Matmata’yı anlatmanın en kısa yolu, Kapadokya benzeri bir yer demekle ifade edilebilir. Tek farkı, Kapadokya’da evler kayalara oyulmuş iken, burada, çölde oluşan tepelerin altı, ev olarak oyulmuştur. Ülkenin sahil kesimine, yaklaşık 200 km. uzaklıktadır. Yani, uzun bir yol değil, mutlaka görmenizi öneririm.
Evet: Kasr bölgesindedir. Daha açıkçası, ülkenin güneyinde: kayalıklarla bölünmüş düzlüklerle kaplı bir bölgededir. Yaklaşık, 1000 yıl önce kurulmuştur. Büyük Doğu Erginin muhteşem kumluklarına ve kayalık çöllere çok yakındır. İşte, Matmata, bu ilk bakışta ıssız gibi görülen ama biraz daha yakından baktığınızda, tepeler ve kayalıklar arasındaki Berberi köylerinden biridir.
Ama, ülkenin en ilgi çekici köylerinden biridir. Amerikan film endüstrisinin belli başlı filmlerinden bazıları (Star Wars, İngiliz Hasta gibi) burada çekilmiştir. Yani, siz bu filmleri izlediyseniz, Matmata bölgesini de görmüşsünüz demektir. Ama elbette beyaz perdede izlediğiniz bu filmlerdeki bu ilginç mekanı gezmek, daha başka bir zevk. Star Wars filmlerinin birinci ve dördüncü bölümleri burada çekilmiş. Eğer “Tatuin” gezegenine yolculuk etmek istiyorsanız, burayı görmeniz şart. 1977 yılında, yönetmen, Tunus’a gelmiş ve Matmata bölgesindeki film setini kurmuş.
20 yıl aradan sonra, yeni üçleme için buraya geldiklerinde, yeni bir alana ihtiyaç duymuşlar ve yeni bir set kurulmuş. Tatuin gezegeni ismi, buranın çevresinde bulunan bir şehirden adını almış. Zaten, sırf bu yüzden, buraya yoğun turist akımı var. Özellikle, setler, milyonlarca fan akınına uğruyor. Corc Lukas, demiş ki “bana Tunus hükümeti çekimlerde çok yardımcı oldu. Bende, bu seti, Tunus’a hediye ediyorum”. Yılda, 6 milyon turist, sırf bu set bölgesini ziyaret ediyor. Bu yüzden setler, Tunus Turizm Bakanlığı tarafından, tarihi eser gibi korunuyor. Aslında: bu set bölgesini koruyan bir adam var, bekçi gibi biri. Ancak, ilginç olan, bu adamın yani bekçinin, büyükçe bir boru içinde yaşıyor olması.
Evet, gelelim Matmata köyüne.
Köy: mağaralardan oluşuyor. Köyde yaşayanlar, yumuşak kayalara oyarak yaptıkları mağara evlerde yaşıyorlar. Burada: yaklaşık 3000 mağara ev var. Bu evlerin çoğunun, basit ve aynı planı var. Önce bir açıklık ve dışarı çıkmakta kullanılan, eğimli bir koridor. Bu açıklık avlunun yanında ise: yatak odası, kiler ve hayvanların barınağı olarak kullanılan odalar var. Doğal kayaların özelliği nedeniyle: bu evler yazın serin, kışın ise sıcak kalabilmektedir.
Köyde yaşayanların çoğunluğu: yukarıda da belirttiğim gibi Berberilerden oluşuyor. Ekonomik olarak hiçbir etkinlik bulunmayan köy: dış dünya tarafından keşfedilip, filimler çekilmeye başlayınca, büyük ölçüde canlanmıştır. Günümüzde, bölge sakinleri: akın akın buraya gelen turistler için: hediyelik eşya satışı, deve gezileri ve restoranlarda hizmet ediyorlar. Ayrıca: köylüler, kendi evlerini bu turist yığınlarına gezdirip, para talep ediyorlar. Yani, sizden de istendiğinde, bunu garipsemeyin.
Bu madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzü ise: burası turizm tarafından keşfedilmeye başlanınca, Matmata kasabası, buradan yaklaşık 15 km. ileride, yeniden kurulmuş ve halkın büyük bölümü, bu yeni ve modern kasabaya taşınmıştır. Eski Matmata köyündeki mağara evler ise, turizme yönelik olarak kullanılıyor. Yani, mağara evlerin büyük bölümü, günümüzde otele dönüştürülmüş. Bu otellerde: basit konforlar sunuluyor, küçük bir ampül ile aydınlatma, normal standartlarda bir yatak gibi. Yani: yer altındaki bu mekanda, değişik ve romantik bir gece geçirmek isteyenler için ilginç geliyor. Benim için bir anlam ifade etmedi. Tercih sizin.
Son bir not: yaz aylarında matmata bölgesi aşırı sıcak oluyor, buna dikkat edin. Özellikle, burayı ziyaret etmeyi düşünenler, sabahın ilk ışıklarında gitmeyi tercih etmelidirler.