Kemer

Kemer

Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Kemer, Antalya’ya 43 km. uzaklıktadır. Geçen yıllarda yapılan karayolu, güzel ve bakımlı olup, yol üzerinde yeni yapılan tüneller, nispeten virajları ortadan kaldırmıştır.

Hala da tüneller yapılmaya devam ediliyor. Güzel ve rahat bir yol. Yalnızca: akşam saatlerinde, Kemer-Antalya yolu bayağı yoğun oluyor. Sanırım: otellerde çalışanların şehre dönüş saatlerinde, servis araçları yani büyük vasıtalar, trafiği biraz olumsuz etkiliyor.

Kemer; Batı Toros Dağlarının eteklerinde, kıyı boyunca uzanan, şirin bir yerleşim yeridir. Kıyı boyunca, irili-ufaklı koylar vardır. Denizin maviliği ve ormanın yeşilliği ile dağlar çok güzel bir görünüm oluşturur.

Denizin berraklığı, ormanın yeşilliği, deniz dalgalarının çam ağaçlarına kadar uzanması ve çam ağaçlarının, plajlarda gölgelik olarak kullanılabilmesi, oldukça cazip gelmekte.

Yörenin ilk hali olan köy : 1916-1917 yılları arasında, Toros dağlarından gelen Yörükler tarafından kurulmuştur.

Kurulan köyü korumak amacıyla; Kızılcık dağının eteklerine 23 km. uzunluğunda, taştan duvar şeklinde bir koruma kemeri örülür. Bu duvar; kemere benzetilerek, kurulan köy, daha sonraki yıllarda, Kemer ismi ile anılmaya başlanır.

1960’lı yıllara kadar, Kemer’in çevresiyle arasında karayolu bağlantısı yoktu.

Ulaşım, sadece deniz yolu ile sağlanırdı. 1980’li yıllardan sonra ise, gelişerek ve büyüyerek, Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden biri haline geldi. Şehircilik konusunda tüm alt yapı faaliyetleri tamamlanmıştır.

Dünyaca ünlü turistik tesisleri, önemli bir turizm merkezi olmasındaki, en büyük etkendir.

Bölgenin çekiciliklerinin başında: doğal güzellikleri gelir. Deniz, orman ve dağlar; bir noktada birleşir. Tarihi yapılar ise, ayrı bir renk katar.

Bunlar: Phaselis Antik Kenti, Çıralı (Yanartaş), Selçuklu Av Köşkü ve İdyros Antik Kenti. Bu özellikleri yanında; kemer halkı tarafından, zamanla kemer ovası ve ağva ovası arasındaki bataklıkların islah edilmesi sonucu, bölge ticaretinde önemli bir yer tutan, ünlü kemer portakalı üretilmeye başlanır.

Ana yoldan ayrılıp, Kemer’e döndüğünüzde, yol kıyısındaki otellerle karşılaşacaksınız. Bir süre ilerledikten sonra ise: Kemer merkezinde, dükkanlardan oluşan çarşı ile karşılaşacaksınız.

Kemer’de ne yapabilirsiniz? Nereyi gezebilir, nasıl zaman geçirebilirsiniz? Kemer’de: denize girebilirsiniz. Özellikle: Ayışığı (Moonlite) plajının bulunduğu bölgeden denize girebilirsiniz. Burada: üzerinde şemsiyesi olan bir şezlong kiralayabilirsiniz.

Duş almanız da mümkün. Veya, hemen plajın bitiminde, hatta kumsalın üzerinde kurulu kafelerden birinin masalarına oturup, gerek denize girebilir ve gerekse bir şeyler içebilirsiniz. Tertemiz tuvaletlerin bulunması büyük imkan.

Deniz ise: durgun, çünkü burası bir koy.

Yalnızca: uzakta ve açıkta demirleyen teknelerin mazot artıkları, bazen bu koyu kirletiyor. Ama yine de; birden derinleşmeyen ve özellikle hiç dalga bulunmayan bu koyda rahatlıkla denize girebilirsiniz.

Sizi rahatsız edici herhangi bir fiziki veya canlı faktör yok.

Kemer’de: denize girmenin dışında, özellikle akşam üstü hareketlenen çarşıda gezebilir, restoranlarında yemek yiyebilir ve kafelerinde oturup, yorgunluk atabilirsiniz. Kemer çarşısı ve limanı: özellikle akşam saatlerinde yani gündüz sıcağı bittiğinde, hareketleniyor.

Evet: genel anlamda Kemer bu. Bunun dışında: Kemer hakkında; bölge bölge ayrıntılı açıklamalarda bulunacağım.

OTOMOBİL RALLİ ŞAMPİYONASI:

2000 yılından bu yana, Kemer’in yaylalarında yapılan: Anadolian Rally yarışması; Dünya Ralli Şampiyonası takvimine alınmıştır.18 özel parkurda yapılan yarışma, toplam 1300 km. lik yol kapsamaktadır.

Üç özel etap üzerinden yapılır, toprak parkurda 380 km.lik, özel etabı vardır.

Kemer Yat Limanı-Marina

YAT TURİZMİ:

Kemer, yat turizmi bakımından da önemli bir yere sahip. Yaz ve kış aylarında, çeşitli ülkelerden gelen yatların bir merkezi. Gelen yatlar, burada günübirlik kalabildikleri gibi, uzun süre de kalabilmekteler.

1986 yılı Nisan ayında, resmen tüm hizmet birimleriyle devreye giren yat limanı; 100 karada ve 200 denizde olmak üzere, toplam 300 yat kapasiteli.

Kemer marinası, Avrupa Çevre Eğitim Vakfı (FEEK) tarafından yürütülen, mavi bayrak kampanyası tarafından tespit edilen kriterleri sağlayarak, 1993 yılında, mavi bayrak ile ödüllendirilmiş.

 

JEEP SAFARİ:

4,6,8 kişilik, arazi jeepleriyle yapılıyor. Eşsiz manzaralı Torosları keşfetmek mümkün. Bu turlara katılanlar, tur esnasında, arazi jeeplerini, Toroslar’ın engebeli, el değmemiş doğal güzellikleri arasında kullanıyorlar ve unutulmaz anlar yaşıyorlar.

Ayrıca; sürüş keyfi ve heyecanı da cabası. Sabah; katılımcılar otellerinden toplanarak, şehir dışındaki, jeep safari başlama noktalarına getiriliyorlar. Tüm jeepler, guruplara paylaştırılarak, birlikte ve konvoy halinde yola çıkılıyor.

Yol boyunca, zaman zaman durularak eşsiz Toroslar ve Beydağları’nın fotoğrafları çekiliyor. Akdeniz, kuş bakışı seyrediliyor.

Öğle yemeği; gurup olarak topluca Toroslar’da yeniliyor ve dinlenme molasından sonra, hareket ediliyor. Gün boyu süren ve dağlarda nefis bir manzara içerisinde geçen sürüş keyfi; akşam üzeri bitiyor. Konuklar, alındıkları noktalara geri bırakılıyorlar.

GEZİLECEK YERLER:

Kemer Ayışığı Parkı

AYIŞIĞI PARKI-MOON LİGHT PARKI:

İlçe merkezinde Merkez Mahallesi Yalı caddesinde Yat Limanı arkasındadır.

Kemer merkezden buraya ulaşmak için 10 dakika yürümek gerekir.

Ayışığı Parkı, 1988 yılında inşa edilmiştir.

Olimpos Beydağları Sahil Milli Parkı ile çevrilidir.

Yani hilal biçiminde bir görüntü verir, sahil uzunluğu 500 metredir.

Park alanında, yüz yıllık çam ve palmiye ağaçları bulunmaktadır.

Ayışığı koyunda kurulu park alanının: 10 metre karelik bölümü kumsaldır.

Kalan bölümde ise: havuz, amfi tiyatro, üstü açılır gece kulübü ve disko bulunmaktadır. Ayrıca: mavi bayraklı plajı vardır.

İlaveten: yunus gösteri havuzu, alakart restoran, çeşitli barlar, kafeler, 4 dükkanlı bir çarşı bölümü, tenis kortu, spor alanları, mini hayvanat bahçesi ve rekreasyon amaçlı oluşturulmuş yeşil alanlar vardır.

Sonuç olarak Ayışığı Parkı: gündüz ayrı güzel gece ayrı güzel bir yerdir. Gece her yeri kalabalıktır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı

AYIŞIĞI KOYU PLAJI:

Aşığışı plajı: ücretli ve ücretsiz bölümlere ayrılmıştır.

Ücretli olan bölümde: şezlong ve şemsiye giriş ücretine dahildir.

Serbest yani ücretsiz bölüm ise, genellikle yerli turistler tarafından kullanılmaktadır.

Park alanı yılın 12 ayı açıktır.

Burada denize girebilir, su sporları imkanlarından yararlanabilirsiniz.

Özellikle yabancı turistlerin tercih ettiği bu plaj, Kemer merkezindeki en popüler plajlardan birisidir.

Plajın uzunluğu 350 metre, genişliği 25 metredir. Denize sıfır konumdadır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı Kumsalı
Kumsal:

Altın sarısı kumludur. Aslında bu kum, deniz kabukları ile karıştırılmış bir kumdur.

Ancak kumsalda, çok sayıda şezlong bulunmaktadır, aşırı kalabalıktır. Yani, uygun bir zamanda yani erken saatlerde gitmezseniz, büyük olasılıkla şezlong ve şemsiye bulamayacaksınız. Güneşin altında kavrulmayı kabul edeceksiniz.

Kumsal alanında: duş, tuvalet ve soyunma odaları bulunmaktadır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı Denizi
Deniz:

Turkuaz renkli ve berraktır. Dalga yoktur.

Denizin girişi düz ve çakıllıdır, geri kalanı kumluktur. Deniz tabanı çakıllarla kaplıdır.

Ayrıca, deniz içinde kuma saplanmış vaziyette potansiyel tehlike yaratan paslı varil benzeri nesneler bulunmaktadır. Bunlar muhtemelen yatların bağlanması için kullanılmaktadır. Ancak yüzerken tehlike yaratıyor.

Bir diğer tehlike ise, koyda çok sayıda bulunan motorlu tekne yoğunluğudur. Banana ve benzeri teknelerin motorları hiç durmuyor. Bu yüzden havada motor yağı kokusu eksik olmuyor.

Su sporları:

Sahilde: jet ski, su kayağı, deniz paraşütü yapılabilir, tekne kiralanabilir.

Kemer Yörük Parkı

YÖRÜK PARKI:

Park: Devlet Ormanı ve Milli Park Statüsündeki yarımada olan Küçükburun üzerinde kuruludur. Kemer Yat Marinasının arkasında, çamlarla kaplı bir tepededir. Tepeye 20-30 basamaklı merdivenden çıkılır. Giriş ücretlidir.

Folklorik Yörük Parkı, 1986 yılında ziyarete açılmıştır.

Kemer Yörük Parkı

Yörük Parkı: ziyaretçilere doğal yaşam alanları ile kültürümüzü yansıtması açısından ilgi çeker. Burada: özellikle yabancı turistlere yönelik yemekler, folklorik müzik, geleneksel aperatifler sunulmaktadır.

Açık hava folklor müzesinde gezerken bir yanınızda muhteşem Ayışığı ve bir yanınızda Kemer sahillerinin manzarası görülmektedir.

Kemer Yörük Parkı

Park alanında: 3 tane çadır bulunmaktadır. Bu çadırlarda: birinde saç böreği yapılmaktadır. Diğerinde dinlenilir ve diğerinde ise küçük bir Etnoğrafya müzesi bulunmaktadır. Çadırlarda Yörük kültürü, cansız mankenlerle canlandırılmaktadır. Yörük çadırlarında gözleme ve ayran tatmalısınız.

Ayrıca: sahanın devamında, geleneksel ürünlerle süslü, doğal bitki örtüsü ile desteklenmiş ve yeni oluşturulmuş, 26 yıllık orman parçasında, panoramik parkurda yürüyüş yapabilirsiniz.

Moonlight Aqua Park:

Ayışığı Parkı içindedir. Türkiye’nin en büyük su parkında 40’tan fazla su aktivitesi bulunmaktadır.

Kemer Dolphinarium-Yunus Gösteri Merkezi

Kemer Dolphinarium:

Kemer Dolphinarium: Ayışığı Parkı içindedir.

Burada: harika yunuslarla tanışmak ve onlarla birlikte yüzmek mümkündür. Yunuslar ve foklar, ziyaretçilere oldukça güzel zaman geçirtiyorlar.

Yunus gösterisi yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Gösteriler günde 2 kere düzenlenmektedir.

Yunusların yüzdüğü havuz: 5.5 metre derinliktedir.

Havuzun yan duvarları şeffaftır. Böylece ziyaretçiler havuz içindeki yunusları rahatlıkla görebilirler. Yunuslar ile birlikte gösteriye kürklü foklar da katılıyorlar. Sudan atlayanlar, top oynayanlar, çember çevirenler, dans edenler ve hatta seyircilerle oynayan yunuslar göreceksiniz.

 İDYROS ANTİK KENTİ VE ÇALIŞ TEPE:

Ayışığı koyuna oldukça yakındır. Bizans yerleşkesinin kalıntıları, Ayışığı koyu sahili boyunca devam etmektedir. Ayışığı parkı ile Balıkçı barınağı arasında bulunmaktadır.

Yani: Kemer’in antik dönemdeki ismidir.

İdyros antik kenti: MÖ 7’nci yüzyılda kurulmuş, Likya bölgesi içinde, bir denizci kent olarak önem kazanmaktadır. Kentin bulunduğu yer denize çok yakın olduğu için, muhtemelen Akdeniz’de ticaret yapan gemilerin uğrak yeri olmalıdır. Ancak kent ile ilgili bilgiler sınırlıdır.

Kentte, günümüzde özellikle Bizans dönemi kalıntıları ilgi çeker.

Bölgedeki arkeolojik kazı çalışmaları: ilk olarak 1976-1977 yılları arasında başlatılmış ve halen devam etmektedir.

Kazılardan elde edilen buluntular ve sikkeler, ören yerinin MS 4 ile 6’ncı yüzyıl arasında kullanıldığını göstermektedir.

Günümüzde Kalıntılar:

Kalıntıların bulunduğu ören yerine, Kemer merkezden 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilir.

Kemer İdyros antik kenti kilisesi mozaik taban

Kilise

Kentin bilinen en dikkat çeken yapısıdır. Kentin simgesel yapısıdır.

Bazilika planlıdır. Ortada apsisli bir orta nef vardır.

Ören yerinde bulunan kilise: özellikle mozaik tabanı ile ünlüdür. Kilisenin tabanı: turuncu, beyaz, gri, kiremit kırmızısı renklerden yapılmış iri taneli mozaiklerle süslüdür. Süslemelerde: geometrik motifler hakimdir.  Süslemelerin çevresinde kalp şeklinde bordür görülür.

Kilisenin güneyinde bir şapel vardır. Ayrıca kilise yanında bulunan mezarlık alanında, bugüne kadar dünyada sayılı ülkede izine rastlanan amfora mezarlar bulunmuştur.

Duvar kalıntısı:

Bizans duvar kalıntısı, üç kapı sövesi ve apsisi andıran bir duvar vardır.

Gözetleme Yeri:

Kemer Marinanın kuzeyindeki yüksek tepenin güney ucundadır. Çevresi poligonal örme tekniğiyle yapılmış bir duvarla çevrilidir.

Kemer Halk Plajı

KEMER HALK PLAJI:

Kemer merkezde, Marina bölgesinin batısında Ayışığı Plajı ve Marina bölgesinin doğusunda ise Kemer Halk Plajı vardır. Plaj, Kemer Belediyesi tarafından işletilmektedir. Kemer merkeze 1 km uzaklıktadır.

Halk plajının devamında ise, 3.7 km uzunluğunda sahil şeridi boyunca otellerin plajları bulunmaktadır. Halk plajının uzunluğu 270 metre, genişliği 20 metredir. Plaj Mavi Bayraklıdır.

Kemer Kındılçeşme Piknik alanı ve Halk Plajı

KINDILÇEŞME PİKNİK VE HALK PLAJI:

Beydağları Sahil Milli Parkı içinde bulunan Kındılçeşme: bir zamanların en meşhur çadır kampıdır. Burada uzun boylu çam ağaçlarının altında, cırcır sesleri eşliğinde, piknik yaparken, sıcak bastığında insanlar denize girip ferahlardı.

Kemer Kındılçeşme

İsmini ise: hakkında çeşitli rivayetler bulunan “Kındıl Dede” den almıştır.

2009 yılında, imar planında değişiklik yapılarak park alanı 29 yıllığına otel yapılmak üzere bir firmaya kiralanmıştır. Çadırlı Kamp Alanı, Kındılçeşme’nin statüsü “Kamp Alanı” olarak değiştirildi, daha sonra lüks bungalovlar ve benzeri tesisler inşa edilen alanın çevresi yüksek duvarlarla çevrilerek halkın kullanımına kapatıldı.

Kemer Kındılçeşme

Uzun yıllar kullanılan bu alan, bir otel çalışması nedeniyle halkın kullanımına kapatılmış; yıllardır süren mahkemeler, davalar sürmüş ve yakın zaman önce bunlar bitmiş ve alan halkın kullanımına açılmış, alanda bulunan 4 bina Kemer Belediyesi tarafından yıkılmıştır.

Kemer Kındılçeşme

Günübirlik piknik alanı: 80 dönümdür. Burada 15 dönümlük bir plaj bulunmaktadır.

Günübirlik kamp alanında: otopark, idari ünite, piknik masaları, satış büfesi, çocuk oyun gurupları, soyunma kabinleri, duş ve lavabo yerleri bulunmaktadır.

Kemer Beldibi Mağarası

BELDİBİ MAĞARASI:

Beldibi Mağarası: Antalya-Kemer sahil yolunda Çağdağ tünelinin çıkışındadır. Denize 800 metre uzaklıktadır.

Mağara Kemer merkeze 19 km uzaklıktadır. Giriş ücretsizdir.

Mağara: 1956 yılında keşfedilmiştir. Mağaranın çevresi çam ormanlarıyla kaplıdır. Bu yüzden, bulunması nispeten zordur. Bu yüzden ulaşımı zordur.

Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Denizden 25 metre yüksekliktedir.

Kemer Beldibi Mağarası

Mağaranın genişliği 5 metre, derinliği 4 metre ve yüksekliği 3.5 metredir.

Sığınağın taban kodundan 12 metre yukarıdadır.

Mağara: 12 metre kalınlığında dolgu toprağına sahiptir.

Mağarada yapılan kazılar sonucunda: mağarada 6 farklı katmanla karşılaşılmıştır. Eski dönemlerde mağarada yaşayan toplumların, avcı ve toplayıcı oldukları anlaşılmıştır.

Mağara içinde: Paleolitik, Metolitik ve Neolitik dönemlere ait buluntular vardır.

Ancak günümüzde mağaranın içinde bulunan dolgu tabakaları, yağmur suları ve rüzgarların oluşturduğu doğal tahribat nedeniyle yok olmuştur.

Mağarada yapılan arkeolojik araştırmalarda: toplam 6 tabaka teslim edilmiştir. Üst Paleolitik ve Mezolotik döneme ait çakmaktaşı aletler bulunmuştur.

Beldibi mağarası iki bölüme ayrılmaktadır.

Bu bölümler: Yukarı Beldibi ve Aşağı Beldibi bölümleridir.

Aşağı Beldibi Mağarası-Kaya Sığınağı:

Mağaranın altında: kayalığın yarım daire biçiminde, teras halinde denize uzanan kısmında, terasın genişlediği yerde 3 metre uzunluğunda cephesi olan, derinliği ise birkaç metreyi geçmeyen bir “Kaya Sığınağı” vardır.

Esas kazı yapılan yer burasıdır.

Burada: 6.20 metre derine inilerek kazılar yapılmıştır.

Kaya sığınağının arka duvarında: 1956 yılında boyalı resimler keşfedilmiştir. Kaya altı sığınağı duvarlarında; şematize edilen insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır.

2014 yılında duvar resimleri levha ile kaplanarak koruma altına alındı. Ayrıca mağaranın girişi de define avcılarından korunması için, tel örgü ile çevrildi. Ancak günümüzde bu koruma şemsiyesinin de tahrip edildiği görülmektedir.

Ayrıca: burada çeşitli objeler bulunmuştur. Burada, çakmak taşından olta benzeri aletlerle birlikte çeşitli çakmak taşı aletler bulunmuştur. Bunlar: muhtemelen değişik bir ok ucu veya delici olarak işlev taşımaktadır.

Kemer Selçuklu Av Köşkü

SELÇUKLU AV KÖŞKÜ:

Antalya-Kumluca karayolunun Kemer girişinde ormanlık alan içindedir.

Anadolu’da bilinen 3 av köşkünden birisi olan yapı: muhtemelen 1230-1248 yılları arasında inşa edilmiştir.

Bölgenin tek Selçuklu dönemi yapısı olması açısından önemlidir.

Günümüzde: yapıda: Türk-İslam sanat geleneği en iyi şekilde görülebilir.

Köşkün giriş kapısı ve ona yakın bulunan duvar yıkılmıştır. Ancak çatı ve diğer duvarların büyük bölümü iyi durumdadır.

Köşkte: Selçuklu döneminden kalma kalıntılar şunlardır:

Kemer Selçuklu Av Köşkü Hz Süleyman Mührü

Köşkün çatı kısmında, Hz Süleyman’ın mührü olarak bilinen, iki eş kenar üçgenin bileşimiyle oluşan yıldız figürü vardır. Bu figür, Hz Süleyman’ın mührü olarak tanınır ve Hz Süleyman’ın yüzüğünde bulunur. Ayrıca, bu simgenin, Hz Süleyman’ın hayvanlarla konuşup, iletişim kurabilmesinin sebebi olarak varsayılmaktadır. Ayrıca, mührün “Dünyaya hükmetmek yetisine” sahip olduğuna inanılır.

Kemer Selçuklu Av Köşkü Hz Süleyman Merdivenleri

Ayrıca: Tekelioğlu Beyliğinin (1400 yılı civarı) bayrağı bulunan altıgen yıldız kabartmalı taş merdivendir.

MOLLA DELİĞİ MAĞARASI:

Tahtalı Dağının 910 metre rakımlı doğu yamacındadır.

Buraya ziyaret etmek için: Kuzdere ve Tekirova teleferik alt istasyon bölgesinden yaya olarak buraya gidebilirsiniz. Ancak buradan yapılacak yaya yürüyüş, yaklaşık 4 saat sürmektedir.

Doğal ve yatay bir mağaradır. Rakımı 910 metredir.

549 metre uzunluğunda, çok kollu bir mağaradır.

Mağara içinde: çeşitli şekillerde sarkıtlar ve dikitler bulunmaktadır.

Mağaranın sonuna doğru gidildiğinde, önce bir kum ve kil tabakası ve sonrasında ise bir gölet bulunduğu söyleniyor.

Ancak, bu sadece bir söylenti, yani mağarayı ziyaret edenler, mağaranın sonuna yani gölete kadar gidemiyorlar. Sadece uygun teçhizatlı ve uzman kişilerin mağaranın içinde bu gölete ulaşabildikleri söyleniyor. Söylenenlere göre göletin büyüklüğü değişiyormuş

Kemer Paris II Batığı

PARİS II BATIĞI:

Kemer Marinası açıklarında, 1.5 km açıkta, 25-33 metre derinlikte kum bir  zemin üzerindedir.

Burada: 13 Aralık 1917 tarihinde, Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul komutasındaki topçu bataryası tarafından batırılan Paris II Savaş gemisi enkazı bulunmaktadır.

Kemer Paris II Batığı

Günümüz:

Batık enkaz, 1995 yılında keşfedilmiştir.

Buharlı bir gemidir.

Geminin kimliği: 1 Ocak 2002 tarihinde anlaşılmıştır. Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul tarafından, sahilde mevcut 4 topluk batarya ile, bu gemi haricinde bir de uçak gemisi batırılmıştır ki, bu uçak gemisi dünya denizcilik tarihinde topçu ateşiyle batırılan ilk uçak gemisidir.

Mustafa Ertuğrul, İngilizlerin ünlü 110 metrelik efsanevi uçak gemisi “Ben My Chree” yi, Meis adası açıklarında batırarak sulara gömmüştür.

Aynı dönemde, Fransız savaş gemileri Paris II ve Alexandra’yı da Kemer de denizin derinliklerine gömmüştür.

Geminin boyu 50 metre, eni 8 metredir. Güvertedeki silah donanımının az olması nakliye gemisi olma ihtimalini güçlendirmektedir.

Burası dünyanın en özel 100 dalış noktasından birisi olarak kabul edilmektedir.

Bu yüzden, özellikle profesyonel dalgıçlar tarafından yoğun ilgi gösterilmektedir.

Kemer Kesme Boğazı

 KESME BOĞAZI KANYONU:

Kemer merkeze 10 km uzaklıkta, Antınyaka istikametinde, Beydağları Sahil Milli Park alanı içindedir.

Burada: dere yataklarının yanında yürüyüş yapabilirsiniz.

Kemer Kesme Boğazı Roma Köprüsü

Kanyonun en daralan kısmında tarihi Roma köprüsü vardır.

Çünkü coğrafi konumu nedeniyle kanyon antik dönemde orduların, yükseklerden kıyıya inen tüccarların ve yayaların, Türkmen Yörüklerinin geçiş güzergahıdır.

Günümüzde ise buraya jeep safari turları ve ayrıca doğa yürüyüşü yapanlar gelmektedir.

Tarihi Roma köprüsünün hemen yamacında, kayalar üzerine yapılan ahşap çardaklar ilgi çekmektedir. Çardakların hemen yanında ise, dere kenarında taşlarla yapılan setle oluşturulmuş doğal bir havuz bulunmaktadır. Bu havuzda yüzmek mümkündür.

Kemer Gedelma Kalesi

KADRAMA-GEDELMA KALESİ:

Kemer merkeze 18 km uzaklıkta Gedelme Yaylasındadır. Buraya ulaşmak için: Kuzdere Mahallesi Kesme Boğazı Mevkiinden asfalt yol bulunmaktadır.

Ancak Gedelme yaylasına çıkan yollar biraz zorludur. Kesme boğazından geçerek Toroslar’a doğru çıkılır ve bir zamanlar bu yollarda “Dünya Ralli Şampiyonası” yapılıyormuş, artık yapılmıyor.

Kale: Bizans dönemine aittir ve iyi korunarak günümüze ulaşmıştır.

Kale: MS 9’ncu yüzyıla tarihlenir.

Adının kelime anlamı “tahıl kurutma, tahıl koruma, hububat çukuru” demektir. Çünkü kale bir zamanlar yani yapıldığında bir depo-kale görevi yapıyormuş.

Çınar Ağacı:

Kale kalıntılarının önünde, surların dibinde bulunan ve 2500 yaşını aştığı söylenen dev çınar ağacının altında, Gedelme köylüleri sergiler açarak ziyaretçilere hediyelik eşyalar satıyorlar. Bu dev ağacı mutlaka görmelisiniz.

Çünkü dünyanın en büyük çınar ağacı olduğu söyleniyor. Çınarın göğüs kol hizası çevresi, 22.40 metredir. Hatta alt kök kısımları, daha da geniştir. Gölge çapı 30 metredir.

Kemer Peynir Deliği Mağarası

Peynir Deliği Mağarası:

Kale yakınında bir mağara bulunmaktadır. Köy merkezinden mağaraya gitmek için sadece 5 dakikalık bir yol yürümek gerekiyor.

Kalenin hemen yanında bulunan mağaranın toplum uzunluğu 74 metredir. Mağaranın girişe göre en derin yeri 19 metredir. Bu yüzden yani dik bir şekilde inildiğinden, mağara içinde oldukça fazla dikkat göstermek şarttır.

Mağaranın büyük bölümünün kuru olduğu bilinmektedir, sadece sonunda en derin yerinde bir küçük göl bulunduğu söyleniyor. Mağara içinde; sarkıt, dikit ve sütunlar bulunuyor.

Kemer Üçoluk Yaylası

 ÜÇOLUK YAYLASI:

Kemer merkeze 37 km uzaklıktadır. Beycik yaylası üzerinden ulaşılır. Beldenin trekking ve kamp rotası üzerindedir.  Ancak çam ağaçlarının içinden geçen yolu stabilizedir.

Yaz sezonunda: Kemer, Beldibi, Konyaaltı, Antalya Merkez ve benzeri yerlerde oturanlar, serinlemek için burada konaklarlar. Bu yüzden, Üçoluk köyünün sosyal hayatı, yaz sezonunda hareketlilik gösterir.

Kemer yöresinin doğal güzelliklerini gezmek isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Yaylada, eski yayla evleri vardır. Bunlar, sedir ve ardıç ağaçlarıyla bütünleşmiş, muhteşem bir panorama ortaya çıkmaktadır.

Yaylanın rakımı 1500 metredir. Yaylada kamp kurmak mümkündür. Ancak elektrik ve telefon gibi alt yapı hizmetleri yoktur.

Ulupınar gezilecek yerler

Phaselis gezilecek yerler

Kiriş-Çamyuva gezilecek yerler

Göynük gezilecek yerler

Tekirova gezilecek yerler

Çıralı gezilecek yerler

Kemer Phaselis

Kemer Phaselis

Temmuz 2020 tarihinde, Antalya-Kemer arasındaki yolda ilerlerken; Kemer-Phaselis tabelasını gördüğümde, hiç tereddüt etmeden yoldan saptım ve kısa bir süre sonra bu güzel antik kentin kalıntılarını, muhteşem bir doğa ve deniz manzarası eşliğinde yeniden izleme fırsatı buldum.

Burada Kemer Phaselis antik kalıntıları gezebilir, büyük çam ağaçlarının gölgesinde oturup, denizi izleyebilir, belki de kitabınızı okuyarak, dinlenebilirsiniz. Tüm bunların ötesinde: denize girebilir, hatta balık tutabilirsiniz.

Gerçekten muhteşem bir doğa. Muhteşem bir kumsal, harika bir deniz, çam ormanları, cır cır böceklerinin uğultusu, mis gibi çam kokusu. Mutlaka ama mutlaka gidin ve bu güzelliği yaşayın.

Zaten: hafta sonlarında bütün Antalyalılar buraya akın ediyorlar ve bayağı kalabalık oluyor. Gerek karayolu ve gerekse yatlarla gelenler, her yan yatlarla doluyor. Ama, kalabalıktan rahatsız olmak istemiyorsanız, buraya hafta içi gitmelisiniz.

Koyun başladığı noktalarda bulunan kayalıklarda, olta balıkçılığı yapanlar için ideal yerler var. Merakınız varsa, yanınıza mutlaka olta takımlarınızı almalısınız.

ULAŞIM:

Antalya-Kumluca kara yolunun, 57.km.sinden, güneye dönünce, yaklaşık 1 km. sonra, Phaselis antik kentine ulaşmanız mümkün. Şehrin: Kemer merkeze uzaklığı, toplam 16 km. Antalya’dan gelenler, Kemer’e varmadan, tabelayı gördüğünüzde, sola dönmeniz gerekiyor.

Milli Park alanı içinde bulunan bu bölge: piknik kullanımına açık. Bölgeye: karadan ve denizden ulaşmak mümkün. Denizden: yat turları ile, birçok turist: Phaselis antik kenti ve kıyı şeridindeki diğer antik yerleri ziyaret edebilmektedir.

Buranın sahili: çakılsızdır. Kumul ormanı olan Phaselis kıyıları, incecik kumu ile, dünyaca ünlü bir şöhrete sahiptir.

Bölgenin en güzel plajlarından biri burada. Çam ormanı, çevreyi kaplayan çam kokuları, cır cır böceklerinin uğultusu ve muhteşem bir manzara. Denizi akvaryum gibidir.

Deniz gözlüğünüzü takıp denizin dibine baktığınızda: her yanınızda, çeşit çeşit renkli balıkları görebilirsiniz. Kıyısından ileriye doğru, 200 metre yürüseniz bile, denizin derinliği, dizlerinizin üzerine çıkmıyor.

Yani: yüzme konusunda tecrübeli olmayanlar için; denizin sığ ve durgun olması, ideal. Yüzme bilmeyenler için güzel bir nimet. Herhangi bir korkuya kapılmaksızın, denizin içinde rahatlıkla hareket edilebiliyor.

Giriş ücretlidir. Ama, buranın giriş kapısında da, geçici müze kartı almanız mümkün ki, kesinlikle müze kartı almanızı öneririm.

Burada: ücretini ödediğinizde, size hemen geçici müze kartını veriyorlar, bu geçici kartı, bir ay içinde, şehir merkezindeki bir müzeye uğrayarak, fotoğraflı gerçek bir müze kartı haline getirebiliyorsunuz.

Kemer Phaselis Genel Özellikleri

GENEL ÖZELLİKLERİ:

Kentin arkasında: 2400 metre yükseklikteki “Tahtalı Dağı” görülür. Kent: MÖ.690. yılında, Rodos’lu kolonistlerden Lakios önderliğinde kurulmuştur. Halbuki, buranın çok yakınlarındaki “Beldibi Mağara, Prehistorik yani binlerce yıl önceki iskan izlerini taşımaktadır.

Uzun yıllar: Likya’nın doğu kıyısının en önemli limanı olarak öne çıkmıştır. Kent merkezi ile, 70 metre yükseklikteki plato üzerine kurulmuş olan yerleşim yeri arasında: su kanalları var.

Her ne kadar Likya şehri olduğu söylense de: yapılan kazılarda ve araştırmalarda, ne Lykia dilinde bir yazıta, ne de Lykia tipi mezar anıtına rastlanılmamıştır.

Yazıtlarında: 300 yılına dek, Dor lehçesinin Rhodos’a özgü biçimi kullanılmıştır.

MÖ 5.yüzyılda, Pers standartlarına göre sikke basılmaya başlanır. Bu sikkelerin bir yüzünde: gemi pruvası, diğer yüzünde geminin arka yüzü betimlenir.  Phaselis sikkelerinin basımı: MS.3’ncü yüzyıla kadar sürer.

MÖ 4.yüzyıl düşünürlerinden: Theodektes: Phaselislidir. Bu düşünür: ünlü Sokrates’in öğrencisidir. Kendisi: bilmeceler üretmek ve çözmekle ünlenmiştir. Bu ünü nedeniyle, kentte, ünlü felsefecinin heykeli dikilmiştir.

Kent: yaban gülleri ve gül yağı parfümü ile ün kazanmıştır. Ancak: kentliler genel anlamda: fırsatçı ve aç gözlü olarak tanımlanırlardı. Yani: ticari ünleri çok kötüydü. Antik zaman yazarlarına göre: “Onlar, kredi almakta çok ustadırlar.

Daha krediyi alır-almaz ödünç olduğunu unuturlar. Para geri istenildiğinde, bir sürü özür ve bahane uydururlar.

Öderlerse; kendi malları eksilmiş duygusuna kapılırlar. Genelde: tüm insanoğlunun en alçak ve en vicdansız kesimini oluştururlar.” Tüccar olan halk, sırf işleri bozulmasın diye, Pers istilasında bile onlara yataklık etmiştir.

Zaten sikkelerindeki: gemi ticareti, balık ise kuruluş efsanesini simgeler. Devrin tanınmış müzisyenlerinden Statonikos: bir içki meclisinde, kendisine yöneltilen “dünyadaki aşağılık insanların kimler olduğu” sorusuna, şöyle yanıt verir: “Pamphylialılar’ın en aşağılık insanları Phaselisliler, tüm dünyanın en aşağılık insanları ise Side’lilerdir.”

Yine bir yazara göre: “Phaselisliler, hazinelerini doldurmak için, her dönem: 100 drakhmon ödeyeni, yurttaşlığa kabul ederlerdi. Anlaşılıyor ki, pek çok işe yaramaz adama, yurttaşlık hakkı tanımışlardı.”

Phaselis halkı, gururuna çok düşkünmüş ve kibirli bir halkmış. Kentte basılan paralar: bölgenin güzelliğini vurguluyormuş.

Kente gelen yabancılar: öncelikle, hamamda yıkanmak zorundaymış. Phaselis halkından olmak bir ayrıcalıkmış. Biraz önce de söylediğim gibi, Phaselisli olmak için, vatandaşlık almak için büyük paralar ödemek gerekiyormuş.

Kemer Phaselis kentin kuruluş öyküsü

KENTİN KURULUŞ ÖYKÜSÜ:

Rodoslu Lakios ve arkadaşları: kent kurmak için Phaselis’i seçtiklerinde: bu bölgenin: Kylabras adlı bir çobana ait olduğunu öğrenirler.

Çobanla pazarlık yaparlar ve kendisine bir parça mısır ya da bir parça kurutulmuş balık teklif ederler.

Çoban Kylabras: kurutulmuş balığı tercih eder. Kent halkı, daha sonraki tarihlerde, her yıl tuzlu balık yaparak, Kylabras’ın anısına saygı dururlar.

Phaselis’te: tanrılara kurutulmuş balık sunulur. Antik çağda: bu durum; alay konusu olur ve ucuz adak anlamına gelen “Phaselis Adağı” deyimi ortaya çıkar.

Phaselis ismi “Tanrı kurtarır” anlamında, Semitik bir sözcük olarak açıklanır. Yunancada ise “fasulye” anlamına gelir. Bir kısım antik kaynakta ise, kent “yüksek” ve “rüzgarlı” diye tanımlanır. Kelime anlamlarından birisi de: tanrı korusun.

Kemer Phaselis Kentin Hikayesi

KENTİN HİKAYESİ:

Şehir halkı: MÖ.7.ve 11.yüzyıllar arasında: geçimini denizden sağlamıştır. Şehir: Persler’in Anadolu’ya hakim oluşlarından sonra onların, daha sonra ise Büyük İskender’in Persleri yenmesi sonucu, İskender’in eline geçer.

Ancak: şehir halkı, İskender’e kapılarını açar ve onu, şehirde konuk ederler. Büyük İskender gelmeden, altın bir tacı, kendisine, elçileriyle gönderirler.

İskender: kışı, burada geçirir ve Pamphlia şehirlerinin birçok elçisini: burada kabul eder, kıyı kesimindeki şehirleri ele geçirerek, Gordion’a ulaşır.

Tarihi süreç içinde: İskender’in ölümünden sonra: kent; MÖ.309 yılından, 197 yılına kadar, Mısır’daki Ptolemaiosların elinde kalır. Apameia Barışı ile, diğer Lykia şehirleri gibi, Rodos krallığına verilir.

MÖ.190-160 yılları arasında: Rodosluların egemenliğinde kalır. MÖ.160 yılından sonra ise, Roma egemenliği söz konusu olur. Lykia birliğine girerler.

Kent: MÖ.1.yüzyılda, hemen yakınındaki Olympos şehri ile birlikte; sürekli olarak, korsanların saldırılarına maruz kalır. Bir süre: Zenekites isimli korsan bölgeye hakim olur, ancak daha sonra Romalılar korsanları buradan atarlar.

Zenekites: Romalılara yenileceğini anlayınca: kendisini ve ailesini ateşe verir.

MÖ.42 yılında, Brutus: kente gelir ve Roma’ya bağlar. Bundan sonra, kentte büyük bir gelişim olur. 129 yılında: Roma İmparatoru Hadrianus; kenti ziyaret eder.

Kent: İmparatoru onurlandırmak için: İmparatorun gemisinin yanaşacağı limanın yoluna da kalıntıları halen görülebilen anıtsal Hadrianus Kapısını ve Agorasını inşa ederler ve heykellerini dikerler.

Hadrianus kapısı: hemen limanın yanı başında, kentin en önemli caddesinin hemen başlangıcında, ama kapıdan, kapıyı oluşturduğu söylenen taktan herhangi bir eser kalmamış, yalnızca yeri belli, bir de yere yığılı taş bloklarının üzerindeki bir kısım yontma motif ve şekillerden, bu kapının yapıldığı zamanlarda gerçekten güzel bir görünüm sunduğunu düşünebiliyorsunuz.

Bizans dönemi gelir. Şehir: bu dönemde, piskoposluk merkezi olarak öne çıkar. Limanlarının elverişli olması nedeniyle, MS.3’ncü yüzyılda, tekrar korsan saldırıları görülür. Daha sonraki dönemde, şehir önemini kaybeder, takip eden dönemde ise, Arap akınları artar.

MS.11’nci yüzyılda, şehirde yaşam olanaksız hale gelir. Selçukluların, Alanya ve Antalya limanlarına önem vermesi nedeniyle, şehrin limanları da önemini kaybeder ve şehir, tarihin yalnızlığına gömülür.

Şehrin yok olmasında veya terk edilmesindeki en büyük nedenlerden iki tanesinin: kente yaban arılarının saldırmış olabileceği veya denizciler tarafından kente sıtma salgınını getirilmiş olabileceği söyleniyor.

Kemer Phaselis Arkeoloji Araştırmalar

ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR:

Kent: 1811 yılında yeniden keşfedilir ve yüzyıl başlarından itibaren, gezginlerin uğrak yeri olur. İlk ziyaretçisi: Beaufort. Ancak: kente ulaşımın güç olması ve gelenlerin sıtmaya yakalanarak ölmeleri: kentin kötü bir üne sahip olmasına neden olur.

Schlager ve ekibi: 1967-1970 yılları arasında, yüzey araştırmaları yaparlar. Bu ekipten iki araştırmacı: genç yaşta, kendi hayatlarına kıyarlar.

1981-1985 yılları arasında yapılan kazılarda: Liman caddesi boyunca dikili duran heykellerin kaideleri, Latrina, Hamam ve Agora’daki düşük taşlar, denizden çıkarılır.

Hadrian kapısı ortaya çıkarılır. Hadrian ve Domitian Agoralarının bazı mimari elemanları ayağa kaldırılır. O yıllara kadar gezilmesi mümkün olmayan kent, temizlenerek, gezilebilir duruma getirilir.

Kemer Phaselis Gezi Planı

GEZİ PLANI:

Kentin: 3 limanı var. Bunlar: Kuzey (savaş) limanı, Korunmuş liman ve Güneş limanıdır. Bunlardan en önemlisi: güneydedir. Şehir esas olarak: kuzey ve güney limanlarının daralttığı bir yarımada üzerinde kuruludur.

Bizans limanı yapılırken, birçok yapı elemanı kullanılmıştır. Biraz önce söylediğim gibi, 1981-1986 yılları arasında yapılan kazılarda: bu yapı elemanlarının taşlarının büyük kısmı, denizden çıkarılıp, yerlerine konulmuştur.

Kuzey Limanı: kıyısında: bir lahit duruyor. Bu lahit üzerinde: aslan başları ve uzanmış bir kadın figürüyle bezenmiştir.

Askeri Liman: Burada, mendireğin izlerini görmek mümkün.

Surlar: Surlar, yer yer görülebiliyor. Güney limandan,  doğuya doğru giderseniz, kıyı boyunda, görkemli geç devir surlarıyla karşılaşabilirsiniz.

Kemer Phaselis Gezi Planı

Ana yoldan ayrılıp, buranın yoluna saptığınızda, çamların arasında: hemen sağda bir yapı kalıntısı (buranın tapınak olduğu yazılı) var, bu kalıntı hakkında ayrıntılı bilgi edinmek mümkün olmadı.

ÖREN YERİ:

Yalnızca, tapınak olduğu bildirilmiş, ama belli belirgin bir yapı. Daha sonra: solunuz da da bir kısım yapı kalıntısı görüyorsunuz, ama yine ayrıntılı bilgi edinmek mümkün değil. Neyse, dersen bilet ücret gişesi karşınıza çıkıyor.

Giriş işlemleri bitiyor ve hemen sağınızda, günümüzden kısa bir süre önce yapıldığı belli bir yapılar topluluğu var.

Buranın önünde, büyük bir tabela “Tuvalet”. Arabanız ile, buraya park edip, tuvalet düşünürseniz, gayet güzel ve temiz bir tuvalet ile karşılaşmak güzel bir şey, ama bu yapı bloku içinde, önünde “mağaza, müze vb.” gibi tabelalar bulunan, bir kısım yapının kapalı olduğunu ve içerisinin harabe halinde bulunduğunu görünce, moraliniz bozulabilir.

Elbette, bu konuda yani bu yapıların niçin kapalı bulunduğu konusunda bilgi alabilmek mümkün değil, umarım en kısa zamanda, bu yapılar aktif hale getirilir, çünkü, gerçekten burada büyük bir ziyaretçi akımı var, buralar aktif hale getirilirse, sanırım gerek idari açıdan ve gerekse burayı ziyaret edenler açısından, faydalı olabilecek şeyler olur.

Yani, burada bir hediyelik eşya satış mağazası olabilir, müze? Bilmiyorum, sanırım güvenlik tedbirlerinin sağlanması açısından sakıncalı. Aynı zamanda, burada tam bir kazı çalışmaları yapılmamış, Antalya müzesine giderseniz, bu bölgedeki buluntuların, bir camekanlı sergileme bölümünün çok küçük bir alanında sergilendiğini görürsünüz.

Peki, bu kadar önemi vurgulanan bir şehirde, buluntuların daha yoğun olması gerekmez mi?

Neyse, bilet işlemi bittikten sonra, gayet geniş ve rahat bir otopark alanı var. Aracınızı oraya park edin. Sizi hemen günümüze güzel bir şekilde ulaşmış kalıntılar karşılayacak.

ANTİK ŞEHRİN KALINTILARI

Su Kemerleri: Phaselis: erken dönemde: su ihtiyacını kuyu ve sarnıçlar ile karşılar. Ancak, Roma döneminde, her yerde görüldüğü gibi, uzak yerlerden su kemerleri ile, şehre su getirerek, şehrin su ihtiyacı karşılanmaya başlanır.

Şehrin kuzeyindeki bir kaynaktan, su kemerleri ile Hadrian Agorasının arkasındaki tepeye su getirilir.

Buradan: künkler ve kanallarla, getirilen su şehre dağıtılır. Bu bölümde, yanı otoparkın hemen yanındaki su kemerleri, gayet sağlam olarak günümüze ulaşmış.

Otoparkın hemen arkasında ise, zamanında burada büyük bir göl bulunduğu yazılmış, günümüzde burası sazlık bir alan.

Kemer Phaselis Gezi Planı

Su kemerlerinin altından geçerek, sağ yönde ilerlediğinizde, karşınıza büyük ve geniş bir cadde çıkıyor.

Caddenin her iki yanında; merdiven gibi, üç basamaklı bir oluşum var.

Biraz sonra sözünü edeceğim gibi, bunlar yaya kaldırımlarına çıkan basamaklar. Bu oluşumun hemen arkasında ise, yapılaşma var.

Liman Caddesi-Ana Cadde:

Şehrin esas kalıntıları: askeri liman ve güney limanı birbirine bağlayan ana caddenin; iki yanında bulunuyor.

Bu ana cadde: 125 metre uzunluğunda ve 20-25 metre genişliğindedir. Caddenin her iki yanında: üçer basamaklı yaya kaldırımları var.

Bu iki yanda: ayrıca, gezinti yolları ve  dükkanlar bulunuyor. Cadde, her iki taraftan araç trafiğine kapalı idi. Efes’te bulunan Kuretler Caddesinde olduğu gibi: her iki tarafında da heykeller vardı.

Bazı heykellerin kaideleri günümüzde görülüyor. Ana Cadde: Hadrian kapasında bitiyor. Bu kapıdan: Güney Limanının görüntüsü muhteşem.

Evet, Hadrian kapısına varmadan, liman caddesinde görebileceklerinizden söz etmek istiyorum. Caddenin hemen yanında: Hamam, Agora ve Tiyatro gibi yapılar var. Tüm bu yapıların tarihinin: MÖ.1.ve 2’nci yüzyıllara kadar indiği ileri sürülüyor.

Cadde: ortalarda bir meydan oluşturduktan sonra, güney limanına ulaşıyor. Cadde: düzgün taşlarla döşenmiş ve altında: kanalizasyon ile drenaj sistemleri var. Caddenin güney ucunda: Hadrian kapısı var.

Kemer Phaselis Gezi Planı
Hadrian Kapısı:

İmparator Hadrian’ın şehre ikinci gelişinde (MS.131 yılında) bitirildiği tahmin ediliyor. Dört köşesi: aslan ayağı profilleriyle süslüdür. Tek kemerli bir kapıdır. Firizinde: ünlü yazıtı var.

Küçük Hamam-Tiyatro Hamamı: Tiyatronun önündeki yapı. MS.3-4.yüzyıllara tarihleniyor. Büyük kısmı: ayakta, görülebiliyor.

Birbirine paralel üç mekan var.

İlk mekan: içinde havuz bulunan soğukluk, ikincisi ılıklık ve içinde külhanın bulunduğu sıcaklık. Sıcak havanın, döşeme altında dolaşmasını sağlayan tuğla payeler: günümüzde görülebiliyor.

Büyük Hamam-Gymnasıon:

Yazıtlardan anlaşıldığına göre, şehirde, zamanında, iki büyük atletizm yarışması düzenleniyormuş. Gymnasion: sonraki devirlerde başka amaçlarla kullanılmış ve özgün planını kaybetmiştir. Palaestrası: mozaik döşenmiştir.

Bu mozaikler: 2006 yılında, Ebruly isimli gezgin tarafından keşfedilmiş ve tekrar gün yüzüne çıkarılırken, yörenin bekçisi tarafından engellenmiştir.

Büyük Hamam ise:

buraya güneyden iki kapı ile giriliyor. Önce soyunma bölümüne, buradan da soğukluk ve ılıklık bölümüne giriliyor. Yapı: 3.yüzyıla tarihleniyor. Duvarları ve döşemesi: mermer kaplı imiş.

Latrina:

burası, kentin mozaik döşeli umumi tuvaletleri. Kalıntıları: caddenin kenarında görebilirsiniz.

Hadrian Agorası:

Hadrian dönemine (MS.117-138) tarihlenmektedir. Büyük bir kapı ile: kent meydanına giriş sağlanıyor. İmparator Hadrianus’a ithaf edilen yazıtta: “Dikdörtgen Agora” diye anılıyor. Agoranın çevresi: stoalarla çevrili ve bunların gerisinde dükkanlar var.

Kuzeybatı bölümüne, MS.5-6.yüzyıllarda bir Bazilika yapılmış. Bu yapının: üç penceresi ve apsisi halen ayakta ve görülebiliyor.

Burada: büyük bir sarnıç ta var. Caddeye bakan duvarın kenarında ise: bir çeşme ve heykeller var.

Bunların arasında: Rhodiapolisli Opramoas (Agora kapısının iki yanında, şükran kitabesi görülüyor) ve Saxa Amyntianus heykelleri varmış.

Domıtıan Agorası:

Caddeye bakan iki kapısı var. Birisinin üzerinde: İmparator Domitian (MS.81-96)’ın onur yazısı var. Agoranın avlusu, gerisinde dükkanlar olan stoalarla çevrilmiştir.

Nymphaionlar:

Domitian ve Hadrian Agoralarının arasındaki sokakta, Agoralara bitişik yapılmışlardır. Kalıntılardan anlaşıldığına göre: tek katlı, yalaklı ve sütunlu cephelere sahip oldukları anlaşılıyor.

Tiyatro:

Ana caddeden, taş merdivenlerle ulaşılıyor. Caddede ilerlerken, sol yanda kalıyor. Sonradan buraya ulaşmak için yapılmış, tahta merdivenler çıkılarak ulaşılıyor.

Giriş: iki yandan. Helenistik  dönemde yapılan tiyatro, Roma döneminde değişikliğe uğramış. Cavea: yarım daire şeklinde. 20 oturma sıralı ve 1500-2000 seyirci kapasitelidir. 4 merdivenle, oturma sıralarına ulaşılıyor.

İki katlı sahne binasının üst katı yıkık. Sahneye: beş ayrı kapıdan giriliyor.

Sahne altına açılan altı küçük kapı: hayvan gösterilerinin yapıldığı  dönemlerde, hayvanların orkestraya alınmalarıyla ilgilidir.

Zeus Tapınağı:

Zeus Boulaios Tapınağı: tiyatronun güney ucunda. Ufak bir tapınak. Tapınak yapısı içinde: Nero ve Antoninus Pius’a ait yazıtları içeren, sunaklar ve heykel kaideleri bulunuyor.

Gümrük Binaları:

Liman caddesinin kuzey ucundadır. Buradaki yapılar, gümrük binaları olarak adlandırılıyor.

Akropol:

Tiyatronun üst kısmında bulunan Akropol: bitki örtüsüyle kaplı. Burada: Athena Tapınağı vardı. Büyük İskender: bu tapınağı ziyaretinde, ünlü kahraman Akhilleus’un dişbudak ağacından yapılmış, kırık mızrağına dokunmuştur.

Şehirde, bu bölümde: Herakles, Hestia, Hermes Tapınakları bulunuyormuş.

Nekropol:

Birkaç yerdedir. Kuzey limanın yanındaki deniz kıyısında yoğundur. Kabartmalı lahit kapakları: denizin içinden bile görülür.

Denizin görüldüğü noktada: kuzeye doğru bakınca, bir teras üzerinde, sütun tamburlu bir alan görülüyor. Burası:  tapınak forumlu, çok büyük anıtsal bir aile mezarıdır.

Evet, liman caddesindeki gezinizi bitirdikten sonra, geriye dönerek, caddenin hemen başladığı bölümde, limanın bulunduğu küçük tepelik yere çıkabilir ve buradan aşağıya, üstünüzde çam ağaçlarının yarattığı gölgede otururken, denizi izleyebilirsiniz.

Hemen karşınızda, kuzey limanı, sol yanında, güney limanı uzaktan size görünür.

Hadrian kapısının önündeki limanda ise: buraya gezinti tekneleri ve yatlarla gelen ziyaretçilerin kalabalığını göreceksiniz.

Gerçekten; yapıldığı dönemlerde, burada büyük bir şehir bulunduğunu hissedeceksiniz. Düşünün ki, bu gezdiğiniz liman caddesinde: 2600 yıl önce insanlar yaşamış, Büyük İskender, Roma İmparatorları ve yine birçok insan, bu caddede yaşamış.

Bu toprakları gezerken, bu duyguları yaşamamak mümkün değil. Zamanınız varsa, buraya mutlaka uğrayın, hatta gezintinizi yaptıktan sonra, mutlaka buradaki banklara oturun ve çevrenizi izleyin, belki de hayallere dalacak ve binlerce yıl önceki yaşamı beyninizde canlandırabilecek ve ayrı bir heyecan alacaksınız.

İşte, bu heyecana hazırsanız, burası tam size göre, çünkü: herhangi bir planlı kazı yapılmamış olsa da, burası antik yapılarının günümüze kadar, gayet sağlam ve ayakta gelmesiyle öne çıkan, güzel bir antik kent.

Kemer gezilecek yerler

Ulupınar gezilecek yerler

Kiriş-Çamyuva gezilecek yerler

Göynük gezilecek yerler

Tekirova gezilecek yerler

Çıralı gezilecek yerler