Şehir Tahran’a 336 km (otobüsle 5 saat), Kermanşah’a 530 km ve İsfahan şehrine 190 km uzaklıktadır.
Hamadan İran’ın Hamedan eyaletinin başkenti, dünyanın en eski şehirlerinden biridir. Şehir, MÖ.1100 yılında Asurlular tarafından işgal edilmiş, MÖ 700 yılında, Yunanlı tarihçi Heredot, bu şehri, Medler’in başkenti olarak yazmıştır.
Şehre önceleri “Ecbatana” ismi verilirdi. Şair Firdevs, şehrin Kral Cemşit tarafından inşa edildiğini söyler. Efsanelere göre: şehir antik dönemde doğu medeniyetlerinin beşiğiydi. Tarihi kayıtlara göre, şehirde, dönemin ihtişamlı Babil Kulesi benzeri bir kale ve 1000 oda yani hane vardı.
Kaleye “Haft Hessar” yani “Yedi Duvarlar” ismi verilirdi. Ancak şehir birkaç kez işgal edildi. İlk olarak Süryaniler şehirden gittiler. Moğollar ve Timur işgali sırasında şehir harap oldu.
Şehir Alvand Dağının eteklerinde, yeşillik bir alandadır ve denizden 1000 metre yüksekliktedir. Şehrin mimarisi ilgi çeker. Çünkü merkezde İmam Humeyni meydanı ve bu meydanın dışında, caddeler yıldızların açılarına göre düzenlenmiştir. Şehirde geniş, güzel ve modern caddeler yanında, nostaljik eski mahalleler de hala ayaktadır.
Şehirde ılıman iklim hakimdir. Alvand dağı ve güzel tepeler, Morad Baig ve Abbasabad vadileri görülmeye değerdir. Arkeolojik kazılarda: tabletler, altın ve gümüş plakalar gibi nesneler ve araçlar çıkarılmış ve büyük bir müzede sergilenmektedir.
Uluslararası alanda tanınan İranlı bilim adamı İbn-i Sina burada gömülüdür.
Giriş kısmı için son bir not: Isparta şehrimiz, Hamedan ile kardeş şehir olarak tanınmaktadır.
NE SATIN ALINIR
Turkuaz
Gök mavisi turkuaz tarih boyunca güzellikler arayanlar için Pers bölgesi en önemli kaynak olarak bilinmektedir. Turkuaz kökeni, mavi, yeşil ve mavi-yeşil gölge farklılığı olmayan bir camsı taştır.
Daha fazla bakır içeren bir alanda oluştuğu için mavi renk gelişmiştir. Daha fazla Aliminyum içiren bölgelerde ise yeşil renk ağırlık kazanır ve çinko bulunan bölgelerde ise nadir sarı-yeşil bir kombinasyon görülür.
Turkuaz genellikle, Horasan Razavi ve Meşhed şehirleri arasında yer alan İran’ın kuzeydoğusundaki Neyshabur şehrinde bulunur ve geçmişi MÖ.4000 yılına kadar uzanır.
Şehrin 53 km kuzeybatısında, şehrin ve eski kervan yollarının yakınında bulunan Neyshabur turkuaz bölgesi, Avrupa, Batı Asya ve Amerika’ya taş verilen, dünyanın en eski bilinen turkuaz yataklarıdır.
Arkeolojik kazılara göre, MÖ.3. yüzyılda, Kafkasya Türkistan’daki antik mezarlarda Pers turkuazı görülmüştür. Mavi turkuazla yapılan takılar ve çok sayıda anıt süslemiş olan mozaikler, kakma ve kaplamalar, güzel bir cila ile zamanla rengini kaybetmez.
Turkuaz, takılarda kullanılan ilk taştır. Tarihsel belgelere göre, Mısırlılar altın ve turkuazdan yapılmış bilezik kullanmışlardır. Taş, dini, sanatsal ve ticari değerlere sahiptir. Aynı zamanda takı yapımında kullanılmıştır. 3’ncü Yüzyılda, turkuaz taşı, sahibinin attan düşmesini önlediğine inanılıyordu.
Renk değişikliği, kişinin karısını aldattığına işaret olarak algılanıyordu. Persler, turkuazın şans getirdiğine ve kötülüğe karşı koruduğuna inanıyorlardı. Onun sahibinin sağlığını belirlediğine inanılıyordu.
Turkuaz hastalık sırasında soluk olur ve ölüm anında ise rengini kaybediyordu. Onlar, taşın, yeni ve sağlıklı bir sahibinin elinde, orijinal güzelliğine kavuştuğuna inanıyorlardı.
Günümüzde, bazı insanlar turkuazın larenjit, solunum ve bağışıklık sistemi hastalıkları ve stres için yararlı olduğuna inanıyorlar.
Mutlu Hafız Günü
İranlılar her yıl 11 Ekim gününü, Hafız’ın şiirleri, düşünce ve yaşamı üzerine görüşmeler yaparak kutlarlar.
Hafız, Persli bir mistik ve şairdi. O ortaçağ Pers döneminde, 1320 yılında doğdu ve 69 yıl yaşadı.
Onun lirik şiirleri, güzellikleriyle dikkat çekti.
Birçok İranlının evlerinde, Hafızın kitapları, Kur an yanında oldu ve birçok kitapları düğün masalarında oldu.
GEZİLECEK YERLER
Taş Arslan-Sang-e Şir
Şehrin güneydoğu kesiminde bir parkta bulunan heykel Hamadan şehrinin simgesidir.
Taş Arslan, 2.5 metre uzunluğundaki heykel, antik tarihten günümüze kalan şehirdeki tek kalıntıdır. Ancak orijinal görüntüsünü kaybetmiştir. Aynı zamanda bir efsaneye göre heykel, Hamadan şehrinde bir zamanlar ölen İskender’in arkadaşı Hephaiston’un mezarını işaretlemek için MÖ 4’ncü yüzyılda yaptırılmıştır.
Ganjnameh Yazıtı
Bu eski yazıt, şehir merkezinden 5 km güneybatıda, güzel bir vadi içinde yer almaktadır. Bulundukları yer, İpek yolu üzerindeki tüccarların geçerken görebilecekleri şekilde bir dağ geçidine yerleştirilmiştir.
Anıta “Hazine Mektubu” denir. Çünkü Farsça çivi yazısı uzun yıllar okunamamış, ancak bu granit kaya bloku bulunduktan sonra okunmuştur. Yani antik alfabenin “hazinesi” olarak kabul edilir.
Yazıt, granit bir kaya blokuna iki bölüm halinde kazınmıştır. Sol tarafta: Darius (MÖ.512-485) zamanında, sağ taraftaki bölüm ise Xerxes (MÖ.485-65) zamanında oyulmuştur. Her iki bölümde, üç antik dil kullanılmıştır. (Eski Farsça, Neo Babil, Neo Elam dilleri) Yazıtlarda, söz konusu kralların yaptıkları açıklanır. Ayrıca ülkenin korunması için dualar yazılıdır.
Yazıtın benzeri, Persepolis Apadana sarayı kapılarında bulunmaktadır.
Avicenna Memorial Anıtı-Ebu Ali Sina
İbn-i Sina’nın Arapça isminin Latince kökenli formudur. Yani Batı’da kendisine “Avicenna” denilmektedir.
İbn-i Sina: Pers kökenli bilgin, düşünür ve yazardır. 450 eser yazdığı bilinmektedir. Bunlar hayata, felsefeye ve tıp’a (40 tanesi tıpla ilgilidir) aittir.
Onun en ünlü eseri Şifa Kitabıdır. Kitap felsefe ve bilimsel bir ansiklopedi, tıp ansiklopedisidir ve Ortaçağ üniversitelerinde okutulmuştur. 1650 yılında yazılan eser, 1973 yılında yeniden basılmıştır.
İbn-i Sina’nın mezarı, 1954 yılında inşa edilmiştir. Kubbe tasarımı şekli ilginçtir. Bu binada, şairin el yazması eserlerinin bulunduğu bir de kütüphane vardır. Binanın avlusundaki mezar, Kaçar dönemi şair ve şarkı yazarı Abolqassem Aref’e aittir.
Baba Taher Anıtı
Baba Taher, 11’nci yüzyıldan kalan bir Pers şairidir. Kendisinin şiirlerinde kullandığı lehçe, günümüzde kullanılan Farsça lehçeye çok yakındır.
Onun şehir merkezinin kuzeyinde bulunan mezarı, Foroughi tarafından tasarlanmıştır. Mezar alanı çiçekler ve dolambaçlı yollarla çevrili bir park içindedir. Türbenin kulesi 1970 yılında yaptırılmıştır.
Esther ve Mordechai Grave
Burası bir mezar yeridir. Kral Esther ve eşi, Yahudi kolonilere Pers imparatorluğu boyunca yerleşim izni almayı başarmışlar ve burası onların son dinlenme yeridir. Türbe Yahudi kraliçeye atfedilmiştir. MS 5’nci yüzyılda, Hamadan’da bir Yahudi kolonisi kurmak için kocası I. Yezdigirt’i ikna etmiştir.
Türbe: 13 ve 17’nci yüzyıllar arasında, kare plan üzerine basit tuğla ile yapılmıştır. Mimari tarzı İslami türbeleri yansıtır. Ama Tevrat ve On Emirden İbranice yazıtlar taşımaktadır. Bir Sinagog ve bir Yahudi mezarlığı, hemen Türbenin yanındadır.
Ali Sadr Cave-Mağarası
Hamadan şehrinin 60 km kuzeyinde Alisadr gölü kıyısında labirent şeklinde bir mağaradır.
Mağara içinde kristal berraklığında su sızdırmaz yer altı gölü vardır. Ancak mağara bitki ve hayvan yaşamından yoksundur. Gölün berrak suları milyonlarca yıllık süreçte metrelerce derinlikten mağaranın duvarları, zemin ve hatta tavanında sarkıt ve dikitler oluşturmuştur.
Mağara çeşitli hayvanlar, nesneler ve adalar şeklini almış ve çeşitli doğal taşlarla kaplıdır. Mağaranın bazı odalarında yer ve tavan arasındaki mesafe 40 metreye kadar ulaşır. Fakat mağaranın ortalama yüksekliği 8 metredir.
Evet yaklaşık 40 yıl önce bir çoban tarafından keşfedilen mağara, günümüzde turistler tarafından tekne ve yürüyerek gezilmektedir. Mağaranın 4 km lik bölümü ziyarete açıktır. Mağaranın yüzeye yakın dış yüzündeki yapay giriş kapısı gerisinde Darius döneminden kalma bir yazıt vardır.