İstanbul Huber Köşkü

İstanbul Huber Köşkü


İstanbullu olup ta, Tarabya’yı bilmeyen olur mu? Peki: Tarabya denilince, burada yemyeşil tepenin sırtları üzerine yayılmış “Huber Köşkü” nü bilmeyen, önünden geçmeyen, uzaktan görmeyen veya duymayan olur mu? Yani, burayı bir anlamda gezginlerin gezme-görme şansı yok, ama ben yine de merak ettim ve biraz araştırdım, gezmesek de görmesek de, bilgi sahibi olalım anlamında, Tarabya ile Yeniköy sahili arasındaki Huber Köşkü nü merak edenler için, aşağıda kısa bir yazı yazdım.

Evet, İstanbul Boğaziçi’nin en gösterişli yapısını birlikte gezmesek, görmesek te öğrenelim. Hani, Boğaziçi’nde tekne gezisi yaparken, uzaktan bu güzelliği görünce, nedir-neredir demeyelim, bilelim.

Boğaziçi’nin en geniş (34 hektar) yeşil alanı olan koruluk içindeki burası: 20. Yüzyıl başında (yapılış tarihi net olarak bilinmemektedir ama bazı söylentilere göre II. Abdülhamit döneminde inşa edilmiştir): İstanbul şehrinde yaşayan Alman Mauser ve Krupp firmalarının temsilciliğini yapan, silah komisyoncusu Huber kardeşler tarafından yaptırılmıştır ve bu nedenle ismi “Huber Köşkü” dür. Ancak, yapım tarihi gibi, yanının mimarı da bilinmemektedir. Huberler: İstanbul’daki Alman Elçilik binasına yakın olması nedeniyle; kendilerine yaptıracakları konut için burayı seçmişlerdir. Özellikle: Madam Huber: bahçe işlerindeki olağanüstü becerisiyle, muhteşem ve el değmemiş bir mekan, koruluk bırakmıştır.

Biraz daha ayrıntıya girmek gerekirse: 1877-1878 yılları arasında Osmanlı-Rus savaşı sonrasında dağılan Osmanlı ordusunu yeniden düzenlemek için, Almanya’dan askeri danışmanlar talep edilir. Ancak, bu askeri danışmanlar ile birlikte, Alman Silah Endüstrisi de ülkeye girer. Bunların başında ise: “Krupp” gibi büyük alman silah firmaları gelmektedir ve bunlar: Osmanlı ordusunun top ve tüfek başta olmak üzere, birçok askeri ihtiyacını karşılamaya başlarlar. Bu firmaların temsilcileri ise: 1898 yılından itibaren: Joshep ve Aguste Huber kardeşlerdir. Bunlar, İstanbul’da kaldıkları kısa sürede, aldıkları komisyonlarla bir hayli zengin olmuşlar ve bu arada, bu köşkü yaptırmışlardır.
Ardından: Huberler, burada 20 yıl kadar yaşadıktan sonra: I. Dünya savaşı ardından, İstanbul işgal edilince, 1922 yılında şehri terk etmek zorunda kalmışlar ve ülkelerine geri dönmüşler ve küçük bir kaleyi andıran köşkü: dönemin Maliye Nazırı Necmeddin Molla satın almıştır. Köşk daha sonraki yıllarda ise; Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan gelen Mısırlı Prenses Kadriye Sultan ve eşi Mahmut Hayri Paşa’ya satmışlardır. Ancak: Prenses Kadriye, burada uzun süre oturamaz. Çünkü: boğazın nemli havası sağlığına dokunur. Bunlar: 1928 yılına kadar burada kalmışlar ve yine bu dönemde: ana binaya bazı eklemeler yapılmış ve bunlarda özellikle İtalyan mimar Raimondo D’Aranco’nun katkıları olmuştur. Bunun sonucunda: köşkte, günümüzdeki anıtsal görünüm ve eşsiz perspektif ortaya çıkmıştır.

Evet: Prenses Kadriye ve çevresi: 1928 yılında burayı terk ettikten sonra: köşk Fransız Katolik Lisesi “Notre Dame de Sion Okulu”na kiralanmış ve bu durum 1970 yılına kadar sürmüştür.

Okul ve rahibeler tarafından yazlık konuk olarak kullanılan köşkün tapusu: 1932 yılında, rahibe Therese Clement ve Marie Aimeme Odent’e geçer. Çünkü: Mısır’a dönen Prenses Kadriye ve rahibeler ile yapılan yazışmalar sonucunda, köşk, değerinin çok altında bir fiyatla bu rahibelere satılmıştır.
Takip eden süreçte, bu kişilerin varisleri tarafından: köşk ve arazisi: 1973 yılında Boğaziçi İnşaat-Turizm Şirketine satılmıştır. Ardından: 1985 yılında bölge kamulaştırılarak, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine tahsis edilmiştir. Çünkü: İstanbul şehrinde Cumhurbaşkanları tarafından kullanılan Florya Deniz Köşkü’nün eskimesi nedeniyle ihtiyaca yanıt vermediği düşünülmektedir.

İstanbul Huber Köşkü; Ardından ise: köşk ve arazisi, Cumhurbaşkanlarının İstanbul çalışmalarında kullanılmak üzere 1986-1988 yılları arasında büyük bir onarım ve tadilat faaliyetine sokulmuştur. Köşkün ilk ziyaretçisi ise, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren olmuş, kendisi her yıl yaz aylarında 2 ay burada ikamet etmiştir.
Evet: bölgedeki inşaat ve yenileme çalışmaları sürdürülmüş, 1987 yılında tarihi bahçeye havuz yapılmış, 1988 yılında, yine burada görevli personel için lojman binası ve asker-polisler için hizmet binası yapılmıştır. 1993-2000 yılları arasında ise, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel zamanında yapılan düzenlemeler ile, yine burada yabancı devlet başkanlarının konuk edileceği ve büyük resepsiyonların yapılacağı salonlar düzenlenmiştir.
Burada bir husustan söz etmek istiyorum. Ülkemizin makus talihi: 1994 yılında, burada restorasyon yaptırılmasına karar verilir. Proje yapılır ve restorasyon “Tasarımevi” isimli bir firmaya verilir. Firmanın sahipleri ise: “Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu” başkanının kızı ve damadıdır. Bunun üzerine, kurulda görevli Profesör, görevinden alınır.
Şimdi, bu bölümde, gelelim arazi üzerinde bulunan yapılara:

Cumhurbaşkanı Konutu


1000 metre karelik alanı kapsayan burası: bölgenin güneybatı bölümünde bulunan bir tepe üzerindedir. Burada: dört blok ve bunları birbirine bağlayan merkezi bir hol bulunmaktadır. Bu hol bölümü: orta avlu ve bu avlunun önünde bulunan oval yemek odası ile Boğaziçi yönüne açılmaktadır. Yine, burada bulunan servis merdivenleri ile alttaki bahçe katına ve mutfakların bulunduğu bodrum bölümüne geçilmektedir. Ayrıca, yine burada bulunan merdivenler ile çatı terasına çıkılmaktadır.
4 blok bulunduğunu söylemiştim. Bu bloklardan iki tanesi “Kabul Salonları” bölümüdür. Bu salonlar, iki kata yapılmıştır ve bunlar arasında merkezi merdiven ve asansör bulunmaktadır. Salonların ön cephesi: Boğazın Anadolu yakası manzaralıdır. Diğer cepheleri ise: yüksek ağaçlarla süslenmiş avlulara bakmaktadır. Bu kabul salonları: ağaçlar arasından geçen bir köprü ile, çalışma odasına ve ön cephe merkezinde bulunan yemek salonuna bağlanmaktadır.
Diğer bir blok ta, ana yatak odaları bulunmaktadır. Bunun hemen yanında ise, Cumhurbaşkanının yakınları için tasarlanmış yatak odaları bulunur.
Son blok ise: çalışma bloğudur ve burası yabancı konuklarla görüşmelerin yapılacağı salon ile bağlantılıdır.

Yabancı Devlet Başkanları Konukevi


Arazinin güneybatı cephesinde, 600 metre karelik bölümü kapsamaktadır. Burası, yabancı devlet başkanlarının konuk edilmesi için, Cumhurbaşkanı konutunun bir uzantısı olarak tasarlanmıştır. Cumhurbaşkanı konutunda bulunmayan, konferans ve basın odaları burada dikkat çeker. Yine burada, konuk devlet başkanı için çalışma yeri ve yatak odası bölümleri bulunmaktadır.

Resepsiyon Alanları


Cumhurbaşkanlığı konutu ve konuk evi arasındaki bu bölüm: 3-4 bin kişilik resepsiyonlar düzenlenecek şekilde tanzim edilmiştir.

Sosyal Merkez Binası


Kalender Tepesinde, Cumhurbaşkanı köşkünün ana girişinin hemen solundadır. Burası: Cumhurbaşkanlığı üst düzey personelinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmıştır. Yapının çevresinde: dairesel planlı açık ve kapalı birer kafe, yönetim yeri ve spor salonu bulunmaktadır.

Misafirhane


Cumhurbaşkanı ve yabancı devlet başkanlarına eşlik eden üst düzey yetkililer için tasarlanmıştır. Yapı: merkezi bir hol ve bunun çevresine yerleştirilmiş galerilerde bulunan 12 süit oda ve 4 tane iki kişilik odadan oluşmaktadır.

İstanbul günlük gezi planı hakkındaki yazım için. 

İstanbul Tarabya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.