Anzer yaylası ve Anzer balı ile öne çıkan, şirin ve yemyeşil bir yöre.
ULAŞIM
İkizdere ilçesi: sahilden, 36 km. içeride kalmaktadır. İl merkezi Rize’ye: 54 km. uzaklıktadır. Rize-Erzurum kara yolu üzerinde bulunmaktadır. Dik yamaçlar ve doğal güzellikleri hemen gözünüze çarpacaktır.
TARİHİ
İkizdere, tarihi süreç içinde, uzun süre Roma egemenliğinde kalmıştır. Daha sonra, ilk Türkler; Yıldırım Beyazıt ordusundan ayrılıp, buraya gelen: Süleyman Çelebi ve askerleridir. Türklerin, gerçek anlamda, yöreye yerleşmeleri ise: 1463 yılından sonra gerçekleşmiştir.
1878 yılında, Rize sancak merkezi olunca, burası da nahiye olmuştur. 93 Harbinde, Rus işgali görülüyor.
İlçenin isminin kökeni: 1933 yılına kadar, yörenin ismi “Kura-i Seba” olarak biliniyormuş. Bu tarihten sonra ise, bucak merkezi olarak “İkizdere” ismi kullanılmaya başlanır.
GENEL
Rize ilinin, yüz ölçümü açısından en geniş ilçesidir. Doğu Karadeniz bölgesinde, daha yoğun olarak yaylaları ile tanınıyor. Yükseklere doğru çıkıldıkça: ormanlar, yerlerini çıplak yaylalara bırakıyor.
İlçe merkezi: yüksekliği 2000 metreyi bulan, sarp ve yüksek Rize dağlarının birleştiği derin bir vadide kurulmuştur. Çamlık deresinin ile Cimil deresinin birleştiği yerde kurulan ilçe: iki dere anlamında kullanılan “İkizdere” adını almıştır.
İlçe nüfus açısından değerlendirildiğinde: yaz aylarında, ilçede yaklaşık 20.000 kişi yaşamakta iken, kışın bu sayı 5.000 civarına düşmektedir.
İlçe ve köylerinin geçimi: tarıma dayanmaktadır. Ancak: ilçe ekonomisinin asıl kaynağı: gurbetçilik. Bu yüzden, köylerden şehre doğru, göç olayı görülmektedir. Dünyaca ünlü: Anzer Balı, buraya özel bir anlam kazandırmaktadır.
ANZER BALI
Anzer Yaylası bölgesinde üretiliyor. Binlerce çiçek çeşidinin bulunduğu, Anzer bölgesi: iki köyden oluşuyor. Bunlar: Ballı köy ve Çiçekli köy. Bu isimler, bölgenin en belirgin özellikleri olan bal ve çiçekle, ne kadar bütünleştiğini gösteriyor. Arıların polen topladıkları bu 500 e yakın farklı çiçek türünden, 80 tanesi, yalnızca bu bölgede, Anzer bölgesinde bulunuyor. Bu da, çok özel bir durum.
Anzer tarihinin çok eski olduğuna dikkat çeken Anzerliler, eskiden dedelerinin kara kovanlarda daha kaliteli ballar ürettiklerini, Anzer balının ana vatanının da bu yayla olduğunu belirtirler. Zamanla, bakımı daha kolay olduğu için, suni kovanlara dönülmüş ve eski balların tam kıvamını yakalamak mümkün olmamaktadır.
Evet, Anzer balı: renksiz, kokusuz ve kristalleşme özelliği bulunmuyor. Anzer balının: insan sağlığı açısından (kanser, iltihaplı hastalıklar, eklem ağrıları ve verem gibi) birçok hastalıkta, şifa verdiği, bilim çevreleri tarafından tespit edilmiş.
Balın sırrı: bine yakın çiçek çeşidinden elde edilmesinde yatıyor. Bölgede: kaliteli ve bol bal elde etmek için: arının türünün de bölge şartlarına uyum sağlaması gerekiyor. Özellikle: Kafkas ırkı diye adlandırılan soğuk iklim arıları, bu bölgede daha verimli çalışıyorlarmış.
Ancak, bu balın üretimi, özellikle hava şartlarına bağlı. Çoğu kez: ya hiç, ya da çok az miktarda üretilebiliyor ve buna bağlı olarak satış fiyatları, çok yüksek miktarlara kadar çıkıyor. Hava şartları demiştim ya: özellikle bal çiçeklerinin sisli havalarda, arıların bal almalarına imkan vermemesi, bölgedeki havanın yoğun olarak sisli olması, anzer balının üretim miktarlarını çok düşürüyor.
Tabii sonuçta ortaya, sahte anzer balları çıkıyor. Hani, satın almaya kalkarsanız, yanılıp sahte Anzer balı almamanız gerekir. Çünkü: sonuçta, muhteşem bir fiyat farkı var. (kilosu: 400 TL. civarında)
Gerçek Anzer Balı: arıcılar tarafından oluşturulan kooperatifte toplanıyor. Toplanan ballardan alınan numuneler; Hacettepe Üniversitesine gönderiliyor. Yapılan tahlil sonuçlarında, Anzer florasına uygun olduğu tespit edilen ballar, kooperatif tarafından etiketlenip, ağızları mühürlenip satışa sunuluyor. Yıllık bal üretimi: normal şartlarda, 200-250 km. arasında değişiyor.
YAYLACILIK
Yörede, yaylacılık çok eski dönemlerden, günümüze kadar süregelen bir gelenektir. Bugün, yaylaya çıkanlar, iki gurup altında toplanırlar. Öncelikle: ihtiyaç nedeniyle yaylaya çıkanlar ve Rize dışında yaşayıp ta, Rize ile bağlantılarını koparmayan yöre insanları.
Bu insanlar: eski yılların özlemini gidermek, tatillerini geçirmek, büyük kentlerin gürültüsünden kurtulmak ve doğa ile baş başa kalmak için yaylalara çıkarlar. Ancak, bunların sayısında son yıllarda belirgin bir azalma görülmektedir.
YAYLA ŞENLİKLERİ
İkizdere ilçesinde: her yıl, yaz aylarında yöresel şenlikler yapılıyor. İkizdere yaylalarında: Ağustos ayının ilk haftasında: Ovit, ikinci haftasında: Homeze, üçüncü haftasında: Çağrankaya ve son haftasında: Varda yayla şenlikleri yapılıyor.
Bunların dışında, Belediye Başkanlığı tarafından, her yıl, 20-22 Haziran tarihlerinde düzenlenen, Dağ Horozu Şenlikleri de büyük ilgi çekiyor.
NE SATIN ALINIR
İkizdere ilçesinden, Şimşir köyünde üretilen, şimşir kaşık türlerinden satın alabilirsiniz.
GEZİLECEK YERLER
ŞİMŞİRLİ CAMİSİ
İkizdere, Şimşirli köyündedir. Derin bir vadiye bakmaktadır. Karadeniz bölgesinin en öne çıkan ahşap camilerinden biridir. 1849 yılında, tamamen kestane ağacından yapılmıştır. İki katlı ve iç mekanı, inanılmaz güzel bir ahşap işçiliğine sahiptir.
ANZER YAYLASI
İlçenin 39 km. güneyindedir. İkizdere-Dereköy arası: 4 km. asfalt ve 25 km. ham toprak yoldur. Yaz aylarında, ilçe merkezinden dolmuş ile ulaşmak mümkün. Yaylanın rakımı: 3000 metre. Alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumda.
Bakkal, kasap, fırın, manav, kır kahvesi ve lokantalar bulunuyor. 1991 yılında, Anzer Turizm Merkezi olarak ilan edilerek koruma altına alınmış. Doğallığını korumak şartıyla, vatandaşların kullanımına izin veriliyor. Yaylada: alternatif turizm çeşitlerinden: trekking, yamaç paraşütü ve zirve tırmanışları için elverişlidir.
Çok sayıda hastalığa şifa olduğu öne sürülen, Anzer Balı da burada üretiliyor.
Konaklamak için: çok sayıda pansiyon var. Her türlü yeme-içme ihtiyaçlarının karşılanması mümkün.