elbette çevrede toplananlar tarafından merak ve heyecanla izleniyor. Gerçekten, bu kaya blokları o kadar dik ki, çıkılması çok zor, ama bu gençler çıkıyorlar ve oradan denize atladıktan sonra, bu zorlu çıkışı yineliyorlar.
Evet, burayı da görmelisiniz. Belki denize atlayan gençlere tesadüf edemessiniz, ama kaya bloklarının doğal yapısı ilginizi çekecektir.
Burada her şey güzel de, kalınacak yerler sınırlı. Meskun mahallerin çoğu, yazlıkçıların evleri, yani yılın büyük bölümünde boş. Yalnızca bir iki pansiyon var. Gitmeden önce, kalma düşüncesinde iseniz, mutlaka buralardan yer ayırtmalısınız.
Kalma denince, burada, askeri personel ve ailelerinin yararlanabildiği bir askeri kamp var. Tam tepede. Muhteşem bir manzaraya hakim bölgede. Önü gayet yüksek ve sanırım denize girmek için, doğu yönünde, merdivenlerle inilen kovanağzı plajını kullanıyorlar.
Evet, kovanağzı plajının yarısı, kullanım için askeriyeye tahsis edilmiş. Diğer yarısı ise halka açık. Küçük olmasına rağmen, ilgi çeken bir plaj.
Evet; Kefken ve Kerpe, böyle. Gezin, görün, umarım beğeneceksiniz. Bir kez daha gitmek mi, onun yanıtını da siz vereceksiniz. Ama, buraya gelirken unutmamanız gereken şu. Burada; eğlence yok.
Burası denizin güzelliğiyle öne çıkan bir yer. Sessizlik ve sakinlik arayanlar için ideal bir yer. Özellikle, yazın sıcak günlerinde, güney tatil yörelerinde insanlar güneşin ve nemin olumsuz etkileriyle yoğrulurken, burada, gerçekten nem olmadan ve nispeten daha serin ve rahat bir tatil yapmanız, denize girmeniz mümkün. Tercihlerinizi buna göre değerlendirmelisiniz.