İrlanda Dublin yakınları

İrlanda Dublin yakınları

Dublin şehrinin çevresi: günübirlik geziler ve turlar için çok elverişlidir. Dublin yakınlarındaki deniz kıyısı kasabaları ve köylerine giden DART tren yolu: kıyı şeridi boyunca, yolcularına muhteşem manzaralı yolculuklar sunmaktadır. DART: Dublin kıyıları boyunca uzanan demiryolu hattıdır ve ulusal demiryolu hattı tarafından yönetilmektedir. DART hizmeti, tüm gün boyunca her 15 dakikada bir çalışır.

İrlanda Dublin yakınları

ŞEHRİN GÜNEYİ

İrlanda Dublin yakınları Dun Laoghaire

 

Dun Laoghaire

Dublin şehir merkezinin yaklaşık 11 km güneydoğu kıyısında bir şehirdir. DART ile buraya ulaşmak 15 dakika sürer. Doğu kıyılarının en büyük limanı buradadır. Şehir merkezi: görkemli bir liman ve muhteşem tepelerle çevrilidir.

Buradaki iskeleden hareket eden feribotlar: İrlanda denizinde seyrederler ve Liverpool ve Holyhead şehirlerine giderler.

Burası: turistik bir noktadır, çünkü: bir ziyaretçi burada gidebileceği birçok restoran ya da bar bulabilir. İskeleler boyunca yürüyüş yapılabilir. Balıkçılık da burada oldukça popülerdir. Her yerde ve sahil boyunda balık tutmak mümkündür. Öte yandan, burada yüzmek de mümkündür. Her yere yürüyerek gitmek mümkündür.

 

National Maritime Museum-İrlanda Ulusal Denizcilik Müzesi

Limanın batısındadır. Burada bulunan interaktife ekranlar özellikle çocukların ilgisini çekmektedir. Müze 1941 yılında kurulmuş olmasına rağmen, 2012 yılında ziyarete açılmıştır. Çünkü: müze, 1837 yılında yapılan “Denizciler Kilisesi”nde bulunuyormuş.

Müzeye giriş ücretlidir, yetişkinler 5 euro ve yemekli bir giriş ücreti 10 eurodur.

Müzede: İrlandalı deniz kuşları, balıklar, küçük hayvanlar, bir denizcilik sanat galerisi, bir geminin telsiz odası ve bir Titanic sergisi, İrlanda sahil çevresinde yaban hayatı gibi birçok açıdan birinci sınıf eserlerin bulunduğu ilginç mekanik sergiler vardır.

Evet, burada diğer birçok benzeri gibi büyük sergiler veya sergilenen büyük gemiler yoktur. Ama, burada yerel görüntüler ve bazı özel nesneler görebilirsiniz, yani gidip gitmemek sizin tercihinize kalmıştır.

 

Bray

Burası: bir plaj ve eğlence merkezi barındırmaktadır. Bray Head denilen yerden: liman ve dağların muhteşem güzel manzarasını izleyebilirsiniz.

İrlanda Dublin yakınları James Joyce Museum

James Joyce Museum

Sandycove. Burası Dublin şehir merkezine 8 km uzaklıktadır. DART istasyonunda trenden indikten sonra 15 dakika yürümek gerekir. Giriş ücretsizdir.

James Joyse, İrlandalı ünlü bir yazardır ve “Ulysses” isimli eseri dünya çapında tanınmaktadır.
Burada sahil boyunca: 19.yüzyılda, Napoleon’un saldırılarından korunmak için İngilizler tarafından Martello olarak isimlendirilen bir dizi kule yapılmıştır. Bunların bazıları 12 metre yüksekliğe ve 2.5 metre genişliğe kadar ulaşmaktadırlar.

James Joyce: bugün müze olarak kullanılan en küçük kulede: 1904 yılında 6 gece yaşamıştır ve Ulyses isimli eserinin ilk bölümünü burada yazmıştır.

Müzede: kendisine ait: el yazmaları, kitap ve yazışmaları ile gitarı ve yeleği sergilenmektedir. James Joyce hayranları burayı mutlaka ziyaret etmektedirler. Kulede: panaromik manzaralı silah platformu ve kulenin iç oturma odası, onun kitabında anlattığı gibidir.

İrlanda Dublin yakınları Avoca Village

Avoca Village

Arklow.
Avoca: İrlanda dilinde “büyük nehir” anlamına gelir. Nehir yaklaşık 2 km yakından geçer. Burada iki nehir birleşir.

Glendalough ile Avoca köyü arasındaki otobüs yolculuğu yaklaşık yarım saat sürer.
Burası; muhteşem güzel manzaralı bir köy olarak bilinir ve BBC’de yayınlanan bir televizyon dizisi (Ballykissangel) burada çekilmiştir. Pembe ve sarı evleri ve ana caddeyi süsleyen çiçek sepetleriyle, Avoca: yeşil, gri ve kahverengi renklere bürünmüştür.

1720 yılında, bakır madenciliği, Avoca nehri vadisinde başlamış ve 1982 yılına kadar devam etmiştir.

Öte yandan: Avoca: kendi el dokuma ürünleri İrlanda çapında bilinen bir yerdir. Burada 1723 yılında bir el dokumacılığı şirketi kurulmuştur ve günümüzde de burayı ziyaret edenler, bu şirketin çalışanlarını, çalışırken görebilirler.

Dünyanın en eski ve ayakta kalan üretim şirketlerinden birisidir. Yapının içi: pembe, yeşil, mavi, sarı, turuncu renklerle boyanmıştır.

Eski binalardan oluşan şirket merkezinde, bir dükkan ve güzel bir kafe de bulunur. Buranın İrlanda’ya özgü Avoca ismi verilen el dokumaları çok ünlüdür ve burayı ziyaret ederseniz, bu el dokumalarına bakmanızı öneririm. Özellikle: yumuşak tiftik, kaşmir ve kuzu yününden yapılan şallar (özellikle turuncu ve pembe) ilgi çekmektedir.

İrlanda Dublin yakınları Glendalough

Glendalough

Wicklow. Dublin şehir merkezinden otobüsle yaklaşık 1 saat uzaklıktadır.
Burası “Wicklow Mountains” denilen “Wicklow Dağları Milli Parkı” içinde bulunmaktadır.
Burada: “Wicklow Mountains National Park” alanı bulunmaktadır ve park alanı içinde muhteşem güzel manzaralar, vahşi hayat ve az bulunur bitki türleri görmek mümkündür.

Ayrıca, yine burada “St Kevin” tarafından yapılan manastır; yüzyıllar boyunca “öğrenmenin kutsal merkezi” olarak Avrupa’nın birçok yerinden Hıristiyanlar tarafından ziyaret edilmiş ve bir haç yeri olarak kabul edilmiştir ve 600 yıl boyunca genişlemeye devam eden manastır 1398 yılında yıkılmıştır.

Bugün burada: orijinal binadan kalma iki kemerli geçit, taş duvara kazınmış büyük bir haç görülür. Bu kutsal şehri ziyaret eden insanlar, sadece haça dokunarak, günahlarının silineceğine inanıyorlardı. (Bu durum “David” tarafından açıklanmıştır) “St Kevin Haç”ı: günümüzde İrlanda’nın en sıra dışı haçlarından birisidir.

Büyük bir granit taştan tek parça olarak oyulmuştur. Haçın 1 metre uzunluğundaki yan kollarında herhangi bir bağlantı yoktur, yani tüm haç tek bir parça kayadan oyulmuştur. Yine burada anlatılan bir efsaneden söz etmek istiyorum. Kollarını bu haçın çevresine dolayıp ellerini birleştirebilenlerin tutacakları dileklerin olacağına inanıyorlar. Haçın çevresi bayağı geniş, birçok kişinin elleri, maalesef kavuşmuyor, siz de deneyebilirsiniz.

Kasabanın yapıları arasında: 11. yüzyıldan kalma: 34 metre yükseklikteki silindirik taş kule ilgi çekmektedir. Bu kule, ortaçağ döneminde İrlanda yerleşiminin karakteristik bir örneğidir. Kulenin sivrilerek yükselen çatısı, orijinal taşlar kullanılarak 1877 yılında restore edilmiştir.

Anlatılan bir efsaneye göre: kulenin tabanının 16 metrelik çevrinde, saat yönünde tek başına yürüyen bir bayan: evlenmek için iyi bir adam bulacaktır.

Kilisenin batısında, taş duvarlarla çevrili bir yükseltilmiş platform göreceksiniz. Burada: 8 metre yukarıda kısmen insan yapımı ve kısmen doğal bir mağara var ve içinde bir yerleşim düzeni görülüyor.

Söylenenlere göre: St Klevin, burada yatıyormuş, yaşıyor ve dua ediyormuş.
Ayrıca: 9.yüzyıldan kalma beşik tonozlu bir kilise ve çatısız bir katedral: 1214 yılındaki Viking saldırıları ve 14.yüzyıldaki büyük yangına rağmen günümüze sağlam olarak gelebilmişlerdir.

Kasabada: bir saatten kısa süreli, üç doğa gezisi hattı bulunmaktadır. Bunlar içinde seçmenizi önereceğim yürüyüş yolu: 138 km uzunlukta, Wicklow Way olarak isimlendirilen ve uzun bölümü 500 metrelik rakım üzerinde bir yükseltide yapılan huzurlu yürüyüş yoludur.

İrlanda Dublin yakınları Mount Usher Gardens

Mount Usher Gardens

Wicklow.

Bu 8 hektarlık yemyeşil alan, River Varty nehri boyunca, Ashford yakınlarında bulunmaktadır ve 1868 yılında, Walpole ailesi tarafından yaptırılmış ve 2007 yılında Avoca tarafından devralınmıştır.

Bahçeler

Vartry nehri ile 8 hektarlık bir alanı içermektedir. Bunun üzerinde, İrlanda ve İngiltere’nin birçok yerinden getirilen ağaç, çalı ve bitkilerden oluşan 4500 farklı çeşit bulunmaktadır. Çünkü: buranın öyle bir iklimi vardır ki, normalde bu kadar kuzeyde yetişmeyen bitki ve ağaçlar, burada görülebilmektedir.

Ayrıca, yine burada birçok kuşu türü ve yabanıl kuş görebilirsiniz.

Bugün İrlanda’nın en sevilen bahçeleri arasındadır.

Gölgeli dolambaçlı yollardan birini izleyin ve Vartry nehri boyunca 8 hektarlık alana yapılmış bahçeleri gezin, yorulduğunuzda dinlenmek için banklara oturabilirsiniz.
Avoca Garden Cafe ve Courtyard dükkanlar da çok popülerdir.

İrlanda Dublin yakınları Powerscourt Estate

Powerscourt Estate

Wicklow-Enniskerry

Buraya giriş ücretlidir. Yetişkinler için 8.5 euro, öğrenciler için 7.5 euro, çocuklar için 5 euro ödemek gerekir.

Dublin şehir merkezine 17 km uzaklıktaki bu şirin köy: Wicklow Mountains eteklerinde, 550 hektarlık bir alandır.

Buradaki bahçeler; 1731 yılında oluşturulmaya başlanmış ve günümüzde Avrupa’nın en büyüklerinden sayılır ve mükemmel tasarımları nedeniyle “Sugar Loaf Mountain” denilen yerin izlenmesini sağlarlar.

Ayrıca yine burada bulunan geniş teraslar: süslemeli göllerin, park içinde dolaşan geyiklerin ve 122 metre yüksekten akan ve İrlanda’nın en yüksek şelalesi olarak bilinen “Dargle” ın izlenmesini sağlar.

Şelaleye erişim ve giriş için 5.50 euro ücret ödeniyor. Çocuklar için ise 3.50 euro ödemek gerekiyor. Çünkü: şelaleye yürüyerek gitmek pek mümkün değil, yol dar ve uzun.
Burada bir de hayvan mezarlığı bulunmaktadır.

Yine burada bulunan “Paladyen” tarzı ev; “Palladian Konağı” olarak bilinir ve içinde bir balo salonu, bahçelere bakan bir restoran ve birçok dükkan ve bir bahçe ve çiçekçilik merkezi olarak restore edilmiştir.

İrlanda Dublin yakınları Russborough House

Russborough House

Wicklow-Blessington.
1740-1750 yılları arasında Richard Cassells tarafından George ve Palladio üslubunda yapılmış bu ev: İrlanda’nın en güzel evlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

80 hektardan daha geniş bir alan üzerine kurulmuş ev: 212 metre yükseklikteki “Wicklow” granitinin ön cephesindedir. Evin ön cephe uzunluğu 210 metredir. Evin dor kemerleri ve süslemeleri ilgi çeker.

Evin içinde: Lafranchini kardeşler tarafından yapılmış muhteşem alçı süslemeleri bulunmakta olup bunlar Francili kardeşlerin simgesi olan “kartal kafası” işaretleriyle süslenmiştir. Merdivenlerde bulunan ve “ağızlarında çiçekler taşıyan” şekilde betimlenen köpek alçıları da ilgi çekmektedir.

Ev: göllerin ve ötesinde Wicklow dağlarının muhteşem manzarasına sahiptir.
Süslemeler dışında: evin içinde çok zengin bir mobilya koleksiyonu, duvar halıları ve gümüşler de görülür.

Tüm bunların yanında, yine evin içinde: bir kısmı “National Gallery”de bulunan tablolardan oluşan; etkileyici “Beit” koleksiyonu bulunmaktadır. Bu koleksiyon içinde eserleri bulunan ressamların bazıları şunlardır: Goya, Reynolds Rubens, Valesquez, Vermeer. (Öte yandan, bu evin dört kez soyulduğunu ve en son 1974 yılında IRA tarafından basıldığını söylemek istiyorum)

2010 yılı Şubat ayında batı kanadında bir yangın çıkmış, ama koleksiyona ve mobilyalara zarar vermemiştir.

Özellikle: Murillo’ya ait “Savurgan Oğul” öyküsünün anlatıldığı tabloyu görmenizi öneririm. Ayrıca koleksiyonun en değerli parçası, Vermeer’in “Madame Bacelli” tablosudur.

İrlanda Dublin yakınları

ŞEHRİN BATISI

 

Castletown House

Kildare.Celbridge. Dublin şehir merkezinden 20 km uzaklıktadır.
Burayı ziyaret etmek için rezervasyon yaptırmak gerekiyor, giriş ücretleri yetişkinler için 4.5 euro, çocuk ve öğrenciler için 3.5 eurodur.

William Connoly: güzel bir kır evi yaptırmak istediğinde, oturduğu evin mimarı Alessandro Galilei’yi görevlendirir.

Ancak bu muhteşem bina: İrlandalı Edward Lovett Pearce tarafından 1722 yılında tamamlanmıştır. Yapıda, takvim yılının her günü için bir pencere yani 365 pencere vardır.
Sonuçta, İrlanda’da dönemin en zarif Palladion tarzı evi ortaya çıkmıştır.

Evin “Long Gallery” denilen bölümünde: Pompei fresklerine benzer tasarımlar, Simon Vierply tarafından yapılan Venedik cam işi avizeler ve Lafrancili kardeşlerin alçı çalışmaları görülmektedir. Evin içi orijinal dönem mobilyaları ile döşenmiştir.

Zemin katta bulunan oda: duvarlara doğrudan siyah ve beyaz gravür ve süslemeler yapıştırma geleneği korunarak yapılmıştır ve İrlanda’da türünün hayatta kalan tek odasıdır.

Uzun galeri: 23 metre uzunluğundadır ve üst katta bulunan bir oda: biraz önce söylediğim gibi Pompeian süslemeleri ile bezenmiş ve 3 adet zarif Venedik avizesi bulunmaktadır.

Yapı: 47 metre yükseklikteki bir dikilitaş ile süslenmiştir. Günümüzde ve 1994 yılından bu yana devlet mülkiyetindedir.

İrlanda Dublin yakınları Iris National Stud ve Japanese Gardens
İrlanda Dublin yakınları Iris National Stud ve Japanese Gardens

 

Iris National Stud ve Japanese Gardens

Kildare.Tully

Kildare kasabası: bir at cennetidir ve atlar, İrlanda’da oldukça popüler hayvanlardır.
Burada: yarış atları damızlıkları beslenir ve ülkede en başarılı yarış atlarının yetiştirildiği “İrish National Stud” buradadır. “Tully” at çiftliği, William Hall Walker tarafından 1900 yılında Fay ailesinden satın alınmıştır.

Daha sonra, burada doğup büyüyen ve damızlık olan ve Walker’a ait “Minoru” isimli at: Kral Edward VIII zamanında, 1909 yılında ünlü bir “Derby” yarışı kazanmıştır. 1917 yılında ise, çiftlik ve tüm bölge: Sir Henry Greer önderliğinde ulusal bir at yetiştirme çiftliği haline getirilmiştir.

Çiftlikte yetiştirilen atlar: tüm klasik at yarışlarını kazanmışlardır. 1942 yılında “Sun Charıot” doğmuş ve tüm yarışları kazanarak, yarış tarihinde silinmez bir yer edinmiştir.

Burayı ziyaret ederseniz, atları eğitilirken izleyebilirsiniz. Hara bölümünde: yarış atları, emeklilik yıllarını geçirmektedirler. Yarışların en başarılı kısrakları, üremeleri için buraya gönderilirler.

Burada bir de müze bulunuyor. Müzede: atların İrlanda tarihindeki yeri ve “Arke” isimli bir yarış atının iskeleti sergilenmektedir. Onun ölümünün ardından 40 yıl geçmesine rağmen, iskeleti gururla damızlık müzesinde sergilenmektedir.

Ahırların hemen bitişiğinde ise, ahırın kurucusu tarafından yaptırılan “Japanese Garden” ve “St Fiachras Garden” görülür.

Bu Japon bahçeleri

Dünya çapında ünlüdür ve Avrupa’nın kendi türünün en güzel örnekleridir. Bahçeler 1906-1910 yılları arasında Japon usta bahçıvan Tassa Eida ve oğlu Minoru tarafından oluşturulmuştur.

Onların amacı: “İnsan yaşamını sembolize” etmek üzere ağaçlar, bitkiler, çiçekler, çimler, kayalar ve su yolları oluşturmaktı. Bu şekilde yaratılan miras, her yıl 150 bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

St Fiachra bahçesi ise: ödüllü peyzaj mimarı Prof.Martin Hallinan tarafından 1999 yılında tasarlanmıştır. Bahçe, bahçıvanların koruyucu azizi St Fiachra’yı anmak için düzenlenmiştir ve Stud içindeki Japon bahçeleriyle mükemmel bir uyum ve ortaklık sağlanmıştır.

Bahçeye hakim olanlar: sulak alan, kayalar, ormanlık, şelaleler ve göller, yani muhteşem bir doğal güzelliktir.
Mayıs 2011 tarihinde, İngiltere Kraliçesi Elizabeth II ailesi için bir yarış atı üretildi ve kraliçe, onu görmek için buraya geldi.

İrlanda Dublin yakınları

ŞEHRİN KUZEYİ

Dublin şehrinin kuzeyinde, “Howth” denilen yarımada bölümü bulunmaktadır. Burası: deniz kuşları, ilginç kara kuşları ve uçurumların tepelerindeki bozkır alanlarda görebileceğiniz kelebekler ile ünlüdür. Ayrıca: yaz aylarında o kadar güzel çiçekler açar ki, bitkilerin renk uyumu izleyenlere inanılmaz güzellikler sunar.

Howth bölgesine yolunuz düşerse deniz fenerine mutlaka çıkan ve Dublin koyunun muhteşem manzarasını izleyin.

İrlanda Dublin yakınları National Bocanic Gardens

National Bocanic Gardens

Glasnevin. Dublin şehir merkezine, yalnızca 5 km kuzey batısındadır.
Rehberli turlarda kişi başı 2 euro ücret ödemek gerekir.

Burası, Londra şehrindeki “Kew Garden” model alınarak tasarlanmış ve 1795 yılında açılmıştır. İrlanda’nın başlıca bahçecilik etkinliği burada yürütülmektedir. Ayrıca: bahçecilik sektöründe istihdam edilmek üzere burada öğrenci yetiştirilmektedir.

20 hektarlık alanda, yaklaşık 15 binden fazla bitki türünün bulunduğu söyleniyor. Ayrıca dünya üzerinde 300’den fazla tehlike altındaki bitki türü burada yetiştirilmektedir. Nesli tükenmiş olan 6 bitki türü de buradadır.

Sera gurubu: 1843-1868 yılları arasında yapılmış ve kusursuz şekilde dekore edilmiştir. Bunların içinde, özellikle orkide bahçesini görmenizi öneririm.

İrlanda Dublin yakınları Marino Casino

Marino Casino

Malahide Road. Dublin şehir merkezinden yalnızca 3 km kuzeydedir. Giriş ücretlidir, yetişkinler için 3 euro, çocuk ve öğrenciler için 2 euro ödemek gerekir. Yalnız rehberli turla girilebilir ve ayakkabı ile girilmesine izin verilmez.

Marino Casino ismi, İtalyancadan türetilmiştir ve “küçük deniz içindeki ev” anlamına gelmektedir.

Lord Charlemont adına 1750-1775 yılları arasında inşa edilen bu villa: İrlanda’nın en ilginç 18.yüzyıl neo-klasik yapılarından birisidir ve Londralı mimar William Chambers tarafından tasarlanmıştır.

Çevresindeki kötü yapılaşmaya karşın, yine de kusursuz bir uyum içindedir.

Bina: dışarıdan bakıldığında: yapı kuzey yüksekliği ve diğer yükseltiler, her biri üzerinde tek büyük bir pencere üzerinde büyük panelli kapı ile tek odalı yapı görünümüne sahiptir. Aslında ise, biraz önce söylediğim gibi 3 katlı ve 16 odalıdır. Yani: ön cepheden bakış, yanılma yaratır.

Kurnazca kavis verilmiştir. Bundan başka: belirgin balistiğin korunması için diğer birçok hile tasarımı da yapılmıştır. Binayı çevreleyen sütunların içi boştur ve çatı yağmur suyu tahliye etmek için kullanılır ve Roma dönemi mezar çömlekleri, çatılarda baca olarak yerleştirilmiştir.

İç odalarda: bazı çok ince alçı tavan ve ayrıntılı parke zemin yapılmıştır.
Bram Storek, 1897 yılında ünlü eseri “Drakula” yı burada yazmıştır.

İrlanda Dublin yakınları Malahide Castle

Malahide Castle

Malahide

Burası: 12.yüzyılda yapılmış ve 800 yıldan fazla süre “Talbot” ailesinin evi olarak kullanılmıştır. Bunlar: Norman işgali sırasında Fransa’dan gelmiş ve adının Fransızca kökeni “Tailbois” veya “Talebot” olduğu sanılan kişilerdir.

Onların ismi, ilk olarak 1086 yılında yazılı kayıtlarda görülmektedir. Richard Talbot: 1174 yılında İngiltere’den İrlanda’ya geldi ve biraz önce de söz ettiğim gibi, yaklaşık 800 yıl boyunca Malahide denilen bu bölgede yaşadılar. Onların ilk kalesi, günümüzdeki kalenin yerinde inşa edilmişti. Onların sloganı “Forte-et-Fidele” yani “cesur ve sadık” kelimeleridir ve simgeleri ise “aslan ve tazı başı” dır.

Talbot ailesi

Boyne savaşlarında, İngiltere ve İrlanda ve diğer ülkelerin tarihi değiştiren: 17. yüzyılın önemli askeri ve siyasi olaylarda öncü rol oynadılar. Burada bulunan: Boyne savaşlarının ünlü resimleri günümüzde İrlanda Ulusal Portre Koleksiyonunda, National Gallery’de bulunmaktadır.

Burayı ziyaret ederseniz: 18.yüzyıldan kalma mobilyalar, Çin porselenleri ve bazı oyuncakları görebilirsiniz. Samuel Johnson: bir Talbot kızı ile evlendiğinden, burada, onunla ilgili 20.yüzyıldan kalma birçok kağıt bulunmuştur.

Zemin katta: el yapımı eşyalar satan bir dükkan ve bir restoran vardır. Giriş katında ise bir kitapçı bulunur.

Burada: ayrıca 4 dönümlük “Botanik Bahçe&Exhibition” bölümü bulunmaktadır. Bu botanik bahçe Rab Milo Talbot tarafından oluşturulmuştur. Rab Milo Tablot ve kız kardeşinin bahçe ve bitki toplama kayıtları da yapı içinde sergilenmektedir.

İrlanda’nın dört botanik bahçesinden biri buradadır. Burada bulunan 7 serada: yaklaşık 5000 bitki türü bulunduğu söyleniyor. Batı çim bölümünü ziyaret etmeli ve en eski ağaçların yanında fotoğraf çektirmelisiniz. Hatta: 400 yaşında olduğuna inanılan bir Lübnan Sediri özellikle ilgi çekmektedir.

İrlanda Dublin yakınları Newbridge House ve Victorian Farm

Newbridge House ve Victorian Farm

Donabate. Dublin şehir merkezinin 19 km kuzeyindedir. Giriş ücretlidir, yetişkinler için 7 euro, yaşlılar ve öğrenciler için 4 euro.

Bu ev: piknik alanları ve yürüyüş yolları ile birlikte 140 hektarlık arazide bulunmaktadır ve 1737 yılından bu yana “Cobbe” ailesine aittir. İlk olarak 1737 yılında Dublin Başpiskoposu Dr Charles Cobbe tarafından ev olarak kullanılmıştır.

Bu ev, mükemmel şekilde restore edilerek günümüze ulaşmış olup içinde ilginç el oyması mobilyalar, portreler ve güzel alçı işleri görülmektedir. Büyük “Drawing Room” orijinal haliyle durmakta ve İrlanda’da türünün en güzel örneğidir.

Ayrıca: yine burada kırsal yaşam hakkında küçük bir müze bulunmaktadır. Bu müzede: dünyanın çeşitli yerlerinden toplanan nesneler sergilenmektedir.

Çocuk oyun alanı da çok beğenilmektedir.

İrlanda Dublin yakınları Newgrange

Newgrange

Meath-Slane. Burası, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Rehberli turlar, her gün sınırlı sayıda vardır, bu yüzden önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririm.

Slane kasabasının 3 km doğusundaki bu alanda: Dublin çevresinde bulunan en önemli tarihi kalıntılar görülmektedir. Hatta: buranın, Avrupa’da en iyi korunmuş geçit mezarları olduğu söylenir ve bunlar Mısır piramitlerinden 500 yıl önce yapılmışlardır.

Yani, buranın 5000 yıl önce, MÖ.3200 yılında: Boyne vadisinin zengin toprakları üzerinde, zenginleşmiş bir tarım topluluğu tarafından, neolitik ya da yeni taş çağında inşa edilmiştir. Arkeologlar, burayı bir geçit mezarı olarak sınıflandırırlar.

Mezarların bulunduğu bu tepe: yaklaşık 12 metre yükseklik ve 90 metre genişlikte, büyük bir böbrek şeklinde höyüktür.

Ancak, en ilgi çeken yanı, bu tepeciğin, 200 bin ton ağırlığındaki kayalardan yapılmış olması ve bu kayaların: Wicklow Mountains bölgesinden taşınarak buraya getirilmiş olmasıdır.
Höyüğün içindeki 19 metre uzunluğunda bir geçit, bindirmeli bir çatı, haç biçiminde bir bölgeye götürür.

Öte yandan: buranın belki de dünyanın ilk güneş gözlem merkezi olduğu düşünülmektedir. Çünkü: buradaki tüm düzenleme “kış gündönümü” günlerinde güneş ışığının büyük kısmının, 17 dakika süresince içerideki Tümülüs içindeki bu salona düşmesi fikri üzerine düzenlenmiştir.

Geçit girişi üzerinde bir çatı kutusu olarak adlandırılan bir açıklık vardır. Bu şaşırtıcı delik, onu ortaya koyanlar tarafından şaşırtıcı bir sürpriz yaratmaktadır.

Güneş ışığı 21 Aralık günü, yani kış gündönümünde, yılın en kısa gününde buradan girerek yavaş yavaş bölmenin arkasına uzanır. Güneş daha yükseldiğinde, ışık, bölmenin içinde genişler.

Bu olay, saat: 09.00 gibi başlar ve 17 dakika sürer. Buranın Mısır piramitlerinden 500 yıl önce inşa edildiği düşünülürse, bu ışık olayı gerçekten ilgi çekmektedir. Onu inşa edenler, yılın başlangıcını işaretlemek için böyle bir düzenek kurmuş olabilirler.

Buna ek olarak: ölüme karşı yaşamın zaferinin güçlü bir sembolü olarak da değerlendirilmiş olabilir.

Her yıl, kış gündönümünde: Newgrange yoğun ziyaretçi akınına sahip olmaktadır. Rehberli turda rehberler: bu görüntüyü ortaya çıkaran düzenlemeyi görmeniz için salonu karanlık yapıp, daha sonra güneş ışığının yavaş yavaş gelmesini size izleteceklerdir. İnsanlar, 5000 yıl önce olduğu gibi, şafak vaktini beklemek için antik mezarda toplanmaktadırlar.

Hatta: o kadar çok insan bunun için müracaat etmektedir ki, odanın içinde olanlar piyango ile belirlenmektedirler. Gökyüzü bulutlu ise, bu olayın gerçekleşmeme şansı da var. Yani odaya girebilmek yeterli değil. Ülkemizde Siirt ili Aydınlar kazasında da buna benzer bir olay var.

Belki oraları gören veya okuyan varsa hatırlayacaktır; Aydınlar ilçesinde, ilçe yakınlarında bir tepe üzerinde bir taş  duvar var ve bu taş duvarın ortasında küçük bir pencere var, her yıl 21 Aralık tarihinde bu pencereden doğan güneşin ilk ışıkları süzülür, ilçe merkezindeki bir türbenin minaresine yansır ve oradan da türbe içindeki bir mezarın başucuna yansır.

Bunu yapan kişi “yeni doğan güneşin ilk ışıkları hocamın başını aydınlatsın” diye böyle bir  düzenek kurmuştur, düzeneği kuran Erzurumlu İbrahim Hakkı. Ama bu düzenekten çok daha muhteşemdir ki, güneş ışığının yansıtığı pencere burda mekanın içinde, Aydınlar da ise mekandan 1.5 km. kadar uzaktadır.

Hemen yan taraftaki “Knowth” ise, daha büyük ve eski bir komplekstir ve neolitik çağa kadar uzanır. Burada da iki mezar bulunur ve halen arkeolojik kazılar sürdürülmektedir.

İrlanda Dublin yakınları Tara

Tara

Meath.

Tara

Melt hikaye ve efsanelerde çok geçen bir isimdir. Çünkü: burası Kelt medeniyetinin dini, siyasi ve kültürel merkezidir. Tepede bulunan en eski anıt (rehineler höyüğü) MÖ.2500-2100 yılları arasında inşa edilmiş ve tarih öncesi çağlardan bu yana: kutsal bir yer olmuştur.

Buranın ilk kullanıcıları

Kelt krallarının tören merkezidir. MS.430 yıllarında St Patric’in burayı ziyaret ettiği söylenir. Krallar 6.yüzyıl sonunda siteyi terk etmişlerdir.

Yakın geçmişte burası yine önemli siyasi olayların merkezi olmuştur. 1798 yılında İrlanda devrimci isyancıları, Tara Hill denilen yerde İngiliz askerleriyle savaşmışlar ve 1843 yılında 750 bin insan, İngiltere ve İrlanda birliğini burada protesto etmişlerdir.

Günümüzde Tara tepesi

Önemli bir arkeolojik ve İrlanda manevi ve siyasi mirasının önemli bir merkezidir. Sadece iki ana alanda arkeolojik çalışmalar yapılmıştır. 1850’lerde sinodlar ve Rehineler höyüğü kazılmış ve Tunç çağı mezarları bulunmuştur. Son yıllarda ise, toprak altı görüntüleme sistemleri ile araştırmalar sürdürülmektedir.

Evet, burayı ziyaret ederseniz neler görebilirsiniz?

Boyne nehri yakınında ve yaklaşık 500 metre yükseklikteki bu alçak tepe üzerine yayılmış yaklaşık 30 anıt görebilirsiniz.

Tepenin üzeri, 2000 yıl boyunca “Tara” olarak işgal edilmiştir. Tara krallarının sarayları buradadır ve Hıristiyanlık öncesi krallar burada taç giymişlerdir.

Tara da, birçok önemli işler, ilk beş yüzyıllarda, demir çağına tarihlenen “Raıth na Riogh” yani “Karal veya kraliyet muhafaza fort) bölümünde tepenin zirvesinde bulunur.

Bu oval muhafazanın ekseni: kuzeyden-güneye 265 metre ve doğudan-batıya 318 metredir. Bu muhafaza içinde: halka şeklinde iki oluşum vardır ki, bunlara “Teach Chormaic” yani “Cormac Evi” ve “Forradh” yani “Kraliyet Seat” ismi verilmektedir.

Forradh 

Buranın merkezinde: 15. metre yükseklikte “Kader Taşı” yani “Lia Faıl” bulunur. Ama aslında bu, kuzeydeki Rehineler höyüğünün bir ayak taşıdır. Bu taş: 1798 yılında, İrlanda devrimi sırasında, Tara savaşında ölen 400 isyancıyı anmak için buraya taşınmıştır.

Bazı araştırmacılar ise, bunun orijinal Tara taşı olduğunu ve orijinal tara taşının ise: Kelt krallarının taç giyme törenlerinde merkezi bir rol oynadığını düşünmektedirler. Efsaneye göre: kral haklı olduğunda ve bu taşa dokunduğunda taş haykıracaktır.

Teach Chormaic

Burası Tara’nın efsanevi ünlü kralına aittir ve burada birçok anıt inşa ettirilmiştir. Grainne ise, ünlü kralın kızının ismidir.

Rehinler Höyüğü

Burası, bir mezardır ve MÖ.2500-2100 yılları arasına tarihlenmektedir. Yerel soyluları rehin tutmak: Kelt krallarının geleneklerinden gelmektedir. Mezar, önemli insanlar ve özellikle kralların gömülmesi için kullanılmıştır. Mezarın içindeki geçit yeri yalnızca 3 metre uzunlukta yani oldukça kısadır. Mezarın özelliklerinden birisi de, bir neolitik kaya sanatı örneğinin görülmesidir.

Hıristiyanlığın gelmesiyle önemi gitgide azalan burada, günümüzde: bir tepe, demir çağından kalma bir kale ve birkaç sütun bulunur. Öte yandan: muhteşem bir manzara görülmektedir.

Yakınlarda ise, 19.yüzyıldan kalma bir Anglikan kilisesi bulunur. Rehberli turlarda: Rath na Rigoh (Kralların duvarı) ve Dumha na Giall (Tutsakların hendeği) gibi isimlere sahip yerler gezdirilmektedir.

Son bir not

Kral Arthur: İngiltere’de olduğu gibi, İrlanda’da da önemli rol oynamıştır. Kelt krallarına ait modern mitler ve teoriler, Tara Hill çevresinde gelişmiştir. 1900’lü yıllarda, bir gurup İrlandalı: İsrail’in kayıp kavimlerinden biri ve Ahit Sandığının Tara’da gömülü olduğuna inanarak, sinodlar ve Rath bölgelerini kazmışlar, ancak bazı Roma sikkelerinden başka bir şey bulamamışlardır.

Hatta: bir yazar İrlanda’da, Atlantis kayıp kıtasının, Tara’daki krallık olduğunu öne sürmüştür.

İrlanda Dublin Eski Dublin

İrlanda Dublin Eski Dublin

O’Connell Street’in batısındaki Christ Church Cathedral’in çevresi, Vikingler tarafından kurulan “Dubh Linn” in bulunduğu yerdir.

Burası ırmak boyunca, Trinity College’in olduğu yere kadar genişlemiştir. Trinity College, 1592 yılında kurulduğunda Dublin’in içerisinde değil ancak yakınlarındaydı.

İrlanda Dublin Eski Dublin Temple Bar

TEMPLE BAR

Temple Bar: Dublin kültür mahallesi olarak, Liffley nehrinin güney kıyısında, şehrin merkezinde yuvalanmış, Arnavut kaldırımlı sokakları bir labirent gibi yerleşmiş yerdir. Irmak ve “Dama Street” arasında uzanır. 18. yüzyıldan kalma yapıların bulunduğu bu alanın bir kısmı, yalnızca yayalara açıktır.

Temple Bar’ın küçük ilginç dükkanlarında farklı şeyler bulabilirsiniz. Bunlar arasında: özgün takılar, ikinci el kayıtlar, kitaplar, ekonomik hediyelikler ve çok daha fazlası olabilir. Dekorasyonu gayet güzel olan bu bölgenin en olumsuz yanı çok kalabalık olmasıdır.

Dublin şehrinin en iyi restoranları: İrlanda, İtalyan, İspanyol, Hint, Endonezya, Nepal, Çin geleneksel ve etnik yemeklerinden geniş yelpazeler sunan restoranlar da buradadır.

“Meeting House” meydanı dolaşın ve Temple Bar yiyecek pazarındaki gıda tezgahlarındaki gıdaların tat ve aromalarını tadın, Temple Bar kitap marketlerinde bulunan her türlü kitap içinde ilginizi çekenler olabilecektir. Ayrıca: İrlanda’nın önde gelen modacılarının tasarımları da burada pazarlanıyor.

Ama en önemli husus, Temple Bar’ın: kültürel aktivite merkezi olduğudur. Yani, burada gezerken bir galeriyi ziyaret edebilir, bir oyun görebilir, bir film yakalayabilirsiniz. Temple Bar: her türlü bütçeye ve zevke uygun konaklama imkanları sunar.

Öte yandan, burada bir pub ziyareti yapın, canlı müzik dinleyin ve burada tadacağınız kokteyllerin keyfine varın. Eğlenceli, cana yakın bu bölgeyi mutlaka görmelisiniz. Bütün gün müzik, barlar, harika insanlar ve eğlenceli zaman geçirme şansı yaratıyor.

Gelelim Temple Bar denilen bu bölge ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermeye: Bölgenin ismini aldığı “Sir William Temple”: ünlü bir öğretmen ve filozof ve milletvekili olarak yaşamıştır. Kendisi: 1656 yılında, yeni ıslah edilen “Temple Lane” köşesinde burada “Temple Bar” denilen sokakta evini ve bahçesini inşa ettirdi.

17.yüzyılda burası sık sık yürüyüşler için kullanılıyordu ve Liffley nehrindeki dolgu nedeniyle, burası Barr veya Temple Bar olarak tanındı.

1970’li yıllarda: CIE (Uluslar arası ulaştırma otoritesi) bir büyük otobüs deposu inşa etmek için buradan arazi satın aldı. Ancak, gerekli binalar için bu alandaki arazi yetmeyince, arazi genç sanatçılara, giyim ve kitap mağazalarına ucuz kiralandı ve böylece burası şehrin resmi olarak belirlenen sanatlar bölgesi haline geldi.

İrlanda Dublin Eski Dublin Temple Bar’da bulunanlar

Temple Bar’da bulunanlar

Temple Bar boyunca yürürseniz, Eustace Street ve Meeting House Square denilen yere ulaşırsınız. Meeting House meydanında, özellikle yaz günlerinde gece açık hava sinema gösterileri düzenlenmektedir. Zaten: Temple Bar bölgesini ilginç kılan kültür merkezlerinin çoğunluğu buradadır.

Graphic Studio Gallery

Bu modern galeri: yalnızca İrlandalı grafik sanatlar üzerine yoğunlaşmıştır.

Irısh Film Centre-İrlanda Film Enstitüsü-IFI

Eustace Street üzerindedir. İrlanda Film Enstitüsü, film yapımı dalında İrlanda’nın ulusal kültür kurumudur. 1992 yılında açılmıştır. Burada: yerli ve yabancı sanat filmlerini izleyebilir veya satın alabilirsiniz.

Craft Council of İreland

Bu mekanın üst katında: modern ve geleneksel ev eşyalarından örnekler sunan bir satış galerisi bulunmaktadır.

National Photographic Archive-Ulusal Fotoğraf Arşivi

Meeting House Square’de bulunan burası: Ekim 1998 tarihinde açılmış ve yaklaşık 300.000’den oluşan fotoğraf koleksiyonu barındırmaktadır. Burada arşivi incelemek için okuma odaları bulunmakta ve sık sık geçici sergiler açılmaktadır.

Project Arts Centre-Proje Sanat Merkezi

East Essex Street’de bulunan burası: geceleri bir tiyatro olarak kullanılmaktadır. Öte yandan: avant-garde resimler, heykel ve görsel sanatların bir kısım eseri için vitrin olarak kullanılmaktadır.

Desingyard

Essex Street üzerindeki bu mekanda: İrlandalı tasarımcılar tarafından yaratılan mücevherlerin değişik örnekleri görülebilir.

Temple Bar Galeri ve Stüdyoları

1983 yılında kurulan Avrupa’nın en büyük stüdyo/galeri kompleksidir. Burada: 30’dan fazla İrlandalı sanatçının heykel ve resimleri, baskı ve fotoğrafları bulunmaktadır.

Ark

Temple Bar merkezinde, çocuklar için bir kültür merkezidir. Ark: Avrupa’nın ilk özel tasarlanmış çocuk sanat merkezidir ve Eylül 1995 tarihinde açılmıştır. Her yıl yaklaşık 20.000 çocuk ve 5.000 yetişkin Ark sanat merkezini ziyaret etmektedirler.

Gallery of Photography-Fotoğraf Galerisi

Meeting House Square’de bulunan burası; uluslar arası ve çağdaş İrlandalı sanatçıların fotoğraf, afiş ve kitap sergilerinin bulunduğu bir mekandır. Burada eski Dublin fotoğraflarını görebilirsiniz. Buradan kitap ve poster satın alabilirsiniz.

Ulusal Wax Museum Plus

İrlanda tarih ve kültürünün genel bir yaşam boyutunu görmek için burayı ziyaret etmek gerekir. Müzede: tarihi, siyasi, edebi, tiyatro ve spor dalında İrlanda halkının değerleri rakamlarla sunuluyor.

Açık Pazar

Şehirdeki üç açık hava pazarından biri burada kurulmaktadır. Pazar her Cumartesi saat: 10.00-17.00 arasında kurulur ve İrlandalı tasarımcılar; çağdaş ve klasik el sanatları, el yapımı giyim, seramik, görsel sanatlar, takı ve el sanatları satılır.

Olympia Theatre

Dame Street üzerinde bulunan burası 1870 yılında Victoria tarzı mimariyle inşa edilen bir tiyatrodur. Binanın vitray cam ve dökme demirden yapılmış giriş saçağı ilgi çekmektedir.
Binanın iç dekorasyonu ise, dönemin ruhunu yansıtacak tarzdadır.

Tiyatro: sonraki yıllarda yenilenmiş ve oyun ve konser takvimiyle canlı bir mekan olarak işlerliğini sürdürmektedir.

City Hall

Dame Street üzerinde bulunan burası: 1769-1799 yılları arasında “Royal Exchange” binası olarak yapılmıştır.

Korint sütunların güzellik kattığı yapı: Thomas Cooley tarafından tasarlanmıştır.
Buradaki “Story of the Capital” denilen yerde: Dublin şehrinin bin yıllık tarihinin izleri sergilenmektedir.

Caty Hall’ın hemen batısında “Dublin Castle” bulunur.

İrlanda Dublin Eski Dublin Castle

DUBLİN CASTLE

Great Gate boyunca, George üslubunda yapılmış geniş avlunun içine doğru yürüdüğünüzde “Dublin Castle” huzurlu ve heybetli görünümüyle karşınıza çıkacaktır.

Kale: Dublin şehrine ismini veren Gal dilinde “Dubh Limn” (Kara Gölcük) bir zamanlar olduğu yerdedir. Yani 930 yılında Vikingler, Liffey nehrinin Poddle kavşağında bir tahkimat inşa ettiler.

Dublin kalesi: işte daha önce Vikingler tarafından yerleşilmiş bu sitede: 1204 yılında İngiltere kralı John emriyle inşa edilmiştir.

Kral: şehrin savunulması için güçlü duvarları ve hendek bulunan bir kale yapılmasını istemiştir. Yapılan kale yapısı: 1684 yılında bir yangında hasar görmüş ve ardından yıkılmıştır.

Bu yangından önce bir süre kale: kraliyet hazinesi, kraliyet darphanesi, ordu ve polis karakolları, silah fabrikası ve silah mağazasının deposu olarak kullanıldı.

Günümüzde: bu kaleden kalan, yalnızca zemin seviyesindeki ortaçağ binalarının temelleri ve Record kulesidir. (1228-1230 yılları arasından kalmadır) Record kulesi: Tudor döneminde yüksek güvenlikli bir hapishane olarak görev yaptı.

Kale: 17, 18, 19 ve 20. yüzyıllarda yeniden inşa edilmiş ve kuruluşunun ardından: bir askeri kale, hapishane, hazine, mahkemeler ve İrlanda’nın İngiliz idaresi binası olarak kullanılmıştır. Günümüzde görülen kale yapısı ise, Sir William Robinson tarafından yapılmıştır.

Ancak: kalenin en büyük özelliği: 700 yıl boyunca İngiliz askeri ve sosyal gücünün hem gerçek anlamda hem de sembolik anlamda merkezi olmuş olmasıdır. Bu yüzden: kalenin Dublinliler için derin anlamları vardır.

Shaw kulesi ve onun yanındaki bina: ana hücre ve zindan bloku olarak kullanılmıştır. Özellikle: 1916 Paskalya İsyanı sırasında, kale önemli bir hedef oldu. İsyanın öncülerinden Sean Connoly: Bedford kulesi çatısında bulunan İngiliz ordusu keskin nişancıları tarafından öldürüldü.

Kale günümüzde: devlet resepsiyonları ve başkanlık açılış törenleri için kullanılmaktadır. Ayrıca: çeşitli sinema filmleri ve dizilerde set olarak kullanılmaktadır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Kale

KALE GEZİSİ

Kaledeki rehberli gezi turları, kalenin güneyindeki bir binadan başlar. Kalenin çevresinde dolaşmak ücretsizdir ancak rehberli bir tur ile görkemli bazı binaların içine girmek isterseniz, yetişkinler için 4.5 euro ve 12 yaş altı çocuklar için 2 euro ödemek gerekir.

İrlanda Dublin Eski Dublin STATE APARTMENTS

STATE APARTMENTS

Bu yapıda; çoğu yapıldığı zamanlardan kalma mobilyalarla dolu odalar vardır ve önemli yabancı konuklar geldiğinde ve AB toplantılarında kullanılır. Günümüzde burada: Avrupa Birliği Başkanları toplantısı, Cumhurbaşkanlığı açılış ve diğer etkinlikleri için kullanılır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Taht Odası
Taht Odası

Başlangıçta Battleaxe Hall olarak bilinen burada: Cumhurbaşkanlığı açılışı yapılır. İronik taht: Boyne Savaşında kazanan William of Orange tarafından kaleye hediye edilmiştir. Oda: başlangıçta Londra’dan ziyaret için buraya gelen kral ve kraliçeler için düzenlenen resepsiyonlarda kullanılmıştır.

Odanın duvarları: Jüpiter, Juno, Mars ve Venüs gösterilen ve Giambattista Belluci tarafından yapılmış boyalı madalyonlar ile dekore edilmiştir. Ayrıca burada 18.yüzyıl yapımı iki Flaman halısı dikkati çekmektedir.

 

Connoly Room

Buranın bu ismi almasının nedeni: Paskalya ayaklanmasında yaralanan James Connoly’nin; yakalandıktan sonra idam edilmeden önceki son gecesini burada geçirmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Odanın duvarlarındaki portreler ve plakalar: onun ve diğer isyancıların isimlerini taşımaktadır.

 

Granard Room

Granard 9.Earl’ın adı buraya verilmişti. Buranın özellikle zarif tavanına bakmanızı öneririm. Tavan: 1750 yılında yıkılan “Mespil House” tan taşınarak buraya getirilmiş ve monte edilmiştir. Tavanda “Fen Medicine” dir.

Kralın yatak odası: yemek odası haline getirilmiştir. Burada son derece parlak bir yemek masası bulunmaktadır. Büyük pencereler, aydınlık, sıcak bir atmosfer yaratır. Sarı ve beyaz renk düzeni hakimdir.

 

Drawing Room

Büyük dikdörtgen şeklindeki bu oda; 1941 yılındaki yangında bir kısmı hasar görmüştür.
Buradaki mobilyalar, aslına sadık kalınarak 1968 yılında kopyalanmıştır. İçerideki onarılmış devasa Çin porseleni kase dikkat çekicidir.

Odada kuzeye bakan yoğun pencereler ve hatta konsol tablolar altında da pencereler bulunur ve bunlar ters ayna durumunda yansıtma özelliği taşırlar, böylece burada: kadınlar kendi iç eteklerini kontrol edebiliyorlardı.

Odada çok büyük iki avize: Waterford Crystal bulunmaktadır. Odada: Sir Antony Van Dyke’nin son eserlerinden biri olan portresi bulunmaktadır.

 

Throne Room

Book of Kells (Dublin Üniversitesi Eski Kütüphanesinde sergilenen kutsal kitap) in bir sayfası örnek alınarak tasarlanmış kilim: bu odanın kapısını kaplamaktadır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Picture Gallery-Portre Odası
Picture Gallery-Portre Odası

Bu odada: 19.yüzyıl naip portreleri bulunduğundan buraya “Portre Galerisi” denilmektedir. Burada: 3 oda birleştirilmiştir. Burası 1767 yılında yemek odasına dönüştürülmüştür. Ziyafetler sırasında, duvarlarda dışbükey aynalardan, vali, masada yükselmeden herkesi görebiliyor ve yaptığını izleyebiliyormuş.

Odadaki avizeler: Waterford ağırlıklıdır. Vincenzo Valdre tarafından yapılmış tavanı ise: bayrak ve simgelerle doludur. Salon: İrlanda Başbakanının göreve başlama törenlerinde kullanılır.

 

St Patric Hall

Devlet Apartments odalarının en muhteşemidir. Başlangıçta devlet balo salonu olarak kullanılmıştır. Odanın ismi: 1783 yılında St Patrick şövalye düzeninin burada kurulmasından gelmektedir. Şövalyeler: hala duvarları süslemektedirler.

En heybetli bu oda önemli günler için kullanılır. İki galerilidir ve her iki ucunda, müzisyenler ve seyirciler için ayrı ayrı yerler vardır. Oda’da altın ve beyaz renkler hakimdir. Yerde zengin renkli bir halı ve muhteşem bir tavan ile süslü bir yerdir.

Boyalı tavan: Vincenzo Valdre tarafından yapılmıştır. İtalyan asıllı bu sanatçıyı, hamisi Viceroy Rab İrlanda’ya getirmiştir.

Kendisi, 1792 yılında, İrlanda’da sivil yapı mimar ve müfettişi olarak atandı. Merkezi panelde: George III tasvir edilmiştir. Diğer panellerde ise: St Patrick ve İrlanda kahramanlarından Henry II betimlenmiştir.

Devletin kuruluşundan bu yana: her İrlanda Cumhurbaşkanı burada göreve başlar. İlk tören 1938 yılında gerçekleştirilmiştir. Eski Cumhurbaşkanlarının plakaları: Devlet Apartment Battleaxe iniş duvarlarında asılıdır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Viking and Norman Defences
Viking and Norman Defences

Devlet Apartments gezilerinin son durağı burasıdır.
Bunlar yer altı mağaralarıdır ve kale turunun en ilgi çeken bölümüdür. Ziyaretçiler; eski kale hendeğinin kurumuş yatağında ayakta durabilirler. Ayrıca: nehrin üzerindeki iskelede karşıdan karşıya geçebilirler. Botların bir zamanlar kalenin ihtiyaçlarını bıraktıkları merdivenler de görülebilir.

 

Treasury

Dublin kalesinin alt bahçesinde: üst avluya giden dik bir yokuşta inşa edilmiştir. Güneyde Kraliyet Şapeli, büyük Undercroft vardır ve kuzeyde aralık bir teras üzerine inşa edilmiştir. 1980’lerde yenileme çalışmalarında iken bunun altında şehir surları, şehir kapısı ve özgün kale kulelerinden birinin kalıntıları bulundu.

Onlar da kale hendeğini beslemek için kullanılan Poddle nehri (günümüzde yeraltındadır) kale duvarları altında çalışan kavşak bulundu.

Evet, kalede geziye devam ettiğimizde göreceklerimiz şunlardır:

İrlanda Dublin Eski Dublin Bedford Kulesi-Adalet Heykeli

 

Bedford Kulesi-Adalet Heykeli

1761 yılı yapımı bu kule: avlunun odak noktasını oluşturur.
Kulenin kapılarında: John Van Nöst tarafından yapılan Fortitude ve Adalet heykelleri bulunur.
Kule: bir kale kapısı ve asma köprü ile donatılmış olup aynı zamanda bir hapishane olarak da kullanılmıştır.

Bu kuleden: İrlanda kraliyet mücevherleri, 1907 yılında gizemli bir şekilde çalınmış ve asla bulunamamıştır.

Kulede bulunan kalenin ana kapısından girerken, kapının üzerinde bulunan ve “Adalet” heykeli olarak isimlendirilen heykeli görmenizi öneririm. Heykel: şehre arkası dönük olarak yapılmıştır.

Bu yüzden, Dublinliler, onu “İngilizlerin hakimiyetinin bir simgesi” olarak görürler. Ayrıca: bu heykelin gözleri bağlı değildir. (Çünkü: genelde adaleti temsil eden heykellerin gözleri bağlıdır, çünkü adalet dağıtırken adil olmaları düşünülür)

Ayrıca: yağmur yağdığında heykelin kafasından aşağıya süzülen yağmur suyu: koyu boyunca akarak elinde tuttuğu metal terazinin bir kefesine dolar ve terazinin dengesi bozulur. ( Bu durum da, İngiliz adaletinin dengesizliğini, yani adaletsizliği simgelemektedir diye nitelendirilir )

Burası hapishane olarak kullanılırken, 1591 yılında Noel arifesinde: isyancı Cheiftains Hugh O’Donnell ve O’Nell buradan kaçtılar.

İrlanda Dublin Eski Dublin Record Tower-Garda/Polis Müzesi

Record Tower-Garda/Polis Müzesi

Burası: 1258 yılı yapımıdır. Avluyu geçer geçmez burası görülür. Güney-doğu yönündeki kule: Dublin kalesinde ve şehirde bozulmamış son kuledir. Yüksek güvenlikli bir hapishane olarak kullanılmıştır. Kulenin duvarları, 4.6 metredir. Burada: “Garda Müzesi” yani “Polis Müzesi” bulunmaktadır. Müzede: İrlanda polis gücü ile ilgili nesneler sergilenmektedir.

İrlanda Dublin Eski Dublin Chapel Royal Cryt-Kraliyet Şapeli-Gelir Müzesi

Chapel Royal Cryt-Kraliyet Şapeli-Gelir Müzesi

Chapel: 19.yüzyılda, Francis Johnston tarafından tasarlanmış, gotik bir yapıdır. Yapının özellikle taş işçiliği, ince alçı işleri ve meşe oyma süsleri ve tavanı ilgi çekmektedir.

Buranın içinde “Gelir Müzesi” bulunmaktadır. Müzede: İrlanda vergi ve harçların toplanmasının uzun tarihine ait ilginç ve çoğu zaman eğlendirici nesneler sergilenmektedir. Burada: inter-aktif kaçakçılık oyunları, sahte mal ve damgalama donanımları gibi ilginç nesneler görülebilir. Giriş ücretsizdir.

Kilisenin altında ise “Crypt Arts Centre” denilen yerde sergi ve konserler düzenlenmektedir.

Evet son olarak: kale sınırları içindeki modern bir eklentide bulunan yapıdan söz etmek istiyorum.

İrlanda Dublin Eski Dublin Chester Beatty Library

Chester Beatty Library

Giriş ücretsizdir.
New Yorklu bir madenci olan Sir Alfred Chester Beatty (1875-1968) tarafından Orta ve Uzak doğudan toplanan bu şaşırtıcı koleksiyonda: Mısır papirüs metinleri, Kuran’ın güzel ışıklı kopyaları, İncil, Avrupa Ortaçağ ve Rönesans dönemi el yazmaları ekranlarda ziyaretçilere sunulmaktadır.

1950 yılında Chester Beatty, koleksiyonunu evindeki kütüphane bölümünde saklıyordu. Ölümünden sonra, koleksiyonunu İrlanda halkına miras bıraktı.

Koleksiyon 1999 yılında, Dublin kalesinde yeni Chester Beatty Kütüphanesine taşındı. Chester Beatty, 1957 yılında İrlanda’nın ilk fahri hemşerisi yapıldı.

Koleksiyon günümüze kadar olan süreçte, yaklaşık MÖ.2700 yılından bu yana ifade zenginliğini yakalar.

Evet: özellikle İslami el yazmaları, Çin, Japon ve Hint sanat metinleri bakımından çok zengindir. Doğu ve Batı kültürüne ait yazılı örnekler sergilenmektedir. 2 kata yayılmış nefes kesen koleksiyon 20 binden fazla el yazması, nadir kitaplar, minyatür resim, kil tablet, kostüm ve sanatsal, tarihi ve estetik öneme sahip diğer nesneler içerir.

1.Katta

Burada: Babür Hindistan, İran, Osmanlı imparatorluğu, Japonya ve Çin sanatı keşfedilmektedir. Ayrıca: Beatty’nin hayatından kesitler sunulur. Burada: küçük ilaç kutuları ve belki de dünyada Çin yeşim kitaplarının en güzel koleksiyonu görülmektedir. Işıklı Avrupa metinleri de incelenebilir.

2.Katta

Burada sergilenenler: Yahudilik, Hıristiyanlık, İslam, Budizm ve Hinduizm kutsal gelenekleri, ritüelleri ve ayinleri hakkında fikir verir. Ayrıca: İsa ve Buda’nın hayatına ait işitsel keşifler, Mekke’de hac anlatılır.

İyi aydınlatılmış İslami metinler arasında sayılan 19. yüzyıl nesneleri görülür. “Deat Sea Scrolls” şimdiye kadar bulunan en eski ikinci kutsal fragmandır. Ayrıca: Burma, Endonezya, Tibet parşomenleri ve Antik Mısır papirüs metinleri görülür.

Günümüzde: Beatty: ince lake tavanı ile tam kapsamlı başvuru kitaplığı ile: öğrenciler ve sanatçılar için büyük bir kaynaktır. Bu sakin çatı altında: Japon Bahçesi ve lezzetli Ortadoğu mutfağı yemeklerinin servis edildiği, zemin kattaki “Silk Road Cafe” de mutlaka zaman ayırmalısınız.

Bu zengin koleksiyon: 2002 yılında “Avrupa Yılın Müzesi Ödülü”ne layık görülmüştür.

Great Gate denilen yerden Castle Street boyunca daha yukarı çıkıldığında: Chirstchurch Place denilen yerde, Dublin şehrinin iki büyük katedralinden ilki olan “Christ Church Katedrali” görülür. Katedralde, kale gibi bir tepe üzerindedir.

İrlanda Dublin Eski Dublin

CHRİST CHURCH CATHEDRAL VE ÇEVRESİ

Şehrin en güzel binası olan burası aynı zamanda İrlanda Anglikan kilisesinin parçasıdır. Dublin şehrindeki iki Protestan katedralinden birisidir. Diğeri, daha güneyde olan St Patric katedralidir.
İlk Hıristiyanlaşmış Viking kralı Sitric tarafından, 1038 yılında, şehir surları içinde, bir tepe üzerinde olan burada, ahşap bir kilise yaptırılmıştır.

Günümüzde görülen taş katedral ise, Norman Baronu Strongbow’un Dublin şehrini ele geçirmesinin ardından, 1172 yılında tahta kilisenin yerine yapılmaya başlanmış ve inşaat 13.yüzyılda da devam etmiş ve böylece erken İngiliz gotik stillerinin hakim olduğu bir mimari ortaya çıkmıştır. 1558 yılında, VIII.Henry’nin Roma Katolik Kilisesinden ayrılmasının ardından, Dublin şehrindeki tüm dini kurumlar “Anglikan” olmuştur.

Takip eden dönemde, katedralin tonoz nefinin güney kısmı 1562 yılında çökmüş ve 17. yüzyılda yeniden yapılmıştır.

1871-1878 yılları arasında ise, Henry Roe finansörlüğünde, mimar GE Street tarafından restorasyon çalışmaları görülür. Çoğu Victoria dönemi yapısının tadilatında olduğu üzere: restorasyon çalışmaları antik yapıların korunması için önemli olmasına rağmen, öte yandan ortaçağ karakterinin çoğu bu restorasyon çalışmalarında ortadan kaldırılmış ve yapı son derece kaba ve sevimsiz hale gelmiştir.

İçerideki her şeyin söküldüğü bu restorasyon çalışmalarında: iç bölüm: Victoria Neo-Gotik tarzda yenilenmiştir. Sokaktaki kule, yeniden inşa edilmiş ve dış payandalar eklenmiştir. Dış cephede: orijinal Norman ve erken İngiliz yapısı korunmuştur.

Sivri kemerli nef: erken İngiliz tarzında 1234 yılı yapımıdır. Nefin güney duvarı tonoz yıkıldıktan sonra, 17. yüzyılda yeniden inşa edilmiştir. Ancak kuzey duvarı orijinal değildir.

Nefin güney koridoru: bir zırhlı şövalye şeklindeki etkileyici büstü bulunan “Strongbow”un mezarını içermektedir (ölümü-1196) ve burada tabutunun bir kopyası görülmektedir.

Dublin tüccarları geleneksel sözleşmelerini imzalamak için buraya gelirler ve Strongbow’u tanık olarak düşünürler. Strongbow’un ilk mezarının, günümüzdeki tabutunun altında bulunduğu tahmin ediliyor.

Peki: bu Strongbow kimdir: Strongbow: Leinster kontunun büyük oğludur ve 1148 yılında kral olmuştur.

Dermot MacMurrough: İrlanda’da gücünü yeniden kazanmak için, Leinster kralı Strongbow’dan yardım istedi.

Karşılığında ise: Strongbow için kızı Aoife ile evlenmesini vaat etti.

Strongbow: 23 Ağustos 1170 tarihinde İrlanda’ya geldi ve yaklaşık 200 şövalye ve 1000 kadar asker ile Waterford’a saldırdı ve Waterford’u ele geçirdi ve kısa süre sonra Christ Church Katedralinde: Aoife ile evlendi.

Dermot MacMurrough: Strongbow’a krallığını bıraktı. O gücünün zirvesinde, Mayıs 1171 tarihinde öldü ve Dublin şehrini ele geçirince yapımına başlattığı bu Christ Church katedraline gömüldü. Ancak, bir kısım söylentiye göre de Gloucester’e gömüldü.

Ayrıca yine nefin güney koridorunda: ulusal hükümet yetkilileri için ayrılmış özel bölüm görülür. Kuzey koridorunda Sir Thomas Drew (ölümü-1910) tarafından bağışlanan vaftizhane bulunur.

Koronun doğu tarafında: Lady Chapel ve Peace Chapel bulunmaktadır.
Güney transept’in doğu tarafındaki “Peace Chapel” (Barış Şapeli) : oldukça etkileyici bir 12.yüzyıl yapısıdır ve bir zamanlar Dublin Başpiskoposu olan St Lawrence O’Toole’in kalbi: atların yanındaki duvarda asılı ve kalp şeklindeki demir bir kafesin içinde mumyalanmış olarak sergilenmektedir. Şapelin özellikle 13. yüzyıldan kalma yer karoları ilgi çekmektedir.

Victoria tarzı koro bölümünde: 1875 yılında mimar GE Street tarafından yapılan, geç ortaçağ dönemine ait ince pirinç kürsü dikkat çekmektedir. Haç şeklindeki kilisenin, yan ve koro bölümleri, 12. ve erken 13.yüzyıldan kalma crypt dışında, katedralin erken parçalarıdır.

Katedralin altında bulunan; 12. ve 13. yüzyıldan kalma son derece geniş (İngiltere ve İrlanda’nın en büyüklerinden birisidir) ve tonozlu crypt bölümü: Dublin şehrinin en eski ayakta kalan yapısıdır.

“Treasures of Christ Church” adlı sergi: cryptanın büyük bölümünü kapsamaktadır. Bu sergide: çok eski zamanlardan kalma sayılı el yazması metinler, 1689 yılında Orange Prensi James II. Nin Boyne savaşında kazandığı zafer anısına yapılmış taşınabilir tapınağını (çadır) ve 1666 tarihli Common Prayer Book ve şamdanlar görebilirsiniz.

Crypt’nın açık alanlarında: ağır taş sütun ormanı içinde, 1670 yılından kalma ağaç kütüğü ve ortaçağ taş oymacılığından örnekler görebilirsiniz. Ayrıca: yine burada, mahzenin en sıra dışı ama en popüler sakinlerinin mumyaları da görülebilir.

James Joyce tarafından “Finnegands” eserinde belirtildiği üzere, bunlar “Tom ve Jerry” olduğuna inanılan kedi ve fare mumyalarıdır.

Tarihi 1480’lara kadar uzanan kilise korusunun, Handel’in ünlü “Mesiah” adlı eserinde yer almak gibi bir ayrıcalığı vardır. 1742 yılında, Dublin şehrinde, Handel’in “Mesiah” adlı eserinin ilk performansında, buranın korosu da yer almıştır.

Katedral korosu: İrlanda’nın en iyi korolarından biri olarak haklı bir üne sahiptir ve ülke çapında turlar ve radyo yayınlarına katılırlar. Koro, kuruluşunun ardından, sürekli olarak Dublin şehrinin müzikal hayatında yer edinmiştir.

Kilisenin yan bölümünde Sir Henry Sidney anıtı görülür. Güneyde: Sir Henry Cheer’in (ölümü-1734) mezarı bulunur.

Christ Church Cathedrali: kutsal emanetler koleksiyonu ile de ilgi çekmektedir. Özellikle: içlerinde: İsa’nın beşiğinin bir parçası olduğu söylenen kutsal emanetler önemli yer tutmakta ve burayı Ortaçağ döneminde bir haç yeri haline getirmiştir.

Evet, katedral, etkileyici taş işçiliği, yüksek nefi ve 13.yüzyıl desenlerini örnek alan 19.yüzyıldan kalma ve yakarak süsleme yöntemiyle yapılmış yer çinileri ile hala hayranlık uyandıran bir mekandır.

Harika döşemeler, mozaikler ve zarif vitray pencereler: katedrali ziyaret ederken binaya özel bir atmosfer vermektedir.

Ayrıca: katedralde bulunan kutsal emanetler, Hıristiyanların özel ilgisini çekmektedir.
Evet son bir not: katedral gezinizde yorulur ve dinlenmek isterseniz: katedral cafeyi tercih edebilirsiniz. Burada: çay, kahve, sandviç, çörekler ve kekler bulunuyor.

Katedralin hemen karşısındaki yol üzerinde bir yer var.

İrlanda Dublin Eski Dublin Dublinia

 

Dublinia

St Michael Tepesi, Christ Church yanındadır.
Katedrale bir köprü ile bağlanan ve ortaçağ dönemindeki Dublin şehrinin görsel ve işitsel olarak canlandırıldığı bir yerdir. Giriş ücretlidir, yetişkinler için 8.5 euro, öğrenciler için 7.5 euro, çocuklar için 5.5 euro giriş ücreti ödemek gerekir. Her odada sesli olarak 5 farklı dilde anlatım yapılıyor.

Sergide önce Viking bölümü, ardından Ortaçağ Dublin bölümü ve Hunters sergisi, St Michael kulesi, Christchurch Katedrali bölümleri bulunuyor. Viking bölümünde: uzun ve zorlu yolculukları, silahları ve bir Viking savaşçı olma becerileri görülebiliyor.

Ağır zincirlerle bir köle olarak ve gürültülü şekilde sokaklarda dolaşırken, Viking kıyafetlerini deneyebilirsiniz. Viking runik alfabesi, onların şiir ve destanları, bir Viking evini ziyaret, tüm bunları yaşamak için burayı ziyaret etmeniz gerekiyor.

Serginin diğer bölümlerinde de benzer etkinlikler yapılıyor. Özellikle Ortaçağ döneminde Dublin şehrinin nasıl olduğu ilgi çekiyor. Ama buraya en çok çocuklar ilgi gösteriyorlar.

Merchant’s House

Burası da bir yol ile katedrale bağlanmaktadır.
Konuk evi olarak kullanılan yapının üst katında hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.
Ayrıca kuleye çıkabilirsiniz.

Eski şehrin ara sokaklarında gezindikten sonra: Dublin şehrinin en turistik mekanlarından biri olan bir yere ulaşıyoruz. Thomas Street’in batısındaki James Street üzerinde, 1759 yılından bu yana “Guinness Brewery” bulunuyor.

İrlanda Dublin Eski Dublin GUİNNESS BREWERY VE ÇEVRESİ

GUİNNESS BREWERY VE ÇEVRESİ

St James Gate Brewery bölgesinin merkezindedir.

İşte, Dublin şehrine gelenlerin şehirde en çok ziyaret ettikleri yer.

Giriş ücretleri, yetişkinler 14.85 euro, 18.yaş üstü öğrenciler 13 euro, 18 yaş altı öğrenciler 10.50 euro, 65 yaş üstü 13 euro, 6-12 yaş arası çocuklar 6.5 eurodur.

“Guinness” bir bira markasıdır ve dünyaca ünlü, küresel bir marka olarak bilinir ve tanınır. Birçok çeşidi bulunmaktadır.

“St James Gate Brewery” (İrlandaca “Grudlann Gheata Naomh Seamuis”) olarak bilinen bu tesis: Dublin şehrinde, İrlandalı Artur Guinness tarafından 1759 yılında kurulmuştur. Artur Guinnes: 1759 yılında tesisi açtığında, tesisin bulunduğu yeri, yıllık 45 paund karşılığında 9000 yıllık süre için kiralamıştır.

1838 yılında ise bu marka İrlanda’nın en büyük bira markası oldu ve 1.2 milyon varil yıllık üretimi ile, 1914 yılında dünyanın en büyük bira fabrikası unvanını kazandı.

Bu fermantasyon tesisi: 64 dönüm, 7 katlı masif bina: 1759 yılından bu yana, dev bir bira bardağı şeklinde, şehirde ilgi çekmektedir.

Günümüzde: şirket “Diageo” isimli bir kuruluşun parçasıdır. Yani: Guinnes neslinden yönetimde kimse kalmamıştır.

Tesis içinde 3 tane bar bulunuyor. Bunlar: Brewery, Kaynak, Gravity. Ayrıca: kahve dükkanı, restoran, toplantı ve etkinlik salonu vardır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Atrium

Rehberli tur ile tesiste gezilen yerler ise şunlardır

Atrium

Gezi: 7 katlı binanın merkezinden başlar. Burası aynı zamanda dünyanın en büyük cam bira bardağının dibidir.

Daha sonra: zemin katta: Guinness mağazasını görebilirsiniz. Burada: Guinness ile ilgili gündelik giysi ve hatıra eşyalar satılmaktadır.

İngredient and the Craft of Brewing

Burada: bira yapımında kullanılan su, arpa, şerbetçiotu ve mayanın karışımı yapılıyor. Yani, bu bölümde bira sürecini adım adım izleyebilirsiniz.

Cooperage and Transportation

Burada: uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından oluşan harika bira çeşnisinin elde edilişi anlatılıyor.

Advertising and Sponsorship

Burada: ödül kazanan Guinness reklamları bulunuyor. Yani, burası reklamcılık galerisidir.

Crafting the Perfeckpint

4.katta bulunan bu bölümde, deneyimli elemanlar, ziyaretçilere bira doldurma sanatını öğretiyorlar. Gıda deneyimi bölümünde ise: klasik yemekler ve özellikle sığır yemeği ile birlikte, Guinnnes birasının tadılması sağlanıyor.

İrlanda Dublin Eski Dublin Gravity Bar

Gravity Bar

7.katta bulunan buradan Dublin şehrinin nefes kesici 360 derecelik manzarasını izleyebilirsiniz. Burada: şehirde bulabileceğiniz en taze bira servis edilir. Ayrıca: her ziyaretçiye burada ücretsiz bir “Guinnes Bira Bardağı” veriliyor.

Evet burayı ziyaret ederseniz: Guinness marka biranın 250 yıllık geçmişinin tanıtıldığı bir sergiyi görebilir ve dünyaca ünlü bira markası hakkında bilmek istediğiniz her şeyi öğrenebilir.

Rehberli turda: tüm eğlendirici etkinliklere rağmen: amaç, biranın mayalanması için kullanılan bakır fıçıları ve Guinness’in su, arpa, şerbetçiotu ve maya gibi dört basit maddeden elde ediliş süreci anlatılmaktadır.

Şehir merkezinin batısında: Dublin şehrinin turistler için en ilgi çekici mekanları bulunmaktadır ve bunlar “Heuston Station” çevresinde toplanmışlardır.

İrlanda Dublin Eski Dublin IMMA-Irısh Museum of Modern Art

 

IMMA-Irısh Museum of Modern Art

Burası: restore edilen 1648 yılı yapımı “Royal Hospital of Kilmainham” binasındadır ki, Dublin şehrinin en gözde 17. yüzyıl binası olarak tanınır. Yani, bu müzeyi ziyaret etmeden önce, binayı doya doya seyretmenizi öneririm. Royal Hospital: emekli askerler için bir ev olarak: James Butler tarafından 1684 yılında kurulan ve yaklaşık 250 yıldır kullanılan bir yerdir.

Tarzı: resmi bir cephe ve büyük bir avlu ile, Paris şehrinde bulunan Les Invalides’e dayanmaktadır. Hastane binası, hükümet tarafından 1984 yılında restore edildi ve Mayıs 1991 tarihinde “Modern İrlanda Sanat Müzesi” olarak hizmete açılmıştır.

Modern Sanat Müzesi: İrlandalı modern ve çağdaş sanatın sunumu ve koleksiyonları için, İrlanda’nın ilk ulusal kurumu olarak 1990 yılında İrlanda hükümeti tarafından kurulmuştur. Müzenin ziyarete açılma tarihi ise, Mayıs 1991 tarihidir.

Evet, müzede: 1960-1970 yılları arasından kalma “Gordon Lambert Collection” bulunur. Bu koleksiyonda, yüzden fazla nesne bulunmaktadır.

Müzede: sanatçıların çalışmalarını yürüttükleri stüdyolar da bulunmaktadır. Ayrıca: konser ve özel etkinlikler de düzenlenmektedir. Müze: yıllık 400 binden fazla ziyaretçi çekmektedir.

Bölgenin batısında, Inchicore Road adresinde bir hapishane bulunuyor.

İrlanda Dublin Eski Dublin Kilmainham Gaol-Jail

Kilmainham Gaol-Jail

Giriş ücretlidir. Yetişkinler 6 euro, çocuk ve öğrenciler 2 eurodur. Dublin şehrinde yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen 10. yerdir. Rehberli turlar, yaklaşık 1.5 saat sürmektedir.

Burası, yüzyıldan fazla süre, İrlanda’nın başlıca hapishanesi olarak kullanılmış ve en son olarak 1924 yılında Eamon de Valera kalmıştır. Cezaevi 1796-1924 yılları arasında 128 yıl boyunca kullanılmıştır.

Uzun yenileme çalışmaları sonucunda, Kilmainham Gaol, günümüzde İrlanda milliyetçiliği tarihinin bir müze evi olarak kullanılmaktadır. Üst katta bir sanat galerisi, resim-heykel ve bütün çağdaş İrlanda cezaevlerinde hapsedilen mahkumların takıları sergilenmektedir.

Burayı ziyaret ederseniz: hapishanenin ibadet yapılan bölümünde yapılan 25 dakikalık sunumda: Victoria dönemi hapishaneleri, mahkumlara nasıl davranıldığı, siyasal ve toplumsal olaylar anlatılıyor.

Yani: modern İrlanda tarihinin en derin ve ilham verici temaları görülmektedir. İrlanda tarihindeki birçok isyancı, burada gözaltına alınmışlardır. Bunlar arasındakiler: Robert Emet, Charles Stewart Parnell sayılabilir.

Rehberler eşliğinde yapılan turda ise: binanın 18. yüzyıl kısmının karanlık koridorları boyunca ve özellikle Paskalya Ayaklanması sırasında mahkum olanların kaldıkları hücreleri görebilirsiniz. Hapishanenin avlusunda, bazı mahkumların idam edildikleri bildiriliyor.

Öte yandan, burada hırsızlık yaptığı öne sürülen küçük çocukların da tutuklu kaldığı söyleniyor. (en küçük çocuk 7 yaşında imiş) Yetişkin mahkumların çoğu, burada bir süre kaldıktan sonra Avustralya’ya sürgüne gönderiliyorlarmış.

Erkekler, kadınlar ve çocuklar: genellikle mum ışığında, tek bir hücrede 5 kişi birlikte hapsedilirlermiş. Çoğu zaman mum, yalnızca iki hafta yeter ve sonrasında karanlıkta yaşanırmış.

Bölgenin daha güneyinde; River Liffey güney kıyısında, yaklaşık 8 hektarlık bir park alanı vardır.

İrlanda Dublin Eski Dublin Irish National War Memorial Park

 

Irish National War Memorial Park

Burası: Edward Lutyens tarafından tasarlanmış, Avrupa’nın en ünlü anıt bahçeleridir.
Bahçeler: I. Dünya savaşında, yani 1914-1918 yılları arasında İngiliz ordusu adına savaşırken ölen, 48.400 İrlandalı askerin anısına yapılmıştır.

Bütün askerlerin isimleri: bahçedeki dört pavyonda, granit plakalar üzerine yazılıdır ve ayrıca Harry Clarke güzel resimleri ve el yazmaları da bulunur.

Bu dört pavyon: ünlü mimar Sir Edwin Lutyens (1869-1944) tarafından tasarlanmıştır. Park alanı: 1919 yılında tanzim edilmiştir.

Şeması “Memorial Komite”si tarafından çizilen park alanının oluşturulması için: çalışmalara 1931 yılında başlanmış ve yaklaşık 2 yıl sürmüştür. Proje için iş gücü: yarı yarıya; eski İngiliz ordusu askerleri ve İrlanda ordusunun eski askerleri tarafından yürütülmüştür.

Liffey’in kuzey kıyısında; Benburn Street üzerinde ise bir kışla bulunur.

İrlanda Dublin Eski Dublin Collins Barracks

 

Collins Barracks

Kışla: 1701 yılında inşa edilişinden, 1997 yılında faaliyetine son verilinceye kadar 300 yıl boyunca kullanımda kalmıştır. Burada: National Museum of Decorative Arts and History” isimli bir müze bulunmaktadır.

Kışlanın: ahırları, bir binicilik okulu, sondaj sahaları ve atış yerleri: şu anda sergiler, koleksiyonlar, koruma labratuarları, kütüphane ve ofisler için kullanılmaktadır. Sergi alanları ise: üç katlı, hayatta kalan en iyi meydan olan Clarke Meydanındaki kanatların ikisinde bulunmaktadır.

Müzenin içindeki mobilyalar ve ev eşyaları: İrlanda’nın sosyal ve siyasi tarihine dair ipuçları verir. Sergiler: dekoratif sanatlar, bilimsel aletler ve askeri ve devrimci tarihe odaklanır. Koleksiyonda, bir Samuray zırhı ve eski bir Japon tören çanı bile bulunmaktadır.

Müzenin en nadir parçası ise MS.1300 yılına tarihlenen Çin porselen vazosudur. Bu dünyaca ünlü porselen, iyi belgelenmiş nesnelerden birisidir.

Askeri tarihi içeren, ilk kapsamlı İrlanda koleksiyonu olarak ilgi çekmektedir.

Buradan sonra, şehir merkezine, High Street’in güneyine doğru geri dönecek olursak: ortaçağ duvarları dışında kalan ve ticaretle ilgili şehir kararlarından muaf olduğu için “Liberties” olarak adlandırılan alan görülür.

 

LİBERİES

İrlanda’ya, 12.yüzyılda Anglo-Normanların gelişinden bu yana varlığını sürdüren burası, bir zamanlar bir kenar mahalle ve özgürlükler merkezi olarak biliniyor. Takip eden süreçte ise: burada yeni konutlar yapılmış, ufak ve kırmızı tuğlalı evlerin restore edilmesiyle şehirdeki üst sınıf buraya yerleşmeye başlamıştır.

Back Lane doğusuna doğru yürürseniz, Patrick Street’e ulaşırsınız. Burada: şehrin en önemli ikinci katedrali bulunuyor.

İrlanda Dublin Eski Dublin ST PATRİCK’S CATHEDRAL

 

ST PATRİCK’S CATHEDRAL

Giriş ücretlidir. Yetişkinler için 5.50 euro, Öğrenciler için 4.50 euro ücret ödemek gerekir.

Burası, alan olarak, şehrin en eski Hıristiyanlık alanıdır. Çünkü: MS.450 yıllarında, burada bir kilise varmış ve İrlanda’nın korucuyu azizi olan St Patrick: günümüzde nef üzerinde bir haç ile işaretlenmiş yerde bulunan kuyunun suyu ile : Hıristiyan olanları vaftiz ettiği söyleniyor. Dolayısı ile, buranın ilk olarak 1191 yılında inşa edildiği düşünülüyor.

800 yıldır Dublin şehrinin merkezinde ve İrlanda tarihi ve kültürüne ışık tutmuş katedral: gerek kapladığı alanın büyüklüğü ve gerekse yüksekliğiyle gayet heybetlidir. İçinde, cryp bölümünde 700 civarında mezar bulunur.

Koro bölmesi üstünde: oymalı miğfer ve kılıçlar bulunur. Koro üyelerinin birçoğu 1742 yılında Hendel’in Mesih adlı gösterisinin ilk performansında yer aldılar. Kompozisyon: katedral içinde bir cam muhafazada sergilenmektedir.

Ülkenin en uzun kilisesi olmasını sağlayan iç mekan: 90 metre uzunluğundadır.

İrlanda Dublin Eski Dublin

Katedralin kulesi ise, 45 metre yüksekliktedir ve burada İrlanda’nın en büyük çanları bulunur.

Ancak: 1191 yılında inşa edilen yapı: 14.yüzyılda meydana gelen bir yangında tamamen yok olmuştur. Daha sonraki dönemde ise, Victoria tarzı restorasyon yapılmış ise de katedral: diğer katedral Christ Church kadar kapsamlı olmamıştır.

Öte yandan: katedralin karışık bir tarihi olduğu söylenir. Buraya: 1191 ile 1224 yılları arasında üniversite statüsü verilmiştir ve İrlanda’nın ilk üniversitesi olmuştur. Takip eden süreçte, 1320 yılında, burası Kral Henry VIII tarafından kapatılmıştır.

“Guliver’in Gezileri” yazarı yazar ve hicivci Jonathan Swift: 1713-1745 yılları arasında burada dekanlık yapmıştır. Kendisi: yardımseverliği ve İrlanda davasına verdiği destekle tanınır.

Zaten: Swift ve aşkı Esther Johnson’un mezarları, burada görülmektedir. Mezarın hemen yanındaki duvar üzerinde, bizzat Swift tarafından yazılan mezar taşı görülebilir.

Katedral/Üniversite 1320 yılında kapatıldıktan sonra ise: Dublin ziyareti sırasında Oliver Cromwell’in askerleri: kilisenin transeptine atlarını bağlamışlardır.

1783-1871 yılları arasında, katedral “St Patric Şövalyeleri” için bir şapel olarak kullanılmıştır. 1871 yılında ise, İrlanda kilisesi: kiliseyi devletten ayırarak Dublin kalesine taşımıştır. Bu şövalye varlığının ifadesi olarak, şövalyelerin afişleri, hala koro tezgahları üzerinde durmaktadır.

İrlanda Dublin Eski Dublin

Evet, yine katedrali tanıtmaya devam ediyorum. Burada bulunan ve Ortaçağdan kalma rahip odası ilginçtir, çünkü üzerinde delik bulunmaktadır.

Lord Kildare: azılı düşmanı ve burada tutuklu olan Lord Ormonde ile barış yapmak istediğinde: kendini güvene almak açısından, el sıkışmak istediğinde, elini bu delikten içeriye uzatmıştır. (Bu delikli levhayı görebilirsiniz)

Katedralin çıkışında: İrlanda’nın ilk halk kütüphanesi olan ve 1701 yılında açılan “Marsh Library” bulunur. Burada, çoğunluğu 16. ve 18. yüzyıllardan kalan 25 binden fazla kitap bulunmaktadır.

Raflar: hırsızlıkların önlenmesi için metal kafesler içine alınmıştır ve günümüzde de aynı şekilde muhafaza edilmektedir.

Günümüzde: katedral; İrlanda kilisesi ulusal katedrali ve aynı zamanda İrlanda’da popüler bir turistik yer olarak hizmet vermektedir. Dublin şehrinde, yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen 8. yerdir. İrlanda anma günü törenleri, her yıl Kasım ayında burada gerçekleştirilmektedir.