Hong Kong Genel

 

Hong Kong Genel

Hong Kong: canlı ve hareketli karakteri ile, ziyaretçilerine keyif veren bir yer olarak bilinir. Tarih bölümünde belirttiğim gibi, yapılan afyon savaşları sonucunda, İngilizler tarafından Çin’den alınan ve serbest ticaret anlaşması s onucu yıllarla bağlantılı olarak hızla gelişen bir ülke. 1997 yılında İngilizler tarafından Çin ülkesine geri verilse de, özel bir anlaşma ile, özel bir yönetim biçimi uygulanan şehirde, eski zengin yaşam hala sürdürülüyor.

Dünyanın kişisel milli geliri en yüksek ülkelerinden birisidir. Geçmiş yıllarda, bütçe dengesi fazla verdi diye, yerel yönetim tarafından şehirde ikamet eden her kişiye, 750 dolar civarında ödeme yapılmıştır. Ancak yine geçenlerde, okullarda “Çin vatandaşlık dersi” okutulacağının açıklanması üzerine, binlerce kişinin sokaklara dökülüp bunu protesto ettikleri bir yerdir.

Ayrıntıya girmeden önce, birkaç kelime ile “Hong Kong” tanımla derseniz: özellikle yaz aylarında sıcak ve nem çok bunaltır, sokaklarında soya yağı ile yapılmış yemekler kötü kokar, güvenlik anlamında son derece iyidir, gecenin geç saatlerine kadar sokaklarda gezebilirsiniz, toplu ulaşım son derece rahattır, bu şehir tam bir alışveriş cennetidir.

Çünkü ticarette vergi alınmaz, insanları cana yakındır, yardımseverdir ama İngilizceleri yeterli değildir, şehrin % 90’lık bölümü yeşillik, yalnızca % 10’luk bölümü yerleşim yeri olmasına rağmen, bazı yerlerde gökdelenlerin en yüksek katını ve gökyüzünü göremezsiniz, kedi bulunmaz, direksiyon sağdadır, yayalara özen gösterilir, her yer tertemizdir, buraya giderken yanınızda mutlaka şemsiye veya yağmurluk olsun, hatta yedek ayakkabılarınız olsun, çünkü muson yağmurlarına yakalanırsanız, önce feci ıslanır sonra hava ısındığında kurursunuz derler.

Hong Kong isminin kelime anlamı:

Kanton lehçesinde “Îtırlı Liman” anlamına gelir. Bu anlam, büyük ölçüde, burada yetiştirilen Sığla ağacından gelmektedir. Bu ağaç, günümüzde “Aberdeen” olarak bilinir. Aslında, şehrin isminin, günümüzde Hong Kong yönetiminin amblemi olan bahunya çiçeğinden geldiği de söylenmektedir.

Şehirdeki ulaşım sistemi, dünyanın en iyilerinden birisi olarak bilinir ve dünyanın en yoğun nüfusuna yani büyük bir kalabalığa sahip olsa da, şehirde ulaşım aksamaz. Bunun yanında, şehir dünyanın en güvenlikli şehirlerinden birisidir. Gecenin geç saatlerinde bile, rahatlıkla caddelerde, parklarda dolaşmak mümkündür.

Güvenliğin tek tehdidi, ana kara Çin’den ve Hindistan’dan gelenlerdir. Bilemiyorum, güvenlik sorunu yok deniyor ama yine de biraz tedbirli olup, pek te ara sokaklara girmemekte yarar var diyebilirim, bunun dışında özellikle gündüz saatlerinde hiçbir sıkıntı yok. Sadece bazı yerlerde Hintli sokak satıcıları, bazen rahatsız ediyorlar.

 

DEVİR-TESLİM

Uzun süre, İngiliz kolonisi olarak bilinen Hong Kong: 1 Temmuz 1997 tarihinden sonra, Çin Halk Yönetimi Özerk Bölgesi olarak yeniden Çin egemenliğine geçmiştir. Ancak, günümüzde şehir Çin Halk Cumhuriyeti yönetimini değil, yasalarıyla ve sahip olduğu haklarla, tam bir kapitalist yönetimi seçmiştir.

Çünkü: Pekin yönetimi, şehirde yapılan seçim öncesinde: refah ve istikrarı koruma garantisi vermiştir. Bunun sonucunda, şehir: Çin yönetiminin Batı’daki en belirgin ve etkin vitrini haline gelmiştir. Çünkü: ticari bilgide ve yönetim uzmanlığında rakipsizdir.

Evet: kuşkusuz devir-teslimden sonra, şehirde çok şey değişti. Ama bu değişimin büyük çoğunluğunun nedeni: ekonomik gelişme ve dünya çapındaki bu tür şehirleri etkileyen diğer olaylardı.

Çünkü: İngilizler, bölgeden ayrılırken, arkalarında çok şey bırakmadılar. Öte yandan: artık buradaki paranın üzerinde İngiltere Kraliçesinin resmi yok. “Union Jack” in yerini, Çin Bayrağı ve bahunya çiçeği amblemiyle süslü Hong Kong bayrağı aldı.

Şehir sokaklarında, İngilizceden çok “Mandarin Çince” si konuşulmaya başlandı. Çinli turist sayısında, büyük artış sağlandı. Yalnızca, 2006 yılında, buraya 13.5 milyon Çinli turist geldiği söyleniyor.

 

HAVAALANI

Şehirdeki uluslar arası havaalanı: “Lantau” adasında “Chek Lap Kok” bölgesinde bulunmaktadır. Bu modern havaalanında, gümrük kontrolleri, büyük bir düzen içinde sürdürülmektedir.

İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, direkt uçuşlar yaklaşık 10 saat sürüyor. Havaalanında, şehir içinde 3 günlük kullanımı sağlayan, toplu ulaşım kartı almanızı öneririm. Bu kart, hemen pasaport kontrolünden sonra “airportexpress” denilen yerde satılıyor. Kartın ücreti, depozito düşüldükten sonra 30 Amerikan dolarıdır.

Bu karta “octopus card” deniliyor. Bu turist kartı: 3 gün boyunca, şehir içindeki tüm toplu ulaşım araçlarına ücretsiz binmenizi sağlıyor ve dönüşte bunu aldığınız yere iade ederseniz, depozito bedelini de geri alabiliyorsunuz ki, bence mutlaka bu kartı satın alın.
Bunun dışında, havaalanından istediğiniz yere “metro” ile gidebilirsiniz, ancak biraz pahalıdır.

 

İKLİM

Hong Kong şehrini gezmek için, en uygun zaman: sıcaklığın ve nemin düşük olduğu ve havanın açık ve güneşli olduğu “Ekim-Kasım” aylarıdır. Aralık ve Şubat aylarında, nem oranı düşük olsa da, havanın ısısı da düşüktür. Bahar aylarında ise, ısı ve nem yükselmeye başlar. Mart ve Nisan ayları da hava çok hoştur. Ama, Mayıs ayından başlayarak Eylül ayı başına kadar, hava aşırı sıcak ve çoğunlukla nemlidir.

Yazın söylediğim gibi, çok muazzam nem ve sıcaklık var. Ocak ayında, gündüz sıcaklıkları 20 derece civarındadır. Ancak, yaz sıcağında terlemekten se, yanınızda muson yağmurları için bir şemsiye bulundurarak, Şubat döneminde gitmenizin daha iyi olacağını söyleyebilirim.

 

NÜFUS

Şehir nüfusu, 7 milyon civarındadır. Ancak, bölgenin toplam yüzölçümü 1100 km. kare olduğundan, konut yetersizliği, bölgenin en önemli sıkıntılarının başında gelmektedir. Bu yüzden, şehirde, devasa toplu konut blokları yapılmaktadır. Her türlü modern olanaklara sahip olmasına rağmen, bu toplu konutlarda, insanlar yine de büyük bir sıkışıklık içinde yaşamaktadırlar. Yani, mimari stil, ne uygun ne de güzel olarak kabul edilmemektedir.

Şehir nüfusunun % 95’i Çinlidir. Şehirde, Çin’in her yerinden gelen göçmenler görülür. Ancak, bu Çinliler, çalışkanlıkları ve yaratıcı yaklaşımlarıyla öne çıkmaktadırlar. Böylece, Çinliler, Hong Kong şehrinin başarısına büyük katkıda bulunmuşlardır. Göçmenlerle ilgili anlatılan öykülerin bir tanesi: cebinde parasız şehre gelen, mütevazi bir tezgah açarak para kazanmaya başlayan, daha sonra kendi dükkanını açan ve bir süre sonra bunu mağazalar zinciri haline getirenler.

Şehir insanı, geleneksel yaşantısını büyük ölçüde sürdürmektedir. Özellikle: kader ve şans, çok ciddiye alınır. Astrologların ve falcıların müşterileri, hep vardır. Ayrıca: kumar bu şehirde bir tutkudur ve kumarın her çeşidi oynanır. Şehirdeki, 2 büyük hipodromda, muhteşem ve yüksek bahis sistemi bulunmaktadır.

Hong Kong Genel

TURİZM

Şehir gezisi: deniz kıyısından başlar. Burada: gemiler, römorkörler, şilepler, yatların oluşturduğu muhteşem bir trafik görülür. Özellikle şehir gezinizde görmeniz gerekenler şunlar olabilir: Temple Street caddesinde bulunan “Night Market”, Disneyland, Ocean Park, teleferik ile çıkılan bir dağın üzerinde bulunan “Buda” heykeli (The big Buddha and po lin manastery), bir tramvayın 45 derecelik açı ile çıktığı ve şehrin bütün gökdelenlerinin izlenebildiği bir yer olan “The Peak” olan tepe.

Ocean Park: muhteşem bir eğlence parkıdır ve burada yunus gösterilerinden, takla atan trenlere kadar pek çok aktiviteyi yaşayabilirsiniz. Hatta: burayı, Disneyland’dan daha büyük ve çeşitli olduğunu ileri sürenler de var ki, ben buna katılıyorum, ancak yine de Disneyland, çocuklar için çok daha çekici çünkü, oradaki figürler, çocukların hep masallardan bildikleri, tanıdıkları figürler, zaten Disneyland, o sayede çekici oluyor.

Victoria Peak bölgesine de gitmenizi öneririm, orada özellikle “Madam Toussot” müzesini mutlaka görün. Ayrıca, yukarı da da sözünü ettiğim gibi, 45 derecelik bir eğimle tepeye çıkan tren çok keyifli ki, bu trene de binmeyi ihmal etmeyin.
Central bölgesinden bir ferry boat’a binin ve adaları ziyaret edin.

Her yıl “Ekim” ayında, burada dünyanın en büyük elektronik fuarı düzenleniyor, ancak bu fuar sırasında, şehirdeki “50” dolarlık otel odalarının “200” dolara yükseldiğini unutmamak gerekiyor.

 

Victoria Peak

Burası, şehrin en yüksek noktasıdır. Buradan liman ve günbatımı manzarası izlemek, büyük keyiftir.

Kowloon Yarımadası

Burası: Victoria Harboor’un karşısında bulunmaktadır. Bölge: otelleri, gece hayatı ve bitmeyen alışverişleriyle ünlüdür.

New Territories

Burada, yüksek binalar, dünyanın en işlek 2’nci konteyner limanı, çevresi duvarlarla çevrili eski köyler, doğal parklar ve çiftlikler bulunur.

Adalar-Lantau, Lama, Cheugn Chau

Bu adalar, şehrin az gelişmiş yerleridir. Buralar, sakinlikleriyle ziyaretçilerine dinlenme imkanı sunarlar.

Macau

Burada, Çin ve İber kültürünün harmanını bulmak mümkündür. Feribotla buraya gidilebilmektedir.

 

FENG SHUİ İNANIŞI

Feng Shui’nin sözcük anlamı “rüzgar ve su” dur. Eski bir “bilicilik” sistemi olan fenk-shui’nin amacı: doğa güçleriyle uyama ulaşmak, sağlığa ve başarıya katkıda bulunan bir çevre oluşturmaktır.
Yaşam alanlarının fenk-shui ilkelerine göre düzenlenmesinin kötü güçleri kovduğuna inanılır ve burada yaşayanların refahı desteklenir.

İnanışa göre: binalar bol suya bakmalıdır ya da yakınlarında akvaryum veya fiskiye bulunmalıdır.
Aslanlar ve ejderhalar koruyucudur. Honk Hong Bankasının kapısında, bir çift bronz aslan bulunur.

Hong Hong şehrinin ejderhaları da dikkate alınmalıdır. Yeni yapılan binalar, ejderhaların su yollarını kesmeyecek şekilde planlanır. Bir keresinde, ejderhanın denize ulaşması için, bir apartman bloğunun ortasında, büyük bir delik bırakılmıştır.
Evet, Hong Hong şehrinde yaşayan Çinliler, fenk-shui ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdırlar.

 

TAYFUN ALARMI

Hong Kong Genel: Bölgedeki en büyük doğal tehlike “büyük rüzgar” yani tayfundur. Tayfun, daima hasar verir. Honğ Hong tarihi boyunca felaketlere neden olan tayfunlar yaşanmıştır. Çünkü, şehirde, her yıl, en az 5 tayfun görülür. Ancak, bunların büyük çoğunluğu, şehri doğrudan vurmaz ve ölümlere neden olmaz.

Bu tayfunlar: genellikle “Temmuz” ve “Eylül” ayları arasındaki dönemde meydana gelirler. Bu tayfunlar, bölgeyi etkileme ihtimali söz konusu olduğunda, bölgede “1”den “10”a kadar numaralandırılan tayfun alarmları verilir. 1’Nolu uyarı: şehrin çevresinde tayfuna dönüşebilecek tropikal bir fırtınayı belirtir ve pek önemsenmez. 3’Nolu uyarı: rüzgarın şiddetleneceğini ve buna, yoğun yağışın eşlik edeceğini bildirir, bu durumda, turlar ve deniz seferleri iptal edilir,  bazı işyerleri kapanır.

8’Nolu uyarı, en ciddi olanıdır ve fırtınaların bölgeye yaklaştığını belirtir. Bankalar, bürolar, ofisler, müzeler, dükkanlar ve restoranların çoğu kapanır, yerel ulaşım ve uçuşlar durdurulur. Eğer, siz de Hong Hong şehrini ziyaret ettiğinizde, 8 No’lu uyarı ile karşılaşırsanız: kesinlikle otelinizden dışarı çıkmamalısınız ve fırtınanın durumunu, televizyon ve radyodan izlemeli, verilen talimatlara göre hareket etmelisiniz.

 

DİL

Hong Kong Genel: Şehirde, resmi olarak kabul edilen diller “İngilizce” ve Çincedir. Çin alfabesinin harfleri “anlamı” temsil eder. Çincede: 5 bin tanesi yaygın olarak kullanılan, yaklaşık 50 bin harf bulunmaktadır. Tek bir karakteri yazmak için: sayısı 1 ile 33 arasında değişen, şekiller çizmek gerekir. Bir harfin, bir başka harf yerine tercih edilmesi, ince anlam değişikliklerine neden olacaktır. Yazı: geleneksel olarak sütunlar halinde, yukarıdan aşağıya yazılır.

Ben her zaman olduğu gibi, sizlere şunu önereceğim: kaldığınız otelden, mutlaka otel adres kartı temin edin ve şehirden otele döneceğiniz zaman, şoföre adresi anlatmak ile uğraşmayın, bu kartı verin, şoför sizi otelinize götürecektir. Yoksa, Çince harfler, otelinizi veya gitmek istediğiniz yeri bulmanızda zorlanmanıza neden olacaktır.

Evet, şehirde karşınıza çıkanların yarısı İngilizce biliyor, ama onların bildiği İngilizce biraz farklı, yani onlarla konuşurken, İngilizce konuşurken, şivelerinin farklı olduğunu aklınızdan çıkarmayın, yine de Hong Konglular, turistlere yardımcı olmayı seviyorlar.

 

ELEKTRİK

Hong Kong Genel: Şehirde, elektrik standart olarak 220 volttur. Birçok otelde, bütün standart fişlere ve voltajlara uygun prizler bulunur.

 

PARA

Şehirde “Hong Kong Doları” kullanılır. Yanınızda Amerikan doları varsa, buna asla güvenmeyin, birçok yer Amerikan doları kabul etmez veya komisyon alırlar. Bu yüzden, size önerim, havaalanında derhal yanınızdaki Amerikan doları veya Euroları, Hong Kong dolarına çevirttirmenizdir, sanırım birkaç döviz bürosu gezerek, sizin için en uygun değişim değerini bulacaksınızdır.

1 Hong Kong Doları= 7.8 Amerikan Dolarına eşittir.
1 Hong Kong Doları= 100 Centtir.

Banknot olarak: 10, 20, 50, 500, 1000 Hong Hong doları bulunur.
Dövizinizi: bankalarda, otellerde, döviz bürolarında ve büyük alışveriş merkezlerinde bozdurabilirsiniz. Bankalar genellikle komisyon alırlar. Ama, ruhsatlı döviz büroları, komisyon almazlar. Yine de, dövizcilerin çok küçük komisyon almaları bence olumlu. Yine de komisyon vermeyeyim diyorsanız, HSBC banka gidin, burada günlük limit 2000 Amerikan doları olmak üzere, her türlü paranızı, komisyonsuz değiştirebiliyorsunuz.

Bu arada: şehirde, her yerde kredi kartının geçerli olduğunu belirtmeliyim.
Kredi kartı kullanacaklar için, kartınızın arkasındaki “imza” bölümünü mutlaka imzalayın, buna çok dikkat ediyorlar.

 

GİYİM

Yılın “Mayıs-Eylül” ayları arasındaki dönemde şehri ziyaret edecekseniz: hafif yazlık giysiler bulundurmanız gerekir. Ancak, yağmur için tedbir olarak bir şemsiye alabilirsiniz. Eylül sonu ve Aralık ayı başına kadar olan süreçte ise, süveter ve uzun kollu gömlek kullanmak gerekir. Aralık sonu ile Şubat sonu arasındaki dönemde ise, yünlü ve sıcak tutan giysiler kullanmanız şarttır.

Bunun yanında: gezerken ve alışveriş yaparken, istediğiniz gibi giyinebilirsiniz. Ancak lüks restoranlarda, şort ve askılı giysiler pek hoş karşılanmaz. Özellikle, Çin tapınaklarına girecekler için, yine şort ve kolsuz giysiler, sıkıntı yaratacaktır.

 

ÖLÇÜ BİRİMLERİ

Şehirde genellikle uluslar arası ölçü birimleri kullanılmaktadır. Yani “metrik” sistem geçerlidir. Ancak, yine de bazı yerlerde Çin ölçüleri kullanılır. Bu yüzden, Çin ölçüleri hakkında kısa bilgi sahibi olmanızda yarar var.
Gıda ürünleri “catty” ölçüsü ile satılır ki: 1 catty= 600 gr. dır.
Diğer mallar ise, tartılırken “tael” (39 gr.) ve “chin” (300 gr) kullanılır.
Pazarlarda, uzunluk birimi olarak “tsün” kullanılır. 1 tsün=37 cm. dir.

Hong Kong Genel

TOPLU ULAŞIM

TAKSİLER

Hong Kong Genel; Şehirdeki taksiler, taksimetrelidir. Yol üzerinde durdurarak taksiye binebilirsiniz. Honk Hong adası ve Kowloon bölgelerindeki taksiler “kırmızı” renklidir.

Taksi şoförlerinin çoğu İngilizce bilmeyip Çince bildiklerinden daha önce de söylediğim gibi, gideceğiniz yerin veya otelinizin Çince adını bilmeniz gerekir.

Zaten birçok otelin resepsiyonunda, otelin adı ve isminin, İngilizce ve Çince yazıldığı kartlar bulunmaktadır ve müşterilerine bu kartları verirler.

METRO

Şehir metrosu: dünyanın en kullanışlı ve kolay metrolarından birisidir. Metro, her gün saat: 06.00-01.00 arasında çalışmaktadır. Metronun 7 hattı, farklı renklerle belirlenmiştir. Levhalar ve anonslar: İngilizce ve Çincedir. Metro biletlerini, otomatik makinalardan temin edebilirsiniz. Turnikeyi geçtikten sonra biletinizi almayı unutmayın, çünkü gideceğiniz yere vardığınızda, metrodan çıkmak için yine o bilete ihtiyacınız oluyor.

FERİBOT

Stary Ferry isimli feribotlar, ziyaretçiler için yalnızca bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda kaçırılmaması gereken bir gezi deneyimidir. Feribotlar, mevcut iskelelerinden çok sık hareket ederler ve her gün saat: 06.30-23.30 arasında çalışırlar.

OTOBÜS

Şehirdeki otobüs hizmeti yeterli ve ucuzdur. Çift katlı otobüsler, 24 saat boyunca çalışırlar ve şehrin en uzak yerlerine kadar giderler. Otobüse binerken, ücret, şoförün yanındaki kutuya atılır.

New Territories

Stanley

Repulse Bay

Disneyland

İspanya San Sebastian Genel

 

İspanya San Sebastian Genel

2016 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilen şehir: orta ölçekli bir şehirdir. Oldukça pahalıdır. Nüfus: 186.000 kişidir. İspanya’nın Fransa sınırında (sınıra sadece 20 km uzaklıktadır) Atlantik Okyanusu kıyılarındadır.

Şehrin bulunduğu “Biskaya” körfezi Atlantik Okyanusunun en derin olduğu körfezlerden birisidir. Bu derinlik yüzünden, burada okyanus hırçındır ve pek tekin olduğu söylenemez ve deniz genellikle hırçın ve dalgalıdır. Ama gün ağarıp sular çekildiğinde, muhteşem ve tertemiz plajlar ortaya çıkar.

II. Dünya savaşına katılmadığından, savaştan kaçan Fransız zenginler sayesinde, şehir kalkınmıştır.

Şehir: Bask özerk topluluğunu oluşturan 3 şehirden biridir. Özellikle futbol takip edenler, bu şehirdeki “Real Sociedad” takımını tanırlar.

1980’li yıllarda, yerel örgütler, burada yerel özgürlük için büyük mücadeleler vermişler ve çatışmalar yaşanmıştır.

Şehir: Fransa sınırına 30 km uzaklıkta, İber yarımadasının kuzeydoğu bölümündedir. Şehrin özellikle plajları popülerdir. Bunlar: “Ondarrate” ve “Concha” ile körfezin merkezinde bulunan Santa Clara adası plajlarıdır. Şehir merkezinde diğer önemli bir plaj da “Zurriola” dır.

Burası, dünya çapında ünlü bir sörf merkezidir. Gel-git olaylarının yaşandığı kıyı bölgelerinde, sular çekildikten sonra büyük alanlar ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan, burası Avrupa’nın en önemli film festivallerinden birine de ev sahipliği yapmaktadır.

Şehirde: birçok yer yürüyerek gezilebilir, ayrıca bisiklet şeritleri kullanılarak bisiklete binilebilir.

 

TARİHİ

Bölgede ilk yerleşimin Roma döneminde “Valduli” isimli bir şehir olduğu düşünülüyor. Bu Roma şehri, mevcut şehrin 10 km doğusundadır. 1014 yılında: Hernani isimli San Sebastian Manastırının: bu bölgede elma suyu için kendi elma bahçelerini kurduğu bilinir.

1200 yılında, şehir: Kastilya kralı Alfonso tarafından ele geçirilir. 1265 yılında, şehrin bölgenin önemli bir liman kenti olduğu anlaşılır.

15. Yüzyıl başlarında, şehrin çevresi basit inşaat duvarları ile çevrilidir. 1489 yılında, büyük bir yangın şehri harap eder. 1521 yılında, İspanya ve Fransa arasındaki savaşlarda: şehirdeki Navarre krallığı, İspanyol yardımı alır ve sınır anlaşmazlıkları nedeniyle, özel bir statü alır.

17. Yüzyılda şehir yeniden inşa edilir. Ancak 1721 yılında şehir Fransızlar tarafından işgal edilir. 1728 yılında, şehirde Amerika ile ticaretin geliştirildiği görülür. 1808 yılında Napolyon, İngilizlerle yapılan Yarımada savaşı sonunda şehri işgal eder.

Evet tüm bu yıkıcı olaylardan sonra, şehrin imarı Gogorza tarafından yapılan imar planının kabul edilmesinin ardından geliştirilir ve modern, sekizgen taslak uygulanan proje gerçekleştirilir.

 

PARA BİRİMİ

Şehirde “Euro” kullanılmaktadır.

 

DİL

Şehirde: İspanyolca ve Bask dili resmi dil olarak kullanılmaktadır. Yani, genel olarak bu şehirde İngilizce bilen pek kişiye rastlanmaz ve özellikle sizlere önerim, bu şehirde İspanyolcayı pek tercih etmemenizdir, çünkü bunlar daha öncede sözünü ettiğim gibi Bask milliyetçisi ve özellikle Bask dilini kullanmayı tercih ediyorlar.

 

İKLİM

Burada genellikle yüksek nem oranı, sık bulutlar ve yıl boyunca yoğun yağış görülür. En sıcak ay “Ağustos” ayıdır ve ortalama sıcaklık 20 derecedir. En soğuk ay ise “Ocak” ayıdır ve ortalama sıcaklık 7.9 derecedir.

Şehir Okyanus kıyısında olduğundan, yağmur yağarken, aynı anda fırtına olması da muhtemeldir ve bu yüzden, yağmur yağarken yerel halkın şemsiye kullanmadığını, çünkü şemsiyelerin fırtınada parçalandığını görebilirsiniz.

Öte yandan, buranın iklimi de pek istikrarlıdır denilemez, çünkü: güneş varken, bir anda yağmur yağdığı görülür ve özellikle geceleri serindir. Özellikle kışın Atlantik okyanusu azgınlığı ile buranın iklimini etkiler ve buz gibi bir hava hakim olur.

Sonuç olarak, burayı ziyaret etmek istiyorsanız en uygun dönem: Temmuz-Ağustos aylarıdır. Çünkü kışlar çok yağışlı geçer. Hatta en ideal ziyaret ayı “Eylül” dür. Temmuz ayında, deniz suyu sıcaklığı yüksektir.

İspanya San Sebastian Genel

ULAŞIM

Şehrin diğer şehirlere uzaklığı şöyledir. Bilbao 102 km. Madrid 451 km ve Barselona 565 km. dir. THY ile İstanbul-Bilbao uçuşlarını kullanarak buraya ulaşabilirsiniz. Bilbao-San Sebastian arasındaki yolculuk otobüsle yaklaşık 70 dakika sürüyor.

San Sebastian havaalanı: Bidosoa nehri halici üzerinde, Bidasoa ilçesinde şehir merkezinin 22 km kuzeydoğusundadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki otobüsleri kullanmak isterseniz, tekli bilet 1.65 euro, aktarmalı bilet ise 2.35 eurodur.

 

ALIŞVERİŞ

Şehirde ilginç butikler ve fantastik ayakkabı mağazaları bulunmaktadır. Ama özellikle kadın giysi ve ayakkabıları yoğundur. Şehirdeki birçok alışveriş mekanı “Cineplex” denilen alışveriş merkezindedir. Yalnız unutmamak gerekir ki, bu şehir çok pahalıdır, yani sadece gezin, eğlenin derim. Alışveriş zor.

 

GECE HAYATI

Şehirde 3 ana gece hayatı alanı bulunmaktadır. Ama bunlardan en popüler olanı “Old Town” bölgesidir. Burada: gün boyu, özellikle “txikiteros” (bir tür şarap, aşağıda ayrıntılı anlatacağım) içilebilen barlar bulunmaktadır.

Buen Pastor katedrali arkasında “Calle Reyes Catalicos” denilen yerde: modern barlar ve müzik mekanları bulunur. Buranın sokakları, özellikle 20. Yüzyılın sonlarında farklı atmosferleri olan barları ile ilgi çekmektedir.

Gece hayatının yoğun olduğu son yer “Gros” ilçesidir. Burası: şehrin doğusunda, özellikle spor tutkunları için tercih edilen bir yerdir. Burada: özgün butikler ve spor malzemesi satan dükkanlar bulunur. Aynı zamanda birçok sanat galerisi de görülür.

Ama, buranın en büyük özelliklerinden bir diğeri, biraz önce sözünü ettiğim gibi gece hayatıdır. Burada sayısız “pintxo” barları bulunur ve özellikle yerel halk, burayı popüler bir eğlence merkezi olarak tercih ederler.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Bask mutfağı, İspanya’da büyük ün kazanmıştır ve öte yandan uluslar arası gıda eleştirmenleri tarafından da onaylanmaktadır. Şehirde, metre kare başına düşen “Michelin” yıldızı bir hayli fazladır. Paris dışında, üç yıldızlı en fazla restoran bu şehirdedir.

Özellikle: Old Town bölgesinde “Parte Vieja” denilen yer: çok sayıda barları ve bunlarda sunulan küçük aperatifler ile ünlüdür.

Evet, bu şehirde: rakipsiz bir yerel mutfak kültürü vardır. Nefis lokma büyüklüğündeki “pintxos” yani Bask tarzı tapas muhteşem lezzetlidir.

Bu: baget etmek dilimleri arasına her türlü deniz ürünü ve domuz etinin konulması ile hazırlanır ve sopalarla yenilir. Bunu, içki yanında tercih ediyorlar ve genellikle yerel halk, gece eğlencesinde, her bara uğrayarak bir-iki pintxos yemeyi tercih ediyorlar, yani bir bara oturup ta birçok pintxos yemek tercih edilmiyor.

Öte yandan, deniz ürünlerini sevenler için, bunların muhteşem lezzetler olduğunu hatırlatmam gerek. Zaten, şehirde bir de “Aşçılık Okulu” bulunuyor. Bu mutfak okulu ve araştırma enstitüsü: şef Ferran Adrian başkanlığındaki danışma kurulu tarafından işletiliyor ve 4 yıllık lisans eğitimi yanında, gastronomi meraklıları ve profesyonel aşçılar için geçici ve sürekli eğitimler de verilebiliyor.

Bunların haricinde yine bölgeye özgü yemek önerileri isterseniz: “marmitako” olabilir. Orkinos ve patates ile yapılan bir tür güveç, gayet doyurucudur. “Txangurro” ise bir tür soslu, pişmiş örümcek yengecidir. “Bacalao al pil pil” ise sarımsak, zeytinyağı ve sıcak biber ile yapılan morina balığı yemeğidir.

Evet, nerede yenir derseniz: Oditoryum ve kongre merkezi yanında, Zurriola plajının yanındaki “Ni Neu” tercih edilebilir. Ayrıca, şehrin dünyaca ünlü gurme restoranı “Arzak” düşünülebilir. Ancak, Arzak, bu kadar ünlü olmasının yanında, yaklaşık 3-4 ay öncesinden rezervasyon yaptırılarak gidilen bir yerdir.

Yani, gezginler için daha çok sosyete ve zenginler için uygundur. Yine de, şehirde böyle bir yer olduğunu bilmenizi istedim. Restoranlar öğle yemekleri için saat: 13.00-13.30 gibi açılırlar ve saat 15.30-16.00 gibi kapanırlar. Akşam yemeği için ise, saat: 20.30-21.00 gibi açılırlar. Çoğu İspanyol, akşam yemeği için saat 22.00’de evlerinden çıkarlar.

Hani, şehrin en ünlü restoranı olarak “Arzak” tan söz etmiştim ve oranın pahalı olduğunu söylemiştim ya, orta fiyatlı birkaç güzel restorandan daha söz etmek istiyorum. “Kokotxa” Agosta ve Campanario köşesindedir. Hemen Santa Maria Bazilikası yanındadır.

Burada bir yerel “degustacion” menüsü denemek isterseniz, muhtemelen 60 euro ücret ödemeniz gerekir. Bu menü diğer restoranlarda 120 euro civarındadır. Ya da öğle yemeğinde, basit “del dia” deneyin ve sadece 25 euro ödeyin. “Bodegon Alejandro” bu aile restoranı, geleneksel Bask mutfağı ürünleri sunar.

Duvarları geleneksel Bask spor fotoğrafları ile dekore edilmiştir. Hafta içinde öğlen yemeği menüsü 13 eurodur. Son olarak “Juanito Kojua” 1947 yılında açılan bu mekan, yerel halk arasında çok popülerdir.

Tertemiz, sıcak ve ev ortamı vardır. Üst katta, deniz teması kullanılmıştır. Alt kat ise, çiftlik evi şeklinde dekore edilmiştir. Tadım menüleri 40-52 euro civarındadır. “Menü del dia” ise sadece 30 eurodur. Buraya yolunuz düşerse, büyük sütlaç denemenizi öneririm.

Şehirde kahve veya aperatif mekanı önermek gerekirse: San Telmo Müzesinin girişindeki “Cafe San Telmo” tercih edilebilir. Burada: bir kahve molası verebilirsiniz. Ayrıca: çeşitli aperatifler de atıştırmalık için idealdir.

Son olarak “Salt” isimli genellikle sörfçülerin tercih ettikleri bir pintxos ve kahve mekanı önerebilirim. İspanyol tapaslarının, Bask bölgesindeki benzerleri olan pintxos mutlaka burada denenmelidir.

Peki, şehirde ne içilir derseniz: Bask ülkesindeki şehirlerde, özellikle kırmızı şarap, yani “Navarra” ve “Rioja” tercih edilmelidir. Ayrıca, yine favori bir içecek olarak, hafif elma aromalı olan “Sagardoa” denenmelidir.

İspanya San Sebastian Genel

 

FESTİVALLER

San Sebastian şehri: her yıl Eylül ayında düzenlenen “Uluslar arası Film Festivali” ile ünlüdür. Bu festival, uzun yıllardır Avrupa’nın en ünlü ve önemli festivallerinden birisi olarak kabul edilir.

1980’li yıllarda “Muhsin Bey” isimli Türk filmi, en büyük ödüle layık görülmüştür. Ayrıca: Alfred Hitchcock, Audrey Hepburn, Elizabeth Taylor, Steven Spielberg, Bette Davis, Gregory Peck, Al Pacino gibi sinema dünyasının birçok ünlü yıldızı, burayı ziyaret etmiştir.

Her yıl “Temmuz” ayında, San Sebastian Caz Festivali düzenlenir. Bu festival de, Avrupa ve İspanya’nın en önemli ve eski caz festivallerinden biri sayılır. Bu festivalde, her yıl milyonlarca müziksever buraya akın ederler. Ayrıca caz müzisyenleri davet edilir ve konserler, şehrin farklı bölgelerinde yapılır. Birçok etkinlik ücretsiz yapılır.

Her yıl “Ağustos” ayında, şehirde bu kez, Klasik Müzik Festivali “Quincena Musical de San Sebastian” düzenlenir. Bu festival, ilk olarak 1939 yılında düzenlenmiş ve günümüze kadar sürdürülmektedir.

Son olarak, her yılın ikinci ayında, ilk cumartesi günü kutlanan “Caldereros” şenliklerinden söz etmek istiyorum. Bu etkinliklerde, yerliler şehir sokaklarında yürürken, tencere ve tavalar ile gürültü yapıyorlar ve bu festival tam olarak gürültü üzerine kurgulanmıştır.

Yürüyüşe katılanların çoğu çingene giysileri giyerler ve gürültüler eşliğinde dans ederek ilerlerler. Festivalin ilk olarak 1884 yılında kutlanmaya başlandığı söyleniyor.

Özbekistan Genel

Özbekistan Genel

Türk soyundan geldikleri bilimsel olarak kanıtlanmış soydaşlarımızın bu güzel ülkesini mutlaka gitmek ve görmek gerektiğini düşünüyorum. Özellikle tarihi geçmişe ve tarihi yelere düşkün gezginlerin mutlaka burayı ziyaret etmelerini öneririm.

Özbekistan Cumhuriyeti: Orta Asya’da bulunmaktadır. Ülkenin sınırlarının uzunluğu 6220 km. dir. Ülke topraklarının kuzeyden güneye uzunluğu 1500 km ve doğudan batıya genişliği 1000 km. dir.

Ülkenin deniz seviyesinden en yüksek yeri: Hisar Range denilen yerdir ve 4640 metredir. Ülke, iki ana nehir havzasında yer almaktadır. Bunlar: “Syrdarya” ve “Amu Darya” dır.

Ülke topraklarının çoğu ovalardan oluşur. “Kızıl Kum” çölü: Özbekistan topraklarının kuzey orta kısmında, dünyanın en büyük çöllerinden birisi olarak bilinir.

Dünya üzerinde Liechtenstein ile birlikte, denize komşu olmayan tek ülkedir. Semerkand 2750 yaşındadır ve Roma ile birlikte dünyanın en eski şehirlerinden birisi olarak kabul edilir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

Ülkenin başkenti “Taşkent” şehridir. Ülke 12 il ve Karakalpakstan Özerk Cumhuriyetinden oluşmaktadır.

Ülkenin ekonomisi: ülkede: altın, bakır, kurşun, çinko, uranyum, doğal gaz ve petrol gibi doğal kaynakların önemli rezervleri bulunmaktadır. Özbekistan altın rezervleri: Güney Afrika, ABD ve Rusya’dan sonra dünya üzerinde dördüncü sıradadır. Doğal gaz üretimi ise, dünyanın ilk on ülkesi arasındadır.

Ekonominin diğer bir önemli kaynağı: tarımdır. Ülkede: özellikle pamuk yetiştirilir ve dünyanın en büyük pamuk üreticilerinden birisidir. Diğer önemli tarım ürünleri ise: ham ipek, meyve, sebze, üzüm kavundur.

Ülke turizm denilince ise: Batı’da “Buhara” ve “Semerkant” görülür.

Özbekistan Genel

TARİHİ

Özbekistan: Amu Derya ve Siri Derya isimli iki büyük nehrin ortasında, Asya kıtasının kalbinde yer almaktadır. Bu yüzden, bu topraklardaki insan yaşamının bin yıldan daha eskiye gittiği düşünülmektedir.

İnsanlar önce Özbekistan topraklarına yerleşmişler ve yüzyıllarca yaşamışlardır. Ancak özellikle komşu kabileler tarafından tehdit edilince, Semerkand, Buhara, Hiva ve diğer güzel şehirleri inşa etmişlerdir. Bu topraklar Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Büyük İpek yolunun kavşak noktası olmuştur.

Evet, arkeolojik çalışmalara göre: Özbekistan insan yerleşiminin en eski yerlerinden birisidir. Baysun Tau dağlarında eski konutlar ve Semerkant’da ilkel araçlar bulunmuştur.

Özellikle Teshik-Tash Mağarası: bu arazi üzerinde ilk kurulan topluluklardan olan Neandertaller’e kadar uzanmaktadır. 8-9 yıllık çalışmaların ardından arkeologlar tarafından bulunan mezar alanlarında, Orta Asya topraklarında defin yapılmış eski bir çocuk iskeletine ulaştılar.

Çocuğun vücudu bir dağ keçisi kemikleriyle çevrili bir çukurun içine atılmıştı. Kazılar, o dönemin insanlarının avlandığını ve doğal kaynaklardan gıda topladıklarını göstermektedir. İlkel araçlar taş ve ahşap ve kemikten yapılmıştır.

Kaya resimlerinde: avcılık, savaşlar ve ritüeller görülür.

5.yüzyıla gelindiğinde Ephtalites: Orta Asyanın bütün şehirlerini fethetti ve Kaşgar Hazar denizine kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurdu. Öte yandan, birçok Budist tapınak inşa ettirdi ve Budist geleneklerini tanıttı.

Büyük İpek yolu boyunca, aktif bir dış ticaret yönetti. Çin, Hindistan ve Bizans ile iyi ilişkiler kurdu. İpek, takı ve baharat ticaretini geliştirdi.

6.yüzyılda: Ephtalite devleti: çeşitli göçebe kabileler ve Türk hanlıkları tarafından imha edildi. Türk hanlığı, Orta Asya’nın bir parçası haline geldi. Türklerin egemenliği altında haraç ödeyen şehirlerin özerklikleri korundu.

Türk hanlığı: Bizans, Sasani imparatorluğu, İran ve Çin ile İpek Yolu üzerindeki kontrolü ele geçirmek için mücadele etti. Erken ortaçağ döneminde, pamuk ve ipek bölgenin başlıca gelir kaynakları olarak görülür.

7.yüzyılda: 673 yılında Araplar bölgede görülmeye başladılar. Araplar: 709-712 yılları arasında Semerkand, Buhara ve Harzemşah şehirlerini ele geçirdiler. Sonuçta Özbekistan ve tüm Orta Asya, Bağdat halifelerinin kontrolü altına girdi ve bölgede Arap etkisi egemen oldu. Araplar İslam’ı getirdiler ve fethedilen toprakların sahiplerine zorla kabul ettirdiler.

10. yüzyılda: bölgedeki tüm nüfus İslam’ı kabul etti. İşgalcilere karşı yerel halkın tüm ayaklanma girişimleri başarısız oldu. Bağdat halifeleri, fethedilen topraklara valiler atadılar. 821 yılında Abdullah İbn Tahir: Horasan valisi olarak atandı ve kendisi Takhirid hanedanını kurdu.

Bu Arap işgali sırasında, bölgenin ekonomik ve kültürel geçmişi neredeyse yok edildi. En değerli anıtların yüzlercesi tahrip edildi. Arapça, devletin resmi dili oldu. Araplar su kaynaklarını geliştirdiler ve yeni kanallar inşa ettirdiler.

900 yılına gelindiğinde, Samanilerin Buhara bölgesinde merkezi feodal devlet kurdukları görülür. Samaniler, kültürel yaşamda görülmemiş katkıda bulundular.

Buhara, Merv, Semerkand, Urgenç şehirleri dünya çapında, erken ortaçağ döneminde önemli bilim ve kültür merkezleri haline geldiler. Ticaret gelişti ve özellikle Semerkand: kağıt, cam, deri, kumaş, ipek ve yün üretiminde gelişti.

10.yüzyılın sonunda, Türk kabileleri Karahanlılar tarafından yönetilen bir devlet kurdular. 999 yılında Karahanlı hanedanı, Semerkant ve Buhara şehirlerini ele geçirdi. 13.yüzyıldaki Moğol istilasına kadar, Karahanlılar 200 yıl boyunca yörede iktidarı elde bulundurdular.

Samani hanedanı döneminde, Gazneli Mahmut, Horasan valisi olarak atandı. Samani devletine karşı ayaklanmalardan yararlanarak, kendisi, Samanilerin mirasını ele geçirmeye başladı ve Harşemşah devletini kurdu. 1017 yılında Hindistan’ı ele geçirmeye karar verdi ve Hindistan’a çeşitli seferler düzenledi.

1040 yılında Gazneli Mahmut tarafından oluşturulan devlet: sayısız fetihler sonucunda büyük bir imparatorluk oluşturdular. Bu imparatorluğun toprakları Anadolu, Orta Doğu ve Ermeni-Kürt dağlık bölgesini içine aldı. Batıda Selçuklular olduğundan, bu yeni imparatorluk hedefini

Doğuya yöneltti. 1097 yılına kadar olan bu süreçte, çağdaş Özbekistan toprakları birçok harika saray ve binalar ile dekore edildi. Mimarlık, el sanatları, sanat ve kültür konusunda büyük ilerlemeler kaydedildi.

11.yüzyılda Selçuklu hükümdarlarının desteklediği Harzemşahlar, en güçlü Orta Asya ülkesini yarattılar. Bilim ve kültürü geliştirdiler.

1215 yılında Çin’i fetheden Cengiz Han: Maveraülnehir bölgesini işgale başladı. Harzemşahlar bölgeden çekildiler ve yapılan çatışmalarda Moğollara yenildiler. Moğollar zorlanmadan vaha ve şehirleri tahrip ettiler. 1220-1221 yıllarında Moğollar Semerkant ve Urgenç şehirlerini yok ettiler.

Orta Asya’nın antik kültürünün birçok anıtı yıkıldı. Moğol hükümdarları: Müslüman tüccarlar için büyük vergiler belirlediler ve Maveraülnehir bölgesine valiler atadılar. İsyanlar acımasızca bastırıldı.

1363 yılında Emir Tumir: daha sonra büyüyecek imparatorluğunun başkenti olması için Semerkant şehrini ele geçirdi ve 1370 yılında Maveraülnehir bölgesinin yüce hükümdarı ilan edildi. Bu dönemde tüm kervan yolları Maveraülnehir şehirlerinden geçmeye başladı. Timur tarafından başkent yapılan Semerkant, yeryüzündeki en güzel şehirlerden biri haline getirildi.

Saraylar, camiler, türbeler ve hala güzelliklerini ve büyüklüklerini korumaktadırlar.
14.yüzyılın ikinci yarısında: Timur, Karadeniz’den Ganj nehri ve Aral Denizine kadar olan bölgede büyük bir imparatorluk kurmuştur.

1405 yılında Timur öldüğünde: devlet bölündü. Semerkant, oğlu Ulugbek tarafından yönetildi. Ancak 1449 yılında sinsice oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.

1499 yılında Maveraülnehir toprakları, göçebe kabileler ve yeni fatihler tarafından fethedildi. Shaybanid hanedanı 1500-1501 yılları arasında kuruldu. Taht için yapılan iç savaşlarda, yüz yıllık süreçte hanedanın tüm üyeleri öldürüldü.

1599 yılında Ashtarkhanids iktidara geldi. Bölge üç ayrı devlete bölündü.

16.yüzyılda bölge Kıpçak kabilelerin hanları tarafından yönetilir oldu.

18.yüzyılın ortalarından itibaren, Buhara: Manghit hanedanı tarafından yönetilmeye başlandı ve bunlara Buhara Emirliği denildi.

19.yüzyılın ortalarında Orta Asya hanlıkları tipik feodal devletler şeklindeydi. 1960’lara gelindiğinde, Rus askerlerinin silahlı işgali sonrasında bölgedeki Hokand hanlığı yıkıldı ve 11 Temmuz 1867 tarihinde Buhara Emirliği ve Hiva Hanlığı oluşturuldu.

Tüm askeri ve sivil güç, atanan valinin elindeydi. Yeni hükümet, Özbekistan ekonomisini tarım sektörüne odaklandırdı. Rus sanayisinin ihtiyaçları için pamuk üretimi büyütüldü. Pamuk yağı fabrikaları ve madencilik gelişti. Trans-Hazar demiryolu inşa edildi.

1917 yılına gelindiğinde, bölgede Sovyet iktidarı ilan edildi. Buraya, Sovyet Cumhuriyeti statüsü verildi. Ülke milliyetçileri bu kararla birlikte dağlara çekilerek özgürlük mücadelesi başlattılar. 1924 yılında SSCB içinde beş yeni cumhuriyet kuruldu ve bunlardan biri de Özbek Cumhuriyetiydi.

1941-1945 yılları arasındaki Dünya savaşında: SSCB Cumhuriyetlerinin erkek nüfusunun büyük bölümü tahliye edildi. Bu dönemde, Taşkent şehri, bütün Sovyetler Birliğinden mültecilerin barınma ve tahliye yeri olarak kullanıldı.

1966 yılına gelindiğinde, Taşkent şehrinde ağır bir deprem oldu ve şehrin büyük kısmı yok oldu. Ardından, şehir SSCB mimarları tarafından Sovyet tarzında yeniden inşa edildi. 1977 yılında Taşkent metrosu işletmeye alındı. (Orta Asya’daki ilk metrodur)

SSCB’nin çöküşünün ardından Özbekistan 31 Ağustos 1991 tarihinde siyasi bağımsızlığını ilan etti. 1 Eylül tarihi bağımsızlık günü olarak kutlanır.

Özbekistan Genel

ULAŞIM

Ülke ulaşımı genellikle Taşkent Uluslar arası havaalanından yapılıyor. Taşkent havaalanı ile ilgili bilgileri, Taşkent şehri tanıtım yazısında belirttim. Küçük bir havaalanıdır.

Özbekistan Genel

İKLİM

Ülkede: düşük yağış, uzun sıcak yazlar ve ılıman kışlar şeklinde kıta iklimi hakimdir. Mevsimler arasında sıcaklık farkı oldukça önemlidir. En sıcak ay Temmuz ayıdır.

Özbekistan Genel

DİL

Özbekistan Cumhuriyetinde: resmi dil Özbek dilidir. İkinci dil olarak “Rusça” konuşulur. Semerkand ve Buhara gibi bazı bölgelerde, yöre insanı “Tacik” dili konuşur.

Özbekistan Genel

PARA

Para birimi: Özbekistan Somu’dur.
1 Sum = 100 tiyindir.
1 Amerikan doları, 1290 Özbek Som. 100 euro=370.000 Özbek Som.
Ancak, Özbek Som para biriminin en büyüğü 1000 Som dur. Bu yüzden, para bozdururken az az bozdurmak gerekir.

Özbekistan Genel

 

NÜFUS-İNSANLAR

Ülkenin nüfusu: 27 milyon civarındadır. Birleşik devletler içinde, Rusya ve Ukrayna’dan sonra üçüncü sıradadır.

Bunların % 49’luk bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Bu nüfus yoğunluğu içinde bulunanlar: % 77 Özbeklerdir ve geriye kalanlar: Ruslar, Tacikler, Kazaklar, Tatarlar, Kırgızlar, Koreliler, Türkmenlerdir. Nüfus yoğunluğu açısından, Orta Asya Cumhuriyetleri içinde en kalabalık ülkedir.

Gelelim en önemli hususa: Özbekler “Türk” kökenlidir. Çoğunluğu ise “Sünni” Müslümandır.

 

RESMİ TATİLLER

1 Ocak Yeni yıl
8 Mart Dünya kadınlar günü
21 Mart Nevruz
9 Mayıs Anma günü
1 Eylül Bağımsızlık günü
1 Ekim Öğretmenler günü
8 Aralık Anayasa günü

Özbekistan Genel

TAKKE

Özbekistan’da takke, ulusal kostüm parçasıdır. Genellikle bir takke, içine parlak ulusal detaylar eklenerek, modern giysilerle birleştirilir. Erkekler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar tarafından kullanılır. Ayrıca her takke, bölgelere göre farklılık gösterir.

Öte yandan, festival, dini ve günlük giyim için ayrı takkeler kullanılır. Yumuşak ve sert kumaştan yapılan, nakış ve boncuklarla dekore edilen bu takkeler, yuvarlak veya kare şeklindedir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

 

NE YENİR

Özbek mutfağı, Doğunun en renkli mutfaklarındandır. Çünkü asırlık bir geçmişe sahiptir ve halkın geleneklerinin çeşitliliğini yansıtır. Mutfağın gelişmesi; Büyük İpek Yolu ülkelerinden geliş yeni bitkilerle iyice zenginleşmiştir. Ayrıca yerel yöneticiler, fethettikleri ülkelerden iyi mutfak uzmanlarını kendi ülkelerine getirtmişlerdir.

Kuzey bölgelerinde pilav, ızgara etler, pasta ve kek tercih edilir. Güneyde ise pilav ve sebzeler ve mükemmel tatlılar bulunur. Yemeklerde önemli ölçüde koyun eti, at eti, sebze, süt ürünleri, ekmek ve mükemmel çorbalar önde gelir.

Ana yemek olarak, bizdeki benzeri “mantı” önerebilirim. Taşkent şehrinde “düğün pilavı” tatmayı sakın unutmayın. Son bir not: Surkhandarya tandır kebabı da muhteşem lezzetlidir.

Özbek mutfağının ana yemeği “pilav” yani “plov” dur. Pilav, herhangi bir festival yemeğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bir düğün veya herhangi bir diğer önemli günler: pilavsız düşünülemez. Efsanelere göre: pilav pişirme yöntemi, Büyük İskender tarafından Sogdiana fethi sırasında icat edilmiştir. Güya: uzun bir sefer sırasında, ordunun: bir çuval pirinç ve yaban koyunu dışında yiyecek bir şeyi kalmamıştır.

Aşçı: bazı bozkır otları tohumları ile birlikte pirinç ve koyun etini pişirmiş ve ilk pilav, tüm orduyu beslemiştir. Özbekler kendi dillerinde de “pilav” için saygı ifadesi kullanırlar.

Özbek pilavı, kelimenin tam anlamıyla yemek anlamına gelen “Oş” kelimesiyle ifade edilir. Öte yandan, pilav gerek zengin ve gerekse fakir için günlük bir bayram yemeğidir. Yine söylenenlere göre, Buhara emiri bir gün pilav pişirme yarışması düzenlemiştir.

Özbek pilavı: baharatlı ve biraz yağlıcadır.

İçinde: kuru üzüm, havuç ve et parçaları bulunur. Yine bu ülkeye özgü “şaşlık” tercih ederseniz: bu da kıyma, kuşbaşı ve tavuk olarak çeşitleri bulunan bir çeşit şiş kebaptır.

Yemekler gelmeden önce yeşil çay servisi yapılıyor ve çay, bir kasenin içinde sunuluyor, şeker kullanılmıyor, tatlandırıcı olarak bal kullanılıyor.

Özbekistan Genel

 

NE SATIN ALINIR

Shakhrikhan hanedanı döneminden gelen kalıtsal demirciler tarafından dövülmüş ince örümcek çizgisini kesecek kalitede bıçak-pichak satın alabilirsiniz. Shakhrisabz el yapımı eski geleneksel nakış işlemeleri “Basma” ve “İroki” stilleri taşırlar ve bunlar da hediyelik olarak düşünülebilir. Margilan saten, Fergana ahşap oymacılığı, Andican seramik tabaklar, Richtan pişmiş testiler de düşünülebilir.

Özbekistan Genel

İPEK YOLU

15. ve 16. yüzyıllar arasında, İpek yolu buradan geçen yollarla Asya kıtasını geçerek batıya ulaşmıştır. Binlerce kilometrelik yol: egzotik kıyafetler, oryantal mallar ve baharatlarla doluydu. Kasabalar ve şehirlerde kervansaraylar vardı. Ulusal el sanatları, sanat okulları, medreseler, saraylar ve türbeler bulunuyordu.

Tüccarlar, misyonerler ve hacılar: farklı kültürler arasında yapılan bu yolculuklarda yeni dinler, yeni mallar (cam, porselen, sabun, barut gibi) taşıdılar. Bu nedenle: yüzyıllar önce Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan İpek yolu Orta Asya’nın da gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.

İpek yolu üzerinde 32 kasaba ve Orta Asya’nı en oryantal şehirleri bulunuyordu. Bu şehirlerde öne çıkanlar: Taşkent, Semerkant, Buhara, Hiva ve Fergana vadisi şehirleridir. Eğer geçmişe dair heyecanlı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, bu şehirleri ziyaret etmenizi öneririm.

1994 yılında UNESCO bünyesinde, Tarihi İpek yolunun canlandırılması için “Semerkant Deklerasyonu” kabul edildi.

 

Özbekistan Mağaraları

Mağara: suyun etkisi altında, kireç taşı oluşumundan kaynaklanmış, olağan dışı bir yerdir. Aslında Özbekistan topraklarının dağlık kesimlerinde, doğal yolla oluşmuş 400 den fazla mağara bulunduğu söyleniyor.

Kili Cave Mağarası

Bunlar arasında en derin olanı 1082 metre ile “Kili Cave” mağarasıdır.
Mağara “Zarafşan dağı”nda bir plato üzerindedir ve Kamashi alanı sınırları içinde, Mingchukur dağlarının batı tarafında, duvar gibi yükselen alandadır. Mağara 2 katlıdır ve birinci katta uzunluğu 570 metreye ulaşan bir nehir akmaktadır.

Hazrati Davut-Saint David Mağarası

Zarafşan dağlarının kuzeyinde, Semerkant şehrinin güneybatısındadır. Uzunluğu 50 metredir. Mağarada birkaç büyük oda vardır. Doğa mağaranın duvarlarını dekore etmiş ve inanılmaz güzel kireçtaşı şekilleri oluşturmuştur.

Yetti Kız-Seven Sisters Mağarası

Zarafşan dağlarında Takhtikaracha geçişi yakınlarındaki mağaranın uzunluğu 80 metredir.

Amir Temurs Mağarası

Kashkardarya bölgesinde Chirakchi ilçesindedir. Uzunluğu 450 metredir. Bu mağara da sarkıt ve dikitler açısından çok zengindir.

Kiyikkamar Mağarası

Makrid isimli yerleşim yerinden 15 km uzaklıkta, Kitab ilçesinde, dağların güney tarafındadır. Uzunluğu 26 metredir ve mağaranın muhteşem özelliği vardır.

Duvarlar ve mağaranın dış kısmında sağlıklı mumya “Shilajit” bulunmuştur. Neandertal adamının kemikleri bulununca, bu mağara dünyaca bilinir olmuştur.