Kayseri İncesu

Kayseri İncesu

Tarihi kalıntıları ile öne çıkan, Kapadokya tipi yerleşimlerin benzerleri ama daha eski tarihli benzerleri olan, üzüm ile meşhur bir yöremizdir. Yakın tarihe meraklı olanlar, burada özellikle Kara Mustafa Paşa külliyesini incelerken, büyük keyif alacaklardır.

Kayseri İncesu

ULAŞIM

İncesu: Kayseri-Niğde kara yolu üzerindedir. İncesu-Kayseri arasındaki uzaklık: 30 km. dir. İncesu-Niğde arasındaki uzaklık: 116 km. İncesu-Ürgüp arasındaki uzaklık: 48 km. İncesu-Ankara arasındaki uzaklık: 350 km. İncesu-Aksaray arasındaki uzaklık: 175 km. İncesu-Adana arasındaki uzaklık: 331 km.

TARİHİ

Yörenin Kapadokya bölgesine yakın olması, Kapadokya’da oluşturulan  kültürlerden etkilenmesine neden olmuştur. Tarihi: MÖ.2000 yıllarına kadar gidebilmektedir. O dönemde: İncesu’nun bulunduğu yerde: Sadogora isimli bir yerleşim yeri bulunmaktadır. Viranşehir köyünün ismi ise: Nazians olarak bilinmektedir.

Yani: bunlar Kapadokya bölgesinin önemli yerleşim yeridir. Viranşehir ve Derabağ bölgelerinde: bu önemli yerleşim dönemlerinin izlerini taşıyan: kilise ve şapel kalıntıları görülmektedir. Ayrıca: kaya mezarları, Kırklar ini, kayalara oyulmuş birçok in görülmektedir. Ancak, bunlar: Ürgüp ve Göreme’deki benzerlerine nazaran, daha basittir. Bunun nedeni ise, bunların Kapadokya bölgesindeki benzerlerinden daha eski olduğunun kanıtıdır.

Takip eden tarihi süreçte: 1315 yılında, yöre, Osmanlı yönetimine geçer. Yavuz Sultan Selim; Çaldıran zaferi dönüşünde, bir süre burada, yani İncesu vadisinde konaklar. Sonraki dönemlerde: Bağdat ticaret yolunun buradan geçmesi nedeniyle: çevresi gür ve geniş ormanlarla kaplı yörede: sık sık eşkıya çetelerinin saldırıları söz konusu olur.

Halk, bu saldırılardan bıkar ve durumu Osmanlı yönetimine iletir. Padişah IV. Mehmet, halkın sıkıntılarının önlenmesi için, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı: İncesu’ya gönderir. 1660 yılında bölgeye gelen Paşa: buraya, cami, medrese, kervansaray, hamam, çeşme, fırın, dükkanlar ve su yollarından oluşan büyük bir külliye yaptırır.

Böylece: yöredeki eşkıya saldırıları önlenmeye çalışılır. Çünkü, külliyenin çevresi, sur şeklinde bir duvarla çevrilir. Yani, günümüzdeki İncesu yerleşimi: 1660 yılında Kara Mustafa Paşa tarafından kurulmuştur.

Evet, İncesu: 1876 yılına gelindiğinde, Kayseri’ye bağlı bir kaza olarak görülüyor. 1901 yılına gelindiğinde ise, ilçe merkezi olur.

İlçenin isminin kaynağı: yöre, antik dönemlerde “Sadoora” olarak bilinmektedir. Bugünkü ismi ise: ilçeden akan İncesu deresinden gelmektedir.

GENEL

İlçe merkezi: Erciyes dağının güney ve güneybatı eteklerinde kurulmuştur. Rakım: 1330 metredir. Erciyes dağı ve Tekke  dağı eteklerinde, az miktarda ormanlık alanlar görülür. İlçeden geçen, İncesu deresi, Aksu bağlarından doğar.

Ekonomik etkinliklere bakıldığında: yörede, halkın geçim kaynaklarının başında: bağcılık geldiği görülür. Eylül ayı içinde üzümler toplanır ve pekmez kaynatılarak, gerek kendi ihtiyaçları karşılanır ve gerekse pazarlarda satılarak ekonomik girdi sağlanır.

İklim özellikleri: burada, yarı kurak karasal iklim görülmektedir. Kış ayları, soğuk ve kar yağışlı geçer. Yaz ayları ise, kısa ama çok sıcaktır.

İlçede bulunan evler: kendilerine özgü yapı şekilleriyle dikkati çekmektedir. İlçe merkezinin, uzun ince ve dar sokaklarında, sıra sıra dizili bu evlerin arasında gezinmek büyük bir keyif. Bu evlere, yuvarlak kemer kapıdan giriliyor ve hemen içeride, geniş bir avlu ile karşılaşılıyor.

Kayseri İncesu

ÜZÜM- ÜZÜM FESTİVALİ

İncesu, tüflü toprakları ve kayalık bağları ile, bölgede en kaliteli üzümlerin yetiştirildiği bir yer olarak öne çıkıyor. Yörede: üzüm üretimi yüksek düzeydedir. Hatta: 30 civarında üzüm  türü yetiştirilmektedir. Yetiştirilen bu üzümler: Eylül ayı içinde toplanır: pekmez yapılarak, kurutularak, sirke, şarap, meyve suyu olarak tüketilmektedir.

1991 yılından bu yana, her yıl Eylül ayı içinde, ikinci cumartesi günü, yörede “Üzüm Festivali” şenlikleri düzenlenir. Festival etkinliklerinde: üzüm üreticileri, yetiştirdikleri üzümlerin kaliteleriyle yarışırlar. Ayrıca: konserler ve başka bir kısım gösteriler düzenlenir.

İlçe merkezindeki, büyük üzüm anıtını görünce, burada üzümün önemini hatırlayacaksınız.

NE YENİR-NE İÇİLİR

İncesu yöresinde: birçok mantı çeşidi yapılmaktadır. Bunlardan öne çıkanlar: etli mantı, sıkma mantı, soğanlı mantıdır. Hatta, peynirli mantı bile yapılmaktadır. Arzunuza göre tadabilirsiniz.

Tatlı düşünürseniz, yöreye has muhteşem bir lezzet, mutlaka: ekmek tatlısı (ekmek aşı) denemelisiniz.

NE SATIN ALINIR

Yörenin üzüm orijinli ürünleri meşhur. Özellikle: pekmez almanızı, küçük bidonlarda satılan pekmez satın almanızı öneririm. Özellikle: tahin helvası gibi beyaz ve katı olan, çalma pekmezi bulup satın alın. Çünkü: bu pekmezin yapımı çok zor ve emeklidir. Beyaz üzümden, yumurta ve çoğa denilen bir ot ile yapılır.

Bunun  dışında, unutmamak gereken son bir not: eğer halı merakınız varsa, İncesu yöresinde, birçok evde halı tezgahı bulunuyor ve ülkemizin en iyi halıları üretiliyor.

KONAKLAMA

Öğretmenevi                          Atatürk Caddesi.                               352-6913242

GEZİLECEK YERLER

Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesi

KARA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ

İlçe merkezindeki en önemli tarihi kalıntıdır. Ancak: külliyenin, günümüzde Kayseri yolu girişine gelen b ölümündeki giriş kapısı: 1925 yılında yıktırılmıştır. Kervansaraya: Kayseri yönünden gelen araba ve kervanlar: Boğazköprü de, Niğde yönünden gelenler ise Yavaş bölgesinde: İncesu derbentleri tarafından teslim alınır ve külliyedeki kervansaraya getirilirmiş. Kervansarayda, yolculara ücretsiz ekmek ve yemek verilirmiş.

Atların yemleri, ısınması ise yine ücretsiz kamu hizmeti olarak verilirmiş. Külliyeye gelen yolcular: handa kalır, namaz için camiye, temizlik için hamama giderlermiş. Çarşıda ihtiyaçlarını karşılayabilirmiş.

Böylece: İncesu zamanla canlı bir ticaret ve konaklama merkezi olmuş. I. Dünya savaşına kadar bu canlılığı devam etmiş ve daha sonra ise, canlılığını yitirmiştir.

Külliyedeki eserlerin bir kısmı, 1955 yılında restorasyona tabii tutulmuştur. 1970 yılında yaşanan sel, buranın bir süre kapalı kalmasına neden olmuştur.

KERVANSARAY

Kervansarayda: kapalı kısımda hasırlar bulunurmuş. Yatak-yorgan ise, gelen yolculara kira karşılığı verilirmiş. Böylece  temizlik sağlanırmış.

Buranın: binası ve avlu kısmındaki kemerler, iyi durumda olarak günümüze ulaşmıştır. Duvarların içinde: kemerli ve büyük bir kapıdan giriliyor. Eskiden, burada iki kanatlı, ahşap bir kapı bulunurmuş. Avlunun üç yanı: revaklarla çevrili görülüyor.

Revakların içinde ise, ocaklar görülüyor. Ölçüleri: 56 x 52 metredir. Avlunun ortasındaki menzil yeri: ot  deposu olarak kullanılmıştır. Yanlarda ise, hayvanların su içmesi için yalaklar var.

Kervansarayın hemen dışında, güneydoğuda, dere kenarında “aşhane” görülmektedir. Aşhanenin ortasında ise, büyük bir ocak yeri ve yanlarda yemek odaları görülüyor. Ancak, burası günümüzde harap halde.

Bu kervansaray ile ilgili son bir not: Faruk Nafiz Çamlıbel isimli şairimizin han duvarları isimli şiirini, buradan ilham alarak yazdığı söyleniyor.

HAMAM

Kesme taştan yapılmıştır. Yapılış anındaki orijinal durumunu korumaktadır. 4 kısımdan oluşmaktadır. Batı  duvarının ortasındaki bir kapıdan: kubbeli soyunma  kısmına girilir.

Ortada göbek taşı ve yanlarda kurnalar görülüyor. Altta ocak ve üstünde, su deposu bulunuyor. Isınan su, künklerle, duvar içlerinden kurnalara gidermiş. Isınan hava ve duman ise: duvar içlerinden ve alttan açılmış kanallar vasıtasıyla bacalara ulaşır ve oradan dışarı atılırmış.

ARASTA-ÇARŞI

Bir kısmı, eski ve orijinal halini koruyarak, günümüze ulaşmıştır. Kervansarayın hemen batısındaki sokakta, her iki yana yerleştirilmiş; derinlikleri 5 metre olan sıra sıra dükkanlardan oluşmaktadır. Sokağın eni: 10 metredir. Uzunluğu ise: 80  metredir.

Sokağın güney tarafında, yüksek kemerli bir kapı, kuzey tarafında ise bir şey yok, açık. Sokağın doğu tarafında: 13 dükkan ve takiben Kervansarayın kapısı ve sonra 5 dükkan ve aşhane var.

Sokağın batı tarafında ise: 18 dükkan var. Evet, sokak zamanla doldurulmuş olduğundan, günümüzde dükkanlar ,yol seviyesinin altında kalmış olarak görülmektedir.

Kayseri İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesi

CAMİ-MEDRESE

Külliyenin güneybatı tarafındadır. Önünde: dershane ve dere  tarafına uzanan yedi hücre görülüyor. Buralar: medrese olarak kullanılmış. Medresenin dershanesinde, müderrisler ders verir, yanlardaki hücrelerde ise öğrenciler ders çalışırlarmış.

VİRANŞEHİR ROMA MEZARLARI

İlçe merkezine bağlı, 10 km. uzaklıktaki Viranşehir köyündedir. Kayseri yönünden gelişte ise, Kayseri-Adana kara yolu üzerinde, 25’nci km.de, Viranşehir yönüne sapılıp, 4  km. kadar gitmek gerekiyor.

Aslında, burada yalnızca bu Roma mezar mabedi değil, birçok harabe var. Zaten bu harabeler nedeniyle, yöreye Viranşehir ismi verilmiştir.

Köy yolu üzerindeki mabet şeklinde ve bir tepe üzerindeki mezar, Romalılar döneminden kalmadır. Kesme taştan yapılmış olup, günümüzde harap durumdadır. Yine de, günümüzde Kapadokya bölgesindeki tek Roma anıtı olarak önem kazanmaktadır.

KIRKLAR İNİ- TENTEN İNİ

Bunlar: Derebağ bölgesindedir. İlçe merkezine 2 km. uzaklıktadır. Her iki mağara da, her ne kadar büyük uğraşılar sonucu yapılmış olsa da, Ürgüp-Göreme yani Kapadokya bölgesindeki benzeri mağaralara nazaran,  daha basit ve az resimlidir. Arkeologlar, bunu, bu bölgedeki yerleşimin Kapadokya’dan daha eski ve daha ilkel olduğuna bağlıyorlar.

Kırklar ini: çok büyük. Aşağıdan yukarıya doğru, ancak bir kişinin çıkabileceği bir yer var. Bu yerin, ağzı büyük bir kaya parçası ile kapatıldığında ise, hiç kimsenin buraya girmesi mümkün değil. Yani, muhteşem korunaklı bir yer. Dik bir kayalığın başında bulunuyor.

İçeride, muntazam bir kilise var. Kilisede, aydınlatma için, kayalara çukurlar oyulmuş ve buralara yağ-fitil konularak aydınlatma sağlanmış. Papazın vaaz vereceği yer belirlenmiş. Kilisenin hemen girişinde, kayalara oyulmuş, iki mezar görülüyor.

Ancak, burada kimlerin yaşadığı, kimler zamanında yapıldığı hakkında herhangi bir bilgi yok. Sadece, kilise bölümünde, 1993 yılında yapılan resmi araştırmalarda, bazı motiflere ve haç işaretlerine rastlanmıştır.

Özellikle bu haç işaretlerinin, erken Hıristiyanlık dönemlerinin ilk zamanlarına kadar gidecek eskilikte olduğu söyleniyor.

Kırklar ini bölgesinin, tam karşısında, yaklaşık 200 metre uzaklıkta, Tenten ini var. Burası da, sarp bir kayalığın yamacına yapılmıştır. Kapısını, bir değirmen taşı ile kapatmak mümkün. Burada yaşayanlar, akşam olduğunda, bu değirmentaşı ile kapıyı kapatmışlar.

Kayseri İncesu Tekgöz Köprüsü

TEKGÖZ KÖPRÜSÜ

İlçenin kuzey yönünde, Kızılırmak üzerindedir.

Süleyman Şah (Kanuni Sultan Süleyman olarak da değerlendirilmektedir) zamanında, Hacı Ali Şir (bazı kaynaklarda köprünün Mimar Sinan tarafından yapıldığı söyleniyor, net bir bilgi yok) tarafından yaptırılmıştır. Köprünün uzunluğu: 120 metredir.

Köprünün ismini de aldığı tek büyük kemeri: 27 metre çapında ve 18 metre yüksekliğindedir. Küçük kemer ise: 11.5 metre çapında ve 7.5 metre yüksekliğindedir. Eskiden: Kırşehir-Kayseri yolu üzerinde bulunan köprü, yeni yol yapılınca, günümüzde kullanılmaz olmuştur.

Niğde tanıtımı.

Ürgüp tanıtımı.

Aksaray tanıtımı.

Kayseri tanıtımı.