Kütahya Domaniç

Kütahya Domaniç; Yöre: Osmanlı imparatorluğunun kurulduğu topraklar olarak önem kazanmaktadır ve uzun süre “Hisarlık” olarak isimlendirilmiştir. Osmanlının yani ecdadımızın yerleşip yıllarca yaşadığı bu topraklar, gerçekten yemyeşil ve sizi burada muhteşem bir doğal güzellik bekliyor.

Kütahya Domaniç

ULAŞIM

Domaniç bağlı bulunduğu Kütahya il merkezine, 90 km. uzaklıktadır. Domaniç-Bozöyük arasındaki uzaklık: 55 km. Domaniç-İstanbul arasındaki uzaklık: 310 km. Domaniç-Bursa arasındaki uzaklık: 80 km. Domaniç-Kütahya arasındaki uzaklık: 80 km. Domaniç-Bilecik arasındaki uzaklık: 100 km. Domaniç-İzmir arasındaki uzaklık: 348 km. Domaniç-Ankara arasındaki uzaklık: 330 km. Domaniç-Eskişehir arasındaki uzaklık: 98 km.
Domaniç-Bursa/Yenişehir hava alanı arasındaki uzaklık: 64 km.

TARİHÇE

Yöredeki ilk yerleşimcilerin: MÖ.3000-2500 yıllarında buraya yerleştikleri anlaşılmış olup, bu durum, yüzey araştırmalarında bulunan seramik çanak-çömlek kalıntılarından teyit edilmiştir. Ayrıca: Roma ve ardından Bizans döneminde de, yerleşim etkinlikleri görülür. Özellikle: ilçe merkezinde, toprak altında, MS.2’nci yüzyıla tarihlenen bir Roma mezar yapısının bulunması, bölgedeki Roma yerleşiminin varlığını ortaya koymaktadır.

Takip eden Bizans sonrasında, Germiyanoğulları Beyliği, 13’ncü yüzyılda, bölgede egemen olur. Yörede, Türklerin ilk varlığı: 1230 yıllarında, I. Alaaddin Keykubat döneminde, Oğuzların Kayı boyundan bir kısım insanın yerleştirilmesiyle görülür. Hayme Ana ve oğlu Ertuğrul Gazi önderliğindeki Kayı boyu; uzun yıllar, burada yerleşik olarak yaşamışlardır. Hatta, Osmanlı devletinin kuruluşu, bu topraklar üzerinde gerçekleşmiştir.

Daha sonra ise, Osmanlılar görülür. Osmanlı döneminde, bölge toprakları, Ertuğrul Gazi’ye verilmiştir. Biraz önce söz ettiğim gibi, Ertuğrul Gazi önderliğindeki Kayı boyu, kendilerine yurtluk olarak verilen buraya geldikten sonra: dağların üzerine çöken dumana bakarak “Yeni yurdumuz duman içi, hayırlı olur inşallah” diyerek, yerleşim yerine “Dumaniçi” ismi verilmiş ve isim daha sonra değişerek, günümüze “Domaniç” olarak gelmiştir. Domaniç kelime anlamı ise: Ertuğrul Gazinin yanındakilerle birlikte ilk olarak konup yerleştikleri yer olarak bilinen dağın adı denilmektedir.

Osmanlı: kış aylarını Söğüt yöresinde geçirirken, yaz dönemini Domaniç yöresinde geçirirmiş. Hatta, önceleri buraya “Hisarköy” denilirken, sonradan Domaniç ismi verilmiştir.
1926 yılına gelindiğinde, büyük bir yangın ve Domaniç tamamen yanar. 1932 yılında Tavşanlı’ya bağlı yöre, 1960 yılında müstakil ilçe haline gelmiştir.

Kütahya Domaniç

GENEL

Yörenin denizden yüksekliği: 870 metredir.
Bölgenin coğrafi durumu, dağlar ve ormanlar şeklinde gelişmiştir. Bitki örtüsü, genellikle çam ve kayın ormanlarından oluşmaktadır. Hatta: yörenin hemen hemen tamamının, vasıfla çam, gürgen ve meşe ağaçları bulunan ormanlarla kaplı olduğu söylenebilir.

İlçe merkezine bağlı, Sefa köyü üzerindeki Dikili kayaya çıktığınızda: doğu yönüne bakın ve Domaniç yöresinin dağların arasında kaldığı görülür. Bu durum, yani dağların arasında kalan bu yerleşim görüntüsü: Orta Asya’daki Ergenekon bölgesinin görüntüsünü andırır.

Yörenin iklimi, karasal iklim özelliklerini göstermektedir.

İlçe halkının ekonomik etkinlikleri: Tunçbilek linyit kömür işletmelerinde çalışanlar ve Bursa-İnegöl ilçesindeki fabrikalarda mobilya işçisi olarak çalışanlardan oluşmaktadır. Bunun dışında, büyük çoğunluk, emekli olarak yaşamını burada sürdürmektedir. Çünkü, yukarıda belirttiğim gibi, arazi tarıma elverişli değildir. Bunların dışında, az sayıda: hayvancılık ve alabalık üretimi yapılmaktadır.

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ DOMANİÇ MESLEK YÜKSEK OKULU

1994 yılında açılmıştır. Okulda: 400 civarında öğrenci eğitim görmektedir.

HAYME ANA’YI ANMA TÖRENLERİ

Ertuğrul Gazinin annesidir. Her yıl, Eylül ayının ilk Pazar günü yapılan bu anma törenlerinde: çeşitli yarışmalar düzenlenmektedir. Bunun dışında, her yıl, Haziran ayının ilk Pazar günü ise, güreşler yapılmaktadır. Güreşler, Kırkpınar güreşlerinden sonra, ülkemizde düzenlenen ikinci büyük güreş organizasyonudur.

Hayme Anayı Anma ve Domaniç Şenlikleri: Çarşamba köyü yakınlarındaki tören alanında yapılır. Burada: Yörük çadırları kurulur ve cirit oyunu ile mehter gösterileri yapılır. İlaveten: konu ile ilgili konuşmalar ve paneller yapılarak, katılanların, Hayme ana ve kuruluş aşamasındaki Osmanlılar hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanıyor. Son olarak ise, katılanlara etli pilav ve ayran ikram ediliyor.

GEZİLECEK YERLER

HAYME HATUN TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı, 10 km uzaklıktaki, Çarşamba köyündedir. Bu türbenin varlığı, bölgenin Osmanlının ilk yerleşim yeri olduğunun en büyük kanıtıdır. Türbenin sağ yanındaki bölüm türbeyi ziyaret eden kişiler için misafirhane, sol yandaki bölüm ise, medrese olarak yapılmış ve 1892-1928 yılları arasında medrese, daha sonraki dönemde ise, eğitmen yetiştiren bir okul olarak kullanılmıştır. 1948-1972 yılları arasında ise, bu yapının, ilkokul olarak kullanıldığı görülür.

Türbede çeşitli söylentiler yaşatılmaktadır. Sandukanın alt bölümünde bulunan kapaktan, zemin toprağı alınmakta ve bu toprak derdi olanlara deva olarak sunulmaktadır. Ayrıca, Hayme ananın beslediği söylenen geyiklerin, türbede bulunan boynuzları da, yıllardır, dertliler tarafından çentile çentile iyice küçülmüşlerdir. Evet, her ne kadar ziyaretgah olarak kullanılsa da, dertlerin en iyi çaresinin tıp yöntemlerinde aranması gerektiğini unutmamamız gerekir.

Hayme ana: Ertuğrul Gazinin annesi ve Osman Gazinin ninesidir. Süleyman Şahın eşi olduğu söylenir. Süleyman Şahın; Fırat nehrini geçerken atından düşerek boğulması sonucu, büyük olasılıkla, 12 yaşındaki oğlu Ertuğrul Gazi ile birlikte, aşiretin liderliğini eline almıştır. Bu dönemde, ilk olarak, Ankara’nın batısındaki Karacadağ yöresine yerleşmişler ve yine bu bölgedeki “Haymana” ilçesi, ismini, Hayme ana’dan almıştır. Hayme ana isminin kelime anlamı: çadır büyüğü demektir. Çünkü: Hayme kelimesi Arapçadır ve “çadır” anlamına gelmektedir.

Daha sonra, bu bölgeye gelerek yerleşen aşiret, Hayme Ananın önderliğinde büyüyüp hızla gelişmiş ve bu nedenle, Hayme Ana’ya “Devlet Ana” lakabı verilmiştir. Çünkü, 1250 yıllarında, aşiret lideri, Hayme Ana imiş. Daha sonra liderliği alan Ertuğrul Gazi, annesine hürmette kusur etmemiştir.

ÜÇ TEPELER MEVKİİ

Domaniç-Bilecik-Bozöyük sınırında bulunan bu bölgede: “acısu” olarak bilinen bir kaynak bulunmaktadır. Bu kaynağın suyunun şifalı olduğu söyleniyor ve yöre ve yakın çevre insanı tarafından, yoğun olarak kullanılıyor. Hatta: bu suyun kaynağına gittiğinizde, her zaman, uzun bidon kuyrukları görebilirsiniz. Bu bölgede, aynı zamanda, günübirlik piknik yapmak ta mümkündür.

Buraya yolunuz düşerse, hemen yakınlardaki “Kızın Sarayı” olarak isimlendirilen antik dönem kalıntılarını da görmelisiniz. Bu kalıntıların, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde kullanılan: saray-kervansaray binası kalıntıları olduğu söyleniyor. Ancak, elbette yıkık durumda, yani net olarak görülebilecek bir şeyler yok.

ILICAKSU KÖYÜ

Bu ilçe merkezine bağlı köy, özellikle “alabalık çiftlikleri” ile önem kazanıyor. Burada, modern alabalık üretim çiftlikleri bulunuyor. Bunlar, ülkemiz çapında düşünüldüğünde, üçüncü büyüklüktedir. Üretilen alabalıkların büyük çoğunluğu, ülkemizin birçok restoranında, marketinde satışa veya servise sunuluyor.

MIZIK ÇAMI

İlçe merkezine 3 km. uzaklıktaki Domutköy içindedir.
Mızık çamı ise: Osmanlı devletini kuran Osman Gazi’nin; bebekliğinde ninesi Hayme Hatun tarafından, dallarına salıncak kurularak avutulduğu, tarihi bir ağaçtır.

Söylenenlere göre, Hayme hatun: torunları Osman ve onun oğlu Orhan’ı: bu çama kurduğu salıncakta, ninniler söyleyerek avuturmuş ve mızıklamamaları için böyle bir şey yaptığından, bu tarihi çam ağacına “mızık çamı” ismi verilmiştir. Bazı kaynaklarda, beşik çamı olarak da geçer. Evet, günümüzde bu çam ağacı, yöre halkı tarafından kutsal olarak kabul edilmektedir. Ancak: 1980 yılında, canlılığını kaybeden bu tarihi ağaç, 1988 yılında şiddetli bir rüzgar sonucunda, bulunduğu yerde yıkılmıştır.

Evet, 1986 yılında yapılan bilimsel araştırmalarda: 11 metre boyunda, 4.7 metre çevresinde, 1.5 metre çapındaki bu çam ağacının: muhtemel yaşının 1200 civarında olduğu söylenmiştir. Bunun üzerine anıt ağaç, 1988 yılında, tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Günümüzde, yıkık durumdaki bu anıt ağacın çevresinde, park yapma ve ağaçlandırma çalışmaları sürdürülmektedir. Ağacın üzeri türbe şeklinde kapatılmış, yanları ise koruma çemberine alınmıştır.

EBE ÇAMLIĞI

Bir zamanlar, bozkır yani kıraç bölge olan burada, yöre halkının “ebe” diye çağırdığı ihtiyar bir kadın yaşarmış. Ebe kadına, bir gece rüyasında, “buraya ağaç dikmesi “ söylenmiştir. Bunun üzerine, ebe kadın, buraya ağaç dikmiş ve etrafını çevirmiştir. Zamanla, ağaçların bakımını ve sulamasını aksatmadan yapan ebe kadın, yörenin ağaçlarının büyüyüp gelişmesini sağlamıştır. Ancak, burada: ağaç kesen, ağaç koparan ve kozalak toplayanlara ilenirmiş. Evet, ebe kadın ölünce, bu bölge “Ebe çamlığı” olarak isimlendirilmeye başlanmıştır.

Ancak, yöre halkı: ebe kadının sağlığında ilenmesini düşünerek, yıllardır, burada ağaç kesmez, dal koparmaz ve kozalak toplamazmış. Hatta bunun aksine hareket edenlerin: evlerinin yanacağı ve yuvalarının bozulacağı rivayet edilmektedir. İlginç bir durum daha var, Domaniç dışından gelenler için böyle bir durumun olmadığı söylenir. Yani, yabancıların ağaç kesmesi, dal koparması, kozalak toplaması sorun yaratmıyormuş.

Burayı sonlandırmadan önce, bu bölge hakkında diğer bir söylentiden söz etmek istiyorum. Söylenenlere göre: Osmanlının ilk döneminde bu bölge çevresinin kapalı ve çam ağaçları ile kaplı olması nedeniyle, kadınların daha rahat doğum yapabilmeleri açısından “Doğum Hastanesi” olarak kullanıldığı ve bu yüzden “Ebe çamlığı” ismi verildiği de söylenmektedir.

SARIKIZ MESİRE YERİ

İlçe merkezine 5 km uzaklıktaki, Ilıcaksu köyündedir. Köy merkezinde, ilkokulun yanında, yerden çıkan su ile, burada suni bir gölet oluşmuştur. Bu yüzden gerek bu göletin yarattığı mavilik ve gerekse yeşillik nedeniyle yöre, çok tercih edilen bir piknik yeri konumundadır.
Sarıkız çevresinde birçok alabalık çiftliği var ve siz buraya yolunuz düşerse, mutlaka bu alabalık çiftliklerinde, kendinize alabalık ziyafeti çekmelisiniz.

Kütahya tanıtım yazısı.

Bozöyük tanıtım yazısı.

Bilecik tanıtım yazısı.

 

Fethiye Ölüdeniz

Fethiye Ölüdeniz

Fethiye Ölüdeniz, Yabancılar için, yurtdışında  herhangi bir turizm aktivitesi düşünüldüğünde, ilk akla gelen resimlerden biridir. Gerçekten: dünya üzerinde pek eşi-benzeri olmayan bir yer. Sakin bir yer, çam ağaçlarının gölgelediği kumsallarında, muhteşem güzellikteki kumsallar ve isteyene sakin bir deniz, isteyene ise dalgaların hareketlendirdiği bir deniz.

Fethiye ilçe merkezinden, Ölüdeniz’e giderken, dik rampanın sonunda, Hisarönü ve Ovacık köyleri vardır. Bunlar: yan yanadır.

OVACIK

Fethiye ilçe merkezine 6 km uzaklıktadır. Ölüdeniz’e ise 5 km uzaklıktadır.

Fethiye eteklerinde küçük bir kasabadır. Babadağ’ın dibinde, Ölüdeniz ile Fethiye arasında bulunan bir plato üzerindedir. Babadağ yamaçlarına yakın olması nedeniyle serin esintiler bulunur. Hisarönü ile aynı yerdedir ve Hisarönü’nün konaklama tesislerinin bulunduğu kısımdır.

Belde son yıllarda kurulan çok sayıda otel ve tatil köyü ile turistik bir merkez olmuştur. Ovacığın hemen bitiminde Hisarönü başlar. Ovacık ve Hisarönü’nün birleştiği yerde, Ölüdeniz yol ayırımı vardır.

Son bir not: Ovacık bölgesinde tepe üzerindeki sur duvarları, 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Fethiye Ölüdeniz Hisarönü

HİSARÖNÜ

Fethiye-Ovacık karayolu üzerindedir. Fethiye Ölüdeniz’e 4 km uzaklıktadır. Fethiye ise 10 km uzaklıktadır.

Çam ormanlarının içindedir. Gündüzleri sakindir. Ancak burası özellikle popüler gece hayatı ile tanınmaktadır. Hisarönü merkezi, akşam saat 19.00’dan sonra araç trafiğine kapanmaktadır. Ölüdeniz ve Fethiye’den daha yüksekte olduğu için, hava nispeten daha serindir.

Burada çok miktarda tatil köyü, otel ve pansiyon bulunmaktadır. Bölgede çok sayıda hediyelik eşya dükkanı da bulunuyor. Mağara ve dükkan yanında, sokak üzerinde sayısız tezgah açılarak çeşitli ürünler satılır.

Ayrıca: restoranlar, barlar, kulüpler ve mağazalar vardır. Özellikle “Barlar sokağı” eğlence için tercih edilmektedir ve özellikle İngiliz turistler oldukça fazladır. Ancak sadece turist değil, bölgede çok sayıda yerleşik İngiliz ve İrlandalı da yaşamaktadır. Restoran ve barlarda, menüler İngilizce ve Paunt olarak yazılıdır. İngiliz yemekleri servis edilir. İngiliz usulü kahvaltılar bulunur. Raflarda İngiliz gazeteleri görebilirsiniz. Yani bunu yazmaktan sıkılsam da, buranın esnafı Türk müşteriyi pek sevmez.

Son bir not: Hisarönü bölgesinde bulunan Roma yapı kalıntıları, 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Fethiye Ölüdeniz Belcekız

BELCEKIZ

Ulaşım

Fethiye Ölüdeniz, Fethiye ilçe merkezine 14 km uzaklıktadır. Yol, çamların arasından ilerler. Yolun son kısımlarındaki yokuştan aşağıya inince, muhteşem bir mavilik, deniz sizi karşılar.

Burası “Belcekız Koyu” dur.

Ölüdeniz lagününün bulunduğu mahalle “Belcekız” olarak isimlendiriliyor.

Belcekız koyundaki kumsaldan yürüyerek Ölüdeniz’e ulaşabilirsiniz.

Fethiye Ölüdeniz

ÖLÜDENİZ

Teke Yarımadasında Fethiye Ölüdeniz Mahallesindedir.

2006 yılında; Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi olan “Bild” gazetesinin düzenlediği ankette “Dünyanın En Güzel Sahili” seçilmiştir.

Fethiye Ölüdeniz: Likya döneminde “Işık ve Güneş Diyarı” olarak tanınmıştır.

Ortaçağ’da ise “Uzak Diyar” olarak tanınır.

Adı gibi durgun bir göl şeklindedir.

Kıpırtısız durur.

Belcekız kıyılarında yoğun dalgalar varken, Fethiye Ölüdeniz’de sadece çırpıntılar görülür.

Dibinde tek bir tane yosun yoktur ve beyaz bir kumla örtülüdür.

Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık “turkuaz” bir renk verir.

Ayrıca: kıyıdaki çamların gölgesi, Fethiye Ölüdeniz e düşer ve ortaya etkileyici bir görüntü çıkar.

Fethiye Ölüdeniz lagünü, Kaptan Cousteau tarafından incelenmiş ve buranın tek hücreli mikro organizmalardan deniz kaplumbağalarına kadar birçok canlıyı barındıran doğal bir akvaryum olduğu belirtilmiştir.

Fethiye Ölüdeniz

Ölüdeniz 2 kısımdan oluşuyor.

1’nci Bölüm: Belcekız bölümüdür.

2’nci Bölüm ise, Lagün bölümüdür.

Her iki bölümü birbirinden Kumburnu ayırır.

Kendisini Yenilemesi

Fethiye Ölüdeniz, hemen hemen her gün kendisini yeniler.

Çünkü: burada yoğun kaynak suyu çıkar.

Dipte, açık denize doğru bir akıntı vardır.

Kaynak sularının yarattığı tuzluluk farkı nedeniyle, açık denizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon vardır.

Gel-git etkisi nedeniyle, 2-3 günde bir Ölüdeniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bunun sonucunda, Fethiye Ölüdeniz’e büyük oranda, açık deniz suyu giriş ve çıkışı sağlanmaktadır.

Ölüdeniz Efsanesi

Bir zamanlar, buradan geçen gemiler, açıkta demirler ve içme suyu almak için sandallarla kıyıya çıkarlarmış.

Yine bir gün yaşlı bir kaptanın genç oğlu, sandalla su almak için karaya çıkar ve “Belcekız” ı görür. Görür görmez de vurulur aşık olur. Kızda buna kapılır.

Ancak, delikanlı suyu alıp dönmek zorundadır.

Gemi uzaklaşıp gider.

Belcekız, hep kıyıyı, sevgilisini gözler.

Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde, sandalla kıyıya su almaya gelir ve görüşürler.

Yine bir gün, gemi, buradan geçerken fırtına çıkar.

Genç, kaptan babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söyler.

Ancak babası oğlunun gönül macerasını ve karadaki Belcekız’ı bilmektedir.

Oğlunun sevgilisini görmesi uğruna, gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünür.

Fırtına, dalgalar ve baba ile oğul arasındaki kavga büyür.

Gemi tam kayalıklara çarpacakken, kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve geminin dümenine iyice yapışır.

Derken deniz döner, çarşaf gibi bir koya girerler.

Oğlan ise orada denizde ölür.

Belcekız, kayaların üzerinde sevgilisini beklerken, öldüğünü görünce kendisi de kayalardan atlayarak intihar eder.

İşte o günden sonra kızın öldüğü yere “Belcekız” ve oğlanın öldüğü yere ise “Ölüdeniz” denir.

Ölüdenizin rengi, günün değişik saatlerinde değişip durur ve bu durumun, iki aşık oğlan ve kıza denizin yandığını söylerler.

Fethiye ÖlüdenizKıdrak Tabiat Parkı

 

KIDRAK TABİAT PARKI

Kıdrak koyu, Fethiye Ölüdeniz’in ilerisinde, Kayaköy’e yaklaşık 16 km uzaklıktadır. Fethiye merkeze 12 km ve Ölüdeniz’e 3 km uzaklıktadır.

Babadağ eteklerindeki bölge: 1983 yılına kadar Orman içi dinlenme yeri iken, bu tarihte “Tabiat Parkı” olarak ilan edilmiştir.

Çünkü flora zenginliği ve orman, deniz, sarp kayalıkların oluşturduğu doğal peyzaj koruma altına alınmıştır. 1’nci derece doğal sit alanıdır.

950 hektarlık alanda ilan edilen Kıdrak Tabiat Parkı içine, Ölüdeniz de dahil edilmiştir.

Alan: Fethiye Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsar.

Fethiye Ölüdeniz’den buraya karayolu bulunmaktadır.

Fethiye Ölüdeniz Kıdrak Plajı

Kıdrak Plajı

Fethiye Ölüdeniz biraz ilerisindedir. Ölüdeniz kalabalığından sıkılmış olanlar burayı tercih ediyorlar.

Milli Park alanı olması nedeniyle buraya giriş ücretlidir. (Araç girişi 27 TL. dir.) Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra biraz yürümek gerekiyor.

Kıdrak Plajı: 2017 yılında Tabiat Parkı olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, burada birçok ağaç türü ve birçok kuş türü bulunmaktadır. Ayrıca yaban hayatı da mevcuttur.

Sessiz ve sakin bir yerde, plaj istiyorsanız, burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burada ayrıca: piknik, yürüyüş, kuş gözlemi ve fotoğrafçılık yapabilirsiniz.

Tabiat parkında bir işletme bulunuyor. Bu işletmeye ait bölgede: karavan veya çadırla konaklama yapabilirsiniz. Tuvalet ve duşlar bulunuyor.

Koyun en büyük özelliği: yamaç paraşütü yapanların genellikle iniş için kullandığı alandır. Yani güneşlenirken, tepenize inen rengarenk paraşütleri izleyebilirsiniz.

Piknik Alanı

Kumsal hariç, ağaçların altında çokça dinlenme alanları vardır. Ancak piknik alanı fazla büyük değildir. Park alanına dışarıdan yiyecek-içecek getirmek serbesttir.

Fethiye Ölüdeniz Piknik Alanı

Plaj-Kumsal

Plaj, kumluktur.

Sahilde şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür. Plajda, soyunma kabini, duş ve tuvalet bulunuyor.

Giriş ücreti ödemenize rağmen şezlong ve şemsiye için de ücret ödemeniz gerekiyor.

Fethiye Ölüdeniz

Deniz

Deniz birden derinleşiyor bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için uygun değildir. Suyu tertemiz ve berraktır. Deniz serin, hafif dalgalı ve kum-çakıl karışımıdır.

Ancak deniz yoğun şekilde taşlıktır, bu yüzden deniz ayakkabısı kullanmak şarttır.

Fethiye Ölüdeniz Kumburnu Tabiat Parkı

 

KUMBURNU TABİAT PARKI

Belceğiz’İn kuzeybatısında, Kıdrak Tabiat Parkı sahasının içindedir. Park alanına giriş ücretlidir. Otopark ve giriş ücreti 25 TL. dir. Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra plaja ulaşmak için 150 metre kadar yürümek gerekiyor. Dikkat buraya yaya olarak girerseniz ücret alınmıyor. (Eskiden 7 TL. giriş ücreti alınıyordu.)

Çevresi dağlarla çevrilidir.

Tabiat Parkı, Muğla Valiliğine bağlı MUÇEV (Muğla Hizmet Vakfı) tarafından işletiliyor.

Burada: 100 metrelik bir mesafenin, saha koruması yapılarak sürekli temiz kalması sağlanıyor. Bu mesafeye giren atıklar, görevliler tarafından anında temizleniyor.

Günübirlik ziyaretler için kullanılmaktadır.

Halen burada iki küçük kafeterya bulunmakta ve fast-food türü yiyecek ve içecekler satılmaktadır. Piknik yapmak isteyenler için, piknik alanı düzenlenmiştir.

Fethiye Ölüdeniz Kumburnu Halk Plajı

 

Kumburnu Halk Plajı

Fethiye bölgesindeki mavi bayraklı 3 plajdan birisi burasıdır.

Plaj 2 km uzunluktadır.

Plaj bölümünde: su sporları yaptıran bir işletme bulunuyor. Ayrıca duş ve tuvaletler bulunmaktadır.

Plajda şezlong ve şemsiye kiralamak imkanı bulunmaktadır. (şezlong 15 TL ve şemsiye 15 TL. dir.)

Denize gelince, deniz tabanı taşlık ve hatta kayalıktır ve birden derinleşir. Bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu ailelere uygun değildir. Isıran balıklar burada da vardır.

BABADAĞ

1975 metre yükseklikteki Babadağ üzerinde kurulu B tipi mesire alanı, Babadağ’ın 1965 metre rakımındadır ve yaklaşık 810 hektar büyüklüktedir.

Paraşüt yapmayacaksanız, Babadağ’da Bayrak Zirveye kadar çıkın ve çevreyi ve paraşüt yapanları izleyin. Burada “Zirve Kafe” diye bir mekan bulunuyor, oldukça güzel bir yerdir.

Burası, Fethiye Ölüdeniz e yamaç paraşütü atlayışı için kullanılmaktadır.

Babadağ yamaç paraşütü için ayrı yükseklikte 4 tane piste sahiptir. Hava şartlarına ve rüzgar durumuna bakılarak hangi pistten atlayış yapılacağına profesyonel pilotlar karar veriyorlar.

Sadece: paraşüt atlayışı ve manzara izlemek için gelenler tarafından kullanılabilir.

Ancak: buraya ulaşım oldukça dik ve stabilize yolla sağlanır. Paraşüt atlayışı yapacak olanlar buraya özel ciplerle çıkarılırlar. Bu yolculuk yaklaşık 50 dakika sürer.

Fethiye Ölüdeniz Skywalk Teleferik Projesi

 

Skywalk Teleferik Projesi

Proje tamamlandığında, Ölüdeniz ile Babadağ zirvesi arasında ulaşım sağlanacaktır. Bu hareket, Babadağ’ın karlı zirvesi ile yine Ölüdeniz arasında kış aylarında da devam edecektir.

Fethiye Ölüdeniz Teleferik

Teleferik projesinin başlangıç yeri: Ovacık Mahalesindeki Yasdam Caddesidir. Bitiş yeri ise, Babadağ zirvesindeki 1700 metrede bulunan pistin hemen yanındadır.

1700 metre yüksekliğe çıkacak olan teleferik, 61 kabinlidir ve seyahat süresi 7 dakikadır.1800 ve 1900 metrelik pistlere ulaşım ise telesiyej ile sağlanacaktır. Proje dahilinde 1700 ve 1900 metre pistlerinde restoran ve seyir terası yapılacaktır.

Fethiye Ölüdeniz Paraşüt Atlayışı

Paraşüt Atlayışı

Deneyimli bir pilot eşliğinde başlayan uçuş, 35-40 dakika sürer. Uçuşu tamamladıktan sonra yamaç paraşütü atlayışı yapanların inmesi için ayrılmış alana iniliyor.

Fethiye Ölüdeniz Faralya Köyü

 

FARALYA KÖYÜ

Fethiye merkeze 28 km ve Fethiye Ölüdeniz e 8 km uzaklıktadır.

Fethiye Ölüdeniz den; buraya ulaşım için alternatiflerden birisi: Likya yolu üzerindeki Kelebekler Vadisinden, yukarıya yürüyerek ve zaman zaman iplere asılarak tırmanmaktır.

Diğer ulaşım şekli ise, araba ile buraya ulaşmaktır.

Köyün ismi “Uzunyurt” olarak değiştirilmiştir.

Köy, denize meyilli bir yamaç üzerindedir.

Denizden 440 metre yüksekliktedir.

Köy: yemyeşil bir cennete benzer.

Dağlardan gelen rüzgarlar sıcak yaz günlerinde insanın içini rahatlatır. Köy, yüzünü Akdeniz’e dönmüş ve sırtını Babadağ’a yaslamıştır. Kızılçam ormanlarıyla bir cennet gibidir.

Köy: Hisar, Orta Mahalle ve Kabak Mahallesi olarak üç mahalleden oluşmaktadır.

Köy halkı, hayvancılık ve turizm ile uğraşmaktadır. Özellikle bal üretimi yaygındır ve burayı ziyaret ederseniz, bence mutlaka tatmalısınız.

Köyde; sakin ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için pansiyon, otel, bungalov ve çadır kamp yerleri bulunuyor.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Vadisi ve Kabak Koyu

 

Kabak Vadisi ve Kabak Koyu

Fethiye merkeze 31 km dir. Kelebekler vadisine yakındır.

Buraya gerek teknelerle denizden ve gerekse dolmuşlarla karadan gidebilirsiniz.

Vadi yüzlerce metre yükseklikteki yamaçlarla çevrilidir. Bu yamaçların yükseklikleri 800 metreyi bulabilmektedir. Kanyonun bitiminde, vadi yaklaşık 200 metre genişlikte bir plajla sonlanır.

Kabak koyu: doğa tutkunları için, yörede mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Koyu

Likya yolu üzerindedir.

Koy, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Çünkü: dünya üzerinde koruma altına alınmış 100 dağdan biri olan Babadağ eteklerinde bulunan Kabak Koyu, Türkiye’de nadir rastlanan bir jeolojik yapı olan kanyon biçimindedir. Doğal hayatın devamlılığını sağlamak için bölgede büyük oteller yoktur.

Burada kamp alanlarında bungalovlarda kalabilir veya çadır kurabilirsiniz. Hatta ağaç evler bulunmaktadır. Tesislerde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği veriliyor.

Ölüdeniz’den sonra en güzel kumsal buradadır.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Koyu

Koyda 200 metre uzunluktaki sahilin bir kısmı taş bir kısmı kumludur.

Kumsal Sit alanı olduğu için herhangi bir tesis bulunmuyor. Tesis olmadığından doğal olarak şezlong ve şemsiye de bulunmuyor. Yani kendi şemsiyenizi götürmelisiniz.

Deniz ise, temiz ve parlaktır. Ancak kalabalık sezonda yani Temmuz ve Ağustos aylarında deniz aşırı kalabalık olması nedeniyle bulanık olabiliyor. Denizde su seviyesi birden derinleşiyor, bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için sıkıntılı bir yerdir, dikkat etmek gerekir.

Fethiye Ölüdeniz Kelebekler Vadisi

 

KELEBEKLER VADİSİ

Vadiye kara ulaşımı yoktur. Sadece Ölüdeniz’den kalkan teknelerle buraya ulaşabilirsiniz. Tekneler vadinin koy kısmına gidiyor, bu koyun ismi “Güdürümsü Limanı” dır.

Babadağ’ın eteklerindedir.

Babadağ: sahil olduğu endemik türler nedeniyle, UNESCO Dünya Mirası için önerilmiştir.

Vadi, 350 metreye ulaşan sarp kayalarla çevrilidir.

Vadi, her türlü yapılaşmaya kapalıdır.

İsmini barındırdığı 80’den fazla kelebek türenden ve özellikle “Kaplan kelebeğinden” almaktadır.

Vadide kayalarda, ağaçların gövdelerinde ve yapraklarında, milyarlarca kelebek bulunmaktadır.

Bu kelebeklerin yarattığı bu örtü, önce fark edilmiyor ancak bir ses veya bir hareket nedeniyle, havalanan kelebekler, gökyüzünü sarıyor.

Vadi: 1995 yılında 1’nci derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Yani, burada yapılaşma yasaktır.

Fethiye Ölüdeniz Kelebekler Vadisi

Vadiye giriş ücretlidir.

Burada konaklama isterseniz: çadır ve bungalov tercihleri bulunmaktadır. Konaklayanlar için vadide bir restoran, bar ve büfe vardır.

Yukarıda belirttiğim gibi, buraya ulaşmanın en kolay yolu teknelerdir.

Ancak Babadağ eteklerinde Kelebekler Vadisine ulaşan iki tane patika bulunmaktadır.

Bu patikalardan bir tanesi “Şelalelere” ve diğer patika ise “Faralya köyüne” gitmektedir.

Belli bir tecrübeniz varsa, sadece 1’nci Şelaleye kadar gitmeniz önerilir, gerisi tehlikelidir.

Faralya köyüne giden patika ise daha tehlikelidir, hatta birçok yerde ilerlemek için ip yardımı ile yukarı çıkmak gerekir.

GEMİLER KOYU

Ölüdeniz’in batısında yaklaşık 7 km uzaklıktadır.

Kaya Mahallesinin arkasındaki tepenin hemen arkasında, zeytin ve çam ağaçlarının arasında “Gemiler Koyu” bulunmaktadır

Gemiler koyu ve plajı: korunaklı oluşu ve güzel kumsalıyla gerek tekneler ve gerekse karayolu ile buraya ulaşanlar tarafından yoğun tercih edilmektedir. Karayolu ile, buraya Fethiye-Hisarönü-Kayaköy yolundan ulaşmak mümkündür.

Kayaköy, buraya 5 km uzaklıktadır. Birçok ziyaretçi, buraya Kayaköy’den yürüyerek gelmektedirler. Ancak buraya araçla da ulaşmak mümkündür.

Koyda, plaj işleten bir işletme bulunuyor. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür. Sahilde kano ve deniz bisikleti kiralayabilirsiniz.

GEMİLER ADASI

Gemiler koyunun tam karşısında ise, Gemiler adası vardır.

Adanın diğer ismi “St Nicholas” (Aya Nicola) adasıdır.

Adaya, tekne ile geçilebiliyor.

Adaya giriş ücretlidir. Müze kartı olanlar, ücretsiz girebiliyorlar.

Adada, MS 5 ile 13’ncü yüzyıllar arasında, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim görülür.

Bu dönemlere ait: sarnıç, konut, depo ve kilise kalıntıları vardır.

Büyük kilisenin freskleri iyi durumda günümüze ulaşmıştır.

Deniz kıyısında ise sarnıç kalıntıları vardır.

Kalıntılar arasında en ilgi çeken yer: iki kilise arasındaki 500 metrelik tüneldir.

Tünel bazı kısımları yıkık olarak günümüze ulaşmıştır.

Tünel içindeki merdivenlerin aralarında 17 durak vardır.

Bunlar: İsa’nın çarmıha gerilmeye götürülürken 17 kere dinlenmesini temsil eder.

MS 240-241 yılları arasında meydana gelen deprem sonucunda, kıyıdaki kalıntıların bir kısmı suların altında kalmıştır ve günümüzde bu batık kalıntıları, denizde 2 metre derinlikte görülebilmektedir.

1990 yılında bir Japon arkeoloji heyeti tarafından yapılan araştırmalarda, adanın erken Hıristiyanlık döneminde bir ziyaret yeri olduğu, çünkü adada denizcilerin azizi St Nicholas’in yaşadığı tespit edilmiştir.

Evet bu adayı ziyaret etmeyi düşünürseniz, özellikle gün batımını izlemenizi şiddetle öneririm.

Fethiye Ölüdeniz Yediburunlar Köyü

 

YEDİBURUNLAR KÖYÜ

Ölüdeniz ve Patara plajları arasındadır.

Yolu biraz zorludur. Ancak büyüleyici manzaralar sunmaktadır.

Köy, eski dönemlerde “Kutsal Burun” (Hiera Akra) olarak tanınmaktadır.

Köy, denizden 600 metre yüksektedir ve harika bir manzara görülmektedir. Yüksek konumu nedeniyle havası bunaltmaz.

Güneye doğru: sırasıyla Yediburunbaşı, Kötü, Sancak, İnkaklık, Yassa, Kılıç ve Zeytin burunlarından oluşmaktadır.

Evet, Yediburunlar köyünde denize ulaşmak için, Likya yolu üzerinden bir yürüyüş parkurundan denize inmeniz gerekiyor.

Bu parkurun bir kısmı “Kabak koyu” na doğru ayrılıyor. Diğer kısım ise özel bembeyaz bir koya açılıyor. Ancak: 450 metre yükseklikteki yamaçtan, 2.5 km lik bir parkurdan aşağıya inmek gerekiyor. Aşağıda deniz kıyısındaki koyda herhangi bir tesis bulunmuyor.

Fethiye ören yerleri.

Fethiye merkezi gezilecek yerler.

Fethiye kayaköy ve çevresi.

Fethiye genel bilgiler.

Fethiye Göcek ve çevresi.

Fethiye Girme kaplıcaları.

Fethiye Saklıkent.